daha beklemeğe karar AD IR ) AM A, KRAL Z060 SURİYE KRALI oktanberi, şherimizin mi- safiri bulunan Kral Zogo- Ç nun adı geçmiyordu. Dün- denberi, Zogo yine herkesin bah- settiği isim oldu. Londrada çıkan Deyli Heruld gazetesinin verdiği bir habere gö- re, Kral Zogo, bu sefer Suriye tah- tına geçirilecekimiş.. Suriye, bi - zim bildiğimiz bir cumhuriyettir. Demek ki, Krallık olacak... Eğer bu havadis tahakkük ederse, Zo- go'ya muvaffakiyetler dileriz. Su- riye de bir Akdeniz sahilidir. Abü hava bakımından Adriyatik sa - billeri ile çok az farklıdır. DİĞER SEYYARELERDE —— HAYAT VAR MI Kİ?. —H Bir Amerikan âlimi ,semadan düşen bir taş parçası içinde bir takım mikroblar bulmuş... Şimdi şöyle iddia ediyormuş: Kâinatta- ki diğer âlemlerde de hayat var, Ayda, Merihte ve diğer seyyare- lerde... İyi, fakat, mikrab ne münase - bet?. Halbuki, biz, bütün kâinat- ta, bütün mikropların kürelarz ü- zerinde toplandığını zannederdik. Zavallı insan oğulları... Demek ki Merihte, ayda yaşıyanlar da bizim gibi rahatsız... Acaba, oradaki süt- ler de mikroplu, oradaki sular da karışık, oradaki peynirler, balık- lar da zehirleyici mi?. GARİB BİR LİSAN TEZAHÜRATI Bizim matbuat arkadaşlarına ne oldu?. Bugünlerde hepsi Argo li- sanile yazıyorlar, Dün Vâ-Nü'nun fıkrasının serlevhası şu idi: «Bir titizlik, bir racon ve meteliksizle- tin hali.» KUÇÜK HABERLER * Çinliler, Japonlara yeni ve büyü kbir baskın v *Düşkünler yurdu»na çevril mesi evvelce kabul edilen «Da - rülâceze» nin isminin yine «D: rülâceze» olarak kalması dü: gehir meclisinde kararlaştırılmış. n Sit * Mühabere ve Münakale Ve- Kill A Çetinkaya pazar günü şeh-| rimize gelecektir. * ÜŞ şehit müsabakasına Iştirak edecek atletlerle İstanbul - Edirne| Z— SON TELGRAF —17 MAYIS 193 Dulül Üehmedi KARŞISINDA Son Telgraf- Sonra İkdam refikimiz de, stad- yornda kavga eden çocuklara na- sihat edörken şu serlevhayı koy- müş: «Baylar, sayı ile kendinize geliniz.» Ayol, onlar «baylar» değil, daha çocuk., Böyle dilden ne anlarlar?. ASABİYET VE TELAŞ ——— SIRASI ONLARDA —— İnhisarlar İdaresi 80 derecelik iyi cina, güzel kokulu kolonya çı- | karmağa karar verince, bütün ko- lonya müstahsüleri telâşa başla- mışlar... Ne yapacağız?. diyorlar- miş. Belediye asri fırın yaptıracak... Bütün fırıncılar asabiyet içinde... Telâş ve asabiyet iyi değildir. İn- sanılar telâş etmemek ve asabiyete kapılmamak için daima şunu ha- tırlamatıdır: Başkasını asabiyete sevkettirmemek... Şimdiye kadar fırıncılar, kolon- yacılar kimbilir, kaç vatandaşı 8- sabiyet içinde bıraktılar. Asabi - yet sırası şimd' kendilerinde.. UMUMİ HAPİSHANE BİNASININ HİKAYESİ Toplar atılsın. Çok şükür.. İs- | tanbul umumi hapishane - binası | boşaltıldı. İnşallah gelecek baha- ra da yıkılır. Daha öbür bahara da yeni adliye sarayı yapılır. Şu İstanbul hapishanesi sının tarihi mi, değil mi diye, mü- nakaşası ne kadar uzun sürdü?. Biz, alâkadarlara bir ölçü tek- Hf edelim: Bir binanın kıymeti ve tarihi ehemmiyeti üzerinde te - reddüd mü ediyorsunuz?. Dikkat ediniz: Eğer bina harab, bakım- sız, çökecek halde ise, mutlaka kıymetl; ve tarihi ehemmiyeti ha- | izdir. AHMED RAUF Berlinden Geldi Almanyada Yaptığı 40 Güreşten 39 unu Kazandığını Söylüyor Bir müddetseberi Almanyada bulunmakta olan tannımış pekli- vanlarımızdan — Dinarlı Mehmed Berlinden şehrimize dönmüştür. Dinartı Mehmed seyahat intıbı- larını şöyle anlatıyor: — Almanyada iki ay kadar kal- dım. 40 güreş yaptım. Yalnız bi- rinde yenildim. 3 ünde berabere kaldım. 36 sında da galfb geldim. Fakat umumi tasnifde 2 inci ol - bisiklet müsabakasına girecek bi- sikletçiler bu sabah Ankaradan şehrimize gelmişlerdir. * Dilencilere karşı şiddetli mü- cadele açılmış olduğundan dün de Kâmile, Güllü, Nuriye, Nadide, Mehmedâ, Fatma ve Şükrüye is - minde 7 dilenci yakalanmış ve mahkemece 8 er gün boğaztoklu- Buna belediye hizmetinde çalış- mağa mahküm olunmuşlardır. Tarihi Roman: No. 83 — Herkes ayakta, Bu gece kaç- mağa imkân yoktur. Esasen ölüm tehlikesi bertaraf edildi. Şeyhin misafirleri gidinciye kadar bekli- yelim. Dedi. Tahir, Maryananın feda- kârlığını gördükçe: — Bu kadar güzel bir. kadını Şeyh Said elinden kaçırmak iş- temez. Ben onunla buradan kaç- mağa muvaffak olursam, ne mut- lu bana, Diye söyleniyordu. Bir iki gün vermişler- Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli düm. 1 inciliği Ali bir Abdu İs- minde bir Arab kzaandı. O benim- le müslüman olduğum için güreş- medi... Mehmed pehlivan şehrimizden istirahat etmek üzere Bursaya ve oradan da Dinara — gitmektedir. Mehmed pehlivan İstanbulda, Bur-| sada veya herhangi bir yerde der- hal güreşe âmade olduğunu söy - lemiş ve şunları ilâve etmiştir. Herşey gibi güreş tekniği de büyük bir süratle ilerliyor. Alman- .yada yeni oyunlar ve usuller öğ- vendim. Şimdi daha zevkli güre- şeceğim.» Yazan: CELAL CENGİZ Tahir, Ayşeye kardeş gözile ba- kıyordü. Ayşe, bu oyunun içyü- zünü bilmediği için, Tahire elin- den gelen yardımı göstermeğe başlamıştı. Tahire tepsi ile yemek gönderiyor ve ona çok acıyordu. Yalnız kaldığı zaman: — Yer yüzünde benim de bir kardeşim varmış, diyordu, şim - diye kadar kimsesizdim. Bundan sonra benim de dayanacağım bir kimsem olacak. Tahir ne merd, ne cesur bir delikanlı imiş! Ayşe, Tahirle henüz yüzyüze t. Kabile reisi - elb 5000Talebe Fenerbahçe KatilPolisinEskişehirde Muhakemesine başlandı Çorlu Asfalt Yolu Kasabayı İstanbulun Banliyösü Haline Getirdi İstanbul - Edirne arasında ya- Pilmasına büyük bir faaliyetle de- vam olunan aslalt yolun Çorlu - dan geçmesi; Trakyanın bu şirin kasabasına yeni bir inkişaf vesi- | lesi vermiştir. Asfalt yolun Çorlu - İstanbul kışmının bittiği tarihtenberi şeh- rimizle Çorlu arasında mesafe çok kısalmış alduğundan bu güzel yer, #deta İstanbulun bir kazası ha- line gelmiş ve nüfus, hayat can- hlığı çok artmıştır. Hülen Çorlu- da gerek iktısaden ve gerekse zi- rai bakımdan da büyük bir faa- liyet göze çarpmakta, kasabanın müteaddid yerlerinde her gün ye- ni ve muntazam binalar yüksel - mektedir, Yine Trakyada ilk defa elektrik ışığına kavuşan kaza merkezi de Çorlu olmuştur. . Fakat kilovat ücretlerinin 25 kuruş gibi yüksek miktarda bu - lunması Çorlu halkının şikâyet « lerini mucip olmaktadır. | Çorlulular; elekrik fatlarının her tarafta ucuzlatıldığı bu sıra- larda kilovat üeretlerinin indiril- | mesi için eşebbüse geçilmesini be- lediyelerinden rica etmişlerdir. ği Spor - Bayramı | Hazırlığı Stadyomunda Prova Yapıyor 19 mayıs gençlik ve spor bay- Famına iştirak edecek olan 5 bin S l l ) Nadir Nadi <Neden tahammül etmiyelim?» isimli bugünkü baş- makalesinde dünyanın siyast va- ziyetini mevzuu bahsederek ez - cümle şöyle demektedir: *Geçirmekte olduğumuz gün- leri şüphesiz Utopla adasındaki cennet hayatına benzetemeyiz. Sı- kıntılı saatler yaşıyoruz. Halline uğraştığımız çapraşık Mmeseleler karşısındayız. Bütün milletin va- zifesi, ellerinden geldiği kadar bu derdlere çare aramak, insanlığın ayni şiddetle muhtaç olduğu sulhul korumaya çalışmaktır. — Biz tahammül edemiyeceğiz! Demek, eğer lüzumsuz bir âsab, bozukluğunu ifade etmyiorsa, her halde hislerimizin egoist olmadı- ğına da işaret sayılamaz.» TA selesi bir sinir harbi şeklini a1 « mıştıre isimli bugünkü başmaka- lesinin bir barb sebebi olamıya - cağının Jddia olunduğuna fakat hâdiselerin seyir ve inkişafının dettikten son1a:diyor ki *O halde Almanya Danzig mue selesini kuvvete müracaat ederek halletmeğe ve bu yüzden doğabile- cek harbi göze almağa karar mı vermiştir? Bizce yine hayır. Hitler, Danzig meselesinde Po- Jonyaya karşı şimdi bir sinir har- diseler çıkararak, Polonyaya haka- Tet ve küfürler savurarak dünya- yı bir harbe sütüklemek üzere ol- duğu kanaatini vererek Polom mın sinirlerini yormağa çalışacak- talebe, bugün Fenerbahçe stad- yomunda umumi bir prova yap- maktadırlar, Bu provalarda hazır bulunmak üzere İstanbul cihetindeki talebe- ler saat yarımdan itibaren köp - tüden kalkan vapurlarla Kadıkö- yüne geçmeğe başlamışlardır. Hale; Galata mürettebatı polislerin- den İbrahimin Eskişehirde bir kin yüzünden adaşı İbrahimi öldür - düğünü evvelki gün yazmıştık. Bu ainayetin muhakemesine dün Eskişehirde başlanmıştır. Torahim; Eskişehir tevkifhane- sinden mahkemeye getirilmek l- çin çıkarıldıktan sonra jandarma- lâra saldırmış ve adliyeye varınca da kapatıldığı odada kelepçeli el- lerile camları kırmağa kalkışmış- tır. Katil polis memuru — ağırceza huzuruna da kelepçeli olarak ge- tirilmiştir. Hâkim, kelepçelerini çıkarttır- mış, fakat İbrahim firara teşebbüs etmiş, yakalanmış, bilâhare ağlı- yarak bir istida vermiştir. Kendisinin musyenesi için mu- hakeme bugüne bırakilmıştır. onların bir gün yüzyüze gelme sine ve iki kardeş ğibi konuşma- larına müsaade edecekti. Şeyh Said, Tahiri yanında alı- Kkoymayı bile düşünüyordu. — Benim de böyle atılgan ve cesur bir adama ihtiyacım vardır, Hele biraz tecrübe edeyim de... İşime gelirse, yanıma alırım... Diyordu. Maryana, Tahiri, Şey- | hin bu düşüncesinden haberdar ederek: — Kabile reisine birkaç gün - çinde icab eden emniyet ve itima- dı telkin etmeğe çalış! dedi. Bu, birlikte ve kolayca kaçabilmemiz için, en kestirme bir yol olacak. * | Otuz Plânör Geliyor Şehrimizde Türkkuşu Talebesi için Çalışma Sahası Genişletilecek Şehrimizde «Türkkuşur tale - besine mahsus olmak üzere Anka- radan İstanbula 30 plânör gönde- rilmesi kararlaştırılmıştır. Diğer taraftan — küfi miktarda derilecektir. Bu tayyareler Türkkuşundan turizm pilot şahadetnamesi almış olan tayyarecilerin tatbikatına tah- sis olunacaktır. SA Şehircilik Mütehassısı Mukavelenamesi Şehircilik mütehassısı Pros- tun mukavelesinin 1 sene müd - detle uzatılması için dün Şehir Meclisinden salâhiyet alınmıştır. yid Osman ve Soyid Hüseyin, Şeyh Saidi ziyarele gelmişlerdi. Şeyh Said misafirlerini ayrı ay- rı çadırlara yerleştirdiklen sotra kendilerinden bu ziyaretin sebe- bini sordu. Seyid Osman: — Medinelilerin sizden bir Tica &1 vari - diye söze başladı - Et - rafımızdaki kabileleri - balifenin adamları - çok sıkıştırıyorlar. Yıl- da iki kere vergi vermekten u- sandılar. Halife Abdülmelike lâf anlatmak kabil olmuyor. Medine- liler, sizin burada çok kuvvetli ol duğunuzu bildikleri için, sizden yardım istiyorlar, EBUBEKİR VE ÖMERİN TORUN. LARI MEDİNEDEN NİÇİN GELDİLER? Reisin çadırı önünde duran de- veler, yolcularını bırakıp birer ke- nara çekiliyordu. Medineden, E- Hazreti Ömerin torunu Seyid Hüseyin de ayni sözleri tekrar - ladıktan sonra: — Halife Abdülmeliğe itimadı- mız var amma, dedi, onun vezi- rine güvenimiz yok. Bize çok zu- Tüm yapıyor. -Modlııel birer i- SLTO” KARSI özeleleI Zekeriya Sertel; «Danzig me - | lesinde ötedenberi Danzig mese - | hiç de ümid verici olmadığını kay-| bi açmıştır. Tahrikât yaparak, hâ-| motörlü mekteb tayyaresi de gön- | XENİ SABAH: Fransız Başvekili Daladye'nin geçen hafta irad ettiği bir nutku «gecikmiştir» kaydile tahlül eden Hüseyin Cahid Yalçın bugünkü başmakalesinde bu nutkun kulak- larda tatlı bir hayret ve memnu- | niyet husule getiediğini kaydet - tikten sonra şöyle demektedir: «Demokrasi devletlerinin - sulh lehinde açık ve kat'i gurette mev- ki almaları, Berlin - Roma mih « verini onları bir imtihandan ge - çirmeğe ve samimiyetlerini anla- mak için bir konuşma tecrübesine girişmeğe sevkedemiyecek kadar da kıymetsiz midir? Berlin - -Roma| eğer dünya efkâri umumiyesine biraz kıymet veriyorlarsa kendi haklarında ihtimal ki haksız olan bir şüpheyi silmek için bu tecrü- beye teşebbüs mecburiyetindedir- | ler.r VAKİT: Asım Us eyeni bir Milletler Ce- miyeti ve Türk - İngiliz anlaşması» | isimli bügünkü başmakalesinde bu anlaşmanın harb sonrası düne yasının ortaya attığı proplemle - rin tabii izahlarından başka birşey| olmadığını kaydettikten sonra bu- nu tahlil — etmekte ve bilâhare; Türkiye - Sovyet, Türkiye - İngi- liz ve Türkiye - Saadabad dev - ! letleri, İngiliz - Fransız, Sovyet - Fransız münasebetlerinin ayrı aye rı birer sulh garantisi olduklarını tebarüz ettirerek: <Bütün bu ayrı, ayrı sulh için yapılmış istinad noktaları yepyeni,| sağlam. hüviyetli, sulhu kuvvetile muhafaza edebilecek yeni bir mil- letler cemiyetinin temelini kur - mak için en müsald şartları ihtiva etmektedir.» İKDAM: Başmakalesi yoktur. Hatayla ticaretimiz Artıyor Muamele, istimlâk ve Belediye Resimleri de Kaldırılacak Son günlerde Hataydan İstanbu- la ve memleketimize gelen mal - ların miktarı çoğalmıştır. Ayni suretle buradan giden em- tia da artmıştır. Hataydan gelen mallardan pek | cüzi bir miktarda yani © 1 nis- | betinde bir gümrük resmi alın - maktadır. Hatay menşeli malların hudu- dumuza girdiği Payasta hüküme- timizce bunlardan ayrıca bir de | haricden geliyormuş gibi mua - mele ve istihlâk vergilerile bele « diye resimleri tahsil olunmakta - | &. | “Hükümetimiz Hataydan mem - leketimize ithal edilecek olan bü- tün mallardan hiç bir vergi ve Tesim alınmamasını yani muame- Je ve istihlâk vergilerile belediye | resimlerinin de kaldırılmasını mu- | kabilelere sığınmağa — başladılar. | Şehir içinde hiç kimsenin buzur ve rahatı kalmadı. Bu işkencele Tin önüne ancak siz geçebilirsiniz! Şeyh Said, Medineden gelen bu heyetin samimiyetinden emindi.. Kendisini çok küvvetli gürdükle- ri için buraya kadar gelişlerinden de memnun olmuştu. Hüseyin ve Osmanı Medineliler gok severdi. Şeyh Said her ikisinin de şikâ- yetlerini. dinledi: - Abdülmelike müracsat etme- niz mi?. — . — Dokuz kere haber göndezdik. Bir cevab alamadık, Biz şikâyet ettikçe, Haccac zulmünü ve tazyi- kini arttırdı. — Halife fena bir adam değil- | dir. Onu Haccac iğfal ediyor. Bu- raya uğramadan önce, kendisini bir kere ziyaret etseydiniz, fena olmazdı. — Şama gitmeğe cesaret ede - ilk Medeni İskenderun Belediyesin- | lik vasıtasile resim alınmaktadır. | si Hatayda Nikâh de Tarihi Merasim Yapıldı Hatayda ayın 1 inden itibaren «Medeni Kanun» un tatbikine baş- lanılmıştır. 'Türk kanunu medenisini aynen kabul eden Hatay hükümeti bu suretle nikâhın imamlar vasıta - sile akdini de kaldırmış olduğun- dan kardeş ülkede belediye daire- sinde birinci defa nikâh kıyılması yani ilk medeni nikâh; 4 gün ev- vel; 13 mayıs cumartesi günü İs- kenderun belediye datresinde ya- pilmıştir. Medeni surette nikâhlarını kıy- dırmak üzere ilk evvelâ terzi Ata Morel ile Hatay Nafıa Vekâletin- de daktilo Bayan Sunman müra- caat etmişlerse de bu çiftlerin da- ha evvel İstanbulda ilk muame - lelerini bitirdikleri anlaşılmış ve Hatayda medeni nikâh ile birin- ci defa olarak evlenmek şerefini diğer bir çift; İskenderun Cum - hüriyet Merkez Bankası odacısı Ramazan Sodanlıay ile Çay ma- hallesinden Bavan Mehriman Gük açan almışlardır. Bu ilk nikâh İskenderun bele - diye reisinin içtima salonunda pilmış ve belediye relsi Filipi biz- zat hazır bulunmuştur. —Ayrıca Halkevi başkanı Hamdi Selçuk ile parti ve halkevi azaları, gazeteci- ler, iki tarafın akrabaları ve mü- teaddid meraklı zevat da beledi- yeye giderek merasimi seyretmiş- lerdir. Belediye relsliği, Hatayda bir dönüm noktası teşkil eden bu ilk medeni akdin büyük kıt'ada fo- tograflarını çikartmış, hatıra ola- Hatay'a Gönderdiğimiz Hayvanlar Payasdaki İhracat Birliği Kaldırılacak Öğrendiğimize göre hükümeti - miz Payasdaki-canlı hayvanlar ih-| racat birliğini kaldırmağı karar - laşlırmıştır. Bu karara sebeb şu- dur: Memleketimizden Hataya gön- derilen canlı hayvanlardan bu bir- Bu hal hayvan tacirlerinin şikâye-| tini mucib ölmuş ve Hatayda et | H#iatlarımın yüksekliğini muhafaza | etmesine başlı başına bir - sebeb teşkil ettiği bildirilerek — birliğin dâğvı temenni olunmuştur. Memleketimizden Hataya bil - | hassa kasablık hayvan ithali ser- | best olacak ve neticede kasablık hayvan ihtiyacının çoğunu mem- | leketimizden temin eden Hatayda et fiatları da ucuzlıyacaktır. cafık görmüştür. Bu hususta bir lâyiha hazırlan- mağa başlanmıştır. Lâyiha ya - kında Meclise verilecektir. medik. Modineden ayrılırken, ze; «Sakın Şama gitmeyiniz.. Hac- cac sizi öldürür!» dediler, — Yalan değil. Haccac, hastm- ları için çok insalsızdır. maama - #ih dostlarıni tutmasını, himaye etmesini de bilir, — İyi amma, onunla döst olma- mıza imkân var mı? — Zâhiren dost görünüp işinizi yapabilirdiniz! — O, bizim halife ile temasımı- za fırsat ve imkân vermez ki.. — Bana kalırsa bu ziyaretiniz pek mevsimsizdir. Keşke onun Şamda olmadığı bir zamanı inti- hab etseydiniz. Beklemeğe vaktimiz yoktu. n yardımınızı istemeğe geldik. Eğer siz de bizi baştan savarsa - mız, çoluk çocuğumuz perişan o-- Jacak, Bize merhamet ediniz. $eyh Saki, Medineden gelen zi- yarotçilere acımıştı. (Devamı var) . | , et re»it.g,' Musolini'nin Nutku — Yazan: Ahmed Şükrü KSMEB Faşist lideri Musolini, — evvelki gün Torinoda bir nutuk söylemi ti. Tedavüz ve emrivaki polttikâ ” sına karşı bir sulh cephesi mağa başladığı gündenberi ilk d7 fa olarak söylenen bu nutuk hE — tarafta alâka ile beklenmekte İdk Musolini'nin nutku üç kısma A7 rılabilir: 1 — Almanya ile yapılan manın sebeblerini izah ediyof- 2 — İtalyanın ve mihver deV " © Jetlerinin sulhçu politikalarını *” barüz ettiriyor. 3 — Faşlst harlci politikasınlk yedi senelik bilânçosunu yapıyof Musolini, son zamanlarda ntf söylerken, kendine mahsys bir V sul ihdas etmiştir: Nutuklarını *7 alli cevablı irad eder, Ansızın G7 leyicilere sualler tevcih eder V? halk da koro halinde Musolini'i beklediği cevabları verir. öyle tertib edilmiştir ki datmâ vabları da içindedir. Meselâ gefi sorar: — Ben her söylediğimi yap bir adam mıyım? Cevab — Yaparsınız. Susl — İtalyan askeri asla mAk lüp olur mu? ç Cevab — Asla mağlüp olm. Yalnız bu defa bir yerinde © aksamış gibi görünüyor. M dinleyicilere şu suali tevcil — Biz sulhçu muyuz? — Evet, — Demokrat devletler sulhu F tiyarlar mı? — Hayır. Müsolini, tashih etti: — Bu sualin cevabımı siz vef ” diniz. Ben sade halihazır gra! içinde bu arzudan şüphe etmenit meşru olmadığını söylemekle W tifa edeceğim. Faşist rejiminin bilânçosunu *” parkcen Musolini ancak Habeşi$ tanın ve Arnavutluğun işgalleri ” ni sayabilmiştir. Halbuki bunlaff | biri, silâhsız bir memlekettir. | ğeri de 1923 senesindenberi et ” | | niyetini ve istiklâlinin korunms#” | | ni İtalyaya bağlamışti. İtalya, İ tiklâlini korumak için taahhi Birişliği memleketi bir gün ediverdi. Eğer bu, askeri bir # Zerse, — varsın — İtalyanlara barek olsun. Fakat bir de b ü çonun zimmet tarafı vardır: manyanın Brener geçidine kadif gelmesi. İtalyanın orta Avrupâ * daki alâkasını tasfiye etmesi, VE bütün dünyayı ayaklandırmış * ması, İtalya bir gün anlı; ki bütün kazağıçları bu ıırırlîf[ telâfi etmiyecektir. 4 Almanya ile yapılan anlaşı sebeblerini izah ederken, Mus0 lini samimidir: İki otoriter d tin biribirinden ayrılmıyaı nt bütün dünyanın bilmesi için Pi anlaşmayı yaptık diyor. İtalya İW Almanya ile beraber yüri j fayda mı var, zarar mi?, B İtalyanlardan başka kimşenin © lâkadar olacağı bir mesele dir. İtalya kendi rızasile mi FU kombinezona girmiştir? Yoksa diselerin tazyikı mı İtalyayı P yola sevketmiştir? Bu da y sız bir münakaşadır. Fakat Mü ” solini İtalyanın Almanya ile Pt raber olduğunu ve beraber kal& 7 cağını söylediği zaman buna H* mak lâzımdır. İngilterede ve FFE sada bir takım zümreler vardıf iki faşist devletinin biribirint ayrılacaklarını ümid ederl;jî yanlış düşünce, bazan İngiliz * bazan da Fransız devlet adamli rını yazlış yollara : sevketeillli İtalyanın Almanyadan ayrılmiY” cağını ve yahud da ayrılamı! İ ğim nazarı itibara alarak her ona göre hesablamak Tüzımdir- ğer Musolini ve yahud da îl'f”' aralarının açılabileceği ümid” — verirlerse, bunu bir politika ;." | nevrası olarak kabul etmek Ü D eder, Binaenaleyh Musolini Ö vaziyeti tavzik etmekle demöki devletlerin