r'”"L—————————————————————=———————————___—________________;::::::::===!z==!ıı SON T GRAF ZINİSAN 1839 İSAN'ATKÂRLARI HİMAYE EDELİM İ ş i Tarzan BEE ŞU YA Anadoluda Turneye ıkan Artistler | Değerli Kıymetler Olduğuna Şübhe Amerikalıların Pres- tiş Ettikleri Doroti Lamur “Dişi Tarzan,, Diye Anılır, Hayatı da Bir Film İçlerinde Yazan: REÇAİ SANAY tçenlerde, bir yerde, şehir tiyatrotu dişindaki tiyatro wnn'ızkmım zümresinden Yeni Mle görüştüm. Bunlar bana & bir stiyatro san'atkârları kur» Md-çmak teşebbüsünde bulun - Kaşış Ddan bahsettiler ve bu hu- M*m düşünce, maksad ve ga- “TİNİ uzun uzun anlattılar. Ge- San'atın bugünkü bali, gerek *eı, kurş projesi etrafında onlarla Uştuklarımı, faydalı olur ümi- Yazıyorum. 'erizden biri, acıklı hallerin- &i bahsederken yüzü hüzün ve Fabla kızararak şöyle anla - Yordu: a Ömrümüz, yer yer memle - tİn köşe bucağını gezmekle ge- Çok çalışırır. Buna rağmen imüz daima mahrumiyet için- b ıî“âlmık. yokluklar, yoksul - T ve meslekimize aid daha Sök aksaklıklar Jle mücadele | *k ve bu mücedalede daima e- Fimek harab olmakla geçer. Hfîuh bir topluluk teşkilâtımız, Kursumuz, bir idare merke - z olmadığı için karşılaşlığımız! ielüklerle, birçok derdlerimiz ve; Hyaçlarımızla esaslı bir şekilde 'Ücadele etmek ve bu güçlükleri Yeümek kudret ve küvvetini ken- üzde bulamiyörüz. Bu yüzden alimiz acı ve acıklıdır. Derdleri depreşen muhatabıma Tordum: BC —; Karşılaştığınız güçlükler me- nelerdir? Yf;d_îl!n doldi. bir an dü Cü acı bir işmizazla kırışarak: — Çok... dedi, Hangisini önce rluı—.eu. Gittiğimiz yerlerde oy- Yacak bina bulmak bizim için ' büyük bir külfet olmakta- * Ekseriya sinema binalarında :’l:ru_ buraların — sahibleri de çıkarmadıkları müşkülât bı- İ 4 debilmek için haddinden faz- Yüksek pora alıtlar, Vermezsek *Matmazlar. Sonta tiyatro san'atkârları ara- Berek san'at, gerek ahlâk Etek kültür bakımından birçok , Bakikt «değer» ler bulunduğu gibl biç liyakati olmadığı halde : -£ :uıe bir geçim vasıtası olarak İŞi kendilerine meslek edinmiş lar vardır. Gerek kadınlar gerek erkekler Yeç SPda bulunan bu gibi naehil - Ve liyakatsizler bu san'atın ha- , | fedailerine etmediklerini ko- iu . T’Wılm san'atının umumi tür ve san'ata ald muhtelif bil- hdımu facidir. Sonra — bilhassa inlar içinde sahneyi bir vasıta' bi kullanarak başka yollara sa- lar ve bu suretle gezip dolaş- «tiyatrocu» lar anda çok fena fikirler ve ka- btatlar bırakanlar vardır. Ve bun- tiyatro san'âlının «oyuncu - hatta köçeklik mefhumun - bir türlü kurtulamamasına a- “ta hizmet etmektedirler. _hh:ı_n_ı_ı: ve bunlara benzer san- hübalileştiren daha başka se- ler ve tesanüdsüzlük, kaynaşa- Ş zlik, sonra hiçtir suretle hi- Ayesizlik ve bakımsızlık yüzün- bu san'atın hakiki değer ta- PYyan ve daha ziyade ilerlemek, luk, I oldukları! | Jamıyan fedakâr unsurları mah - ÖBi lar, Banlar. Kalkınmağa Ellerinden Geldiğâ Kadar Çalışıyorlar, Şimdi Bir de Açık Havada Tiyatro Kursu Açacaklar Ankaradaki tiyatro ku rsundan bir sahne halı bir türlü buza muvaffak o- rumiyetler; sefal ethatta açlık i- çinde inlemektedirler. - Kazaner mız belli değildir. Kazandığımız zaman ancak gündelik ihtiyacımızı şöyle böyle temin edebiliriz. Fa- kat işimiz ters gittiği zaman git- tiğimiz yerde istemiyerek sağa so-, la borçlu ve otellerde erehin!» kal- mak bir yerden diğer bir yere git- mektiçin yol parası bulamamak, | T hatta aç ve yiyeceksiz kalmak bizim içindir.. Mutabım coşmuştu; anlatıyor ve diğerleri de onun sözlerini teyid eden mütalarlarda, izahlarda bu- lunuyorlardı. Daha cok söyliye - istikametini de işin bir yoluna mak niyetinde dum; yine içlerin: lâsa etti: — İlk iş ol makla slahina ba s müddet şehirdi linde yapılacaktır. yatra san'ati fında harici işler (Devamı cekleri olduğu muhakkaktı. Çün- kü tiyatro san'atki ârının halleri in malümdur. Bi tır. Ve şehir dahilinde harte bir verde kamp şek- Bundan da maksad kursa davet edilecek ti- | or. bu ay zar- , meşgüliyet - irci sayfada) ve hayatları, bu meslek üzerinde | az çok durmuş ve düşü: kes her- un İçin sö- erek bu konması için ne dükl, n birisi larak maksadların g: suürel! Z. Hazırladığımız projeye göre azın Üç ay olacak- olmayıp, Galib Sayılır Bu Yolda Mağlüb! Joyo işte bu kızdır. Tasındaki kıskançlık gitgide ar« tarak nihayet bunlar işi döğüşe- rek halletmekten başka çıkar yol bulamamışlar ve sözleşerek boks oynamak suretile birbirlerini yen- mek ve nihayet kıza malik ol - mak çaresini düşünmüşlerdir. İoys ismindeki segili kız da bun- dan haberdar olmuş, fakat boks esnasında orada — bulunmaması da arlık iyileşmeğe | rerek: kararlaşlırılmıştır. Yalnız: netice | kıza bildirilecekti. İki de şahid ve | ol i ile evi mağlüb olan mu!l hakem bulunuyordu. Ronni is - mindeki delikanlı rakibi olan Bil- | li'yi fena halde dövmüş, yere ya- tırmıştır. B Ronni'r tir. Fakı yi yere serilmiş yatıyor Bu Vecizeyi Teyid Etti kaldırmış, onu evine kadar götür- müştür. Aradan birkaç gi tikten ve dayak yiyen başladıktan sonra, genç kız kal'i kararını ve « geç - de m, diyor, boksda mağlüb çeğim. Boksta habbette kazandı. e kendini pek mes- de gazetecilere de | ını sör- Barda bir sahne:; — Müdür fena halde kızgın... Kaybolan yüzük bulunmazsa he- pinizin üzerini arıyacağım, diyor. a gidip müsaade edersen plâja gireceğiml, olur, yavrum... Henüz yemekten kalktın.. — Ne beis var, annet. Balık - tan başka birşey yen Bay.— Aman karıcığım!... Beni böyle hasta bırakıp nereye gidi - yorsun?: İnsan hali bu, belki dok- toru çağırımak icab eder. Bayan.— Merak etme... Ben dokotrla gardenbarda büluşaca- İkinci Lâvrens ve Maverayı Erdün. İkinci Lavrens Mütevetfa La eveffa Lavrensin Es<ki Muavinine Arablar, | aİngiliz Paşası» İsmini min artık oralarda işi bi- terek memleketine döndüğünü Londra gazeteleri yazıyor. Yirmi bir sene evvel genç bir zabit iken devenin sırlında olarak Akube- den Arabistan içerilerine girmiş, şimdiye kadar orada kalarak yine Akube tarikile uzun bir seyahat- ten sonra İngiltereye dönmüştür. Kendisine orada Paşa denilen İn- giliz zabiti Maverayi Erdünde E- ullah'ın askerini yetiştir- k bir orduyu idare et « tarafından iyeler ve bir de kıy- rilen bu İngiliz pa- şasının yanında hayat arkadaşı da hr. Bu kadın da uzun zaman- danberi #rabistanda yaşamıştır. #Devamı 7 inci sayfada) Abdu metli tesbih Do Öz durmuştu. yordu. Ormanın biraz flerisinde küçü Ekseri ahalisi yerlilerden ibarett ce, vahşi hayvanlar gibi kaçı Donald, bir gün adamlar meğe karar verdi. Yanına, ütün, yola çıktı, Köylüler, kendiler kal şları, ellerindeki yeşil zeytin | Sanaryosu Gibidir otald Tomsön adlı bir İngilir Avustralyada Dhıînyıı de meşgül oluyordi miş bir ormanın kenarına çadı ” sıcağı başlayınca büyük bir çı- narın altındaki portatif koryalasına : . Yabancı görün- orlardı beri küpe, bilezik elektrik cep lâmbası gi memnun edecek şeyler aldı. Adamlarile beruber roti Lamur sön u, Balta girme- kur - | | | np yatı- ları ik bir köy vardı. gerdanlık, pip v köylüleri | | | | riyordu Birdeni sonra bütün dü da! | yorlar, fena bir niyetle gelmediklerini istiyorlardı Fakat, ihtiyaten ceblerine birer ro - | velvar yerleştirmişlerdi. Birer daha'yaklaşınca ye- re oturdular. Cetirdikleri şeyleri bir örtünün üze- | ine serdiler.. Yerliler, uzaktan merakla bakıyor- , Hususile kadınlar, bilezikleri, küpeleri, ger- ı danlıkları görünce sırıtıyorlardı. mağa başladılar. oldu. Doroti Lamun filimlerinden birinde anlatmak Yavaş yavaş yaklaştılar, Az ronra erkekler de geldiler. Donaldır yakup verdiği pipoları içmeğe, dümunlarını savur Artık ahbab olmuşlardı. Donslâ, gerdanlıkları, bilezikleri kadınlara ve re durdu. Acaba yanlış mı gö - rüyorum, diye gözlerini uğuşturmağa balşadı. Bunların arasında, diğerlerine benzemiyen gü zel, bronz çehreli bir kız, vardı. İşte bu kız, az yanın takdirini kazanan bir yıldı: Kald;;nîan Kaldırıma | | Yaya Gitmenin de Bir usulü var?. Diye gülmeyiniz. Vakıa yürü - mek, bir kaldırımdan diğer kal. dirima geçmek - kolay gibi gö - rülüyor. Fakat, hiç de öyle değil- dir. Bu, zan olunduğundan çok e - hemmiyetli ve çok güçtür.. Her gün gezetelerde okuduğu - nuz kazaların çoğu —yürümesini, karşıdan karşıya geçmesini bilme- mekten ileri geldiğine şüphe yok- tur. Kazaya sebeb. kozaya uğrı - yanların bizzat kendileridir. KARŞIYA GEÇMEZDEN EVVEL) BAKINIZ, YOL SERBEST Mİ?.. mayınız. Başınızı kaldırınız, iki | tarafınıza bakınız.. | Zira size pek yakın bulunan ve birdenbire karşıya geçmek istiye- ceğinizi bilmiyen şoför fren yapa- maz ve çiğneyip geçer. Sonra, bir otomobi'in, freni ne (Gözlerin Yanında çizgiler Beliri kat ederler. Fakat, gözlerine ehemmiyet vermezler. Günün birinde, gözleri parlak - lığını kaybetti, kapakları şişti, ya- naklarında çizgiler peyda oldu mu telâşa düşerler. Bir dereceye kadar hakları var. Çünkü bunlar, ihtiyarlık slâmeti- kadar iyi olursa olsun ânide dur- duramıyacağını da — düşününüz. | Zira, 20 kilometro sürat'le giden bir otomobil, bütün frenlerini sık- tığı halde ancak 3 metre sonra du- rur. Ayni otomobil 40 kilometre sür-| atle gittiği takdirde 9 metre, 60 ki-| lometre sür'atte 20 metrede tevak- kuf eder. | (Devemi 7 inci sayfada) dir. Hususile gözlerin yan taraf- larındaki çizgiler... Bunlarla vaktinde mücadele e- | dilmez, önü alınmazsa artar, art- | tıkça da çehreyi bozar. | Acaba bunun çaresi ne?, Evve- | lâ loş ve havadar bir odada ra hat bir uyku... Eğer sekiz saatlik | | bir uykudan sonra daha uyumak arzusunu hissediyorsanız gözleri- nizi kapayınız, yorganı başınıza RC C. Kadın Nekadar Yaşını Saklasa, Tekmazlar, Çünkü kendileri | - Usulü Erkânı Var — 4, .. Z .» Hecma daba kârtı ve aha z Kit | Meraklı Bir Zabıta Vak'ası da — Adam ven det Yürümenin, JAtiyarlığı Bellidir. Ne Yapmalı? lidir. Bizden uç ayni kârı te- karşıdan karşıya geçmenin de mi | yatrolarda, kulüblerde, bir arada kalıyorsanız bundan vazgeçiniz. Hiç olmazsa bir ay kadar erken- den yatınız. Vakıâ bu biraz güç gelir amma, güzelliğinizi muha - faza için başka çareniz yoktur. Sonra her gün gözlerinizi bir losyon e banyo ediniz. Ve etra- fına kapaklarının üzerine yağlı bir krem sürünüz. Şakaklarınıza masaj yapınız, çizgileri kaybet - miye çalışınız. Gözlerin üzerine sıcak komp - res koyunuz. Sıcak suya biraz tuz atınız. Kompresi buna batırınız. Mümkün olduğu kadar vücudü- nüzü yormayınız. Uzuvlarınızın normal bir halde hareketini temin için itidal ile yemek yiyiniz. Tlere mutlak bir ihtiyacı olduğu onâra gazmtetirinde'okun « Vermişler Yaya kaldırımı üzerinde yürür- Na iki delikanlı y ü Si hülde, içimizde iptidat kültür ve ::î“kğı“f_;î_m;_ v averayi Erdünde bulunan | ken kârşı tarafı geçmek istedi - | Uozlı-du gf:mî:l ;:ı:m ımııı;.ııııı";mıvııı uı; mümkündür. darı; n AAA yE İ ngil ; Pi - , lun üzerii li ser anlar, nin | çekiniz, uyuyu! Mın’ı:ı':ıhnıııı k!mııl:rlknü:ı- y 5a. TAKMCR aBa M TUULE ĞK eRa T L Z ea YA 8 E tuvaletine, makyajına dik- | — Geceleri, geç vakitlere kadar ti-