Tefrika Numarası : 33 Yazan: Rahmi YAĞIZ Marmaraya Giren İngiliz Tahtelbahirlerinin Faaliyeti Amiral Düşman Eline Düşürdüğü Gemilerin Hesabını Tutmaktan Başka Bir Şey Yapamıyordu O gece tekrar toplanan düşman süvarilerinden mürek - keb kortrak sahil bombardıman- darlle tahtelbahir hucum ve taar- Tuzlarının - veçhe ve programını Tesbit etti. ; z l Trabzon, Rize, e ve Fatsa- fin düşman donanması tarafın - n bombardıman edilişi İstan- bulda telâş ve heyecan uyandır- Mştı, Marmaraya giren İngiliz tahtel- bahirleri sarayın önüne kadar gee “Yor, demir yerindeki Osmanlı manmasına hücum ediyor, Mar- Matada nakliyat yapılamıyor, u- Müml karargâh akla gelmedik zor- klarla karşılaşıyordu. , Enver Paşa Soşonu sıgaya çe - Serken artık bu Amiralden do - Banmaca iştifade kabil olmadığını şalamış, fakat Alman karargâhı 'Mumisinin tesiri altında kaldığı f—heııı Soşona bahane bulmadan &tlatmak imkânını aramağa ko- Yulmuştu. !_'—PmrıL Karadenizde düşman J"'* düşürdüğü gemilerin hesa- taşutulduktan sonra başka bir “Tane tutturmuştu (1). B () Bundan evvelki Marmara eşler içinde ve Akdeniz kıyıla- — Gerek Marmaradaki düşman bahir faaliyetini - durdur - Tak, gerekse Karadenizde Rus do- ;'"mmm Sivastopola hapsetmek | Slay ve basittir. Fakat eldeki ':::'fylhn noksan ve iş göremi- 3*cek kabiliyette oluşu umumi Meştâhça bazı munzam ted - İi Sahil muhafaza kıt'aları k.,da" ihdasile Marmama ve 'adenizde tahtelbabir taharri- | nn İştirak edecek milis müf- aZ deri teşkili keyfiyetinin der- didıç © SÜr'atle yapılmasına bağ- Benden istenilen vazifenin ya a "'"*-. halkın maneviyatını, hu- Ve iç ferahlığını tesis edecek Hahear, ._:;" Mes'ul olmayı kabul ve En 'Üd ederim . Tatını e Paşa Soşonun mühti - dikkatle okudu, Amirali ça- » Uzun boylu görüştüler. Ve- kararda Soşonun mes'uli - BŞ Belecek en ufak hâdiseden er. İsimleri «sahil mu- faburu» damgasile tevsim Yeni teşkilât hemen faali- Bunl Ardan asıl mühim vazife ile irlerin alınmasından sonra | İ | İ tavzif edilen taburlar, birisi Ka- radeniz Boğazında, merkezi Şile Za taburu kumandanlığı, di- ğeri de merkezi Bursa olmak üzere Mudanya sahil muhafaza tabur kumandanlığı idi. Yeni teşkilâtın idaresine amek manda mütekait subaylar memur edilmişlerdi. Yalnız her tabura faal ihtiyat. subaylarından birer de subay ilhak edilmişti ki, bun- lar taburün erkânıharbiye hiz - metini ve kumandanın tabiye mü- şavirliğini görmekte idiler. Kavaktaki tabur 4 piyade bölü- ğünden mürekkebti. En genci 55 yaşında bulunan bu tabur Şilede | ki Marargihindan dığarıda, ci - varda, Şileye müihak köylerde Lö- lük merkezleri ihdas etmiş, esas | vazife itibarile de sahil muhafaza hizmetini deruhde etmiş bulunu- yordu. (Devamı var) Zengin Aileler Ve Esrarları (3 inci sahifeden devum) liyor: Hindistandan Londraya iki falcı gelmiş. Bunlar herkesin i- çinde olanı biliyor, söylüyormuş. Sonra da istiktalinin ne olacağını anlatıyormuş!. Genç kız Hindli falcıya gitmiş, hakikaten sarıklı, esmer, sakallı iki adamın kendisini, beklemeğe hazır olduklarını görmüştür. Yal- naz bunlardan biri diğerini gös - tererek kıza diyor ki: — Sizin öğrenmek istediklerini- zi söyliyecek olan budur. Fakat köndisi İngilizce bilmez. Ben ter- eürmanım. Asıl falcı olduğu anlaşılan ve ingilizce bilmediği söylenen Hind- li tercüman da kıza şöyle diyor" — Adınızı söyleyiniz. Bunu 1- yice anlatmazsanız hal ve İstik- baliniz için size hiç birşey diye- mem!. Kız çekiniyor. Mensub olduğu aileyi belli etmek istemiyor. Fa- kat adını söylüyor. Falcı bunun üzerine anlatıyor: — Siz genç bir erkeği seviyor- sunuz. Bu genç bir san'atkârdır. Fakat anneniz razı olmuyor. Ken- di akrabasından yaşlı, fakat zen- gin bir adam var. Sizi ona ver- mek istiyor. Annenizle bu adam mektuplaşıyorlar. Sonra Hindli gözlerini kapıya- rak bu mektubların bazı pek mü- him noktalarını da kıza söylü - yordu. Kız şaşırmış, annesile o adam arasındaki münasebeti gös- teren birtakım şeyler öğrenmi Falcı şunu da ilâve ediyor: — Hatırınız da mı?, Son bir ay zarfında bu adam size yedi defa yemeğe geldi. Bu da doğru idi!. Kız bir miktar para vererek çıkıyor, doğru eve dönerek anne- sile şiddetli bir münakaşaya tu- tuşuyor ve falcının dediklerini an- Jatıyor. Kibar ve güzel dul kendi mektublarının nasıl - bilindiğini merak ederek bundan korkmağa başlıyor. O heyecanla falcıya gi- diyor, fakat Hindli öyle şeyler söylüyor ki kadın geldiğine ve sorduğuna pişman oluyor. Falcı tam iki İngiliz altını alıp susuyor. Fakat şunu da ilâve &« diyor: — Kızınızı vermek istediğiniz a- dam çok zengindir. Siz o adamla Uzun zaman beraber yaşadınız. Şimdi de kendinize damad etmek istiyorsunuz. Borç namı altında bu adam size şimdiye kadar çok para vermiştir. Kadın şaşkın bir halde kalıyor. Fakat bu iş duyulmakta gecikmi- yor. Londranın kibar tabakası alt- üst oluyor. Her güzel kadının bir gok sırrı, her çapkın kocanın gizli tutmak istediği türlü macerası vardı. Hindli falcı bunları ezber- lemiş gibi söylüyor, okuyordu!. Bundan sonra falcının talü açıl » dıkça açıldı, onu susturmak için sarı sarı İngiliz liraları yağmağa başlıyor. Tahmin etmişsinizdir ki bu iş- te falcılıkla, istikbali keşfetmekle bir münasebet yoktu. Uzun zaman çalışılarak toplanmış, muntazam surette hazırlanmış dosyalar var- dı!. Fakat mahud Hindlilerin Hin- distanla hiçbir alâkaları olmadı ğını belki keşfedemediniz. Evet... Bu iki adam Asya toprağına ayak bile basmamış, iki kurnaz Ame- rikalı idi ki şekil ve kıyafetleri ni ona göre düzelterek kendileri- ne Hindistandan gelmiş birer usta falcı süsü vermeğe muvaffak ol- muşlardı!. < — . İki Amerikalı birkaç sene evvel İngiltereye geliyor, Londranın bi- rinci sınıf kibarları arasında neler olup bitfiğini etraflı surette tah- kik ederek pek mükemmel malü- mat ediniyorlar. Kibarların esrarını en iyi bi- lenler vardı: Hizmetçi kızlarla u- şaklar!. Kimsenin ehemmiyet vermediği uşaklar, hizmetçiler o konaktan o konağa gi gelirken bildikleri birçok da şeyleri - beraber getirip götürürler. İki Amerikalı işte bu membai işleterek zengin olmanın yolunu tutuyorlar. İki üç hizmetçiyi ele geçiriyor, onlara mühim kazanç- lar gösteriyorlar, gitgide şebeke büyüyor, ondan sonra Londranın kibar konaklarına girip çıkan bu hizmetçiler vasıtasile malümat bi- rikiyordu. Pakat şunu da ilâve etmeli ki bu hizmetçiler, uşaklar öyle olur olmaz takımdan değildi. Çünkü kendilerine verilen işi son derece meharetle gören, gizli mek- tubları açarak onların - güzelce suretlerini alabilen kimselerdi!. ya geldikleri zaman artık dosya- larını açarak işe başlıyorlar. Nihayet Londra rzabıtası bu Hindlilerle meşgul oluyor. O dev- rin meşhur bir sivil polis müfet- tişi olan Frank Fröst bu falcıların peşine düşüyor. Tahkikat neticesinde bu anla- şilıyor: Sözde falcı alan iki Ame- Tikalı pek usta birer hırsızmış!... Geceleri Londranın kibar konak- giriyorlar, temin ettikleri , hizmetçilerin yardımı- le en gizli çekemeceleri bularax açıyorlar, fakat... Evet, fakat elmas, mücevherat para almıyarak yalnız gizli mek- tubları yakalıyorlardı. Ondan son- rası kolay!. İşi fakcılığa dökerek herkesin esrarını saklamak baha- mesile paraları çekmek!, Taksim - Talimhane, Tarlabaşı caddesi No, 10 Urfa aprt. — Filmler-Yıldız! 17 şu ar z Bu Film Balta Girmemiş Vahşi Ormanda Alınıyor eni ve tarihi bir filim çev- riliyor. Bu filmin ismi «Or- nlar hâkiml — korkusuz şövalynin maceraları» dır. Filime deki eşhas şunlardır: Korkusuz şövalye... Erel Frin. ©. dö Havilan...... Leydi Marian Bazil Rabon ... Lord Gisbur & Hünter ... Arslan Yürekli Rişar Şimdi mevzuunu kısaca anla - talım: Vaktile çok cesur, çok iyi yü- rkli bir haydud vardı. Yorkşir or- manında karargâh kurmuş, neka» dar işsiz, güçsüz serseri, haydud warsa başına toplamıştı. Yoldan gelip geçenleri soyuyotlar, yiye- eeklerini, paralarını alıyorlardı. O devirde, yani 12 inci yüz yılda bir asılzadenin önünü kesmk, bir papazı soymak büyük bir cürüm addolunuyor. faili bilâ muhakeme diri diri yakılıyordu. Maceralarını naklettiğimiz kor- | kusuz şövalye buna ehmmiyet bi- 5- vermiyordu. Bu ciâden büsbü- tün başka bir haydud idi. Asil bir ailenin çocuğu olmamakla bera - ber halinde, tavrında büyük bir asalet ve necabet vardı. Sonra çok mahir bir ok atıcısı idi. Aldığı pa-| Taları maiyetinde bulunanlara ve- rir, kendi hissesine düşni de kim- sesizlere, fakirlere dağıtırdı. | Korkusuz Şövalye, Kral Arslan yürekli Rişarın hayranı idi. Rişar Esir düştü. Ve Almanyanın muz- lim şatolarından birine hapsolun-| du. Bu sırada kardeşi, — yurdsuz prens Jan kendisine vekâlet edi- yordu., Korkusuz Şövalye, ptensin me- zalimine karşı isyan etti. Bu sebeb-, le ormana çekildi. Tabil hükü - meti tanımıyor, vergi vermiyordu. Bu sırada asil bir kızla sevişi; Haçlılar ordusile Kudüse gitmişti.| Korkusuz Şöva Bir yıldız mahküm ve masum rolünde Leydi Marlan... Kız allesini ter - kediyor, ormanda — sevgilisi ile | berübuk yaşıyor. Piefsin 'mülye - | tinde bulunan asılzadelerden biri | de kıza sevdalı... | Ormana geliyor. kızı almak is- tıyor, Korkusuz Şövolye ile dü- ilo ediyor, yaralanıyor. Fakat şo- valye de yakalanıyor zincire vu- ruluyor, salben idama mahküm oluyor. Fakat, Arslan yürekli Rişar e- ' sartien kurtuluyor, mı mleketine geliyor. Korkusuz şövalyeyi ser - best bırakıyor, ve Leyli Marian'la evindiriyor. f İye'nin | Sonra yıldızların husust araba - Maceraları .. İsmi Bahar Olan Güzel Bir Yıldız ransız tiyatro v. sinema âre F tistlerinin en marufların « dandır. İşmi gibi de güzel- dir. (Prentan) fransızcada ilkba- bar demektr. Hakikaten, Yovn'in, Sarı ipek gibi saçları bahar güne- şini hatırlatır. Sevimli san'atkâr, kendisile görüşen Bir gazeteciyet — Biliyor müsünü, — dem şfir. Geceleri hiç sokağa bare, dansiğ bilmediğim bir dir. Sigara içmem, dans da etlmem. Kır hayatına, açık havada ya - şamıya bayılırım. Ohi İnsan ne- fes aldıkça ciğerleri saf hava ile dolar. Geceleri yalak odamın pen- cerelerini açar, öyle yatarım. Ö - dam yeşil bir. çayıra nazırdır, Stüdyonun boğucu havası beni çok yoruyor. Fakat ne çare... — Sonçevirdiğiniz (Üç vals) fil- minin gördüğü rağbetten memnun musunuz”... — Pek tabil değil mi?... ı Küçük Sinema Haberleri I İşte bu tarihi filmin mevzuu bu.| TEODOR ŞALİPEN Şimdi bunun filme nası! alındığı, Meşhur muganninin oğlu Teo- hakkında biraz malümâl verelim:| dor, Holivuda gitmiştir. Anna Sten Filim, Kaliforniyanın balta gir-| ve Alen Marşal ile beraber bir memiş ormanlarından birinde çev-| film çevirecektir. rilmiştir. KAT DÖ NAGİ Sinemacılar Holivnddan büyük| E bir kafile halinde bareket etmiş - | (v“ Ğ lğ:.m::ıt:ı:*f Adiyor: agon - e lr. Önde 150 beygir gidiyormuş. | Gza velemeda geğen öanübl Gi çük kadın) filminin ilk gösteril « mesinde hazır bulunduktan sonra Parise avdet elti. Kat dö Nagi, bir müddet istira hat ettikten sonra (Nis) e gide- cek, yeni bir film çevirecekti: v leri çıkmam Ka ları. Erzak yüklü on kamyon. Fi- güranlar da büyük otokarlara bin- dirilmiş. 22,000 parça eşya, -0,000 ok, 200 araba dolusu şya, silâh, kalafat ve saire. İ Uzak Şark (4 üncü sahifeden devam) ahedeyi bozan gibi bir şey diye karşılanamıyacağımı ileri sürüyor. Gerdanlığını Kaybetmiş! gin, fakat yaşlı kocasındığ ay- rıldıktan bir sene sonra genç bir yüzbaşıya varmıştır. (5 inci sahiteden devan; İarında bir zengin Dorotiyi çıldıra 429 danberi onunla beraber ya- | Eskiden yapılmış — emuahedeleri Hadiseleri risi için bu hem İngilizleri, hem Fransızları daha düşündürmüş ©- lacaktır. Çine gelince; Çankayşekin mu- danlığı ona hediye etmiştir. güzel cinsten 95 tmne incisi olan | bu gerdanlıktan başka şimdiye ka- | dar bu kadının daha birçok kıy- | imetli mücevberalı yahut çalınmış'ı sene sonra — 18,000 İngiliz liralık mücevheratı kaybolmuştur. — Bu | Mmücevherat sigortahı imiş, O za- man siğorta kumpanyası parayı vermemiş, iş mahkemeye düşmüş, fakat zengin Morison davadan bı- karak karısım bundan vazgeçir- mdç ve ona yeniden başka mücev- herat almıştır. Doroti vaktile dikişçilik ederek gündelikle geçinen bir kız iken Vmumi Harbden sonra zengin Mo- rison ile tanışmış ve onun tarafın- dan şiddetle sevilerek alınmıştır. Nikâh günü Dorottnin esvabı baş- 'tan ayağa kadar mücevheratla do- nanmıştı. Zengin Morison ikinci defa ola- rak evleniyor ve boşadığı karısı- nin yerine pek genç bir kız glı- yordu. O zamandanberi yirmi se- ne geçmiştir. Bu arada zengin e- dam sevgili karısını mücevherata garketmiştir. Zengin Morison ile genç karısı arasındaki bu macera bir gün hiç iyi olmıyan bir sunet- şamış, fakat karı koca on sene be- | zaber yaşadıktan sonra geçen gü », mahkemeye giderek birbirlerin- den ayrılmışlardır. İşte Dorotinin da yaşı bu mü- nasebetle meydana çıkmış, dul ka- dın sahne hayatına atılarak artist | olmak istemiştir. Onun için daha güzel görünmek maksadile gü- zellik müessesesine müracaat et- miş, orada da kıymetli gerdanlı - ğim kaybetmiştir. Doroti bundan yirmi sene eve vel dikişçilik ederken de hulya- sında hep aktris olmak emelini beslermiş. Bunun için tiyatro sa- hiblerine müracaat etmiş, fakat genç kızın sahnede muvaffak ola- bileceğine dair bu adamlara em- niyet getmediği için kendisini k1- bul etmemişlerdir. Bundan ümidi- in keşen Doroti bir kolayın: bu- larak Londranın kibar kadınları arasına sokulmuş, gitgide k:bar muhirte kalarak nihayet zengin Morisin ile tanışmıştır. Marixon harb esnasında İngiliz ordusanda yüksek Tütbeli bir zabitti. Kart- den çok evvel bir Lordun kızı ile evlenmişti. Fakat harb başlama- dan karı koca birbirlerinden ay- ) Bu maksada varmak için Hainan kavemet kuvvetleri dağlık arazi- ye çekilmişler, orada kendilerini kolaylıkla müdafaa ederek harbi de uzattıkça uzatmak — istiyorlar Bu suretleTokyo hükümetinin işi zorlaşmaktadır. N AN UN şimdi türlü türlü tefsir ederek va- Halnan adası hariode Çankayşek ordusuna silâh ve mühimmat gön- derenler için bir üssülhareke olu- yordu. Buna nihayet vermek için| yum görülmüş- tür. Bundan anlaşılıyor ki Japon-| lar Cenuu: Çinde büyük bir hare- hi TT—" L“h'”f' kete geçerek Çankayşekin muka- Şehir Tiyatresu vemetini kırmak ve Cin harbine DRAM KISMI artık nihayet vermek istiyorlar. Buakşem VU0 JN (BİR MİSAFİR GELDİ) adasını işgal etmek lâzım gelince | İstiklâl caddesinde Komsü. . mı artık daha ziyade tereddüd etme- Bu akşam 20,30 da mişlerdir. YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI Yeni galen Avrupa — gazeteleri | * Haynan meselesini tetkik ederek SHşik Ş Giyorlar ki: Asıl mesele Haynan epereti adasının işgali muvakkat midir, Bu akşam saat 9 da yoksa Japonlar oraya bir daha çıkmamak üzere mi girmişlerdir?.| Çindeki harekâti neticeler.dirmek için mi bu adayı işgal ediyorlar. yoksa bundan sonra oranın deniz! a LAi Hainan'ı üssü bahri yapmak mı istiyecekler?. Muvakkat bir za- mman için kaydile burası işgal € - dilmiş ise Japonlarla Avrupalı - (ESKİ HAMAM ESKİ TAS) Yakında Macar Balesi. Baş muganniyesi Fikriye, bu sene te neticelenmiştir. Çünkü arada geçimsizlik başgöstermiş, nihayet mahkemeye gidilerek 928 de bun- lar aşağı yukarı ön senelik müş- terek bir hayattan sonra birbir- rılmışlardır. Harbden sonra da Morison genç ve güzel Doroti ile tanışarak onunla evlenmişti. İşte şu san günlerde Londra gazete- lerine büyük bir dedikodu mev- lar arasında büyük bir iat'lâfin devam etmesine lüzum ge rülmiye- bilecektir. Japonya bu tususta minat verecek, diğer tataf dx bu- mu kabul ederek Çin harekâtı bit- tikten sonra adanın — tahliyes ni İzmirde ses müsabakasında birine elliği kazanan Melâhat, Ertuğrul Sadi Tek, İsmail Dümbüllü ve arkadaşları (Se) Atila Revüsü, Milli ayak oyunları. Cumartesi lerinden ayrılmışlardır. İşte Do- roti böylece dul kalmış, genç ve güzel bir kadındı. Zengin Morison 931 de tekrar evlenmiştir. Nihayet 934 de 61 yaşında olduğu halde öl- | müştür. Genç ve güzel kadın zen. zuu olan hakiki bir hikâyenin hu- Tâsası. Bili ğ gezen Doroti şimdi geçinmek için sıkıntı çeken bir dul kadından başka birşey değilmiş. beklemekten başka yapacak iş | Matinesinden itibaren Hamlet. aklmıyacaktır. ND EMiŞ iz DT aA A ZAYİ — Tıb Fakültesinden 934 - 935 de aldığım hüviş bıdir. Bir de bunun aksi vardır. İkaybettim. . Yenisime alacabınmdan Japonlar adayı bırakmazlarsa o - İcskisinin hükmü yoktur. ada üssübahri tesis ederlerse ile-' 1082 Nolu Turan Aşlamacı Fakat bu nikbin olanların hesa-