İlsıkların Karartılması Ve Söndürülmesi. Talimatname Evlere Tatbik Ediliyor, Bir Tecrübe V, apartıman, depo ve falimatname hükmünü öğren- =ır| çok faydalı görülmüş - Bu sebeble; talimatname hü- evlere tebliğ olunmak- Öğrendiğimize göre bu iş bit- fikten sonra da şehrimizde ışık- ların karartılması ve söndü - Tülmesis için bir gece umuml Ve büyük bir teerübe yapıla- Kubbelerde Kurşun Hırsızlığı - ,Beton ve Katranla Sivanması Düşünülüyor Şehrimizde bulunan gerek ev- kafa ve gerekse belediyeye aid Birçak medrese, cami ve çeşme gi- Bi eeki eserlerin kubbelerinin © - Zetinde yapılan kurşun hırsızlık- bir türlü önüne geçileme- Bu yüzden hem hazine zarar gör- Mekte, hem de tarihi kıymeti olan eserler harab olmaktadır. Geçen senejer içinde Üsküdar ve İstanbul cihetindeki bazı camile- " Tn Üstündeki eski kurşunlar çı - tak müzeye nakledilmiş ve Yerine de beton ve katran sıva - — Barak bir hal çaresi bulunmuştu. *Son günlerde bu kabil hırsızlık- K tekrar artması üzerine bele- Giye, zabıta ve imar şubesi nezdin- Gt teşebbüslerde bulunmağa ka- Tür vermiştir. Kolayca sökülebilecek olan ba- Zi Medrese ve mebanideki kur- Rihlar kaldırılacak ve yerine de ve katran sıvanacaktır. çükağirlek Belediye Bir Ekmek Fabrikası Yapacak Ziraat enstitüsünün ekmekçilik Brofesörü İstanbulun ekmek derdi — Bükkında 15 sahifelik bir rapor ha- Tarlıyarak Belediyeye göndermiş- fir. Bu raporda derhal bir «ekmek iaşası Yüzumlu görül - AÂyni fikre Belediye de iştirak *ttğinden Belediyeler bankasın - borç para alınır alınmaz İs- mödern ve büyük bir Sekmek fabrikasın inşasına baş - Tanacaktır. ROMAN: İf — Janet, iki gün sonra, mağaza - öteberi satın alarak eve dön- zaman, kendisini karşılıyan nnesi dedi ki — Kont seni birkaç defa aradı. Çok telâşlı bir hali vardı. Git, he- en yunma çık! Bakalım, neler 6- Tüyor? İşte bak yire zil; çaldı. Be- “Bi çağırıyor. Haydi yavrum, koş. Koş! Benden evvel sen çık! Jan, merdivenin yukarı bekliyordu. Yüzü kıpkır- Tzi idi, gözleri parlıyordu. — Neredesin Janet? dedi, ni - .=n gelebildin! Sana haberle - Fözntee Tei Gece Umumi Yapılacak caktır. Diğer taraftan talimatamede kaydolunduğu şekilde İstan - buldaki umumi tenviratla ara- ba, otomobil, otobüs, kamyon ve diğer makil — vasıtalarının maskelenmesi işi de en kısa za- manda ikmal olunacaktır. Ba kabil vasıtalar ve muh- telif müesseseler sahiblerinin icab eden hükümleri yerine ge- tirip getirmedik'eri de itina ile teaddid şehirlerimizde de ya- pilacaktır. Bunu, İstanbul — gazetelerinden e öğrenmek kabil olamadı. Romorkörler BURHAN CEVAD Ve Tarama e Gemisi Gelecek Aylar İçinde Tezgâha Konacak Memleketimizdeki limanların aslahı işlerinde kullanılmak üzere Deniz Ticaret Müdürlüğünün yap- tırmakta olduğu romorkör tarak gemisi ve diğer tesisatın projeleri tamamlanmış ve muhammen be- delleri tesbit edilmiştir. Projeler bugünlerde Vekâlete gönderile - cektir. Vekâlet mezkür gemi ve mal - zemeye aid parayı bu seneki büt- çeye koyacağından gemiler inşa- ata başlanmak üzere önümüzdeki aylar içinde tezgâha konulacaktır. —— Beş Milyon Nerelere Sarfedilecek Şehir Meclisinin Dünkü, İçtimaında Görüşülen Meseleler Belediyenin Belediyeler banka- sından borç alacağı 5 milyon lira ile neler yapılacağı, dünkü şehir meclisi içtimsında görüşülmüştür. Dün anlaşıldığına göre bu pa- ranın 3 mülyon lirası ile istimlâk işleri hallolunacak, 1 milyon Jirası| Belediye namına alınacak otobüs- lere garaj ve atelye inşasına, 100 bin Urası süt fabrikası yapılma - gma, 10 bin İlrası temizlik işlerine, 600 bin lirası da ekmek fabrikası Anşasına sarfolunacaktır. Belediye reisliği icabında fasıl- lar arasında münakzle yapabilmek: için de dünkü şehir meclisinden salâhiyet istemiş v almıştır. — Niçin bana bugün Kontes diye hiteb ediyorsunuz? — Çünkü yavrum, Löbel öyle olur olmaz insanlarla konuşan a- damlardan değildir. Moranla da öyle konuştuk. Siz bir Kontes - lacaksınız. Ben de akrabanızdan birl... — Evet amma, kocam yerine kimi göstereceksiniz? Kont kollarını salladı: — Adam sende! dedi, onu dü- şünür, bir kolayını buluruz. — Haber verdiğinize iyi ettiniz. Bir gaf yapmamak için kocamın kim olduğunu bilmem lâzımdır. Kont Dubarry Janeti tuvalet o- dasına kadar götürdü. Sanki ye- ni başlıyan bir artisti sahne için giyindirmeğe çalışan bir Tejisör yamağı gibi, bütün dolabları açtı. at tüvalet odası ile ziyalet ye - İmyan Hariciye Nezareti » nin nüşiri efkârı — olduğu Ti sürülen bir Alman ge- zetesinde, Türkiyeden — bahseden bir yazı çıktı. Ne garib hâdisedir. Anadolu Ajansı tarafından verilen bu ya- zı, İstanbul gazetelerinde, türlü türlü görüş ve anlayış zaviyele - rinin ölçüsile sütunlara geçmiş bulunuyor. Bir gazeteye göre, bu yyazı müthiş aleyhimizedir. Ona göre serlevhalarla okuyu- cuya takdim ediliyor. Bir başka gazeleye göre, bu yazı bizim le- himizedir. Ona göre serlevhalarla karilere sunuluyor. Bir gazeteye göre de, sadece bir dokunmayan serlevhalarla neşre- diliyor. Fakat, acaba hakikat nedir?. Bu yazı ne «menes bir yazıdır. Seyyahlar İçin Yeni Prospektüsler Seyyah mevsimi münasebetile turing kulüb idaresi bu sene ha- ricde geniş bir propaganda faa - liyetine girişmiştir. Bu cümleden olmak üzere ku- Jüb İstanbul, Ankara, Bursa, İz- mir ve Edirneye aid olmak üzere muhtelif lisanda yeni prospektüs- ler bastırmış ve ayrıca da şehri- mizle Ankara ve Yalova için mi teaddid afişler tevzi ettirmişi”. Bu meyanda Mısıra da bilhassa e- hemmiyet verilmi; —— Almanya Bol Kuru Meyva - Alıyor Bazı Alman firmaları ticaret a- dasına müracaat ederek külliyetli miktarda kuru meyva alacakları- muı bildirmektedir. Almanların bü- hassa son seneler zarfında Kaysı, düut, erik ve ssir meyvaların ku- rularından yaptıkları talebler git- tikçe artmaktadır. Söylendiğine göre Alman hü - kümeti bu meyvalardan marma- lat imal ederek stok yapmaktadır. aüi Adam öldürmek, ev basmak, .| yol kesmek ve şekavetten suçlu olarak 3 senedenberi sranmakta olan bir haydud nihayet evvelki Bün jandarmalarımız tarafından yakalanarak bir müsademede öl- dürülmüştür. Ayvalık, Bandırma, Balıkesir ve Dikili taraflarında pek maruf olan bu şakiyi evvelki gün Ber - gamanın Kesik boğazında jandar- malarımız sıkıştırmışlardır. Fakat azılı haydud hemen silâ- meklerinin piştiği mutfak arasın- da mekik dokudu. Sofra zamanı yaklaştığı zaman, ağır bir tavırla Janetin odasına Birdi. Genç kadın muhteşem tu- valetini ikmal etmek üzere idi. Alnı kırışmış bir halde uzun uzun genç kadına baktı. Yavağ yavaş alnımın — kırışıklıkları zail oldu. BSonra iki ellerini havaya kaldı « Tarak: — Ne kadar güzelsin Janet! de- di, şu halinle ne kadar ilâhi bir kadınsın, Eğer Löbel sizi görür de ayağınıza kapanmazsa, bu adamı herhalde asmâak lâzım gelir. 'Tam o sırada kapının esiğinde bir bizmetçi belirdi: Ne Mene Bir Yazıdır ? Arkadaşı Mahkemeye ağans telgrafıdır. Suya — sabuna | Bir Haydut Öldürüldü Çeviren: Muammer ALATUR Malâm Usulde Bir Ilknita Arap Sabri İle Verildiler | Manitacı Arsb Sabri o gün pek gık giyinmişti. Üstünde yeni ve lücivert bir elbise, baçında melon bir şapka vardı. Beyaz gömleğine güzel bir kıravat bağlamıştı. Siyah ayakkabları yeni boyanmıştı. E - linde,de zarif bir baston taşıyordu. Köprüde meslek urkadaşı Veh- bi ile buluştu. İki arkadaş bir ke- nara çekilerek kısa bir müddet ke-| nuştular. Sonra İstanbul tarafma geçtiler. Sirkeciye geldikleri za- man Arab Sabrt arkadaşından ay- rıldı. Vehbi de onu sekiz on met- re gerlden takib etmeğe başladı.. Bir aralık bu iki mantarcının arasına Hüseyin isminde bir zat girdi.. Arab Sabri arkadaşının bir, işareti üzerine derhal cebinden, içinde eski çarlık Rusyasına ald birkaç ruble bulunan zarfı Çıka- Tarak yere attı ve yoluna devam etti. Biraz sonra Hüseyin zarfın ya- mına gelince durdu. EBİLdİ, ve zar- fi yerden aldı, ceketinin iç ceb- | lerinden birine kaydu. Bu sırada Tmantarcı Vehbi Hüseyine sokuldu ve gülümsiyerek: — Yerden aldığın zarfta ne var- du: Diye sordu. Hüseyin: — Bakmadim, dedi. Vehbi kirli ve Çarpık dişlerini göstererek, sırıttı: — Hiç insan bulduğu şeyin ne olduğunu merak etmez mi? dedi. Hüseyin cebinden zarfı çıkardı. Vehbi zarfın içindeki rubleleri gö- Tünce: — Bunlar, dedi. İngiliz lirası. Bir tanesi altı lira, Sarraflara gö- tür, orada Türk parası ile de- Biştir.. Bu esnadâ önden — giden Arab Sabri döndü. Onların anına geldi. Parasının çalındığını ve kendile - rinden şüphe ettiğini söyledi, Ev- velâ Vehbinin üzerini aradı, sön- ra da Hüseynin ceblerini karıştır- mağa başladı. İçinde rubleler bu- kunan zarf ile beraber bir de para çantası çıkardı. Arab Sabri bu çan-| tada para bulunduğunu zannede- | XU . q B 8 * . . * ? Girdi mi: Yeni Bir “ İhtilasen ZimmetePara Geçirme,, Dâvâsı Bazı mükelleflerden tahsil ettiği| paraları vezneye yalırmamak su- retile ihtilâsen zimmetine para ge- çirmekten suçlu, ithalât gümrüğü eski muhasebe kâtiblerinden Vec-) di oğlu Mecdinin muhakemesine dün Ağırcezada başlandı. Dünkü muhakemede sorguya çe- kilen maznun Mecdi, guçunu in - kâr etti. Vazifesinde sulistimal et- mediğini ve harıcden tahsil ettiği .'_ı!: ::',o.—l,!'—-'*i MAYIS 1939 Semt Değiştiren Aileler Gittikleri Yerin Nufus Kütüğüne Yazılacaklar Halkımızın kazalar — dahilinde yapacakları «yer değiştirme» mu- fameleleri hakkında dün Dahiliye Vekâletinden nüfus müdürlüğü- ne bir emir gönderilmiştir. Bunda ailelerin doğum, ölüm, evlenme ve boşanma vak'alarını kolaylıkla kayıd ve takib edebil- mek ve gerek intihab ve gerek as- kerlik muameleleri gibi nüfus iş- lerile alâkadar olan diğer mua - melelerini yürütebilmek için nak- lihane ettikleri yerlerin nüfus kü- tüklerine yazılmaları bildirilmiş- tir. Şimdiye kadar yapılmıyan bu kabil nakiller badema muntaza - man kaydedilecek ve usul ittihaz olunacaktır. İş_ci, Patron İhtilâfları parayı tamamen vezneye yatırdı | Mmümessillerin Seçimi ğını söyledi. Meediden sonra birkaç şahid gdinlendi. Bularndan gümrük mu- hasebe şefi Hamdi şu İtadeyi ver- di: e— Noksan tahsil edilmiş olan resimlerin noksan kalan kısımla - larını, yani Ankara tetkik idare - since, eksik gösterilen miktarı tah-| sil etmek vazifesi muhasebeciye alddir. Ancak muhasebecinin mu- amelâtı yevmiye ile iştigali sebe- bi ile, mükelleflerden gidip para tahsil tmesine imkân olmadığı için muhasebe kâtiblerinden birini bu iyte istihdam edebilir. Bizim mu- hasebeci de kendisine itimad et - tiği maznunu ba işle vazifelendir- mişti. Kendilerinden para tuhsil edi- den kimselere mükbhuzlar verilir. Bu makbuzların dip koçanlarında tahsilât miktarı gösterilir, Ve tah-| silât müzekkeresi - döldurularâk vezneye yatırılır. | Maznun hakkındaki tahkikatı ben yaptım. Vezne öefterlerini ve tahsilât müzekkerelerini tetkik ettim. Mecidin zimmetine geçirdiği id- dia edilen paranın vezneye ya - tırılmadığını anladım.> Banı şahidlerin de — çağırılarak dinlenmeleri için muhakeme ha- ziranın ikisine bırakıldı. — ——— onu durdardu. — Meseleyi sordu. Hüseyin anlattı. Kumiser muavini: — Onları tanıyorum, — bügün mutlaka kendilerini yakalıyacağım| dedi. Ve sözlerine ilâve etti: — Akşam üstü Eminönü merke- zine gel! vek, almıştı. Halbuki çantada Hü- seynin bazı kıymetli mektubların- dan başka bir şey yoktu. İçinde pa-| a bulunan çantayı Arab Sabri a mamışti. İki manitacı yanından uzaklaş- tıktan sonra ancak, Hüseyin, oy- nanan oyunu anlıyobildi. Arka - Hüseyin, komiser muavinine te- şekkür ederek, yanından ayrıldı. Manitacı Arab Sabri ile arka- daşı Sarı Vehbinin muhakemesine dün asliye üçüncü ceroda devam edildi. Dünkü duruşmada komi - ser muavini Fahri Şahid - sıfatile sorguya çekildi. Davscı Hüseyi - 'Mahalle Sokağından Saraya! MADAM DUBARRY — Haşmetmeâb hazretlerinin baş dahiliye müdürü ile Müösyö Mpran geldiler. İri yarı Moranın yanında kısa boylu, prokalı, sipsivri, fakat ga- yet iyi giyinmiş bir adam vardı. Zayıf parmaklarından birinde iri bir elmas parlıyordu. Bakışları ciddi ve sertti. Janet, bu bakış - ların kendi üzerinde soğuk — bir bıçağın teması gibi hissetti. Fakat Löbel genç kadını görünce, bir- denbire değişmişti. Tavırlarına bir yumuşaklık — gelmişti, dudakları hafifce titremişti. Moran gayet hürmetkârane bir tavırla: nin de dinlenmesi için muhakeme başka bir güne barokıldı. sizi gükten yere inmiş bir melek- le karşılıdfıracağımı söylediğim zaman, hata etmiş miyim? Doğ- Tusunu söyleyiniz. Löbel eğildi: — Kontes hazretlerini doğrusu bir tahta lâyık görüyorum. Bu söz karşısında Kont Dubar- zynin keyfinden iki ağzı bir yana gelmişti. Döbel sözlerine devam etti: — Siz dünyanın en güzel bir yaradılış nümunesisiniz, dedi, öm- rTümde böyle bir kadın hüsnü ile karşılaştığımı — hatızlıyamıyorum. Halbuki dünyada hiç kimse be- mim kadar en güzel kadınlarla kar- şılaşacak mevkide değildir. Ayın 15 inde Bitirilecek İş verenlerle işçiler arasındaki ghtilâfları halletmek üzere hazır- lanan projenin tatbikatından ol- mak üzere bütün iş müessesele- rinde mümessillerin - seçilmesine devam olunmaktadır, Seçimler bu ayın 18 inde nihayetlenecek ve mümessiller İstanbul iş dairesine bildirilecektir. Seçim işleri nihayet bulduktan sonra çıkacak ihtilâfları bu mü - measiller bizzat patronlarla ve ya- hud vekillerile temas ederek işçi- lerin lehine halletmeğe çalışa - caklardır. KISA POLİS HABERLERİ & Feshane fabrikasında çalı - şan Cemal Şermin fabrikada ça Hışırken dikkatsizlik neticesinde elini makineye kaptırmış ve üç parmağı kesilmiştir. Cemal has - tahâneye kaldırılarak tedavi a tına alınmıştır. *& Arabcaminde oturan Ham - di adında biri kendıni bilmiyecek derecede sarhoş bir halde sokak- ta bağınıp çağırdığından yakala - narak mahkemeye verilmiştir. * Nalinci yokuşunda - otur: Said adında biri sokaktan geçer - ken üzerine fenalık gelerek düş- müş, biraz sonra da ölmüştür. Yapılan müayene neticesinde Saidin kalb sektesinden öldüğü anlaşılarak gömülmesine izin ve- Tilmiştir. *& Balatta Kâtibmuslihittin ına- lesinde 'Terzi sokağında 6 numa- ralı evde oturan Salâhattinin bir yaşındaki çocuğu Nimet odada öy- narken mangalın üzerine düşerek muhtelif yerlerinden yanmıştır, *& Şoför Mustafanın idaresin - deki 3909 numaralı otomobil Be- yarıttan geçmekte iken Reşad a- danda birine çarparak başından yaralamıştır. Kont Jan ilâve eti — Yalnız karşılaşacak değil, ay- ni zamanda gösterebilecek — bir mevkide de değildir. Fakat Löbel bu sön sözden kas- dedilen manayı anlamamazlıktan geldi. Janeti tepeden tırnağa ka- dar süzüyordu. ” Yemek epeyce uzun sürmüştü. Kont Jan mümkün olduğu kadar sevimli görünmeğe ve misafirle- Tini memnun etmeğe çalışıyordu. Fakat sıra tam şaraba ve çereze geldiği zaman Löbel saatine bak- tı ve mühim bir randevusu oldu- ğünu söyliyerek, sofradan kalk- tı, genç kadını hürmetle selâim - hyarak, kapıya doğru yürüdü. Aradan iki gün geçti. Löbel' - den hiç ses seda yoktu. Janet de herhangi bir haber gelmesine pek © kadar hevesli değildi. Hattâ ha- 'ber gelmeyişi kendisini hiç de üz- müyordu. Fakat Kont Jan Du- adai Hdi dd n GÜDÜĞ lll Ü eL l Evlerde Kübik Eşya winde şık bir kötüphane ve güzel cildli kitablar gören gçocuk, tabintile okumağa karşı bir alâka ve sempati duya - caktır. Eskiden münevver de bir kütüphane odası, camlı bir kötüphane ve içinde mun- tazam sıralanmış cild cild kitablar bulunurdu. Foakat, bugün.. Bugünkü avler cidden acıklıdır. Kübizm denen acaib sevk hâki oldu olah, evlerin içini garib bir takım eşyalar kaplamağa başladı. Fakat, dikkat ediniz, bir salon, bir yemek odası tertib eden ev sahibi, bir takım çürük çarık ve daya - mıksız boyalı tahta parçalarına a- vuç dolusu para verirken, kitab koyacak iki raflı bir etajer yaptır- mağı asla hatırına getirmemiştir. Münevver geçinen, modern, hattâ lüks hayat yaşadığını iddia ve vehmeden kaç ailenin evinde, bugün bir kütüphane vardır?. Za- rif kütüphame raflarının, cam ar- kasından görünen güzel cildleri, bugün yerlerini kristal bozması camlı kübik büfenin raflarına di- zilmiş likör şişelerine terkettiler. Büfes ve likörü olmamak müt- hiş ayıp sayılıyor da, kütüphane hatıra bile gelmiyor. Evlerimizde kütüphane yap - mak, güzel cildli kitabları raflara sıralamak ve bu suretle çocukla - rımıza kitab zevkini vermek an- anesini de tesis etmeliyiz. Jandarma Genel Komutanı Şehrimizde Jandarma Genel Komutamı Kor- general Cemil Cahid bir teftiş se- yahatine çıkmış ve evvelki gün İzmire gilmiştir. Oradaki jandarma kıtaatını tef- tiş eden komutan dün «Tar» va- Purile şehrimize gelmiştir. BirimizinDerdi Hepimizin Derdi barry'nin endişeleri her gün biraz daha ziyade artıyordu. Üçüncü günün sabahı, seyyar sebze satıcılarının sesleri daha yeni yeni duyüldüğü — sırlarda, kapıda görünen hizmetçi, saray baş dahiliye müdüünün salonda beklemekte olduğunu, madamın kendisini kabul edip edemiyece - ğini sorduğunu haber verdi. Janet pek gafil yakalanmıştı. 'Tuvaletini düzeltecek kadar - bile vakit yoktu. Hemen aynanın kar- — gısına geçti, Üzerindeki elbiseye göyle bir çeki düzen verdi: di. bince, hemen arkasından genç kadının yatak odasına girdi. San- Ki küçük bir prensesin uykusun- dan uyanmasını bekliyen sevgilir si gibi... ğ (Devamı vaz) d — Söyleyiniz, buyursunlar! de- Löbel o zamanın âdeti mucl - —