| F F | | | £ * kümdardı. Gençliğini, TAKSİM MEYDANINDA ÖPÜŞMEK SUÇ MUT. aksim meydanında, gece ya-| rısından sonra, bir erkekle ü bir kadın sokak ortasında, alenen öpüştüler diye mahkemeye götürmüşler.. Şahidler, isbatlar.. Hepsi nafile.. Bu çiftin öpüştükleri bir türlü sabit olamamış ve mah- kemede beratetlerine karar veril- miş.. Kadın da erkek de öyle aşk yapacak bir çağda değillermiş. Orta yaşı bile aşmış insanlar. 'Taksim meydanında öpüştükleri görülseydi ve isbat edilseydi, ta- bil, âdabı umumiyeye mugayir ha- Teket ettikleri noktasından, mah- küm olacaklardı. Fakat, Taksim - den biraz daha aşağı doğru yü - Yüyünüz, İki sıra — sinemalarda gösterilen filimlerde, beyaz perde- de hergün yüzlerce artistin öpüş- tüğünü seyrdiyoruz. Bu, suç de- Bil mi? 'TAVUK KESMEK İÇİN MÜTEHASSIS GETİRTİLECEK. Almanyadan dört tavuk kslci mütehassısı — getirilmiş. Bunlar burada, Almanyaya ihraç ettiği - miz tavukları keseceklermiş. Bu yadan mütehassıs mı getirtiyo - ruz?.. Tavuk kesmenin de fenni bir iş olduğunu ilk defa duyduk. Bu gidişle, herşey için mütehassıs gelecekse, yarın, öbür gün koyun kesmek, balık tutmak, kahve pi- şirmek, çay demlendirmek için de) birer müethassıs getirilecek, de - B eyaz zehir kaçakçılığile şid- | detle mücadeleye girişmiş olan Emniyet Müdürlüğü İkinci şube kaçakçılık kısmı me- murları son iki gün zarfında on bir kaçakçı ve üç de işçiyi yakalı- “yarak adliyeye teslim etmiştir. Ali oğlu Hüseyin, Kirkor oğlu Agop ile bunların vasıtası olan Kemal ve Ahmed Kadıköyde hal altındaki kahvelerde esrar kaçak- çılığı yaptıklarını haber almış ve Hamidin ahçı dükkânında sata - cakları 30 parça esrarı aralarında taksim ederlerken suç üstünde ya- kalanmışlardır. Bunların elebaşısı olan Çakır | Hüseyin memurları görünce elin- de bulunan esrar parçalarını ağ- Balkan Antantı Konseyi geri kalan diğer maddeleri de sant görüşülecektir. Öğleyin başvekil muavini ve Dahiliye Narzırı Kalinesko tarafın- dan Hariciye binasında mükellef bir öğle ziyaleti tertib edilmiştir. Bu gece Yunan sefarethantsinde bir gala ziyafeti vo ziyafetten sonra Kral sarayında bir konser verilecektir. Bu konser esnasında Kral Karol misafir Nazırlarla görüşecektir. Tarihi Roman : No, 1 BİRİNCİ HÂDİSELER KARŞISINDA | lara da sarılmağa kalkışıyormuş.. Beyaz Zehircilerle Mücadele I On Dört Kişi Daha | Yakayı Ele Verdi Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Son Telgraf mektir. O zaman, İstanbul sokak-| ları mütehassıstan geçilmiyecek.. Garib bir cürmü meşhud hâdi - sesinin tafsilâtını gazetelerde o - kuduk.. Bir adamcağız, kafayı bir| miktar tütsüledikten sonra, yolda, bir sağa bir sola yalpa — vurarak gidiyormuş.. -Yalnız, bu kadarla kalsa, iyi., Önüne rasgelen kadın- Tabil, bu halde devam etmesine imkân bırakmamışlar, mahkeme- | ye götürmüşler. Mahkemede di- yor ki: — İki kadın sokak ortasında du-| ruyorlardı.. Bir otomobil geliyor- gu, Az daha çiğneneceklerdi., Ka- dınları tuttum, kaldırımın üzerine koydum... Yahu bu kadar makul ve insani, düşünecek kadar aklı başında olan. bir adam sarhoş ölur mu?.. Bizim bildiğimiz sarhoş, fener direklerine, tramvay, telgraf di- reklerine sarılır.. BABIALİ YARANININ YENİ İNTİHAP DAİRELERİ. Vakıt refikimiz, Babıâlideki ga| zeteci ve muharrir arkadaşları İs- tanbul semtlerinden birine meb'us. olarak tayin etmiş. Tabii şakadan. | Küçük Lângaya, Sulüküleye, So- Bükçeşmeye, Topkapıya — meb'us olanlar var. Bu listeyi okuyan ar- kadaşlar dediler ki: — Şaka da olsa, insanın hoşuna gidiyor, birader.. Yazsınlar, bıra-| kin.. zına atarak yutmuş ise de Hay - darpaşa —nümune hastanesinde midesi yıkanarak yuttuğu esrar purçası çıkarılmıştır. Bunlardan başka Galatada Hil- mi oğlu Ali Nihad, Hasan ve Os- | manın üzerlerinde birer miktar e- Rizanın üzerinde 16 gram, Eren- köyünde Ramazan oğlu Cebbarın üzerinde ve Evinde 8& parça esrar Beyazıd da İzzetoğlu Mehmedin üzerinde de bir miktar eroln bu - lunmuştur. Mustafa, Ahmed ve Nihad mdın- | da üç esrarkeş de Fenerde bir ar- sada esrar içerlerken suç üstün- de yakalanarak mahkemeye ve- rilmişlerdi (Birinci sayfadan devam) 15 de yapılacak üçüncü toplantıda (Avrupa'daBuhran Patlak Vermek Üzere (1 inci sahifeden devam) olduğu hakkında burada bir ma- lümat yok ise de Arab kongresi münasebetile Londrada bulunan Yemen Veliahdının âalelâcele Pa- rise gitmesi ile Romanın bu iddi- ası arasında az çok bir münasebet görülmektedir. Bura siyasi mahfellerinde söyle- nildiğine göre Berlin - Roma - 'Tökyo müsellesi, Fransanın bu vaziyeti karşısında Akdeniz mese- lelerini bir an önce halleylemek hususunda tokrar istişareye baş- lamışlardır. Bu İstişareler iptidai mahiyette olup kat'i karar ve tutulacak yol hakkında program tesbiti, Kont Cianonun Berlini ziyareti esna - sıtda vuku bulacaktır. BİR BUHRAN PATLAK MI VERİYOR? Vaşington 21— Amerika Cum- hurrelsi Ruzvelt, Avrupadan ge- den son haberlerin -Avrupayada yakında bir buhranin patlak ve- receği merkezinde bulunduğu ci- hetle, Vaşingtona bir an evvel dön- meğe ve gaybubet zamanını kı - saltmağa karar verdiğini beyan etmiştir. LONDRA HEYRET EDİYOR Londra 21— Avrupada bir buh- Tanın patlak vermesi pek yakın olduğu endişesile, Ruzvelti Va - şingtona bir an evvel dönmeğe sevkeden sebepler, burada izah edilememektedir. ÜÇLER GÖRÜŞMESİ Roma 21 (A.A.) — İtalışıda, Mu-| t€R Sonra, nihayet birini ayırarak, solini ile Hitler ve Franko ara - sında bir mülâkat yapılacağına dair yeniden dolaşmıya başlıyan şayialara Roma mehafilinde ehem- miyet verilmemektedir. ALMANYANIN MALİ VAZİYETİ Paris 21 (AA.) — İngiliz ve AL- man endüstricileri arasında ya - kında başlıyacak olan müzakere- leri mevzuu bahseden - «Temps> gazetesi Fransa ile Almanya ara- sında da mümasil ticaret müza - kereleri cereyan ettiğini kaydedi- yor ve diyor ki: «Münih anlaşmaları zihniyeti dairesinde bir yakınlık ve ekono- mik iş birliği imkânları bugün mevcuttur, Bu yola cesaretle gir- mek lâzımdır. Almanya anlaşma- lara bazırdır. Çünkü, vahim malt | ve iktısadi zorluklar içinde kıv - rTanmaktadır. FRANKO TAARRUZA GEÇTİ Roma 21 (Hususi) — Mütareke müzakerelerinden bir netice cık- madığı ve hükümetçiler Pra: | ıya: hâlâ bir takım — kayıd ve şartlar teklif etmekte israr — eyledikleri cihetle Frankist kıtaat — Madrid cephesinde yeni bir taarruza geç-| miştir. Bu taarruz, Katalonyada olduğu gibi, kat't netlceye kadar bütün şiddetile devam edecektir. ketlar İzalya Sefiri Ankaraya Gitti Bir müddettenberi — şehrimizde bulunan İtalyanın Ankara seliri dün akşamki ekspresle Ankaraya Yazan: CELAL CENGİZ KISIM - Halife Abdülmelik'in İrak Seferi Abdülmelikibini Mervan hilâ - felc geçtiği zaman kıck yaşında idi'V65 H) İslâmiyet şarktan gar- ba döğrü'yeni intişar ediyon'u. Halife Abdülmelik âlim bir hü - pederinin memur ettiği ülema ve fukaha - nin terbiye Ve himayesinde g - Çirmişti. Ulüm ve Yünuna pek zi- iyâde merakı —olduğundan, ders gördüğü üÜstazlarından icazetna - meler alıncıya kadar ve emsali arasında çok K Kd mevki sahibi olmuştu. Babası Halife Mervanın vefatı üzerine Hilâfet makamına geçer geçmez, Hilâfet iddiasında bulu « nan Mekke valisi Abdullah Zü - beyr ile mücadeleye girişmişti. Abdullay Zübeyr, Emevi hali - felerini tanımıyor, Mekkede müs- takil bir hükümet kurmağa çalışı- yordu. Abdullah Zübeyr çok ha- ris bir adamdı, bu mevkie hiçbir suretle lâyık değildi. Mekke hal - İ kını tehdidle kendine biy'ate mec- El - emevit) BAA YŞ gitmiştir. bur etmiş ve «arzı Hicazı tama - men tâbüyeti altına alarak» Ira- ka da el uzatmaktan ve ( j ilâller çıkartmaktan geri durmanaştı. Bu vaziyet karşısında, Emeviler ancak Suriyeye hâkim bulunuyor! ve devletin istiklâlhi gün geçtikçe | tehlikeye düşüyordu. Abdülmelik Mervan, makamı hi-| lâfete geçtikten kısa bir zaman sonra, büyük bir ordu ile İrakı fet-| hetmek üzere yola Çıktı. Halite, Şamdan ayrılırken, ye- rine vekil olarak (Ömer Eş - dak) (1) 1 birakmıştı. Halite Abdülmelikin Iraka ha- | reket ettiğini haber alan Abdullah Zübeyr de derhal fasliyete geçe- | rek. - İraka yardımcı olmak üzere- kardeşi Masab bini Zübeyr'i bir ordu ile yola çıkardı. Masab bini Zübeyr o devrin en (1) (Ömer bin Said El-eşdak | müdebbir bir muharibdi. POLİ S Ve.. Mahkemeler Sahtekârlık | — İki Garson Yapan Bir | Yaşlı Baba « Çocuğumu Mektebe Yaz- dırmak İçin Yaptım. » Ceza mahkemeleri korldorun - daki kanepelerden birine oturmuş, muhakemelerin başlamasını bek - liyordum. Bir ara, sağ omzuma bir| el dökundu: — Ne düşünüyorsun evlâd?. Başımı ağır ağır kaldırdım, ona baktım. Yaşı altmişı — geçmesine rağmen, uzun ve siyah sakalına yeni kır düşmüş, güler yüzlü, dinç bir ihtiyardı. Ben cevab vermeden, o ikinci bir sual sordu; — Senin de muhakemen mi var, yoksa?.. — Hayır. — Peki, öyle ise, ne bekliyor - sun burada?!.. — Enteresan bir dava dinlemek! Gülümsedi ve: — Senin hiç işin, gücün yok mu?| diye sordu. — Kendisine, gazeteci olduğu - mu söyledim. Yamıma oturdu, cebinden bir deste kâğıd çıkardı. Bir müddet onları evirip, çevirdik-| diğerlerini tekrar cebine koydu. ayırmış olduğu kâğıdı da bana u- zattı ve: — Şuna baksana evlâdım, dedi.| Nerde muhakeme olunacağım? Kâğıdı tetkik ettikten sonra, asliye ikinci cezayı işaret ettim: | — İşte burada... Sormak sırası artık bana gel - mişti: — Derdin nedir, baba? İhtiyar muhatabım, feri kep - mış, kara gözlerile yüzüme baktı ve sonra: — Anlatayım, dinle! dedi. — Adım Hasan.. Trabsonluyum | | Elli sene evvel İstanbula geldim. O zamandanberi Beşiktaş semtin- | de oturuyorum, Üç çocuğum var, 4 idi amma, Allah gani gani rah- met eylesin, biri iki sene evvel, 'Trabzonda öldü. Kızlarımın ad - ları; Mükaddes, Leman, Nimet,. En zekileri Mukaddez.. Bu kızın | okumağa karşı çok büyük hevesi var. Daha beş yaşında idi. Şemsi- ! mekâtibe verdim. İki sene bu mek-| tebde okudu. Sonra Kabataşda ev, aldık, Oraya taşındık. Mukadde - sin, hergün Beşiktaşa kadar yo - | Tulmaması için de onu başka bir | mektebe kaydettirmek — İstedim. | Fakat mektebin — müdürü çocuk yedi yaşını doldurmadığı için mek-i tebe kabul etmedi. Kizım mekte- be gidemeyince, buna çok üzüldü,| hatta bu yüzden hastalandı. Hasan gene sustu, derin derin iç, çekti, sonra devam etti: — Yavrucuğumun 0 -— hastalığı esnasında, ateşler içinde kıvra - murken söylediği sözleri hiç unut- | meşhur kumandanlarındandı. Ab- dullah Zübeyr: «— Kardeşim Iraka varır maz şehre hâkim olacak ve Ab - | dülmelikin ardusunu bir anda pe>| rişan edecşk.» Demişti. Masab askerlikte ne kadar mahir bir kumandan ise, Ha-| life Abdülmelik de o nisbette yük-. sek zekâ ve kabiliyet, cesaret ve | şecaate malik, ölümden yılmaz ve | Irakda iki büyük ordudan ziyade iki tanınmış dâhinin çarpışması bekleniyordu. Abdülmelik Mervan, — üstelik, halkı kendine çeken bir cazibe ve| teshir kudrtine de malikti. Abdullah Zübeyr, Mekkeden kardeşine gönderdiği bir mek « tubda; * *Halife -Abdülmelekin başını senden isterim. Bunu getirmeğe muvaffak olan muharibhlerimizi büyük hediye ve ihsanlarla taltif Arasında Geçimsizlik Yüzünden Bebirlerini Yrraladılar Dün gece saat 22 de Sirkecide Cumhüriyet lokantasında Kenan ve Ahmet isminde kil garson kav- ga neticesinde birbirlerini yara - lamışlardır. Hâdise, Ahmet lo - kantanın üst salonunu temizler - ken çıkmıştır. A'ğnet, Kenanın yardımını istemiş, o aksi bir ce- vap vermiş, kavga büyümüştür. İkisi de ellerine geçirdikleri bi - çaklarla Lirbirlerinin üzerlerine çullanmışlardır. Neticede, ikisi de kasıklarından yara almışlardır. Fakat, Kenanın yarası çok ağır ve tehlikelidir. İkisi de Cerrahpaşa hastanesinde tedavi altına alın - mışlardır. mam: «Baba, baba! Beni neden İki Tütün İşi (1 inci sahifeden decam) bir komisyon faaliyete geçmiştir!.' Her sene memleketimizden mü him miktarda tütün alarak Ame- rikalıların bu yıl <Ege» piyasasın-, dan tütün çekmemeleri tüccarları! endişeye düşürmüş bunun üzerime yapılan tahkikatta Amerikan tüc- carlarınm; tütünlerimizi Kanada- ! dan temin ettikleri anlaşılmıştır!..! Takas mevzuatımız sebebile; A-| merikalılar, piyasamızdan T0 ku- | ruşa temin edebilcekleri bir malı Kanada yolile 60 kuruşa alabil - mişlerdir. Kanada yolile Amerikaya sev - | kedilen İzmirin dördüncü ve be- | ginel nevi tütünlerinden 500 bin | kilodan fazla bir kısmı sevkedil- | dikten sonra bu işin kârlı tarafını gören Kanadadaki birkaç şebeke | limited şirketine daha müsaid tek- liller yapmış ve şirket de buldu- Bu bu güzel müşteriyi memleket- ten ucuz bir surette temin ettiği tütünlerle 34 ve 35 senesine aid stoklarının mühim bir kısmını sat-, mağa başlamış ve bu yüzden Ege mıntakasındaki birçok — tüccarlar da harab olarak iflâs etmek cesine gelmişlerdir. Kanada ile mevcud takas liste - lerindeki vaziyet gayri müsald şekle girdikten sonra — Amerika mektebe gönder miyorsunuz? Mü- dür bey beni niçin mektebe kal etmiyorsun?. Anne. pencerenin altından geçenler kimler, biliyor. musun?.. Benim gibi çocuklar.. Fakat onlar mektebe gidiyorlar. Halbuki, ben mektebe gidemiyo- rum, beni mektebe almıyorlar..> Bu sırada ihtiyara dikkat ettim: Gözleri dolmuştu.. — Fakat, neden ağlıyorsun? di- ye sordum. Arı ve titrek bir sesle cevab verdi: — Bunu baba olduğun zaman anlarsın! dedi ve devam etti. — Müukaddes iyileşince onu yine eski möektebine götürdüm. Fakat bu sefer orası da, kadrosu dolduğu| mited şirketine verdiği 250 bin ki- için kabul etmedi. Yavrumu sevindirmek, onu has-| zetile yandığı “mektebine tekrar kavuşturmak İçin, bir. sahtekârlık yapmak mecburiyetinde kaldım. Trabzonda ölen büyük — kazımın nüfus kâğıdını almamışlardı. Onu getiritim ve bu nüfus kâğıdı ile Mukaddesi, mektebe yerleştirdim.| Hasan, kısa bir müddet sözüne fasıla verdikten sonra. devam etti:| — Gerçi, bayatımda — yaptığım bu ilk sahtekârlıkla, kızımın ar « Zusunu yerine getirmiştim. Bu - munla beraber, büyük bir viedan ( azabı İle kıvranıyordum.. Dört yıl neler çektiğimi ben bilirim. Ni - hayet, artık dayanamadım ve bir gün mektebin müdürüne çıkarak, meseleyi anlattım. Müdür: «— Sen) büyük bir cürüm işlemişsin, key- fiyeti maarif müdürlüğüne bil - direceğim... dedi. Ben de: «Sen bilirsin, dilediğin gibi yap.... di- yerek, odasından çÇıktım. İhtiyar bir sigara yaktı. sonra: — İşte azizim, dedi. Bu mesele- den dolayı mahkemeye verildim. Yanından ayrılırken de: — Kimbilir, dedi. Belki de ceza) wermezler.. Ve sözlerine ekledi: — Bununla beraber, mahküm olsa da, pek üzülmiyeceğim.. Zira,| büyük bir vicdan azabından kur- tuldum!. MEHMED HİCRET Deniliyordu. Ayni zamanda, Halife Abdül - melikin de, kendisinden önce Irak; cephesine gönderdiği kumandan- larından birine yazdığı bir mek - tubda şöyle diyordu: «Abdullah Yezidin kardeşi Ma- sab Yezid bir ordu ile o tarafa ha- reket etmiştir. Kendirini ve or - dusunu mağlüp - edebilmek için, harbin icap ettirdiği bütün hile ve desiselerden istifade ediniz. Ve eğer Abdullahın Seraskeri Masab elinize esir düşerse, onu ben ge- linciye kadar muhafaza altında bulundurunuz. Kendisine - yaka- kandıktan sonra - el uzatanlara en ağır cezayı vereceğimi erduda ilân ediniz.> Irak seferine çıkan iki muhari- bin, ne maksadla harbettiğini an- hıyabilmek için, bu iki mektubu gözden geçirmek kâfi idi. Biri imha, öteki — ıslah etmek maksadile girişmişlerdi. | olmaz 62 bin liralık takas veğka- kumpanyaları bu kurnazca tica - reti Belçika tarikile yapmağa lamışlar ve bu kanaldan da yüz bin kilo kadar mal !thal etmişler- dir. Alâkadarların vaziyete mü - dahalesi üzerine bu şekildeki ta- kas muamelâtı durdurulmuştur. Komisyonun yaptığı — tetkikler şimdilik gizli tutulmaktadır. Diğer taraftan etütün limited. şirketi ve inhisarlar idaresini alâ-| kadar eden 250 bin liralık bir tü- tün satışında 62 bin liralık bir ta- kas yanlışlığı yapıldığı iddiası ü- zerinde de tahkikat yapıldığı bil- dirilmektedir. İnhisarlar idaresinin 38 kuruş Hiat tayin ederek satması için Li- l0 beşinci nevi İzmir tütünü Ka- nada yolile bir Amerikalıya 62 ku-| Tuştan veresiye olarak satılmıştır.| Ve tütünler Knadaya sevkolur ları yurda elli kuruştan 16 Ta satılmış ve paranın 15 bin lirası| bilâhare depozito olarak Sümer Banka yatırılmıştır. Tahkik komisyonu; bu mesele ile de ehemmiyetle moşgul olmak-| tadır. İnhisarlar müdürlüğünden /dün bu mesele hakkında şu izahat verilmiştir: «— Ortada bir takas suiistimali yoktur. Bir yanlışlık vardır. Ve bul işin düzeltilmesi için Kanadadaki firmanın mümessili şehrimize ça- gırılmıştır. Pek yakında şehrimize| gelecektir. Topbanedeki Antikazı Dükkânı Soyan Aam Yata'andı (Birinci sayfadan devam) Hâdiseden haberdar olan emni - yet ikinci şube müdürlüğü bir kaç saat zarfında bu mühim hır- sızlığın failini meydana çıkararak| yakalamıştır. Hırsız Ekrem adın- da biridir. Çaldığı paralardan 1070| Hirası üzerinde bulunan Ekrem suçunu itiraf etmiştir. Ekrem ad- liyeye verilmiştir. KISA POLİS HABERLERİ * Kadıköyünde Rızapaşa çeşmel| caddesinde oturan Cemile adında| bir kadın odada dolaşırken ayağı kayarak mangalın üzerine düşmüş| başından yaralanmıştır. * Ortaköyde oturan 9 yaşında Harun isminde bir çocuk Ortaköy- | tzamvaya asılmak isterken düşe-| Tek başından yaralanmıştır. * Tophanede oturan Sıdkı a - dında biri KılıçAlipaşa hamamın- da yıkanmakta iken düşerek ba < şından yaralanmış hastaneye kal- dırılarak tedavi altına alınmıştır. Üniversite Birliği Üniversite talebeleri için açı - | Tacağını haber verdiğimiz «birlik»| için tetkikler yapılmaktadır. Çarşamba günü toplanacak o- lan dekanlar meclisinde — esaslar üzerinde konuşularak hemen fna-i liyete geçilecektir. P den geçmekte olan 516 numaralı | ——— Balkan Konseyinin İçtimar Yazan: Ahmed Şükrü ESMEB Balkan Antantı konseyi bugük Bükreşte toplanıyor. Bu iç! hazır bulunmak üzere, Ati hareket eden Yunanistan Baştt” kili Metaksas, Belgrada yeni Yugoslav Başvekili ile görüf Mmüştür. Hariciye Vekilimiz ŞÜF rü Saracoğlu da — Bulgaristandif geçerken, yokında Ankarayı #İ* yaret edecek olan Bulgar Buşvel li Köselvanof ile trende beş #F at süren bir mülâkat yapmışti” Bükreşte yapılacak müzake! den ayrı olan bu iki temrs, başına, Balkan sulhunu sağlıan * laştırmıya yardım eden iki sedir. Balkan konseyinin son içtimi” amndanberi, antanta — dahil el memleketlerde bazı tel yükubülmuştur. Biasensleyli İ reşteki içtimaa iştirak edecek € lan simaların bazıları yenidir. G7 vel almış bulunuyor. Stoyadint” viç kabinesinin i tifasından sotff Yugoslav hariciyesinin başına gen Markoviç ise daha — yenlii Saracoğluna gelince; Hariciye Ü” kili sıfatiyle ilk defa olarak kan konseyinde bulunmakla B; | ber, Ankara bükümetinin en uzuvlarından biri — olduğu Şi birçok defalar Hariciye Vei vekâlet de etiğinden biç de J) Dir sima aayilmaz. Bundan Hü uzan müddet mübadele işleri!”| meşgul olan Seracoğlunun #i kan meseleleriyle hususi bir # iiyse de faaliyet aymı Diğer taraftan birkaç gün gelen bir Bükreş telgrafı, müzakerelerine başlıyacak sa etmektedir: 1 — Antant müddetinin HABERLEB i* Vali Belediyeye aid işleri takip etmek üzert gitmiştir. * İktisad Müşavere W'd rın toplanarak ikinci ;“Jy hakkında bir karar * Taksimde abide KW datmi bir resim galerisi kararlaştırılmıştır. *& Etrüsk vapuru pılan tahkikata aid “yaya gönderilmiştir. evraâk