» ln'sun Ali Reisin Birinci uvaffakıyeti Zafer Sayılabilirdi Dünya Tarihinde Eşine Rastlanmamış N'SÖetsızlık içinde Geçen Bir Deniz Muharebesi M î_"hr Savurmuş gulleyl bizim- | Mıh eşlemiş topu... - Pabucun olduğunu gören Rus dest- B78leri dönüp kaçmak, uzak - *0p ateşi ile bunları çelik yağ- m;"nı tutmak — kararını ver - | Y ler... Ateş cde ede, manevra "9':1 Rus destroyerlerinden en Etideki Nebogatof destroyeri, ta- 'dan atılan o 7,5 luk toplardan ». “in kazan üstüne düşen kıs - ğ'“i— kesimine yakın bir ya- AUlmış; birdenbire yara tarafına an düşman gemisine bu se - Takalardan iki tane de torpido işlar... Birinci torpidonun isa- & sancak - kıç uğunda ük bir delik açılan harp ge - birkaç dakikada batmış... Ar- H yfarının böyle iki buçuk tah- fakadaki Türk denizcileri ta - :î*'"dın batırıldığını gören öteki Böy b H, bu muvaffakiyet öğün - ede değer bir Hİ? Hem şu hâdise bana hn» 8 bir fikir Dham etti.. Marmara İllerindeki şehirlerin B Enden böyle f yelkenli SşaL Ş” Motör grupları teşkilini ünüyorum. Üç buçuk lahtel- Ahirin cehenneme çevirdiği za- VUi Marmarada ancak bu çeşid Sir kuvvetle daim! mürakabe, tah- | hirlere göz açtır | ölde edilcb _:lüı Paşa gözl olar, k ne- l karptı, sor- — Bunu yapacak adamlarla mal- neyi nereden bul Mver Paşa omuzlarını silkti: e şeklinde top- ı:.? iş, iskele ve limanlar umum v";l—lnwlrnlığı lemrinde yüz >ece , motör, barka ve emsali . Bunlar; kendi kaptan- Arının idaresinde bu maksada “Ariyabilirler. — Sen bilirsin! — Marmarayı temizlemek, düş- t tahtelbahirlerinden kurtw - için bundan daha iyi, d AYgun bir hareket şekli ol: Halk filosunun ilk zafori, baş - Kağandan vekilinin bu teşkilit *T farafta yaptırmasına büyük T Salk olmuştu. v-î"““ Ali reisin birinci mu - SHlakiyeti yabana atılmıyacak Kait mühim bir zaferdi. Dünya ihlerinde eşine raslanmamış betsizlik içinde cereyan eden 'deniz muharebesinde gözü pek, *' Ve iş görür Türk denizcileri Re top ve torpldo kovanı yer - '*"'nlmış tahta takalarla düş - :nuı her biri birkaç toplu, çe- Bövdeli destroyerlerine hâcum çâ"“wln. yarım saat süren bir mıpğSmadan sonra üç Rus dest- 'trinden Nebogatof adlısını bir CePldo ile batırmışlar, iki tane- *ni de firara mecbur etmiştirdi. Büdise Ççok enteresan bir mu- Tebe zafhası geçirmişti. Bi kar tipisi sırasında Trab - 'm:':hn hareket eden takalardan B ekkeb ilk deniz milis fırkası, Ku ralı halk filosu denizin | kakduruşuna kulak asmadan Odesa » go * nen tayfaların ra- hiç gTiyaları; “tak leri daş, “ksamadatı tabiatle boğuşarak, Agalarla cenkleşerek — hedefine 8t ilerlemişti. Z :ıı ketin ilk günü Ünetle şeçmiş, ikinci a 'tinı da gruplar halinde bu ro- 'da Yürüten filonün merkez grü- Punda Amiral gemisi vazifesini n Dursün Ali Relisin prova | şında göcüğile külâhının arasın - | Guardiyan ise şu: | dar: Resmi mı vardiyası uzun uzun ufka bak - mış; sonra, dümen dolabının ba - da kaybolan yüzünü ileriye çev - rili tutan halk filosu seslenmişti: — Reis. amiraline Ha tam karşumuzda iki) kel dürüşünü bir kı- pırdatışla bozdu, aldığı haberin ehemmiyetini tebarüz ettiren bir jestle gürlüyor gibi haykırdı: Ne didun? Düşman gemisu- mu?. — Harb gemisu değil, reisi, Dursun Ali kaptan fazla bek - lemedi, dümen dolabını. biraktı, baş tarafa, vardiyanın bulundu- ğu kasara kapağının çıkıntısına koştu. Durdu. Puslu ve loş hava- nin deri: de bocalıyan engi « ne doğru gözlerini kırpıştıra kır- piştira baklı, seslendi: — Bir tane değil be. İki yel - kenli bunlar... — Motör olacaklar re Hem yelkel Bunl. m gemiler değil man gemileri!, 'Kaldırımdan Kaldırıma! (5 tneisayfadan devam) Karşıya geçmiye teşebbüs et - mezdön evvel yaya kaldırımının urunuz, sağınıza ve sölünüzü bükmü Şayed yol serbest ise metin a - dımlarla yürüyüp geçiniz. Hızlı ve koşarak yürümeyiniz. Belki a- | nız kayar, düşersniz. Pek vaş yürümek de doğru dej Beyhude yere seyrüsefere m olursunuz. SOLA, SOLA!. ğ motör... . Düş- SAĞA, SAĞA!. Büyük şehirlerde yollar, cadde-i lar kalabalıktır. He- — sokaktan ( bir otomobil veya araba çıxar. Bi-) naenaleyh karşıdan — karşıva gi çerken yalnız bir tarafınıza bak- mayınız. ÇİVİLİ PASAJLAR | Büyük şehirlerde kalabalık cad-| delerde çivili pasajlar vardır. Ya- yalar, buradan geçerler. Otomo - biller, arabalar da kendilerine yol verirler. Buralardan toplu geçmek, oto- mobillerin seyrine mâni olma - mak lâzımdır. 1 Yazan: Rahmi YAĞIZ Dursun Ali kaptan bir anda pi- releşen bir tavur almış, gocuğu - nu sırtından atmış, kumanda va- ziyetine geçmişti. Kendi gemisini hazırlad sonra bağırdı: — Salih.. İşaret ver, ha o gemi- lerin üzerine gideceğuz!. Dursun Ali kaptanın emri ye- rine getirildi... Motörlerini işle - | ton, rüzgârı pupasına alan 70 ta- kalık 6 grup & muhtelif istikı metten ufukta beliren iki motö - rün üzerine atıldılar. Yarım saatlik bir kovalamaca- dan sonra en sağdaki grupun bir manevrası kaçan düşman motör - lerinin yolunu önledi... Yine bu grupun gem den açılar ma - | kineli tüfek atışlarının takırtıları ufku sararken yükselen beyaz bir | ın, kulaklarda akisler bıra- | M kaçanların | Rus motörle- top gürley kırdı. staper ettirdiler. ler. Su - ri makineleri: Yelkenlerini lâçka yun üzerinde hareketsiz kaldılar. (Denamı var) İkinci Lavrens (5 inci sayfadan devam) İngiliz paşası otadân gelirken be- raberinde Ahmed Salim isminde bir de Arab uşak getirmiştir. Londra gazeteleri artık şöhret kazanmış olan bu İngiliz paşası He az meşgul olmuyorlar. Veri- len diğe meşhur Lâvrens'in arkadaşı olan Peak Aarabistanın muhtelif yer- lerini dolaşmakla beraber tam 16 senedir Maverayi Erdünde kal- mıştır. Emir Abdullah'ın memle- ketinde vücude getirilen ordunun Mmalümaat göre vaktile mevcudü ancak 1,400 kişiden iba- rettir ki bunun başında olan İn- giliz paşası da Arabistanda bir - çok maceralarda bulunmuştur. Filistin ile Meverayi Erdün hu- dudlarında silâh ve saire kaçakçı- lığına mâni olmuş diye İngu'z ga- zetelerinde vakit vakit buhz: ge- çen Peak 52 yaşlarındadır. Actık memleketinde istirahat mi ede- cek, yoksa başka bir işe mı gire- cek?. Onu kendi bilir. Franko'nun Yardımı Mükâfatlandırılacak! (4 üncü sayfadan devam) leri Akdenize girmek için İspan- ya sularına gönderilmektedir. Bundan da maksad İngiltereyi endişeye düşürmek, İngilterenin diğer devletlerle beraber hazırla- makta olduğu müşterek müdafaa | plânlarını akim bıraktırmaktır. İngiliz gazeteleri arasında ge- rek istihbaratının kuvveti ve ge- rek yazdığı mütalcalarla ehem - li bir mevkii olan Mançster ları yazmakta - | Alman donan- | mi a masının İspanyadaki manevrala- rını endişe verici bir alâmet diye karşılamıyorlar. Fakat bu noktai | nazarın doğruluğundan da şüphe etmeli. Çünkü eğer Almanya har- bi göze alıyorsa bütün donanma - sını şimal denizinden çıkartmış o- | lacaktır. Eğer çıkartmazsa donan- | mas orada abluka altına alınmak | tehlikesine uğrıyacaktır. Alman - yanın seri kruvazörleri, cep zirh- hları herhalde meydana çıkarak harbede Almanya bü- yük harb gemilerini Akdeı lıyarak orada İt sına yardım etmek | İngiliz gazetes da bu çıkr ne olursa ol: cihet ortada ihmal edilemiyecek | şeyler cereyan ettiğidir. Çocuk Hekimi Dr. Ahmed Akkoyun! Taksim - Talimhane Pslas No, 4 Pazardan manda her gün B Çaat 15 ten sonra | daştı, patırdi çıkarmamaya çalı - | da olduğunu ve hangi odada yat- | yolaya serpi) Anadoluda Turneye Çıkan Artistler | he hiçbir yardım görmez- | (5 inci sayfadan Sevam) lerle kat'iyyen alâkalarını kes - mek ve yalnız dersler ve etüdlerle, meşgül olmalarını temin etmek Kursda görülecek &: İ ve nazari makt-| telif piyesler “üzerinde tatbiki mahiyette çalışmalar, söz söyleme san'atına dalr etüdler, tek-i nik bilgiler ve saire.. Bütün bu derslerin hazim edil- mesi için üç ay çok kıra bir zaman| Bibi görünürse de bu hususta da nazarı itibare aldığımız noktalar şunlardır: Bu kursa devam etme- lerinden fayda umduğumuz kim- seler, esasen bu vadide «bir tip> olduklarını isbat etmiş olanları Bunlarda zaten kursda verilecek malümalın esasları mevcuddur. Yoksa bu işi kendilerine rasgele iş edinmiş iptidai küllür mahrum- ları ne kursa gelmek isterler ne de kabul edilirler. Kurstan mezun olanların san'atkâr oldu! ir kendilerine birer“ tasdikname verilecek. Bu suretle şehir tiyat- rosu dışındaki san'aticörlar arasın- da bir seleme» yapılacak hakiki ma cek, Bunlar, bilâhare yine y dun her tarafında mıntaka mın - n veya alam:yan hiçbir | an'at edemiyecek. | mtihanları birkaç belli tro bi Kursun başlı san'atkârımızın ve Bütün bu ıı'ıllıll(kluım bittabi şimdilik proje halinde.. M HİKÂYE | nn kendi k - Bu hurusta bir müracaatta uz mu? üz müsbet bir te- şebbüste bulunmadık. — Yakında | | Ankaraya giderek halimi şüncelerimizi ve — hazırlar projeyi büyüklerimize arzedece ğiz.. Hükümetimizden bir yar dım görmezsek bu işi başarma mıza, kendimizi ve tiyatro san' tını bugünkü feci halden kurlar mamıza ne imkân ne de ihtimal | vardır. Kendilerile görüştü kârların sözleri beni bir hayli dü- şündürdü hatta heyecanlandırdı. | Bahsettikleri projelerinin tefer - | rüat we tatbik kabiliyeti itiba - | rile ne derece muvafık olduğunu W kestiremiyorum. Fakat bildiğim | ve inandığım şey şudur: Mevcud | tiyatro san'atkârlarını himaye e - * derek. yalnız bir şehirde, iki şe- | hirde değül, geniş ölçüde - bütün | yurda şamil bir tiyatro hareketi ratmak ve bizde de bu san'atı edar> denil getirmek zamanı çe Ve bu leket işi tiyatro san'atkârları- ilerine başaracak- lari bir iş değil, hükümetimiz yük-| yardım ve hiynayelerine mut- W lak bir ihtiyaç vardır. San'atkârları — kalkınmak için gösterdikleri bu teşebbüsten do- layı tebrik eder ve henüz teşebbüs ebilecek hale mı | halinde bulunan gayelerinde âcil | ve hayırlı muvaffakiyetler dilerim. KİN!.. (4 üncü sayfadan devam) mahrumiyete tahammül edemi - yordu. Günlerce ağladı, göz yaşı döktü. Fakat yaptıklarını düşün- dükçe bütün sevgisi, bu kendine yar olmıyan kadına karşı şiddetli bir kin, bir garaza münkalib olu- yordu. Bu kin, gitgide ona büyük çılgınlıklar yaptıracak kadar bü- yüdü... Eskiden arada sırada içerken, şimdi kendini artık içkiye vermiş- ti. Gece içiyor, gündüz içiyor, içi- yordü... İçki, ve gitgide büyüyen kini onu arlık şu tek düşünceye sap - lamıştı: Ondan intikam almak... Hem de, çok feci bir surette: Öl- dürerek!.. Günlerce içti. Düşündü.. Dü - şündü.. Buna karar verdi. * Bir akşam... Yine sarhoştu... Karısının annesile beraber otur - makta olduğu eve gitti Ü; de bir bıçak, bir de tabanca — vardı. Geceyarısından sonraya kadar &i rafta dolaştı. Onun ve herkesin yattığından iyice emin olduktan | sonra, evin bahçesine stladı. Bu e—] vin iç taksimatını eskiden bilirdi. Alçak pencerelerden birine yak- şarak hçti içeri girdi. Necilenin, odasında yalnız yatmak itiyadın - tığını biliyordu. İki katlı ahşab bir evdi. Par- maklarının ucuna basarak üst ta çıktı. Eğer oda kopısı 5 ise çok fena olacak Çok geçmedi talihin kerdisine Çok sıcak bir yaz gecesi Necile yorganı üzerinden dekolte, idi... atmış, çıplak bir halde, kar-| iş, uyuyordu. karar ver « kınından y bir bıçakla içeri girmişti. Odenın orta yerinde dur-| Buranın hafif — aydınlığında efsanevi bir güzellikle n önüne serilmiş yatan a, onün yarı çıplak vi cudünün bir masal pe-isi gibi göz- dan, elinde, güze lerinde İlâhileşmiş güzelliğine bak- tı. Baktı.. Ketdini bu cinayeti iş- liyemiyecek kadar kuvvetsiz bul- du... Sonra birdenbire kuvvet bulmuş, karar vermiş gibi ikt adım ileri attı, bıçağı hızla kaldırdı.. Vura- madı... Damarları kolu yanına düştü. zel kadına, onun billür şeffaflığile parlıyan vücudünün eşsiz güzel - Tiğine, lerine, hiçbir yerine hiçbir yere bakamadı... Ağlamar, — hıçkıra hıçkıra, bağıra, bağıra çocuk gibi tıpkı bir çocuk gibi ağlamak ih- tiyacile boğulur gibi oldu, kıvran- dı, kendini dışarı attı, geldiği yer- den sessizce çıkıp gülti... — Cenubi Amerikada Almanlar enubi Amerikada Arjan - C tinde Almanların tahrikât yaptıkları nazarı dikkate a- lınarak oranın hükümeti bir ta « kım tedbirler almağa lüzum gör - müştür. İngiliz gazetelerine Boc- nos Âyres'den bildirildiğine göre oralarda dolaşan bir Alman tev- | kif edilmiş ve kendisinin eski bir zabit olduğu anlaşılmıştır. Hükümet birçok yerleri araş - tırmaktadır. Arjantinde nazi teç. kilâtı yapanlar birer birer tevicif edilmektedir. Cenutt Amerikadaki Patagor- ya arazısinin müstemleke olarak Almanyaya verilmesini çin çalıştıkları İleri sürülerek bun - lar mahkemeye sevkedilecekler - dir. Bursaya Gidecek Üniversiteliler Üniv hukuk ve iktısad fakültelerinden 569 kişilik bir sanda Bur-| beş yü- | pçent, asis- rlerden ibaret ola - sabahleyin yedide, iden husus! bir vapurla hare- €ek, akşam 1l de şehri de bulunmuş olacaktır. Üniv: teli gençler, Bursadaki — Atatürk ne çelenk koyarak bir ge- çid resmi yaacaktır. kesilmiş gibi | ve, artık gü- | “üzüne, uyuyan kapalı göz-| temin b | Oömiyetinin müracaati üzenim —-SON TELGRAF — 'Tü kiye 100 Milyon İnsanı Bir Araya toplıyacakMevkidedir | ranı I Bir Paris Gazetesine Göre, Beynelmilel Hâdiselerde Türkiyenin Vaziyeti P: or s - Midi gazeteri şunları ya- | zıy dtalyan kıt'aları Tiranı işgal ettikleri zamsn. Romanya Harici- ye Nazırı Gafenko, Türk hüküme- tile görüşmek Üüzere bir vapurla atlıyarak, İstanbula geldi. Bu mü- lâkatı süra'tif olduğu ka-| dar da ferah vı r. Hariciye Nazırının İstanbula lişinden Yirmi dört saat sonra, her| neti iki hükümet, Balkan antantı dev- ' üdafaala - | mahhüd etmeyi bir kere daha id etmişlerdir. Bu anlaşma 1988| letlerinin istiklâl ve n Selânik anlaşmasının takviyesini de istihdaf etmektedir. Mihverin — tecavüzlerine — karşı | Boğazlarda sağlam bir baraj vü- | cude getirilmiştir. Gafenko birkaç, gün sonra Peris ve Londraya gel- | diği zaman, garb demokrasilerine 1 şu sözleri söyliyebilecektir: Altmış milyon Balkanlı mü - olan taraf, Bülgaristanın bu an - tanta (ltihakıdır. Sofya hükümeti şöyle Biz bu a girmek isteriz. Fakat iki şey istiyoruz: 1 — Ce - nubi Dobriçenin Bulgarlara iade- si, 2— Nöyyi muahedesinde bize radedildiği veçhile Adalardeni - zinde bir mahreç. Halbuki Dobriçe Romanyanin idaresi altındadır. Bulgarlara A - dalardenizinde bir liman vermek de Yunanlılara düşüyor. Ne Bük- | reş, ne de Atina hükümetleri şim- diye kadar böyle bir telebi duy - mamış gibidirler. Bulgar Başve - kili Köselvanof'un Ankarayı ziya- retinde bu meselenin görüşüldüğü şüphesizdir. BOĞAZLARA GELİNCE. Türkiye bugün Boğazların h- | kimidir, Bir harb halinde Boğaz - ların stratejik ehemmiyeti çok bü- yük olacaktır. <Taymis» gazetesi| bu vaziyeti şu suretle tebarüz et- tirmekte idiz #Türkiyenin hakları ve vazife- leri Boğazlardadır. Herb halinde veyahud bir harb tehlikesi halin- de Montrö mukavelesi Türkiyeye büyük bir hereket sahası tayin et-i miştir. Türkiyenin bu mukavele - nin kendisine bahşettiği hizmet - leri ifaya azmettiğine şüphe yok- | kiyenin zirsi mahsı tur.. Ruzveltin Manevi Nevyorktan — yazıldığına göre, kimsesiz İspanyol çocuklarını ev- Tâtlık edinmek istiyenlere yardım Amerika Cumhurreisinin karısı Madam Ruzvelt on yedi yaşındaki bir İspanyol çocuğunu manevi ev- Tâtlığa almşıtır. Lorenzo ismindeki bu çocuğun Bu gazete, Türklerin İngiliz ve Fransız demokrasilerine karşı sa- mimi sempatisini de ayrıca kay- detmektedir. ASYALILAR KONFERANSI Bir an Türkiyenin Berlin - Ro- ma mihverine tâbi olmasından kor- kuldu. Filhakika Çekoslovakya - nin işgalindenberi Almanya Tür- inden boş- te birini satın almaktadır ve Tür- kiyeye malzeme temin eden mem- leketlerin başında — gelmektedir. Fakat Almanya bu tamamile iktı- sadi olan teşriki mesaiyi siyasi bır şekle dökmeğe muvaffak olama - | mıştır. ürk hükümeti, yalız Balkan- larda mukavemeti tanzim ile ikti- fa etmiyor, Asya blokuna dahil diğer müttefiklerine de teveccüh | ediyor: tran, Irak, Efganistan. Ankaranır ısrarı Üzerine Asya paktına dahil dört devlet yakında bir toplantı yapacaklardır. Asya devletleri de Balkanlardan daha az tehdid altında değildirler. İran, Izak, harbin sinir noktasını teş - kil eden petrolu hırsla gözetle - miyorlar mı? Doyçe Vehr gazetesi, bir harb halinde Almanyanın tayyare, tank ve kamyonlardan ibaret 260,000 motörünü çevirmek için senede asgari 13 milyon ton petrol ve mü- rekkebatına ihtiyacı olduğunu ya- myor, Halbuki Almonya ancâk 600,000 ton petrol — çıkarabiliyor. Almanların meşhur sun'i petrol- ları ise mahdud miktarda imal e- dilebilmektedir. Yani senede iki milyon tonu geçmez. Şu halde A- manya şarktıki ve Romanyadaki petcollara teveccüh etmek mec- buriyetindedir. İran senede 8 milyon ton petrol çikarır; Alman şirketleri - burçok defalar, oradaki İngiliz ve Rus şirketlerinin yerine geçmeğe uğ- raşmışlardır. Doktor Şaht bu mak sadla Tal gitmiş ve İran Şahı Rıza Han Pehleviyi bu maksadla Berline davet etmişti. Fakat bü- tün bu teşebbüslerin hepsi de şim- diye kadar akim kakir 'Türkiye 100 milyon İnsanı bir araya topliyan bu ik£ bloku bir- leştirmek istiyor. İsmet İnönü, ya- rın Balkan ve Asya milletlerinden mürekkeb 100 milyon kişiyi Tür- kiyenin etrafında toplıyacak ve bunların başında bulunacaktır. Karsının Çoçuğu anası ve babası İspanya muhare- belerinde ölmüştür. Çocuğun iki kardeşi ile bir hemşiresi daha var- dır. Fakat bunların ne oldukları | anlaşılamamıştır. Madam Ruzvelt, manevi evlâdı için hez uy dokuz dolar göndere- cektir. £8 HOLANTSE BANK-ÜNİ n.v. ROTTERDAM'da 24 Nisanda bir şube açılacağını Posta Kutusu 249 Merkez Amsterdam ; Telgrat Adresi : Şubeler : |J sayın Müşterilerile bütün alökadarlara bildirmekle bahtiyardır BANCOLANDA AMSTERDAM, BÜENOS AİRES, CARACAS, HAİFA, ISTANBUL, MARACAIBO. ORANJESTAD, RIO DE JANEİRO, SANTÇOS, SAO PAULO. WİLLEMSTAD.