#ÖLÜM AKINI zan: n âı MİÜ Midilti'nin batışını, VZ altında Çanakkal #ve '- ettiği Karadenize mesi, Limposla İngiliz talim Etini kuşkulu bir asabiyete üklerken, Osmanlı hükâ 1 üzerinde Almanlara n deniz kuvvetlerini iş bcek hırklubıhyı—ıc çıkarmış; Yaziyet karşısında kendi işini, k nihayet bulduğuna kanaat ren İngiliz —talim heyetinin 'e ;şnlfruırnm— dönüşünden son- O man Amirali Soşan Osmanlı anması kumandanlığı 4 ana tayin hiş, Alman muallimlerin el verilen dona: İbikatlara * İşte, Al, yanın Fransaya, Rusyaya, İn, teye bunların da bilmukabele Panyaya harb ilân — edişlerini a kıb, Kıı:.dı*nııdu m;nev - H çıkan Osmanlı filosu, başta fal gemisi Yavuz bulunduğu Odesa önlerinde Rus donan e karşilaşmış, arada bir hu- | et bulunmadığı için z llerine uy 4 deniz te- | rak Osmanlı do - ı:sıııı bayraklari l le selâmliyan; n Salyolarına b Zorlukla - kaçarak | ll kurtarmış; bu hareket, | i Osmanlılara (1) harb nani ::_mlıl,l ():ıı-:ın.ıuı İmparatorlu « 1 da Almanya « Avu; | lakına dahi! olarak hııv:'ı:("h“ | karışmasını meydana getir — | 'ııor. iki fırka üzerine tertib ı..]l( Osm_uışlı donanmasını sık | aradenize çıkarmağa başla; # Pefif kruvazörlerden mürek- ? bir fırka halinde 1 (Kolçak) kumandasındaki bi ÜyÜk çaplı korkunç topla « UŞısında lihiğına Hci hırkası Sür edilen ha -Büyük Uğramış, sonraları Akdeniz — boğazına Osmanlı donanma- nda yaçıı ere ve İstinye koy- harbeşçdü denizlere açıla- Meğe ti ün Amiral bul fihda bir Odi * Ödesa ve Sıvastopol 25 sene bulunan A- | €niz Rus donanması Yavu- | bir iş görememek | (Büyük Harbde Osmanlı donunmasının İmroz ve Mondros baskınlarile dönüşte Yavuzun yaralanarak düşman hava lede karaya oturuşunu anlatan deniz tefrikası..) Soşon iki fırka üzerine tertib Osmanlı filosunu sık sık çıkarıyordu Arıburnu kakramanlarından bir Türk çavuşu: İngiliz donanması- van 28 liklerinden patlamamış dir mermi ile yanyana. taş taş üstünde kalmıyacağı e - hemmiyetle arzolunur. Olbabda.. Trabzon valisi namına mektubeu Osman Rifat! Daha bu telsiz, Bahriye Nezare- tinde develope edilerek donanma- ya bildirmeden işe vâkıf olan yeni amiral hemen gemi süvarilerini Yavuza çağırtmış, bir harb moc- lisi toplatmış, orade vaziyeti izah ettikten sonra sormuştu: — Bu vaziyet karşısında en doğ- Tu hareket ne olabilir? Buna mühtelif cevablar veril - | miş; bazı süvariler: - Derhal Fatsaya doğru yola çıkalım! Cevabını vermişler, bir kısmı da: dişle, az zaman sonra şehrimizde Bir destroyer filotillâsını Ka- radenize çıkaralım, birinci fırka ile bu filotillâyı uzaktan himaye edecek vaziyette takib edelim. Fi- latillâ düşman kuvvetlerini üze- rine çeksin, Karadenizin kanalı - ihba R ı!d!ltı.nlnımd:m başka faa B © Müvaffakiyet göstere - Şen Osmanlı deniz N buhranlı İde demir 1 la geçirmel iştü. kuvvetleri Bünlerini Boğa- nde uyükla - _::xıs“şmıu:ı Osmanlı do - İma aN ayrılarak yerine yi- 'N — amirallerinden (foa MOViç) in geç: b bir ga mesi donanmada ; dah bir hüdiseyle başla - svduvn Büyükderede, Yavu- : “Vertesine ilk ayak bastığı -'-::yı amiral mülhakı korvet Enver Beyi karşısında bu- Y’vnl amiral - Güden morgen! k !rılen sonra Enver Bey ce- n Meden şu emri ilâve etti: Hçmen harekete geçmek ü- 'azırlık yapmalarını sefine arilerine tebliğ ediniz! ©-. bir saat sonra, aylardır âtıl at Yupıyormuşçasına bi Ydi ile uregııu;îııu::. :l::dî v harak böy gösleren Ostmanlı ;: ti Boğaza dönerken Fatsadan şu zi de almıştı; (2) B İstanbul Başkumandanlık vekâleti celilesne 21 eylâl 1333 , BBSİ: 1220 - Dört destroyerden mürek- b bir Rus filosu 20 dakikadan - i Di lîâîlı;ııı.ızı bombardıman et - 'atsa: | | | k gafletine düş - | na (8) girince fırkamızla burları günde saat 14 buçukta Daimi nulmuştur. Sütün muhammen bedeli 940 Asliye Levazım dairesinde görebilir mühendisliğinde görülebilir. 3 — Eksiltme İkinciteşrinin 4 Misyonda icra olunacaktır. Sahil müdafaa Vasıtalarının ki- etsizliği — yüzünden düşman Mütezayid bir faaliyetle de- P etmekte olduğundan, bu Bi- Fre d K Karaağaç mezbahasında bir sene zarfında birikecek -tahminen 500 ton koyun gübresinin Beykoz ağaçlama fidanlığına taşıma işi açık ek-i siltmeye konulmuş ise de belli ihale gününde giren bulunmadığından eksitlme 31/10/938 Pazartesi gününe uzatılmıştır. Beher tonun nakliye- sine 70 kuruş bedel tahmin edilmiştir. Şartnamesi Levazım Müdürlü- ğünde görülebilir. İstekliler 2490 sayılı kanunda yazılı vesika ve 26 lira| 25 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber yukarıda yazılı Encümende bulunmalıdırlar. İstanbul C. Müddeiumumiliğinden : İstanbul ceza ve tevkif evleri hastaneleri için alınacak süt 4/10/938) tarihinde eksiltmeye konulmuş ise de komisyon teşekkül edemediğin- den tekrar eksiltmeye konulması zaruri görülmüş olduğundan 9400 ki- 16 halis İnek sütü 12/10/938 gününden itibaren tekrar eksiltmeye ko- kuruştur. Eksiltme 27/10/938 Perşembe günü saat 14 te Sirkecide Aşir Elendi sokak 13 numarsda İstanbul Adliye Levazım dairesinde yapıla- caktır. Eksiltmeye girecekler şartnameyi tatil gününden maada her gün No. | filalarının bomda yağmıru saralım; ya teslim yahud da imha) vaziyetine düşürelim! Demişlerdi... Bu cevabları u - zun uzun dinleyen amiral hiç bi- rini beğenmemiş, Kendince çok | orijinal görünen şü fikrin tatbi- kini emretmişti: — Şimdi Didilli le Hamidiye Fatsaya hareket edecekler; ve do- | nanmaya avdetleri emredilinci - ye kadar Karadeniz sahillerinin müdafaasına memur - olacaklar... Ve... bu emrin tebliğinden iki saat sonra fırkadan ayrılan Ha - midiye ile Midilli Fatsa yolunu tutmuşlar, zaten (biç) mahiye - tinde olan Osmanlı deniz kuvvet-| leri bu süretle parçalara ayrıla - rak kudret itibarile sıfıra indiril- miş, bırakılmıştı. .. Çanakkaleyi aylarca zorlumak- tan, birbiri arkasma — yaptıkları forsaların boşa çıktığını görmek- ten bıkan İngilir donanmasının | Boğazın dışında bir abloka hattı meydana getirdiği zamana tesadüf eden bu kumandan değişmesi an- | larında, Marmara ve Boğaz sahil- | Jerinde (tehcir) Ter başarılmış, İn- | gilizlerin Bozcaadada tesis eitik - leri bir telsiz istasyonu ile bir tay- yare karargâhi İstanbulu gökten tehdide koyulmuş, buna karşı ça re arıyan başkurmandan vekili; do- nanma birinci kumandanı Amiral (Paşoviç) ile bu hususta şöyle gö rüşmüştü: (Devamı var) (1) Holbuki harb ilâm, Alman kumandanı tasarlamış, birer mek- tubla İstinyedeki donanma sü - varilerine vazife vermiş, © gece Ödesa bombardıman edilmiş, bu hâdise ertesi günü cereyan et - miştir. R.Y. (2) O zaman Fatsada müstakil telsiz merkezi mevcud değildi. Fa- kat, Patsa önlerinde bulunan bir Yunan şilebinin telsizinden isti - fade edilerek verilen bu şifre Os matnli donanmasından da alin - miş, askeri şifre olduğu için ko - layca halledilmişti. Bi (3) Kanal hattı, denizin tam ortasından — farzedilen mevhum hatta denir. R.Y. (77A2) hira, muvakkat teminatı 70 lira 50 ker. «7358> İstanbul Orman baş mühindis muavinliğinden 1 — Orman Umum Müdürlüğü hesabına malzemesi İstanbul Or- man Başmühendisliği tarafından verilmek şartile nümune ve şartna- mesi veçhile 4865 lira bedeli muhammen ile 80 kalem evrakı matbuanın tab ve teclidi açık münakasaya konulmuştur. 2 — Şartname ve nümüneler bedelsiz olarak İstanbul Orman Baş- üncü Cuma günü saat 15 te Vilâyet konağında Orman Başmuhendis muavinliği dairesinde müteşekkil ko-) 4 — Muvakkat teminat 364 lira 88 kuruşlur. Teminatlar İstanbul Orman mes'ul muhasipliğinden alınacak mak- buz ile Ziraat bankasına yatırılacaktır. 5 — Eksiltmeye gireceklerin şimdiye kadar 3000 liralık bu gibi iş.| leri yapmış olmaları ve ehliyetlerile ilk teminat makbuzlarile birlikte belli gün ve saatte sözü geçen komisyona gelmeleri. (7681) HİT LER (3 inel sahifeden devam) | tehlikeye rağmen oradan oraya vers düşmüştü. İpr harbinin ilk safhasında karşıdaki bütün müt- tefik düşmanlar ber türlü gayre- ti göstererek bizim sağ cenahı - mazda büyük bir çevirme hareketi yapmayı düşünmüşlerdi. Fakat bu teşebbüs akim kalmıştır. 3İ teş rinievvel ve 1 teşrinisani günle - rinde yapılan büyük taarruz ha- reketine Bavyeralılar da iştirak etmiştir. Her Hitlerin bu arkadaşı kendilerinin de iştirak etmiş ol - | dukları muharebelere dair tafsi- | lât verdikten sonra yine Her Hit- lerin vaziyetini anlatarak diyor ki: *Yılbaşı — yortuları - geliyordu. Hiçbirimiz bu harbin ne vakit bi- teceğini bilmiyorduk. Harb daha ne kadar devam edecekti? Yoksa artık bitecek miydi? Bilmi duk. Herhalde birçok mahrumi- | yetlere katlanıyorduk — Bununla | beraber daha yiyecek şeyler yok değildi. Ailelerimizden vakit va « kit öteberi geliyordu. Mektub da | “duk. Evinden herkese birşey | geliyordu. Yalnız bir kişi müstes- | na: Hitler... Ona hiç mektub yol- hyan yoktu. Öyle ki Hitlere he- men hiçbir mektup gelmemiştir!. Onun mektup yollıyacak kim - sesi bulunmaması bizi de mahzun ediyordu. Kendisini bizim ile be- raber bulunmağa davet eder, ye- diğimiz şeylerde ona da bir hisse ayırmak isterdik. Fakat hiçbir şey kabul etmez, hattâ en ufak bir gevrek parçasını bile almaz » dı. Zavallının parası da yoktu. Bir sormuştum: ok mu?, Hiç birşey yollıyacak kimseniz - yok mudur? | Hayır, dedi, yalnız bir kız | kardeşim vardır. Fakat bu za - | manda onun da nerede olduğunu kimse bilmez. İşte benim suslime bu cevabı vermişlir. Harb devam ediyordu. Düşman tayyareleri bizim üze - rimize beyannameler yağdırarak Alman milleti ile harbetmek is - tenmediğini, Kayserin harbe se - beb olduğunu, yoksa Alman mil- leti ile harb için bir sebeb gö - rülmediğini yazıyorlardı. Bizim Bavyeralı — kıtaatın — bulunduğu mıntakalara atılan beyannamcler işte böyle idi. Hep Bavyeralıların | lehine, fakat Prusyalıların aley - hine yazılmıştı. Bununla ne gibi bir maksad takib edildiğini İse Hitler biliyordu. Yere düşen be- yannameleri Hitler alarak bü - yük bir ciddiyetle.okur, tetkik e- derdi. İngilizlerin propaganda fa- aliyetinin nasıl devam ettiğini bi- ze anlatarak Alman propaganda- sının nasıl geri kaldığını söylerdi. Buna karşi Alman karagâhı umu- misinin mukabil isaliyete geçe - ceğini bekliyordu. Fakat karar- gâbı umumi birşey yapmıyordu. Düşmanın attığı bu kâğıtların bi- zim aranuzda gitgide uyandıracağı fena tesirlere mâni olmak üzere kiçbir şey yapılmıyordu. Hitlerin ise bu hal karşısında gitgide canı sıkılıyordu. Düşman tarafının propaganda hususunda Almanyaya üstün olduğunu, ne kadar mahir olduğunu her vakit tekrar ediyordu. İstiyordu ki onu da dinlesinler. Onun da söyliye - cek sözü olsun!, İstiyordu ki hep bildiklerini, anladıklarını söyle - sin!. Fakat Hitlerin de bizden zi- yade bir mevkil yoktu. O da biz- | den farksızdı. Kimse onun ne dü- şündüğünü soarmağa lüzum gör- müyordu!. Aylar geçiyordu. Kış gelmiş, geçmiş, artık ilkbahar geliyordu. Muharebe az çok dürmüştü. Fa- kat bahar mevsimi gelince mu - harebe de yeniden hararetlendi. Bu sırada artık gaz hücumları da başladı. Termmuzda Som muha - rebesi olmuştu. Fakat düşman bi- zim hatlarımızı yaramamıştı. 15- 16 temmuz gecesini asla unulamı- yorum. Tler tarafa ateş yağan bir cohennem içinde bulunuyurduk, Bütün — sahra — telefonlarımız, parçalanmıştı. Muhabere edilemi- yordu. Gidip dolaşarak oradan ©- Faya haber götürmek lüzım geli- yordu. Bu da az tehlikeli değildi. Düşmanın 21 inel alay tarafın- dan müdefas edilen hatları y mak teşebbüsünde bulunduğu öğ- renilmişti. Bunu lâzım gelen kıt- alara bildirmek icab ediyordu. İş- | te Hitler veya diğer birkaç kişi her N N dolaşarak bu malümatı lâzım ge- lenlere götürüp verecekti. Yağan kurşunun, güllenin haddi hesabı yoktu. Fakat onlar bunu yapa - çaklardı. Bir akşam Hitler yine böyle bir vazife ile başka bir ye- re yollanmıştı. Böyle oradan ora- | nat götürmek ya haber ve maldı üzere gönderilenlerin uykusuz ve aç olarak türlü tehlikelerle ora - dan oraya gittikleri oluyordu. Bu vazifeye ayrılmış olanların mik- tarı da günden güne azalıyordu. Ölenler oluyor, hasta düşenler de artık hareket edemiyecek hale ge liyorlardı. Bir kere altı kişi bir- den yola çıkarılması lâzım olduğu halde bunlardan yalnız birisinin sağ olarak vazifesini ifa etmek su retile dönebileceği tahmin edil- mişti. Bunu yapmak için fedaiye lüzüum vardı. Bunu öğrendiği za- Hitler çıkarak — kendisinin böyle gönüllü olmak üzere gide - | ceğini söyledi. Fakat bunu göze almak kendini bile bile öldü mekten başka birşey değildi. Fa- kat Hitler yola çıktı. Lâkin bir idet sonra Hitler gerisin geri- iriliyordu. Çünkü etrafı do ak yaralı arandığı zaman Bit erde yattığı görülmüş, alınarak sipere getirilmişti. Hitler Yarası o kadar mü- y değildi. Lâkin uzun zaman kendisini yatıracak, teda- viye muhtaç edecek gibiydi. b sahnesinde kal- u görülmemiş, nihayet Almanyaya gönderilerek tedavi ettirilmesi muvalık görülmüş - tür, İki senedenberi harb devam ediyordu. Hitler de iki sene sonru erin tekrar Almanyaya dönüyordu. Ber| lin civarında bir hastaneye yatı - rılınıştı. Onu orada temiz ve yu- muşâk, rahat bir yatakta görmek çok şaşılacak bir manzara arzedi- yyordu. Buna en ziyade kendisi şa- Şıyordu. Fakat Hitlerin hastanede kaldığı müddetçe en ziyade ra - hatsız olduğu birşey vardı: Ku » Jaklarına inanamıyordu. Etrafın- daki diğer hasta ve yaralı asker- lerin söyledikleri öyle bir takım şeyler vardı ki Hitler bunları duy dukça hastalaniyordu. Bu hasta- ların çoğunda kuvvei maneviye kalmamıştı. Hitler bunu görüyor- du. Bunların bazıları vardı ki harb den dışarı çıkarılsın diye nasıl kendi kendilerini yaraladıkjarımı | bile anlatıyarlar, bunu anlatırken de pek büyük Dir muvaffakiyet elde etmiş gibi kendilerini methe- diyorlardı!. Fransa - İtalya (4 üncü sahileden devam) Diğer taraftan İtalya da yakın- da yeni elçisini Parise göndere- cek. Romada bügünlerde büyük bir faaliyet olduğu oradaki mubabir- lerin verdiği malümattan anlaşı- hiyor. İngiliz elçisi ile İtalya Ha- riciye Nazırı sık sık görüşüyor - lar, Hararetle görüşülen mesele- nin ne olduğu tahmin edilebilir: İspanya meselesi. İspanyadaki İtalyan askerleri- nin geri çekilmek meselesi etra - fındaki müzakerelerin zannedil - diğinden daha çabuk bir surette ileriledeği söylenmektedir. 16 nisanda İngiltere ile İtalya a- rasında imzalanan ve bu satırlara başlarken yukarıda işaret edil - miş olan itilâfin tatbikat sahası- na çıkabilmesi için şart olarak İspanyadaki İtalyan kıt'alarının geri çekilmesi kaydı konmuştu. Anlaşmıya göre İtalya hükü « meti İspanyadaki askeri çeke- eek, İngiltere hükümeti de Habe- şistanın vaziyetini tasdik edecek- ti. Altı yedi aydanberi bu olama- mıştı. İtalya bükümeti Habeşis - tanın vaziyetini İngilterenin tas- dik etmesi cihetine ayrıca ehem- miyet vermektedir. Paris ve Lonrdanın en büyük moda müesseselerinden çıkmış patronlar üzerinde biçilmiş ba- yanlara mahsus MUŞAMBA - LARIN zengin çoşidleri her yyerden müsait şeraitle ve ucuz İlatlarla BAKER mağaraların- da satılmaktadır. Hususi çeştlerimiz — yalnız mağazamızın dahilinde teşhir GÇ AY 3—SON TELGRAF—211 ci Teşrin 1908 JİGOL (8 el sahitemizden devam) kocamın mevkiü, şerefi müsait de- Bildi? Fakat, fırsattan istifade ci- tim. Sayın bayan, yelpazesini sallı- yarak hat ülümsedi ve ilâve ettir — Faziletin de bir emniyet su- papına ihtiyacı yok mudur?... Şimdi biraz, çanın öteki tarafı- ni dinliyelim. Jigoloların topunu birden hakir görmek, itham et - mek doğru olmasa gerek... Bunlardan - birisile tetadüfen karşılaştım.Boylu — boslu, esmer gözlü bir delikanlı. Yaşı ya yir- | mi bir, ya da yirmi iki. Az ve çok | geçineceği var. Karnını doyurmak | için gençliğini satmak mecburi - | yetinde değil. Umumi harpte ser- | vetini kaybetmiş kibar bir aileye | | measup... Bana, kalbinin bütün - sırlarını açıktan açığa söyledi. Bunları güzel çehresi pembeleşmişti; — Evet, ben bir - jigoluyum... Kabul eriyorum bunu... Fakat niçin?.. Gencim, evlenecek veya bir metres tutacak, geçindirecek iktidarım yok. Şu halde ben gibi gençler ne yapalım?... - Eskiden tekkeler vardı. Orada mürit olur- lardı. Şimdi bunlar yok. Accze yurduna mı kapanalım?. — Doğru, hakkınız var.. — Şüphesiz... Eğer bir kadının parası ile hayatımı temin etsey « diri, tabiri mahsus ile söyliyeyim | <üstünçü> olsaydım, benden nof- ret etmekte hakkınız - olabilirdi. Sonra garibi şu, zengin ve yaşlı bir kadınla, evlensem, parasını | yesem herkes takdir eder. Fakat bazı yaşlıca, kocası öl - | müş veya kocasından — ayrılmış kadınlarla münasebatta bulunsam nefret ederler, bin türlü sözler söylerler. | Azizim, dünya kurulalıdanberi kocaları tarafından ihmal edilen, kocasız kalan, veya herbangi bir sebeple kocaya varmak istemiyen binlerce kadın vardır. Bunlar mev-| cut oldukça jigoloya ihtiyaç zaru- ridir, — Anlıyorum siz, centilmen bir jigolosunuz. Fakat nasıl çalışıyor- sunuz, bu hususta beni biraz ten- Evvelâ şunu işaretlerinden, göz sofra altında ayakla dokunmak « Muhammen Navi Mikdarı bedeli Beheri Tutarı LK L.K. İstanbul Başmü- dürlüğü binasının kaldırım tamiri işi 1185.65 Etil eter — 300 kilo 114 — 342— Eczayi tıb- 46 kalem 938.19 biye ş Çember rab- 3000 kilo 31 830. tiyesi İmlâ ma- 2 adet Süü— — 1600— kinesi İnhisarlar U. Müdürlüğünden: l tan hoşlanmam. Bu çök adi bir şey... Bir kadın gördüm, hoşlan - dım ve gözüme kestirdim mi, ya- nına yaklaşır, şapkamı - çıkarır, büyük bir nezaketle: — Siz, prenses .., nin yalısında prezante olunduğum bayan ... de- ll misiniz? Derim, Tabil bayan: — Hayır! Bay, yanılıyorsunuz. Der. Sert ve hasmane bir tavır- la cevap verdi mi: Affedersiniz.. Der ve ayni nezaketle selâmlar, çekilirim, Yok, eğer gülümsiye - rek: — Hayır! Bay, benzetiyorsu- nuz.,. Cevabını verirse - bilâtereddüt ilâve ederim: f — Mazur görünüz... Çehreniz, bayan N... nin güzel çehresine o kadar benziyor ki... Hele haliniz- deki, tavırlarınızdaki — kibarlık tıpkı onunki gibi... Yabancı kadın bu nezakete kar- $t hissiz kalamaz. Çünkü: 1 — Bir prensesin yalısında prezante olunduğum kadına ben- zetiyorum. 2 — Çok güzel bir kadın oldu « ğunu söylüyyorum... — Sonrası iş kendi kendine ya- la girer, On gram tatlı söz, üç am- per nezaket, bir hektometr sabır, yarım kırat terbiye bu yabancı kadını kırk sekiz saat, nihayet üç gün içinde kollarınız arasına at - maya kâfidir. Benim prensibim gudür: *Ya yarın akşam, ya da hiç...» Başınız ağrıdığı zâman aspirin al- mak için günlerce düşünür mü- sünüz ya hayır değil mi?... Bizde «Muhabbet eczanesi» nin aspirini- yizl.. Genç muhatabım, cebinden bir altın sigara kutusu çıkardı (Şüp- hesiz bir hediye. Bir sigara yak- ta, sonra: — Alfedersiniz, dedi. Beşte ran- devüm var. İşte otomobil de gel- di. — Kimin ötomobil — Vallahi ben de bilmiyorum. Bütün bildiğim, dün gece Tarab- BEDİ GÜNDÜZ Muvakkat teminat Eksillmeain LK Sekli Daalı 8903 — Pazarlık W 2165 — A. Eksilt. 143 7021 — A, Ekslit. 15 6915 A Eksilt. 15,30 il0— A, Eksilt. 18 z ğ > 1 — İdaremizin İstanbul Başmüdürlüğü binasının kaldırım tamiri — işi şartnamesi mucibince satın alınacak (300) kilo elil eter, cins ve mik- tarı listesinde yazılı 46 kalem eczayi tıbbiye nümunesine uygun olmak şartile satın alımacak 3000 kilo çenber raptiyesi ve taahhüdünü ifa etmiyen müteahhit hesabına şartnamesi mucibince yaptırılacak 2 adet imlâ makinesi yukarıda hizalarında yazılı usullerle ayrı ayrı ek- siltmeye konmuştur. Tl— Keşif ve muhammen bedellerile muvakkat teminatları hizala. — rında gösterilmiştir. HU — Eksitme 9/X1/938 tarihine raslıyan çarşamba günü hizaların- da yazılı saatlerde Kabataşta Levazım ve mubayaat şubesindeki Alım komisyonunda yapılacaktır. IV — Keşif şartname ve listeler parasız olarak her gün sözü geçen — şubeden alınabileceği gibi çember raptiye nümunesi de görülebilir. V — İsteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve saatlerde *6 75 —— güvenme paralarile birlikte yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur. (7733) | edilmiştir. H — Muhammen bedeli beher pılacaktır, olunur. .. 1 — Şartnamesi mucibince satın İ| 17/X/838 tarihinde ihale edilemediğinden açık eksiltmesi 10 gün temdit — alınacak 12500 kilo nişasta kola kilosu 16,65 kuruş besabile 208125 || Hra ve muvakkat teminatı 156.10 liradır. HMI — Eksiltme 27/X/9838 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 14 10 Kabataşta Levazım ve mubayaat şubesindeki alım komisyonunda ya- — IV — Şartnameler parasız olarak her gün süzü geçen şubeden alına- — V — İsteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve saatle 5, 75 gü- venme paralarile birlikle yukarıda adı geçen ç «7132, Y komisyona gelmeleri ilân D eli KS eei »e