HADİSELER KARŞISINDA Son Telgraf TRAMVAYLARIN İNSANI — KIZDIRAN KAPILARI minönünde, fevkalâde asa- bileşen bir kadın bir tram- way valınanını dövmüş.. A- — Tabaya biniyorlarmış.. Kadınca - — ğizin yanında oğlu da varmış. — Çocuk, her nasılsa, tramvayin o açılır, kapanır demir parmaklıklı “ kapısına sıkışmış kalmiş. Baya - — nın cesaretini gördünüz mü?.. — Hakikaten, şu tramvay kapıları — da insanı sinirlendirmiyor değil..' /— Hele öyle kapılar var ki, şirket — yağlamıyor bile., Ne açılır; ne ka- panır, kazık gibi durur. Güm. HASTA !MKICIIIZİM | Kın'lll hastaneleri yeni blr ka- — rar vermiş. Bundan sonra bütün hasta bakıcılar, mutlaka güzel kız-| — lar arasından seçilecekmiş. Bu rız- — lar hastalarını meleklere yakışa- — cak bir tebessümle kar5 lıyacak - larmış.. — Bu karardan sonra, Kardif has- — tanelerindeki hastaların sür'atle iyileşmemeleri için hiçbir sebeb yok.. İnsanın, hastalan:p, bu has- tanelerde yatacağı gellyur. — SEYYAH AKINI OLACAKMIŞ o BİZİM HABERİMİZ YOK — — Bir gazetede şöyle bir serlevha — gördüm: «Bu sene seyyah akını “erken başlıyacak» bu serlevhaya — ne dersiniz?.. Yahu, neden böyle daima mübalâğa ile konuşuyo - ruz?.. İstanbula seyyah gelir.. Fa- kat akın etmez, «Akın» kelime - “ sİni okuyunca, adeta içimize bir ferahlık ayni zamanda bir sevinç geliyor.. Hani, nerede hazırlığı - mız, akın eden bü seyyahları ne- — Tede ağırlıyacağız?. — İstanbulda, olsa olsa, uskumru, palamut akını olur. Henüz başka -İKÜÇÜK HABERLERİ | * Londrada bombalar patlaması üzerine İngiliz zabıta kuvvetleri ;dı'r_ edilmiştir. Bombaları a- da mensubları oldukları anlaşılmak- tadır. 4 552 milyon dolarlık Amerika harb tahsisatının nerelere sarfo - Tunacağı meçliste görüşülmüştür. #-Dün Avrupada — üç tayyare düşmüş 33 kişi ölmüştür. * Çinde beheri on bin asker - den milteşekkil 240 fırka teşkil e-- #0 olduğu ve Çinlilerin bu-. — mutla Japbhlara hücum edeceği — ve Çin harbinin ikinci safbası baş- başlıyacağı haber verilmektedir. e Etrüsk vapurunun sureti te- sellümü ve vapurun şartnameye Uygun olup olmadığı hakkındaki tahkikata memur komisyon, tet- kiklerine dün de devam etmiştir. * İstanbul Ziraat Müdürü, dün — Maltepeye giderek orada tesis e- dilmekte olan mandaline fidan - — hığına aid işlerle meşgul olmuştur. » Değirmenlerde unların daimt bir akına rastlamadık. Bir de, ya- zin, halk plâjlara akın eder, kışın sinemalara akın eder.. Ve bu kadar, .HARIL HARIL HARB HAZIRLIĞI GÖRÜLÜYOR Bir taraftan Fransızlar, diğer taraftan İtalyanlar hiç dürmadan harb hazırlığı görüyorlar. Tunüs civarına asker yığıyorlar, Akde - nizi gemilerle dolduruyorlar.. Peki| metice ne olacak?. Kapışacaklar mı?, Böyle bir harbi her iki taraf da göze alacak lar mı?. İşte asıl mesele, muamma budur. Çünkü, böyle bir harbin patlaması, umumi Avrupa harbine çabucak sürüklene' bilir. Son gelen havadisler hayli gönül bulandırıcı. Bakalım, ne olacak?. » Büyük harbin acısını, felâket- | lerini hemüz unutmadık.. Millet - letin yaraları henüz kapanmadı.. Şu insanlar, ne garib mahlüklar- dir- BİR KADIN OKUYUCU MEKTUBUNDA DİYOR Kİ Bir kadın okuyucumdan mek- tub aldım., Diyor ki: — Bayanların tuvaletile, güzel- Teşmesi bahislerile sık sık bu sü- tunlarda alay ediyorsunuz. Sizde «bir kadın tuvaleti» düşmaşlığı seziyorum.. Galiba — bekârsınız.. Evli olsaydınız, böyle bir mev - zua alay ederek temas etmek ce- saretini gösteremezdiniz.. Bu okuyucumun moktubu daha bir hayli uzundur. Yalnız kendi- sine, müsaadelerile — şunu haber vereyim. Benim maksadım lâti - fedir. Yoksa, kadınların güzelleş- mesinde gözüm yok.. Kendilerin - den af dilerim.. Yalnız, şunu da kaydetmeliyim: O kadar kılıbık değilim. AHMET RAUP * Şehrimiz ilk okul öğretmen- lerine aid mesken bedelleri bir Vaç güne kadar tediye edilecektir. v& Maarif Vekâletin.n gönder - diği bir tamime göre, orta okul - lardan eylül devresinde mezun olanların diplomaları, - girdikleri lise idareleri tarafından bir ay zar- fında mezun oldukları okullardan istenecek, diplomalar — talebelere ve velilerine verilmiyecektir. * Sıvas Vilâyti idare heyeti azalığına tayin olunan Belediye reis muavini Raufun yerine Ak- hisar kaymakamı Rifat tayin edil- miştir. ** Şile otobüslerinin fazla yolcu almaları kat'i olarak yasak edil- : Eski ve Yeni Mütekaidler Şehrimizde 26 bin mütekaid var- l Belediyede Çalışma Şekli Memurlar Günda Dört Defa Kontrola Tâbi Oluyorlar Birkaç gündenberi belediyode tatbikine başlanılan «her gün 4 defa devam delfterini imza etme. sisteminin büyük faydası görül- müştür. Yeni şekille; sabahları için an- cak 15 dakikalık bir teahhur ka- bul olunmakta ve 9,15 den sonra gelen memurlara cetveller imza ettirilmiyerek o gün vazileye gel- Memiş nazarile bakılmaktadır. 2 inci imza saat 11,45 ile 12 ara- sında atıldığından bundan erkea kimse yemeğe ayrılamamaktadır. Saat 1 de ve 4,45 ile 5 arasında atılan 3 üncü ve 4 üneü Imzalar esnasında da bulunmıyan veya 5 dakikalık bir fark gösteren me- murlara bile yine o gün vazifeye gelmemiş nazarile bakılarak hak- larında icab eden takibat yapıl - maktadır. Yedi Seneye Mahküm Oldu 937 de Kadıköyünde işlenen bir cinayetin, dün son muhakemesi yapılarak suçluya karar bildiril- Miştir. İki sene evvel bu cinayet şöyle işlenmişti: Kadıköyünde oturan Cevad, bir gün körkütük sarhoş olduktan sonra evine gitmiş, cebinde gö - türdüğü bir 21 lik şişeyi de evi- nin bahçesinde İçmiştir. Bundan sonra evin üst katında akraba - sından Sudinin yanına çıkmiş, ye- ni kiralıyacakları bir eve dair u- zun uzadıya çene çalmağa başla- miştar. Bu sırada Cevadın karısı Sabiha yukanı çıkmış, Sudiyi fazla rahat- sız etmemesini, artık aşağıya in- mesini söylemiştir. Cevad bu mü- dahaleye kızmış ve sert bir cevab vermiş ve bu meyanda: «Sen git kendi kızına karış'» demiştir. Bunun üzerine Cevadın üvey kızı Reyhan yukarı çıkmış, bağı- tıp çağırarak, üvey bahasına hâ- karet etmiştir. Bunun — üzerine büsbütün hiddetlenen Cevad ma- sanin üzerinden -kâptiği sustalı çakı ileReyhant muhtelif yerle- Tinden vurarak yere sermiş ve kadınların çığliğı üzerine evden çıkıp gitmiştir. 40 dakika sonra yaralı hastaneye kaldırılmışsa da yaşamamıştır. Cevad mahkemede kendisini mü- dafaa ederek Reyhanı öldürmek kasdile vurmadığını ve ölümüne tedavisine geç başlanmış olması- nan sebeb olduğunu söylemiştir. Mahkemo, Cevada 18 sene ceza iştir. Fakat, gerek Cevada hakaret edilmesi, gerek Reyhanın yaralarına geç müdahale edikdiği tıbbradli raporile sabit olup bun- yeni çuvallara konulması hakkın-| dır. Bunlardan yüzde otuzunur. | lar hafifletici sebebler olduğun - daki karar, yeni çuval fiatlarını tmiş, buna — mukabil eski Çuval fiatları düşmüştür. eski kanuna, mütebakisinin ise yeni kanuna göre tekaüd edilmiş oldukları anlaşılmıştır. GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI n 93 ç Ana oğul konuşuyorlar: — Bu işi sen bitireceksin, annel Onu saadete kavuşturmak bizim | — için bir insanlık vazifesidir. Ce - — mile senin tarafından söz verdim. Çünkü o kimsesiz bir çocuktur. — Ana şefkatine — muhtacdır. Bana — yalvardı. Kendisine söz verdim. — Bunayı annesinden istiyeceksin! — Sunanın annesine böyle şey göylenir mi hiç a oğlum? Onlar bizden cevab bekliyorlar.. — Ne cevabı? — Kelimeyi belki yanlış söyle- -— gim. Bizim teklifimizi, talebimizi bekliyorlar. Biz Sunayı senin için istemeğe karar vermiştik!.. Bu ka-) FÜi * Pley Yazan: İskender F. SERTELLİ rarımızı onlara açmadıksa da, söy- iemiş gibiyiz. Her şeyi ima yo - Hle anlatmıştık onlara. — Ziyanı yok. Bundan sonra Cemil de bir oğlunuz demektir. Bu işin sevabını düşünürsen, te - reddüd etmedet ve vakit geçirme- den yaparsın!.. Onların şimdi sa- tılık bir kızları var. Talib uygun olduktan sonra, neden vermesin- ler kızlarını?.. Reşadın annesi ellerini birbirine) vurarak bağırıyordu: — Ben bu işi yapamam, oğlum! Vallahi de yapamam, billâhi de yapamam. Ben çıklırmadım.. — Ben de çıldırmadım, —anne dan ceza 7 sene 4 aya indirilmiş ve 1000 lira da Sabihaya para ce- zasına mahküm eti h Benim de aklım başımda. Fakat, ©, Sunayı delice seviyor. Hem de onu İzmire ilk geldiği gün görmüş. Sevmiş. Halbuki Suna ile benim aramda hiçbir şey yok. Başkası tarafından bu kadar sevilen bir kızla ben nasıl evlenebilirim?, Reşadın annesi bu sözü işitince duraladı. Reşadın hakkı yok değildi. Ve annesine son sözünü söyle- miş, içini açıkça dökmüştü. Öyle yat Reşad, başkası tarafın- dan çılgınca sevilen bir kızı nasıl alabilirdi? Roşadın annesi, oğlunu kırma- mak için: — Peki oğlum, dedi, hele bir ke-, Te babanla görüşeyim de. Bilirsin| ki ben ona danışmadan bir şey yapamam. Reşad ayağla kalktı: — Ben babamla görüştüm.. Ve ona herşeyi açtım. Bu işi yarına kadar bitirip bana kat'i bir ha- POLİ S Ve Ok Meydanı Cinayeti KatilMurad hakkındaki Tahkikat Bitti Bundan bir müddet evvel Ok- meydanında İhsan isminde bir genci öldürmüş bulunan katil A- rab Murad hakkında yapılmakta olan istintak tahkikatı bitirilmiş tir. Arab Mursd; bugünlerde Ağır- ceza mahkemesine verilecek ve hemen muhakemesine başlanıla - caktır. Boşluğa up Yaralandı Taksimde Gümüşsuyu apartı - manının $ numaralı — dairesinde hizmetçi Refika dün halıları sil- kerken kazaen apartımanın ay - dınlık boşluğuna düşmüştür. Sol bacağı kırılan ve mühtelif yerle- rinden yaralanan Refika hasta - neye kaldırılarak tedavi altına a- lınmıştır. —— - Ölü Olarak Bulundu — | Cihangirde Madam Agopyan a- | dında bir kadın tarafından yap - t tırılmakta olan apartımanda ça lışan amele Erzurumlu İsmall dün| apartımanın bodrum batında ölü | olarak bulünmuştur. Tsmallin o - dada yaktığı mangaldan zehir - lendiği zannedilmektedir. Cesed | morga kaldırılmıştıt. Gi rğlk Söütten Zehirlenme Kasımpaşada Şeyhveli sokağın- da oturan Vecahet isminde bir genç kadın dün - içtiği 100 gram sütten zehirlenmiştir. —Keyfiyet evdekiler tarafından hemen polise ve oradan da adliyeye bildirilmiş ve genç kadın hemen Haseki has- tanesine kaldırılmıştır. Tabibi adil Enver Karan hem hastaneye giderek zehirlenen ka- dmı muayene etmiş ve hem de 100 gram sütten artan sütü hir şişe içine koyarak muayene için kimyahaneye göndermiştir. KARe Yanlış İlâç İçmiş Kocamustafapaşa caddesinde o turan Nimet isminde genç bir kız| içtiği yanlış ilâçtan zehirlenmiş hastaneye kaldırılarak tedavi al- tına alınmıştır. ber getirmelisin! Cemil dairede deli gibi, kendi kendine daima Su- nanın hayalle konuşuyor ve ben- den müsbet bir cevab bekliyor. O çocuğu bir an evvel sevindirelim, annet, Reşad fikrinde ısrar edince, Xa- dıncağız fazla bir şey söyüye - medi. Bu sırada Reşadın kız kardeşi birdenbire içeriye girdi. — A... Ağabeyimle annemi ilk defa başbaşa görüyorum. hayır- dır inşallah. Reşad gülümsedi: — Hayırlı bir iş gör! duk, Nesrin! Annene sen de yar- dım edeceksin!. Nesrin şaşırdı.. — Şüphe yok ağabeyciğim! ElL- bette yardım ederim. Mademki SİZ... Annesi dudaklarını uzalarak homurdandı: — Haydi sen işine git... Ve bir Mahkemeler Ben l Deli Değilim “Sakalına Bakıp, Sözüne İnanmayın.,, kinci hukuk mahkemesi veisi önündeki evrakı tetkik eder- ken, davacı Hafız Veysel, eski ve yırtık paltosundan çıkardığı birkaç katlanmış kâğıdı ve kü - çük Ddir not defterini masanın Ü- zerine koydu, sonra sandalyasına oturdu. kâğtdları bir bir gözden geçirdi. Bunlardan not defteri ile tiki kâğıdı, masada bırakarak, di- gerlerini tekrar cebine yerleştir- di ve ellerini de paltosunun ceb- lerine sokarak, iri siyah gözleri ile teis ve azalara meraklı nazar- larla bakmağa başladı. Hâkim Şerifi işaret — ederek, müddei Veysele sordu: — Buadamdan niçin dava edi- yorsun? — Veysel; — Bay hâkira, dedi. Bu Şerif, benim İspartaya bağlı Barla na- hiyesindeki emlâkimi 400 liraya satın alacaktı, bumun için tapuya müracaat ettik. Alım ratım mua- melerine başladık, Sonra, efendi beyime söyliyeyim, bu muamcle yarıda iken: «Ben, senin arazini ancak yüz Uraya alahılirim: dedi.| Tabil raı olmadım. Bu sebeble beğceğizim, bu muameleler - için sarfettiğim parayı kendisinden iz- | tedim, vermedi. Ben de protesta | keşide ettim. Buna 21 şaat 2ar - fında cevab vermesi lüzumdı. Hel- buki, o aldırış etmedi, ben de mah- kemeye müracaat etmek mecbu- Tiyetinde kaldım. Davamıza, Sul- tonahmed birinci sulh cezada baş- landı. Orada, kendisi de, rels Mü- nirin huzurunda: «Evet, ben Vey- selin tarlasını 400 Tiraya alaca - gime dedi. İsterseniz. o hâkime sorun, efendim. Müddei sustu, Masa üzerindeki kâğıllardan birini aldı, mübaşir vasıtasile hükime verdi ve: — İşte protestonamem. Dedi. Sonra, not defterinin bir sahi- ferini acarak sahifenin. başındaki kaydı gösterdi: — Bu da, tapu mMmuamelemizin tarih ve numarası, Ve ilâve etti: — Zaten tapu dosyaları da gel- diği vakit, benim haklı olduğu - mu siz de anlıyacak ve ona zarar ve ziyan tazmin ettireceksiniz.. Müddcialeyh Şerij de şu ijadeyi bilmez. Ben kat'iyyen kendisile büöyle bir alım satım akdine te - şebbüs etmedim. Şerifin bu ifadesiden sonra he- yeti hâkime, davacı Veyselin haletinin tesbiti için tıbbı adliye daha böyle anlamadığın işe bur- nunu sokmal, Nesrin, ana ile oğulun ne ko - nuştuklarını - bilmiyordu amma.. bunu koşfetmek te güç bir iş miy- di? Elbette Reşedır. evlenme me- selesi konuşuluyordu. Masmafih Nesrin bahsi yarıda Birakmaş olmamak için derhal o- dadan sofaya fırladı. Reşadın annesi hâlâ kızının ar- kasından söyleniyordu: — Aptal kızın birşeyden haberi | yok. O da ağabeyim Suna İle ev- lenecek diye sevincinden ne ya- pacağını bilmiyor. Ağabeyinin söz- lerini dinlemiş olsa aklını oyna- tırdı. Nesrin bunları üzaktan işitiyor« du. Genç kız birdenbire sarsıldı. — Acaba akıl oynatacak ne var? Nesrin yavaş yavaş söylenerek kulağını kapıya dayadı. Reşadın sesini işitti: | Verilen karara göre suçlu Süreyya| | bu işten dolayı bir sene —hapse | Pos*a(Ve İ Telg raflarda Sur at Gece, — Gündüz Ve Tatilde Dahi Servis Yapılacak Bazı şehir ve kasabalarımızda; muayyen bir zaman geçtikten son- ra telgraf tevzlatı yapılmadığı ve vaktin geç olduğu ileri sürülerek telgrafın sabahlara kadar mer - kezlerde tutulduğu anlaşılmıştır. Telgrafları en kısa bir zaman- a yerlerine tevdi etmek posta i- daretinin başlıca vazifesi oldu - gundan - imkânsızlık müstesna olmak üzere - her vakit ve hattâ tatil günlerile geceleri dahi resmi | ve gayriresmi bütün telgralların | derhal yerlerine teslimi lüzümu Ziraat Vekilinin Tetkikleri Zizaat Vekili Falk Kurdoğlu bu akşamki ekspresle Ankaraya dö- necektir. Kendisi dün şehrimizin et, süt, işile uğraşmış, devlet ziraat kuru- müunda tötkikler yapmış, Vali ile görüşmüşlür. ll Beyannamede Tahrifat Yapmış ! Gümrük beyanname ve mak - buzlarında tahrifat — yapmaktan suçlu mezkür dalre memurların- dan Süreyya hakkında — nakzen görülmekte olan muhakeme, dün Ağırcezada — neticelendirilmiştir. mahküm edilmiştir. Fakat araya mürüru zaman gir- miş olduğundan bu cezanın infa- zına mahal görülememiştir. seğra İki Teneke Tereyağı Çalmış Osman oğlu Özden #dında biri soğan iskelesinde Hasan adında birinin iki teneke tereyağını ça- larak savuşmak istemiş fakat ya- kayı ele vermiştir. tezkere yazılmasına karar verdi. Fakat bu karara Veysel itiraz etti: — Aman bay hâkim!,. Bu ada- men sakalına bakarak sözüne inan- mayın, ben deli değilim! Benim «— Bu işi yapmazsan, ben İz - mirde duramam, anne! Sana ilk ve son defa söylüyorum. Bara yar- dim edeceksin! Bu işi yapmak se- sin elindedir! Nesrine sakın aç- ma bu işi” Çünkü o Cemili ta- nımaz ve Sunanın belki bilmiye- rek fikrini çeler. Bu akşam: on- larla ne yapıp yap, konuşmağa ve işi bitirmeğe çalış!» Nesrin kapıdan çekilirken ba- cakları titriyordu. O, bu sözlerden hiçbir şey an - lyamamıştı. Eğer arada Cemilir adı geçme- miş olsaydı, Nesrin bu sözlerden alımarak fena bhalde hiddetlene- cekti. Nesrin ağabeyisini bu kadar sevsin de, Reşad hâlâ ona itimad- sızlık göstersin.. İDWM: İtalya nın Bekled Yazan: Ahmed Şükrü Bi Roma görüşmelerine m kil eden meseleler hakkındaâ resmi eİnformazlione Diplemi nın verdiği malümat, hem B zakereleri, hem de İtatyanın #” saya karşı vaziyetini maktadır. İtalyan gazetesi, İf nazırlarile Mussolini —& görüşmeleri şöyle hulâsa 1 — İngiltere ile İtalya daki ihtilâflar, 16 nisan mü lesile halledilmiş olduğun mız bu iki devleti alâkadar * meselelelr müzakere me' mamıştır. 2 — Görüşmeler esnasınd giliz devlet adamları, Prat lan bağlılıklarından bahsetili ler, Mussolini de İtalyanın BE Berlin mihverine bağlı buli duğunu söylemiştir. 3 — İspanya işinde vaziyeti değişmemiştir. ni, hükümetçi İspanyaya yapıldığı cihetle — İtal, ti Frankoya yardımda devarü İ ceğini söylemiştir. Fakat şudur ki, Mussolini, yab yardımı olsun olmasın, nun mağlüb olmasına razı cakür. Eğer Franko hükümetçilere yardım edil hükmederek, Mussolini « bestisini tekrar elde 4 — Fransa ile İtalya ki münasebetlere gelince; solini, İspanya mesel memleketin arasını açtığınl lemiştir. — Binaenaleyh harbi nihayetlenmedikçe - nu Frankonun zafer şeklinde anlamak 1âzımdır *? sa ile müzakereye girişi da yoktur, Görülüyor ki Roma n her meseleyi olduğu yerde İ mıştır. İlalyanın İngiltere l #sen halledecek bir davusı İngiltere ile Fransa tesanüd sağlamlığını ettiği gibi, Almanya ile İl rasındaki Berlin - Roma " de sağlamdır. İtalya ile rasındaki ihtilâfların için de İspanya harbinin ? sini, daha doğrusu Fran ferini beklemek Iiıımdı.r Mussolini, yabancı d hükümetçi İspanyaya yardımdan bahsederken, ler Cemiyeti komisyonu dü ta üzerindeki tetkiklerini miş bulunuyordu. Cemli seyine verilen bir raporda misyon hükümetçi İspany? bancı asker kalmadığını mektedir. Rapora göre, de hükümetçilerle berab yapan enternasyonal — fi yirmi beş bin asker vardi. ların da yüzde altmişıri askerleri, yüzde kırkını lar teşkil ediyordu. Eylü on bin yabancı asker geri $f ğine göre, bugün hüküm harp yapan yabancı asket mıştır. İspanya Haricıye — bu raporun okunmasınd ayağa kalkarak demııhf — Yüzde.yüz İspa mürekkeb olan İspanya memleketin istiklâli için V mektedir. Diğer taraftan — Frami Katalonya taarruzunda d İtalyan askerinin lunduğunu İtalya gazel mışlardır. Şunu söylemek lâzımdif / solini, İspanya mesele, ayni noktar naza: müdi tir: Paşist İlderi, Frankö (Devamı © mcı AAA Ölmeyi Tecih F? Salamca bir gün Ten bir döktor 50 liraya meliyatla iyi olur dedi. siz dokterun sözlerini etrafındakilere sordu. Bal KREŞUTEĞAK, Cenaze masrafını böyle 25 İira dediler. Hasta; Öyle ise örtün Burdar - Ve |