e Evlenme muameleleri Ticaret ğ Ş a $ #F | | i TTT Mazeret meşrü ise evlerde yapılacak 2—SON TELGRAF—I12! ci Teşrin 1938 Ancak bu mazeretin ta- mamile kanunt ve doğru olması lâzım Aksi haide müsetbibier şiddetle cezalandırılacaklar ylenme muamelelerinin badema yalnız resmi nikâh — dairele- rinde yapılarak evlerde akde müsande edilmiyeceği bazı re - | dalı işler başarmıştır. Bilhassa fiklerimiz tarafından yazılmışsa da bu hususta yaptı kikata göre; hastalığı tabip raporile tebeyyün edenlerin akit! «evlen me daireleri» nden başka bir yerde dahi yapılabilecektir. Yalnız bu husustaki mazeretlerin zaruri ve kanuni olmasına fev- kalâdı şu tamimi göndermiştir: «Medeni kamınumuzun 3 üncü sinde evleneceklerin şehir ve kasabalarda belediye reisinc ihtiyar heyetine müracaatla evleneceklerini beyan edecekli a edilecektir. Dahiliye Vekâleti vilâyete bu mesele bakkımda faslında ve evlenme talir me akitlerinin belediye dairesinde veya muhtar ve ihtiyar heyetinin toplandıkları yerlerde alenen yapılacağı ve evleneceklerden hirinin be- Tediyeye veya ihtiyar heyetine gelemiyecek derecede hastalığı tabip ra- | porile tebeyyün ettiği takdirde evlenme akdinin başka bir yerde duhi yapılabileceği tasrih olunmuştur. Kanunun bu sarahatine ve bu hususta, evvelce vâki tebligata rağ- men; bazı taraflarda zaruri bir sebep olmadığı halde; evlenme akitle- rinin yine evlerde yapıldığı ve bu vesile ile evlenme memurluğu vazi - fesini görenlerin de menfaat teminine çalıştıkları haber alınmıştır. Medeni ve içtimai inkılâbımızın ruhuna ve Cümhuriyet kanunları- na bağlılık duygularına aykırı olan bu gibi hareketlere kat'iyyen mey- dan verilmemesi ve buna cüret edenlerle müsamaha eyliyenlerin behe- mehal cezalandırılması lüzumunun gerekenlere ehemmiyetle - tebliği tekrar rica olunu! Vilâyet makamınca bu tamim teksir edilerek bütün helediyelere gönderilmiştir. Bunduan sonra; çiftlerin veya çiftlerden birinin kantıni elmadığı halde evlenme muamelesini evde yapan memurlarla buna mü- | Yazereti ııılıd-hçlılddlıhaboolmuklndı KÜÇÜK HABERLERH * Çin yeni zaferler iddia et - mektedir. Pehan'ın — cenubunda Japonlara karşı yeni ve muvaf - fakiyetli bir çevirme hareketi ya-| pılmaktadır. * Mülga âyan azasından Aris - tidi Paşa ölmüştür. 4 Spor işleri umum müdürlü - ğüne General Cemil Tahir tayin edilmiştir. * Bu yıl, Üniversitenin Tıb Fa- 179, Edebiyat Fakül- muglm,g İnkılâb Enslitüsünden BO0L talebe mezun olmuştur. * Nişantaşındaki eski ekmek fabrikasının mekteb haline geti - zilmesi kararlaştırılmıştır. * Milli Müdafaa Vekâleti hava müsteşarı albay Hüsnü şehrimize gelmiştir. ** Denizyolları müdürü Raufi Manyaslı Almanyadan şehrimize dönmüştür. w* Akay ile Denizyolları idare - sinin birleştirilmelerine devam e- dilmektedir. Akay — vapurlarının trosları değiştirilmeye — başlan - ıınşur. «. 17 Teşrinievvelde doçentliğe talip olanların yabancı dillerden imtihanları yapılacak, bu intiha- mı kazamanlar, doçentlik. imtiha- mına girebileceklerdir. AŞK VE MACERA ROMANI: $ , BAŞLANGIÇ Köşkün penceresinden iki baş uzandı. - O geçiyor galiba... — Zannetmem. Svhkhn ge - çen bir otomobil olmalı. lomobil motörüne benze » Miyor, yavrum! Çok şiddetli bir Beçişti bu, Genç kiz fi bağırdı: İşte, gördüm... Pembe köş- kün üstünden çaylâk gibi süzü - lüp geçti. Delikanlırın kaşları çatıldı: » — Evet. Ta kendisi... Yeni yap- tığı motörü prova ediyor. Arkadan boğuk, kalınca bir ses * Bulgaristanda meydana çı - karılan ve memleketimizi de alâ- kadar eden altın kaçakçılığı hak- kında gümrük muhalazası tahki- kata başlamıştır. Harice altınla - rın bölmeli su testilerile ve karyo: la demirleri arasında - kaçırıldığı anlaşılmıştır. * İngiltere ordusunu tensik et- meğe başlamıştır. Mecburi asker- Tiğin Ihdası hakkındaki cereyan- lar da kuv vetlenmiştir. * Nafıa Vekâleti müsteşarı şeh-i rimize gelmiştir. * Balkan Antantı kengresi bu- gün .Yugoslavyada Split şehrinde| açılmıştır. «. Otobüs satın almak — üzere tetkikler yapmıya memur beledi- ye heyeti Londradan Romaya git- miştir, Yugoslavyadan bir heyet gelecek Öğrendiğimize göre 15 — inci Cümhuriyet bayramımızda bu- lunmak üzere Yugoslvyadan 20 saylav gelecektir. Dost ve mütte- fik Yugoslavya saylavları Büyük Millet Meclisinin misafiri olacak- lardır. Yıun İıhılıı F. SERTELLİ işitildi: — Çocuklar! Nihad Akgün geç- ti... Gördünüz mü? Genç kiz sevinçle başını çevir- di: — Gördüm anneciğim! Yıldırım gibi geçti üstümüzden... — Fakat, sen onun Nihad olduğunu 'nere - den anladın, anne? — Ben tayyareci değilim, yav- Tüm! Günde oön tane tayyare ge- çiyor üstümüzden. Tanımak ko- lay mi onları? | Bayan Pakize arkasında sak - ladığı elini meydana — çıkararak güldü: — Bak... Nihad tayyareden bah gemize neler attı. 'Odaları Devletin umumi nizam ve halk hizmetleri için kurmuş - olduğu müesseselerin yanı başında bir | de, hususi gayeler için ve büyük işleri tamamlamak maksadiyle ku- Tülmüş müesseselerimiz — vardır. 'Ticaret Odaları, bu tip mücssese- lerden en çok verimli olanlardan biridir. Mübadele şartirı, piyasalar, eko-! nomik anlaşmalar, alış ve satış imkânları daima değişmekte bu - | tunduğundan ticareti organize et- mek ve onun seyrini milli menfa atlere uygun cepheler içinde in- kişaf ettirmek vazifeleri arasında bulunan ticaret odaları, müsbet | olarak çalıştığı zamanlar, çok f: yük ticaret merkezlerimizde oda- ların iş programları, çok geniş ve | şümullüdür. Tüccarın bütün di- Teklerini hükümete anlatmak ve bükümet kararlarının tam tatbi - kinde vazifelendirilmiş olmak, ti- caret odalarını finans ve ekonomi | âlemimizin en mühim müessese- | deri arasına sokmuştur. Bilhassa | daha radikal bir islâh arifesinde onlara alt rakamlar, bir lmxusı- yet taşımaktadır. Ticaret odalarımızın 937 senesin- de sayıları, 128 ü buluyordu. Bu tip miülesseselerimizden bir çoğu, yal- nız vilâyetlerimize mahsus oldu- ğu halde ticaret odalarımız tica- ri hareketleri mühim olan bazı kazalarımızda da teşekkül etmiş- tir. Ticaret odalarımızın 937 sene - sinde bütçe yekönları, 741,355 li- ra idi. En dolgun bütçesi olan vi- lâyet İstanbuldur: 201,591 lira.. İs- tanbuldan sonra 61,000 lira İle An kara, 54.000 lira ile İzmir; 33,000 Nira ile Bursa, 21,323 lira ile Mer- sir; 20,920 lira ile Kayseri, 19.163) lira ile Seyban; 10,143 lira ile Or du gelmektedir. Bütçesi en az olan ticaret oda - sı Yozgattır: 400 lira.. Halbuki Yozgat vilâyet olduğu halde bir kaza olan Tarsusun 5008 - liralık bütçesi vardır. Yozgattan sonra ikinci derece - de az bütçe Alâiye kazasındadır: 400 lira.. Gümüşhane bu rakam- dan üç lira fazladır: 493 lira... Buzı vilâyetlerimizde ticaret o- daları yoktur: Meselâ Van gibi.. Ba zahn da hiç hatırımıza gelmiyen kazalarda ticaret odalarına rast- larız: Vakfıkebir gibi... Bu misal de ticaret odalarının bulunuşu - nun, aynı zamanda bir ticari hare ket ve kıymet ifade ettiğini isbat eder. DEVREDİLECEK İHTİRA BERATI «Su geçebilen ve sıki olmiyan toprak yataklarının su geçmez bir| hale getirmek usulü» hakkındaki| ihtira için alınmış olan 26 Sonkâ-| nun 1537 tarih ve 2382 numaralı ih-| tira beratının ihtiva ettiği hukuk mezkür ihtiran mevkiü fiile kon-| mak için icara verilebileceği teklif edilmekte olmakla bu hususta fazla malümat edinmek isteyenlerin Ga-| latada Aslan Han 5 inci kat 1 - 3 nu- maralara müracaat edebilecekleri ilân olunur. İ Genç kız koşarak annesinin el - | lerine sarıldı: — Ah, ne güzel bir. büket... | Kırmızı karanfiller... Vallahi şu Nihad ne ince bir erkektir. Be - nim karanfil sevdiğimi nasıl da anlamış... Gi B yanındaki delikanlı yüzünü buruşturarak, ağzım aç- madan odadan çım Nüsüh ' memuzu -Bey Noci çak şen bir adamdı. Her gün birçok çiltleri başgöz etmekten zevk du- yardı. Kendisi elli beş yaşına gel- diği halde dünya evine girmemişti Fakat, çöp çatmasını çok severdi. Bay Nuri o gün köşkün önün - den geçerken Pakize Hanımı bah- çede dolaşırken gördü: — Ayol, sizin çiftlerin çöpünü ne zaman çatacağız? Benim taş- raya gitmem ihtimali kuvvetle - niyor. Gönül istiyor ki, ben kıya- yım şunların nikâhını. v Çok yakın, Bay Nuri! birkaç TTT:YN Köylerle muhabere | Ahmed Retfik NAHİD SE Öleli bir yıl olmuş. Zaman ne- kadar çabuk geçiyı Ahmet Refik tarihi tozlu kitap- larda hapsedilmiye lâyik ve oku- nursa uyku bastırır bir ağır dert şeklinden çıkararak zevk ve he- yecanla, âdeta bir roman lezzeti- le okunan bir edebiyat nevi hali- mne getirmişti. Başla (Lâle devri) olmak üze- ve birçok eserlerinde, antolojile- re alınmıya Tâyik parçalar bul- mak mümkündür. Güzel yazmayı sever, hattâ şür yazardı. Gerçi derbederce bir bayatın zaruretle- | gile bazan Hisanına usla itina et - mediği, ve birkaç kere söyleyip anlattığı şeylerden pek küçük ta- dilât ve bir serlevha tebdilile ye- İ vi AĞ ni makaleler vücuda getiriverdi- | D 37i L ĞE L Hi vâki şeylerdi. Bununla bera - ber imzasına saygı göstermiş ve meselâ, romancı kabiliyetlerin - den istiane eylemesine rağmen, yazılarını hiçbir zaman yalanlar- la dolu bir masal derekesine dü- şürmemiştir. Bazinel evrakın daha - pek çok müverrihimizi besliyecek servet - lerinden en çek istifade edenler - den biridir, yani yazılarıı zevkle okutmak gayesini takiple beraber müverrihliğin icaplarına riayet - kârdır. Tarihin her devri hakkın- da bilgi sahibi idi ve yazı yazdı, fakat ihtisas sahası Osmanlı ta - rihiydi. Ve eserlerinde bir âbide ehemmiyeti ve bir devlet cihaz - Tarını serapa tetkik etmek ve kur mak davaları bulunmamakla be- ber, Osmanlı tarihile — meşgul olmuş tarihçiler arasında daima güzide bir mevki işgal edecek - tir. Tarih mevzularını geniş halk kütlelerine okutabimiş olmak ba- kımından da, bir ikinci - Ahmet Mithat Efendi rolü oynamıştır. Fakat yazık ki, henüz ne ter - eümei hbali yazıldı, hattâ ne taplarının tam bir İistesi yapildi. Ve ölümünün ikinci senei devri yesinde bahsini bu kadar da eden olmıyacağından çok korkulur.. Gümrüklerde tarife Tatbikatına aid Kararlar Gümrük ve İnhisarlar Bakanlı- B tarife tatbikatına muallâk 1 dari kararlardan geçmiş ve kat'i- leşmiş olanlar hakkında bazı kim- selerin Devlet Şürasına müraca- at öderek hak - iddia ettiklerini görmüştür. Bakanlık bu kabil id- diaları önlemek için bir kanun projesi hazırlamıştır. Projeye gö- Te idarenin tarife tatbikatına müteallik kararları “gümrüklere tebliğinden sonraki muameleler- de esas tutulup daha önceki kat'i- leşmiş tarife tatbiklerine teşmil edilmiyecek ve bu yeni kararla- Ta müsteniden ne idare, ne de mü- kellefler tarafından kat'ileşmiş v- lan tahakkuklardan ötürü resim farkı istenmiyecektir. gün sonra yapcağız bu işi, Hazır- | lıklarımız bitmek üzere, Nikâh memurunun yüzü gül- dü: — O halde dairenin salonunu temizleteyim. Bana bir gün önce haber verirseniz çiçeklerle de süslelmeyi eminolunuz ihmmal et- mem, Bayan Pakize gülümsedi: Hiç zahmet etmeyin! — Niçin..? Yoksa çocukların | nikâhları başka bir yerde mi kı- yılacak?. - Hayır... Hayır... Sizden baş- kası kKıymıyacak. Biliyorsunuz ki | damadımız tayyarecidir. Alman- yada tahsilde iken, meşhür - bir tayyare fabrikası direktörünün kızı evlenmiş.. Nikâhları tayyare- de kıyılmış. Bay Nuri birdenbire şaşırdı.. Bâyan Pakizenin ne demek iste- diğini anlıyamamakla beraber, ga rib bir şünhe içinde bocalıyarak: — Siz de mi tayyare içinde ni- | 1 | irtibatı intizam altına alınıyor Buhusustayeni veçok mühim kararlar varildi Köy posta servisleri yakında faaliyete geçiyor Köylülerimizin — mektuparımı, gazete, mecmua ve sair posta ile gönderilen kâğıllarını çabuk al - maları ve köylerden de mektup gönderebilmeleri için yeni karar- Yar verildiğini yazmıştık. Aldığımız mütemmim malüma- ta göre, Dahiliye Vekâleti eköy vermiştir, Bu hususta hazırlanan talimat- nameye göre, «Köy muhtar» ve ekâtipleri», köy idareleri tarafın- dan devlet dairçlerine gönderil - mesi icap den bilümum resmi ev- rakla köylünün postane vasıtasile göndereceği mektupları en az haf tada bir defa bağlı bulundukları kaza veya nahiye merkezine gön dermiye ve ayni yerlerden köye gelecek resmi evrakla hususi mek tupları almıya mecbur olacaklar- dır. Bu vazife, ihtiyar meclisi kara- rile köy kâtiplerinden birine mun- zam vazife olarak yaptırılacak - tır. Köyden hiçbir suretle ayrıl - mıyacak olan köy kâtibine bu iş verilmiyecektir. Modern Veturistik Oteller , Bir Çek grupunun teklifleri alâka ile karşılandı Dahili ve harici turizmin can- landırılması için faaliyete geçen | İktısat Vokâleti memleketimizde «oteleilik endüstrisi. nin de te - essüsünü kararlaştırmış ve bu ka rar üzerinde de ilk çalışmalara başlamıştır. Bu münasebetle başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimiz- de modern ve turistik oteller kur» mak üzere hariç memleketlerden bazı teklifler yapılmıştır. Bu meyanda bir Çek grupu da şehrimize gelerek otelcilik endüs- trisi hakkında tekliflerde bulun - muşlardır. Bu heyet temaslarını ikmal ederek dün şehrimizden Çekoslovakyaya hareket etmiş - tir. Heyet âzaları, oradaki merkez - lerine; temasları hakkında izahat verecekler ve tekliflerine muka- bil kendilerine gösterdiğimiz şe- rait merkezlerince kabul edildi- #i takdirde tekrar şehrimize dö - nerek fazliyete h-şlvıuklııdıı kâh kıydırmak istiyorsunuz? Dedi. Bayan Pakize yavaşça başını salladı: — Evet, ben taraftar değilim amma. İkisi böyle karar vermiş - ler. — Nikâh kayılırken, tayyare yerde mi duracak? — Ne münasebet?! Yerde du - Tan tayyarede nikâh kıymanın manası olur mu? Gökyüzünde kı- yacaksınız onların nikâhını,.. Bay Nuri, önünde durduduğu ağaca dayandı: — Vallahi, ben yapamam bu işi. Şimdiye kadar tayyareye binme - dim. Bundan sonra da niyetim yok... — Benim de niyetim yoktu. Öy le bir kandırdılar ki... — Ben şaşıyorum doğrusu bu işe nasıl peki dediğinize... Vekil- leri de tayyareye mi binecekler? — Evet, Hattâ, yirmi kişi de da- vetlimiz var, —— ı Nahiye ve kazanın pazarına rast hyan günler posta günü olarak kabul olunacak ve geceden posta işlerini çabukça gördük - ten sonra postasını alâkalı daire- lere teslim edecek ve onlardan köyün postalarını alarak hemen köye dönecektir. Her köy, posla kanununun 8 izi ci maddesine göre köy heyeti ka- rarile posta idaresinden köyün bir aylık ihtiyacına yetecek ka - dar posta pulu alabilecektir. Köy postaları gidip gelmiye başladıktan sonra köylü mektup- larının şehir veya kasabadaki bak; kal, tüccar veya diğer vasıtalarla gönderilmemesi ve doğruca köy adresi üzerine gönderilmesi için köy idaresince icap eden bütün tedbirler alınacaktır. «Köy postaları» aksamadan her hafta muhakkak postaneye gön - derilecektir. bir hafta gelmediği takdirde postane hemen vali ve- ya kaymakama keyfiyeti raporla bildirecektir. Yeni adliye Binaları Yaptırılacak İşe evvelâ Kastamonu- dan başlanıyor Adliye Bakanlığı, Türk milleti adına icrayı adâlet eden mahke- melerimize yakışacak binalar ya- pılması etütlerine devam etmek- tedir. Bu etüdlerden alıman ilk ne- tice olarak Kastamonuda — yeni bir adliye binası yapılmasına baş- lanimıştır, Silivri ve Manisada da birer adliye binası — yaptırılacak- tar. Bakanlık mali imkân dahilin- de en lüzuralu yerlere adliye bi- maları yaptırılmasımı kararlağtır- maştır. Etüdlerden alınacak neti- celere göre yapılacak — binaların yerleri tesbit olunacaktır. Cüzamlılar Hastahanesi Yakında inşaatı bitiyor Elâzıkta — yaptırılmakta — olan eüzamlılar hastanesi inşaatı bit- mek üzeredir. Yurdumuzda cüzamlılara mah- suz olmak üzere ilk defa olarak yapılan bu hastane 50 yataklı o- lacaktır. — Ne dediniz... Yirmi kişi da- vetli mi var? Demek bir gökyüzü transatlantiğine bineceğiz, öyle mi? Köşkte misafirler vyardı. Bayan Pakize nikâh memurile fazla ko - nuşamadı. Bahçeden ayrıldı: — Sakın belediyenin salonunu hazırlatmayınız, anladınız mı ba- yım? — Evet... Evet... Şimdi kendimi hazırlıyacağım bu işe, Fakat, kat'i olarak söz vermiyorum. Hele bir kaç gün düşüneyim... Tekrar gö- Tüşürüz, * * Reşad çok kıskanç... İsviçrede edebiyat tahsil etmiş, biraz hayal- perver olmakla beraber, temiz kalbli bir gençti. Amcazadesi Pe- rihanla evlenmek için, İsviçrede | kendisine ısrarla teklif edilen zen- gıı bir ailenin kızını reddederek tanbula koşmuştu. (Devamı var) - BazOeedĞi Yugeoslavya'da Yazan: Ahmed Şükrü | Çekoslovakyanın âkıbelk memlekette, Yugo: dar derin teessür uyand tır. Her ikisi de Slâv tidir. Her — ikisi de Avusll Macaristan imparatorlu; kazı üzerinde kurulmuştu! ten sonra her ikisi de ayi likelerle karşılaşmış. Het İl yakın zamanlara kadar bü kelere karşı ayni tedbirleri lar, Çekoslovakya — emll PFransız ittifakına, Küçül itilâfina ve kollektif bat yamıştı. Yugoslavya da ill evveline kadar aym harici takib ediyordu. Binaenalı kardeşlerinin ve siyaset larının bu âkıbetini Yug heyecanla karşılamışlardır. üç senedenberi, — Yugosl mukadderatını — idare ed Stoyadinoviç, Çekoslovak; kıbetinden kendi siyasetini Bgösterecek bir netide de Çi maktadır. Stoyadinoviç İ gelinciye kadar Yugoslavyi politikası, Çekoslovakyan ni rici siyasett gibi, yalnız dostluğuna ve Küçük Ant anmaktaydı. Yugoslavya, manlar Polanya ve son kadar Çekoslovakya gibi, pada Fransanın peyki v: deydi. O derece peyki vaz de Idi ki 1935 senesinin & Laval, Mussolini ile görüşi laşmak için Romaya gittij man, Yugoslavya namına hüde bile girişmişti. Stoyad Yugoslavyanın dış politi ni bir oriyantasiyon vermi kendisi, bunu şu sözlerle ifi miştir: «Eski dostlukları etmek ve yeni dostluklar ki Bundan sonra Yugoslavyı yakından tetkik cek olursa, üç cereyan sezi yadinoviç, Balkan Antantı lerile münascbetlerini miye çalışmıştır. Pransanın koslovakyanın şiddetli :sri Tağmen, yalnız M kurulmuş olan Küçük mutlak bir ittifaka n Kkaçırimıştır. Yani bu sahad taahhüdlerini — genişleti Üçüncü cereyan da İtalya garistanla yeni dostluklar masıdır. Avrupa politikasının (l Stoyadinoviçin her noktad bet hareket ettiğini gö: Hâdiseler karşısında mu! yetli imtihan veren Sto viç'in Yugoslavyadaki m hesiz — kuvvetleşmiştir. Fransız dostluğuna ve Küçi tant tesanüdüne — dayanı demokrasiye doğru yürün tiyen Sırb ve Hırvat m nin siyaseti bugün iflâs Tunuyor. Muhalif partiler mandanberi seçimin taz istemekteydiler. Son seçi Aleksandr'ın ölümünden qmmwy ta. Ve İskopçinanın m ıınrılıııyıındımüı di Stoyadinoviç, seçimi miye karar vermiştir. B bildirilidğire göre, kânun * lin on birinci günü seçim $? caktır. Esasen son günler da yapılan belediye seçimi! neticesine bakılacak ol yadinoviç'in radikal — birl kopçina seçiminde de ek kazanmalıydı. Fakat mu! senelerdenberi dayandığı litikanın iflâsı gününde y seçim, üç sendenberi memili mukadderatımı büyük | idare eden Başvekile kahil seriyet temin etmelidir. AcIım. HLT E v