VEFAT ETTİ NASIL ı VE NEREDE KULLANILIR?. B ra ne oldu?. Bahar geldi, hafif sıcaklar, zihinlerimizi mi şaşırtıyor? İşte, dünkü Son Posta refikimizde, Muhiddin Bir- gen'in — makalesinin — serlevhası: «Balkan antantı vefat etti mi?» Bu serlevha hakkındaki düşün- gelerimiz şunlardır: Vetat kelimesi insanlar için kul- lanılır, başka şeyler için kullanıl- dığı zaman istihza manası çıkar. Arkadaşımız, Balkan — antantı İle şaka mı ediyor?. Gazete sütuh- ları bizim hususi hatıra defteri mizin sahifeleri değildir. Daha Bırbaşlı olmamız lâzım gelmez mi? 26 BİN LİRAYA KİRAYA VERİLDİ ugünlerde bizim arkadaşla- Dün gazetelerde okudum. Flor- ya plâjları 26 bin liraya kiraya ve- | ritmiş. Eyvah... İçim sızladı. 26 bin lira... Florya plâjları pazar günleri kalabalık olur. Diğr gün- ler tenhadır. Bütün mevsimi 15 pazar Olarak kabul ederseniz, 26 bin lirayı da bu on pazara taksim ediniz. Müessesenin başkâ masrafı olmıyacak mı? kendisine kâ: ayır- muyacak mi?, | Bu sene de, Florya plâjlarında, halkın kazıklanmakta devam olu- macağına iman ettim. KRAL ZOGO'NUN BİR GÜNLÜK HAYATI Dünkü gazetelerin hepsini oku- duktan sonra, eski Arnavutluk Kralı Zogo'nun, Türkiyeye geldiği dakikadan itibaren hayatımı nasıl geçirdiğine dair, ne öğrendim, di- ye kendi kendime sordum. Hiçbir #ey öğrenmemiştim. Çünkü l— Biri, Kralın şehirde bir oto- ;IIAU gezintisi yaptığını yazıyor- a 2— Biri Boğaziçine gittiğini ya- zıyordu. 3— Biri otelden hiç çıkmadığını yazıyordu. #— Biri Ankaraya gideceğini haber veriyordu. 5— Biri İstanbulda kalacağını söylüyordu. 8— Biri Büyükadada yerleşe . ceğini kaydediyordu. 7— Biri Boğaziçinde kiraladığını yazıyordu. bir yalı Ne buyurulur?. Şimdi sahih o- | ki Arnavutluk kralı buldadır. MISIRÇARŞISI HAL OLUYORMUŞ Belediye, Mısırçarşısını hal ya- | pacakmış.. Burada lâhna, pırasa, yumurta, patates satılacak... Mi- sırçarşısı tarihi bir binadır. Hal yapmak kimin hatırına geldi?. Bı» rakın da, eski İstanbuldan şark dekorlarile bir köşe kalsın.. Bu - rayd sebzecileri, manavları, bak- kalları değil, itriyatçıları topla - mak daha yakışık alır, zannediyo- ruz. Yine siz bilirsiniz, darılma- yın. ZEHİRSİZ BİRŞEY SÖYLEYİN DE YİYELİM?, — Sütten şehirlenen 40 kişinin hi- kâyesi malüm... Tahkikat devam ediyormuş... Dünkü — gazet yeniden şu haberleri veriyorlar: Peynirden 4, balıktan 2, kalaysız kaptan 2 kişi zehirlendi. Peki, ne yiyip ne içeceğiz?. Aç mı duracağız?. Hani meşhur fık- : Ptlicansız bir su getir, de Zehirlenmeden yenecek, içecek birşey söyleyin.. YEŞİLAY KURUMUNUN MÜTEHASSISA İHTİYACI VAR Yeşilay Kurumu hükümete mü- racaat ederek, radyoda, halkı iç- kiye teşvik edecek tarzda meyha ne müsikisinin çalınmasının me- nedilmesini istemiş.. Meyhane mu- sikisi de acaba ne ola?, Mütehas- 81s bir akşamcı arkadaşa müracaat ederek bu husustaki fikrini sor - duk. Bize dedi ki: — İnsan içmeğe başlarken saz aramaz. Evvelâ başımı dinlendi - reyim, diye içer.. Sessizlik ister.. Sonra kafayı dumanladı mı canı, saz, söz ister. Ya radyosunu açar veya, bir çalgılı gazinoya gider. Yeşilay Kurumu azası içinde bu gibi meselelerde fikrinden istifa- | de edilmek üzere, mütehassıs kim- se yok galiba.. Bir mütehassıs is- tihdam etmelerini tavsiye ede AHMED RAUF KÜÇÜK HABERLER | ** Şehrimizden tayyare ile Bük- reşe giden Fransız. generali Vey | ve * İstanbul matbuat mümessili | Neşet Hilil istifa ği buat umum müdürlüğü mü-| nden yeri- | şavirlerinden Orhan tayin olun- muştur. » Sovyetler hesabına piyasa - dan oğlak derisi alınmağs başlan- | mıştır. v Orta mekteb kitablarını ye - aiden yazmak için seçilen komis- yon dün Mazrif Vel Binde ilk n yapmıştır. & Denizbank tarafından yakın niden 5000 can kurtaran sipariş o- lunmuştur. * Maarif müdürü T bir ay müddetle izin almıştır. Ye- rne muavin Rüşdü vekâlet ede- cektir. * Fazla dersi olan muallimle- rin uhdelerindeki fazla dersler ge- ri alınacaktır. Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Tarihi Roman: No. TI — Bazan bir kadının - kılıçtan keskin olabileceğini ve bir kitab kadar okunacak bir mahlük ol « duğunu Abdülmelik bilmiyör mu vakti yoktur. Önun - bugünlerde - | . Halifenlâ *bünu düşünmeğe ı dünü ortadan kaldirmaktır. Şeyh Sald bü kadar tehlikeli | bir adafa mıdır? — Eyet, Heni tehlikeli, het de korkuhç birr adam. — O halde onunla neden müca- dele etmiyorsunuz? Yoksa Biz de mi ondan korkuyorsunuz?. Yazan: CELAL CENGİZ Haccac birdenbire kaşlarını çet- ti Ve yanındaki cüceye: — Kadehimi doldur! Diye bağırdı. Sonra birden halifenin gözdesi- ne dön - Ben onu bir avuç suda boğ- | masını da bilirim ,Maryana! Şim- diye kadar onunla uğraşmağa va- kit bulamamıştım.. Fakat, sakın merak etme... Senin yapacağın işi, ben yapacağım. Çok yakında Şeyh Saldin vücudü ortadan kal- kacak. — Ondan sonra ne olacak? «Galata | Altı Tip Yeni Mekteb | Köylere ve Kasabalara, Aid Projeler Hazırlandı Maarif Vekâületi badema İs - | tanbulda ve memleketimizin muh- telif şehir ve köylerinde yapıla- cak olan yeni ilk mekteb binala rının altı tip üzerine İnşasımı mu- vafık görmüşt Bunların üç tipi köyler için ve üç tipi de kasaba ve şehirler için olacaktır. Tipler; mekteplerin yapılacağı yerlerin nüfus, inşaat malzemesi vaziyeti gibi hususiyetleri naza- tt itibare alınarak seçilecektir. Bunlardan köylere ad olan üç tipin plân ve projeleri hazırlan - mıştır. İstanbulun Yeni Tayyareleri İstanbul halkı Türk Hava Ku - Tumuna yeniden 5 tayyare hedi- ye edecektir. Bu — tayyareler «Fenerr, *Kapalıçarşıs, Taksim» «Bankalar. ve » isimlerini taşıyacaktır. —— İranın Nüfusu Ne Kadar ? İran General konsolasundan dün bir mektub aldık. İranın nü- fus kaydına aid olarak bir tashihi ihgiva eden bu mektubu aynen dercediyoruz: «25 Nisan 1929 tarih ve 765 sa- yılı «Son Telgraf» garetesinin bi- rinci sayfasında «Balkan ve Sö- dabad paktları» başlıklı ve Balkan ve Sadabad paktlarını imzalıyan ve nüfuslarını gösteren haritasın- da İranın nüfusu yalnız 12,400,000 kaydedilmektedir. İranda bugüne kadar tevzi olu- nan nüfus cüzdanlarının - sayısı mücibince İran nüfusu 16 milyo- nu tecavüz etmektedir. Binaen - aleyh haritada gösterildiği veçhi- le İran nüfusunu 12,400,000 şek - linde gösterilmesi hakikate mu - gayirdir.> Güvercin Gübreleri Emlâki milliye idaresinin Aya- fya müzesindeki güv reksli- | k sahiller vapurları için ye- k Kut, übi plata: sattığı ak 600 liraya nlnuştı. Güverein güb - | resi gerek siraatte ve gerekse da- | ğhanelerde en ziyade sranan mak- | gübre olduğundan bilhas- | bağlarda yapılan ter - bul e mintzkasırdaki gübresil kibler fevkalâde. : lanılmaktadır. Emlâki milliyenin verdiği bu kararı evkaf idaresi de tatbik etmeği düşünmektedir. İs- tanbulun birçok sem:lerindeki ca- milerde mebzulen bulunan güver- cilerin gübceleri toplanarak satı - lacaktır. olarak kul- | —— Nemi olacak?! Halifenin ar- | Zusü tahakkuk etmiş olacak, Za - ten o da seni bu iş için Şeyh Sai- din zaviyesine göndermiyor muy- du?, — Evet amma, beni oradan kur- taracağını da vâdetmişti. — Seni ondan önce ben kur - tardım. Haydi, bırakalım artık bu lüfları. Elile kızlara işaret etti... Cariyeler birer birer tersyüzü- ne dönerek salondan çıktılar. Şamdi, Haccaclâ Maryana baş- başa kalmış, konuşuyorlardı: — İspanyayı batırlıyor müsun? 'Tekrar oraya dönmeyi düşünü - yor musun? —Hayır. Çünkü bunun imkân - sız olduğunu biliyorum. — O rada başka kardeşlerin var | miydi? İ — Hayır. Ben, anamın bebamın e İ VAKİT: | mi? %fstuâ KAR—SIİev&ı_T CUMHURİYET: <Türk radyasundı prog selesir isimli bugünkü başmakale- gresinin istifade- yi temin için bir “odyn komitesi etmekte e— Radyomuzun her vadideki programının esasını ise -musiki de) dahil - <terbiye» teşkil etmelidir.»| Diyerek yazısını bitirmektedir. 'TA imle konuşanlar bizim gibi konuşmalı» isimli bugünkü baş - makalesinde Berlinde çıkam Hari- | ciye Nezaretinin organt bir gaze- | ? etimiz hekkında yaz-ı tikten — sonra şöyle «Bizim bütün <ünesebetlerimiz. eski olsun yeni ölkün bütün ko - nuşmalarımız herkesle dostane - dir ve nihayet en başta milli, va- tani menfaatlerimizin her türlü ihtiyat tedbicleri ile erniyet al- tına alınmasıdır Dünyanın bu her-| menfaatlere ület olmak elimiz - den gelmez.. Asım Us; <Türk - İngiliz dost- luğunun istikbali isimli bugünkü başmakalesinde iki memleket ara-| sındaki iktısadi ve Hcari münase- betlerin herhalde kuvvetlendiril- mesi lâzım geldiğial Leyan etmek- te ve «— Bıumun için de İngiliz piya- arında Türk malları tine engel olan sebı kaldırmak bir zarurettiş, Ve her iki tarafın müşterek menfaatleri burada olduğu gibi Türk - İngiliz dostluğunun istikbali de iki mem- leket münasebetlerinin bu bakım- dan tanzimine bağlı: Diyerek yazısın: bitirmektedir. ir.. Yarımki Koşular ve Güreşler Yarın akşam saat yirmi birde Kasımpaşa Sper Birliği güreşçil rileBeyoğlu - Kurtuluş kulüblerinin muhtelit güreş takımı — arasınc a Fransız tiyatrosunda bir müsabaka canlı olacağı tahmin edilmektedir. Koşu müsabakaları da yarın 15,15 de üç kategori üzerinde olmak üzere —Memleketnide kimse' iyor muydun? — Hayır. Şimdi, bir erkeği sevmek ih- tiyacını duymuyor musun? | — Hayır. Yurdumdan ayrıldı ğım gündenberi, gönül işlerini dü- | günmek fırsatırı bulamı — Endülüsteki tanışmadın mı? Maryana hafif bir göğüs geçir- Gözlerini yere indirdi: — Beni seven bir — kahraman vardı. Fakat, Elhârisı ine düş- tükten sonra onu göremedim. — Kimdi o kahraman? — Adı Selimdi... Rahib Fernan- donün şatosunda yakalamıştı beni, — Rahibin şatosunda senin ne | işin vardı? f — Babam ona benimle bir mek- | tub göndermişti. | — BSelim seni sevdi demek, öyle ! zabitlerimizle di. — Evel Çok sevmişri.. “Fükar, * | XENİ SABAN: İKDAM: |Halka Zorluk Çıkaran| | kalbli bir Arab zabitiydi o. devletleri» isimli bugünkü baş - makalesinde Roma - Berlin mihve- alkanlıları birbirinden a- yırmak için çalıştığım kaydettik- ten sonra «Balkan antantı yaşıyor mu?» demekte ve yazızını şöyle bi- tirmektedir bu uzlaşınıya dahil devletlerder. bir veya bir kaçının fena niyetlerinden dolayı değilse de her halde siyasi büyük cereyanların tesirile hayatiyetini kaybetmiş görünüyor ve o da bir bulran geçiriyor. Ne bu buhranı saklıyalım, ne beykude ümide dü- şelim, fakat ne de çarçabuk bir ersiye okumuya — kalkalım. Bu gibi ahvalde en fena politika öl- güyü kaybetmektir » Başmakalesi yoktur. İcra Memurları Bazı icra memurlarının - halka kolaylık gösterecek yerde zorluk | çıkardıkları görülmüştür. Adliye | Vekâleti bu münasrbetle dün bü- | tün müddeiumumiliklere ve icra |: dairelerine bir'emir göndermiştir. | Bunda halka kat'ıyyen müşkü- ı 1M çıkarılmaması. eshabı mesali- hin işlerinin sür'at ve nezaketle görülmesi bildirilmektedir. Halka müşkülât memur ve kâtiblerinin Vekâlete bildirilecektir. ö Subayların Evlene Bilecekleri Yaş Bilümüm muvazzaf — subaylar askeri memurların 25 yaşını mal etmeden evleremiyecekle - tine daiş olan 184 pumaralı ka - nunun tadili karazlaştırılmıştı. Bu münasebetle hazırlanan ka- nun lâyihası Büyük Millet Mec - Tisine verilmiştir. çıkaran icra isimleri | tâbi tutulacaklardır. Hizmet müd-| ! detleri mükcelleflerik mezun ol - üzer yapılacaktır. Müsabakaların heye- yapılacaktır. i. Çok iyi — Elini eline sürmemesinin se- — Selim burada evlidir. Lüb- nanın en güzel kadını, onun karı- sıdır. Selim buradan giderken, karısına: «Başka bir kadına ba - karsam, Allah gözlerimi kör et - Bin.» demişti. Demek ki sözünde durdu.. Yeminini unutmadı. Maryana, Selimin yakında Şa- ma döneceğini duymuştu. V lif sınıflara ayrılacaklâr ve bun - | diploma almış olanlar 2 ay talim, Talebe ve | Öğretmen Kâmpları Bu Yıl Tatilde Kamplar Nerelerde Açılacak ? | Her sene olduğu gibi, bu yıl da İstanbul Maarif Müdürlüğü tara- fından Heybeliadada öğretmen - ler kampı ile muhtelif semtlerde ilk mekteb talebeleri için kamp - lar açılması kararlaştırılmıştır. Yaz tatilinde açılacak olan ta- lebe kamplarının yerleri şu su - retle tesbit olunmuştur. Kızıltoprak &3 üncü ilk mekteb binasında. , Pendik I inci ilk mektebde. Yeşilköy ilk mektebde, Florya plâjı yanında — (çadır 8 inci okulda. Bu son kamp bedenen zayıf ta- bir istirahat ve tedavi | Heybelladadaki kamp & tem - muz perşembe günü açılacaktır. Bu kamp 15 ağustos salı günü kapanacaktır. Kampa 60 kadın ve 20 erkek muallim kabul olunacaktır. |Yedek Subay Ve AskeriMemurlar. Kanunun Bazı Madde-| lerini Değiştiren Bir Proje Hazırlandı Milli Müdafaa Vekâleti yedek | subay ve askeri ıncmurlar hakkın-| daki kanunun bası maüdelerini de- #iştiren bir proje hazır.amıştır, Projeye göre her sine yapılan son yoklama neticesinde - sağlam veya sakat asker etile lerden tam devreli lise ve mnadil'eri ile yük- sek derecedeki mes'ek mektebleri, yüksek den:z ücaret mektbi ve | muadili mekteblerden ve üniver- siteden mezun bulunasdar kanu- hün Sekizirdi madük öndeki şart- ları haiz olüukları halâe — yedek subay yetiştirilmek üzere tahstl - leri nev'ine ve kabiliyetlerine gö- re Milli Müdelaa Vekü'etince tak-, dir edilecek ihtiyaca göre muhte- lar mekteblerde — askurlik dersi görüp görmediklerine göre muh- telif müddetlerle ta'im ve tahsile dukları mekteblerden — aldıkları | diplaomalara göre olacaktır. Orta mekteb veya muadili dip- Toması almış - olanlar 4 ay talim, G ay tahsil, astı Ta da 6 ay hizmet müdi e 16 ay. Lise ve muaditi mekteblerden imen olduktan son-| 4 olmak 6 ay tahsil ve asta sanra da 6 ay hizmet mak üzere 14 ay. Üniversite ile yüksek mekteb - lerden diploma $ olanlar hud lise mezunlaril? vüksek mek- teb ve üniversite müdavimlerin - den C brövesi alanlar 6 ay tahsil, asteğmen olduktan sonra da 6 ay hiğmet müddeti olmak üzere 12 ay, askerlik vaztfesini yapacaklardır. en olduktan müddeti ol- — Şüphesiz, dördü nikâhlı, otu- | zu nikâhsız olmak üzere otuz dört | karım var, j Ve iri uzun dişlerini göstererek | Biritt — Sen otuz beşinci karım ola- caksın! Maryana birdenbire titredi: — Beni halifeye iade etmiyecek misiniz?. —Hayır. — Halife gücenmez mi? — Haberi olmaz ki gücensin., Maryana — vaziyeti anlayınca — Ben Selimin bekâr olduğu - pu sanıyordum. Meğer o da evli Diye mırıldandı. Haccac: | — Şam delikanlıları yirmi ya- şına gelmeden evlenirler, kaç kadın & tatmin edemez. Maryana gülmeğe başladı: — O'hakde sizin de birkaç zev- “Bönüz vat demekti. u. Harcac eğlenmek İstiyordur. Ellerini birbirine vurdu. Cüce salondan içeri girdi. Haccac: — Zarayı getir.. Diye bağırdı. Biraz sonra ,uzun boylu, genç ve güzel bir kadın salona girdi... | Haccacı colâmlhwssak ayakta dur- dü. fDevamı var) Dançig meselesinae Haklıdır Yazan; Ahmed Şükrü ESMER Dançig meselesi üzerinde Al * manya ile Polonya arı a çıkali ihtilâf, bugün için Avrupa sulhür nu tehdid eden en büyük tehlt kedir. Malümdur ki Dançig bÜ” yük harbden evvel, Almanyanlfi büyük limanlarından biri idi. VE” say muahodesile Dançig Alman * yadan ayrıldı. Fakat Polonyayâ ilhak edilmedi. Burada muhtâf bir hükümet kuruldu. Dış polifi” kasının idaresi Polonyaya bıra * kıldı. Millet Cemiyeti de bir kü” miser vasıtasile Dançig ana Yi7 | sasının tatbikine nezaret etmi vazifesini üzerine aldı. Hitler Almanyada iktidari € ne aldığı zaman, Dançigin iç tika vaziyeti aşağı yukarı, Almaf” yanın vaziyetine benziyordu. 36f best şehirde milli, merkez kati” lik, sosyal demokrat, - komünisle milli sosyalist olmak üzere bir t#* kım siyasi partiler vardı. Hitlf Almanyanın mukadderatını el" ne aldıktan sonra bu partilerif tasfiyesi için nasıl bir siyuset V#” kip etmişse, Dançiğdeki mülli s0” yalist partisi de ayni yoldan YÜ iş ve vaziyete hâkim olmut” tur. Avusturya anşlusundan ** Çekoslovakyanın parçalanmasıl” | dan sonra artık Hitlerin liderliğ ni tanıyan nazi partisi, Dançiğik mükadderatını tamamile eline $© çirmiş bulunuyor. Binarnaleyi Almanyaya iltihak etmek için bü parti, Hitlerin bir işartini bekle * mektedir. Şimdi Polonya - Almanya mü” nasebetleri son derece gergindir Almanyanın — ve Polonyanif Dançiğ üzerindeki hakları ned'?” Almanya, Dançigi bir Alman şeb” ri olduğu için istiyor. Filkakikt dört yüz bini tecavüz eden nüli” sunun yüzde doksan altısı Alma”” dir, Binacnaleyh milliyet pnnS—P' lerine göre bu şehrin Almany yerilmesi icab ettiğine şüphe yof” tur. Diğer taraftan Polonyanın d* tarihi ve iktısadi iddiaları vardı” Gariptir ki Dançig bir Alman $tb” ) Ti olmakla beraber, tarihi mukâ deratının çok uzün bir. dev Polonyanın himayesi altında &” girmiştir. Deançigin Prusyaya geçişi, l#f senesinde Polonya taksim edil &i zamandır. Bundan on beş sonra da Dançig gene Prusyantf elinden çıktı. Ve Napolyonun S” tilâsına uğradı. Viyana muahedt sindan sonradır ki Dançig ni olmrak Prusyanın eline geçmişti" Demek ki Polonyanın tarl ası o derece boş değildir. Diğer taraftan Polonya, Almi” yanın milliyet prensipine kâl iktısadi zaruret prensipini — ile” sürmektedir ki, bu da Almanyâ ” mın hayat sahası prensipi demi tir. Pelonyalıların iddialarına re, Dançig Polonya için yalnı? yat sahası değil, teneffüs cihafi * dır. Bununla beraber, Polonya, U çig meselesini Almanya ile &Ö rüşmeğe hazır olduğunu bir 9'* defalar bildirmiştir. Ve bu m! lede Polonyanın en çok — Bi olduğu nokta da budur. Fakat manyanın Çekoslovakya ve yanın da Arnayutluk hakkt tatbik ettikleri şiddet siyaseti | lonya hakkında da tatbik edil! istenilmiştir. Yani davacı ılü*” hâkim vaziyetine geçip, karl vererek, iera memuru olmak ;;, temiştir... İşte Polanya bunâ olf lanmıya razı değildir ve böyle muamele karşısında kendisif lâhla müdafaa edeceğini bildir, müiştir. İngiltere de bu w.ıy:: Polonyaya yardımda — bulun! taahhüdü altına girmiştir. Ş::,, diye kadar otoriter devletler * , tından muvaffakiyetle ıııt;:’ dilen emrivaki politikası, yanın bu kararında ilk defâ p tak şiddetli bir mukavemetl€ çeti şılaşmaktadır. Avrupe pol“ bu mukavemetin müessir oluP mıyıuıııu göre istikamet <KXĞİ