Günün Meselesi: Profesyonel Dilenci ile Uğraşmak Zor! Bunlar Bazan Çocuklarını da Dilenciliğe Teşvik Ediyorlar ehirde yine dilenciler çoe- Şıııı—.. boşiadi. Asle- gılıyor ki belediyenin di lerle mücadelesi mücssir değildir, kifayet etmiyor. Dilenciler niçin çoğalıyor? Onlarla neden mücadele ede- Miyoruz? Bi bato bu marian öle Bl5 dıktan sonra üzerinde durula- cak iki tip dilenci görüyoruz. 1— Hakikaten fakir olanlar, 2— Madrabaz, bazirgün di- lenciler. Hakikaten fakir ve alil olan- lar arasında bazıları vardır ki bir lokma ekmeğe muhtaçtır, * gün şunun bunun verdiği sa- 'daka olmasa, aç kalacaktır. Bu zümre dilenciler bilhassa çalı- Şamıyacak halde olanlardır. Bu dilenciler, hakikaten ce- Miyetin Mmerhametine, şefkat Ve himayesine muhtaçtırlar. E- Sasen bu zümredeki dilencile - rin dilenirken bile utanıp sıkıl- dıkları görülmektedir. Beledi- ye bunlarla gayet kolay mü - cadele etmekte ve bunları düğ- künlerevine ve yabud ald ol dukları müesseselere gönder - mektedri. Bu gibiler arasında ömrünün son senelerini darü- Tücezede geçirip ölenler çoktur. Asıl başa çıkılamıyanlar ikin- «i tip dilencilerdir. Bunlar di- İcnciliği san'at edinmişlerdir. İçlerinde profesyonel dilenci- Tet vardır. Bu gibilerin yev . ! miyesi (!) ekseriya iki lirayı tutmaktadır. Gazetelerde ölen filân veya falan dilencinin şu kadar bin lira, şu kadar emlâk bu kadar miras bıraktığı yazıl- dığı vakit hayret etmemek lâ- zımdır. En fenası şudur: Bu tip dilenciler arasında * maalesef - 4-10 yaş arasında küçük çocukların da ticarete(!) sevkedildikleri vakidir. Bu ço- cuklar, ellerinde bir, yahud iki tane nane şekeri külâhı, birkaç tane karamelâ taşırlar. Yolda giderken, yahud tram- vay beklerken yanınıza yakla- şırlar, ezberledikleri -cümleyi tekrar ederler: — Beyefendi, (yahud hanım- efendi) ne olursunuz, bir. ka- remelâ alsanıza. Sevahdır! Maksad malüm: Dostlar alış- verişde görsün!. Karemelâ satmak suretile di- lenen küçük çocukların şüphe- siz günahları yoktur. Kendile- rini muhakkık: bir teşvik eden vardır. Lükin kim? Anası mı, babası mı?, Bu mücadeleye içtimal Mu- avenet Veküâleti, Kızılay, ço - cukları himaye teşekkülleri de zesmen — iştirak — etmelidirler. Aksi takdirde, İstanbal, bu iç- timal yüzk ile daha uzun şmak mecburiye- tinde kalacaktır. Te GÜĞ ai yaram ada aa y e aa Lâmbalar Bir Misli Artacak Umumi Tenvirat Bedellerinin Azaltılmasına Çalışılıyor Belediye, şehirdeki umumi ten- virat bedellerinin azaltılması için Nafıa Vekâleti nezdinde teşebbüs- lerde bulunmuştur. Tenvirat be - delleri azaltıldığı takdirde şehirde fenersiz hiçbir yer bırakılmıya - | taktır. Şimdi mevcud olan 4688 Tümbanın bir misli daha arttırı! - mas limkânları hasıl olacaktır. Ve- kâlet Belediyenin bu müracsatini iyi karşılamış ve tetkiklere baş - Tamıştır. Ütküğ Hafriyat Yapılacak Saha Yeni imar plânında Ahırkapı- dan Çatalcaya kadar olan saha ar- Keolojik saha addedilmiştir. Bu sa- hada hafrikat yapılacek, bostan- lar ve derme çatma kulübeler kal-' dırılacaktır. Nafia Vekâleti sahil. deki kısamda büyük bir fidanlık vücude getirecektir. No. 119 Daha ileri giden bir yeniçeri de; — Pa işahı âli Osman Türk oğlu Bizler de Türk oğlu Türk ruhunu ve sal - tanatını muhafaza ve sıyanet için hep birden devleti istilâ eden Ar- Ravud ve Boşcakların üzerine hü- €um etrneliyi; H BZ R " ı"“'*a: Yaşav yavaş yeniçeri 'rtalarında; kulluklarda cesaret alan yeniçeri sergerdeleri kulak- ::ğ kulağa manalı manasız fisil- | ayor ve birbirleri vik ediyorlardı, ——— y CF Bütün bu dedikodu ve Rumeli Mm altın, gümş, inci iş- ZORBALAR SALTANATI İki Feci Tren Kazası Ankarada Bir Çocuk Aydında Bir Müvezzi Tekerlek Altında Kaldı Evvelki gün biri Aydında, biri Ankarada iki feci tren kazası ol- müştür. Kayseri - Ankara mar - şandiz katarı Cebeci istasyonuna gelirken Demirlibahçede işletme memurlarından birinin ? yaşların- daki oğlu Turgud Açarı altına e- larak öldürmüştür. Aydında da seyyar gazete mü- vezzilerinden Süleyman Tezgider Selçük istasyonundan hareket ha: Hinde bulunan trene atlarken te- kerleklerin altına düşmüş ve ayni trenle Aydına getirilmişse de has- tanede ölmüştür. Di Şehir Meclisi Bugün Toplandı İstanbul şehir meclisi, bugün saat 14 de Belediyede toplanmıştır. Toplantıda 1939 belediye bütçe- sinin müzakeresine başlanmıştır. Bu sene şehir bütçesi 13 milyon liradır. Bütçe geçen sene 11 mil- yon İira idi. Yazan: M., Sami KARAYEL Temeli elbise ve tüfekleri, yalnız İstanbulda yaşıyordu. ;Anadoluda, Rumelide zaten, hü- kümet yoktu, türiyen zorbalar e- Tinde tmparatorluk Tavaifi mü- lüke ayrılmıştı. Alemdar Mustafa Paşa da; Veziriâzam sifatile bü- tün bu Tavgifi mülükü İstanbula davet ederek mevcudiyetlerini tas- dik etmiş, ve şahsiyetlerini, mey- cudiyetlerini, beyliklerini bir se- nedi ittifakile tasdik ve kabul ey lemişti. Kendisi de bu zorbaların başzorbası olarak mevki almıştı. Hal böyle iken, Ruslar Tuna ü- zerinden Balkanlara inmiş bir va- Aydınlık Güzeldir ünkü gazetelerde, İktısad D Vekâletinin bir resmi teb- liği çıktı. Bu tebliğde, bir müddettenberi tahkikatı yapılan Denizbankın — vapur siparişleri meselesi hakkında aydınlanmış neticeler var, Şimdi şunu anlıyoruz: Etrüsk yapurunun mühim ve bellibaşlı birçok moktaları var. Gemiyi ya- pan mütecahhid bu nokanları ta - mamlıyacaktır. Ayrıca, bu gemiyi, böyle nok - san alan tesellüm heyeti bakkın- da takibat yapılacak. Diğer gemi- lerde bir noksanlık görülmemiş - tir. Yalnız, bizce, en mühim nokta Tesmi tebliğde de kaydedildiği «i- bi, bu gemilerin işçiliği iyi değil- dir. Ismarlanan bu vapurlar bir ısmarlama mal olmamış. Kavaf işi olmuş. Bunda, tesellüm beyetinin dikkatsizliği kadar, gemiyi yapan mücstesenin de gayridürüstlüğü var. Bu gayridürüstlük ve yuttur - maca İş, bu müessese için en bü- yük ayıp teşkil eder, İktısad Vekâletini bu resmi teb- liği neşrettiği için, tebrik ederiz. Bunun gibi, efkârı umumiyeyi u- zun müddet işgal eden her nevi tahkik hâdiselerine dair resmi Bugün gemilerin vaziyelini müs- yoruz. Herhangi bir dedikodu, | givayete, şüpheye mahal kalmı - yor. Aydınlık, güzel birşeydir. BURHAN CEVAD Aylık İctimalar Vekâlet Milâyetlerde Daire Müdürlerinin Aylık Toplantısına Ehemmiyet, Veriyor Bütün vilâyetlerde, tekmil da- ire müdür ve reislerinin ayda bir| kere valilerin reisliğinde topla - nıp umumi bir içtima yapmaları ve her âay bu hüsusta — Vekâlete birer rapor yollamaları, evvelce Dahiliye Vekâleti tarafındna vi - lâyetlere tebliğ olunmuştu. Fakat pılmadığı görülmüştür Bu münasebetle Dahiliye Ve - kâleti dün vilâyetimize ve tekimil vilâyetlere bir tamim göndermiş- tir. Tamimde bundan sonra; memle- için bu meseleye büyük bir ehem- | miyet verilmesi ve içtimaların mu- hakkak her ay yapılurak bu top- lantılarda mahalli idareler, em - niyet, nüfus jandarma ve sefer - berlik umum müdürlükleri gibi eri aliftadar eden kararlar daireli ziyette, hattâ Bulgaristanın * bir | kısmıra işgal ile bir şekilde du- ruyorlardı cağına göre hali harbde idik Rus- larla, İlk defa olarak Ruslar Bulga- defa olarak İstanbul kapıları ü- zerinde bulunuyorlardı. Halbuki; Alemdar Mustafa pa- ünı maiyeti zorbaları al- tın, gümüş, inci, elmaslı elbise, si- lâh ve şobaralarla at oynatıp ca- ka satıyorlardı. Hulâsa; Alemdara karşı fesad kahvehanelerde, ocaklarda, ha - ımamlarda dedikodularla hazır - lanmağa başladı. | — Dedikodular tuhaftı. Fakat ibret gözile görülebilecek derece- de enteresandı. Meselâ: Yeniçeriler şöyle dedikodu edi- yorlardı: tebliğ neşredilmesi çok faydalıdır. 1 bet bir şekilde öğrenmiş bulunu- | bu toplantıların bazı yerlerde ya! ket işlerinin vaktinde başarılması| Yani; okuyucularımın anlıya - | ristanı istilâ etmişlerdi. Yine ilk | JİKTISADİ .' , — Başımıza, Arnavud şobarası - Gittikçe Senelik Şeker İstihsalâtımız Yüz Bin Tonu Aşmaktadır okuz yüz otuz sekzi senesi | her nüfus başına senelik vasati is-) D içinde bütün yurddaki şeker istihlâki 97,465 tondur. Türk şekeri için ilk hedef yüz bin tondu. 939 mali senesi içindeki satışın da bugünkü rakamlara göre yüz beş bin tonu aşacağı anlaşılmaktadır. İSTİHLÂKİN ARTIŞ NİSBETLERİ Şeker flatlarının indirildiği ha- ziran 935 tarihinden itibaren baş- | hyan artış, son dört sene içinde şu seyri takib etmiştir: 935 de 61.549; 936 de 72.215; 937 de 90.312; 938 de 97A63 ton... Yüz bin tun hesabile | —K MESELELER : Şeker İstihlâkim iz Artıyor tihlâk 6 kiloyu bulmuştur. Gübre pancar zer'iyatında mü- him bir mevki tutmaktadır. Geçen! sene sarfedilen sun'i gübre mik - darı 550 ton iken 938 de 1,740 tona| çıkmıştır. Pancar — fiatlarının 939 senesi için 40 paraya çıkarılmış olması, köylünün büyük bir rağbet ve a- likasını temin etmiştir 938 senesi mahsulü için köylü yapılan anlaşmalarda pancar fatı 30 para olarak tesbit edilmişken, bilâhare hükümetçe yapılan 5 pa- ra zam ile 35 para üzerinden öden-| miştir. Hava Seferleri Baş_l_adı Mayısda Yolcu Nakliyatına Başlenacak İstanbul ile Ankarâ, Ankara ile İzmir ve Ankara - Adana hava se- ferlerine bugünden itibaren baş- ik latımıştır. Bu seferler — şimi tecrübe mahiyetindedir ve yalnız posta nakliyatı yapılmaktadır. Yol- cu nakliyatına da mayısda başla- nacaktır. Tayyareler pazardan ma- ada Ankaradan hergün sabah sa- at sekizde hi reket edeceklerdir. Tapu İşleri 'Tapu müfettişleri, kadastro mın- taka müdürlüklerinde mutad tef- tişlerine başlamışlardır. | Tapu ve kadastro müfettişi Cev-i det, Beyoğlu kadastro müdürlü - | gündeki teftişlerini, diğer kadas - | tro müdürlüklerinin muamelâtını teftiş edecektir. eg Belediye Vergileri Belediye vergilerinde müruru zaman müddetinin nekadar oldu- ğunda bazı yerlerde tereddüd o - dunduğu görülmüştür. Dahiliye Vekâleti, Belediye ver- gilerinin de; hazine vergileri gibi müruru zamana tâbi olduğunu ve bu müddetin 5 sene olduğunu bil-| dirmiştir. ——H————HH— lara yazılıp altlarının da vilâyetin resmi mühür ve imzasile tasdik edilerek Vekâlete gönderilmesi e- hemmiyetle tebliğ olunmaktadır. giydireceklermiş... Bize bu ibiş- vari serpuş gerekmez .. Biz Tür- küz... Arnavud değiliz... Bektaş | Veli Hazretlerinin, Orhan Gazi | babamızın serpuşundan vazgeç « meyi: — Ocağımız lâğvolurup, kazır nimiz devrilecek, ateşimiz sön- dürülecekmiş... Halbukı; babamız | Orban Gazinin Ahi utaşai, ucağı- mızin Anadolu yaylarında yaşı- yan ruhani varlığını muzafferi - yeti ve kılıcımızla içiinize karışan İstanbul ahvali o dercce karışık di ki: Hemen herkes, her dakika bir ihtilâl çıkacağından korku « yordu. Yeniçeriler; ortalarda gizli gizli içtimalar yapıyorlardı. Ağalar pa- lalarını biliyorlar... Silâhlarını yağlıyorlardı. Sultan Mahmud, kopacak ihti- Tâlin, çalımında vaki olması için elaltından tertibat alıyordu. İstanbulda dedikodular kolak- bf Avcılar Dün Toplandı Bir Atiş Poligonu İnşasına Çalışılacak İstanbul aveılar cemi, nelik kongresini dün sabah Alay tinin se- rulmasını teklif etmiş ve üç daki- ka ayakda durulmuştuar. Kongre divanına iki kâtibin se- çilmesini istenmiştir. Kongre di - nı kâtibliklerine Şakir ile Beştr| ab - edilmiş ve bu seçimden | sonra cemiyetin umumi kâtibi | Remzi Kanadlı bir senelik çalışma | raporunu okumuştur. Kongreye bir poligon Inşası, av- malzemesinin ucuzlatılması için hükümet nezdinde teşebbüs; av tezkerelerinin cemiye! kanalından geçirilmesi için teklifler yapılmış- tır. Hesablar tetkik ve tasdik edil- dikten sonra intihaba — geçilmiş, tasnif neticesinde yeni idare he- yetine doktor Atıf, Remzi Kanadlı, Kerim, Necib, Hüsameddin. Beşir, Fethi asıl idare heyetine intihab edilmişlerdir. | Yedek azalıklara da Raşid Ak-| soy, İbrahim Ataç, Satm Sokullu | intihab edili ve köngre mü- nasebetile” lerimize telgraf Çekilmesine karar verilmiştir. vi Memleketimizdeki | Çiftlikler | Memleketimizin muhtelif yerle- rindeki hususi çiftliklerin mikdar ve vaziyetleri tesbit olunmakta - dır. Ziraat Vekâleti, bu hususta vilâyetimizden de malümat iste- miştir: fan kulağa dolaşırken Alemdar Müstafa Paşa, Ramiz Paşa saray- | larına kapanmışlar, gözdelerle zevku sefa ile meşgul bulunuyor- lardı. Hattâ; Alemdar'a yakınlarından kethüdayi sadriğli Refik Efendi bir gün şunları söylemişti: —Paşam; vaziyeti iyi görmü - yorum... Ortalıkta dedi kodu ço- Baldı. Yeniçeri güruhu — kaynaş- mağa — başladılar... Müteyakkız davranmak iktiza eder. Alemdar, gazubâne bir suret- te Refik Efendiye şöyle mukabele etmişti: — Ne hadlerine?, Hepsinin kel- lesini uçururum.. Bu söyledikle- rin hep lâftan ibarettir. Kim kı- pırdıyabilir. Zaten ortada kıpırdı- yacak kabadayı keldi mı?. Refik Efendi; vaziyeti idare e- ıBeleı:liyedenİşİstiyeuler ——— ——— Kampları Beyoğlunda Bir Lokal Açılacak Türkkuşu umum müdürü Os- man Baykalın bugünlerde şehri - mize gelmesi beklenmektedir. ” | Osman Baykal busene açılacak olan Türkkuşu kampları ve bun- lara iştirak edecek talebelerin va- ziyeti ile Beyoğlunda yapılacak ©-) len büyük Jokal işi ile meşgul o- lacaktır. Bu lokal için. Avrupadaki sivil havacılık kulübleri merkezlerinin plân nümuneleri celbolunmuştur, Burası ayni zamanda — havacı gençlerin bütün okuma ve eğlence ihtiyaçlarını tatmin eden bir ku- lüb de olacaktır. Türkkuşu umum — müdürü, bu- radan «Cumaovası» na gidecektir. Yeni açılacak kamplara alınacak talebelerin muayeneleriğe 10 gü- ne kadar başlanacaktır. Mekteblerinde sınıflarından dö- nen veya 2 dersten «sözlü» ye ka- | lan talebelerin «Türkkuşu» kamp-| larına iştirak ettirilmemesi de ka- rarlaştırılmıştır. | ÇER TT G eviziçi Ve Fındık Fiatları Son günlerde ceviziçi ve fın - | dik fiatlarında görüler: yükselme devam etmektedir. Bilhassa ce - viziçi fiatları 80 kuruşa kadar çık- K ABu'l.ı sebeb, hem mahsulün az- lığı ve hem de haricden fazla ta- leb olmasıdır. Fındık mahsulünden de elde pek! az stok kaldığı anlaşılmakta ve pivasa dolgunluğu mühafaza et - mektedir. olan Giresun ve Trabzon şehirle- rinde mevcud stokun bu ay so - nünda biteceği ve o tarihden sonra fındık fiatlarının daha fazlalaşa- | cağı muhakkak görülmektedir. Şehir Tiyatrosu Trupu| Hatay'a Gidiyor Şehir - tiyatrosu — Anafolunun | muhtelif şehirlerinde — temsiller vermek üzere yarın 17 kişilik bir Brup halinde turneye çıkacaktır. | 'Trop memleket tornesinden sonra Hataya da giderek orada da temsiller verecektir. K d 5$ . —sON TELGRAF— 8 NİSAN 180ş . |Türkkuşu HAHL< ©e7 En mühim fındık merkezlerimiz| - Temizlik Ve Sıhhat Bir Lüküs müdür? âr arkadaşım anlattı —Gcçen gün bir lokantada yemek yedim. Midem bo - zuldu. Gez yaptı.. Ertesi gün o lokantaya gittim. Mücssese sa « hibine hâdiseyi söyledim. Gülüm- sedi: — Nasal olur, beyim, dedi, bi- zim yemeklerimiz nefistir. En iyi malzeme kullanırız. Bu lokantada, bir yemek için 55 kuruş vermişim. Orta halli bir lokanta idi. Ben, hakikaten hatsız olduğumu ısrarla söyledim. Ve ona, her zaman yemek yedi - #im lokantanın ismini — söledim. Ve büyle bir rahatsızlık hisset - mediğimi de ilâve ettim. Lokanin sahibi yine güldü: — Bayım, dedi. Birim yemek - lerimiz iyidir. Fakat, tabil o süy- lediğiniz lokanta gibi olmaz. O - rası lükstür. Arkadaşım hayret içinde anla- tıyordu. Bana şunları söyledi: — Saıhhi ve temiz yemeğin lüks olduğunu ilk defa duyuyorum. De mek ki, temiz bir yemek bir lüks- tür. Lüks yapmamak için mut - Taka mide mi bozmak lüzımdı Adamcağızın hakkı var, Çünkü, doyasıya ve temiz bir yemek i- çin İstanbulda bir, bir buçuk lira- yı gözden çıkarmalıdır. Belki de, bu adameğğızım İüks demekten maksadı, parasının bu kadar fahiş olmasından galattır. Bizde lüksün manası maalesef bir türlü anlaşılmamıştın sıhhi herşeye âdeta nazurile bakıyoruz. Ve böyle bir lüks (!) meta, bittabi lüks telâkki edildiği için, müthiş bir fiat mukabilin- de satın almabiliyor. Allah, bizi, bir facin halinde e- lan bu lüks telâkkisinden kurtar- sın! Temiz, REŞAD FEYZİ Hiyaseticumbur Örkestrası İstanbula Beliyor Riyaseticumhur #ilârmanik or- kestrasının Ankarada olduğu gibi diğer yerlerde de hâlkımız tara - fından dinlenmesini temin için bu örkestra takımı bir seyahate çı - kacak ve bazı Halkevlerinde kon- serler vereceklir. 72 san'atkârda. mürekkeb olan — Riyoseticumhur orkestra takımı ayın 20 sine doğ- TU şehrimize de gelecektir. Birimizin Derdi İstanbul Belediyesine iş taleb | etmek üzere yapılan müracaatler | son zamanlarda çok fozlalaşmıştır.| Belediyenin bütün kadrosu hiç bir. memur ve müstahdem alamıya - | cak kadar dolu — olduğundan bu | müracaatlere red cevabı veril - mektedir. İş taleb edenlerin ço - ğunu iş bulmak üzere taşradan ge- lenler teşkil etmektedir. rine karşı harekete — geçebilirler | mi?. Kulunuzun arzetmek istedi- diğim bir ihtiyat tedbirinden iba- Fettir. — Bu heriflere tedbir ne gerek?. Kim var ki, ihtiyat eyliyelim!, — İstanbulda maiyeti devletle- rinden ancak Üüç bin kişi kadar vardır... Bunları takviye etmek mümkün ise iyi olur demek isti- yorum. — Üç bin Rumeli zorbası onla- ra kâfidir. Başka kuvvete hacet yok.... Selimiyede Kadı Paşa ma- iyetinde sekbanı cedid askeri de var ...Ramiz Paşanın kalyancula- TI da mevcud... — Evet; bu kuvvetler mevcud- | dur, Fakat; asıl kendi malımız ve maiyetimiz olanların bulunması fena olmaz. — Boşnak Ağa ile gönderdiği- derek: Paşam; buyurduğunuz doğrudur. Ne hadlerine?, Hiç zatı devletle- miz kuvvetten mi buraya adam | celbedelim diyorsunuz?. (Devamı var) Hepimizin Derdi Susuzluk Derdi Fatihde, Maltada «Sürreemini sokağında oturun emekli Binbaşı Mehmed Ülkümen'den şu mek - tubu aldık. «Fatihde, Edirnekayı bulva - rında, Sürreemini solyğmnda ye- niden betan olarak luşa edilmiş M ev vardır. Bunlardan hiri be- nimdir. Mahallemisin iki mühim Geçen srne BU ön hir ev ma- mma Sular İdaresine — bir betida her metre için 20 şer lira veril - melidir.» Ana boru için 1560 lira talebi, hepimizi çaresiz buraktı. Neyse, bir sahibi hayır çıktı, be- zimn evime su tesisatı yaptırdı. V- kin diğer on ev Kerbeli gibidir. Bu civardaki bir kirkçeşme su- ya, mikrebledar diye kapatılmca | büsbütün susuz kaldık. Bu en ev için'yine 30 metrelik ana boraya Ahtiyaç vardır. 1000 tira tsteniyor. | Bu parayı kim verecek? — Evler kâmilen ipotekli, Sular İdaresi bu eli metrelik beruyu kendisi yap- farsa da 10 abane daha kazama olmaz mu? Ha Bal, belki şehrin diğer bazı yerlerinde de böyledir. Belediyenin nazarı, dikkatini cel- Betmenizi rica ederimz