11 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

11 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ünün Meselesi: Seyyar Sütcülük Tarihe Karışıyor Yeni Yapılacak Süt Fabrikası için 300 Bin Lira Sarfedilecek Sstanbul süt işinin bir an | evvel hallolunması Sıhhi- —| ye Vekâleti tarafından Be- :ııd_ı_-—ı.n.-.,. Belediye Reisliği esasen bu » son hâdiscler müna- Hebetile - icab eden sıkı koni- Talları yapmakla beraber tek- Mil süt toplama yerlerini ve Mandıraları da teftiş ettirmiş Ve buralarda icab eden yeni hhi tedbirleri aldırtmıştır. İstanbulda süt işinin ancak Mmodern süt fabrikaları — tesis #tmek suretile esaslı bir şekil- de hallolunabileceğine kanaat Eetiren Belediye Reisliği bu larmda tesisine — başlanmasını urmaştır. Bu karar Şe- hir Meclisi tarafından da tas- dik olunmuştur. Fabrikanın tesisi ise ancak *200. bin Hira e kabil olacak- fır. Binacnaleyh Belediye Re- İsliği geriye kalan 200 bin lira- Y Belediyeler Bankasından Yapacağı — istikrardan —hemen temin edecektir. Şimdilik günde fabrika «50 Bin litre süt istihsal edebile - tektir. Yapılan tetkiklerden İstan - bulun günlük süt sarfiyatının *35. bin Jite olduğu anlaşıl - ı Muştır, Binaenaleyh 50 bin kit- Telik istihsalin fazlasile kâli Eminönü Daha Genişletilecek Mescidle İlk Sıra Dükkân ve | Hanların Kaldırılmasına Karar Belediye relsliğif Eminönü mey-| 1 daha ziyade güzelleştirmek İçin yıkılan Valde hanı arkasına ilk sıradaki dükkân ve han- Tarla köşedeki mescidin de kaldı- Tilmasını kerarlaştır:İmıştır. Bu karar üzerine Belediye reis- İiği evkaf idaresine müracaat e- İtrek mesedin Belediyeye tesl Belediye Zabıtası Talimatnamesinde Yeni Bir Madde Belediye zabıtası talimatname - Sine aşağıdazi madde ilâve edil - Miştir. «Bilümum dükkâün ve müesse | lerde azami fiatlar muayyen me-| Vadın narhtan fazlaya ve narha | Rüyritabi mevadın da etiketlerin | Yazılı Hatlardan ziyadeye dükkân | ' müessese sahipleri veya memur | Müstahdemleri ve yahut yerlerine | üme edecekleri kimseler tarafın- — ——— ROMAN : 16 *Baron Dö Ganes> aavetlişinin İçeri girdiğiri görünce, ayağa kalk- ©, Janeti karçıladı elinden tuta- Tak bir kanepeye götürdü ve yer Bösterdi. Bu vaziyette hakikaten Bir haşmet vardı Si, Janet heye - fanından bir an boğazmın kuru - Güğumu hissetti. Fakat ev sahibi- Hin kendisinc teveccüh etmiş bu- Tunan ir$ gözleri karşısında ne ya- Pacağını şaşırıyor du. Masadaki al- fin yaldızlı kadehlerde en eski şa- Tablar pırıl piril parlıyordu. Bir Kansolun üzerindek! gümüş kova- kırda sular soğuyardu. Masanın trinde meysimiz en nadir mey- Yaları vardı. Yemek başlarken, edebiyat âle- Mine mensub büyi kaçi LA Bi 'den bahse- | de -100» bin litre de istihsal e- dan satılması memnudu geleceği muhakkak görülmek- tedir. Esasen icabında fabrika gün- debilecek şekle de ifrağ oluma- bilecektir. Fabrikanın nerede tesis olu- nacağı kat'i olarak malüm de- gildir. Yalnız; İstanbula gelen sütlerin çoğumun Trakyadan getirildiği tetkikatla anlaşıldı- gından fabrikanın da -Edirne- kapıs veya «Fatih> de tesis - Tanması mühtemeldir. Maamafih Üsküdar, Kadıköy ve havalisinden getirilen süt- lerin buraya kadar nakli zer olacağından fabrikanın daha merkezi bir yerde kurulması da ayni ihtimal dahilindedir. Bu hususta kat'i karar ya - kında verilecektir. Kuvvetli bir tahmine göre önümüzdeki —kış mevsiminde fabrika bitmiş olacaktır. Binaenaleyh o tarihten iti- baren de İstanbulda — «seyyar siliçülük» ve açık süt satmak kaldırılarak tarihe karışacak- tır. Belediye; fabrikanın sütleri- ni - Avrupada olduğu gibi - yalmız kapalı şişeler içinde ta- ze satacaktır. Bunun için de hususi «süt sevkiyat otomobil. leri ve satış memurlarile süt- ler İstanbulun her semtinde mahallelere ve evlere kadar gönderilecektir. Meydanı Verildi mini istemiştir. Evkafla anlaşma yapıldıktan sonra burada yıkıla- caktır. | iki bin kadardır. Bu 2000 Mescidin a.kasındı bulunan a- danın da bugünlerde yıkılmasına başlamlacaktır. Buradaki bazı dül kâncılara tebligat yapılarak dük- kânlarını boşaltmaları — bildiril - miştir. (İstanbul - Çrar!alc: çolu; Şehrimizin. ve İstanbul kazala- bazı büyük caddelerinin iki yanlarının sıra boyunda ağaçlan- aırılması hususundaki çalışma - lara devam olunmaktadır. Son günlerde İstanbul - Çata- ca yolu üzerinde mühim miktarda| müteaddid ağaçlar Gik'lmiştir. Ayrıca Beşiktaş - Ortaköy ve Şehzadebaşı - Edirnekapı cadde - leri üzerinde de yeniden muhtelif fidanlar dik'lecektir. derken: «Bu adam sadece vezin- gidir» dedi, Bu sör Baron Dö Ge- nes'in çok hoşuna g'tti. Bu esnada| Kamedi Frassezden, İtalyan ko - medisinden, saray entrikaların - dan bahis açıldı. Barcen Dö Gönes adamlarından bir'nin anlattığı hoş| bir hikâyeyi tekrar etti. Baron Dö Gönes genç kadına il- | tifatlarını ibzal ettikçe, odada bu- | lunan diğer üç kişi de bazı kibar sözlerle bu tifatı büsbütün kuv- vetlendiriyorlardı. Janet de, ken- disini emniyet içinde hissedince, tam bir samimiyetle runuşuyor ve| tatlı sözlerile büsbütön güzelleşi- yordu. *Baron Dö Göones> Janeti sağ tarafına oturtmuştu. Bir Kraha genç kadına yapabileceği iltifat « ların en azamisini yapıyordu. Genç kadım, ev sah'bi sanki bir | Kral değilmiş gibi hareket edi - yordu. Güzel — başını Baron Dö Yardımcı Muallim Tedbiri Kifayetsizdir irkaç zamandır, erla mek- teblerde çalışan — yarı muallimlerin, iki üç aydan- beri maaş alamadıkları için Ma- arif idarelerine müracaat ederek, hallerinden şikâyette bulunduk - larını gazetelerde okuyoruz. — Bu | Kabil muallimlerin sayısı, galiba, c maaşının gecikmesinin, Vekâle - tin elinde olmuyan — sebeblerden | ileri geldiğine kani bulunuyoruz. Aksi halde, şimdiye kadar, der- hal icab eden tedbirler alınır ve maaşlar tediye edilirdi. Bununla beraber, bu muallim- lerin bir an evvel maaşlarını ala- bilmeleri için — Vekâletin bütün gayretile kanuni yollardan yürü- düğünü ümid ediyoruz. Yardımcı muallim tedbiri, esa- sen âcil ve zaruri bir tedbir idi. Yoksa umumiyetle kifayetli ve randımanlı bir tedbir değildir. Bu vaziyete bir an evvel nihayet ver- mek, yeni mali yılbaşından itiba- ren, asil muallim olabilmek hak v salâhiyetini haiz olanları derhal maaşa geçinmek ve diğerlerinin yerlerini de daha esaslı tedhir - lerle doldurmak en doğru ve ye- rinde harekc! olur, kanaatindeyiz. BÜRHAN CEVAT İstanbulda Antep Fıstığı Yetiştirilecek İstanbulda da Aşzır tab fıstığı ye- tiştirilmesi kararlaştırılmıştır. Bilhassa Amerikada çok beğe * nilen ve fazla talep yapılan bu fıs- | tıklar diğer sıcak ve mutedil lerde de İst'hsal olunmağa çı lacaktır. Bu karar üzerine, İstanbulda Kartal ve Büyükadadaki yabani fıstık ağaçlarına mezkür fıstıklar- a bi yet- ş- aşılanı nmşıtır, KISA POLİS HABERLERİ * Üsküdarda İhsaniye sokağın- da | numaralı evde oturar Mehmedi lâmba ile tahta budakları yak - mafk isterkan yangm çıkmış, İtfa- iye tarafından sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür. Ev P O Ve:—. Mah Hiddetle I_(alkmak İyi Değil! Hasanın Muhakemesine Dün Devam Edildi Mehmed isminde bir torna- nda Cıkan kavga rukla gözü- ne vurmak süretile yaralıyan ve iki buçuk ay h biyet veren Hası Ahmed hâd — Bundan an bi bir akşam üstü. kahvelerden birin de dum. O sırada kalivenin önünde bir gürültü oldu. Meseleyi öğren - mek için dışarıya çıktım. Mehme- din dükkân: yanında Hasan ile Mehmedi gördüm. Mehmecd, Hasa- na söğüp sayıyordu. — Hasan ise kat'iyyen sesini çıkarmıyor, bir şey| söylemiyordu. Nihayet Mehmed | öfkesini yenemedi. Cebinden bir demir parçası çıkararak Hasanın ; üzerine hücum etti. Hasan kaçma- | Mehmed de onn kovalamağa başladı. Fakat bizaz sonra Meh- medin ayağı kaydı, yere düştü. Bu sırada bir bekçi zak'a mahalline geldi, Mehmedi kaldırarak kara - kola götürdü. Benim gördüğüm ve bildiğim bundan ibarettir. Ha- sanın Mehmedi döğd ü oturuyor - aladığını kavgala da sebebini bilmiyorum, Ahmedder sonra sorguya çeki- len tornacı Soyfedlin, sandalyatı Rıza da açağı yukarı Ahmedin idadesini tekrarladılar. Mahkemeye gelmiyen Ahmed Gülümay, İdris ve polis mmuru Şevketin de dinlenmeleri için du- Yuşma bu bu ayın ön yedisine bı- rakıldı. görmed'm, 3000 liraya sigortahdır. Tahkika - ta başlanmıştır. *& Salmatomrukta oturan 16 ya-| şında Mahmud admda bir genç Balatla bir kasab dükkânında et kıyma mak'usini - temzilemekte iken parmakların. mak'neye kap- tırarak yaralanmıztır. e Kumkapıda Ordu caddesinde eturan Ekecınin 1 ayhk eğlu Bür- han 6 metre yüksekteki pencere- den sokağa düşerek muhtelif yer- lernden yaralanmış. - Cerrahpaşa hastanesine kaldırılarak tedavi al- tına alnmıştır. öyde oturan Ramazan bi para meselesinden çıkan kavğa neticesinde arkadaşı Mustafayı çıkı ile kolundan yara- damıştır. Gönes'in omzuna dayıyor, Kralın saçlarını okşuyordu. Dük Dö Pişliyö yemekten sonra, Janetin yanıdı geldi ve Madam Lagard'dan konuşmağa başladılar. Rişliyö genç kadının çatık kaşla - rından, bu eski maziyi hatırlama- nin yersiz olduğuru anlamıştı. Sa-| dece dedi ki: — Çok hayranırzım — madam, ben kendi hafıza.ra iy* güvenen insalnardan biriy.m, Sizi Madam Lagard'ın şetosunda bir peri ola- Tak tanımış'ım. Fakat bu perinin bugün bir ulühiyet Kaline girmiş okduğunu görüyorum. Eğilerek kulağına fssıldadı: — Bütün sarayın bir gün uya - 4 Beyoğlunda Bekör sokağında oturan Bazn adında bir" kira me- selesinden çıkan kavga neticesinde| kiracısı Bercühi adındaki kadını testi ile başından yaralamıştır. & Arif adında bir seyyar sebze- cinin sebze yüklü beygiri Tepeba- şında Mari adında bir kadını ya - ralamıştı?. * Nurlosmaniyede oturan Nuri adında birinin 6 yaşındaki — kım Afet cami merdivenlerinde oynar-| ken, düşerek başınden yaralanmış- tır. * Kasımpaşada Kulaksızda o - turan Zeki adında bir genç oyun yüzünden çıkan kavya neticesinde ayni semite Raşid adındaki arka- daşını çakı İle bacağından yara- damıştır. fanıza kapanacağına hiç şüphe et- meyiniz. Fakat çok düşmnalar ka- zanacağınızı da unutmayınız. Size ilk düşmanlık edeceklerin kim ol- duklarını süyliyeyim, Birisi Ma- | dam Şuazöl'dür. ötekisi de düşes Dö Gramen! Şunu hiç unutmayı- nız ki, Düşes Dö Cramon Kralın mahremiyetine girm'ş kadınlar « dandır. Kendisinden her halde daha çok güzel başka bir kadının araya girmiş olmasını kat'iyyen | yahammül edemiyecektir. Düşes | eleün. Kardeşi olsun, sizi sazaydan | uzaklaştırınak içir. ellerinden ge- ı deni yapacaklardır. Janet birden doğruldu: l — Mareşgai, dedi, ben şimdi sa- ! | Antranik'e | sıkmıştım. | Uyuşamadık. Çık: Li S kemeler İRt <a Bisikletin | Hiliığ___yesı' Birinci Sulh Ceza Mahkemesinde Bir Bisikletçinin Anlattığı B irinci sulh ceza mahkeme « | sinde bisikletçi Sırrı anla- tıyor: — Bündan altı ây evvel bir teşe| | günü idi, O bir işi- | çırağım | ek dışarıya | Ben Aükkânda yok | iken, Hasan e Musa dükkâna ge- | derek, çırak Antranik'cen birer bi- siklet kiralıyorlar. Az sonra da | iade ediyorlar. | © gün öğleden sonra gene gel- | diler, iki yeri bisilet sstın almak istediklerini söyledile.. Twvanda asılı bulunar iki yeni birkleti e- sağıya indirdim. Delikan.ılar, bi- sikletleri beğendiler pazerlığa baş ladık. Ben ber birine 38 tira iste- düm. Onlar 'se, 45 er L.ra verdiler. , gittiler. Bu iki bisikleti, &imesi ve toz- karını almar iç'n oğuum Kâmile dışarıya çıkarmasını söyledim. Kâk| mil, dediğimi yaptı. Pakat onları tekrar içeriye almedan, çocuk bı 1Ş için eve gitti, Biraz sonra dışa- rıya çıktiğıriez zaman bisikletle - rin'her ikisinin de çalmmığ ölür ğunu gördük. Polise haber verdik,| tahkikata başlandı Ertesi günü Musa — dükkünıma geldi ve: veşgu! balun- manızdan istifade ederek dükkâ- ninin önündeki bisikletleri aldık. Mudanya tarikile Bursaya gittik. Arkadaşım Hasan, Anadoluya da seyabat etmemizi süyledi amma, | ben onun bu teklifini kabul etme-| dim. Benim bindiğim volispidi de Bursada Hasana teslim meseleyi haber vermek içi bula dündüm. Arkadaşım ben fal etti. ona uydum — hata ettim, | beni affedin. Üç gün sonra da Hasan Bursa- dan döndü. Ve her v& bisikleti de getirdi, verdi « Suçlu Hasan is> hâdiseyi şöyle anlattı: — Biz bisikletleri çalmadık. onları Sırrıdun öaatini 40 kuruşa kiraladık. Kendisine elli kuruş peşin verdim. Ve dülkündan çı- karken: — Biz bırkaç sast gezeceğiz, 6ö nüşte geri kalan - boreumüzü da veririz, dedim. O gün Bucsaya gittik. Musa er- tesi günü bisiklet: bana bırakarak İstanbula döndü. Ben de birkaç gün sonra buraya geldim, Sırrıya bisikletleri iade ttim ve Bursaya giderken dayımdan a'mış olduğum — Dün. dedi raya girmiş ve kabul olunmuş bir Kadırım. Beni çekemiyenler ola- bilir. Fakat onlar beni çekemiye- cekler diye birer birer vücudleri- ni ortadan mi kaldıracağım? — Hayır, yanlış anladınız. Be- nim söylemek istediğim şey, bu kadınlara dikkat etmenizden iba- rettir. Olur ya, onlara küsnü mu- amele ederek vaziyeti idare etmek muvafık ğanı düşünebilir niz. Halbuki onlar büyle bir mua- meleye hiç de Tâyık değildirler. Vallahi anlamışcrum, daha | bugün buraya geldim, görüyorum ki hemen entrika başladı Rişliyö uzun ve kırmızı burnu- na havaya kaldırdı: $-—S0N TELGRAF— 11 MAYIS 1959 Bostanlar Teftiş Edilecek Sebzelerin Pis Sularla Sulanmasına Meydan Verilmiyecek Belediye zabıtas> tarafından yaz mevsiminin yaklaşınası münase - betile bostarların tefl'şine başl: mıştir. Evvelki gönelerde bir ka- tım kenar scbze tahçelerinin kirli sular ve lâğrm su arile sulanma - &1 neticesinde çiğ yenilen sebzeler vasıtasile V- gib: vazı hastalık - bırakma - | mak üzere teftişlerin bu mevsim- de sıklaştırılması i görülmüş- tür. Yapılacak teftişler neticesinde | Sebzelerin yalrız kuyu suyu ve a- | Nerde temiz nn temini kar su bulunan mah, sularla sulanması © için icabeden tedbirler bulunacaktı Üsküdarda Yeni Maliye Şubesi Vali ve Belediye reisi Lütfi Kır- dar dün Üsküdar? giderek orada inşa edilecek olan yeni maliye şu- besinin temtl atrma merasiminde hazır bulunmuştur. Mumatleyh, merasimden sonra | Üsküdar ve civarına bazı tetkik- lerde bulunmuştur. Eu meyanda de temas bazı direktifler 55 liradan e>bimd * kalan 30 lirayı Volispidlerin kira bedeli - olarak Sırrıya verdim, borcumuzu öde - dim..> Hâkim hafifçe kaşlarım çata - rak: — Yazık değil mi size, evlâdım, Neden kendinizi lekeledi - niz? Otuz liraya p kâlâ müstamel iki bisiklet satın alabilirdiniz.. Suçlu Hasan başını önüne eğdi, bir şey söylemedi. dek Hakim Şu suali sordu: — Bisikletleri S.rrıdan kira ile aldığınızı isbat edetilir misiniz?.. — Evet, müsaade edin biraz dü- şüneyim! Sol elinia şehadet — parmağını şakağına dayadı, k:ss bir müddet düşündü, sonra hâkime döndü, şunları söyledi: — Volispidleri biz kira ile tut- tuk. Bunlar ise brsikletleri çaldır ğımızı idela ediyorlar. Pekâlâ, biz. bisikletleri çalarken bunlar kânda ne yapıyorlardı? Uyuyar - lar mıydı? Gözleri kapalı mıydı? Sanra kaç tane motosikletleri var.| Bunlarla bizi koyalıyarak, yaka- hyâamazlar mışdı? ı — Hâkim gülümsedi: — Oğlum dedi. Bu hırsızlık fili| daima gafletten ileri gelir, eğer herkesin gözü açık olsa, dünyada hırsizlik olm>z, ve bütün hırsızlar aç kalır.. Siz onların işlerile meşgul bu- lunmalarından istifade ederek, bi- sikletleri al:p götürmüşsünüz. E- — Görüyorum ki, siz çok iyi bir kadınsınız ve tam manasile ka- kadınsınız, dedi. Halbuki — bizim burada mürciler arasında yaşadı- Bımizin farkında değilsiniz. Size samimi olarak bu sözleri söylüyo- rum. Hatta bona bile itimad et - mezseniz, yize memnun olacağım. Janet gükü. — Nasıl olur? dedi. Beni eski - den tanıyan ve hatta çenemi ok- şıyarak muliabbet'ni gösteren Ma- reşal Dök Dö Rişliyö'ye da itimad | etmezsem, artık kime itimad ede | bilirim? — Ah madam, şimdi siz elinize | verdiğim silâhla Leni yaralama- ğâ kalkıyorsunuz. © sırada Baron D3 Gönes yan- larına geldi ve tabif bu muhave- venin da arkası kesildi. Kral g('n(': kadını, bir konâaban üzerinde bu- | hanan küçük vazoları göstermek için gelmişli: [ — Bakımız u pirsolenlere, dis | ederken, herhalde, | fikir Janetir. kaf ch.ı Dubarry nasıl açık öyün öye HALK ©e/ Evvelâ Kendimiz Kendimize Saygı Gösterelim ayın muharrir Turhan Ta- min evvelki gün çıkan yazı- S,. n haşiyesinde, şimdilik kendisine hücum ederek, dalayı - sile hasım telâkki veya kabul et- tiği bir muharrir arkadaşa - karşı smuhbir yamağı> tabirini kullan: dığımı esefle gördüm. Benim duyduğum teessürü, hiç şüphe etmem ki, diğer Babıdli ar- kadaşlarımın kâffesi de duyma- * mış olsunlar. Hâdise, Turhan Tanla İbrahim Hakkı Konyalı arasında geçen bir tarihi münakaşadan ibarettir. Bu tarihi bahse ve münakaşa- sına karışacak vaziyette değilim. Haklı olan şu veya bü taraf ola- bilir. Fakat, bir münakaşada, ras kibimize karşı tezimizi müdafaa mun şahsını küçük düşürpcek şekilde idarci kelâm etmemek icab ettiğini, Tur- han Tan, hiç olmazsa, herkes ka dar bilir. tad, hasmını n en ce » €en mühim ve hattâ esasını teşkil eden bir ihtisas ve iş saha- sına verdiğimiz ismi, Jâyık oldu- Bu manadan tahrif ederek, kul « lanmak suretile hücum ediyor. «Muhbir yamağı» tabirini, tarih muharriri, belki de hakaret olsun diye kullanmamıştır. Fakat, üstadın aflarına mağru- ren, şunu ifade etmeğe mecburum ki, gazete demek havadis demek- tir. Havadisi de muhbir getirir, Tarihi tefrikalar ise, gazeteler- de garnitlir kabilindendir. Mesleğimize karşı herkesten hürmet — isterken, — bissiyatımıza kapılıp, bu saygı göstermek işi de, evvelâ biz kendimir ihmalci - lik yapmasak iyi olur. Bu yazıyı, İbrahim Hakkı Kon- yalıyı müdalaa için değil, «muh- birs | müdafaa için yazdığımı veye lüzum görüyorum. REŞAD FEYZİ BirimizinDerdi Hepimizin Derdi Vapurda" Susuz Musluk Bir okuyucumuz yarıyor: #İstanbal llmanında işliyen se- yahili mülecavire — vapurlarından Birimin belâsina bir ihtiyae dofa - yasile girdüm. Fakal, musluğuzda su yokta. Bu küçük bir ihmaldir. Fakat, imsanı çok müşkül vaziyetie Barakması İtibarile mühim ve si- mirlendirlei bir bâdisedir. Alâhadarların bu gibi köçük işlerle de daha yakından alâha » dar olmalarını temenni — ederim. Bu arrum herhakde yerinde telâk- Ki edilir, zannederim.z ğer nereye ve hangi yoldan g tiğinizi bilseyd'ler, tabil sizi takib ederler ve yakalarlardı. Muhakeme suçlulurin sabıkala- mının sorülmüs: için ör. yedi ma- yata birakildi yorda. Ben ömrümce porselen - lerin bu kadar güze! boyanabile - ceğini ümid etmezdim. Janet, bir taraftan porselenlere bakıyor, bir taraftan da arkadaki endam aynasındar krahn vaziyes tini seyred'yordu. Elli sekiz y şında bir adamdı —3 Kralı hiç de çirkin Düşündü — Kral, diğer bütün kadınların — acaba hangi huylarından hoşlanak ilirdi? Acaba Kr ! yüksek payes sine iltica eden hu kadımlardan zevk alıyar müydu? O zaman cür'etli olduğu kadar tehlikeli bir ana — saplandı. nuyorsa, o da aynt ayunlardan bik rini tekrar etmeğe warar vermişti. Bir aralık Kral yanına yaklaş. tı. Genç kadım beFnden Kü. Çük heykelierden birh: göstererek dedi Wi: mu, Janet, — bulmamıştı. —

Bu sayıdan diğer sayfalar: