#—SON TELOR UZAK ŞARK AHVAL Janponya Daha Fazla:::> Kuvvetlenecek Japon Donanması Diğer Devletlere Faik Bir Hale Gehrılecek Japon donanmasından bir filo Hainan adaşını işgal ederken zak Şarkta Çinlilerle Ja- | tahtındaki muhabiri verilen etraflı Bu altı seni başarmak ponlar arasındaki hârbin ne| 1 biteceği kestirilemi « | Dünyanın iki — senedenberi klenip gelen büyük mesele- lerinden biri de budur. Fakat Av- Tupa matbuatının, bilhassa İngi- liz gazetel yeniden Uzak yor. sebeb har- ldir. | nazarı dikkati celbe - mdarın 6 senelik yepyeni bir deniz programı ile | TMmeydana atılmalarıdır. Buna da- s gazetesinin Japon pay- tir, yareleri ya ik deniz programını için masraf 1,205,000,000 pendir. Bunu İngiliz lirasına çe aşağı yukarı şunu tutuyor: | 3120500,000 İngiliz lirası, ! | — Japon kabinesi toplantısında bunu tasvib etmiş- Yine proğrama göre deniz t: pen sarfedilecektir. Bundan baş- ka karada ve denizde yapılması lâzım gelen tesisat ve inşaat i tarafından | de 5 sene zarfında sarfedilmek ü- zere 180,000,000 pen lâzim gel - mektedir. Japon bahriyesi için sarfedilecek paraların mecmuu 1,693,000,000 pen, yani şöyle böy- le 169,300,000 İngiliz lirası olarak " Japonyanın de- et meclisi büt- mâlümat vardır. lüzum — görülen ince gösterilmekted niz programı m çe encümer miral Yonay esası mıiştir Japon donanmı kuvvetli den geçen günkü 1 şöyle anlat- zere 300,000,000 | e lik olduğu donanmaya müsavi ol- malıdır. Bu DSPLONATLA R ARA SIIXDA Yabancı Dil Bilmemek Muvaffakıyete Mani Degılmış / dilleri bilir, mez bahsi en ziyade hatıra gelen yabi * faks kendi ana dilinden başka - sını bilmezmeş. Başvekil Çemberlayn Fransız- ca bilir. Fakat bundan iki vel ölmüş olan büyük kardeşi rlayn y bilmek bahsinde çok üstün olan bir omattı. Çünkü vaktile Pran- nuş ve fransızcayı mişti. Östen Çel ada çok bul: Hiç lisan bilmiyen, fakat Ingilte- yerinde öğre | tngi * dört $ y bir programı k Japonya yen sonra Uzak Şarkın vaziyeti mektedir: Amiralin de iden nizam vermek i- için devletler «rasında çıkacak (Devamı Japon donanması yahud bi - 7 inci sayfada) de müdafaa eden A- lar nazarı dik- bir ihtilâf | |. Meraklı Şeyler BİR KATOLİK MİSYO BAŞINA GELENLER ir katolik misyonert Sudan ha- paçanda yapmağa memur olmuşlu. Misyoner, cesur ve vazifesini bi - hakkın idrâk etmiş bir zak oldutundan korkmadan Yamyamların içine kadar giriyor ve onlara kateliklik dersi ve- riyordu. Miyama kabilesi reisini iyiden triye yola getirmişti. Ona şu yolda bir dera de vermişli: — İki üç kadın almak haramdır.., İnsan dalma dek bir kadınla evlenip yaşar. Miyama kabilesi relsi rahibin fik- ı Tini kabul etmişti. ğ Bir gü Kİ karismdan berini erle- | Gan yok ederek tek bir kadını ile kal- mak istedi. Kadını pişirdi. Etinden güzel ye - mekler yapla. Misyoneri de — ziyafele sağırdı. Yediler, ktiler... Ziyafetle Miyama kabilesi roksinin yanında — çift kadın yetine dek bir kadın olluğunn göre misyoner sevindi, Ve şunları söyledi! — Nihayet; dediğimi kabal ettiniz.. 'Tek kadınla yaşamağa karar verdinle. Mazreti İsa da böyle emir ediyor. | Miyama kabilesi reksi gülerek ce- vab verdi — Evet; dediğinir gibi Marreti İsa- eeei di mdRrüleee öi karımla yalnız kaldım. Öteki karımı da pişirdim. İşle; âfiyelle yediğimiz o ddi, Deyince; misyonerin aklı başından gitik İKİ YILDIZ KARŞILAŞIYOR. Heyetşinaslar: «İki yıldız. biribirile karşılaşır, çarpışırsa dünya için alı- GSt olur,» derler. Doğru.. Fakat, bizim Karşılaşmalarından — bahsedeceğimiz yıldızlar böylesi değil.. Fransızların (Tiyatre kralı) — Saşa Gitrinin sayesinde (Paris kraliçele - ri) nden biri olan Jaklin Delübak ko- casından, yani Saşadan boşandı. Kış sporlarile meşgul elmak, kendini 6- yalamak İçin İsviçreye, (Vilar) a gliu. (Vilar) a birkaç gün evvel Prens Sahibzade Azam da gelmişti. darâbad Nizamının — oğlu olan Prens, Hindistanın en zenginlerinden- dir ve sakıt halife Abdütmecidin kızı Dürrüşehvar ile evlidir, Malyelinde, Mabeyinci, teşrifatçı, hademe olmak Üüzere 36 kişi vardır. Prens dans meraklıtıdır. Matmazel Delübak da.. tz İngiliz kızlarile danseden Prens Vransır yıldızını da bir tanroya Gavet ediyor. Bir tango, bir vas der- ken gönlünü de kaptırıyor. Her gece gah Framsız kadınlin oynüyor, şara - panya içiyor. hayet bir gün, tıpkı peri masat. | Tarında oldüğü gibi. Prens memlcke » tüne dönüyor, Pransız yıldırı da Pa. Fisea, —e PK GkE E Bir Çorap Dâvası ir kaç sene Ekei Çok eski bir macera değil Talimhane mey- danındaki apar - tımanlar yeni yük- seliyordu. Eski adliye bi - nası henüz yan - mamıştı. Bir gün, bilmem kaçıncı hu ku k mahkemesinde ve- kilimi - bekliyor « başirin: Nevzad Be « Mediha iye bağırma - ş birçok . kadın- yı takib etmek üze- re sulona girdiklerini ben de kalabalığı leyiciler arasında oturdum. Mahkemenin bu davaya yeni başladığı anlaşılıyordu Bir kıskançlık ve ayrılık da - görünce, karıştım.. Din- vasıydı bu. Davacı otuz beş yaşları nirli bir erkek. M sında oturan da y rında sarı saçlı, hırçın bakışlı bir kadındı. bir hâdise bizi birbir rabilir derdim. Henüz iki senelik evliyiz. Karım & der ve geç v den sık sık mü dık, Bir akşam diğim zaman karımın sine gittiğini hizm dim, mle apartım; gitmesine tahammül edemiyor nun sandalya- En Nefis Şark Musikisi ile — En Nükemmel da Filime alınmış bancı dil Ondan son- | Türkçe Sözlerile, . Kendi Dilimizde Konuşan ve esrarlı Hindistanı en cana yakın bir öşk mevzuu içinde canlandıran Racaların muhteşemi sarayların- mazzam Mizansenli RACANIN ; HAZiİNELERİ dum. Yatak odamıza girdim.. Pi- | jamalarımı karıştırırken, odanın balkonunda bir ipekli çorabılı sal-* landığını gördüm. Avukat çantasından çorabı çı- kardı: — Buyurunu: Nevzad Be, — Çorabı balkondan kat, içinde bir küçük ki çası vardı.: Heyecanla kâj kip çıkardım. Avukat bu kâğıd parçı 1. Hâkim tetkik üne devam etti: m., Fa-) gece bekledim, gelmedin. moruk yine eve er - | ÜŞi Bi çıka- | madığını an Yarın akşam ana erkence — gelmeğe Üç gündür seni kolla- pemedi uztaribim kia de şi k - u sandal 9 da için için Mediha şısında söy- | rum, Fakat, efimle temin ederim ki, ihanet etmedim ve etmi- kaldığım | annemde olduğumu her n isbat edebilirim. Nevzad bağırmak istedi. daha büvük. daha e- saslı * — scika olabilir mi? dos- tuna bezi moruk dive tanıtmış..| Artık böyle bir kadın!a nasıl ya- amları gi Mediha Hanım ve vekili hâlâ suçlu — olmadıklarını ve Nevzad Beyin bu hususta şahid göster - mesi talebinde ısrar ediyorlardı. O güne kadar hukuk mahkemes lerine buna benzer bir dava dü: memişt. Mahkeme hayeti hayret ler içinde, her iki taraf: da dinle- dikten sonra. müzakereye çekil - mek üzere celseyi beş dakika ta- tile karar vermişlerdi. Bu sırada di mi yaşlarında güzel bir kadım a kalkarak,yüksek sesle ba- yiciler arasındağ in esrar perdesini Beay nek hakki- gimdi yırtac dakika bana nı verir Hâkim Ne ist Genç kadın dinleyiciler sıra - snıdan ortaya atlıyarak — Benim bir tek çorabımın yâp* tığı müziblik, bu mes'vd aile yu- vasını az kaldı yıkacaktı. Dedi.. Herkes hayretle genç kâar dına bakıştılar, Hâkim, genç kadına söz ve! misi kalkmıştı: synı? diye sordu: nç kadın gülmemek için ketr dini zor tutuyordu. — Anlatmağa başladı: — Bizim apartımanın arka o * daları, Nevzad Beylerin yatak 6- (Devamı 7 inci sayfada) Radyo Poraramı Ankara Radyosu BUGÜN 1835 Müzik (Dans plkları), 19 Konuşma (Türkiye postası) 1815 Türk müziği (Fasıl haye Bafiye Tukay ve Tahsin Karaai 20 Ajams, meteoroloji habeleri, raat Döorkası: (Tiat), 2015 Türk mü: Çalanlar: Vecihe, Refik Fersan, Ht şen Kam, Cevdet Kozan, Reşat Erer. Okuyanları Necmi Riza Ahıskan, Dfe* lek Tokgöz. Dsman Beyin - Segâh peşrevi 2— Tanburl Ali Efendi - Seçâh çaf * Dilharabı aşkınım. €c1 Arif Bey - Sezâh şarki * imaz ilâç sinel satpareme, Rüşen Kam - Kemençe taksimtl. — Suphi Ziyazın — Müstear şarkt * Dönsek mi bu askın çafağından. 6— Halk kürkiö.z — Bülbül taşda Bf gezer, ?— Halk türküa altamış. 8— Ahmed Rasimin - Hicaz şarkıstı Esmer — bugilk Mustafa Nafizin - Hicaz şarkıst" Göğsünde açıtmış lö— Hicaz şarkı - #şıkan. Kurdu — meclit Ta Almanyaya gilmiş, Almanya- da da kalmış, almancayı da çok iyi öğrenmişti. Osten Çemberlayın | Nazırlarından Halifaks Baş röllerde: Unutulmaz ŞEYH AHMED filimterini a RaNa ağa, nrla AAA ON NOVARRO Musiki kısımlarını tertib eden: M. C. ve üstad CEVDET KOZAN renin en muktedir Hariciye 4 şanabilir? Heyeti hâkimeden der-| hal aşrılık kararı talek ediyorum.| 21 Memlekel saat ayarı. 21 Konuşma — Çilukuk ilmi —yaymt kurumu). akit vakit dil bilmek, bil - | V k bahsi tazelenir. Bir | iz gazetesinin yazdığı bir yazı bu hususta şayanı dik - | kattir. İngiliz devlet adamları - l mın ileri gelenlerinden hangileri —— Teknik, stil, bakım, bütün herşey değişmiş olmak- la beraber eskidensalınacak ve yeni batı buluşla- rına karşı en çok ilâç bakımından:Bu bizde vardı, ve eski hekimlerimiz şöyle kullanırlardı ... denecek gok şeylerimiz vardır. Bugüne hiçetkisi olmasa bile eskinin büyük varlığını çıkarıp ortaya koymak, onu müzeleştirmek, anıtlaştırmak bile kötü şey mi? Güney hiç ses çıkarmadan dinliyor, Rüştü Çap- gı da söylüyordu: — Gerçekten ben sizin bu tarafınıza bayılı - tım. En yeninin içinde en eskiyi de eleyen, yahud 'en yeniyi de hamur eden bir kafanız var, Ve birden Güneye döndü: — Siz üstadı tanımıyorsunuz. Dedi ve: — Hoş beni de tanımıyordunuz ya?l, Diyerek ilâve, etti — Doktı saygısını Rüşt T Rusçuklu Hakkı, Hepimizin sevgi ve derliyen hekimim Çapçı şendi. Güler yüzile: — Biz lâkırdıya daldık, hastayı unuttuk. Dedi, yine sanki kendi konuşkanlığını bağış « latmak istiyormuş gibi: - E çok da yakit kaybetmedik, Kahyelerimizi - iiçtik n gençliğinde Almanyada ik. mark'ı da görmüş, bu meşhür adamı ile görüşmek -| fırsatlarını elde etmişti. (Devamı 7 inci sayfada) Bis- ! Almanyanın Perşembe atşamı Eaşlıca şarkı ve gazeller HAMİD DİKSES ve K. SAFİYE f İPEKHŞARAYWMMWW Hiyanetin bundan başka tür olur mu? Nevzadın avukatı da ayni de - | Tâli üzerinde dürarak. mahkeme- YOSMA Dedi Rusçuklu Hakkı: — Fazılı görsek artık., Diye kalktı ve Rüştüden sordu” — Nesi varmış?. Rüştü: — Bilmem göreceğiz. Dedi, hep beraber hastanın yatlığı odaya yü- rüdüler. Fazıl iniltiler içindeydi. Çok kuvvetli bir nöbet geçiriyordu. Rüştü Çapçıyı, Rusçuklu Hakkıyı görür gör - mez, hemen ateşli ellerini uzattı: — Ölüyorum galiba., Rusçuklu: — Birşeyin yok...Dur bakalım.:, Tel ediyors sun. Derken sökak kapısının zili yine çalındı, Gü - —a0 N0 106 gazaanamn Yi ETEM İZZET BENİCE yeşaammmamamanı hemen dı 'a Çiklı. Tekrar odadan içeriye gelirken Akil Muhtarla beraberdi. O ötekilerini, ötekiler onu görünce birden ağzından bir ses çıktı: MA A Asu Rüştü Çapçı: — Galiba hastane açıyoruz... hekimler Fazılın başında toplan Dedi: — Buyurun profesörüm.. Diye Akil Muhtarın elini sıktı. Rusçuklu ile de aralarında saygılı bir esenleşme oldu. Akil Muhtar sarıdan aklanan kırpık bıyıklarını — n sordi hepsinin Neredeyse bütün klar... — Ne var, ne olmuş Fazıla?. Fakültede dersi bitirir bitirmez hemen geldim. Ve hastanın yanına — ilerledi: güvenle biribirlerii tada berleşetekler mi?, bir bilginlik otoritesi ile hekim arkadaşlarına dön- dü: sanız. doktor arkadaşla düşdüğü teselliyi dilinden | rdu y kendi kendi irın üçü de çok tanınmış, hekimler, Bir araya gelince bi rşı durümları ne olacak ve bir nok- Merak edilecek şey! lüğün içine sığdırdı bilgilerine —| Ti oli kalım Akil Muhtar alçak gönül! — Siz baktınız mı?. Diye sordu. Rüştü Çapçı: Biz de şimdi geldik profesörüim. Siz bir bak- Dedi. Bu arada bir seremoni, başladı — İlkönce siz baksanız... — Yo, siz varken bize düşmez.. — Niçin böyle?, — Siz en bilgin hekimimiz. —- Siz., 2115 Esham, tabvllâi, — kambiye * Bukut borsası (fiat) 2125 Neş'eli plâklar - R. 2110 Müzik (Radyo erkestras - Şefi Hasan Ferit Almar), 2230 Müzik (Eğlenceli plâklar). 23 ilizik (Cuşband - Pi 2A - 4 Gon ağıns haberleri V€ yarınki yr-am. YARIN 1228 Türk müziği - Pi 13 Memleket aaat ayarı, ajans, me” | *earolaji baberleri. 1715 - M Müzik (Riyaseti Cumhur Bondosu - Şef: İhsan Künçer). 1357 Hicri 1358 Rumi Muharrem Mart 29 Ş * lö9, Ay 3, Gün 8ö, Kasım 198 21 Mart SALI Vakitler | Vasati da,