17 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

17 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—SON TELGRAF—İ7 1 ci Teşrin 1938 Trakyadaki mühim hafriyata son verildi Bir kral ölüsü ile yeniden mühim mezarlar bulundn Emsali elmıyan çok kıymetli bir maske, I altın tasvirler, yüzük ve küptler de meydana çıkarıldı « « Şi a 'e .. Hafriyat heyetişehrimize döndü *"4 niversite «İlk zamanlar tarih doçenti» doktor Arif Müfidin re- d asistanı Bayan Münire iği mimarı Mazhar Altan- | dan ibaretbir heyet tarafından «Vizes ve «Kırklareli> nde yapılmakta Adduğunu evvelce haber verdiğimiz hafriyat sona etmiş ve heyet azaları, evvelki gün şehrimize dönmüşlerdir. B. MAZHAR ALTANIN MÜHİM İZAHATI Mimar Mazhar Altan Türk Tarih Kurumu tarafından — yaptırılan bu mühim hafriyatta yarılan son ve chemmiyetli neticeler bakkında | şu izahatı vermiştir: — Bu hafriyat neticeleri, Trakya kültür tarihi için büyük bir ehbemmiyet arzetmektedir. Vizedeki hafriyat, kasabanın cenubundaki Hasbaza ve Düzova küyleri civarında mevcud ve sayısı «39« u bulan höyüklerin 4 tanesinde icra olunmuş ve ayrıca Vizenin tarihi kaleleri eteklerile «Çömlekçitepe» de sondajlar yapılmıştır. A höyüğünde Milâddan sonra 1 inci asra aid olduğu tahmin edilen ve muntazam yontmataştanbir mezar bulunmuştu. BİR KRAL MEZARI BULUNDU!.. Burada yapılan son hafriyatta taştan ve üzeri Eresk tezyinatla süslü bir lâhid de bulunmuştur. Bu lâhid açıldığı vakit içerisinde, Mi- lüddan sonra 1 inci asırda Vizede Roma İmparatorluğunun — idaresi altında tesis olunan Krallardan birine aid bir -ölü» bulunmuştur. PEK NADİR BİR MİĞFERLİ MASKE VE KADIN MEZARLARI:.. Yıkılmış bir halde bulunun bu ölünün yanında hükümdarlara mahsus ve etrafı altın yapraklarla süslü bir çelenk, sağ tarafında kab- zası yanmış bir kılıç ve ayak ucunda da yine hükümdarlara mahsus Kgümüş ve demirden mamul bir zırhlı elbise, kamalar, 5 tane gümüş kupa, 2 altınyüzük ve bunlardan başka, hakikaten çok büyük bir kıy- met taşıyan ve şimdiye kadar emsaline pe nadir tesadüf olunan bir «miğferli maske» de bulunmuşlur. Bu «maske» nin üzerinde; baştan gağı altın kakmalı bir deniz ilâhını tasvir eden çok san'atkârane ya- pilmiş kabartma resimler ve maskenin iki yazak kısımlarında da yine kabartma olarak kâmilen altın kakmalı olarak ilâhi tasvirleri bulun - maktadır. B Höyüğünde ise, uyrıca yanyana duran 2 büyük mezar bulun- muştur. Bu mezarların bir «Trak> kadınına aid olduğu anlaşılmaktadır. Hükümdar ailesine mensub bulunan bu kadının mezarında; sera- pa altın yapraklarla çevrilmiy bir staç» 2 altın bilezik, 1 altın yüzük, altın küpe ve çok kıymelli taşlarla dzilmiş bir -pantantif» ve bir gok bronz, toprak ve ham eserler bulunmuştur. İdare d; Âmirlerimizin Terfileri Liste Cumhuriyet bayramında ilân edilecek İç Bakanlık, Cumhuriyet bay- ramünda terfi edecek olan vali, va- li muavini, vilâyet idare heyeti u- zası, başmüfettiş "mülkiye müfet- tişi, mektupçu, kaymakam ve nü- | fus müdürlerine aid terfi listesi- nin hazırlığına başlamıştır. Haber aldığımıza göre bu yıl i- kinci şınıf valilikten birinci smıfa terfi edecek edecek olan valileri- miz üç, üçüncü sınıftan ikinci sı- | aıfa terfi edecek valilerimiz iki, dördüncü sınıftan üçüncü sınıfa terfi edecek — valilerimiz dokuz, doksan liralık idare heyeti aza - lığına terfi edecekler üç, seksen —-0——- Ramazan Hazırlıkları Başladı Vağaz verecek hocalar da tesbit olunuyer Ramazana 9 gün rek temine koyulmuştur. — * Bu sene; ramazanda vâız vere- cek hocalar da bu hafta içinde te> bit olunacaklardır. Halkımızda da güllâç ve reçel gibi ramazanlık ve iftarlık gıda - larmı tedarike koyulanlar peyder- pey görülmeğe başlanmıştır. ÜÇÜK HABERLER, (EKEZY Acaba tatbikB Cami Avlusundan Geçerken NAP"D SIRRI Eminefendide yemek K dönüşü Beyazıt camiinin avlusundan ge- çiyordum. Bu Sonbahar günü - nün ışığı öğle saatinde harikulâde berrak, ve tallı, nüvazişkâr, serin liği henüz hiçbir örperti vermi - yor. Şadırvanın etrafınduki tah- in kerevetlerde konuşanlar, ap - dest alanlar, esanslarını koyduğu küçük çekmecenin üstüne küğut yayıp peynir ekmek yiyen bir a- | dam ve nihayel yüzükoyun uzan | miş, ağzı yarı açık, uzun saçları alnını kapamış olduğu halde uyu yun bir delikanlı var. Ne rahat uyuyor. Pek müptezel bir müka- yeseye müracaat ederek söyliye- ceğim amma, muhakkak ki, ipek yataklarında zenginler bu kadar rahat uyuyamazlar. Ve avluyu çepeçevre ihata eden yüksekçe ve sütunlu kısımda, es- ki siyah çarşaflı üç kadn, çömel- miş, biribirlerile sohbete dalmış- ct idare heyeti aza - lığına terfi edecekler ise yedidir. kalmıştır. Bu münaşebetle evkaf müdürlüğü icabeden hazırlıklara başlamış ve camilerin ihtiyaçlarını tesbit ede- lar. Bilmiyorum dilenci midirler; fakat herhalde şimdi mühim ve hararetli bir mevzu üstündedir - ler. Gelen geçenle asla alâka - dar olmuyorlar. Bilhassa — yazın, bu avludan her geçişte, şimdi çar şaflı üç kadımın çömelmiş konuş- tukları bu taşlar üzerine, berke- sün ayıplıyacağını asla hesap et - meden, elbiselerimin berbat ola- | cağını hiç düşünmeden uzanmayı ve sıcaktan - bezmiş — vücudüme mermerlerin buzunu sindire sin - dire uyumayı tahayyül ederim. Bir serseri olsam ve bunu gizle - mesem, o demir parmaklıklı pen çerelerin önünde taşlara uzanıp yatar ve arada bir uykumdan u- yanarak havuzlu meydana yavaş yavaş yayılacak gölgeleri ölç - mekle meşgul olurdum. Ve kabil oldukça, beş on kuruşum bulun - dukça, manavlara uzanıp üzüm a- hır, bunları ağır ağır, yavaş yavaş yer, her tanesinin tadını ve serin Biğini vücudümün her - zerresine yaymıya çalışırdım... Milyoner olmadığımıza, hattâ zengin olmamız imkân ve ihtimali bulunmadığına göre bari yaz gün- leri taşlar üstünde, ve gölge kö- şelerde serin ve rahat uykuya ya- AT MEZARI!... Birbirine pek yakın olan A vı ğer küçük bir Höyükde de yine hükümdarlara aid olduğu anlaşılan ** Nafıa Vekili dün Adanada edilebilecek mi 71%;:3_“ Eğlence yerlerı hak-ı kında yeni ve mühim kararlar verildi Fakat halk bu kararların devamlı ve müessir şekilde tatbik Kanunun menettiğ Mevsim münasebetile şehrimi - zin muhtelif semtlerinde ve bil- hassa «Beyoğlu» nda bulunan si- nemaların hemen hepsi açılmış ve kış faaliyetine başlamışlardır. Belediye; her semtteki sinema- Tarı sıkı şekilde koöntrole karar vermiştir. Bu meyanda; sinemala- rın şehrin umuml hayatında oy- nadığı rol nazarı itibare alınarak, kanunen tesbit edilen yaştan aşa- ğt çocukların sinemalara kat'iy- yen kabul edilmemeleri temin 0- Tunacaktır. Küçük çocukları sinemalar gi- bi, bar ve danslı, içkili yerlere - velev ki, velisi ile beraber de ol- sa - alan milessese sahipleri ve bu na müsamaha gösterenler hakkın da hemen cezai ümler tatbik edilecek ve takibat yapılacaktır. Sinemaların —«seuns saatleri» nin de belediyece tesbit olunması ve her «seans» arasında en aşağı 20-30 dakikalık bir ara bırakılma sı düşünülmektedir. Vilâyetlerde! Yeni Teşkilât Kanun projesi edilmesini bekliyor i yaştaki çocuklar | da bu kabil yerlere giremiyecekler Bu takdirde her seans bitince; sinema içinde bulunan bütün müş teriler dışarı çıkarılacak ve yeni Seans için kimse içeride bırakıl- | mıyacaktır. Bu suretle safonlar - kat'iyyen | tahliye olunduktan sonra havala- | rı tebdil edilecektir. | Film esnasında yollara iskemle . konularak fazla müşteri almma- | zına da müsaade edilmiyecektir. Sinema ve tiyatrolar içindeki büfecilerin tarifeleri de esaslı su rette tetkik ve tenzil olunacak - kar. Son Telgraf Halk sinema ve tiyatrolarda - ki izdihamdan müştekidir. Bil - hassa pazar günleri, maaaile bu kabil yerlere gitmek imkânı kak mamıştır. Belediyenin bu karar - ları lâyikile tatbik etmesini ve hal kım eğlence yerlerindeki istiraha- tini temin eylemesini rica ederiz. Yeni bir Keşif Fen ve zekâ neleri kadir değil ki Höyükleri miştir. Çukurova su işlerini tetkik et - | * Yenicam! kemerinin üstün. tabilsek, mütevazi terzilerin tak- sitle yaptıkları elbiseleri kirletip ütüsünü bozmak — üzüntüsünden #olsun kurtulsak! Çekirdekten bir sat mezarı» meydana çıkarılmıştır. Bu son mezar; gayet kesif bir kül tabakasile örtülü olarak bulunmuştur. Ve içinde müteaddid yanık hayyan kemikleri ve bronzdan at gemleri parçalarına tesadüf olun- | muştur. GİR SARAY TEMELLERİ MEYDANA ÇIKARILDI V“Wize kasabası içerisinde ve tarihi Çömlekçitepe» de iera olunan halriyatta da Milâddan sonra 2 inci ve 3 üncü asra aid olduğu anlaşı- lan gayet büyük, muazzam bir bina temelleri keşfolunmuştur. Bu bi- nanın bir «mabed» den ziyade bir «saray, olduğu tahmin edilmektedir. «Vize» nin tarihi kaleleri eteklerinde yapılan hafriyatla ise fevka- lâde ehemmiyeti haiz ve büyük bir binanın «revak- kısımlarından bi- rine tesadüf olunmuştur. Bunun da bir «mabed» veya bir «saray» ba- kiyesi olduğu anlaşılmaktadır. DİĞER MÜHİM NETİCELER!.. Bundan sonra mevsim dolayısile hafriyata son verilmiştir. Araş - fırma ve sondaj ameliyelerine gelecek yıl tekrar devam olunacaktır. Diğer taraftan «Kırklareli» mıntakasında da Milâddan evvel 4 üncü | asra ve Trakyada Makedonyalıların hâkim olduğu bir devre aid iki mühim mezarla 1 at mezarı meydana çıkarılmıştır. Bunların içinde çok kıymetli «Seramik» parçaları elde edilmiştir. Ayrı ayrı bu mezarların resim ve plânları çıkarıldığı gibi bafriyatın hemen her safhası da filme alınımıştır. H. C. E.Gökx;üiü;ı_de— deki kasrın bir müze haline ge- tirilmesi kararlaştırılmıştır. * Kurşun alım ve satımının devlet inhisarına alınması ve sa- birer vesika — verilmesi ÖLÜM AKINI battı ? Pek yıklndı Sen Tel. graf'da okumağa başlıyacaksınıı tıcılara mutasavverdir. * İşçi sigortaları kanunu pro - jesi hazırlanmıştır. * Evvelce şehrimizde 900 ha- mal varken şimdi seksen hamale inmiştir. * Ankarada bir Türk sanayi müzesi kurulmasına karar veril- miştir. * Japonyada hükümet idaresi totaliter devletlerdeki usul ve esaslar dairesinde tanzim ve ten- sik edilmeğe ve tek partile mem- leketi idare etmeğe karar veril - | miştir. So - Telgraf'da okuyacaksı vz yayım. — Dün Perihanın annesi yap- muştı. Sofrada —misafirlerden u- tanmasaydım, bir porsiyon daha bahsederdi.. İsviçrede amcasının bir oğlu vardı ya, işte o gelmiş. — Ne biçim şey, O da öteki gibi soğuk mu? Uğnunla yanyana.. Allah Allah," k yarı AŞK VE MACERA ROMANE 6 Nikâh günü yirmi kişilik bir yolcu tayyaresi Yeşilköye inecek ve davetlilerle nikâhlanacak çift- leri ahp yükselecekti. * Cahide kendi köşkünde.. İskambil falına bakarak kendi | kendine söyleniyar: — İşte bir kumral erkek. yolu- mu düşünüyor.. iki zaman içinde yüzyüze geliyoruz.. evimizde bir kalabalık var.. tuhaf şey* Bu ka- Tabalığın manası nedir acaba?... İşte iki bacak.. iki genç erkek kavga ediyor.. bunlar da ne?. Sarışın bir kadının yatağına ke- der — şüyor. işle maçanın beyi mol.mı .ı-- şları —— Yazan: İskender F. SERTELLİ böyle fal da hiç açmamıştım şim- diye kadar, Cahidenin annesi birdenbire o- dadan içeri girdi: — Ne o, kızım.. yine mi fal?, — Can sıkıntısından, anneci- ğim! İnandığımdan bakımıyorum.. bilirsin ya! Ben fala inanmam. . — Haydi kapa şunları yavrum! Evimizin içine uğursuzluk girme- sin, Cahide — iskambilleri masanın üstüne attı. — Bana bugün elma kompos- tosu pişirecek misin anne* — Ah, vallahi dün unutmuş- tum. İyi ki hatırlattın şimdi. He- topladı.. KU istiyecektim. O kadar hoşuma git- ti ki.. — Misafirler kimlerdi baka- .yım? Yine tayyareci Nihat orada mıydı? — Aman, bırak şu soğuk adamı, anne! O kadar maddi ve duygu- suz bir genç ki.. ahlâkını bilmiyo- rum amma, Perihana yazık oldu sarıyorum. — Ne diyorsun ayol? Bayan Pakize damadının üstüne toz kon- durmuyor. Çok kibarmış.. centil- menmiş.. akıllı imiş.. zenginmiş.. — Zenginliğini bilmem. Fakat, öteki saydıklarının hiçbirini gö- remedim onda. — Bizim nemize gerek canım! | Başka kimler vardı bakalım.. Cahide kaşlarını kaldırarak gü- ıuıııcdl._, — Değil anne! Ateş gibi sıcak, sevimli ve çok ince bir delikanlı. — Sahi mi? Perihanın akraba- sından böyle biri vardı da Nihadı nerden buldu? — Perihanın bu işte kabahati yoktur, anne! Nihat onun peşine takıldı. İlk önce annesini, sonra da kendisini elde etti. — Ne diyorsun, Cahide* Tlk ön- ce annesini mi elde etti dedir?i. — Öyleya, Bunu bâlâ anlıya - madın ma? — Benim içimde kötülük yok ayol! Böyle şeyleri aklımdan bile geçirmem.. Z Cehide, hüniya geçen' gün sen bana Bayan Pakizeden bah- setmiştin. Dilinin altındaki bak- layı çıkar bakayım. Şimdi aklıma gelat dersörüyım. dedim, Vallaki hazırlandı 3 Aldığımız malümata göre, Da - | Ya g hiliye Vekâleti tarafından hazır- Tanan veni teşkilât kanunu Büyük Yapı ııor!ar Millet Meclisinin bu devresinde müzakere olunacaktır. 5 senede tatbiki tasavvur olu - man bu lâyihaya göre, 63 vilâyeti- mizin merkezinde birer vali mu- avinliği ihdas olunacaktır. Ayrıca birkaç vilâyetin işlerile meşgul olmak üzere de «mınta kavi idare heyetleri> teşkil edile- cektir. Vilâyetlerdeki mektubi kalem- ve memurların terfihleri ciheline gidilecektir. Yeni teşkilât kanu- nunda daha bazı mühim kayıdlar da mevcud bulunmaktadır. ———— &4 Bülgaristandaki suikasd me- edilmektedir. Mevkuflardan ya - :wı., dışarıya çıkarılmakta - kaç gecedir uykum kaçtı. Bu na sil iş ayoi? — Bütün dünya işlerinin tersi- ne gittiği bir asında yaşadığımı - z bilmiyor musun, anne! Genç | edilemiyeceği tetkik olunacaktır. Şehrimiz Türkafis müdürlüğü- ı ne gelen malümata göre; Alman- yada kurulan yeni tip bir çırçır makinesile incir ve üzüm çekir - deklerinden yağ istihsal olunma- sına başlanmıştır. Alman fabrikatörleri bu su - retle memleketimizden gönderilen incirlerle razakı üzümlerinin çe- kirdeklerinden de istilade imkâ- | yavı bulmuşlardır. Bu yeni keşif; burada da alâka | ile karşılanmıştır. İstihsal edilen yağın kiymet ve ehemmiyetile; ayni usulün burada tatbik edilip eai * Dün Cebecide Kara Ali ile Bulgar Kiro bir müsabaka yap - mışlar, Kara Ali Bulgari 35 daki- kada yenmiştir. gözlerini açarak, küçük dilini yu tarcasına bağırdı: — Ne diyorsun? Damatla ka- yınana öpüşürler mi hiç ayol?!. — Dedim ya. Öpüştüler.. Ve se kızların yaşlı erkeklerle evlen « mesi, delikanlıların yaşlı ve el- gun kadınlarla sevişmesi moda oldu. — Ne demek istiyorsun a k- zım? — Hâlâ anlıyamadın mi, anne! Bayan Pakize, Nihadı, kızıma değil, kendine aldı. Evvelâ kendi beğen- di.. Sonra da kızına beğendirdi. | | — Haydi canım, senin için çı « | fit çarşısına benziyor! Bu kadağ yıllık komşumuzu ben senden iyi tanırım. Pakize, çok temiz yüs rekli bir kadındır. —Sen bu kadar anlıyabilmiş « sin, anne! Nihatla Pukize teyze « min bahçede öpüştüklerini gö » zümle görmeseydim, ben de se - vişiyorlar. İşte o kadar, — Aman Allahim.. Üstüme iyi- lik sağlık. Neler duyuyorum. Bu kadın kudurmüş demek... — Kudurmuştan daha — beter. Yarın, daha neler görecek, neler işiteceksin! — Kulaklarımıa inanamıyorum anıma.. — Bana inan, anne! Perihanın annesi, damadını delice seviyor... * Bir akçamdı... Roşat trenle İstanbula ineceks Mn&uenı—hr t — Geç vakit böyle nöreye g- Münih'te imzalanan anlaşması, İngiliz - Almâf nasebetlerinde ümid edil hi hüsüle getirmiş nih anlaşması üzerine devlet arasındaki mü tarihinde yeni bir sına gelindiği zannedil ki bu, doğrudur. Fakat bil noktasının tahmin büsbütün başka olacı kamarasındaki mü bu müzakerelerin Alm yandırdığı akisler göste hanuyor. Esasen Nazi kaç gün evvel Sarbrük'de f tiği bir nutukta bu aki fikrinin çarpışmasıydı: 1 — İngilterenin mı çuk İngiliz dış politikasının sine bağlı kalarak, Avrul sında hiçbir devletin h | kurmasına raza olmamak üne turaklardırlar, uğurda birçok m mıştır. Bu siyasetin müm lan Eden, Duf Kuper, Ça rison ve diğer ko manyanım hegemonya mani olmak için icab edi | hüâkim olan konsörvatör P yet Rusya ile de elbirliği Vö taraftardırlar. Bunlar tördürler. Komünistliği mezler. Fakat /kendilerint kerku telkin cden karşı sevgi telkin etmiy Rusya ile beraber mahzur görmezler. — İkinci bir konsör' Te vardır ki, bunların Tükten nefretleri, kin ettiği korkuya hâkir lar Sovyet Rusya ile el Yikakr ö d ayrılığı vardar. Beve'nin Sevyetlerle i$ faraftar olmadığı m: yüzden birkaç vekil is fakat Başvekilin mrarile kalmıya razı — olmuşla€f balde Çekeslovak mc: den çıkan kriz esni ve Fransız Hariciye Çemberlayn ve İngiliz Vekili iyi anlaşmışlar her iki memlekette de mayt takibeden münak berlayn ve Daladiye suli maya muvaffak oldu layı İngiltere ve Franst İki hükümet reisine kı şekkirdir. Fakat sulhuf' ye düşmüş olmasından rini mes'ul addeden zümreler vardır. Ve berlayn'i ve Daladiye'Yİ $ böyle yürüdükleri yol takib etmek istemiyotl Hitler Sarbrük nutk ziyeti çok iyi anlatmış! — Çemberlaya ve DW anlaştık. Fakat Eden' Kuperler harp istiyor! Dediği zaman, bunu istemişti. Bismark da manında Çarın ve Avet? paratorumun miyet veren ve parle kilde idare edilen H0 İtalyaya güven elmıy lerdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: