29 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

29 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tiyatro duhuliyeleri de indiriliyor ilm resimlerinin in- dirilmesinden ne fay- da hasıl Belediye sinemalardan sonra İlyatro ücretlerini de indirmeğe Karar vermiştir. Vergilerdeki son ladilât hasebile bir teşrinievvel - “den itibaren tiyatrolarda da yüz- de 25 - 40 nisbetinde bir ucuzluk Yapılması cihetine gidilecektir. Diğer taraftan filmlerden alınan Yergilerin de indirilmesi üzerine Yeniden sinema fiyatlarında ten- ât imkânları olup olmadığı a- Taştırılmaktadır. Ancak sinema « Memleketimizde mevcut 140 sesli Tinema vardır. unlardan ancak Pazar Yerleri Yeniden çoğaltılacak Maktu satış usulü pazar yerle- Tinde tatbik edilmiyeceği cihetle halkın pazar yerlerine akın ede- | teği tahmin edilmektedir. Bunu hazarı dikkate alan Belediye İhti- Yaç görüldüğü yerlerde pazar yer- in sahalarını genişletmiye ve İcab eden yerlerde de yeniden pa- Zar yerleri açmıya karar vermiş. tir. Kınh—ı;ıîi—l;;ılunn toplantısı Bugün öğleden evvel kontrplâk | Banayii erbabı Sanayi Birliğinde | Bir toplantı yapmışlar. Bu toplan- 'tıda yeni kontrplâk nizamnamesi- e dair bazı meseleler konuşul - Muştur. 'Belediye reisleri | Gece hırsızı tevkif | edildi | Bir kaç eve geceleri girerek hır- | tizlik yaptığından zabıtaca yaka- Tanıp Adliyeye teslim edilen azılı Bece hırsızlarından Şakir dün i- kinci sorgu hâkimliği tarafın - Gdan sorgusu — yapıldıktan — sanra levkif edilmiştir. Pancar fiatları arttırlidı Mühim miktarda pancar zeriya- ti yapan Tavşanlhı ve havalisi fi- Yatların düşüklüğü —hasebile bu zeriyatı azaltmıştır. Ahiren hükü- et yerinde bir kararla pancarı 85 paraya çıkarmıştır. Bu suretle ekim eski halini alabilecektir. Koyun ve kuzuyu çalmırşlar Edirneli Hasan oğla Mehmed is- Tminde biri Samatyada Fatma is- Minde bir kadın tarafından otla- | fılmakta olan bir kayun ile bir kuzuyu çalarak savuşürken ya - kalanmış ve Adliyeye verilmiştir. oluyor ? kırkı şehrimizdeki büyük sinema- ların getirdiği filmlerden istifade edebilmektedir. Çünkü diğerleri < nin sermayeleri azdır. Şimdi di - | şardan gelen filmlerden —alınan | resimler indirilince bu filmler - | den bir kaç kopye getirtilecektir. | Bu suretle filmler eskimeden muh- telif sinemalara dağıtmış olacak, binnetice bütün sesli sinemalar İstanbula gelen büyük filmlerden istifade eylemiş olacaklardır. Binaenaleyh sinemacılar film- lerin gümrük resimlerinin indiril- mesini yalnız bu noktadan fayda- h bulmaktadırlar. tedkik seyahatine gönderilecekler İmar ve temizlik işle- rine ehemmiyet verilecek Memleketimizdeki bütün Be- lediye reislerinin münavebe ile Avropaya gönderilmeleri karar - laştırılmıştır. Bu suretle Belediye rekslerinin şehirellik hakkında e- tüd yapmalarına ve muhtelif sa- halardaki bilgilerinin artmasına imkân verilecektir. Avrupada etüd seyahati yap - mış olan Belediye relsleri memle- ketlerine dönünce bilhassa temiz- Jik ve imar İşlerine daha fazla e- hemmiyet verilerek çalışacaklar- ır. Maksadı Evlenmek Imiş Çatalcanın Tepsclik köyünde Ayşa adında 18 yaşında bir kızı ev- lenmek için zorla kaçıran 19 şında Hasanla suç ortağı 15 yaş da Süleymanın muhakemele, , a- iir cezada dün bitmiştir. Neticede Hasanın bu suçu eve lenmek maksadile işlediği anla - gıldığından yaşı da göz önünde bulundurularak beş ay, Süleyma- | nın da üç ay ağır hapsine karar | verilmiştir. Kumırcılır mah- küm oldular Bir kaç gün evel Beyoğlunda | Kuloğlu sokağında $ numaralı ev- de kumar oynarlarken yakalanan Hasanaki Ahmed, Halid, Hüsanü, Kemal, Şevket, ve Abra- ham ismindeki kuraarbazlar onaı - Bra para cezasına, kumar oyna - tan Sabit ire 10 gür. hapse ve 60 lira para cerasına mahküm edil- mişlerdir. Eznin Barbaros Günü Münasebetile Bışvek-ı'-l;miıe bir tel- graf çekildi ve kendisi güzel bir cevab verdi Atatürk'ün Teşekkürü Barbaros ihtifali münasebetile, Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağ tarafından — halkımızın derin duygularını bildirmek üze- re Ulu Şefimiz Atatürke çekilen telgrafa Büyük Önder şu cevabı vermişlerdir: *Büyük Türk Amiralı Barba- Tos için yapılan törende sayın halk tarafından hakkımda izhar edildiğini bildirdiğiniz samimi his- lerden çok duygulandım. Teşek- kür ederim. K. ATATÜRK. İstanbul, 28 (ALA.) — Barbaras ihtifali münasebetile, Barbaros günü kamitesi adına İstanbul Va- li ve Belediye reisi Muhiddin Üs- tündağ, Başvekilimize aşağıdaki telgrafı çekmişi Pek sayın Celâl Bayar Başvekil Yaloya Büyük Türk Amiralı Barbaros için emir ve tensibinizle yapılan törende saym aşvekilimizi hür « met ve teşekkürle andık. Merasi- me iştirak eden halkın ve heyet- lerin tazim ve teşekkürlerini arz- ederim. Barbaros günü komitesi adına İstanbul Valisi ve Belediye feisi Müuhiddin Üstündağ Başvekilimiz şu cevabı vermiş » Terdir: Müuhlddin Üstündağ Vali ve Belediye reisi İstanbul Barbaros ihtifali münasebetile çektiğiniz telgrafı büyük memnu- niyetle aldım. Barbarosun bütün cihan itibarile en büyük Amiral olduğuna şüphe yoktur. Vatanına ve milletine karşı yüksek fera- gatle yaptığı büyük hizmetler Türk gençliğine her zaman için örnek olacak kıymet ve mahi » yettedir. Başta ekselansları oldu- u halde tertib heyetine ve ihti- fale iştirak edenlere değerli te - şebbüs ve hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi sunarım. Başvekil Celâl Bayar Yeni Belediye Azaları Namzedler 30 Eylülde ilân ediliyer Yeni Belediye meclisi namzed- leri yarın matbuata verilecektir. İstanbul şehir hudutları içinden Meclise namzed göslerilecek aza ile yedek aza tamamile tesbit e- | dilmiştir. [ mektedir. Göze çarpan yenilikler Birbirini — destekleyen, iç içe Bzmie kükme dükkünların; pis - İikle yağlanmış, toz toprakla si - yahlanmış kaburgaları imar kaz- masınm tesirli darbelerile çökü - yor. Bahsetmek istediğim yer Emin- önüdür. O Eminönü ki Keresteci- lere kadar uzanan arabsaçı kadar girift, mikrob yuvası haline ge - len bina müsveddelerini bir ara- | yya toplayan Yemişi bududları içi- e alır. Valde hanının ortadan kaldırıl- ması ve.. bir çok müzahrafat nev'i yapılara kazma vurulmasile baş- lamılan temizlik ve genişletme a- meliyesi içimize ferahlık veri - | yör, Bu yenilik hareketleri hiç süpbesiz faydalı olacaktır ve.. bu büyük faydalar daha — şimdiden göze çarpmakta ve tahmin edil- Yalnız bu fazliyetin ve imar kazmasının - Yemiş istikametinde ilerlemesi lüzumu hissediliyor. Belediye ve Nafınmız İstanbulu bu dredden kurtanmak için icab- eden fedakârlığı yapmaktan çe- kinmiyecektir zannederim. BÜRHAN CEVAD Çocuk Neden DUŞ_ıp_uş Mes'ele aüliyeye intikal etti İstanbul Müddelumumilüğ bir #lüme seebbiyet vak'asının tahki- kâtina €? koymuştur. Hâdise şu- dür: Fatihte Haydar mahallesinde o- turan altı aylık hâmile Şükrüye adında bir kâdım bir kaç gün ev- vel hastalanmış ve bir doktordan aldığı ilâcı kullanınca o gece sa- baha karşı çocuğunu tabif bir şe- kilde doğurmuştur. Fakat biraz sonra çocuk ölmüş, fazla hasta görülen kadın Haseki hastanesi- ne kaldırılmıştır. Şükrüye Haseki hastanesinde, on gün kadar evel komşularından Nimet adında bir kadınla ağız kav- gası yaptığını ve bu kavgada fe- na halde karktuğunu ve on gün sonra hastalandığını, çocuğunun vakitsiz doğmasına bu hâdisenin sebeb olduğunu söylemiştir. Vak'a derhal Müddelumumiliğe haber verilmiş, Şükriyenin dok - tordan alıp kullandığı ilâçla ço- cuğun cesedi de Adliyeye veril - | miştir. Adliye doktoru cesedi mu- ayene etmiştir. Bazı ahvalde şid- detli teessürlerin çocuğun düş - mesine veya vakitsiz. doğmasına sebebiyet verebileceği anlaşılmış olduğundan Müddelumumlilik hâ- dise etrafında tahkikata başla - | mıştır. ı-—smi TEL Esnaf Meseleleri Yükcüler cemiyeti bu işde çalışanların hep- sini cemiyete alıyor Cemiyet başkanı gazetemize mühim beyanatta bulundu Aşağı yukarı yirmi senelik bir müessees olan Hamallar cemiyeti altı ay evvel «Yükçüler cemiye- ti> ismini alarak 1038 yılında ye- niden teessüs etmiş gibi taze ve canlı bir faaliyet safhasına gir - miş bulunmaktadır. «Yükcüler cemiyetir - başkanı Kadri Aydınlı bize cemiyetin faa- liyetini şu suretle anlatıyor: — Esnafımızla cemiyet arasın- da kuvvetli bir bağlılık vardır. Bu bağlılığı doğuran sebepler de ka- naatimizce şunlardır: — esnafımız fakirdir ve tahsilsiz >kimselerdir. Binaenaleyh ber cihetle himayeye ihtiyaçları vardır. Kendilerini mü- dafaa edemiyecek — vaziyetlerde, hasta, düşkün oldukları, çalışamı- yacak bir hale geldikleri zaman cemiyet derhal imdatlarına ko - Şar. Meselâ bir buçuk #enedenberi, cemiyetimiz malâl ve fakir olup memleketine gideceklere ceman 4000 Jira yardım etmiştir. Buna rağmen daha bankada yardırm fas- lna #it 4000 liradan fazla para - mız vardır. Esnafımz senede yar- dım faslına ait olmak üzere birer lira aldat vermekle mükelleftir. Fakat, bunu bazıları muntazaman vermedikleri halde, bütün Esnaf cemiyetten — istedikleri yardımı görmektedirler. Senelerdenberi kendi. binamız- da bir muayenehanemiz ve bir hu- susi doktorumuz, dahiliye müte- bassısımız vardır. Cemiyetler u- mumi hastanesi tecssüs - ettikten sonra oraya dahil olduk. Fakat kendi muayenehanemizi gene ib- ka etmek şartile: yaralı ve hafif hasta olanları kendi muayeneha- | nemizde tedavi eltiriyoruz, ağır hasta ve ağır yaralı olanları da umumi hastaneye — gönderiyoruz. Ayrıca bir de ebemiz vardır. İh- tiyacı olanlara ebemizi yolluyor Gök yüzünde Aşk Yarışları Yazan: İskender Fahreddin — Yeni tefrikamız: Romanın kahramanı olan bu müthiş İadam kimdir? Onu hepiniz tanırsınız! Gük- İlerde, aşk ve ölüm gibi, yenilmez iki kuv- ve doğum masrâfını dahi tama - meh temin ediyoruz. Ksnafımızdan ihtiyarlıyan, ya- hut malâl bir halde bulunup ça- Tşamıyanlar cemiyetten yardım görmek için şu suretle hareket e- derler. Evvelâ alelusul bir istida ile ce- miyete müracaat edilir. Bu istida- yı ilk önce bölük idare memuru ahr, altına mütaleasını ilâve ede- yek bize verir. iz tetkik eder ve doktora havale ederiz hekim ta- rafından istida sahibi muayene e- dilerek çalışamıyacak bir halde olduğu tahakkuk eyleyince cemi- 'yet, derhal kendisine kâfi derece- de yardımda bulunarak memleke- tine kadar rahatca gönderir. İşte Taensublarımızın — cemiyetimize kalbi bağlılığı kendilerine gös- terilen azami yardım ve mü- zaheretten — ileri gelmektedir. Şimdi elbislerin hep ayri mo - dal, yani yeknasak olmasını te- müne çalışıyoruz. Cumhuriyet bay-! ramından itibaren bize mensub o- Tan yükcüler bep ayni renk ve | ayni biçim elbiseler giyecekler - dür. Gayemiz, esnafımızın hayatları- na ve çalışmalarına mümkün mer- tebe intizamlı bir istikamet ver - mek hususunda elimizden geleni yapmakta cemiyetin hüsnü niyeti- ne ve gayretine rağmen bugün bize kayıdlı olmıyanlar mevcut- tur. Bunlar bazı hususi - ve yarı resmi müesseselerin yükcüleri - dir ki nizamnamemiz mucibince bunların da cemiyetimize kayıtlı olması lâzım gelir. Bu itibarla on- lari da aramıza almak için icab- eden teşebbüslerde bulunduk ya- kında arzumuzun tahakkuk ede- ceğinden eminiz. Hâlen 1800 azamız vardır. Ve onlar bizden, biz de onlardan memnuünuz. SON TELGRAF'ın Yazan: M. Sami KARAYEL Tarihi tefrikası Ne. 109 * Sultan Azizle impa atoriçenin poligo- na girdiğini görenler hemen Zziyaret-; çileri karşılamıya şitab etmişlerdi —— Öjeni Sultan Azizin babayiğit bir Türk olduğunu bildiği için hemııdı nişancılıkta da mabhir luğunu göstermek için padişa- hn kendisini poliçona sevkettiği- Ni anladı. — Esasen; Bolonyaya &tlh olarak Bitmişlerdi. Sultan Azizin çok iyi Ata bindiği görülüyordu. Öjeni poligona doğru yol aldı. reketinden memnun olmuştu. Sultan Azizle, İmparatoriçe ve maiyetinin poligona dahil oldu - ğunu gören memeurlar, hemen ziyaretçilerini karşıladılar. Poligon müdürü dünyanın en kudretli ve tanınmış ateılarından | biriydi. Poligona giren 7 larından indiler... yaretçiler at- Sultan Aziz, üşah İmparatoriçenin bu ha- | poligonu gezdi. Gördüğü intizam. dan dolayı müdürü tebrik etti Padişah; İmparatoriçeden atış içi müsaade talebinde bulundu: — Haşmetmeab, müsaade bu - | yurulur ise biraz atış yapalım. — Müsande etendimizindir. Sultan Aziz; Halil Paşaya atış yapması için emir verdi. Malil Paşa; çok iyi bir atıcı idi, 'Tüfeği eline aldı. İstinadsız olarak hedefe çevirdi. Ateş etti. Tam merkezden vurmuştu. Bir kaç daha pti, Hep kürşün- lar hedefini bulmuş ve merkez - | den girmişti. Sıra Sultan Azize gelmişti. O da istinadsız olarak ateş etti ve mü- teaddid defalar kurşunları mer- kezden geçirdi. Poligon müdürü, takdir ve hay- ranlık içinde mest olup kalmştı. Ömründe bu derece iyi,atıcılara rasgelmemişti. Hem de istinadsız olarak selle- mehüsselâm atış yapıyarlardı. Padişah; atış kudretini göster- | mediği için Fuad Paşadan sordu: knxdı Otuz metreye diktirdiği bir tahta hedefe ateş atmeğe başladı. | | Aziz ismini yazıyordu. lınparatoriçe ne olduğunu bil - — Haşmetmeab ne yapıyorlar? — Kendi isimlerini hedefe mar« ka ediyorlar. — Öjeni ve poligan müdürü Fuad Paşanın bu sözleri üzerine büsbütün hayretten hayrete düş- tü. Padişah ismini tamamlamıştı. Hulâsa Sultan Aziz, Pariste bu- Tunduğu müddetçe Fransızlar Ü- zerinde büyük tesirler bırakmış- ti e Sultan Aziz, Paristen sonra Londraya, Berline ve Viyanaya uğrıyarak kırk yedi gün süren u- zun bir seyahatten sonra İstanbu- la geldi. Sultan Azizi, İstanbul hara - retle karşıladı. Şerefine üç gün üç gece şenlik vç bayram yaptı. Gezip tozan padişahın kırk ye- di gün içinde zaten kalın olan en- sesi bir kat daha kalınlaşmıştı. Sultan Aziz, saray zevklerin - den, gözdelerinden tam kırk yedi gün mahrum kalmıştı. Fakat İmparatoriçe Öjeniyi ne- zaketi, güzelliği, kendisine karşı olan alâkası dolayısile çok beğen- mişti. Bu, Avrupa kadını değme kadınların fevkinin fevkinde şuh ve nazikti. Sültan Aziz, hayatının son dem- lerine kadar Öjeniyi hürmet ve muhabbetle yadetti. İmparatoriçe Öjenide de Sultan Azize karşı derin bir teveccüh ve alâka hisleri mevcuttu. Hattâ Öjeni çok geçmeden İs- tanbula gelip Sultan Azizi ziyaret etmişti. Padişah, Öğjeniyi hüsnü kabul 1- verinden — oynattı. | Bütün saltanat ve debdebesini or. taya koydu. Boğazın mavi sularını yalayan mehtab gecelerinde Küçüksu, Gök-) su, Hünkâr iskelesi sarayları sa- bahlara kadar kâynaştı. Padişah, Öjeni için İmparator- Tuğun hazinelerini açmıştı. Sarfo- Tunan paranın had ve hesabı yok- tu. Öjeni, İstanbuldan — ayrılırken namına yapılan — muazzam ve muhteşem köşkü, Padişah bütün mobilyesi ve yatak odaları takım- ları avizelerile beraber - şerefine yaktı. Öjeniyi taşıyan geminin perva- neleri Sarayburnunun — sularını döverken, şerefine hazırlanan köşkün yangın ışıkları " İstanbul afakını kızıl alevlerinin ışığı ile aydınlatıyordu. Padişah İmparatoriçeye unu - tulmaz nadide hediyeler vermiş- - #Devamı var) YÇ GRAF— | Harb korkusu MAHM U'IJ_YI:'MR[ Günlerdenberi gözetelerde harb tehlikesi haberleri var. Harb ola- cak mı? Bunu, kimse, kat'iyetle kesti - remiyor. Harb ihtimallerine kuv- vetle inananlarda bile, yine bir gizli teerddüdt hissolunuyor. Büyük harb, bütün di yıldırdı. Ve yirmi senedenberi bi- lenen silâhları kullanmak, millet- leri korkutuyor. Acaba bu karku, harb tehlike- sinin önüne geçecek mi? Düny> hâlâ bütün harbin tahrihatını ©: mür edemedi. Hâlâ, insanlık, o bü- yük kanlı boğuşmanın yaralarını saramadı. ırtırablarını dindireme- di. Tek kelime ile, dünya hâlâ be- lini doğrultamadı. Eğer, bi çabalamalara rağ- men, harb patlıyacak olursa, çok yazık olacak. Harb, medeniyeti geriletiyor. Hem üyle bir gerile - yiş ki, dünya, uzun, çok uzun yıl- lar bir adım ilerleyemeden, ye - yinde sayıyor. Medeniyet, insan zekâsının, in- san sâyinin şaheseridir. O kadar emeklerle meydana getirilen bu güzel, büyük, yüksek esere kıyıl- ması; tüyler ürpertici bir şe) Büyük harbden sonra, düny: ddan fep aesleri büsbütün ehsilme- di. Avrupada, Asyada, Afrikada yer yer yangınlar yandı ve yamı- Bu ardı arası kesilmiyen felâ- ketler, insanları hâlâ uslandırma- dı ve uslandırınıyacak da, Bin na- sihatten bir musibet evlâdır, sö- xüne artık, hiç inanmıyarım. İnsanlar, ne nasihat dinliyor- lar, ne de musibetlerden ders »- hyorlar, Yazık!. Davet Tistanbul C. Müddemmmumiliğin- den: İstanbula geldiği anlaşılan Erdek sorgu hâkimi İhsan — Yeğenin he- İmen memuriyetimize müracaati. Birimizin derdi —| Hepi derdi Lağım mese'esi Üsküdarda, İcadiycat, “Atdb- zade sokağında 14 numarali ev- de oturan bir okuyucumuz biz- zat matbaamıza kadar gelekek şu yolda bir şikâyette bülüz - muştur. — Evimin bulunduğu sokak- ta, umumi lâğım kanah olmadı- & için, ber evin önünde bir lâ- Bim çukurü vardır. Her dört baş eyda bir herkes kendi evi önünde bulunan çukuru bir a- mele tutarak - boşalttırır. Se- nelerdenberi bu halde olan so- kağımıza insan kokudan - gire- miyor. Sivri ve karasineklerin de çoğaldığı bu sokakta hepi - mizin sihhati tehlikede bulu- nüyor. Halbuki sokağımız meyilli ve umumi kanalın geçtiği tramvay caddesine pek uzak - değildir. Bütün bir mahalle halkının sih- hatini tehdid eden bu vaziyeli alâkadarların öikkat — nazar! rına arzeder bir an evvel bir çaresine bakılmasını rica ede - rim, İ 257 vazri 14 Xaal | İ — Şaban Eylâl | ; 4 16 | Yal I9B Ay9, Gü2,272 dizir 147 28 Eylül: PERŞEMBE | Vakitlar Ezaal * n d | ı Güneş ' ss2| n s4 Öğle 1204 | 6 o7 İkindi 1825 | * 27 Akşam ı7 se| w» | Yata val|ısı | | İmsek 416 |10 18

Bu sayıdan diğer sayfalar: