ÖLÜMAKIN aji Yazan: RAHSIİ YAĞIZ Yavuz Yedı Yerinden Delinmi ';tı. Fakat, Bölme Tertibatı Vardı — Donanma Kumandarı bıfatıle Am'ral Paşoviç, Bu Talebi Tervic Etmeli miydi? Yoksa | Red mi Edecekti? Paşoviç, Amiral Sozonu istiğli: ettiği müddetçe bir iş göremesne miş olmasının acısını çıkaracak bu sakat tasavvuru çok p tuldu. Hemen projes'ai Lazırladı Proje - o zamanki rivayete ki sonradan tahakkuk da etmiş - tir - Yavuzla Midillinin bır destroyetle takviye edilerek lice Boğazdan — çıkması, evvelâ Bozcaadayı, sonra Limnosu dana sonra da Monduros limanında bu- lunduğu bildirilen İngiliz doa. masını tahrib edecek, Boğaz dışi- mı temizliyecek, en sonra da A- usturya donanmasile birleşe.ek Eğge ve Elen — denizlerini, hatta Adriyatiği haraca kesecek, Axde- nizin bu yakın kısımlarına tahak- b edebilecekti. Bu, bir hulyadan farksız hare - | ketin başarısına girişildi. Harekât gizli tatuldu. Manevra | askesile örtüldü.. Paşoviç 5 kü- runusanlde Yadigârımillet, Mu - avenetimilliye, Basra ve Taşozu beraberine alarak başta Yavuz onun dümen suyunda Midilli ile birlikte İstinyeden hareket etti. Boğazdan çıkış, Tenados bom - tardtmanı, İmcoz baskını bir le yapıldı, hatta, Mondurasa v Silâhların Tahdidi (4 üncü sahifeden devamı) dan başka İngilizlerin pek çabuk giden motörbotları da var- dır ki bunların her biri 24,000 İn- giliz Hrasına mal olmaktadır. Bun masrafı az görülmektedir. tbotlar da arttı Bir muhrib yapmak için & k para ile bu motörbotlar. 12 tane yapılabilmektedir. Bu- ilecek zaman da ü yapmak için geçecek vak- e biri imiş. Almanların bugün ellerinde | cud olmak üzere TI tahtelba> e malik oldukları h edil « mektedir. Bu ise İngilizlerin elin- de bulunan miktardan çoktur. Fa- kat ton hesabına bakılırsâ Al « manların elindeki miktar az 4 Tünmektedir. İngilizlerle Alman- ı daki anlaşmada esas olan! ha ziyade tahtelbabir yapmmak is- temekle bu anlaşmıya aykırı bir- olmuyorlar. “Fakat İngilizleri çok peniş tahtelbahir sözü sinirlendirmektedir. Umumi Har- bin bilhassa son senelerinde Al - aların açtığı tahtebbahir har- lizlerce unutulacağa ben - telbahirleri süretile ile Amerika arasındaki ik darbeler indi , Bonra tehtel- una İngilizlere e k Amerikalılar da Alman- Harbe girmiş 4 tahtelbahir lara karşı Urnu oldu Bugi bahsimin tazelenmesi İngil biç ho; ktedir. İngiliz izlerin üuna gilmem in bu vesile e hatır - a göre Umumi Harbde | htelbahirlerinin her ta- ğt zamanlarda Alman- » elinde 140 tahtelbahir vardı. Almanya Büyük nca elinde kaldı, ne tahtelbahir. O- mdiki Almanyanın mak- eski 140 rakamını do Buna nasıl ürile az tutan bahir yapmakla. Yukarıda işaret edildiği gibi İn- Çiliz - Alman deniz anlaşmasında müğlüb olarak çıl ne lonanma hu da bu varacak? birçok yal z donan — | lse bile tahriv rılsa belki Pa kismen | tıhakkuk «decek, Tmasının imhası de; mümkün olacaktı | Fakat.. Bu çok tehlikeli sularda.| basit bir hava keşfi, noksan istih-| barat malümatı ile hareket etmek| ihtiyatsızlığını gösteren Paşaviç. hareketinin İmrozdan Motducosa uzatılış sıralarında, Monduros ya kanlarında bir mayin — tarlasına girdi. Midilli, aldığı mayin isa - hetlerile 15 dakikada oraya, o, çe- gidli silâhların ölüme sırıtışlarile gizlendiği Monduros sularına gü- müldü, Yavuz yedi yerinden de- inmiş, fakat bölme tertibatının barikulâdeliği sayesinde bu can elicı yaralara dayanmış, düşman tayyarelerinin, İngiliz destroyer- lerinin ateşi altında kendini da- radar Boğaza atmış, kaçışının şid-| detinden Nağra burnunu döne - rsaltıklar denilen sığ- kumsaldan ar memiş, $ hıkta karaya dışarı fırlamış, yükselmişti. Baskının yapılıp yapılmıyaca ğanı en iyi gösteren delil, bizzat € hareketin bugün tarihe, büyük harbin deniz — tarihine mal olar kendisi çok iyi gösteriyor. Geriye rmuş, çayırlığa esak $i niktarı olduğu bu nis - bet muhafara edilmek suretile ton itibarile az, fakat ile çok tahtelbahir ya- Almanlar Bu anlaşmıya göre Almanyanın İngiltereninkinin de olacaktır. Bu faza edilecek. Almanya nşaatı 85 derecesi dalma m Tahtelbahirler içir daha müsafd bir vaziyettedir. Çün- kü İngilteren irlerle müsavi olmak ü malik okduğu tah- sre | denizaltı kuvvetine Almanya m: lik olabi Bununla beraber Alex diliğinden şunu taahhüd ediyor - dü: Diği nisbet gaya ken- gemilerde yüzde 35 , tahtelbahirler i- er sınıf kal: çin ise İngiltere ile yüzde 4ö-nis- beti muhafaza edilecek Demek ki tahtelbahir hususun- da Almanya daha müsaid bir şar- ta malik bulunuyor. Fakat İngiliz - Alman anlaş - masında başka bir madde daha vardır: Buna göre Almanya eğer vaziyet icabı olarak Almanya ken- | disini bu yüzde 45 nisbetini de a- şarak İngiltere ile müsavi suret- | te tahtelbahir yapmak meoburi - yetinde görürse o zaman keyfiyeti Londraya bildirscek ve bu mev- zu üzerinde dostça bir münskaşa açabilecektir. İşte şimdi Be! uyor. İngiliz m n hükümeti bu- da kül- le de bu hali görerek anlaşm tabir üzerine Berli ında dostça konuşma- | rlar. İng Yını söylüy i olarak kat'i bir cevab | ek Berlin hükümetinin bu lede almış ol bildir miş iki hükümet arasında ce- reyan edecek resmi şekillerdir. İn- gazetelerinin ileri sürdüğü | noktai nazar ise Almanların bu | tahtelbahir işini çıkararak tahdi- di testihat meselesini konuşmak üeü 'Öldürdüm! kalan şudur? Donanma kumandanı — sifatile | ral Paşoviç bu talebi Wweviç etmeli miydi, yoksa reddeyliyer k| işin içinden çıkmalı mıydı? Buda, ilk ağızda: — İçtihad meselesi. Diye mütalea edilebilir.. Fak unutulmaması — lâzım gelen bir nokta, kumandanlık vasfının; mü- debbir, ihtiyatlı, uzak görüşlü, ri- yazi kat'iyetli oluşta tebarüzüdür-| ki, busnün tahliline girişmek, bu- | Kün dünyadan elini, eteğini çek- | miş bu eski kumandanların ka - takter tenkidine girişmek deniek | olür ki, mevzuumuzun dışında - dır. Hulâsa bir kelime ile Mondu- yos baskını — bence n 7 n bür #fyon hulyasının tatbikine kal - | kışılmasından ibarettir ve.. büyük bir yangına fıskıya ile su sıkmağa benze Bunu, — tarih de böyle süylüyort... BİTTİ Yarın: Yine bu sütunlarda bu muhar- ririmizin 1 numaralı halk filosu &dh fevkalâde müheyyiç eserini okumiya başlı Babamiı (5 inci sahifeden devam) lyordum. Küçük bir elektrik fe- reri aldım. Tüfeğin ucuna bağ - iadım. Yavaş yavaş merdiven.eri “çıktım. Kapıya gelince ceşaretim indim. İki bardak sonra bir de sigara içtim. karıldı, aşağı şarab, Yine yukarı çıktım. Tüfeği, annemin başı üzerinden geçirerek babalığımın — kafasına aayadım ve Sorgu hâkimi soruyor: Sonra ne yaptın?. — Kaçtım... Tüfeği yerine koy- düm. Annem kalkmış, arkamdan | Koşarak gelmişti. Yakama sacıl- d Bu sırada kardeşim de geldi.. Madam Sandra'nın Hadesi' — Uyuyordum... Bir silâh re- sile uyandım, yataktan fırladım. Yandaki odaya koştum. Lâmhayı yaktım. Janı gördüm.. HASTA MI, DELİ Mİ?... Katil Jan yirmi yaşlarında ve babalığından nefret ediyor, büyük bir kin besliyordu. | Sebeb?... Umumi harbden sonra Jorj Sandra, bir kızla tanıştı. Kı- yaralanmış lmüştü. kız, karnında bir ço - kalmıştı. Felâketini Jorj'a Jorj çok iyi kalbli bi Hayatımı, &- acıdı, kal- mini verdi Bu çocuk, benim çocuğum di ve dediğini de yaptı, - endi İsmini verdi. bu çocuk, nise boreunu kafasını t şükran sdedi... Besle kargayı gö- nü oysun! buna derle Taksimde —| Ertuğrul Sadi Tek TIYATROSU (Bu göre) HİSSEİ ŞAYİA Vodvil 3 perde Yakında (İNSAN MABUT) aıx/îv.z: Günahkâr / ($ üncü sahifeden devam) Dedim n Kar.yâ mü? ünuyordu. aptetsin diye sövle- Madem ki onu zaptedem şimdi sızlansın dür Zenci delikanlı haddi fena kalbli dağildi. Kaprisi melez karı bir hafta soz pidişarı ettiği zaman n tirdi ve evine döndü am damel na çoktan evi de memleketi de bıra- hıp gitmişti. Herkesin söyledifine vakılırsa, delikanlı karısını bula- mayınca bir fabrikaya işçi girmiş, ve fabrikada bir kaza neticesirde iki kolunu kaybetmişti. Bu vak'anın üzerinden bir Feçmişti. Melez kadın parlak değildi. Çinliler kumaş ve kokulu sabun du ve görünm törünsün? Güneş bile ondan iğ- Tenmiş Işıklarını onun evind sirgeyordu. Ah, siz onun ne Firdiğini görseniz tanıyamı rız! Beyâz kadınların bile iğrer aiği o parlak güzel saçları döl er birer düşmüştü. gözlerinde parlaklık, ayak- arında çeviklik kalmamıştı. Kup- kuru, zayıf, korkunç bir hale gel- / İ Her kafadan bir söz çıkıyordu. | Kimi miskin hastalığına tutuloruş kimisi, büyücünün suyu bile onu ıyi edemez diyordu. — Şimdi ona bepsi acıyorlar ve edebsizlikle - rinin cezasını çekiyor diyordu. : Hiç kimse melez kadının kasa- | badan ayrıldığı tarihi — bilemedi. O, senelerdenberi sokaklarda sü- sürüne yol arıyor, fakat bu 'aba nihayet verecek şey ney- se ana rastlıyamıyordu. Yolda te- sadüf etti mekten ç izt du. Ot ve dahâ yumuşak şeyler bi- ayaklarının altında taş kesili- ü sırtını güneş kasıp kavurmı Lırakmıştı yaraları Üslün yağan yağmura ve soğuğa taham: mül edecek tarafı kalmınmıştı. Aç- İrktan öldüğü halde yomek yiye- Büyor ve susuzluktan — çatlarığı ralde bir damla içemiyordu, (4€ce| gündüz yürüyor ve: ita Minma! Apopo'ta | meğe aykı geldim 'oedu Kuyuların dibi: len gös- ler şöyle cevab veriyordu Yoluna devam et! vam et! Yoluns de- — (1) Küza lisanında kötü kadın Paskalyadan sonra gelen pazar- TYELGRAF—1İ0 ?imci vum İS2Ş | Istanbu/ Berberleri Kadın tesi idi. Her tarafta mumlar ya Çanlar galıcıyor, düc aflı için dualar y Bazı ihtiyar or. kullarını: İryordu. bir hay Şıp inlediğini görüyo lin kilise etral Layet onun h bine bak! dedi. Oh! Sonra senele lar İlk rastladığı Mirama'ı dir süren yol işti uü ya baktı. Apopoita kesik sırma iş h Yudife bir yastığın üstünde duru an yordu. Melez kadının: Mambel! Mambel! geldin vab veren Apopolla: — Eodumba Pikanana! (1) Kuyu kayboldu. şillik bir dere kenarı halini aidı. # popolta: Başıma kadar çık! diye em cezami diyen sesinn c ası Ve - ve or Melez kadın bu emre itaat ede- rek Miama'nın örgülü - saçlarına yapıs! ıkmağa başladı. — Burnuma yaklaş! İğrenç kokusu yüzünden osun burnuna — yaklaşmaktan — utardı. Mambel (2) — Daha yakma gel! dedi ve zimı açtı. Ah, ne pz değil kuyu idi, — Ah, mek istemiyorum! Bu olanı biteni bir yengeç işit-| mişti. Uzun ayaklarından birinin | aancasile kadını sallayıp yere dü-| şürdü. İşte böylece melez kadın | Mambel'in a; düşecekken y re yuvarlanmak süretile haya'ını kurtardı. O zaman Mambel hid- dete geldi ve tükürdü. Bu tükü- rük yengeçin sivri başını koparıp| ) zamandanberi yeığ başsızdır. V ber korkunç şeydi bu! Bu a-| derin ve karanlık” oir Melez kadın haykırdı ölüm bu, ölüm. Ben öl- | attı. İşte, yine o tarihlerden- k ihtiyatlı hareket | ederek il ye doğru değil de ge- Kabuğunu Apopoita Mizma-| nin o zaman sırtına akşeden başı- nın şeklidir. Yengeç, hem bilgiç, hem mer- hametli ve hem de ölmez bir hay- VEnı lı' Günahımı faz! adına acıdı ve onun yara- !ınm tuzla iyi ederek onu sıhhatel ve iyiliğe kavuşi yeng biçimi- lasile çeken demektir. (2) Mambet yanar dağdır. Ma- | bud olarak telâkki edilir. Oğlunuzun İstikbalini Merak Ediyor musunuz? (5 inci sahifeden devar) kati celbeden cihetler alnı ilo göz- leridir. Gerek alından, gerek göz- lerden onun istidad ve kabi ıw, anlaşılabilir. Buruna gelince; ço- | cuk büyüdükçe burunda deği M_ l lik olacaktır. Ağız da genişdir. Dudaklar ta- | bil ve kırmızıdır; Çene kuvvetlidir.| Hem de dört köşe olmaktan ziya de yumur'a biçimindedir İşte böyle bir ta- kım i olan çocuklar r mühim ne- ilirler. Dersk meden öğrenirli müMİ su: hususiyetle foslisim ttib ticeler elde edi zorluk çel ve kabiliyet hakemele rleri br yallere de çabuk kapılır bu halleri akım | Onlarta | ömen göze çarpar. Ö- | böyle çocuj ana, | | bu deği - 4 olan ç ullarındak ok defa endi kalmaz e vermekten ger buk öğ K l - da çok ğre ni etile mandan çök tasarruf eder, H Bu çocuklar b: aş- apmak, enen şeylere karşı he men hazır cevablik göstermek iz- tidadındadırlar. z | İ Böyle çocuklar öğrenmek isti. dadına tamamile malik oldukları için kendilerine derse çalışmak, yahud mekteb haricinde olarak Şu veya bu şeyi öğrenmek gibi tar siyelerde bulunmağa lüzum yok- tur. Yalnız ananın, babanın, hoca- nin bunlara karşı kendilerine hakikaten lâzım, fay dalı olan şeyleri göstermektir. Bunlar; Niçin çalışmıyorsun?, Niçin öğrenmiyorsun?. diye sormağa lü- zum göstermiyeceklerdir. Böyle çocuklara yol göstererek: — Şunu öğrensen daha Şu kitabı okusun dai de edersin? demek 1 kadarı kâfidir. r bazı vakit çok ya- Bazı vakit de çok h. Tesiüüt alacağı vaziyet olur. çok istifa- mdır. ve © Ti kendisi kapılmak — istidadında 2 gösterir. Onun için bunlar kolayca söz dinler, kolay- ca müt yecana oldu; İr olur ve yahud ko- M Onun Ananın, bu çocuklar de müessir olabilmek için ların ne kadar izzetinefs sahibi duklarını düşünmeleri icab eder. Çok şeyi az zamanda öğrenmek layca çin dik z babanıı zeri istir ve kabiliyetine malik olan bu çocuklar kendilerine gösterile- (5 inci wı'ıyukn devam) | zi, 6 mevzulara yabancı olan müş- 1 Bızası geldikçe anlatırız Berber adeta müşterisinin sırda- Herkesin birbi âkasını, münasebi rilere | erite olan | , arkıdaş Hatta, etler e sorun. birçok insanların a çim aşklarını, evi vaziy tarzlarını, — husüsiyetiec ni biliri üm ya, geveze ları da sıkılmış ise, &. dökecek yer ararlar. A: Bizzat kendisi se, onun bir bâşka arkadaşından auyar, yine öğreniriz. ara, çok in semtimiz: ırtıral 'nsanlar, durlar. C: lerini latırlar.. z ma! söylemer-| an tanırız. en, mini, cismini Işini bil- kimse yok, denebi'ir. tin bu sağızdan dolma» müşterileri- ziyetine göre değişir. Fakat,| ker berber, az çuk bir şeyler bilir. Berber, memleket hakkında, şe- hir hakkında en geniş malümatı rü muhitlerine, olan insandır. Bu akşam nerede bir Bu akşam kimin evin çay var?. topla - | bu akşamı hangi sa- rulıp poker oynanacak, dilânın nişan merasimi londa olacak, Filân zat, filân tatla neden dargindir, — filân garincda bir şişe rakı kaç kuruştur, şehrin otobüs işi ne safhada, etler u hyacak mi, Uucüzle filân zat karısından günü evinden bütün bun Berbere miyacak mi, ayrılıp ne taşındı.. — Hulüsa, berberler bilir bazı sualler sormak is tedim. Biraz meslekleri hakkında, malümat edinmek arzusunda idim bar ları anlattı: tskı Milyonerin (5 ünci sahifeden devam) Papa bir zamandanberi Fransa- 100,000,000 frank istikraz et- yordu. Bunu neticelen da: me dirı du. Fakat Vireçinski Pransız pi yasasında bir takım işler çevi yor diye Fransadan çıkarıldı Fransanın cenubundaki muh- teşem — köşkünü — bıraktı. Bu köşkte — türlü —türlü —havuz - lar vardı. Renk renk sular akar- dı- Bir gün de Vireçinskinin eski İspanya Kralına aid olduğu sö lenen bir çikolata fabrikasını sat- mak işile meşgul olduğu il rülüyordu. Bu fabrika Fransada idi. Vireçineski Fransadan çıka - | ek için Vireçinski uğraşıyı cek intihabında dik- kat elme malümatın i. Onlara daima lüz: aten faydalı olacak şey- nmeli. k olarak ne gibi işleri intihab edeceklerine gelin- ce; çocuğun büyüdükçe meslek in- tihabı için olan arzusu da tabikdir | ki inkişaf eder. Nihayet bir gün | meslek seçer. Bu mesleğin de ço- cuğun istidad ve kabiliyetine gö- re olması bilhassa mühimdir. Ak- si takdirde bu müstaid kabiliyetli Çocuk kendiscinden — beklenecek mevkii hayatta alamaz. Oğlunuz eğer böyle ise onun i- | çin istikbalde İntihab edilecek mesleklerde akıl, mantık ve mu- iyeceği meslekler- düşen vazife ona mmesi için dalma | zetmin hazırlamaktır. O büyüdüğü | zarnan kendi mesleğini intihab e- der. Bu çocukta başkalarının mi- zac ve ahlâkını anlama! mek merakıda artar. Öyle olun - | ca ona göre en uygun meslekler | m, avukat ve hekim | n böyle çocuklarda bü- yük bir kabiliyet vardır. Çünkü bu | başka insanların rolünü yapaı kat olursa başka kimselerin maüdafaası için kendin rine koyacak, hekim olursa baş - kalarını iyi etmek için onlara ü- mid ve kuvvet verecek, muallim olursa yeni yetişmekte olanların seviysine inerek onlara meram an- latacaklır. Bu tipdeki çocukların istikbali işle böyle görünüyor. | sene sonra w Gittikçe Çoğalıyor İstanbulda berber Bittikçe çoğalıyor. lanlar daha heckeş şi tükkânı Temiz, lüks e- çok kazanır, Çünkü, şıklığı bakıe ber dik- n çoktur. Bir kışı Bu kadar bare patron, İ or.Fakat, bu kadar be kânı İstanbul içi Mi İş yapamıyor ber dükkânında çalışan kalfa ve çırakların'sayısı 8-0 bin —| hadar vardır. Dükkân seyisı öre tıyor, fakat, kazançlar artmıyor. Bir çırak kolay kolay kalfa ola « ? Olunca da « liradan fazla silir ki ne d « urt. aylık alan lfa parmakla gösterilir. Bir kıs s:m kalfalar yarılama çalışır.. Yas zi kaç müşteri tıraş ederse, altığı Faranın n patrona verir, yae Tısını kendisi abır.. O vakit ayrıca | Tmaaş almaz. Bu usul patron için — ce iyidir. Kalfa o vakit müştariye * iyi bakar, Çıraklar lar, müşterileri geçirirli maaş verilmez. On- verdikleri bühe göre, on- — | lerin da gündeliği baran bir lizayı | bulur. Mahalle aralarındaki bere ber dükkânlarında çıraklar daha çabuk yetişir. Çünkü, oray age « ien müşterinin başında veya vü- zünde, çırağı yetiştirmek — tewrü- beler yapmak mümkün ve kolay- Gır. Fakat, piyasa yerlerindeki kerber dükkânlarında çırak böyle — birtecrybeye kalkışamaz.» Berber daha uzun zaman söy - ilyecekti. Fakat, artık tıraşım, bi- tirmişti. Saçımı taradı. — Sıhhatler olsun bayım, dedi., Bir saattenberi oturduğum kol tuktan kalktı Yeni Matarası — rak Londraya gelmiştir. Bu fabrika işi ile görüşmek üze- ve de Fransadan bir Marki geldi. Onun Londrada da görüştü. En meşhur bir otekde yemek yediler, Bundan sonra Vireçinski fabrika- ya müşteri aramağa başladı. Fa- kat bu iş böyle kalkdı. Çünkü İs - panyanın eski Kralı Alfonso bir f çekerek kimseye fabrika- — ak içi salâhiyet verme « diğini ilân etmişti. Londrada çok para harceden Vireçinski nihayet cağını anladı. Bunun üzerine A- nerikaya gitti. Holivad'a giderek da kendisine iş aradı. Bazı mü- —© film kumpanyalarile müza - —© Lâkin m uvaffak o lamadı. Bunun üzerine tekri Av- rupaya dönmok üzere yola çıklı ve Holandaya geldi. Vireçinskinin elli kât esvabı vardı. Seyahate çıktığı zaman c ima vakit kazanmak için tayyare uğunu tercih ede Vir ginskinin en parlak zamanları bundan dört sene evvel Londrada geçirdiği günlerdi. Almanya ile İngiltere piyasası arasında para işlerinde rol oynamak istiyordu. Birde ortağı vardı. Albay Narris ismindeki bu ortağı ile çalışı du, Sonra bu adam karısını gadı, Vireçinski kadını aldı. Bu münasebetle mükellef bir xi iyafet verilmiş, kırk iki davetli hazır bulunmuştur. Bu ziyafet ix sare fediler lerce İn,(ı.ıı lira- sıdır. yöler bi yore * h- Y para b İşte Vireçinskinin geçirmiş ol duğu hayata dair eski bir tanıdığı tarafından verilen şayanı dikkat malümatın Bir zamanlar uğrunda o kada para sarfedilen kadın şimdi Stok- bolmde pek fakir bir hayata kat- lanmağa mecbur bulunuyor, Vi- reçinski bu kadını aktıktan birkaç da altın saçlı Alman kızını alarak Ameri- kaya gitmiş bulunuyordu. Alman güzeli İsv yinski de Amsterdam hapisha « hulâsası. aVi gözlü, Yeni gelen İngiliz hatırını sorüyor. « muş. Fazla olarak genç artist ken- di uğrunda pek çok paralar sare fetmiş olan