Bazı San'atlar Ölüyor Küçük San'atlar Kanunu | Bunları İhya edebilecek mi ? Esnaf Bu Hususda Ne Söylüyor ? ilıççılık, sedefçilik, oyma - Clık, kakmacılık, bıçakçı hk ve saire gibi bazı küçük h'—i.ıııııtm.ıı küçük san'at - Tei bir an evvel mev- İstbika kanulması — süretile kanundaki cezri hüküm- istifade olunmas istenmiş- ; her san'atkârın mu- Çırak yetiştirmeğe mec- tasrih — edildiğinden Mevkil tatbika nekadar ça- .,..ıl:?me bu eski ve ince san'at| & lerinin yeni çıraklara o ka- Tepaibük kavuşacağı ümid edil. —tıiiıı bu hususta mezkür Yaş lar arasında bir tetkika' Bakgı, Tüharririmize, yaşlı ve « turtalar, maalesef yeni kti- & Köh'atlar kanununun bu kabi! ereste ümrük esimleri Geliyor h" Kuruşa İndii k:*ln kömür — havzasındaki %. #Ocaklarında «sütun: ola k.::ğnk üzere hariç mem - İMgelN getirilecek olan ke - N Bgümrük resminin indi- Küzumlu görülmüştür. N""nhh Üzerine İktısad Vekâlet! 4 Lnxır.u.. projesi hazırlıya Tüzgiy * Vekilleri hey'etine ver- ._Nq, hey'etçe kabul ve tas- lh:"“ln bu yeni proje muci - bu gümrük resmi kiloda 5 Tenzil olunmuştur. Sap Hqslal ığı Yellîı:lıı—ı Eğede görüldü Ğ— İzmir vilâyetinin 11 kö- .ı%r"lnhrdı p basta- Mday lalığa karşı derhal mü- K amşar Ü Ük mintakaları ”- kordün ş'lüı. buradaki — bütün l YA aşı tatbik olunmuş - iyor stanbula gir- S di 'ı:v.o,"’“ğ' velveleye NX: *h-ıx? değildi. Paşaya, ş 'dan sonra cevab a Dğ, Xy"""crlmz muvafıktır. âlbz; bugün hareker Nıgh:“'nn haber vermek evvi *l İstanbula ye- Birazdan Sadrınzamın 'k derhal İstanbula Verdireceğim, De- | mın daha makul ve yerinde ola - & her şeyi üsületle ya-) Tazam paşanın otağıma giderek İşe ince ve pek eaki sanayiin ihyas: hususunda ümid edilen neticeyi vermiyeceğinden — korktuklarını söylemişlerdir. Bunlar; şimdi herkesin, hatta çocukların bile kolaycacık para kazandıran işler peşinde koştuğu- nu beyan ederek — meselâ kend' nefesi açlıktan kokan eski bir kı- lıççının tozlu dükkânında hangi çırağın hayatını bağlıyarak 10-15 kuruş gündelikle kör bir san'atı öğrenmeğe hevese edeceğini sor - maktadırlar!... Binaenaleyh bunlar; yalnız çı - rak yetiştirmek hakkındaki mec- buriyetin gayrikâfi olduğunu -- rarla iddia etmekte ve ustayı çı - rak yetiştirmiyorsun diye ceza landırmayı düşünmeden evvel, es-! ki ve ince san'atlara karşı halkta | bir rağbet uyandıracak, bu san - atları ihya edecek tedbirler alma- cağını ehemmiyetle söylemekte - dirler. Çakmak Hududda Karşılanacak İstanbul - Edirne hattında tef- tiş ve tetkiklerde bulünmak üze- re 9 uncu işletme müdürü Nüz - het Geyder, dün Trakyaya git - miştir. Mumaileyh ayni zamanda hu- duda kadar gidecek ve orada; «A- tina» da Balkan Erkânıharbt, Umumiye reisleri toplantısmdan dönmekte olan Mareşal — Fevzi Çakmağı karşılayarak ayni tcen- le şehrimize gelecektir. n stanbul valisi, Belediye relsi ve I işe başladığı günden bugüne ka- dar gündelik gazetelerin kendisine tahsis edilen yazılarını okuyatli- mekten fırsat bulup üç işinde bi- rer saat çelışabildi ise bize düşen: — Bravooo.. Demek olur. İstanbulun derdi büyük, büyük amma anketlerle, halk arasında rey toplar gibi h- tiyaç listesi toplamakla, dilekleri sütun sütun yazı halinde gazete- lerle neşretmekle — bilmeyiz yeni vali ve belediye — reisimize iyilik mi, kötülük mü ederiz. Hiç bir şey olmasa bu kadar neşriyat ve gazeteler dolusu dilek kendi- sinin İş maneviyatını keser, göz dağı verir. İhtiyaç listesi neşredeceğimiz yerde bilinen ihtiyaçların — biran evvel başarılması için Lütfi Kır- dara fırsat varsek hor halde daba memnun olur. Amma, — kendisi bundan memnunsa © vakit de bize sadece: — Allah küvvet versin.. Demek düşer. BÜRHAN CEVAD Açıkta Satış Yasak Emre Riaye Etıhîyenlerı Şiddetle Cezalandırı- lacaklar Emre riayet etmiyenler şiddet- le cezalandırılacaklar . Simit, çörek -vesaire gibi halkın zık ve çok aldığı hamur — işleri maddelerinin açıkta satılmamazı belediye talimatnamesi ahkâmıne dandır. Fakat buna rağmen bilhassa sabahları ekser simitçilerin açık- ta simit vesaire sattıkları görül- Müştür. Bunun üzerine dün sabah muh- telif mmnlakalarda yapılan ârı kontrollarda «200> den fazla si- mit müsüdere olunmuştur. Topra—ko_ Mahsulleri Mareşal Fevzi Çakmak öbür gün şehrimizde bulunacaktır. Beden Terbiyesi Teşkilâtı «Beden terbiyesi umum mü - dürlüğü» hakkında Başvekâlet. ten vilâyetlere bir tamim gönde rilmiştir. Bunda , Başvekâlete bağlı bu- lunan ve Türk gençliğinin idesl birşekilde yetişmesi için çalışa - cak olan bu yeni teşekküle hcr türlü yardımın yapılması bildi rilmektedir. yazan: M. Sami KARAYEL Artık, mükâleme bitmişti. Ra- miz Efendi çadırına çekildi. Alem- dar da, biraz sonra serdar ve So, tanbula hareket emrini verdir - mişti. * Ordu İstanbul üzerine hareke te başlamıştı. Bütün vüzera ve ordu erkânı sevinç içinde idiler , Lâf değil, aylardanberi Tuna boylarında, Balkanlarda çadır i- çinde bunalmışlardı. Küşaneler! ne çekilip çubuk çekeceklerdi. Alemdar Mustafa Paşanın on sekiz bin kişilik süvarı ordusun- | girişilmiştir. Nakil işi en kısa bir Ofisi Ankaraya Bu Ayın 15 inde Taşı-ıyer Toprak Ofisin Ankaraya nak - lolunacağını yazmıştık. Bu nahle ayın 15 inci günü başlanılacaktır. İcap eden hazırlıklara şimdiden zamanda ikmal olunacak ve sene başından itibaren burada yalıı Ofisin İstanbul şubesi kalacaktı Ofisin memleketimizin nerele rinde yeni şubeler açacağı da ya- kında belli olacak ve tahminlere Böre ilk şubö <Mersin» de tesis olunacaktır. her ihtimale karşı ordunun — en gerisinden geliyordu. Sanki; bir silindir gibi önündeki kuvveti e- zerek İstanbula doğru sürüklü - | yordu. Pinarhisarından ayrılırken sad- razam tarafından İstanbula ha - | berciler yollanmıştı. Padişaha; ordunun - İstanhula hangi sebeplerden dolayı geldiği bildiriliyordu. Hülâsatan deniyordu ki: — Şimdilik düşmanla altı ay - lik mütareke aktedilmiştir. Ordu kışlamak üzere Edirneye çekil - miş ise de, bazı ihtiyaçların ya - kından ve merkezden itmamı için | İstanbula gelmek zaruri — görül - Allah Kuvvet Versin | Parti başkarı Lütfi Kırdar eğer | |Günün mesetesi: | islâm Ataullah efendyi şaşırtmış- Müştür. Zatı şahanelerinin isa - betli ve şifahi iradelerine muttali olmak kaygusile yeniçeri kulları: nızla, vüzera ve rical köleleriniz ordu te İstanbula gelmeğe karaz verilmiştir. Tuna serdarı Alem - dar Mustafa Paşa kulunuz da ha: dan mürekkep muntazam kılastı kipayi şabanelerine yüz sürme« | Hem izni şahaneleri vaki olma- | bu Ka Çarşıları Çöküyor mu Esnafnelerden Şikâyetci, Nelerden Memnun Görünüyor ünkü sabah gazetelerinden birinde, Kapalı ve Mısır çarşılarının bazı yerlerinde Çöküntüler görüldüğü ve bu yüz- den esnafın alâkadarlar nezdinde teşebbüslerde bulunulduğu hak- | kında bir havadis vardı. Gerek Masır çarşısı, gerek Ka - palı çarşıda yaptığımız — mahalli tahkikat ve esnafla temasımızdar. aldığımız netice şudur: Mısır çarşısının bahçekapı eihe- tine açılan kapısında bundan 6 s0 . re evvel bir çöküntü hâdisesi olmuş tur. Fakat, bir taşın düşmesinden ibaret olan bu hâdise, Mısır çar- gısı duvarlarile alâkadar olmayıp çarşının mezkür cihetinde, ön kıs-| minda bulunan «Haraççı hanının kemer duvarına aiddi. Bunun ü | zerine © zamanlar kapının önünde | tamirat için tertibat alınmış ka laslarla bir iskele kurulmuştu. Se-| nelerdenberi bu iskele oradan kal- dırılmamış ve İcabeden tamirat | yapılmamıştır. Bunun sebebi de | belediye ile han sahibi arasında | çıkan bir ihtilâfır. Bu yüzden bi! hassa kapı ağrına yakın olan es- naf çok müşteki bulunmaktadır » lar, Çünkü bu iskele güneşe ve ışığa mâni olmaktadır. Çarşının iç kısımları ise: Yıkıl- mak, çökmek gibi bir vaziyet ol - madığı gibi bir sıva döküntüsü b.- de göze çarpmamaktadır. — Fnal çarşıdan ve dükkânlarından fev - kalâde memnuniyet izhar etmek - te ve en şiddetli yağmurlarda bile akmadığını söylemektedirler. Esnaf Hastane, Barındırma Yurdu Meseleleri ehrimizde bulunan — esnaf | cemiyetleri, esnaf için git- gide daha faydah bir hale gelmektedir. Bu cümleden olmak * üzere cemiyetler idare hey'etleri aralarında iki karar — virmişler - dir. Bunlardan biri; mevcut es - naf cemiyetleri hastahanesini da- ha ziyade tevsi elmek, pavyı ilâvesile hastahaneyi daha fayda h hale getirmek.. Diğer karar ise; | bekâr esnafa sıhhi bir şekilde ya- tacak yer temin etmek maksadile 160 yataklı bir yurt kurmak.. Hastahaneye pavyon ilâve edi'. ten sonra esnaftan hastalanıp | dundan daha geniş mikyasta isti- | fade etmiş olacaktır. 160 yataklı yurdun na maksxt- muhtaç bir keyfiyet değildir. Şehrimizde | üzere maiyyetimizle beraber gel- mektedirler ve ilâh... Ordu, Davutpaşa sahrasına ge- lirken, haberciler ordunun İstan- gelmek üzere olduğunu, İ> tanbula bildirmişlerdi. İstanbul — allüst olmuştu. Bil - bassa; Alemdar Mustafa Paşanın kuvvetlerile beraber İstanbul ü zerine gelmesi yeniçerileri, saray erkânını, Babıâli ricalini, Şeyhül- tı. Ağızdan ağıza fısıltılar oluyor- du: — Bu zorba ve derebeyi İstan- bula girerse hepimizi kılıçtan ge- çirir.. No yapıp, yapıp İstanbula sokmamalıyız.. - Gerisin — geriye göndermeliyiz... Şeyhülislâm efendi; Sadaret Kaymakamı Padişahı şu — yolda zehirlemişlerdi: — Etendimiz; Alemdar Muşta- fa Paşanın kuvvetlerile İstanbu- la gelmesi azim bir tehlikedir... | kafın müzeler idaresinin ve muh- |Eski palı Ve Mısır Elbiseler Kapâlı çarşıya gelince: Burada da, belli başlı bir çöküntü görül- memekle beraber, esnaf, böyle bir hâdisenin yakımn bir istikbal için pek muhtemel olduğunu düşüne- rok bu yüzden endişeye düşmek - tedir. Esnafı bu endişeye sevke den sebeb şudur: Kapalı çarşının, bilhassa, zenne- ciler, kolancılar kısmı, kışın, yağ- murlu havalarda, ahşap ve harab bir evin tavanı gibi şarıl şarıl ak- makta bütün sütunlardan — sular sızmaktadır. Bittabi, çok sağları olan çarşı duvarları yıllardanber! bu ıslaklık, bu rutubetle gittikçe çürümektedir. İşte bu neticei te-| biiyedir ki, çarşının en ziyade a- kan yerlerinde bulunan esnafı te- lâşa ve endişeye düşürmektedir. Kapalı çarşıda Belediyenin, ev- telif eşhasın tesahüb hakları ol - duğu münasebetle kolaylıkla top- lu bir anlaşma yapılamadığından | tamir işi daima sürüncemede kal- maktadır. Esnaf ise çekilen rahat- sızlık ve hissedilen tehlike karşı sında san söz olarak şöyle demek- tedir: Eğer buranın tarihi bir de - Heri varsa, eğer yıkılıp harap cl- ması istenmiyorsa Belediye, Ev - kaf müzeler idaresi, bu üç ma - kamdan biri, veya her üçü müş- tereken bu işle alâkadar olarak, hem bizi büyük bir derd ve teh- likeden hem de çarşıyı mutlak bir| hârabiyetten, biran evvel, kur tarmalıdırlar. İşleri yerli olmıyan, taşradan — buraya çalışmak üzere eglmiş bir — çok amele ve esnaf vardır. Bunlar, kötü ve sıhhi şartlara uygun o! » mayan bekâr odalarında, hanlar- da vesair yerlered yatmaktadır - | lar. Böyle temiz ve sıhhi olmuyan | yerlerde bekâr hayatı yaşıyan - | lar bu vaziyetten kurtarılacak - lardır. Bu yurdun vasati hesap- la «4000, liraya çıkacağı tahmin | edilmektedir. Cemiyetlerine müfit olan be - kâr esnaf bu kurulacak — olan yurtda yatacaklar, sabah ve âk- şam yemekli yiyecekler, her gün muntazam banyo, yapacak- lar; bunun - için, - alâkadarlarca yapılan hesaba nazaran - müesse. se, bir kişiden günde yirmi beş kuruş, masraf olarak “alacak ve bununla tekanil masraf karşılana- bilecektir, Bu suretle istirahat ve gıdasını temin etmeğe ayda yedi buçuk lira gibi ehemmiyetsiz bir para ile muvaffak olabilecek es- kurulalı beri böyle bir hal vuku- & gelmemiştir. Neticesi vahimdir. Sultan Selimi tahta lade etmele- ri de muhtemeldir ve ilâh.. Padişaâhn maiyyetinde bulunan Kızlarağası vemire Rusçuk yâra» nanın tesiri - altında kaldıkların- dan Alemdar Mustafa Paşanın İs- tanbula geldiğini istiyorlardı. Kızlarağasını Rusçuk yüranı kandırmıştı. Hattâ; ağa vasıtasi- le Sultan Mustafayı da gizlice te- sirleri altına almışlardı. Sözde Alemdar Mustafa Paşa, İstanbula gelirse mahlü Sultan Selimi katledecek, Sultan Musta- fayı yegâne vürisi saltanat ola - rak yerinde ipka edecekti , Hernekadar Sultan Selimi taht- |' tan indiren Kabakçı ve avenesi, Sültan Selimi katliçin — Kzlara - ğası ve Sadaret Kaymakamı ta- rafından teşvik edilmiş ise de '3 .BON TELGRAF—B | int Könun 19n Kontrel İçin Belediye Yeni tedbirler alıyer Son zamanlarda — <Bit Pazarı | «Yenicami>, «Kapalı çarşı» ve sa- ire gibi müstamel eşya satlar yer- lerde satılan eski elbise ve palto- | ların sahiplerinden alındığı gi - bi doğrudan doğruya müşterilere | verildiği görülmüştür. Halbuki sıhhat — bakımımdan bunların muhakkak — belediye «Tebhirhanesi» ne gönderilmesi ve ancak orada etüvden geçiril- dikten sonra satılması icap et - mektedir. Belediye — talimatnamesindeki yasağa rağmen bazı elbisecilerin bu kayda riayet etmediği yarı - lan teftişlerle anlaşıldığından ba- dema - belediye mıntakalarındaki bu kabil yerle- ri haftada bir kaç kere ve antı - zın kontrol etmeleri hususunda alâkadarlara yeni bir emir veril- miştir. Bu teftişlerde; tebhirhane mü- hürü olmayan elbiseler ve palto- lar bulunursa derhal müsadere o- kunacaktır. Cürmün tekerrüründe bu kabil dükkânların kapatılmasına kadar | gidilecekt L S Trakyanın İktısadt Kalkınması Trakya Umum Müfettişi Gene- ral Kâzım Dirik dün «Türkofis> İstanbul merkezine gelmiştir. General Kâzım Dirik, hem öğ- leden evvel ve hem öğleden son- ra yaplığı bu — ziyaretlerinde Türkofis Müdürü Cemal Ziya ile Trakyanın iktisadi — kalkınması hakkında alınacak yeni tedbirler etrafında görüşmüştür. Yeşilay Kurumuna Gelen Cevablar Yeşilay — Kurumunun — yıllık kongresi münasebetile Reisieum- hurumuz İn ile Meclis Reisi. ne, Başvekil, Dahiliye ve Sıhhat vekillerine birer telgraf çekilmiş- ti. Dün büyüklerimizden bu telg- raflara cevaplar gönderilmiştir. nafın en mühim ihtiyacı karşı - lanmış olacaktır. Ancak, gerek — hastahanen'i | tevsii, gerekse mevzuubahis şe- kilde bir yurt tesisi Kânunusani ayı içinde kesbi kat'iyyet ede - cektir. Çünkü sene nihayeti ol - mak itibarile bütün esnaf cemi - yetleri yıllık hesapların ikimal i- le, bütçelerini tesbit ederek Ti- caret Odası esnaf şubesi müdür - lüğünün tasdikına — arzetmekle meçgüldürler. Bir kısım oemiyet- ler bütçelerini mezkür makama arzetmiş olmakla beraber bazıla rı henüz göndermemiş bulunmak tadır. Bu formalite bu ayın niha: yetine kadar ikmal edilerek büt- çelerin vaziyeti taayyün etmiş o- lacaktır. bunlar bu işe yanaşmamışlardı. Hattâ; Yeniçeri ağası ve bazı ile- ri gelen yeniçeri zabitanı şu mü- talcada bulunmuşlardı: — Genç Osman vak'ası hâlâ halk arasında lânetle yaşamak - tadır. Yeniçeriler bu — vak'anın Zülmü ve dedikodusu altında ya- şarken ikinci bir lânetleme ola- cak vak'a ihdas edemezler... Halbuki; Sultan Mustafa ve ta- raftarları mevkilerini tahkim | - çin Sultan Selimin vücudünün ortadan kalkmasını lüzumlu gö- | rüyorlardı. Çünkü; ortada dönen dedikodular bu adamları korku- tuyorlardı. On dokuz sene padi- şahlık eden Sultan Selim millete, devlete büyük hizmetler yapmış bir padişahtı. - Sultan Mustafa tahta çıkalı bir sene olduğu hal- de hiçbir şey yapmadığı gibi, na- muslu, ehli irz takımı olanlar sergerdelerin ve serdengeçtilerin baziçesi olmuştu. (Devamı var) memurlarının | , Belediyenin Teşki'âtı epimiz, büyük bir hüsnü. H niyetle İstanbulun güzel. leşmesini, modern bir şe- bir olmasını istiyoruz. İstiyoruz ki, bu şehirde yaşıyan hemşeriler — rahat olsunlar. Bunun için de yeni Vali ve Belediye Reisinden birçok işler istiyoruz. Boyuna İş istemek ne dereceye kadar dağru ise, bütçe, formalite ve kanun im- — kânlarını da hesaba katmak o de- rece hakşinaslık olur. Binaenaleyh şimdiye kadar yapılamamış işleri tamamen ihmale atletmek kat'iy- — yen doğru değildir. Sayın Vali ve Belediye Reisi — Dr. Lütfi Kırdarın üç beş gün i- çinde İstanbul Belediyesinin teş- kilâtımı, çalışma tarzını, randı - man derecesini en ince ve doğru ölçülerle kavrıyacağını iddia et- mek fazla nikbinlik olur. Esasen böyle acele bir kanaat yanlıştır. Eiraflı ve uzun metodlardan son- radır ki, icap eden en verimli ted- birler alınacaktır. Lâtfi Kırdarın muvaffak ola- bilmesi için matbuat yardım et- meyi vüdetmişti. Ben böyle bir hüsnüniyetin hareket noktasın - dan başlıyarak bir meseleye da- ha temas edeceğim: İstanbul Belediyesinin bugün- kü teşkilâtı şehrin ve belde hiz- metlerinin emrettiği şekilde or- ganize edilmiş ve kâfi değildir. Alâkadar kanunların, kararna » melerin, nizamnamelerin ve bele- diye zabıtası talimatnamesinin hü. kümlerini tatbik edecek dış teş- kilât gayri kâfidir. Halbuki, be - lediyenin muvallak olabilmesi - — nin sırrı, yukarıda mevzuu bah - — settiğimiz hükümleri iyi — tatbik edebilmektedir. Buna mukabil, İstanbul Bele - diyesinin iç teşkilâtında, yani bü- rolarında belki de lüzumundan fazla kırtasiyecilik, Tüzumundan fazla eleman vardır, yahut da bu teşkilât ve elemanların bir kısmı yerini iyi bulamamış şekilde va- zife göregelmişlerdir. Hulâsa: İstanbul Belediyesinin teşkilâtı da ehemmiyetle tetkike, yeniden tanzime değer bir mev - — zudur. REŞAD FEYZİ Takas İşleri Şehrimizde takas muamelelt - rinin geciktiği hakkında yapılan şikâyetler üzerine alâkadarlarca derhal tahkikat yapılarak icap e- — den tedbirler de alınmıştır. ” Bunun üzerine hiçbir takas sü- rümcenede kalmamıştır. Bu vaziyetten memnün - olan takasçılar tedbirlerin ayni şekil- de devam etmscini istemektedir - ler. Birimizin derdi Hepimizin derdi izim de vazifelerimiz vardır İslanbul içinde yaşadığımız şe- birdir. Güzel, temiz ve bakımlı ol- masını istiyorsak, mutlaka ber ii, — Devletten, Belediyeden — bekleme- meliyiz. Bize de düşen işler vardır. — Bilhassa şehrin temizliği, umumi amanzarasının güzelliğinde — bizlere de düşen vazileler vardır. Meselâ zabıtai belediye lalimalnamesi, şe- hirleri alâkadar eden diğer kanun. ister. Bir takım vazilelerin de vak- tinde, süratle, belediye ve hükü « Aşlerini kolaylaşlırımış olaraz. — Her | meslekten hemşerinin yapması ve- ya yapmaması lizim gelen bir a kım işler, hareketler vardır. Bun « dara aram itina etmeliyiz. Biz ken- di payumıza düşen vazileleri hüsnü Ma ettikten sonradır RL. Belediye - den, içlerin İyi ritmesini istemeli « Oturduğu şekir a Ayi iş bektemek, bi valandaşın, hemşerinin hakkıdır.