9 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

9 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2—SON TELGRAF — Çay Kahve.. 1 ci Teşrin 1938 İlk tren Yerıne likör Erzincana Kahve ve gazınolırdı hiç bir kayda tâbi ol- madan Müşteriye şarab ve likör de verilecek Ahiren yerli çay yetiştirilmiye başlanan Rize vilâyetimizden bir görünüş Çay ve kahve gibi memleketi- mize ecnebi yerlerden gelen iç- kilerin yerine yerli içkilerimizin kullanılmasını temin etmek bu süretle her sene milyonlarca lira- mızın Harice çıkmasını önlemek üzere — faaliyette — bulunulması inhisarlar umum — müdürlü - ğünce kararlaştırılmış bunun için hazırlanmasına - başlanılan proje ikmal edilmiştir. Bugünlerde Ve- kâlete gönderilecek olan bu proje- demühim esaslar bulunmaktadır. Ezcümle rakı iptilâsına — mâni olmak üzere şarab - satışlarının kadehle her tarafta serbest olması, hâkkında geçen ay verilen kara- rın muvaffakiyetle tatbik edildiği| ve sürümde âmil olduğu görül - düğünden şimdi de şarab gibi li- kör ve emsalinin kahve, gazino Kü—ü—wmem.âî l ONU BEN —— —— 13 GODUM T KSN FOGT TMTEL KK EMST AŞK, HEYECAN ve İHTİRAS ROMANI * Denizbank ile Akay için yeni ve müşterek bir fors kabul edil - Mmiştir. Bu fors sarı zemin üzerine permbe şiyah ve ortada, mavi bir barkd Ve'üzerinde D harfi bulu- mataktır. * Metaksasın riyasetinde top- lanan Yunan nazırlar meclisi Se- Tânik belediyesinin — Atatürkün doğdukları evi Türk milletine he- diye etmesine dair kanunu tasdik etmiştir. »& Başvekil Celâl Bayarın yarın şehrimize dönmesi beklenmekte- dir. * Balta limanına 10 metre ge- nişliğinde beton bir köprü yapıla- caktır, * Memleketimiz tütün tüccar- larile temas etmek ve tütün al - mak üzere Rumen İnhisarlar ida- resinden bir heyet şehrimize gel- miştir. * Pazarlıksız satış kanununun ilk 14 günlük tatbikatı neticele - rine dair bir rapor yapılarak Ve- kâlete gönderilecektir. Diyerek yanına oturdu. Otelin salonunda hemen bütün Mmüşteriler ingilizce konuşuyor - dü. Ötelde çok kibar müşteriler vardı. Bu centilmenlerin hepsi İn- giliz mi? Diye sordu. Stahley meşhur prosunu yaktı ve koltuğunu kabartarak: — Evet, dedi. Hepsi İngiliz... Ve burada zannederim ki benden, başka Amerikalı yok. Ayten: pastahanelerde serbesiçe müşte- rilere verilmesi muvafık görül - müştür. Likör ve emsali gibi yerli iç- kilerimiz her yerde serbesiçe sa- tılabilecektir. — Satış için hâlen mevcud olan tezkere ve ruhsatiye almak kaydının da kaldırılması Muvafık görülmüştür. Bu suretle satıcılar tezkere kül- fetinden kurtulmuş olacaklardır. , Bunun için içki satan yerlerin hususi ve munzam vergiye tâbi tutulması hakkındaki kaydın ta- dili icab ettiğinden bu hususta Büyük Millet —Meclisi açılınca - önümüzdeki ay - Meclise bir ka- nun teklifi yapılacaktır. Sene başından, yani kânunusa- niden itibaren de bu yeni usulün tatbikina geçilecektir. * İngiliz hüki larları ilkba> harda Kanadayı ziyaret edecek - lerdir. İngiltere tarihinde ilk de- fa bir İngiliz hükümdarı Ameri- | kaya gitmektedir. * Yugoslavya millet meclisi feshedilmiştir. Yeni intihabat yar pılacaktır. *r Arab çeteleri Filistindeki petrol borularını tekrar patlatmış- lardır. Hayfa yolunda cereyan e- den bu müsademe neticesinde üç Arab katledilmiştir. Hırdavatçı dükkâ- nında saat çalmış Sabıkalı Yusuf oğlu Sabri alış veriş bahanesile girdiği yeni Tah takalede Jakın hırdavatçı dükkâ- nından iki tane masa saatini çal- maıştır. Sabri usulcacık savuşur- ken Jak işin farkına varmış ve etraftan yetişenlerin yardımile Sabriyi yakalıyarak karakola tes lim etmiştir. Sabri dün Adliyeye verilmiştir. İ Yazan İekender F. SERTELLİ değil mi mister? Diye gülümsedi. Stanley garib bir tavırla Aytene baktıktan son- ra, garsona şu emri verdi: — Şampanya,. Meyva,, ve bis- küvi getir! Ayten şaşaladı: : — Sıcak bir gay içsek iyi olmaz mı, mister Stanley? Ve kendi kendine söylenir gibi, yavaşça ilâve etti: — Bütün bir geceyi yolda ge- girdik.. Bir hayli yorulduk.. Amerikalı nazır - dedik ya - ' Yakalanıp Vardı Erzincan 8 (A-A.) — Erzınca - hin hasretle beklediği tren, gece buraya gelmiş ve bugün saat 10 da şehirli, köylü binlerce halkın coşkun tezahüratı arasında İstas- yona girmiştir. İstasyonda yapılan takın kördelâsı trenin — girişinde Dördüncü Umumi Müfettiş Gene- ral Abdullah Alpdoğan afından verilen bir nutuktan sonra kesil- miş ve tren General ve Erzincan yalisile hükümet erkânını hâmil olduğu halde halkın sürekli al - kışları arasında islasyona girmiş- tir, Bu sirada yüzü mütecaviz kur ban kesilmişti Mütcakiben Vali ve diğer hatib- ler tarafından heyecanlı nutuklar verilerek Atatürke tazim, minnet ve şükranda bulunulmuştur. Bütün Erzincanlılar, bütün halk sevinç içindedir. NAFIA VEKİLİNİN TELGRAFLARI Ankara - Erzurum demiryolu - nun Erzincana varması münase - betile, Nafıa Vekili tarafından A- tatürke ve Başvekil Celâl Bayara telgraflar çekilmiştir. Edirnede Seçim uzatıldı Edirne, 8 (Hususi) — 1 Teşrini- evvel cumartesi günü başlanan Belediye seçimi için Belediye Mec lisinin tayin ettiği rey kullarma Müddeti dün sona ermiş ise de müntehiplerin yarısından diyade- sinin iştirak etmemiş - olduğun- dan sandıklar açılmıyarak intihap encümen kararile; bir hafta daha temdit edilmiştir. Eroin alırken Aüliyeye verildi Eyüpte Zeynep Hatun sokağın- da 13 numaralı evde oturan Ah- | met oğlu Hüseyin, Balatta Yarım Balat sokağında oturan sabıkalı e- | roin kaçakçısı Ahmedin karısı | Fatmadan 35 gram eroin alırken suç üstünde yakalanmıştır. Fat- ma ve Hüseyin Adliyeye teslim edlimiştir. İzciler için bir komisyon Ankara, 9 (Hususi) Cümhu- riyet bayramında şehrimize bü - tün liselerden 48 er kişilik birer izci kafilesi gelecektir. Bu izcile- rin inzıbati bakımdan idarelerini temin etmek maksadiyle Kültür Bakanlığınca bir komisyon teşkil olunmuştur. Komisyon, Kültür Bakanlığı mülli seferberlik direk- törü Kadri Yaman'ın reisliğinde bulunacak, komisyonda liseler di rektörleriyle şehrimiz bedan ter- biyesi öğretmenlerinden bazıları da bulunacaktır. | — Yer yüzünde, şampanyayı icad edenler bile bu içkiyi onun ka - | dar çok içmemişlerdi. — Daha iyi ya, mis'dedi. Şam- panya yorgunluğu giderir. Çay hararet verir. Ve yorgunluğunu- zu daha çok hissedersiniz! Ayten kendi kendine: — Bu da bir mantık: Diye söylendi. Garson şampanyayı getirmişti. O gün öğleden önce Vatikana Stanley kıtlıktan çıkmış bir in- san aç göğülüğile şişeye sarıldı: : — İçelim, mis! Meyva ve bis - küvi ile şampanya, bulunmaz. bir| kahvaltıdır. İçmeğe başladılar. Ayten etrafındakilerin bıyık al- 'tundan gendilerine bakıp güldük- lerini seziyordu. Öyl eya. Sabah kahvaltısında şampanya içmek kimde ve nerde görülmüştü? Birer çay alsak fena olmaz, | ##mpanya budalası bir adamdı. Haai d Detiki uekakid Ayten aldırmadı. — Ecnebi diller ve edipler NAHİD SIRRI Bir aydanberi çıkacağını duy- duğumuz (Herşey) mecmuasının ilksayısını bu sabah görüp aldım. (Ak Baba) yı uzun yıllardanberi Öz evlâdları sayarak onu Şaşmı- yan bir intizamla çıkaran iki dost ve hasım şair, Orhan Seyfi ile Yu suf Ziya, böyle magazin tarzında çıkardıkları mecmualara ayni dik kat ve alâkayı göstermiyerek bun dan evvel birkaçının kanma gir- diler. Meselâ (Aydahir) in sadık bir okuyucusu olmuş ve ölümüne acınmıştım. Ona çok benzeyen, sade ondan biraz daha narin olan (Herşey), ismine sadık kalarak herşeyden bâhis yazıları ve hei ye ait resimleri (l ediyor. Yazılarından biri Kandemirin Re fik Halitle bir mülâkatı. Bu mü- lâkatta değerli edip çok dela dü- şünmüş olduğum bir noktaya te- mas ederek, menlada arapça Öğ- renip öğrenmediğini soran Kan- demire: — Elimde iyi bir sermi 'em var dı. Güzel İstanbul türkçesi. Bunu | muhafaza etmek için arapça (e- vet) demeyi bile öğrenmedim, di- yor, Hakikaten, müteaddit lisanları bihakkin öğrenmeğe kadir insan kafaları mevcut olsa bile bir lisa- na bihakkin tasarruf ederek onu yazan adam başka bir dili ya hiç bilmiyor, yahut ta fevkalâde bil- miyor. Sen asırdaki edebiyatçıla rumız arasında bir ecnebi diline kudretle vâkıf olanların 6 dilin tesiri altında kalarak kendi dille- rini biraz çetrefil bir lisanla y: dıkları da bir hakikat değil dir? 10 Temmuz İnkılâbından bu güne kadarki Türk edebiyatının en küdretli romancısı olan Hali- de Edibin lisanında da bu hal iş- te bariz, Yazımı bu münasebetle hatırı- ma gelen bir fıkra ile bitireyim: Bir Fransız muharriri Sehakes- peare'in eserlerini fransızcaya ter- cüme etmeğe karar vererek ilkön- ce İngiltere gitmeyi ve ingilizce- yi bir İngiliz derecesinde elde et- tikten sonra bu işe başlamayı mü masip bulur, Manş denizini kate- derek İngiltere toprağına yerle - şir, Fakat aradan yedi yıl geçer ve kendisinden ses sada çıkmaz. Yedi yıl sonra iş icabı İngiltere- ye geçip kendisine tesadül eden bir dostu, hoş beşten sonra ona öğrenemedin? — İngilizceyi öğrendim dostum. Fakat bu seler de fransızcaya sa- hip olmak için Fransaya gidip se- nelerce kalmam lâzım. » .» Aman ne mızmız heritmiş değil mi? Fransızcada zaten mev- eut Sehakespeare — tercümelerin- den mütercimin ismini nefretle a- tarak kend udını koymak varken neler düşünmüş! Ne zahmetlere girmiş! Milli Tıb kongresi Milli Tıp Kongresinin içtimaları geri bırakıldığı hakkındaki haber ler doğru değildir. Kongre 17 Bi- rinciteşrinde Ankara Halkevi sa- Jorımda ietima edecektir. Stanley: — Vâtikana birlikte gideceğiz, değil mi mis? Diye sordu. Londra otelinin — basık tavanlı salonunda çabuk sıkılan Ayten: — Evet, dedi, ben de görmüş o- lurum. Beraber gidelim. Sinyor Nikola sevimli bir ra- hibdi. Yaşı kırk beş elli arasında görünüyordu. Amerikalı nazır, Vatikanın bu nüfuzlu kardinalini eskidenberi tanıyormuş gibi ko - nuşuyordu. Yeni mi tanışmışlardı? Eskiden- beri mi tanıyordu? Ayten bunu anlıyamamıştı. Kardinal Nikola, Ayteni gözü - nünucile süzerek: — Memleketimize yeni mi ge - liyorsunuz? Diye sordu. Ayten: —Evet Sinyor, dedi. ilk defa Tıbbi meseleler 'Delegelerim Brükselde toplanan «Beynelmi- | del cerrahi* köngresi» nde bükü- | metimizi temsil eden heyet reisi; Doktor, Operatör Kâzım İsmail kongre faaliyeti hakkında bir ra- por hazırlıyarak Vekâlete takdim | etmiştir. Hemen bütün memleketlerden seçilmiş, mütehassıs doktorların iştirak ettiği bu beynelmilel top- lantı hakkında Kâzım İsmail dün | kendisile görüşen bir muharriri- | mize intıbalarını anlatmış ve şu izahatı vermiştir: — *Beynelmilel cerrahi kon- gresinin bu N1 inci İçtipama 48 millet iştirak etti ve toplantıda bü milletlere mensup <375. asli âza bulundu. Riyaseti umumiyeyi Cenubi A- merikalı Doktor Mattas ediyor - du. Ayrıca hergün için de bir re- is intihap olundu. Kongre açılmazdan evvel «Bel- çika Cerrahi Cemiyeti.; murah- lar şerefine «Metropol» otelin- de bir balo vergi. Ertesi gün sabahı da Belçika Ayan salonunda kongrenin küşat merasimi icra olundu. Bunu, Sıh- hiye Nazırının bir nutku takip et- ti. Sonra; çalışmalara başlandı. Kongrede şu 3 esaslı mevzu | müzakere olunmuştur: | 1 — Tansiyonların fazlalığının ameliyatla tedavisi, | | 2— Kemik nakletmek usulleri, | 3— Akciğer keselerinin ve ur- | larının ameliyatla todavisi. | — Bu mevzular üzerinde 4 er ta- | ne rapor ve 200 ü mütecaviz de tebliğ yapılmışlır. — Kongreden | başka; ayrıca bir de idare heyeti | içtimar yapıldı. Bu içtimalara her milletten bir | deleğe iştirak eti İdare heyeti içtimalarında 12- nci beynelmilel cerrahi kongresi- nin - yani gelecek toplantının - | 1941 senesi Eylülünde Stokholm- | da toplanması kararlaştırılmıştır. | Ve o koöngrenin reisliğine Belçi - kalı doktor Mayer intihap olun- | muştur. 1941 toplantısında: 1 — Ameliyattan sonra hasıl olan hastalıklar, 2 — Pankreas cerrahisi, 3 — Corrahi Bakımdan şeker hastalığı, görüşülecektir. Bu müstakbel kongrenin işle- rini tedvir etmek üzere yine her milletten bir âzadan müteşekkil idare heyeti çalışacağı gibi ayrı- ca 12 kişilik bir ilmi heyet de teşkil olunmuştur.> Öğrendiğimize göre, beynelmi- lel cerrahi teşekkülünde asli âza olan Türk doktorlarının adedi gittikçe artmaktadır. Halen bu yekün 16 yı bulmuş- | B | kanı ziyaretiniz bizi çok sevindir- di, madam! Ayten, yol arkadaşı olan mister Stanleyi mahçub düşürmemek i -| çin, bunun aksini iddiaya lüzum görmedi. — Seyahat arkadaşım mister Stanley'in arzusuna ben de işti - rak ettim, dedi. Her memleketin böyle göze çarpan mabedlerini zi- yaret etmek, bir seyyahın yapa - cağı ilk işlerden biri olsa gerek, Stanley bu cevabdan çok hoş- tanmıştı. Amerikalı nazırla kardinal Ni- ve vazifeleri Ankarada top nacak tio kongresl ihtisas şefli Brüksel kongre- ç$ — sinde neler oldu? izin tebliğleri kleri taayyün etti Brükseldeki köngre - vesilesile orada aktedilen idare heyeti iç- timalarına heyetimiz namına re- is doktor, operatör, doçent Kâzım İsmail iştirak etmiş ve mumal- leyh riyasete de geçirilmiştir. Umumi kongrede ise Bay Kâ - zım İsmail başta olmak üzere Doktor. Fahri, Dökter, Doçent Derviş ve Doktor Operatör Bayan İffetten mürekkep 4 kişilik heye- timiz bulunmuş ve 2 tebliğ yap- mıştır. Kâzım İsmail; önümüzdeki a- yın 17 sinde Ankarada toplanacak olan «Tıp kongresi» nin cerrahi kısmı seksiyonu şefliğini de ifa etmektedir. Mumatleyh dün, bu hususta da gu izahatı vermiştir: — Kongrenin nisal seksiyon şefliğini Doktor Nureddin ifa et- mektedir. Kongrede cerrahi - ki- sım için 2 rapor ve müteaddit tebliğler müzakere olunacaktır. Bu raporlarımızın mevzuu ise; (Akciğer urları) ve (dimağ ur- ları) dir.» Cerrahi kongreye Doktor Mu- rat riyaset eyliyecek, kâtibi u- mumiliğini de Kâzım İsmail ifa edecektir. H. C. Yeni yılın Ders Programı Dün mıırin-o tebliğ edildi Şehrimizdeki orta mekteplerle liselere at yeni yılın ders prog- ramları dün Maarif Vekâletinden Maarif Müdürlüğüne tebliğ olun muştur. Bu programlar mucibin- ce, bazı derslerin adedi çoğaltıl. mış; bir kısmının ise azaltılmıştır. İki altın saat çalan yankesiciler yakalandı. Meçhul bir yankesici eyvelki gün Beyoğlunda tramvay ile geç- mekte olan Yüksek Muallim Mek tebi öğretmenlerinden — Tevfiğin cebinde iki altın saatini — ça- larak kaçmıştı. Tevfiğin — müra - aati üzerine fşaliyete geçen Em- niyet İkinci Şube üçüncü kısım memurları altın saatleri çalanın sabıkalı yankesicilerden — Ahmet olduğunu tesbit etmişler ve ken- disini yakalayarak Adliyeye tes - lim etmişlerdir. Ahmedin çaldı- ör'saatler sahibine iade edilmiş- tir. şündü: — Burada insanı hapsetseler, dünyanın haberi olmuyacak.. Kardinal, duvardaki günahkâr azizeler sırsaına geçtiğini anlatı - yor ve gözünü Aytenden ayırmı- iyordü. Mister Stanley, önünde durduğu bir reşmi kardinale göstererek: — Bu kadın kimdir, sinyor? Diye sordu. Kardinal Nikola kaşlarını kal- dırarak, Amerikalının — yüzüne baktı: (Devamı var) — Sizi gezdireyim.. lin peşine takıldılar, Loş, uzun dehlizlerden, yüksek yorlardı. Aytenin içine birdenbire garib bir korku girdi. Ve kend ikendine şöyle dü - kola bir hayli görüştüklen sörcüt Diyerek ayağa kalkan kardina- | kemerli sütunlar arasından geçi - Çek yakında Gökyüzünde kadınların tövbekâr olarak nasıl | Aşk Yarışları ee mız "Dır?a&ü?z U —et Ö AüÖtetet0d Slovakşi med Şükrü ES Sude' Aıvmnhn, Polonysği ve Macarlar Çekeslovakyadalifi rılmışlardır. Fakat Çekosloti yanın karşılaştığı «milletlet selesis bununla da bitmiş oli yor. Devletin adından da a İacağı üzere, Çekoslovak, itkının birçok kollarından İ teşkil eden Çı ve Sİ lardan terekküb etmektedir. Ü Avrupa Avusturya İmparatdf ğunün hâkimiyeti — altında hör iki millet de bu İmpari luğa tâbi idi. 1867 senesinde caristan, Avusturya ile <At layh» yaparak idari muhtarifi elde ettiği zaman, Sloval bunun şarkında gene - ba Slâv kolu ile meskün olan £ ya, Macaristana intikal eti Binaenaleyh 1867 senesinden ra büyük harbe kadar, Çekö vakyanın iki garb mıntakasi, hemya ve Morevya doğrudan ruya Avusturyaya iki şark f takası, Slovakya ve Rutet Macaristana tâbidi. Çarlık Bi yası bilhassa on dokuzuncu rın ikinci nısfından sonra Bal lar ve orta Avrupadaki Slâvl kurtuluşunu harici polit: saslı bir umdesi olarak kabulİb tiği için Rusyanın bu teşebb mâni olmak noktasında A yalılar ve Macarlar birleşmişif | Büyük harb Avusturya ve caristan İmparatorluğunu d Bu, gerek Avusturyaya ve Macaristana tâbi olan — Slâ kurtuluşu demekti. Cenub ları Sırbistana iltihak ederek lar, Hırvatlar ve Slovenler letini teşkil ettiler.Garb ve Slâvları ise, birleşerek Çek vakya devletini kurdular. bu, kolayca haşarılmış bir iş ğildir. Çeklerle Slovaklar, Slâv ırkının iki kolu olmakla raber, birçok noktalardan b rinden ayrılıyorlardı. Çekler; nevver, “çalışkan, din işk lâyik olmuya meyyal ve sa: ticarette ileri bir milletti. Sld lar ise, papazlarının tesir ve fuzu altında müteassıb — k an'aneperest ve ziraatle iştiği den bir halktı. Avusturya ve B caristar — İmparatorluğuna kurtuluş mücadelelerinde ve Slovaklar beraber yürümül! lerdi. Fakat bir defa bu gay wardıktan sonra Slovaklar kadderatlarını Çeklere büsb bağlamak istemidler. İki m rasındaki münasebeteri tanzil mek üzere harbin sonunda rikada Pitsburg şehrinde bir ma aktedildi. Ve orada bü; koslovakyanın taraftarı olan Zarik, Çekler namına Slovakl geniş otonomi veadeden bir (Ü name imzaladı. Bilâhare Bert sulh müzakerelerinde Südet manlarına ayni vaidlerde b muştu. Binaenaleyh Çekaslo Slâv ırkının muhtelif kol bu ırktan ayrı olan Macar ve manları bir araya — toplıyan devlet vaziyetinde müstakil ( let hayatına başladı. Bu k unsurları — bir araya top Çekler, kurulacak olan d sİsviçre sistemine uygun» bi şekkül olacağını vadetm çi ve yalnız Çek unsurunun kimiyetine dayanan milli bif' let mekanizması kuruldu. Bi ziyette Çeklerle Almanlar İ garlar arasındaki roller deği oldu: Yani vaktile Avustuf! Macaristan İmparatorluğund manldar ve Maçarlar hâkim. lar da memnun olmıiyan ken, harbden sonra Slâvlar, doğrusu Slâvlarrın Çek koldl kim, Alman ve Macarlar da memnun ekalliyet sınıfını ettiler. Sözün daha kısası, evvel Cermen ve Macar kümü altındaki Slâv kurtı reketi, harbden sonra Slâv kümü altında bir Cermen ve car kurtuluş hareketi şeklin dı. Münih konferansı, rin ve Macarların kurtulı min etmişti. Fakat geri kali dir, bar

Bu sayıdan diğer sayfalar: