26 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

26 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- ÇL A OO T LA M A GOK Haa aa Buz Bulun ahiliye Vekâleti, İstan- bulun her semtinde ber saakte buz bulundurul. ması, Belediye ile buz serba- yiliği arasındaki muknvele - nin tamamen yerine getiril- Mesinin temini çin vlüyet ve Belediye Reisliğine bir tahri- Tat göndermiştir. Şu yaz mev- siminde halkı yakından alâ - kadar edeceği için — tahriratı aynen neşrediyoruz: 1— İstanbulda buz sarfiya- tının en çok olduğu aylara gi- riyoruz. Belediye elinde bu- Tunan iki buz fabrikası günde 125.000, ayda 2,750,000 kilo buz istihsal edecek kabiliyettedir. Aylık sarfiyat istihlâkin en çok olduğu temmuz ve ağus- tos aylarında bile, ayda iki milyan kiloyu geçmemekte - dir, Binaenaleyh mevcut tesis; tın istihsal kuüdreti en yük - sek sarfiyatın daha bir miz ni karşılıyabilecek kabiliyette olduğuna göre bu yüzden hal- kın sıkıntıya düşmesi muta savver değildir. 2— En mühim nokta serba- yilik mukavelenamesi hüküm- lerini tamamen yerine geli - rilmesi hususunun teminidir. Bunun için: 4) Mukavelenamenin 3 ün- €cü maddesinde yazılı depo ve şabelerin faaliyete getirilme- si, bunlara olt tasarruf vesi - kalarının veya iera mükave- Jenamelerinin serbayiden is- tenmesi, b) Bütün depo ve şubeler- de mahalli ihtiyaç ve istihlâ- ke göre gündüz ve gece her zaman lürumu kadar buz bu- Tundurulması — hiçbir talebin şu veya bu sebeblerle redde- dilmemesi, €) Buzun kilosunun her yer- (Günün Meselesi: er Semite, Her Saa Buzun KilosunaHer Yerde100 Paradan F azlq Arlnmıyacak durulacak | de ve her saatte 100 paradan fazlaya sattırılmamasış bu - nun için de mukavelename | — muücibince buz bulundurmak ve satmak mecburiyetinde o- lan depo ve şubelerin her haf. ta gazetelerle halka ilân edil- mekle beraber bu yerlere (bı satış yaridir. Her zaman iste- nildiği kadar buz. bulunur. Kilosu 100 paradır) ibaresini havi berkesin görebileceği eb'atta İevhalar astırılması muvafık olur. 3— Mukavelename hüküm- lerinin tamami; tatbikini to - min için her mıntakada bele- diye zabıtası memurlarının devamhı surette huz salış yer- lerini günün muhtelif saatle- rinde teftişe memur edilmesi. 4— Buz bulundurmuyan ve- ya kilosumu yüz paradan faz- laya satan yerler görülürse derhal keyfiyet zabıt varaka- sile tevsik edilerek mukave - lename hükümlerinin tatbik olunması. 5— Her belediye dairesi da- bilinde balkın bu mevzua ta- allük eden müracaat ve şikâ- yetlerile müstemirren meş - gul olacak bir merci ve bir te- Tefon numarası — gösterilerek keytiyetin halka ilânı, 6— Bu tedbirlerin şiadiden bütün belediye şubelerine tebliğ edilmesi. 1— Hulâsa: Bu sene bu işin mükavelename hükümleri da- hilinde halkın menfaatlerine en uygun şekilde esaslı suret- te tedbirlenerek bu yüzden hiç| bir şikâyet vukuuna meydan yerilmemesi; şikâyetlerin za- manında ve derhal nazarı dik- kate alınarak men'i, tekerrü- Tü esbabının istikmal buya - I rulması ehemmiyetle rica ©- hunur, KISA POLİS HABERLERİ * Ahmed adında bir genç bin- Giği bisikletle Karagümrükte o - | turduğu evinin kapısında oyna - makta olan Mustafanın ? yaşın - daki çocuğu Turana çarpmış ve | Çocuğun yaralanmasına şckwl'm'eîlW vermiştir. * Şoför Hıristonun tearesinde | Ki 2220 numaralı ötomobil Tepe > | başından geçmekte iken Mehned adında bir kapicıya çarpımış ve Mehmedi müuhtelif yerlerirden yaralamıştır. * Kuruüçeşmede oturan Meh - med adında biri boş bir sandığı | parçalamakta iken sandıktan fır- | hyan bir çivi başına isabet etmiş ve yaralanmıştır. * Paşabahçe ispirto fabrika - sında çalışan ameleden Mustafa nacak koruyucu teâbirler iz. Tunmaktadır. Radyoloji Müesseseleri| Hakkında Nizamname tanbülda adedleri gittikçe çoğalan| radyoloji, radyom ve elektrikle te- davi müesseseleri hakkında hazır- Janan nizamname İcra Vekilleri Heyeti tarafından kabül olun - muştur, Bu nizamname ile radyoloji mü- esseselerinin çalışmaları kontrol altına alınmakta ve zarar verici Röntken ışıklarına kargı da ah - Bu kabil cihazları kullanan dok- torların âletleri muntazaman tet- kik ve fenni kontrol edilecektir. oğlu Şükrü alışveriş yüzünden çı- kan kavga neticesinde Divanyo - hında kasablık eden Hasanı ba - şından yaralamıştır. | Çanakkale Bizimdir | V e ir zamandanberi, Alman matbuatınm dili garib bir pelteklikle, şu bu mevrular üzerinde dolaşıyor: — İddilarına göre, Büyük Harbde, meşhur Ça- makkale zaferine, biz, Almanlar sayesinde kavuşmuşuz, şimdi de onlara hıyanet ediyormuşuz!. Çanakkale halis 'Türk zaferidir. © kadar halis ki, Çanakkale mu- harebelarini başka hiçbir mille- tin ordusu kazanamadı. Biz oraya yüz binlerce münevver Türk gen- cini gömdük. Çankkale gibi bir zaleri yara- tacak Türkten gayri - bir millet, henliz yeryüzünde ne doğmuş, ne de doğacaktır. Çanakkalede akan Türk kanı - dır. Yağmur gibi yağan mermiye göğüs geren Türk bağrıdır. BÜRHAN CEVAT Asfalt Yolların Parkeleri İkinci Derecedeki Caddelere Döşenecek İstanbulu: muhtelif semtlerin- de başlanan yol faaliyeti hnırı*xlc; devam etmektedir. Bir yandan asfaltlarıma — işine devam olunurken diğer tara” da buralardan çıkan parke taşları- nın 2 inci derecedeki caddelerde kullamılarak buralarının da par | keye çevrilmesi kararlaştırılmış- | tır. Parkeye çevrilecek- olan caddelerir döşermesi'işi de 15 bin Jiraya ihale edilmiştir. İbale şartnamezine göre yollar- da kullanılacak olan parke taş « ları ve kumlar Belediye tarafın- dan verilecektir, Öğrendiğimize göre ilk pariide parkeye çevrilecek olan caddeler şunlardır: Aksarayda — Valde Satalinilee karakola kadar olan yolun toprak kasmı, Ebüssuud caddesi, Tüne - lin ödünden Tersaneye giden yol «Tersane cuddesi», bu | Gazi köprüsünün dubaları yer- lerine konulduktan sonra duba - ların boyalarının deniz — suyuna karşı lâzım gelen mukavemeti gös- termeyerek bozulduğu anlışıl - mıştır, Belediye reisliği bunun üzerine P O Şivezad'ı Yaralıyan Delikanlı Üç Ay Hapis ve 50 Lira Para Cezasına Mahküm Edlidi undan iki sene evvel dikkat- Bıııl_k ve tedbirsizlik yü - zünden çifte ile şalr mer - hum Cenab Şehabeddinin kerim si Şivezadı yüzünden ağır surette yaralamaktan suçlu Ali Reşa: minde bir gencin — duruşm. dün asliye birinci ceza mahke - mesinde devam edildi. Dünkü muhakemede suçlunun avukatı Ali Reşadı göyle müdafan etti çilteyi tmizlerken, silâh birden - bire ateş almış ve bu esnada $- kaktan geçmekte olan Bayan Şi- vezad yüzünden yaralanmıştır. Hâdisede kasıd yoktur. Ali Reşaği davacıyı kazaen yaralamıştır. Be- raetini taleb ederim.> Geçen celsede müddelumumi süçlünün tecziyesini i#temişti. yetihâklme şahidlerin sözlee ri tahkikat evrakı ve Gerecalı ile All Reş: ve 50 lira para cezağıha mahküm etti. Fakat yaşı küçük olduğu içini hapis cezasının 1,5 aya indirilme- sine ve cezanın da teciline karar Sevim'i Köpek Isırdı * Yedikulede oturan Hafize adında birine aid köpek sokakta başı boş olarak dolaşırken ayni semtte oturan Suavinin 7 yaşın- daki kızı Sevimi kolundan ısır - mıştır. Köpek müşahede altına Mahkemeler 'Bir Rüşvet . müekkilim hâdise günü | evinde, bir odada, boş zannettiği | LHS Alma Dâvâsı | Hakikatın Anlaşılması İçin Diğer Şâhitlerde Dinlenecek ki ay evvel, komiser muayin! iken, Unkapanında, Osmanbey hamı odabaşısı Hasandan Tüş- vet almaktan suçlu Ulvi ortağı Cemalin duruşmasına dün asliye ikinci cezada devam edildi. Dünkü muhakemede hâdise şa « hidleri sorguya çekildi. Bunlar» gan üçüncü şube sicil — memuru Hamdi şu ifadeyi verdi: «— Hâdise günü, odabeşı Ha - san merkeze geldi. Ve yana ya- kıla şunları söyledi. Bundan iki üç ay evvel, bir Bün cibali komiser muavini bana geldi. Harı dolaştıktan sonra çı- karken, seri bir sesle Hana neden bakmıyorsunua? 0z toprak, pislik içinde. Ve sözlerine ilâve etti: — Ben bu hanı kapat Ona y —U rlca ederim. Bu se- ferli umuza bakı Bundan sonra hanı hep ti mağa çahışacağıza Acıyın; Ta met & ma.. Çoluk, çocuk hibiyim, yakmayın beni!. Buünün üzerine Ulvi Bey: — Eğer, dedi, her ay bana 5 li- | ra verirsen, hanını kapatmam! Onun bu te kabul ettim e kendisine 5 lira verdim. Bu- gün handa işlerimle meşgul bu- landuğum bir sırada, — Ülvi Bey gene geldi, para istedi. Ona: — Şimdi param yok. akşam saat| altıda gel veririm, dedim, — Peki, dedi ve gitti. Öğleden sonra komiser müa - hınmıştır. Momleketimizde ve bihassa t (tazi Köprüsünün Dubalarının Boyaları Dökülüyor derhal inşaatı yapan firmanın na- zarı dikkatini celbetmiştir. Firma; bu bozulmanın boya » ların şartname ve mukaveleye uy- günsuzluğundan değil Haliç sula- rımda görülen bazı kimyevi mad- delerin tesirile vukua - geldiğini vinlerinden Seyfi, polis Halid ve bildirmiştir. Belediye firmanın bu izahını gayrivarid bulmakta ve boyala - rın bozulmasını iyi cinsten kulla- nulmamış olmasına atfetmektedir. Bu iş düzeltilmediği takdirde bittabi teslim alınmıyacaktır. $—SON TELGRAF — 26 mavıs we Büyük Evkaf — Apartmanı Şişhanedeki - Jale -| Bahçesi Arsasında Yapı'acak | Evkaf idaresinin şehrimizde mo- dern ve büyük bir apartıman yar parak bunü ucuz ücretle tercihan memurlara kiraya vereceğini yaz- mıştık. Bu apartımanın - Şişhane karakolunda yapılması kararlaş- tırılmıştır. Hâlen «Jale bahçesi» ismi ve »- rilen vo tramvay caddesinin sağ tarafında bulunan büyük gazino- nun bulunduğu saha bu işe ayrı- lacaktır, Yalnız; bu yer Beledi ye alddir. Öğrendiğimize göre evkaf mü- dürlüğü Belediye reisliğine mü - racsat ederek gazino ve arsasını | istemiştir. Neticede Belediye ile evvkaf arasında şöyle bir anlaş- ma yapılmıştır: Yine Şişhane karakolu civarın- da ve Şen bahçesi ismi verilen ye-| rin biraz üstünde bulunan Evkafa, aid «Çocuk bahçesi» ile ayınca 38 bin lira bir parayı evkaf müdür- lüğü Belediyeye — verecek, buna mukabil de Belediye reisliği; «SJa- le bahçesi» ni kafa terkedecek-| tir. Mübadelö işi hemen yapıla - cak ve inşaata geçilecektir. Ayrıcal bahçe civarında bulunan büyük garaj da yıkılacaktır. Halice tam bir mezareti olan bu garaj yerinde de evkaf dan modern bir gazino yapıla » caktır. fin - eli İstanbul için Broşörler Belediye tur tanbul bro izm müdürli ğü, İs- ingilizce nüs- r. Bunlar « sevkö- rlerini bas dan bir kısım İngilter Tunacaktır. halarını d ven en, üçümüz, Ülviyi suç üstü yar kalamak için Unkapanına gittik. Mezkür hanın yanındaki kayveye girdik. Saat altıya kadar - orada atundak: Hanın odabaşısı Hasanı kahveye çağırdık, cürmü meşhüdi yapacağımızı söyledik. —Hasanın Ulyiye vereceği beş liranın nu - mraasını aldık, Sonra Hasanla be- raber hana gittik. Odabaşının o- daşına girdik, Bir ara Hasan dışarıya çıktı. Bi- raz sanra döndüğü zaman: — Ulvi parayı alması için an kadaşı Cemali göndermiş, dedi. Ve tekrar odayı terketti. Aradan üç beş dakika geçmeden de Ha - sanın karısı Nazife geldi ve: — Hasan şimdi parayı Cemale verdi, dedi. Derhal dışarıya çıktık, Cemali yakaladık, üzerini aradık. Para çantasından biraz evvel numara- ldığemiz boş İira çıktı. Biz zabıt varakasını tanzim &- derken Cemal Hasana: — Arkadaş, dedi. Beni yakma. Bu parayı senden kimin için aldı- ğimi memulara söyle. Hasan da bize: — Evet, dedi. Cemal Bey 5 lira-| yı komiser — muavini Ülvi Beye “vermek üzere benden istedi.> Bazı şahidlerin de çağırılarak dinlenmeleri için duruşma başka bir güne bırakıldı. HALE ©e7 Günahı Kimin Boynunda ? imar Prost birkaç zaman « dır İstanbuldadır. Geziyor, telkikler yapıyor. Dünkü gözetelerde çıkan sözlerinden an- hyoruz ki, şehircilik mütehassısı bilhassa Taksim ve Eminönt mey- danlarile meşguldür. Taksim mey- danı, giltikçe şehrin en merkezi vaziyette olmağa doğru inkişaf et- tiğini gösteriyor. Fakat, ne yazık ki, Taksim, bugünkü halile bix meydan değil, bir dörtyol ağrıdır. Taksimin, hakikaten meydan o- Tabilmesi için bugünkü genişliği - min en az dört beş misli fazlasını kazanması lâzımdır. Bu da nasıl olacak?. Bentm, hiç varsa, o da Taksimde, evvelce Ta- limhane denen geniş sahada vü- cude getirilen apartımanlardır. Bu apartımanlar, son birkaç yıl için- de vücud bulmuştur. Dar sokak- lar hirakılmış ve yüzlerce beton bina yükselmiştir. Ne ağaç, hava, hiçbir şey burada aramayı- niz. Buradaki inşantın, İstanbul Be- lediyesinin «imars denen fikri henüz hazmetmediği zamana ras- ladığı iddia edilemez. Çünkü, ak si halde, bu, İstanbul Belediyesi ne | e savrulmuş eh ağır hakaret eluz. O halde, neden ve nasıl, bu kos- koca meydan bugünkü halini al- dı, taş ve çimente yığınları ile dul- du? İşte bu bir muammadır. Takslır meydanını, hakiki mey- dan haline getirebilmek için mü- him istimlâk yapmak icab edecek. fir. Bu wtimlâk, milyonlarca lira- ya bağlıdır. Sarfedilecek bu milyotların gü- mahi, geçmiş yıllardaki — plânsız düşlüncesiz, — islikbali - görmiyen Belediyenin boynundadır. REŞAD FEYZİ Birimizin Derdi — | Hepimizin Derdi i Bir Tulumbanın Anlattıkları,. «Bu satırları bir şikâyel olsan diye yazınıyorum. Fakat bit Bale. ti ruhiyemizi ifade eder giye dü- şünlüyoram. Evkaf İdşresi Bum. kalar caddesindeki küçük camli geçen Sene tamir etlirdi. —Cami yepyeni ve girin bir hale girdi | 've kabil berkesln hoşuna gitti. kat bu camiin bahçesinde masam Bir tulumba vardır. Bu tulumba sanki Kisamı hal ile masraf yapılın cami tamir edildizi sırada niçin kendiinin unutulduzundan şikâ- yet etmekle ve pek biçimsiz. bir. kalde birakıldığı için beynu bü- ük dermaktadır. Halbuki — ba tulumbacığı da bir kenara almak ve İş arasında zavallıyı da orta yetde metruk bir halde bırakma- mak mümkündü. Şu sözler, bir iki satırdan ibarettir amma, — bir $ yaplığımız zaman o İşi tam yap- mamak zihniyetine bir misal teş- kil eder sannederim.z ROMAN: 31 — Siz, içinde bulunduğunuz şu sarayda benimle mücadeleye kalk- miş bir vaziyettesiniz. Sonra kar- deşiniz, eşiniz, dostunuz da ayni Bürette hareket esdiyorlar. Bütün kalbimle sevdiğim bir kadına kar- Ş1 tevali eden hakaretlerinizi kat- iyyen kabul etmiyorum. Benim en yakinim olan bir kadına karşı, sizin bilâkis hürmet gösterme - nizi İslerim. Siz. kendinizi kor - kunç ve her şeye kadir bir kadın addediyorsanız, buğun Çok sür- miyeceğine emin olabi İz, Düşes, biraz hisli görünmeğe ça- hştir — Haşmetmeab, beni saraydan koğuyor. musunuz? Kral gayet sett bir cevsb verdi: — Ben, kendi sarayımda hükim) eğmiyen varsa, hepsi de birer bi- rer buradan gidebilirler. — O halde beni koğuyorsunuz? — İsterseniz öyle kabul edebi « lirsiniz. Şimdiye kadar yaptığı - nız çılgınlıklar artık kâfidir. Düm- yada herkes şuna veya buna karşı| kin ve gayız besliyebilir. Buna hiç sesimi çıkarmam madam. Fakat bu hislerin izharı — terbiyesizlik haddine düşünce o zaman işte bu- na tahâammül edemem. Bu göz san derece ağırdı. Düşes Dö Gramon yutkundu: — Demek ki beni koğmakta 16- Tar ediyorsunuz, dedi. — Evet, hem de en aşağı iki se- ne gözüme görünmezseniz, çok memnun olacağım. Üçüncü sene içinde benim mi, yoksa sizin mi haklı olduğunuzu anlamak güç bir şey olmuyacaktır Ve Düşese: «Arlık çıkıp gide « bilirsiniz> demeği ifade eden hir olmak islerim. Arzularıma boyun tavırla ayağa kalktı. Düşes Kralım huzurundan çık- tıktan sonra, hemen büyük kar - deşinin evine — koşlu. Ken - disini kanepeye attı, ağladı. ağ- Tadı. Başvekil, kızkardeşini bu ka| dar ileriye atmış olmakla büyük bir hata işlediğini anlamıştı. Hat- ta Kral Şyazöl'e — Versaydan on Hersah ileride, nereye isterse git- mesi hakkında emir dahi vermişti.| Volter nedense Suazöl'den hoş: lanıyordu. Kralın bu karatını işi- | tince heyecana — kapıldı. Madam | Dübarry'ye şöyle bir mektub yaz- | &ı ) *Madam Je kontes, Suazöl'ü Kra-| hın gözünden düşürdünüz. Golibi- | Çeviren: Muanmmer ALATUR Mahalle Sokağından Saraya! MADAM DUBARRY yetinizi tebrik ederim. Bu haber beni hiçbir zaman mütehayyir et- medi. Çünkü ben güzelliğe muka- vemetin kabil olmadığına inanan insanlardanım. Fakat elde ettiği- niz bu muvaffakiyetten dolayı si- zin de iftihar edebileceğinizi ran- netmiyorum. Benim bildiğim ve işittiğim Madam Dubarry dünya- nın en iyi kalbli bir — insanıdır. Şuazöl bana karşı gayet iyi musa- mele ediyordu. Hatta birçok düş- manlarıma karşı beti himaye e- den odur. Şimdi böyle bir hima - yeden mahrum kalmış bulunu - yarum. Umarım ki siz, beni unu- tulmüş İnsanlar arasında bırak - mıyacaksınız. Hakkınızdaki bütün samimi temenniyatımı izhara ce- saret edemiyorum. Benim size kar-, gı olan ilticakâr vaziyetim, baş - kaları için sadakatsizlik addedile- bilir. Benim yaşımda bir adamın, artık vaziyetini ve istikbalini tes-| bit etmek mecburiyetinde oldu - ğunu takdir buyurursanuz.> Madam Dubarry Volter'den al- dığı mektuba şu yolda bir cevab vermişti: «Bana gönderdiğiniz güzel mek- tubunuzu okuduğum zaman, Dük dö Suazöl'ün gözden düşmesine hakikaten son derece — müteessir mızı isterim ki, gerek kendisi, ge- rek kendisinin arkasında yürü - yenler maâlesef böyle bir vaziyeti| kendi ellerile hazırlamışlardır. Dostlarmızın felâketine karşı göz- terdiğiniz alâkâyı, sizin asil kal- en güzel bir ifadesi olarak| kabul ediyorum. Sizin gibi yüksek bir şöhreti himaye etmek eğer ba- na düşüyorsa, ve ben de bunu hak-| kile ifa edebilirsem, hiç şüphesiz ikendimi çok bahtiyar addedece - Him. Size hizmet edebilmek benim için büyük bir şereftir.. Kontes Dubarry Suazöl azledildiklen sonra T- ren'deki şatosuna çekilmişti. Mağ- Tübiyetinden sonra Volter'in ken- disini hazmedemiyordu. Hatta Volter'in madenden yapılmış bir profilini lerinden birinin bırakmasını da bir türlü | iye kestirdi ve bunu şato kule- | tepesinde, her | mıştı. oldum. Fakat çuna emin olma - | rüzgâra karşı gönen direğin tepe-| sine iliştirdi. Yani — Völter'in iki yüzlü bir adam olduğunu ortalığa İlân etmek istedi. TİYATRODAN ŞEHRE Madam Dubarry'nin — saraya mensub diğer kadınlardan daha ziyade vekarla hareket — ettiğine hiç şüphe yoktu. KÜÇÜK AVUSTURYALI KIZ Mayıs ayının ortalarına doğru, Avusturya — İmparatoriçesi Mari Terez'in kizı Mari -Antüvaretin Versaya gelmesi mühim bir hi- dise oldu. Bu on beş yaşındaki kız Veliahâla nişanlamıştı. Pek o ka- dar hasna, müstesna birşey de de- ğildi. Sari saçlı, bembeyaz tenli bif kızdı. Açık bir alnı vardı, diş- leri son derece temiz ve güzeldi, Uzunca boyu, Bilhassa vakur tas vırlarile sarayın takdirini kazan- (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: