?—SON TELGRAF—İĞI ci Teşrin 1938 Ahçılıkta bir san'attır Yeni yollar FFT TIT Kültür Ağaçsız BKDA Yüzleri ak çıkaran Bize âid Garb e v e Cek abları seferberliği ; mecars ahçılar azaldı. Olacak — ve"nesriyet ST rüşmeleri Almanlar Südet mu Polonyalılar da Teşeni mişlerdir. Fakat Çekosletf nn üçüncü alacaklısı olaf caristan henüz tatmin edilf tir. Halbuki Çekaslor Macar ekalliyet davasımıff Münihte imzalanan itili ni iktizasıdır. hiddin Üstündağ, vilâyet orman başmühendisini davet ederek, fakatinde heyeti fenniye — mür rü Hüsnü, imar şubesi müdürü Ziya yollar müdürü Galip olduğu halde yeni yapılmakta olan An - kara caddesini teftiş ve Divanyolu mebdeinden Sirkeciye kadar, yo- Tun İki tarafındaki ağaçlar tetkik etmiştir Mozaik parke döşenecek — olan Ankara — caddesinin iki yanının ağaçlı olması bugünkü şehircilik prensiplerinin dışında kalmakta- dır. Modern şehirciler - otomobil geçen şehir yallarının iki yanında | artık ağaç bırakmıyorlar. Gerek vilâyet orman baş - mühendisliği gerek Belediye fen heyeti Anka- ra caddesindeki ağaçların kesil - mesini zaruri görmüş, Muhiddin | Üstündağ yüksek kaliteli ağaçla- rın kesilmesine taraflar olmamış, ancak cinsleri kötü oisnlarla ev - Dünkü (Temps) gazetesinde, | hariciye mesleğinden çtknı:rek kendisini tarih ve bill masi tarihi tetebbi bir eski Fransız diplomulnn ö- lümü haber veriliyor. Birçok ce- nebi akademilerinin âzası olduğu yazılan bu Vikont dö Gulehen ad- hi zatın en mühim eserleri meya- nında olmak üzere, (1839 dan 1841 € kadarki şark buhranı) ve (Kırım harbi ve Avrupa devletle- rinin vaziyeti) isimli iki eser xik- redilmektedir. Ve her ikisi de Tanzimatı bayriyenin ilânını icap eden vekayile bunu takip eden vaziyeti ve Abdülmecit saltanatı- min en mühim safahatını teşrih e- den bu iki eserin ikincisi iki yıl önce, yani 1936 da neşredilmiş. İ- tiraf edeceğim ki, Tanzimattan bu güne kadarki tarihe dair hayli şey okumağa ve bilmeğe çalıştı- ım halde ne bu kitapları gördüm, Bütün köy kadınla- rıda okutulacak Kadın eğitmenler; köyle- » :: Terin içtimat hayatında da © "z>mZ vazifeler alacaklar! lmuma edilen prensipin aynidir. Macar olan mıntakalar & tana ilhak edilecektir. Hükümet bunlara birer “D; makine. | *siplerin tatbiki için Kot Sİ;, Verecek ve her biri sosyal işleri, çocuk bakımı vesaireyi köylü | Çeklerle Macarlar arasındi pılan görüşmelerde ihti kadınlara gösterecekler !.. Köylünün okutulmasında ken- Eğitmenler — bütün genç köylü Bunun için yeni bir kurs açılm 3sı düşünülüyor Lokantacılar cemiyeti reisinin muhar-| ririmize dikkate dağer beyanatı *Lokantacılar Cemi, Başkamı Mustafa Doğanay — sorduğum ilk suale cevap vererek cemiyetin kuruluşunu ve faaliyetini anlatıyor: — Lokantacılar Cemiyeti 19244 de kurulmuştur ve mesaisi hiçbir su- retle inkıtan uğramadan bugüne kadar devam edeğelmiştir. 2500 mu- kayyet âzamız vardır. Azamızdan cemiyete kayıtlı olmıyanlar ise çok arzdır. Azamıza yardım cihetine gelince, cemiyet mümkün olanı yap- maktadır. Ve.. bizim de diğer cemiyetler gibi varidatımızm yüzde 25 i yardım faslına tahsis olunmuştur. Senevi varidatımız ise (5000) lira- dır. Hastanemizin bütün esnafımız tarafından büyük bir alâka ıorii- ğü müuhakkaktır. Burası bütün sıhhi ihtiyaçlarımızı temin ve eden çok faydalı bir mücssesedir. Cemiyetimiz heyeti idaresi, esnalı- mıza daha ziyade haydalı olmak hususunda azami fedakârlığı göster- mektedir. Meselâ, bu cümleden olmak üzere şu noktayı zikredebilirim; tığı ve hattâ müzakereleri tan uğradığı bildirilmı rüşmelerde Macaristanı den dö Kanya, ihtilâfın tini sarih olarak izah et K B Ş Gelelim bizin ahçılara; yüksek bir aileden cemiyetimize müracaat | Kurumunun — tasdikinden geçen | Südet mıntakalarının Al ederek bir ahçı istenilirse gönderecek ahçı bulmak için bir hayli güç- | nizamname ile Evimize verilmiş- ".:-_'—h'“_ da Partide mi hee Roman gadan Dün merasimle | terki sırasında da çıkm — lük çekeriz. Çünkü pişirdiği yemeklerle her yerde, ve herkese karşı / lir. N '"L'_'l'i';"_; bir '“’;e“ı'“' | imzalandı manya harbden evvelki yüzümüzü ak çıkaracak ahçılar, bugün, çok azalmıştır, ve yeniden | — 2 — Bu nizamname mücibince | gee dorkal paRağ -| Bura ya üzerinde ısrar etmiş ve E Te S bilenlerle bilmiyenleri bilmek ba- nnn — e üzün uzün denemelere hacet kalmadan sahçıyım!» diyen kimsenin | pılacaktır. B ö e e ge deaalleediarreekr b kımından' bunun faydası bü- |Dün yeni bir göç- Ankara 15 (A.A.)— Türkiye ile b . elinde bulunması lüzim gelen sehliyetname» ye bakarak derhal onun Profesyonel — güreş tertib | yüktür. U ei y göç İtalya arasında iki del ü- | dan başka Vahudiler de ? n büsbütün vazgeçilmiştir. DS OA KAZ e Tmağa başladı: Ve hemen ilâve etti Reşat, Perihana döndü: Fi Slatmya, .o .. > | —— Hava bugün ne güzel değil İ — Bu yıl ön sekizine bastı o, Sabahleyin çok ne'eliydiniz.. | *Y3kllık gösterirken, ğ —— GOKVUZ de BVi Ka ha ite | gçD M siz de yirmisine gir. İ birdenbire ne oldunuz? :"'l"l""'* a suale şen bir kahkaha ile | diniz? Perihan dudağını bükerek önü- e8 Aşk yarışları — cevap verdii | aei n .._.."*"'..'.._ı'”_..* F esaki : z ui DA DAN - Çok güzel.. o kadar güzel ki.. | — Perihan, ara sıra Nihatla bir | — — Vallahi ben de bilmiyorum. | ““üikten ve AŞK VE MACERA ROMANI: 5 — Yazan: İskender F. SERTELLİ — Eviniz yakın mi buraya? — | şeyler konuşuyor, fakat Reşat bu | — Besleme kir nııveı:ı“;um < bazatld eli siina ğ t — Bvet.. konuşmayı işitemiyordu. ken, Bayan Pakize de bahçeye | ** A lmanyanın da artık — Vallahi yalan söylüyorsun, | şat ta kırk yıl bekâr kalacak de- Parmağile karşıdaki sarı köşkü | — Cahide arkadaşına seslendi: geliyordu. Polonya davalarını Reşat! Sen küçükken elmayi ve | ğildi ya. Elbette Cahide olmazsa, gösterir: xti ğ ü payer m hararetle müdafan eylef elmalı tatlıları ağzımna koymaz- | bir başka kız bulup flört yapa- | Reşat hâlâ ağırbaşlılığını muhsfa- - İşte şurası. K k',"d"' ae gan dirür $ OÜN Saros Kü büleakü var . AAA G seddli dın! cak.. sonra da belki sevecek ve o- | za ediyordu. Ruhan da muztarıp- | — — Çoktanberi burada mı otu- | * “€Sun öyle..? Somurtkanlık sana | kit geçirdiler. yadan çekincn İtalh kâtibiumumi ve muhasibe verilen muayyen bir maaştan başka, cemi- yetimiz idare heyetinden hiç kimse, yani, hiçbirimiz para almayız. Hepimiz kendi işlerimiz, ticaretimizle meşgul bulunduğumuz cihetle, cemiyetten hiçbir şey beklemeksizin çalışmaktayız. Esnafımızın yük- :':m'îı"“hm" “k""' “""ı“ğ““ :':h":“:; '“N'::w ban | yızının bilhasaa arttırılması ka - | Tasını da temin edeceklerdir. Ka> | miştir ki: selmesi, mesleğimizin inkişafı bizim başlıca mükâfatımızdır. G gaa Santak Cai '*""h' tişarını rarlaştırılmıştır. a dın eğitmenler; köyün içtimal ha- — Çekoslovakyanın Bu noktada duraklıyarak, kısa bir düşünceye dalan muhatabıma der- | *" ç gn * XUTERDETE L AA göre badema kadın | yatında nâzım bir rol oynuyacak- | teklifi bizim düşüncemize hal sordum: Bu hafta içinde gerek kalite ge-| biliyorlar mı, bu kitaplar. getirii- | xi n | tir. uzak ve iki heyet tarafındı — Esnafınızın ve mesleğinizin terakki ve inkişafı hususunda bir ta- Savvurunuz var mü?... Benden sanki bu suali bekliyormuş gibi, tasdik yollu başını sallıya- rak: — Var.. dedi. Lokantacılığı, aşçılığı bu halde bırakmamalıyız.. çün- kü bu sanıldığından daha ziyade mühim bir iştir. Her ahçının pişirdiği yemek her sınıf halkı tatmin edemiyeceği ve her garsonun yapacağı servis te herkesi memnun edemiyeceği muhakkaktır. Fikrimi daha iyi izah edebilmek için şöyle bir misal arzedeyim: Lüks bir lokantada ça- lışan bir garson Avrupada ayni derecede bir lokantada çalışan bir gar- son kadar işinin ehli olmazsa © lokantaya gelecek bir ecnebiye karşı, servis esnasında bir takım hatalı hareketlerde bulunması tabidir; çün- kü esaslı bir şekilde yetiştirilmemiştir. Bizde bir garsonluk mektebi yok- tur. Bu hal karşısında ccnebilede hasıl olacak intabar düşününüz. yetişmemiştir. Çünkü esaslı bir tarzda ahçı, lokanlacı yeliştirmek için bir «kurs» mevcud değildir. Bu, dediğim kurslar mevcud olsa, meselâ evine ahçı alacak bir kim- hakkında bir fikir edinebilir. Garsonlar için de keyfiyet aynidir. Şüphesiz, ahçı ve garson yetiştirmek için kurslar açmak herşey- den evvel maddi ve kuvvete müstenid bir iştir. Bunu biliyorum. Fa- | kat bu işi esnafcemiyetleri şu şekilde başarabilir: Kurs açmak, meto- dik bir şekilde talebe yetiştirmek istiyen cemiyetler vardır. Bunların het biri ayri bir binada bercihetle ayrı masraflara girerek, bu yolda bir faaliyete girişmek isterlerse bu faaliyefin temadi etmiyeceği tabil- dir. Fakat birkaç kurs bir binada olur da, masraflar da kabil olduğu kadar birleştirilirse, bu tasavvurun kuveden flile çıkması oldukça #nittmkün» kılınmış olur. Biz bu yolda bir teşebbüse girişerek, mes- lek 'kursları açmak faaliyetinde ilkadımımızı atmak cesaretini göste- recek olursak bu hususta, gerek hükümetimizin, gerek belediyemizin | müzaherette bulunacağından kat'iyyen ümidvar olabiliriz. İ Bence kurs açmak, hastahane tesis etmek kadar mühimdir - ve bu na lâyık olduğu ehemmiyeti vermeliyiz. Bu mesele üzerinde görüş- mek için bugün «düns bir toplantı yapacağız. Ve yakında kat'i teşeb- büslerde bulunacağız. — R. 8. (KÜÇÜK HABERLER T4 İş Bankasının yakında Lon- | — y Her türlü kaçakçılığın önüne drada da açacağı şube müdürü | geçebilmek üzere mevcud mallar- Cabir ayni zamanda Türk - İngiliz| dan birkaç tane değil bütün soğuk şirketinin idare meclisi reisliğine | teneke ve emsalinin birer birer | tayin edilmiştir. gümrüklerde muayeneye tâbi tut- | * İngilterede mecburi asker - | turulmasına karar verilmiştir. liğe hazırlık mahiyetinde cüzdan sistemi ihdas edilmiştir. nunla evlenecekti. Reşat içinden: — Ah şu kadınlar.. yaptıkları- na ne çabuk nadim olurlar.. di- — İsviçrede alıştım.. Gözgöze geldiler.. Reşat müs- tehzi bir tavırla ilâve etti: — İnsan yabancı illerde nelere alışıyor bilseniz.. yordu. Nihat Akgün bir şezlonge uzan- | sekiz bahar görmüşsünüz demek | — Pat söze karıştı: hat aralarda olmamıştı. kasının değil bütün $ ,Reçat kurnaz davranmıştı.. Ca- | — Reşat artık Perihanı kalbinden | dı: bu güzel yerde.? — İnsanın karmı tok — olursa, Perihan nişanlısından bu alâka-| Rutenyanın verilme: bideye fazlaca iltifat ettikçe, Pe- | silmeğe çalışıyordu. Gerçek, o- — ©O kadar yorgünum ki bu- Cahidenin yüzünde manalı çiz- | Neş'esi artar derler... Sen bilâkis | yı göremediğine de fena halde si- | etmekteydi. Gerçi P rihan alınıyor ve hiddetinden diş- | mun bir kadına ihtiyacı vardı.. fa- | gün... giler belirdi: susuyorsun! nirlenmişti. | teleri hâlâ Rutenyanın lerini sıkıyordu. kat 0: Perihan: — Bu ne iltifat canım.. ben Pe- | O gün Perihanda garip bir kıs- * | yanm Macaristana v 'Tuhaf şey! Bu hırçın kıza da ne — Aradığım kadın her halde — Nihat.. sen de ber gelişinde | rihandan iki yaş büyüğüm. kançlık başlamıştı. Nikâh gününü henüz tesbit et- | devletin birbirine bu oluyordu böyle..? Cahide değildir. bana yorgunluktan - bahsedersin! — Perihan kaç yaşında var? Yavaşça alnını uğuşturarak: memişlerdi. Nihat bu iş için Ha- | olması lehinde şiddetli Reşada vaktile hem söz vermiş, Diyordu. dedi.. ve yüzünü buruşturdu. — Kardeş çocuklarısınız.. onun — Başımda da hafif bir ağrı | vayolları umum direktörlüğün - | yazmaktadırlar. Fakat ” hem de sözünde durmıyarak baş- | — Reşat, Cahideyi çok taşkın, :ııp- Reşat bu sözleri duymamış gi- | kaç yaşında olduğunu bilmiyor | var, dedi, bilmem neden bugün | den emir bekliyordu. leaya mehafili böyle ka bir erkekle nişanlanmıştı. Re- pveıınıınkbıı musunuz? keyfim yok. (Devamı 6 19 n üü ü d leri fazla gölgeliyerek odaları 1 - şıksız ve güneşsiz bırakan ve sıh- rek sıhhat bakımından değersiz ve zararlı görülüp tesbit edilen ağaçların kesilmesine başlanacak - tır. Türkiye baş Pehlivanlığı Eminönü Halkevinden: 1 — Türkiye prfesyonel başpeh- Hivanlık müsabaklarının - tertibi Halk partisi genel sekreterliğinin emir ve tensibi üzerine Türk Spor herhangi suretle olursa olsun pro- fesyonel güreşler bundan sonra bu nizamname ahkâmına göre ya- edecek olan organizotörler ile bu güreşlere girecek pehlivanların E- vimize müracaat ederek nizam- name ahkâmını kabul ettiklerine dair taahhüd mektubu — vererek lisans almaları lâzımdır. 4 — Bu süretle lisans almıyan organizatörlerin müsabaka terti- bine ve pehlivanların da müsaba- ka yapmalarına müsaade edilmi yecektir. Midilli Nasıl Bıgı a En doğru vesikalar tı. Perihamı elden kaçırmasaydı, ne iyi olacaktı! Yemekten sonra bahçeye - çık- mışlardı. bi davranarak Cahide ile konuş- İ hattâ ne de bu zatın ismi malü- mumtu. Fakat mevzuları itibarile miş, okunulmuş mu; yeni malü- at ve yeni görüşleri muhtevi i- seler bunlardan istifade olunmuş mu? Maalesef pek umamıyorum. Lâkin öyle sanıyorum ki, mem- leketi, tarihini, coğrafyasını ve bugünkü durumu hakkında es- kiden veya yeni çıkmış ve bütün eserlerle makaleleri ve bundan sonra çıkacakları muntazaman öğrenen, ve bunları muntazaman gelirtip lasnif eden bir teşkilât kurmak zamanı çoklan gelmiştir. Maarif Vekâletinde mi, hariciye- de mi, üniversitede mi, matbuat- mi tetkikler bakımından, hem de bizi sevenlerle sevmiyenleri ve * Amorika, İngiliz siyasetine bağlı olduğunu resmen izhar et - mektedir. Hazin bir ölüm Samsun sabık - belediye Hacı Hüseyin zade damadı, Gi san'atlar akademisi sabık mü, merhum Namik İsmailin ağabe, si, emekli topçu yüzbaşısı Hüsnü Yağcı müptelâ olduğu hastalık - tan kurtulamıyarak, henüz genç yaşında bugün vefat etmiştir, Cenazesi yarınki pazartesi günü on bir de Nişantaşında Şişli Sıh- hat yurdundan kaldırılacaktır. Cenaze namazı Beşiktaş Sinan-) paşa camlinde kılınacak ve Yah- yaefendi dergâhındaki makberci mahsusasına defnedilecektir. Bu bedbaht aile üç sene evvel kiymetli evlâdı Namik — İzmaili kaybetmişti. İkinci evlâdının da bu suretle ziyar cidden pek a - cıklı bir felâket olmuştur, Cenabı Hak felâketzede ailesine| sabırlar versin. Tuyorsunuz? — Evet. Doğma büyüme bura- liyım. Ne âlâ. En aşağı on yedi, on dilerinden büyük istifadeler temin olunduğu anlaşılan erkek eğitmen- ler gibi, kadın eğitmenlerin de sa- iş bünyesini de ele alarak erkek eğilmenlerin yetişemediği sosyal işleri, çocuk bakımı, dikiş ve na- kış işlerini köylü kadınlara gös- terecekler ve onları yetiştirmeğe çalışacaklardır. H yaşına Bırenkaz Getirildi men kafilesi geldi | Romanyadan göçmen nakliyatı- na tahsis olunan Valar vapuru dün akşam 1600 göçmen ile lima- nımıza gelmiştir. Diğer taraftan bir hafta evvel İstanbuldan geçerek Tekirdağına gönderilen Nâzım vapurunün ge- tirdiği Romanyalı göçmenler trak-) yanın mühtelif yerlerinei — iskân olunmuşlardır. Bunlardan 97 hanesi de Lüle - burgaza gönderilmiş ve muhtelif köylere yerleştirilmişlerdir. Bu göçmenler; beraberlerinde birçok hayvan ve ziraat âletleri, muh - telif malzeme de beraber getir - mişlerdir. Romanyanın Silistire kasaba - sının <Perli» köyünden olup «Bü- yük Karıştıran» köyüne yerleşti- Tilen 63 yaşlarında Mahmud oğlu Salih, beraberinde 4i yaşında bi- rer de kaz getirmiştir. Bu göçmen; hemen hemen ya- rım asırlık bir ömür sahibi olan bu kazın 40 sene evvel kendisi hiç te yakışmıyor doğrusu. Perihan kendini topladı: — Biraz fazlaca yemek yedim galiba.. kızlrının ve yaşları müsaid bu - dunan köylü kadınlarının okutul- Hükümetimiz kadın eğitmenlere birer dikiş makinesi verecek ve çalışmalarına yardım edecektir. Köylerde çalışmalara 15, ikinci- teşrinde başlanacaktır. ıîurkıya İtalya Tıı:areıanlaşması. lAyışıb tatbik mev- | kiine konuluyor badelâtının tanzimi maksadile, bir zamandanberi cereyan — etmekte | | olan müzakereler hitama ererek | bugün bir sticaret» ve bir de <te- diye» anlaşması, bunlara müte - ferri müzeyyelâtla birlikte ve rasimi mahsusa ile imza edilmiş | ve bu "münasebetle 'Türkiye -he- | yeti murahhasası reisi Numan Me -| nemencioğlu ve İtalyan heyeti mu rahhasası reisi İtalya Büyük El- çisi Ekselâns Otavio de Peppo ta- rafından Türkiye - İtalya müna- sebatına aid samimi ve dostane nutuklar irad edilmiştir, Mukaveleler 30 haziran 1940 ta- rihine kadar mer'i kalmak üzere 1 ikinciteşrin 1938 tarihinde tat- bik mevkiine girecek! bi el d eei e ŞÜĞ SAD evlenirken kayinpederi tarafından | düğün hediyesi olarak verildiğini söylemektedir. — , Bu enteresan kaz; el'an dinçli- ğini muhafaza etmekte; yalnız 3 yıldanberi yumurta yapmamakta genç kazlarla beraber koşup gez- mektedir. Nihat saat dörtte hangara dön- dü. Perihan nişanlısından: «Bu delikanlı sizde çok kala- cak mı?» gibi bir sual bekledi. Ni- (Devamı var) beraber, müzakerenin dan sonra verdiği bey: sürülen tezler birbirine © aykırıdır ki bu bunları birbirine v: köprü kurabilmek imkâi Prensip bu derece saril hik olsa gerektir. Nüfu elli bir nisbetinde Macar takalar Macaristana t tür. Fakat hangi tarihteki itibara alınacaktır? Aynl nazarını kabul ettirmiştir. İ Harbden evvel Südet mi Ayusturyanım idaresi alli Alman olarak — kaydedili Harb içinde Alman nüfi muştır. Harbden sonra bu lar Çeklerin eline geçir Almanlar hicret etmiş senelik Çek idaresinde nüfusunun artmasına itili mişlir, Bu sebebledir ki ya, esas olarak 1910 nüfütf mının kabul edilmesinde miştir. Ayni hal, belki de h: Macar mıntakal de varittir. Macaristan, yanın kendi idaresi altıtt kunduğu sırada yapılan tibar edilmesini istemiş. de bunu kabul etmemiş! halde dö Kanya'nın sörl kılacak olursa, aradakl ölçüde derindir. Fakat Ç:kıslnıııkyııı’ Hları ile olan dikkate lâyık olan bir manya ile davasını çı mesi ve hattâ nüfuz heli olduğu için plebisil cak olan mıntakalar manya ile anlaşarak car davasına karşı m ranmasıdır. Halbuki gün evvelisine kadar garistana yalnız Örceas ıesr-sraıt Iı:p-r:—uıı:-h—'ı;ıı::::-:: " x