HÂDİSELER KARŞISINDA “ALENEN ÖPÜŞMEK YASAK EDİLMİŞ ir çok Avrupa memleketie- rinde aleni öpüşmek mem- nu değildir. Herkes, sevgi- lisini, karısını sokakta, plâjda, trende, vapurda öpebilir. Fakat, son zamanlarda bazı Avrupa mem-, leketlerinde, istasyonlarda öpüş- mek yasak edilmiş. Bunun sebe- bi de şu imiş: İstasyonlarda, — birbirlerinden ayrılan sevgililer veya yeni evli karı kocalar o kadar hararetli ve 'Yzun öpüşüyorlarmış ki, trenle- rin kalkmasını geciktiriyorlarmış. Bundan sonra, trenleri vaktinde bareket ettirebilmek için, istas - yonlarda alenen öpüşmek yasak edilmiş. Buradaki esbabı mucibeye ne buyurulur?. RANDEVUCU KADIN 'NERESİNİ SEÇMİŞ? Dün bir sabah gazetesinde © - kuduk: Bir randevucu kadın, ad- liye koridorlarında genç kızları kandırırken yakalanmış... Acaba bu kadın, böyle bir iş için neden adliye koridorlarını intihab et « miş, diye merâak ettik. Düşündük. Adliyede işi olan, canı sıkılan in- san demektir. Hele kadın olursa... Kocasından ayrılacaktır, —yahud da parasız kalmış, birinden eski borçlarını istiyecektir. Tam böy- le bir vaziyette olan insan, para | vâdedilirse yumuşamaz mu?, MÜKAFAT KAZANAN ŞİİRİN TERCÜMESİ Fransız akademisi, bu yıl, en güzel şür yazan bir şaire mükâ- . fat vermiş. «Gözler» isimli olan bu #iri V - Nü da tercüme ederek neşretmiş. Şiiri okuduktan son- cenubunda kâin * Bağdadın Reşid kampı — zabitlerinden bir grup tarafından tertib edilmiş o- lan bir komple meydana çıkarıl- miştir. v İstanbul esnaf cemiyetleri bütçesi bütçesi tasdik edilmek ü« zere yilâyete gönderilmiştir. * Romanyadan şehrimize ge - len bir şebeke yakalanmıştır. Bu şebeke harice Türk parası çıkar- mak surgtile getirdiği kaçak eş- yayııBeyağlunda satmaktadır. »x Kömür yakacak şehirlerin lis- tesi vilâyete bildirilmiştir. * Harbiyedeki Vali konağının genişletilmesine aid proje tasvib edilmiştir. * Südet Alman arazisi menşeli; mallar Türkiye ile Almanya ara - sında 25 temmuz 1938 tarihli ticari| mübadelâta dahil anlaşma hü - kümlerinin çerçevesi — dahilinde 'Türkiyeye ithal olunacaktır. * Limanda işleyen motör ve kayıkların tarifesi aynen ipka e- dilmiştir. Son Telgraf ra, içimizde, bu şiiri yazan şair hesabına bir endişe çöktü.. Sakın Fransız akademisi evvelce verdiği mükâfatı geri almasın?. Vâ - Nü, azizim, ne diye bu manzumeyi tercümeye kalkışırsın? Akademi görmesin?. Evvelki kâ- naatinden derhal vazgeçer. ETRÜSK VAPURU VE ESASLI BİR TAMİR Etrüsk vapuru, malüm ya, Sir- keci rıhtımında bağlı, yalıyor. Gazetelerin verdiği habere gö- re, yakında esaslı şekilde bir ta- mir görerek seferlere başlıya - cakmış., Buradaki wesaslı şekil- de tamir» ibaresi ne kadar hazin değil mi?, İnsan müteessir oluyor. Zavallı vapur!. Zavallı Etrüsk., Gençliğine doyamadan kalafat yerlerinde çile çekmeğe başladı. İNSANLARI UZUN 'YAŞATMANIN SIRRI Hindistanda biten bir ot var - mış. Bundan bir yiyen yüzlerce sene yaşıyormuş.. Şimdi, İngiliz doktorları bü ot üzerinde tetkikler yapıyorlar, bu ottan çıkarılmış maya ve hulâsaları medeni bir gıda haline sokmağa çalışıyorlar. mış. Bu hâdise tahakkuk eder de yüzlerce sene yaşamağa başlarsak siz seyredin hali... Artık o zaman $9 yaşında bir genç kızın aşk ma- ceralarını duyacağız. İnsan en az 150 yaşında olacak ki, aklı kaşında addedilsin.. Bun- dan daha küçük olanlar toy adde- dilecek.. Şehir meclisine aza ola- bilmek için en az 150 yaşında ol- mak lâzım gelecek.. Hulâsa, bü- tün hayat değişecek.. AHMED RAUF | * Yeni Çek, Macar hududu tes- bit edilmiştir. İ * Macaristanda Yahudi aleyh- darlığına dair hazırlanan kanun parlâmentoya verilmiştir. * Almanya ile İtalyanın İspan- yada askeri üs vücude getirdikleri söylenmektedir. * Diğer vilâyetlerden İstanbula sevkedlien hastalara — behemehal rapor verilmesi bildirilmiştir. * Türkiye ile Yunanistan ara- sında iadei mücrimin muahedesi imzalanmıştır. * Londradan bildirildiğine gö- Te bir harb olursa Rusya Romanya ve Polonyaya yardım edecektir. * Frankistler, Cumhuriyetçi - lerin kayıdsız. şartsız teslim olma- larını ileri sürmektedir. Y Barem kanunu projesi Mec- listen geri alınmıstır. * Filistin kor. — nsının Lon - dradaki çalışmaları devam etmek- tedir. Yahudiler muhaceretin a - zaltılmasına mütemayil görünü - yorlar. Maarifin Mühim Fir Tamimi Talebenin Kayıtları Hakkındaki Talimatname Değişti Yangın ve iştialler ” dolayısile kayıdları kaybolmuş okullarda 6- kumuş veya bu okulları bitirmiş olanların 1936 yılında yapılan bir tamime göre, bu kimselerin tah- sil dercceleri ve hangi mekteb- den mezun oldukları hakknda üç muallimin veya üç muteber şah- sın şehadetile matlüb vesikalar tanzim olunmakta idi. Halbuki bunun bazı mahzurlü tarafları görülmüş olduğundan Maarif Vekâletince Maarif mü - dürlüklerine yapılan bir temimle bu mahzurların bertaraf edilmesi için direktifler verilmiştir. Bu ta- mime nazaran, bazı kültür di - rektörlüklerince bu gibi kaydı kaybolmuş, eski mezunlara okul- larında Vekâletçe kayıdlı olup ştırılmadan tasdik e- fa şu süretle hareket edilmesi is- tenmektedir: Bu gibi kimselerin vesikaları tasdik edilmeden evvel kaydul - dukları okul ve tahsil derecele - Tinin tesbiti için bu vesikalar, ge- | rek mensub oldükları okul ve ge- rek Maarif Vekâleti - tarafından tetkik edilecektir. Bu suretle yan- lış tasdik etme vaziyetinin önüne geçlimiş olacaktır. Ekrem Königy Mes'elesi Ekrem König henüz yakalana- mamıştır. Son verilen haberlere göre bu işte adı geçen kadının A- merikada olduğu anlaşılmaktadır. sabah gazetesi Amerikada bu- lunan Ahmed Emin Yalmandan aldığı mektubda bu kadının Ame- rikada bulunduğunu ve kendisini; ziyarete geldiğini bildirmektedir. | aö Süvarilerimiz Fransa'ya Gidiyorlar Avrupa — müsabakalarında çok iyi neticeler almış olan şerefli sü- varilerimiz martın yirmi beşinde Fransaya müteveccihen yola çı - | kacaklardır. İlk müsabaka Nisde yapılacaktır. Süvarilerimiz bera -| berlerinde Mussolini kupasını da taşımaktadırlar. Bu kupa üç sene arka ürkaya müsabakayı kazanan ekibe verilecektir. İki sene arka arkaya müsabaka- h kazanmiş olan Almanlar geçen, sene üçüncü müsabaka ile alacak- ları sırada birinciliği — Türklere terketmişlerdi. Kupayı tamamen alabilmemiz için Mussolini mi bakasını iki sene daha kazanma- miz İâzimdır. Eğer. müsabakada birnciliği Almanlara verirsek ku- pa onların olacaktır. Süvarileri - mize bu yolda muvaflakiyet dile- riz. P -O LA n Ve.. Mahkemeler Samatya ve Givarını Soyanlar Fazıl ve Yahya Dün Zabıta Tarafından Yakalandılar T Fazıl Yahya Emniyet müdürlüğü ikinci şu- be ikinci kısım memurları Samat- yada birkaç hırsızlıkların failleri olan Hınzır Fazil ve Yahya adın- liyeye teslim etmişlerdir. KISA POLİS HABERLER Kahire birahanesi önünde Yorgi adında birini vagon açmıya mah- sus anahtarla yaralıyan ve bu a- damın kör olmasına sebebiyot ve- ren Vagonli memurlarından Hik- met dün Ağırceza mahkemesirde bir buçuk sene hapse mahküm edilmiştir. *e Galatada Şimşir sokağında 24 numaralı böş bir evden yan - Ran çıkmış ise de sirayete mey - dan verilmeden itfalye tarafın - dan söndürülmüştür. «« Sokrat adında biri düri Lâ- lelide Lâleli caddesinde Hayri a- dında birinin evine girerek elek- trik abağorunu çalmış ve savu - şurken suç üstünde yakalanmış- tır. ** Üsküderda Halkdershanesi sokağında oturan Mehmed oğlu Mehmed adında biri Üsküdarda tramvaydan atlamak isterken dü- şerek mühtelif yerlerinden yara- İanmıştır. «, Soför Eşrefin idaresindeki 78 numaralı kamyon Beyoğlunda Cermin adında genç bir kıza çar- parak muhtelif yerlerinden ya - ralamıştır. €e Şoför Doğanın idaresindeki 3060 numaralı otobüs Galatadan geçmekte iken 13 yaşında İsak 8- dında bir çocuğa çarparak yara- lamıştır, ©. Şofsr Müustafanın İdaresin- deki 33 numaralı otobüs Ka restecilerde İâris adında bir tay- faya çarparak yaralamıştır. «» Dün saat 14 raddelerinde Fa- mud oğlu Halilin idaresindeki 2389 numaralı yük arab.ı Ko - vavılar caddesinde Gazanler s0- kağında 26 numaralı evde oturan Denizbank amelesinden” Nesrinin kızı 4 yşında Ferihaya çarparak Gallki göne harsrı yükülıYarük s6-| Bit müddet evvel Beyoğlunda Ş tihde Kırk çeşme caddesinde Mah-! | altına almıştır. Araba tekerlek- leri altında vücudü hurduhaş o- lan küçük Feriha derhal ölmüştür. İftiradan Korusun Gölgesini Görmüş eki Ardıç, ellerini önünde- Z ikinci sulh ceza hâkaminin gözlerine dikli ve soata anlatma- — O gün bir iş için Antalya ambarının sahibini - göreceklim. parlımanı aradığım halde, bula - madım. Nihayet, Ziya Beyin ne- sadile, o semiteki apartımanlar - dan birine girdim. Davacı baya - çıktırş. Kapının ziline bastım. O sırada dikkat elttim, yerde bir bayan, mantoyu yerde feryadı bastı: O, Mınıo_yî._üı'ıkenı Kadın ki masaya koydu, gözlerini Ka başladı: baanerce Lana tarif ettikleri a- rede oturduğunu sormak mak - nin oturmakta olduğu daireye manto vardı. Bana kapıyı açan — Hırsız var, hirsiz. vart. Halbuki biraz evvel de arzet - | tiğim gibi, oraya Ziya Beyin a« partımanını sormak için gitmiş- tim. Sonra elendim, tabli kadı - nn feryadını duyanlar —başıma üşüştüler. Ben bu vaziyet karşı- sında şaşkına dönmüştüm, birden- bire neye uğradığımı anlıyama - mıştım ve olduğum yerde mih- lanmış kalmıştım. Beni kollarım- dan tutarak, karakola gölürdü - ler, polise teslim ettiler. Suçlu içini çekti: — Allah adamı kuru iftiracan korusun!, — Demek, manto kaçının dı- şotda idi? ğ * — Vallahi öyle beyim!. — Halbuki kadın maztayu iç: riden aldığını iddia ediyo:: piyi açınışsn, aralıktaki — port » mantodan mantoyu alırzen, mi - | safir odasında bulunan kadın göl- geni görmüş, dışarı çıknış, Ve sen de onu karşında görünce, marı- toyu yere atarak, kaçmağa kaş- lamışsın.. - Sonra hiçbir. kimse, dairesinin dışında — mant> değil, bir çöp bile bırakmaz. — Kimbilir, belki de unut - muştür!, — Mademki, Ziya Beyin evini arıyordun, bunu o semtteki po - apartımanın kapıcısından pekâ öğrenebilirdin; neden © kadır.ca- ğizin deiresine çıktın?. Zeki Ardıç, hâkimin bu sualine cevab vermedi, başım örlüne eğ- di. Davact ile şahidlerin dinlen - meleri için duruşma bu ayın 15 ne bırakıldı. Mehmed Hicret &. Bebek sırtlarında bir kulü- bede oturan Mevlüd adında - bir çiçekçi dün kulübesinde taban - casını temizlemekte iken taban- €a ateş almış ve çıkan kurşun Mev lüdün bacağına isabet ederek ya- ralamıştır. görünce | Mustafa'nın Mezarı Mezarı Tamir Edilecek Ve Halka Gösterilece& İnebahtı mağlübiyetinden son- | ra dönanmayı pek az zamanda yeniden inşa eden tersane mimarı Mustafanın mezarı kaybolmuştu. Müzeler mimarı Kemal Altan u- zun araştırmalardan sonra mima- rın mezarını bulmağa muvaffak olmuştur. Mimar Mustafanın me- zarı Kasımpaşada — “rabi Baba | dergühındadır. Müzeler idaresi tarihi kıymeti olan bu şahsım mezarının tamir edilerek meydana çıkarılmasını vakıflar idaresinden istemişti. Vakıflar başmüdürlüğü keyfiyeti Umum Müdürlüğe sormuş ve mu- vafakat cevabı almıştır. Yakında mezar tamir edilecek, seyyahların görebileceği bir şekle sokulacak- tır. Ayrıca bu adamın hayatına aid bir eser de vücude getirile- cektir. Alliyede Kaçmak İstemiş! | — Azılı sabıkalılardan Pokrat dün bir hırsızlık suçundan yakalana- rak adliyeye verilmişti. Pakrat müddelümümilik odası önünde bir bekçinin nezareti altında bek- lemekte iken kaçmak istemiş, alt kata kadar kaçmış, fakat kapının önünde jandarmalar tarafından yakalanmıştır. Pakrat üçüncü sulh cezsda sorgusu yapıldıklan son- ra tevkif edilmiştir. —. Tekrar Şehrimiza - Golmiş Annika adında yaşlı bir kadın dün birinci sulh ceza mahkeme- sinde sorgusu yapıldıktan sonra tevkif edilmiştir. Başka bir tebz- | adan olan bu kadın beş ay evvel hudud haricine çıkarılmış iken ila tekrar İstanbula gelmiş. niha- yet yakalanarak adliyeye veril- mişti. Eroin Fa'rikası Bulundu Kaçakçılık bürosu bir eroin fab-| rikasını meydana çıkarmıştır. Mü-, teaddid defalar yakalandıktan son- ra Yunanistana kaçan, fakat ora- da kiriş tutturamıyarak tekrar İs- tanbula gelen Armando ile arka- daşı Emin, kan Dursunu da elde eden kaçak- çılar. eroin levazimatını İstanbul- dan bir kamyona koyarak Paşa - | balçeye göndermişlerdir. Kam - | yon, arızasız Papabahçeye kadar | “gelmiş, fakat aksilik burada baş-i lamıştır. Kamyon yolunu şaşır - mış, bataklığa saplanmıştır. Şo - för eşyayı bir yük arabasına mak- lederken kaçakçılık memurları ta- rafından görülerek yakalanmıştır. Yakalanan ve suçlarını itiraf e - denler şunlardır: Haşim oğlu E- min, İtalyan tebaasından Alek - sandr oğlu Armando, balıkçılıkla meşgul Lâz Kasım, Paşabahçeli Emin oğlu Hacıbek, Dursun. Tarihi Roman: No, 17 Haccac harbde çok talihli bir kumandandı. Köprünün temel- lerini bir gece içinde bozmasaydı, öte tarafa geçince muhakkak ki çok telefa! verecekti. On bine kar- $t üç bin,kişi ile harbe tutuşmak kolay. değildi. Iraklılar da kılıç kullanmasını ve döğüşmesini çok Ayi bilen insanlardı. Haccac köprünün yıkıldığını görünce: — Dikkat ediniz, Şebibi ölme- den yakalıyalım - Diyordu. Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Yazan: CELAL CENGİZ Oysa ki, Yezidin oğlunun cese- di suyün ustünde yüzüyordu. O- nu, Mekkeli bir akıncı suya atı- larak çekip beri tarafa getirmişti. | Haccac, hasmının ölmüş cese- dine hitab etmekten kendini ala- madı: « Sen de, hasımlarımın — bir çoğu gibi sağır ve kör bir adam - mışsın; Haccacın hiçbir. savaşda mağlüb olmadığını, her döğüşten muzaffer olarak döndüğünü gör- medinse, işitmedin mi?.> < Diye bağırdı. (Şebib) in boy - nunda babasında kalma bir inci asılıydı. Yezid, oğluna bu inciyi | bir gile yadigâr: olarak vermişti. ir ince zincirde asılıydı. ve bunun boynunda taşıyanlar - - raklıların inanışına göre - harbde mağlüb olmazlardı. Hacese bu inciyi -yere eğilerek- Şebibin boynundan kopartp al- dı.. Haccacın adamları: — Büyük bir defineye kondu. Diye -söyleniyorlardı. Haccac bunu duyunca elindeki inciyi nehre fırlattı ve manalı bir bakışla adamlarını birer birer süzdükten sonta: — Haydi, suya dalın, dedi, in- ciyi kim bulursa, onun olsun,. Yüzmek bilenlerden birkaç ki- şi suya atladılar,. Fakat bir daha dönmediler. Haccac bunların arkasından bi- Ter ok atarak hepsini suda boğ - müştu. Bu, Haccacın adamlarına ver - diği bir dersti. Herkes anlamıştı ki, Haccac, | Yezidin oğlunun boynundaki in- ciye kıymet verenlerden değildi. Bu hâdiseden sonra, sallarku- ruldu. Haccacın askerleri karşı yakaya geçerek, Şebibin adamla- rını takibe başladılar, (İhvaz) ci- varında ilk önce Havariçleri, da- virerek küme küme kılıçtan ge- çirdiler, Burada üç gün süren cenkle Şebibin kumandasında gelen on bin kişiden ancak üç yüzü esir edilmiş, diğerleri tamamile ve tam manasile doğrartmıştı. Hacecac bu muzafferiyetten son- ra Bağdada girerek, bir ay için- de bütün Irakın asayiş ve emni- yetini tesis etmeğe muvaffak ol- muştu. YEZİDİN OĞLU NEHİRDE BOĞULDUKTAN SONRA. Bağdadlılar: hâ sonta Trak cengâverlerini çe - | | — Bizi zalimlerin, müstevlile- rin elinden kurtardın! Biz, hali- feye ve onun kumandanlarına bağlıyız. Diyerek, Haccacın önünde bo- yun eğmişlerdi. Yerlilerden biri, günün birin- de ortaya atıldı: — Haccac, bizi Yezidin, oğlu - nun tahakkümünden kurtardı. Fakat, siz Hacc: ne kadar za- lim bir adam olduğunu biliyor - müusunuz? Diye bağırdı. Haccac bunu duyunca: — Çağırın şu kahramanı yanı- ma.. Dedi. Bu, iri boylu bir dı hydı. Haccac ilkönce bu adamın söz- lerine fena halde tutulmuştu. Fa- kat, delikanlıyı görünce yumu - şadı: al — Sen benim zalim olduğumu | mnereden biliyorsun? dedi. Ben a- daleti tatbikten başka birşey yap- mam. Bunun için şiddet gösteri- yorum.. Siz, bu şiddeti, zulüm di- yye mi telâkki ediyorsunuz?. Delikanlı sert konuşuyordu. Belliydi ki, hiç kimseden korkusu yoktu. — Yezidin oğlunu öldürmekle Bağdadlıları lüzumsuz yere ha- Tac vermekten kurtardın. Fakat, onun zorla toplayıp götürdüğü askerleri neden kestin? — O bize saldırdı.. Döğüştük... Harbde mağlüb oldular. Döğüş sırasında akan kanın hesabı soru- lur mu? Bu arada Haccacın yanına so- kulan zabitlerden biri, kuman - danın kulağına şunları fısildiyor- dü; — Bu delikanlı, Elharisin yeğe- nidir. O, sizin yerinize buraya am-| casınm gelmesini — bekliyordu. Hattâ düne kadar «Halife, am - | camı Bağdada vali tayin edecek- | tir.> diyordu. — Devamı var — İ İMüttefikimizin matemi Yazan: Ahmed Sükrü ESMER Paşabahçede Sahib | lis karakolundan, veye gerdiğin | Mollaya aid çiftliği bu işe tahsis | etmişlerdir. Çiftlikte yatıp kal - | Kan şehrinden bildirildiğine gö" re, müttefikimiz Romanyanın Bağ vekili Patrik Miron Kristea. öl - müştür. Romanya siyasi tarihiniğ 'en nazik bir devrinde. yaşının pel ilerlemiş bulunmasına rağmen, Ü* zerine Başvekillik gibi ağır bir vazifeyi alan Miron Kristea'nın vetatı, Türkiye umumi efkârındâ da derin teessür Uyandıracaktır. Hatırlardadır ki Miron Kristea ilk hükümetini Goga kabinesinin is- tifasından sonra — teşkil etmişti. 1937 seneşi ilkkânununda yapılan seçimden sonra iktidara — geçen Goga hükümeti, kısa bir zaman içinde Romanyanın dahili vaziye* tinl anarşi içine atmış. Harici po- litikammı da tehlikeli yollara sev” ketmişti. Bu karışık vaziyet için” dedir ki Kral Karol yaşlı patrike Başvekilliği tevdi etti. Birinci Mİ* ron Kristea hükümeti, patrikle bt raber altı Başvekili bir araya top” hyan bir «büyük kabine» idi. Bu kabine Romanyanın teşkilâtını değiştirdi. Parlâmentoyu ve siyasi partileri ilga etti. Krala geniş sâ” Tâhiyetler veren yeni bir ana yasl tanzim ederek plebisit yaptı. Li- beral ve parlâmanter bir devlet | teşkilâtım otoriter bir şekle ifraf etti Yeni rejimi kurduktan sonFf) da vazifesi nihayetlendiğinden i$ başından çekildi. Bu kadar büyük şahsiyetleri bir araya toplıyan bif kabine siyasi manada <ağır» oldu ğundan iş göremezdi. Fakat Kral Karol bu derece ŞW mullü bir inkılâb yaptıktan sonrk yeni hükümeti kurmak için bif şahsiyet ararken gene Miron Krif' tea üzerinde durdu. Ve bu defa d patriğin reisliği altında biribiriyi? daha iyi ahenk içinde çalışabile * cek yeni bir hükümet kuruldu. İşte geçen nisanda bu ikinci hi 'Kümetin kuruldüğü — gündenberi Paurik Kristea Başvekilliği mu * hafaza etmiştir. Gerçi yeni rejim içinde en ffal vazifeyi Kral almıf tır. Hatta yeni teşkilâtta — Kralk mahsus bir de hususi kabine ku* rulmuş ve Romanyanın siyasi hi” yatında ehemmiyetli rol aynıy#f bir takım devlet adamları bu y teşkilât içinde vazife almışlardı! Fakat Patrik Kristea, Goga hü * kümetinin düştüğü gündenberi V# pılan işlerde telkin ettiği şahsi F | timad ile Kralın vazifesini kolaf” | laştırmıştır. Bu itibarla ölen Baf” | vekilin Romen inkılâbında eheif' | miyetli rolü vardır. Bu yaşta bi derece ağır vazifeyi ve mes'ull! leri üzerine almak cesaretini göf| teren Başvekilin ölümü müttefi * kimizi derin bir yas içine atmıştf Romen milleti hakkında en 58 ” | mimi dostluk hisleri besliyen bf 'Türkler de Romanyanın bu yasıf' iştirak ederiz. iseltikeknlküadüküeenefii Askerlik — İşleri Fatih Askerlik Şııldnıld' Fatih mkerlik şubesinde kayıf' 313 doğumluladan 326 değumlu lar (dahil) kadar olan yedek 10f” | çu ve muhabere asteğmenleri, y ni eski yarsubaylar (serbest mef î lek erbabı. hariç) talim yörn üzere kıt'aya sevkedileceklerdi” Müuhabere subayları 10 maritf topçü subayları 15 martta kıt* bulunacaklarından derhal şube * ye müracaat ederek vaziyetleri” tesbit ettirmeleri ilân olunur. Kendisi Isırmış! Birisi mahkemeye — giderek, adam burmumu isirdi. diye şikâyet © der, Adamı gelirirler. Herit inkâr ederek; — Bet iirmadım. — Kendisi 1arft der. Hükim: — Be adam! Bu deve midir Ki bW munu kendisli / sursan yder. 4 Aksaray: İzzet Örlüf