ğ i iki sene kadar oldu.. ede röportajlar ya- IP'.VV—Jum üksek — tahsil mak Binin, istikbale — hazırlan - ti “fülte ve mekteblerini bi- ada için me kadar ferağat ve Kârlık, bazan mahrümiyete bizim nesilden nüyor. Da- di.. Meslek en daha olgun şe- “de düşünüyorlar. Bi Meraklı bir mevzu idi. Ye- / Yötişmekte olan gençlerin, ha- hakkında ne- düşündüklerini anlamak iste- allerimi 30 talebeye sordum. Orta tahsillerini yapıyor- u 30 gençten Buntar, lardi. Bi irmisi istik- tayin bu üyordu. Dört tanesi henüz © Mevzuları düşünmemişti, Gort kalan “altısı da birkaç meslek a. inda mütereddid vaziyette idi. En çok nazarı dikkatimi celbe- :l'n Nokta şu idi: Yeni yetişen ne- © edebiyata karşı hiç rağbet Yok. Hattâ, bazları giir ve ede- t istihfafla karşılıyorlar. Şair olacak kimso yok mu, Sorduğum vakit, içlerinden Mi gülüşmeğe başladılar. u, memleket için hayırlı bir ÖŞ diye telâkki etmiyorum. "?mm nesil, bizden evvelkiler dı' Ve edebiyata daha meyyal i- , ;'Ivmeu her delikanlı, gençli - dit © Ve bilhassa his ve hayali ae Tede mutlaka şair ruhlu olur- mdşıtrlex. nesirler yazardı. İnce, “dizli kenarlı, maroken kaplı, ara defterleri tutar, etehassüs- ı";:.ı::mlırılır-. sintibalar» ser- , Aarlle birçok şeyler karalardı. mî*îv-ı:k: nesil arasında bu tip ar " Te çok az tesadüf ettim. Bun- , Parmakla gösterilecek kadar e diye bir k: Bör; &, Hattâ, içlerinden birisi man- olay TeT yazıyormuş. Onun şair aağını, arkada: gülüşerek h_'f Verdikleri zaman, bu deli- Ti bir Müşt Bibi * Utanıyordu. 0 âr. Görüyorum ki, yeni- lar, şehirler yapı- mühendisler Ok kazançlı meslek 'Orsun?. dünkülere nis- fsik tarafı B Bünk ları çok fazladır. küler d. ziyade enerjik, li, daha atılgan, da- daha serbest ve geniş İtiraf etmeli ki, v hiçbiri, dünküler- A, * Yahut, gayet azdı. Ünkü gençler, müsbel ne - » Maddi neticelere daha Blamıyorlar. Hayalle uğraş- Rüyalar içinde dolaş- ü h ae Pasletlerden l ticeler "',ş:“;k töyle diyordu: ça tirler, edibler bel © hizmet l mem- üz Bt ediyorlar, amma, * Suyuyoruz ki, çoğu pâ- * Sefalet içinde yaşıyorlar, 'e ölüyorlar... Biz ı?. Şiir yazıp da bire kıpkırmızi ol - | ©- Sanki ayıb birşey yapmış | mlakette mühendise çok | » Çünkü, az para ile | I Yazan: REŞAD FEYZİ l para kazanmak, geçinmek — kabil değil ki... Yeni nesil arasında bankacı, ge- mici, tüccar, fabrikatör olmak is- Yeni nesil dünkilerden daha heyecanlı ve energik yerişiyor. tiyenler de çok... Hele fabrika ve sanayi işlerine karşı çok büyük bir' alâka duyuyorlar. Daha yaşı 17 - lan bir çocuk: — Bir otomobil fabrikası kur- mak istiyorum.. Bütün gayem bu.. diyor... — Bunün için çalışıyor musun, diye sordum. — Tabil, dedi, makine mühen - disliği tahsil edeceğim. Sonra Av- rupaya okumağa gideceğiim. E ğer bir fabrikanın başında direk- sveçin, Vasa hanedanına men- sub son Kralı Gustav IV - A -| n dolf menfada ve sefalet içinde| öldü. Bu Kralın haya'tı çok me - raklı maceralarla doludur. Babasının katli üzerine tahta oturdu. Henüz 18 yaşında idi, Ge- rek dahili, gerek harici siyasetin idaresinde gösterdiği seiz ve ikti- darsızlık sebebile umumun nef - retini kazandı. Herkesi kendine düşman etti 1809da, mevkiini muhafaza kay" Busuna düştü. Ve bir krala ya - ayacak çarelere, gayrimeşrü vasıtalara baş vurdu. Bir gün İsveç milli bankasının bir müfreze asker tarafından ku- dığı görüldü. Başlarında yük- k rütbeli bir zabit vardı: Kral... Milli banka, iki zabit kuman - dasında bu şin muhafazası altiıda bu yordu. Son zamanlarda m n aleyhine dönmi Kral, nöbetçilere ku di: — Selâm dur!.. Nöbetçi nefer vaziyet aldı. — Hükümdarınız - sıfatile size İlet ve emrediyorum. Çekiliniz... İçeri gi- GençlerHangi Mesleği Seçiyor ? Artık Onların İçinde Şair Olmak İstiyenler Pek Ender Çıkıyor | tör olarak bir gün vazife görmeğe başlarsam kendimi çok mes'ud addeceğim. Bu, memleketime a bir hizmet mi sayılır? Gençlerle konuşmaktan fevka- lâde bir zevk duydum. Onların, nasıl bir hayatiyet kaynağı ve e- nerjisile mahmul olduklarını ya- kından gördükten sonra, memle- ket hesabına gurur duydum. Kim ne derse desin, yeni nesil çok iyı yetişiyor. Yeni daima Iyidir. Her- şeyin yenisi dalma eskiden daha güzeldir. Eskilerin yenileri be - ğenmemeleri, yenilerin de eskileri hiçe saymaları carf tabiat kanun- larından biridir. Gençlere hayatta candan mu - ŞAKA İSTENOGRAFİ: Zekiye, münhal daktiloluğa ta- lib. Patron soruyor: — Ayni zamanda estenoğrafi ile de not alabiliyorsunuz, değil mi?. Evet, bay.,. Yalnız o zaman normal yazıdan daha yavaş ya- zabiliyorum. TRENDE: Yolcu — Biraz dahs hızlı gide- mez misiniz?. Makinist — Giderim amma, lo- komotiften ayrılmam doğru değil. Belki bir kaza olur, TİYATRODA: Bay — Dürbün yanımda mı? Bayan — Evet, Bay — Niçin dürbünle bakmı- yorsun?. Bayan — Bileziklerimi evde u- nultum da, AŞK, AŞK... Bayan — Cevdet, tanıyalı tamam on sene oldu. Ev- lenmek zamanımız gelmedi daha?. Bay — sabr Doğru, fakat biraz daha sek olmaz mı?.. * Bayan — Evvelce Ferdi şanlı olduğumu işittiniz. mi?. Bay — Evet, işlttir.. Eğer bu doğru ise sizi, değli ise Ferdiyi tebrik ederim. ile nl- — Emredini, bayım!... — Bana verdiğin apertiki yirmi kuruş hesab ediyorsun. Yandaki masada oturan adama ayni şeyi verdin, puslasına on beş kuruş yazdın. Sebebi ne bunun?.. — Kıyafetini görmüyor musu- nuz, bayım... Onda yirmi kuruş vaffakiyetler dilerim. Banka Soyan Kral Yüzbaşı Krala Yaklaştı: Sizi Mil'et Namına Tgyl_(if ğ Ediy_o_rum, Dedi Tarihin En Serseri ve Zalim Ruh'u Kralı Çünkü sen bir vatan hainisin!... | Dedi, ve maiyetine dönerek ilâ- ve etti | Şu askerlerin silâhlarını a - | lanaz! Kralın maiyet bölüğüne men- sub askerlerle banka muhafızları arasında ufak bir müsâdeme oldu. Güstav, sarayına götürüldü. Bir hapsedildi. On altıncı yüz yıldı. İsveçin istiklâlini temin e- I den, taalisine çalışan birinci Güs- odar verebilecek hal var mı?.. biribirimizi | Onları Munîac-ılığm Tarihde geçirdiği Meraklımacerayı Bu Yazıda Okuyunuz ski Mısırda, devrin istatik- lyon nü- | E cilerine göre, 12 Tabli her 5 bunların bir çoğu ölüyordu. Mum- yacılar esnafı da işsiz kalmıyor - du. Bunların yerleri şehir hari cinde idi. Ölüler, cenaze merasimi yapıldıktan sonra — Gefolunmaz, mumyacılara teslim edilirdi Tarihçilerin babası — (Herodot) mumyacılara, mumyacılık san'a - tana dalr çok mühlm malümat ve- riyor. Bunların birer fırını oldu- ğunu da söylüyor, Bakını, bugün müzelerde gördüğünüz mumya - lar nasıl yapılıyormuş. Cesedin ilk evvel karnı, yan ta- raftan açılıyor, içerisizde bulunan barsaklar ve saire çıkarılıyor. Son- ra matron (yani karbonat dö süd karıştırılmış su) banyosuna ko- nuluyor. Baş ve eller suyun hari- cinde-bulunduruluyor. Bir müddet sonra deriler kendi kendine dö - külüyor, yağlar da banyonun di- bine süzülüyor, Bunun — üzerine , fus vardı. cesod, banyodan çıkarılıyor, ku - rutulur. Sonra üzerine çam yağı ve asfalt (katı karasakız) karış - tırılmış bir mahlüt — sürülüyor. Karnın ve başın boşlukları da bu- nunla dolduruluyor. Daha sonra, hususi'bir maddeye batırılmış kis lometrolarca uzun bandlar sarı - hyor. Mısir mumyacılığı birçok dev- yaya gönderdi. Güstavın bu sıra- da yazdığı hatıra defteri cidden tetkike değer. Babası; maiyet zabitlerinden biri tarafından baloda — öldürülünce genç Güstav serbestçe ümid et - miş ve memhun olmuştu. Fakat, millet tarâfindan taya edilen bir saltnat nalbi bu ümi sine sebeb oldu. Rüşdünü isbat etmezden evvel sönme- torunlarından birisile evlendir - | Milleti artık kendisine eskişi tav Vasa'nın son varisi, tacını bu receğim. Bu bankanın kasasındaki| suretle kaybetti. paralar bana alddir. Alıp götüre- ceğim. Askerler haydi giriniz içeri. kasaları kırınız, paraları alınız!.. Hazır bulunanlardan kimse ce- vab vermeğe cesaret göstereme - mişti. Bölük kumandanı, yaşlı bir yüz- başı idi, İlerledi, elini Kralın om- zuna koydu: — İsveç milleti namına tevkif ediyorum. Güstav Vasa... seni Dördüncü Güstavın doğuşu- ve vaftir edilişi pek kanlı nümayişle- re sebeb olmuş vebirkaç yüz kişi- nin ölümile nihayet bulmuştu. Babası çok müstebidl bir adam- dı. Oğlunu, eski İspartalılar gibi yetiştirmek için beden terbiyesine çok ehemimiyet veriyor; günde bir kaç kere buz gibi suya sokup çı- kartıyordu. Çocuk, az kalsın öle- cekti.. Dokuz yaşında iken Rus - gibi hürmet beslemiyordu. kendisini, Çariçe ikinci Katerinin mek istediler, Katerin izdivaç mukavelesine bazı siyasi maddeler koymağı ih- mal etmemişti. Genç İsveç Kralı, bu mukaveleyi dikkatle -okudu, İsveçin Fransaya harb ilân etme- sine âid maddeyi görünce yerin- den kalktı. Kâğıdı attı. Rus pren-| sile evlenmiyeceğini söyledi, mem-i reler geçirmiştir ve 13 üncü, 20 in- ci sülâle zamanında çok tekem - mül etmiştir. Bu devirdeki fırın- lar, ceseddeki yağları, cildi boz - madan kolayca çıkarıyordu, Çam yağı ve asfalt yerine de daha baş- ka bir madde kullanılıyordu. İh- | timal balmumu ve kokulu şeyler.. Mumyacılarin — pis ve kokulu mahallelerindeki — fırınların eski Mısırın devamı müddetince faa- liyette bulundu. Mısırlılar, tamam yirmi asır ölülerini mumyalattı - lar, Şu halde bu milyonlarca mum-| yyadan ancak birkaç yüzünün (ta- bir mazur görülsün) yaşamasına sebeb ne?.. Bunun cevabı gayet kolay; Zi- | ra asırlarca yenildi! İhtimal bu âdet, bizzat Mısırlı- lar tarafından çıkarılmadı. Yam- | yamlığa sonradan alıştılar. | Orta çağda, şarkta ve garbda ' | | müthiş bir mumya ticareti yapılı- yordu. Mumyalar — parçalanıyor, attar dükkânlarına — satıl | Bunlardan hap veya şurub yapı- hyordu. Ölü mumyalar, diri in- u. sanların birçok dertlerine deva oluyordu. | “Arab hekimlerinden İbn el Bay-; tar, mumya ma, fel-) 'aya karşı yazı- yor ve küçük bir buğday tanesi | kadar mumyanın bir bardak mer- zenküş suyuna karıştırılarak alın-, masını tavsiy Mumyanın la arttı. Hatta 17 inci yüz yılda M. Purjon ve meslekdaşları ke - mikleri -kuvvetlendirmek, verem-| lileri tedavi için fazla miktarda kullanıyorlartı. Amburaz Pare, fena mumya - lardaân şikâyet &diyordu. Hakkı da vardı. Hakiki mısır piyasada azal-| mağa başlamıştı. Bunun yerine attarların perakende, cellâdların toptan sattıkları İnsan yağı kul - lanılmıya başlamıştı. leketine döndü. Az sonra, bir Al-| man prensesile evlendi. (Devamı 7 inci sahifede) 18 inci yüz yılın başlangıcında artık mumya parçaları yenilmi - karşıya Bu kadın başı mufiyaya ne kadar çok benziyor mumyalar, eczacıların havanların-| (Bosue'nin dan boyacıların havanlarına geç- tiler. © devrin resim — atelyelerinde kullanılan koyu renkli boyaların mumyalardan yapılması âdet ol- du. Hakikaten bu boyalar resme güzel bir parlaklık veriyor ve pek de çabuk kuruyordu. Fransa ihtilâli esnasında Paris ressamları mumya boyası bulmak- ta çok güçlük çekiyorlardı. Fransa - Krallarının - türbeleri tahrib olunduğu sırada meşhur meşhur ressamlardan Droling, 13 ve 14 üncü Lüi'nin, An Dotriş'in, Mari Tezer'in, Madam Hanriyet'in, KORKUNÇ VAK'ALAR -Düello İnsanların Şerefini Kurtarır mı? | Tarihde Sayılı Duello Vak'alarının Esrarı 1:' fııul 18 ııııın—g Mumyacılık Eski Mısırlılar Oıılülerini Mumyaladıktan Bir Müddet Sonra Yemeğe Başladılar kahramanı), - ilâh.. mezarları açıldığı — zaman hazır bulanmuştu. Droling. Flâman ust lü parlak resimler yapıyor ve çok ,mumya boyası kullanıyordu. Me zarlardan çıkarılan ve atılan on bir yüreği aldı. Bunları. - 13 üncü Lüt'ninki müstesna - boya yaptı- dı, kullandı. Lül'nin yüreğini de bilâhare 18 inci Lüi'ye verdi. İlâç yerjne kullanılan, boya yı pılan mumyaların acıklı hikâyes burada bitiyor. 18 İnci asrın son- larında eski eserler — arayıcıları buldukları mumyaları yememeğ müzelere hediye etmeğe başladı lar. Kadınlar yalnız kış #poru - değil düello da yaparlardı üclle, herhangi bir sebeb - | den hakaret gören bir adı min, hakaret edenle karşı geçerek — döğüşmesidir. yor, yutulmuyordu. Fakat zavallı| Bundan bazan hakaret eden, bü- zan da hakaret gören ölür, Bu su- retle şeref kurtirilmiş olur, Öldü- ren, kanuni bir cezaya - çarpıl - maz. Dünya kurulalıdanberi cari (Devomı 7 inci sahifede)