A—.SON TELGRAF — 1L MAYIS 1819 Mihver Karşısında Ş7::—... Demokratlar.. Z3 Sil eden çekmecetini sıkı sıkı kucak- [ lar, Gürürü tamsil eden de mütemadi- yen aynaya bakar, saati bildiren, yani | Meraklı Şeyler ALTIN ÇALAR SAAT tda altından ve çok san'alkü- İskandinavya Memleketlerinin Alacağı Vaziyet de Ayrıca Düşünülmektedir Netice Şu: Mı_;zakereler Devamda' erlin - Roma mihverini ida- Bı edenlerin nutukları - ve sülre artık demokrat cep- hesinin hareket ve faaliyetini durduracak — gibi değildir. Eski Fransız Başvekili ve Pransanın birinci derecedeki politika adam- larıhdan Andre Tardiyi ba ken diyor ki: Farb çıkacağını iyice anlar an- lamaz Berlin - Roma mihveri geri çekilecektir. Ancak buna emin o- lunda geri çi k. Alman) usturyayı alarak daha bü- uğu —balde İtalyanın da kendisinden lmıyacağından emin olsa bile harbi kaybedeceğini bilir, Almanya impa « helir son muha- gerçi A yümü, attü Roma mihveri bilir ki bu seler bir harb çıkarsa Hitler ilk muharebe- yenilecektir. demokratlar cephesinde faaliyet var: Onun için öbür ta rafta nuluklar şöyleniyor. Öbü tarafta faaliyet olursa demokrat- l sinde nutuklar söy Son günlerde ismi geçen ile bir ittifak | İngiliz meha- | l le böyle bir ( fak olursa o zaman Berlin - Roma Tokyo mihverinin de daha geniş- asında tam ma: ahi mekte, 'or, lara göre ecek yardımı öyle her manasile bir ittifak ma- en Avrupa gazetelerinde ve- | hiyetinde olmağa lüzum yı ü e Londranın meraklı haberler ver- İngiliz matbuatının bir kısmın- | mekle tanınmış gazetelerinden bi- n anlaşıldığına göre Ruaya ile | ri olan Evening Standard İngi giltere arasında cereyan eden — terenin Rus! TiT rden Rusyanın mak - — den bahsederek bunlar sadı Fransa, İngiltere ve Rusya a- — yıyor: —— Bu akşam L  LE'de güzelliklerinden ilhamıcı enkli filmi müzakat Kaliforniyanın güneşinden ateşi alan senenin en güzel ALTIN HARBİ KAPTAN BLOD ve KEŞİF ALAYININ unutulmaz büyük yıldızları OLİVİA de HAVİLLAND - GEORGES BRENT Numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız. Telefon: 43505 Bugün matinelerden itiharen İPE K sinemasında 2 büyük ve yeni film birden 1-ALTIN MABUD Aşk ve heyecan dolu, büyük Fransız filmi Baş rollerde: MIRİIELLE BALLIN 2-M. MOTO KATİLLER KULÜBÜNDE Fransızca sözlü büyük sergüzeşt filmi Danimarkada bir pazar yeri Fransa ile İngilterenin nasıl Le- ahhödlere di Bir de Rusya Avrupada kendi hududu boyunca olan devletlerin de emn i temin etlmeli. Bu devletler eski Rusya Çarlığından ayrılmış olan ve yirmi senedir is- tiklâlferini muhafaza eden Pin- landiya, — Eston Letonyadır. Belki de Litvanyada bunlara da- hit olacaktır. Bundan başka Rusyanın Baltık denizinden Karadenize kadar 0- lan sahadaki devletlerin emri tini temin edecektir. İngiliz noktia nazarına gilterenin ve Pr: & Rus hududlarının müh kısmının da emniyeti temin edil- demektir Bi tereden istediklerini de yine Lond- ralı gazete şöyle sayıyor: İngiltere ve Fransa ile Rusya arasında ifak aktedilmeli, Baltık denizinden Kuradenize kadar olan devletlerin emni; bu üç devlet birlikte olarak temin decektir. şte Londra ile Moskovâ ara - sındaki müzâkerelere mevzü teş- kil ettiği İngiliz gazetesi tarafiı dan yazılan noktalar bunlardır. Diğer taraftan geçen gün avam kamarasında işçi fırkası reisi olan M Atlce Başvekil M. Çemberlayn- den niçin Londra ile Moskova a- rasındaki kerelerin hâlâ ne- ticelenmediğini sormuş ve bu hu- susta birçoklarının endişelere düş- tüğünü söylemiştir. Bunun üzeri- (Devamı 6 wncı sahifede) güre, İn- n teminatı galan da ölümü lemsil edendir. | Rivayele zöre bu saati yapan san'at- Kârın gözleri oyulmuştur. Bir. başka- | Sıni yapmasın diye.. Doğrusu bu mü- kâfata diyecek yak... Kardinal Rişliyö, her gün yatağından kulkar kalkmaz sıçrama ve atlama id- manı yapardı. Nazırlığı esnasında, Royal sarayın- da hususi bir jimnastik salonu yap - fırmışti. Salonda, Barre Fikse - ufki | Himnastik sırığı » Pehlivan mili, lâh... vardı. DANS REKORU On dördüncü Lül, 1654 de on altı | yaşıada idi. Bir gece sarayda verilen baloda tamam öt yedi saat dunsetti. KULELERİN ÜZERİNDEKİ HOROSLAR .. Kilise veya büyük binaların kule- lerinin tepesine horas çok eskidir. Bu, hıristiyanlığın zuhu- rundan evvel başlamışlır. Mukaddes ağaçların tepesine, tahtadan yapılmış horos tasvirleri koyatardı. Kanaalle- rine göre, rüzgürin tesirile dönen, sal- lanan bu horeslar, eluleri ve perileri kaçırırtardı. ZEKİ ÇOCUKLAR Zekâlarını pek küçük yaşta gösleren çocuklar çoktur, Bunların en başında, | Almanyaya iltica eden bir protestanın gocuğu Jan Filip Baraliye gelir. Baratiye, dört yaşında iken — wayet fasih almanca, lâtince kanuşuyordu. Beş yaşında, Yunaa incilini tereüme etti. Altı yaşında, ibraniveyi «kumağa başladı. Odi dört yaşında Berlin aka - demisine aza oldu. 1740 da, vü dohuz yaşında iken öldü, Akıllı çocuklar çok yaşamaz derler, doğru... GARİB İSİMLİ ŞEHİRLER Bazı şehirlerin isimleri sadedir. O- kuman, hatırda tutulması — kolaydır. Bonra, bazı şehirler de vardır ki isim- lerini hatırda tutmak değil, neles al- madan okumanın imkânı yoktur. Gal eyaletindeki şu küçücük şehrin ismine ne dersinte: Lianfalrpulgu yngilgoçerryehvurndi- ©bi - Lianlisiliozorceh... Bu şehirden bahsedenlerin kısaca Linfairpul de - diklerini söylemeğe hacet yoktur sa- suru, DEVELERİN İHYİYATA RİAYETİ Birçok hayvanlar gibi develer de tiyata çok riayet ederler, Ac kalmak intimalini düşünürler. İşle bunun için sırtlarındaki hörgücün içerisinde birçok yağ saklarlar, Çok galıştılar ve aa yem verildi mi, ihtiyat sakladıkları yağ aralır, hörcücleri de kasalır. BÜYÜK EHRAM — Mrurdaki Ehramların en büyüğü Iki buçuk mülyon kireç taşından yapıl - mıştır. Bu taşların her birinin ağırlığı iki buçuk tona yakındır. Ehramların bulunduğu yerde ve çi varında kireç taşı yoktur. Bunların u- | zak yerlerden getirildiği muhakkak - tır. Büyük Ehramı yapmak için bir milyon adam yirmi sene çalışmışlır. 1830 Program. oymak üdeti | H | Tanması lâzım idi, ayvanların ir nufşabildikkı bi geçinebildikleri eski zamanlar- da köpekler yine insani ve kölesi idi. Günlerin çok uzun 9! hiç kimsenin yapıl; buunmadığı o zamanlarda kedi, köpek, fare birbirlerinden hiç ay- ç meşhuür ah Deniz kenarın- in aksettiği bü evin avlusunda top! , dedi kodu, tatlı tat kit geçirirlerdi. Bir defasında k re baba ki - o diğerleri: âlim sayılacak kadar - okumuştu da - hürriyetin iyiliğinden, fay - dalarından bahiâle, denizde, ka rada, havada her yerde yaşıyan k aceli mahlükun hepsinin istisnasız hür- riyete ve serbestli hakkını n münkaşa ile zavallı köpek, in acısını bir defa daha duydu. irtesi günü köpek hemen Olu - iktı ve ondan bir â- Göklerin bu ğin İstediğini yeri- rmek için şöyle bir düşün- çını kaşıdı filân... Olacak şti bu, köpeğin canı yı dte Vardı. isine, esaretten — ku kölelikten çıkaracak âzad tubu verilebilirdi. Bu düşünce ile | mektubu yazdı. verdi. / ni günün akşamındaki toplantıla- rında köpek âzad kâğıdı la arkadaşlarına göster kardeş: Aman iyi bir yerine sakla Kaybedersen bir daha eline ge çiremezsin. dedi. Bu nasihat yerinde idi amma zavallı köpek ne yapsın cebl veya çantası yok ki... Düşündü, taşındı böyle kıymetli ir kâğıdı arkasındaki yegâne giz- li yerinde saklamaktan başka ça- re bulamadı. Fakat bir saat sonra kocaman parşömen kâğıd arka * sını fena balde kaşındırm: di . Kedi nimi acıtmağa başlamıştı. Zavallı | köpek öyle çirkin hareketlerde bulunuyordu ki etrafındakiler burunlarını tıkamaktan onunla a- lay etmekti vaziyette parşömen de okunamı- yacak hale geliyordu. Başka çare yoktu. Ya, hürriyi tini bahşeden geçmesi, yahud da bu kâğıdı mu- hafaza için çektiği zahmete kat - Derdini kedi kardeşe açtı. O da: — Sakın kâğıdı feda etme, deli misin bir daha nerede cline geçi- rirsin dedi. — (1) Olufina; Kübalıların bir ilâ- hının ismidir. başalamıyorlardı. Bu| zad kâğıdından vaz | » Ver bana ben saklıyayım | ı gürür- | | bıral km:ık . En iyisi bunu reye teslim et- meliydi. Fare baba kâğıdı sakla - mağa razı oldu amma o gün bir | vardı, civardaki ahçı dükkâ e kadar uzanacaktı. Evde hiç peynir kalmamıştı. O da kâğıdı fare anaya teslim etti. Fa- kat fare ana da hâmile « San- cılar içinde kıvranıyor, nerede ise doğuracaktı. Bu ıztırabın ş:dde - tinden dişleri a: meni paral hix yatak yağanli içihe küreldkt | Bü aralık köpekle sahibi'ara - sında bir kavga oldu. Sebeb de doymıyan köpek kardeşin efen - disinden bir kemik daha istemesi idi. İsteğinin yerine getirilmeme- sine pek içerliyen köpek dudak - | larmı bükerek efendisini şöyle bir süzdü: — Karnım doymadı mik istiyorum ver bana... Efendisi: — Canım ne kâdar isterse sana 0 kodar yiyecek veririm... Kölem- sin, söz söylemeğe hakkın yok, diye cevab verdi. Hiddetten kanı başına sıçrıyan | köpek kuyruğunu iki tarafa şid- | detle sallıyarak: — Hayır efendim, hayır... O günler geçti artık,.. Beri senin kö- Olmadığımı da isbat ederim. Çünkü — elimde » Daha ke dedi. » Koş getir ba - kalım âzad kâğıdımı... Köpek iki üç sıçrayışta diğer iki arkadaşı ile, toplandıkları yere | ——— — - Senin ne paranda, ne de hiçbir şeyinde gö- İstersen şimdi Nötere gilelim. Bana ba- 1 her şeyi geriye vereyim. — Benim için n ile on santim aratında bir im bütün bu titizliğim, yalnız ve aşkım için doktor' Fazıt, bu lâkırdıları İşittikçe: Acaba doğru mu söylüyoz? Geriy Pa çlarımı da almıyacak mi?. Diye düşünüyor, bön bön, gib: çırpıra çırpına Güneyin züm yok verir mi, kafese girmiş bir kuş bakı - — da, erkek yanı: Ya bu adam şimdi tanış çıka”sa, lerse?, » içi içini yiyordu. Bir tek göven vardı. O kadının hoyuna yere b lar le seyrediyordu. Bankaya gelmiş, Cemalle konüuş - geri dönmüştu. Şimdi ku- gibi dör* ; döşemeleri, Givenleri, masaları, her şeyi ve heps' demirden o - Tmuş, buraya giremem kutu, numaralı, duvar miş kasalar, kspıları, tavanları nan ok gibi, yel gibi bir ağrı başına saplanmıştı. Güzey baştaenbaşa ve göz göz sralanan bu ka- nın ortasında kend! böy şen doktorun kasasının içini görm beraber çıktığı demir çıktı, içeriye baktı. Daha ilk bakışta, az sa düvar! Fazılı üzerii kalsın; işyar — Aman  ra yüksal - mer - Diye bir çığlık atacaktı ar, bir yığın tahvilâi, bir ba vardı. Hemen torbanın birine saldırdı, dışa: çekti, içine baktı: undan yükarı dü- n demin erdivenin alaci hara, deli . İçeride Certe varmıştı. Hemen kediyi ı,_.ı.ır-”_ — Kedi kardeş, aman çal Bana âzad kâğıı ver, Kedi fareyi çağırdı: Ş, Çabuk, sWıx köpek kardeşin âzad kâğıdını ” (Devamı 7 irci sayfadil a Af Ankara Radyosü BUGÜN 1825 Müzik (Kensrlo) P. 19 Konuşma (Ziraat saati), 1$.15 Türk müziği (Fasıl heyeli) Çalanlar: MHakkı Derman, Eşref Ti Hasan Gür, Hamdi Tokay, Üller, Okuyan: Tahsin Karaklış. 20 Memleket saat ayarı, ajaf meteorolaji haberleri. 20.15 Türk müziği. Çulanlar: — Vecihe, — Pahire Fertf” Refik Fersan, Okuyanları Mustafa Çağlar, Mefb”” ret Sağnak, 1— Gülizar peşrevi. #— Nuri Halilin Hüseyni şarkı: *7 tik yelişir). 3— Gülizar şarka; (Gözlerimden #” miyor). 4— Hüseyni şarkı: (Gülşen bahf sinde). i 5— Halk türküsü: (Ay doğdu b madı mif). x ©— Halk türküsü; ÇALI dağı). y T— Malk türküsü; (Tepeler tepeltf #— Lâtif ağanın Micaz şarkı: (NW veb tüseher). $— Asım Beyin: (Her sahmi o” suza). 10— Hicaz şarkı: (İndim yarin AY gesime); S1 Kenuşma, 2115 Haham, tahvilât, — kambir? * mukut ve ziraat borsası (fiat). 2125 Neşeli plâklar - R. 2180 Müzik (kücük erkesien Nectb Aşkın). ' 22,30 Müzik (Melodi ve Sololar 29 Son ajans haberleri ve yar Program, 2515 - 4 Müzik (Cazband « Fİ- YARIN 128 Program. 22,25 Türk müziği - Pi, 13 Memleket saat ayarı, ajami meteoroloji haberleri. 1315 - 14 Müzik (karışik progrtft ” PL) “* . gü ' 1357 Hier! 1355 Ruml Rebiülevvel Nisan 21 — ©| 1939, Ay 5, Gün 131, Hızır 6 daki anlam. Bu bilip bilmemezlikt'n niyip tanımamaz görünmenin parol — Bay Cemal bu kadarını anla Diye düşünüyor. bu bakımdan birazıcık ken - disini teselli e 1, Cemal ile çok ko - nuşmadı tım sordular, Cta yordu. 11 Mayıs PERŞEMBE — Altın liralar!, Diyo keskin bir ses çınk“dı İçinde €n daya - nılmaz acıdan en yukârı sevince fırlıyanların şen- hafifliği, vordi. Buna: — Buğday ambarına düşmüş aç tavuk: Sevinci de de di. Tıpkı öyle seviniyor, ellerini çırpa çırpa seviniyor, — Altınlar.. Ah ne güzel, sarı sarı!.. Diye söyleniyor, torbanın birin! el'ne alıyor, öbürünü bıraktyordu. Bu sevinç sarhoşluğu uzun sürmedi. Hemen kendisini tapladı. İçinden bir ses saniki ona: — Devamı var — lan bu yere uzun uzuün baktı. Katarın açılışına Baktı. İlk önce Fazıl kilide aânahtar. roktu, oradaki işyar da anahtarıni soktu, kasanın kapağı açıldı. İşyar, tayıf, ufaktefok yapılı esmere koçün, saç - ları biraz ağarmış. orta yaşlı, yumuşak konuşuşlu, çelebi dürüşlü ince, kibar bir adamdı. Kasayı a- Çar açmaz çeki'di. Güney hemen doktoru itti, — Dur, ilk önden içine ben bukacağım. Doktorun eli ayağı titriyardu. Ne Güneye; ne kasaya bakamıyor, besina, bey « nine saldıran, kendisini kıvtun kıvcım kivrandı tulmak istiyard aklarından ve beynini deşecek gibi! 'sapla * Gürey bankadan içeriye gi bakıyordu Doktor öndeydi, © arkıı acemi 3cemi atıyor, sanki biç bur sidi>. nedir, nasıl gelini hiçbirlet bilm ü ya doğru pderlen €p önüne Adımlarını gelmemiş, *. Bun - âyordu. neçp larır — CÇoktandır. görünmüyardımez?. Dedi. doktor: Hastlaydım. Karşılığını i. İçinden: Cemal ney gözu: verdi, doğ a gitti. vüney oradan kacmak wi kumral, yar..Ba - : vuruyor. damo baktı. Uzun ayıklı, gecen gelişinde konuştu: yırmıyor, kalbi küt ran sızıdı yukarıya büküle debilirdin! şini önünden hıç müönü dikkat-