24 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

24 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nasıl çal Dolandırıcıların müracast e tikleri hilelerin bir çoğu malüm- dur. Bununla beraber aldananlar | pek çoktur. Burada isim tasrih etmeden, ba- zılarını nakledeceğiz. Duran, bilhassa kapıcıları do- landırmakla şöhret almıştır. Ken- disini ilk defa, altı sene evvel Monmartr polis komiserinin bü- rosunda görmüştüm. Siyah bir elbise, gömlek, yaka beyaz ve kolalı. Yuvarlak bir şap- | lar. Müjdeyi verirler. Sonra şa- ka, koltuğunun altında eskice bir evrak cüzdanı... Yaşlı, sözü sohbeti, terbiyesi yerinde bir şirket tahsildarı tipi. Bugün 78 yaşındadır. Komiserin yanına girip şapka- Tk sımı çıkardığı zamanki halini bir | görseydiniz, 'bu beyaz saçlı ada- mın dolandırıcı olduğuna ihtimal vermez bir yanlışlığa kurban ol- E buki ndirıcı, una hükmederdiniz. Bu, yaman bir do deği Bakınız, komiser ne dedi — kapıcıları dolardıran meşhur Duran budür!... Tamam kırk senedenberi kapıcıları çar par. Kendine bir tahsildar süsü verir. Bir makbuz irae eder. Fran- gın düşmesine, yükselmesine rs; men bu makbuz değişmez. Dalma 298 frank 10 santi. Yirmi de- fa mahküm oldu, sürgün - edildi. | Her defasında 6 aydan bir sene - ye kadar mahküm olduğunu dik- | kat nazara alı n hü- yük bir kısmımı hapishanede ge- çitdiğini anlarsınız. Buna rağmen huyundan vazgeçmedi. Hapisha- | 'neden çıkınca siyah kostümünü | Sıftına geçirir, yuvarlak şapkası- | cüzdanı ni başına koyir. koltu- | Bu ma alır, mabud 298 fsank| 10 santimlik makbuzları sürmeye başlar, Bunu, gazeteler belki yüz- | lerce defa yazdı. Fakat, yine ina- nanlar bulunuyor. | Fakat bu. 298 frank10 san - | timlik makbuzlar ne Makbuzu?... — Genç iken bir sigorta şürke- İ ket tatili tinin müfettişi imiş. Şirl fazliyet etmiş. Ne kedar evrakı, ı makbuzu var ise Duman'ın eline geçmiş. Telefon rehberini — açar, | bir r. Ve evde bulun - ma 'AHW sırada kapıcıya müracast ( eder: — Vah! Vah!... Evde yok mu?.. | Geri kalan borcunu bugün öde - mezse mukavele fesholunacak, se-| Tdenberi verdiği parayı kay- | bek. Çok bir şy de değil: 208 k 10 santim!, k sının za- hakkını kay - karır, parayı ve- Duran cüzdanını açar, makbuzu çıkarır, Küpıciya uzatı reverans yapar, gider. Zavallı kapıcı! Akşam kiracısı gelince hakikati - dolandırıldığını anlar. Duran, hayatını bu süretle te- min Günde en aşağ piciyi kafese- kar. Komiser bunları tirken van hafif hafif gülümsüyordu. PİYANGO DOLANDIRICILARI | Flip, 15 defa mahküm olmuş- —SON TELGRAF —2A EYLÖL 1938 DOLANDIRICILIK ve DOLANDIRIĞILAR En ufak fırsatta en büyük kâr | temin etmek istiyen.. Kibar dolandırıcılar ışırlar ?.. temiz gi; sında bir de rozet va go çekildiğinin ertesi günü bir tüccara müracaat eder — Müösyö, der, size iyi bir ber getiriyorum. Himayci etfal pi yyangosunun son keşidesinde size 5000 frank kıymetinde bir rad- yo isabet etti. Bu müjdeyi alanların çoğu da- ha fazla bir şey sormazlar. Sevinç- le karılarını, çocuklarını çağızır- ha- rab şişesi meydana çıkar, büyük ikramiyenin şerefine bir iki kadeh içilir. ve müjdeyi getirenin eline bir de 100 franklık sıkıştırılır. Er- tesi gün radyoyu almıya gidince mesele meydana çıkar, Dolandı- rıldıklarını anlarlar. Pakat İş iş- ten geçmiş olur. KEMAN MUALLİMİ VE VEKİL Kurbanlarının ekserisi kapıcı- lar olan iki dolandırıcı daha... Leomar; daireleri boş olan bir evi gözüne kestirir. Vekilin evde olup olmadığını öğrenir. Evde ol- dumu hemen kapıyı çalar. Boş bir daireyi gezer. Beğendiğini vo bir gün sonra gelip konturatoyu imzalıyacağını söyler, aşağı iner, | kapıcıya, bir senelik — könturato yaptığını, seneliğini de peşin ver- diğini, ertesi günü taşınacağını anlatır. Ve kapıdan çıkacağı sı- rada elini alnına vurarak kendi kendine: Üzerimde para da kal- madı...* diye söylenir. Sonra ka- piciya dönerek: — Bana yarına kada- 100 frank verebilir misiniz?... Der, kapıcı, bü kiliği kıvafeti yerinde, yakasında bir de rozet bulunan yeni kiracıya yaranmak için bunu fırsat bulur. — Hay, hay'!. Der, yüz ftangı verie. Madam Löruüa kibar — halli bir | kadındır. Bir çok da — tanıdıkları vardır. Zengindir. Sen Jermen'de (Devamı 6 mcı sahifede) Refik Bey... Refik Bey.. Döndü baktı: Üç arkadaş. Matbaa dönüşü! Bir gazete başmuhi zate müdürü... Bir şair! Refikte tebessüm. Heyecan. Dost! recanı, Bunün zevki. Şital Vay efendim Allah ömürler versin! Efendim Allah ömürler versin Üç elin sıkılışı. — Nasılsınız Mükerrem Beye — Nasılsınız Fikci Beyefendi?. — Nağılsınız şairim?. Toşekkürler, Mukabil sualler. rem Beyin neş'e, tebessüm, kahkaha dü. Busuretle Berlin - Roma mih- | werinin kuvvetinden ve İtalyanın müttefiki olan Almanyanın yı pında ne kadar kuvvetli olduğun- | dan bahsediliyordu. Son iki se- | lümata göre İtalyanlar bugünkü medenberi İtalyanın genizaltı in- | Mmevcuttan fazla bir denizaltı do- şaatındaelde edilen netice bu olu- | nanmasına malik olmağı düşünü- yordu. yorlar. nin yıl başında neşret mâta göre dünyadeki deniz € letleri arasında tahtelbahir barile pek manalı olmuştur. Bu değişiklik geçen 937 | senesinde bilhassa nazarı dikka- ti celbediyordu. Çünkü Fransa gi- Babiâliyi iniyorlar. Bilhassa Müker- Italya tahtelbahirleri Bahrimuhiti Herhangi bir harbde; Akdenizden Atlasıye geçerek Fransız ve ingilizlerin Amerikaya gitmelerine mani olabilirler mi ? Orta Avrupa işleri, Çekoslo - vakya buhranı politika âlemini en ziyade meşgul eden mevzular olmakta devam ediyor. Fakat di- ğer başka bir çok meseleler var- dır ki bunlardan bahsetmemek ol- muyor. İşte milletlerin alabildiği- ne silâhlanması da bu meseleler- dendir. Hele silâhlanma yarışın- da tahtelbahir inşaatının oynadı- ğ rol, aldığı ehemmiyet bilhassa bahsedilmeğe değer mevzular - dandır. Onun için yeni gelen Av- rupa gazetelerinde buna dair gö- ( rülen bazı şayanı dikkat malüma- | ti bu sütunlarda hulâsa etmek | lâzım geldi. Deniz müdafaasında tahtelbahirin pek osaslı bir rol sa- | hibi olduğuna şüphe yöktur. Bu itibarla büyük devletler arasında tahtelbahir inşaatı ehemmiyetle devam ediyor. Yalrız her devle. tin inşaattan ettiği netice - | lar başka başkadır. Sonra yeni tet- kata göre Fransa evveke tah - telbahir itibarile birinci olduğu halde şimdi üçüncü derecededir, Buna mukabil İtalyan denizaltı atı ilerlemektedir. Mayısta 90 tane tahtelbahirin daldı müş r yaret ralarda verilen bir işaretle bö: doksan denizaltı gemisinin bir den daldığı 0 zaman söyleniyor- İngiliz. Bahriye nezareti- bir değişiklik tahtelbahir itibarile zengin o- arriri... Bir ga- ları görmek he- di? No. — Alırım yok.. nu İstanbula — Hiç unutur karışık sualleri: vesilesile yapılan manev - | sene zarfında 390 tahtelbahire zım gelenlerin yerine konanlar başkadır. deniz programına dair verilen ma- bahri te malik ulması dir. Öyle ki bu yeni yapılacak tah-| telbahirler tün Afrikanın etrafını, Ik defa benim getii lan bir deniz devleti artık İtal - | yadan sonra geliyordu. Fransız- ların son verdikleri malümata gö- re Fransız bahriyesinin mevcudu geçen sene 82 denizaltı gemisin- | den 75 gemiye inmiştir. Buna kar- Şt İtalyan bahriyesinin mevcudu 65 den 81 denizaltı gem r. Gene Fransızları maâlümata mevcudu ı akta idi. Fransinın mevcüdüu ise 77 olarak kalmıştı. Bunların ise çoğu İtal - yanlarınkinden fazla tonajda ya- pılmiş gemilerdir. İtalyanlar iki akın gemi yapmıştır. Fransa 7 tane yapmıştır. Ancak eskiyip de artık hizmetten çıkarmak lâ - Diğer taraftan İtalyanlar 938 evvel İtalyan 170 tahtelbahi- | düşünülmekte- | 1041 senesinden iyesinin 1 bir kısını yolda du- y alımağa muhtaç ol içinde olarak bü- çevresin Edebi Roman 113 Almalı.. Unut. muyum fikr 5 asılsı a ün lendim?. h. KAT a & İRLE Ja Bleedlmt. Heb * — — gel eli <aöyliyrüm.. Refik. Ço, seyahar Ve... Suallerin devamı?. m"’bî arını y E nc yar, ne yok?. Ne âlemdesiniz! Evlen - — Müke z âniz, Rahat misınız bari?. — Yoo... Yalnız Fikriye verilmez. Ben de is- Rahat olmıya çalışıyorum efendim... terim!, Fikri Beyin şen, hoşgü edasile süze karışışı: Vallahi.. Yazılacak gibi bir hatıra ve intibaim yok ki... Olsa, memnüniytle. E mönşer sen Sey elere gittin?. Bakalım. — Şu gezdiğin, gördüğün yerle Ve.. lâf arasında bir tebe: ı be ya, bunun «pate rıhsatiyen?. — Hay. Hay. Alırım do; hat de etmişsin?. üm, bir ( - Ha.. Gözünde de siyah çerçeveli görlük var. em Beyin gevrek gevrek anlatışı ve iki- Tİ bize yazsana de bir Refiğin elinden tutarak neş'e, tebessüm ve - ihtin fazla heyecandan olacak « biraz da tük- rüklerini sıçratarak — Nasıl yok pi Bizim birader, ente: dir. Hani senin mukabelesi: Heh.. heh.. heh.. Nasıl yok? Fikri Beyin yarı rekabet, yarı gaze'tecilik hissile dönüp gelecek kadar bir seyaha- Denizaltı inşaatında Italyanlar, üç sene evvel Habeşistan mes'elesi çıkarak Ingiltere ile araları açıldı açılalı daha ziyade faaliyet goslerı iyorlar ti göze alacak kadar vesaite malik olacaktır. İtalyanın denizaltı hassa 935 kça — arlmıştır. 935 senesinin sanralarında bu pek | in- şaatına verdiği ehemmiyet bil - | açık derecede görünüyordu. O se- unutulmamı: 'a arasında gitgide artan ik başgösterdi. Akde- fan ve İngiliz donan - Malarının karşılıklı vaziyeti pek (Devamı 6 ıncı sahifede) Yazan: Mu ir Yutmaz şendk 7a edebilmişti. evlenmekte — ki rtina uymağı bir türlü etmiyen Şakir Yutmaz, 18 yaşında, genç körpe ve çok güzel bir kızla evlenmişti. Dostları, ar- kadaşları ona yaşının denki bir eş seçmesini tavsiye ettikleri za - man Şakir Yutmaz onların yüzle- rine manalı manalı gülmüş: — Siz işi bakın.. demişti.. Ben, her işimi iyi hesaplıyan bir adamım... Düğün, yedi mahalleyi yerin - den oynatan muazzam şenliklerle kutlulandı. Şakir Yutmazın paça gününden tibaren rahatı huzuru kaçmıştı. Eskisi gibi keyifli keyifli güle- | zek göbeğini kıkhırdatmıyor, kal- bine daha ilk günlerde yerleşen | bir şüphenin mel'un dişlerile ra- hatının, runün kaçtığını hiş- sediyordu. Karısı gençti, çocuk denecek çağda, çok güzel bir kız- cağızdı.. Çocukluğundan — doğan | bazı hoppalikları Şakir Yutma - zın canını sıkıyor, bunuü eserbesi » nin mahzurlarından sa - in üzü- seçmek şa: kabul hu yetişm yaşlı delikanlı irdu. Aylar, bu üzüntülerle geçti kadaşları, Şakiri gördükçe dudaklarında tuhaf tebessümlerle hal ve hatır soruy arad? 'oir için Mevsimin 2 inci büyük komedisi M E l E K herkesin beğeneci güzel ve müstesna KADIN OYUNLARI Fransızca sözlü büyük film LORETTA Baş rollerde WARNER BAXTER - JUNE LANG âveten: Paramoun Dünya Gazetesi Bugün saat 1245 ve UCUZ HALK ve TALEBE matineleri ve birinci 20 - İkinci 175 kuruş Hususi 30 - Balko Bugün SARAY Sinemasında Büyük ve Lüks Filmlerin Yıldın Kış Sporları Kraliçesi SONA HENNEYi | İhtiraslı mevzuu, güzel dekorları ve nefis musikisi ile umumi takdir kazanmakta olan SAADET DURAĞI WFransızca sözlü büyük aşk ve macera filminde görünüz. FOKS JURNAL dünya havadisleri Hüvetei bir film | YOUNG 2,30 da Cumartesi saat 1 ve 2,30 da, pazar saat 17 ve L de tenzilâtlı fiatlarla HALK MATİNELERİ Yazan: Etem İzzet kaşlarını çatısı, tından ciddiye pek yakın bir mür alesi dikkatle bakışı, tebessümlerle karışık, fakat hâl Demek £ istiyenler. var?, - Amma da yaptın Müekerrem Bey. Ben, Refik Diyiş ve... Bi beyi yazı yazmıya teşvik edeyim.. Sonra sen sahib -reddüd: çık."Hiç bu, olur iş mi? Ne dersin Refik Bey?, — Fakat, ben Refik de pembeleşen bi Beyin tekrar şen şen gül d © üşü ve hervakitki fedakâr- süküt, Mükerem —— Ve... mathaayı — Heh. heh.. heh... Demek sen Refiği kandı - sun. Bes Tuzull sahib um! Heh. Heh.. Fikrinin tekrar tekrar: Haf X kesti: Bittabi.. Bittabi!. . — Mü: Diyişleri ve. fodakârlığın tahakkuku: — Canım bn Peki mocşer.. Heh.. heh.. he Ne yapalım.. Hadı )ler mademki, senin hakkı tekaddümün var. Sen al/ — halile ve mahcı yabancı deği Saadetime göz dikseydini zaffer Ulaş de: — Yengemiz iyidir tnşatlah' Demekten ıa;gıçmıwr“"â_ damcağızı kı şımıırdınvo"" züm üzüm üzüyorlardı. Şakir evlendikten üç 3Y ""_,_ tamamen eski halini kaybt İ asabi bir hal almış, her şeyt Wi | diyen, her şeyden kuşkulanaıt F” | kilmez berbad bir adam ki kirin çocukluk ukıdı!"" nın yaşıtı bir dostu vardi. a la sadece içtikleri su ayTi '1. yordu. Cebbar Çakar da gefk Te b ğinde sevgili arkadaşı Şakirle raber tulumbaya omuz külhan kahvelerinde Ssazâ, karışmış, balozlarda racon k€* | 40na gekdikten sonı miş, eleğini asınış, dalmış, kenı meğe başlamış! Bazı mühasebetsizi çi )l'ddrllrnuıı Cf Çakar bir gün kalktı, git arkadaşı, çocukluk dostu Yutmazı buldu, onu bir. KÖ? çekti, gizlice anlattı: — Bana bak Şakir! — Söyle Cebbar! — Ben senin peşinden ml”'“ lan bir sürü dedikodu duyA$? rum.. Ne yalan söyliyeyim, den fazla üzülüyorum. KM": dikkat et.. evini sıkı kontröl çe tında bulundur. Eğer bu söylen” a ler kakikatse, çözüver — ayağıti ” Sen de, ben de, âlem dan kurtulsun. ö Şakir Yutmaz arkadaşı Ce Çakara hak verdi.. — Peki. dedi, söylediğini Y” pacağım, O günden sonra Şakir yutmlf Zan işi gücü evini göz altında bi lundurmak, karısını bir daki le gözden uzak bırakmamak ibaret kaldı. iykuy? ** Soğuk bir kış ga—eındı 24 ü vurmuş, el ayak çeki sade mahalle değil, şehir V dalmıştı. Şakir Yutmaz uykusunül sında bir tıkırdı duydu. e ni açtı, dinledi.. çeriden, F#' z tan odasına bitişik yaz ÜOĞ öiç, dan fısıltı halinde bir s€5 î: artl lınca bir erkek gesi MUrt şeyler söylüyordu. ge Şakirin bütün kanı beynif? V) (Devamı 7 hci sahif' l — Fakat ben bizim biradere söylerim ht Üçünün birden gülüşü — Hah. hah.. hah... Fikri Bej memnüniyeti ve.., veda: çai ra* — Eh dostum.. Seni yol üstünde fazla tW hm. Matbaaya gelirsin de bir iş üzerinde Kof ruz olmaz mı?... Ha Hay,, Dostum! — Allah ömürler versin efendim.. — Allah ömürler versin efendim.. devletle BENİCE bakkkanedei OO g SSi Gi e , — Refik de bu muharebenin bir rüya g’gu,u kalın siyah çerçeveli gözlerinin Beçişi İnasmamazlıkk TUhâğl q,_.mçı.ı. nni lâ be amışım. un Zei CA, ü talebin zevkineş'esi: SOf vök ra.. diye ne yazabilirim” '& doğru: gidiş!. Fakat, hademe — derhal âde buyurunuz da haber verlim- ni uğuştura üj

Bu sayıdan diğer sayfalar: