y $ T 4 € D >ememamer e —e | | ! “çok geçmeden polis geldi. Ben de | | T ehemmiyetli surette yaralanmış ,'da 14 numaralı evde oturan Bekl- — rin karısı Şahin 5 yaşındaki kızı | " huysuzluğu ' Sevimi dövmek istemiş " boşlamıştır. Şahin kazını kovala- h “bastığının yıldönümü dün coşkun Yağmurdan çöken tavan Üsküdarda icadiyede sokağında 45 numüralı evin üst kat tavanı yağan — yağmurlarda 1 Sübyeci tır. İsıran köpekler Çökmüş nüfusça zayiat olmamış- l | yine çoğaldı | Aksarayda — aturan 18 yaşında | Nehmed Ali isminde bir çocuğu | © civarda gazinocu Çakırın köpeği | asırmıştır. Çocuk ile köpek kuduz | hastanesine gönderilmişlerdir. Ayağı kırıldı Mahmudpaşada Sultan odaların-| da oturan Mehmedin 12 yaşında! ağlu Lâtif hanın avlusunda bisik- letle gezerken düşerek sol ayağı | kırılmış Şişli çocuk hastanesine | " kaldırılarak tedavi altıns a nmiş- | tır. Bütün düşmanları harekete geçti (5 inci sahifeden devam) insan cemiyetinin — istediği şey kimsenin kimseyi soymamasıdır. Onun için Spironun yalnız tama- kâr zenginleri aldattığını, bu rın da zaten az verip çok, hen pek çok kazanmak tamaı yüzü den zarar ettiklerini söylemesi doğru görülmemektedir. Fakat İngiliz gazetelerinde Spironun et- safındaki bahis onun ortaya at - tığı bu kabil sözlerin doğru Olmaması münakaşası değildir. Splronun şimdiye kada anâğ olduğu maceraların pek me - Taklı olması dolayısile bu mev - zuun her gün bir tarafı açılarak hakik bir hikâyenin yeni bir saf- hası daha anlaşılmasıdır. Spironun Londra gazetelerinde gıkan sözlerinin birkismını dün «Son Telgrafa almıştı. Spiro ba- gından -geçen maceraları anlat - maktadır. Bu hakiki hikâyenin alt tarafını da bugün hulüsa ctmek lâzım geliyor. Spiro evvelce İn- Biltereden çıkıp gitmiş iken son- ra nasıl dönüp geldiğini anlat - mıştı. Şimdi de nasıl yakalandığı- mı anlatmak sırası geldi: — Geceleyin Londraya gelmiş- 'tim. Üzerimde pasaport ve saire vesikalar da yoktu. Tanıdığım bir eve girdim, geceyi dim. Mak- zadım devrisi 'günü meydana çı- karak kendimin Londrada bu .- Tunduğumu —anlatmaktı. — Gidip dostlarımı gördüm. Onlara da söyledim. Onlar da benim Lond- raya döndüğümü herkese yaydı- lar. Maksadım hasıl oldu. - Fakat bunu bekliyordum. Tevkif edil- dikten sonra beni götürdüler. Tev- kifhanede bir höcreye kapadılar. Çocuğunu Döverken Dün Feriköyde bir hâdise ol - mek için çocuğunu kovalamakta olan bir kadın düşerek başından | tır. Hâdisenin tafsilâtı şudut: Feriköyünde Bohorlu s« ğin - Secimle dereye giderken Seviriin tutmuştur. huysuzluğuna canı sıkıları seden küçük Sevim de kaçmı makta iken ayağı bir taşa çırpıla- tak düşmüş ve başından yaralan- mıştır. Hiddetli ana Beyoğlu hastane- sine kaldırılmıştır. aeka gae &* Atatürkün Trabzona ilk ayak | tezahüratla kutlulandı. / Anlaşmasının muş yaramazlık yaptığından dev- | $ —SON TELGRAF—İ7 #YLÜL 190 IDOI.ış HABERLE Bir marangoz yaralandı Beykoz kundura — fabrikasında marangoz Hüseyin oğlu Osman fabrikada çalışırken sağ elinin baş, parmağını rende makinerine kep-' tırmıştır. Kavun hırsızı yakalandı Fatihde örtaçeşme Öküzler soka- ğinda oturan sabıkalı Muhiddin. | oğlu Yahya yeni halde Tarabya kooperatifine aid motöre sandal | ile yanaşarak kavunlahı çalarken tutulmuştur. Yıkılan duvarlar Üsküdarda Gecedere mahalle - sinde gün doğumu caddesinde Ti | mumaralı Muazzeze aid evin bah- | çe duvarı yağan yağmurlardan ikılmıştır. | | | Şunu öğrendim ki eğer tevkif e- dilirken biraz paranız varsa ken- dinize daha az fena bir höcre de temin etmek mümkündür. Fakat parası olmıyanlar, kabahati de ol masa daha fena bir höcrede kal- mağa Günün yirmi dört saati v. | Ben bu Böcrede yapayalnız, birşey yapamıyarak yirı saatten fazla olarak on doküz at daha kaldım. Beni götü: gelecek olan avukatımla kön mak için höcremden çıkarıldım. Avukatla könüştüm. Bir garı yan da bize bakıyordu. A Zdi de cam bölme vardı. Onun ar- kasından konuşi c ben kelalete faptedilerek çıkarıl- mamı, muhakememin gayri mev- kuf olarak cereyanırı istiyordum. Halbuki mevkuf iken de müda - faamı pek iyi bir surette ha; hyabileceğimi söylediler. Kefa - lete raptedilmek tekl kabul etmediler. Mevkuf iken avuka - tımla bu şerait altında konuşu - yordum. Müdafsamı iyice hazır- lıyabileceğim hakkındaki süzler doğru çıkmamıştır. Hapishanele - rin ıslahı için bir takım şeyler düşünenler vardır. Bunlardan ba- zıları ceza hâkimlerinin hâkim makamına oturmadan evvel bir Tüddet hapishanede yatmâları ve herşeyi iyice görmelerini de tav- siye ederler. Müdafaanın hazır « lanması için kolaylıklar göste - rilmek âzımdır. Spiro bütün başından geçen şey leri yazıp neşredecektir. Bunlar ortaya çıktığı zaman «Son Tel - grafe okuyucularına hulâsa edi - lecektir. Türk - Fransız Hatırası Hataydaki iise bina- sına bir plâka kondu | Ankara 16 (AA) — Türk - Fransız Genelkurmay anlaşması nın imza edildiği lise binasındaki salonun duvarına asılan — hatıra plâkasının küşadı bugün mora - ştir. Kordelâyı al - Kanatlı ve Kolonel Kole ayni zamanda <kaldrmışlar, İstiklâl ve Marseyyez marşları ca- lmmıştır. Plâkanın üstünde şu ya-| zi okunmaktadır: «Yurddaş, 3 temmuz 1938 ta - | rihini unutma», zira bu tarih, Ha- tay, erginliğinin — teminatı olan 'Türkiye - Fransa askeri anlaşma- sının Türkiye Cumhuriyeti Ge - nelkurmay ikinci başkanı Örge - | bariz alâmetidir. | ger arasında imzalandığı günü bil- Başvekil | Yağmur memleketin bir çok yer- şehrımızde (1 inci sahifeden' dev. nan hıv asi bir vagonla 1 .58 de Nmizi istasyonda Ret dım umumi kâtibleri şehrimizde bulunda meb'i lar, şehir meclisi — azaları, Vali, kumanda! Emniyet Mü. dürü, müessesatı maliye müdür- leri ve bilhassa İş ve Derizbark umuüm müdürleri ve diğer birçok zevat ve dostları tarafından ha - raretle karşılanmıştır. Celâl Bayar, karşılamıya gelen- lerin birer birer ellerini sıkmız, kendilerile hasbihal eylemiş, son- ra Acar motörüne binerek doğru Dolmebahçeye gitmiştir. Başvekilimiz bugün Büyük Şefe tazimlerini sunacaktır. VEKİLLER HEYETİNİN MÜHİM | BİR TOPLANTISI Ankara 16 (A.A.) — Heyeti Ve- kile bugün saat 15,30 da Başvekil Celâl Bayarın reisliğinde, Büyük Millet Mecilisi binasında taplan- miş ve geç vakte kadar devam eden Heyeti Vekile müzakereleri- ne Manevra ve teltiş seyahatin- den avdet eden Genelkurmay Baş kanı Mareşal Fevzi Çakmak da iştirak etmiştir. Esrar ve Esrarkeşler.. (5 inci sahifemizden devam) laylıkla kabul ve sukut ederler. Bunlardan her türlü şenaat — ve beklenebilir. Hırsızlık, ah- ik ve her türlü şenaat bi lar için tabil hallerden sayı! Esrar vaktile saraylara kadar nüfuz etmiş, bilhassa harem da irelerinde — yıllarca — küllanılmış, şehzade ve sultan kanlarında ma- ürdir. aydan sefil kulübelere ka- ] dar kendisine muhit yapan — bu | madde hemen hemen ayni şekil- lerde kullanılırdı. Kullanılen c5- killeri arasında en fazla ta m edeni sığara ve kabaktır. Bunlardan başka tatlı ve reçellere re karıştırılmak, baharlı macun- larla halledilmek suretile ağız - dan alındığı gibi, odaya konulan bir mangala bol miktarda alı! - mak suretile de kullanıldığı olur, Sigara ile alınanı, tütün sarı- hrken arasına ekmek, yahud par- ça parça kopararak dizmek sure- tile hazırlanan sigarayı içmekle istimal edilir. Kabak ile çekilen esrar hususi meclisler kurularak ve toplu bir halde istimal edilir. Bunun kendine mahsus kabak denilen iki tarafı delik bir hin - distan cevizinin kabuğundan iba- rettir. Bunul ine su konulur, ve deliğin birine bir kamış takılır. Cevizin üst kısmındaki üçüncü deliğe, içerisine kat kat tömbeki ve esrar parçaları dizilen bir nar- gile lülesi takılır ve bu lülenin üs- tüne de tıpkı adi nargile lüle - sinde olduğu gibi ateş parçaları / konularak ateşlenir. Kamışı - bir | ucundan ağzına alan esrarkeş di- | iğer elile mukabil deliği kapatarak dumanı Tlerine bütün kuv - | vetile çeker!; Sıra ile bunu toplu olanlar bu tarzda kafalarını du-. | manlarlar. Kabak, topluluğu — dolaştıktan sonra lülede birşey kalmaz — ve | dökülür. Artık meclis kendi - tabirlerile (mest) hale gelmiş olur, süküt ve umuümi dalgınlık içerisinde bü- yük bir uyuşukluk (mest) liğin MURAD KAYAHAN ——— neral Asım Gündüzle — Fransa Cumhuriyeti şark orduları yük- sek kumandanı General Hutzin dirir.» BAŞVEKİLİN — ZİYAFETLERİ VE SÖYLENEN NUTUKLAR Antakya 15 (AA.) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildi- riyor: Başvekil Abdurrahman — Melek dün Cevad Açıkalın, bugün de | harab olmuş ve beş ev yıkılmıştır. | İnsanca zayiat kaydedilrremekte- Kolönel Kole şereflerine birer öğ- le yemeği ziyafeti vermiştir. Bu ziyafette samimi nutuklar ( irad edilmiştir. lerinde tah: Dün hava yarı - buluttu, yağ - mursuz geçmiştir. Akşamıstu, geç vakit başlıyan şiddetli yağmur, sabaha kadar devam etmiştir. Bu kaç gündür muhtelif fasılarla şid- detli bir surette yağan yağmurlı şehrimizde olduğu gibi memle ketimizin birçok yerlerinde de tahribat yapmıştır. YAĞMURLARIN ŞEHRİMİZ - DEKİ TAHRİBATI Üsküdarda bir evin bahçe du - varı çökmüş ve diğer bir evin ça- tısı yıkılmıştır. Samatyada bir, Fa- tihde iki, Silivrikapı cuddesinde 4 evi su basmıştır. Koragümrükte bir evin balko - nu çökmüş, Yıldızda bir «v yıkıl- maştır. Nişantaşı civarında üç evi su basmış itfaiye tarafından boşal - tılmıştır. Bu kazaların hiç birinde üfusça zayiat yoktur. Şiddetli ve sürekli bir şekilde yağar yağmurlar Yozgodda mü- him hasara sebebiyet vermi Şefaatli nahiyesinde binası ve bütün basmıştır. Üç kişi boğulmuş, 15 bin liralık tücsar && da suların tahribine u rak ziyan olm KARAMÜRSELDE Karamürselde bahçeler, park - lar sellerin hücumuna uğrıyarak hüki dir. İZMİTTE İzmitte de şiddetli yağmurlar yağmış, şehrin muhtelif yerlerin! İngiltere son kara- rını veriyor (1 inci sahifeden devam) dedi ki: «Hitlerle görüşmetiz sa- mimi ve dostane oldu. İkimiz bir- birimizi ve istediklerimizi tama - men anladık. Neticeden memnu- num, Müzakereleri mütcakıb Hit- lerle görüşmek üzere tekrar Al- manyaya gideceğim.. Çemberlayn daha sonca Prağ - dan dönen Runsimamı kabul ede- rek uzun uzadıya görüşmüştür, DÖRTLER KONFERANSI MESELESİ endra 17 (Hususi) — Çem- berlaynin henüz Almanya- da iken Mussoliniye tele - fon ederek bizzat “Mussolini ile telefonda uzun müddet mükâle - mede bulunması siyasi mehafilde mubtelif tefsirlere yol açmıştır. Ancak salâhiyettar mahfiller bu mükâlemenin Avrupa işlerini sul- han balledebilmek üzere Çember- lâyının bir dörtler konleransının toplanmasını arzu eylediği cihetle, bu konferansa aid bir konuşmaya münhasır kaldığını iddia eyle - mektedirler. Filhakika bu konferans ta - savvuru tahakkuk ederse Çem - berlayn, Mussolini, Hitler ve Da- ladiyenin şahsan iştiraklerile bir | toplantı yapılacaktır. Ancak Fransanın bu konleransa | Rusyanın da iştirak eylemesi hak- kındaki teklifinin müşkülât tevlid! edeceği anlaşılıyor. Çünkü İtal - ya ve Almanya Rusyanın dahil o- lacağı bir konleransa gelmiyecek- derdir. Maahaza Daladiye ile Çember- | layn arasında yapılacak bir mü - | zakere ile bu pürüzün de halle - dileceği zannedilmektedir. HİTLERİN TEKLİFLERİ #ndra 17 (ALA.) —- Bereh - tesgoden görüşmeleri esna- sında tesbit ve Hitler tara- fından tâsvib edilen plân, şu nok- taalrı ihtiva etmekte imiş. 1 — Nüfusunun yüzde ellisi ve daha yukarısı Alman olan Südet | mıntakalarını Çekelerakya Al- manyaya terkedecektir, 2 — Nüfusu mühim bir ekalli - yetini ihtiva eden fakat yüzde el- K nisbeti bulmıyan mıntakalarda bir muhtar kantonlar sistemi ihdas edilecektir. 3 — Çekoslovakya hududları | Almanya, Macaristan, Komanya, Yugoslavya ve Polonya tarafın - ibat yaptı . su basmıştır. Birçok evlere su miş, bahçe duv: ikilmiş, zıları da git ba- Kâğıd fabrikası da sellerin hi cumuna maruz kalmış ve bu yüz- den bir hayli mutazarrır olmuş - tur. Derince istikame tret, hattı sökülmüş — bilâhare amele gönderilerek tamir — olunmuştur. Rüzgârm şiddetli esmesinden mi teessir olarak bazı telefon hatları bozulmuş ve bunlar da furtmadan #onra yapılmış ve muhabrrat 1>- min edilmiştir. KARAKÖYDE «Karaköy» köyünde dağın elek- lerinde otlamakta olan Suf davarla bir yük arabası sulara garkolmu: tur. Bir kadınla bir çocuk ve bir de bostan bekçisi boğulmustur. YAĞMUR YÜZÜNDEN Dün gece saat 21 raddelerindi Nişantaşı ile Harbiye Hamidiye çeşmesi yanında yağen yağmurlarla dolmuş bulunan bi Ççukura İnhisarlara aid bir kamy'on yuvarlanmış, vesaiti nakliyenin yarım saat kadar durmasına sehe biyet vermiştir. — İnsanı zayiat | yoktur. Yeşilköy meteoroloji istasyo nundan alınan malümata göre gece Karadayağa 31 kilo 200 gram su bırakan yağış olmuştur. E ndüşük sühunet 17,2 santigral- ftır. Bu sabahsaat 7 de barometro 755.1 milimetre idi. Rüzgâr şi garbiden saniyede 4-6 metre hı: esmiştir. Yağmur kısa fasılalarla fakat şiddetle devam etmiştir. dan zâman altına almacaktır, 4 — Bu hududların emniyeti ay- ni zamanda İngiltere, Fransa İtalya tarafından da temin edile- cektir. FRANSIZ BAŞVEKİLİ DE MÜLÂKATTA BULUNACAK Berhtesgaden 16 (A.A.) — Çem- berlayn ile Hitler arasında yı cak görüşmenin önümüzdeki salı Kgünü Renini'de kâin Godesberg'de| yapılması düşünülüyor. Führerin şahsi muhafız kıt'ası, daha şimdi- den Gödesber'e - gitmiş ve oradu 70 ecenebi gazetecisi için apartı - manlar ayrılmıştır. Müzakeerler, şehir — hari kâln bir şatoda yapılacaktır. Fr: sız Başvekili Daladiye'nin Godes- berg mülükatına iştirak edeceğine dair ortada bir şayia dolaşmakta- dır. Almanya Seferberlik Yaptı (1 inci sahifeden devam) den aldığı neticeler ve Prağın kat'i noktai nazarını L Lord Runsiman'ın tekrar Çe - koslovakyaya dönmesi mevzuu - bahis değildir. Çünkü Proğ, Sü - | detler partisini feshetmiş, Südet- ler de Almanyaya iltihaka karar beyannamesi ilân etmişler ve bu suretle iki taraf arasında (avassut rolü aynamıya ve müzakereleri devam ettirmeğe filen imkân kal- mamıştır. İSTİŞARE VE MÜZAKERELER | Prağ 17 (A-A.) — Başvekil Hod- za İngiltere ve Romanya elçile - rini kabul etmiştir. Beneş Başve- | kil Hodza ile Fransa sefirini ka - | bul etmiştir. JAPONYA MÜZAHERETR AMADE Roma 17 (A.A.) — Japonya se- firi Kont Ciano'yu ziyaret etmiş- tir, İtalya bir harbe sürüklendik- leri takdirde Japonyanın ittihax edeceği tarzı hareket hakkında fa- gist hükümetine yeniden teminat vemmiştir. | Makine insanlar.. ( inci sahifeden devam) pti. da selirlerin ka- bul olunduğu salona konuldu ve ihtişammdan kinaye olarak «Sü- fi al- taht değerli tından yapıları bu taşlarla, incilerle Süslü i6i, Üze- rinde altından bir haç vardı. Yan larında. istenildiği zaman hı ran, gürliyen iki aslan bulunu; da, altından bü; larında, elmas! lar ötüşüyordü. Bu otomatlar, tesna bir ilmin, n iz ustalarından daha ziya- yabilirdi. Pakat, » öldü. Yerin2 oğlu sarhoş «Mişel» geçti. Bu, € siz, liyakatsiz, iktidarsız bir addam dı. İşi ve gücü gece ve gündüz şa- rap içmekti. Onun bu bali, milleti ayaklan- dırdı.Sarayı bastılar, kendisini öl- dürdüler. Hazinelerini yağma et- tiler. Sarayı da ateşe verdiler. Sarayla beraber «Süleyman tah- tıs da, otomatlar da yandı, kül oldu. Bu taht tuz sene kul- | lanılı HİZMET GÖREN OTOMATLAR 9 uncu yü zyılda, Bağdadda Mu sa adlı bir eşkiya, kervanları $o- yarak büyük servet “yapmıştı. Sonra eşkiyalıktan vazgeçti, ilme merak sardı. Ölmezden evvel, üç çocuğunu, meşhür - «hey'etşinat Mansur» a emanet etti. usar nın eşkiyalıkla biriktir- diği paraları çocukları hayra, il- Bizanstan birçok Az me> sarfettiler. kıymetli eserler getirdiler, sonra büyüğü meşhur r: ortancası heyetşinas, filozof oldu. Bu üç kardeşin $ uncu yüz yıl- | da yazdıkları bir eser, şarkta «0- tomat» yapanlara çok kiymetli bir kılavuz oldu. Bundan maada bir çok da aletler vücude getirdi, |—ter. Bunlardan birişi eidden an- mıya değer: HİKAYE Bir kaç yüzlü Kadın!. (4 üncü sabifeden devam) gecikmesini düşünüyordum. Şa- kirin sözleri de beni meraklan - dırmıştı. Bereket versin acemi ha- tibler gibi fazla yutkunup etra- finı tetkik etmeye kalkmadan sö- ze başladı: — Şimdi nereye gittiğini bilis yorum. Buna hiç hayret etme, Çünkü bütün mahalleli, genç ihti- yar, kadın erkek, hep seninle meş- gal. — Peki bunların ne münasebo- ti var benimle? — Vallahi çocuksun. Herkes se- ninle alay ediyor, sana #cıyor da sen farkında değilsin. Sen Meli- haya âşık olmuşsun. Her gece bu- ralarda geç vakte kadar dolaşıyor- müşsun. Hele tanıdıklarının «O ciddi kızdır, seninle selâm!aşmaz bile» demeler! büsbütün çileden çıkmana vesile oluyormaş. Şimdi ben sana hakikati anlata- cağım. İster dinle ister dinleme.. — Nedir bu hakikat. — Ne olacak, Meliha ve Meli- hanın karakteri. — Hay allah razı olsun senden ne iyi arkadaşsın sen. Beni azah- tan kurtaracaksın. — Bunu temine çalışacağım. — Meliha ne ciddi kız değil mi? — Öyle görünür.. — Kimseyle konuşmamış şim- diye kadar.. (Devamı var) *& Yeni banknotlardan tedavüle| idi. Fakat bu, o kadar MM pılmıştı ki farkına VAf imkânı yoktu. çıkanlar 87 milyon | geçmiş- Baş,Diş,Nezle,Grip ix’oımlf"l:'ı nevralji kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal F -lcılnndı günde Uç kase alınabili! | dan kurtulmuştur. insan şeklinde bir nınâ' ünde, ağır kumaştafı Ö pılmış bir elbise vardı. YENE a yer sopra bir hizmetçi musıııııınl Bu, sesindeki döğmeye basıyordi” tamat derhal harekete geliğti u—l Iıp.ı aya, & geçti, daha sonra da her tarafına yayıldı. ei Bazı kiliselerin duvar il*'w yalnız marifetin değil, yük sabır ve tahammı «İstrazburge - kil. Bunların — hepsinir 1854 de yapılan bu sast içÇi! Cdi Uzun seneler çııı.,ır tı. RİVİ yete göre zavallı san'” yapmama: «Darmştad» h, Lüdvig «Mari Tereze namına yap! $0l saati için tamam 7 yil :'*:, mıştı. Bu saat hiç şaşmıy Of nler yeleri, dakikaları saatleri, Bi ri, ayları, seneleri guslc'ı ydngı ” «Bala deki <Lalen K 4 tomatı kadar şöhret alan Ü yoktur denilse eaizdir. Bir efsaneye göre «Bal? e'”" vakitsiz ve hep birden c başlıyan saatlerin manın muhasarasından, mnv' nti Bu saat, «Ren nehris kıyi ve küçük «Bal» € geçilecek *:: rünün hâkim bir naıusmd' lunan kulenin üstünde idi VE ıs" varlak çehreli bir insan Kaf gea benziyordu. Tepesinde KOC8 bir de kral tacı vardı. Tei GÜĞ #aniyede bir döntüyordu. SAĞEZ gibi dişleri görünen çirkin vl" dan dakikada bir kırmızı VE İ sivri bir dil'çikip kııbol“)wl Bu çok tühaf hal, kıulk“" halkını güldürecek yerde sinirlendiriyordu. Bu yüzden büyük Ballileri” _ raları açıldı. Bu sövri dilü e. dakikada bir gözlerini ö k" rek dilini çıkarmasını ıııkı"_;',,' lâkki ettiler. Mukabeleye a verdiler. Ve saatin tam ” tesadüf eden duvara, üurllf,ı ya benzer yuvarlak ve ÇIP:BW. Tesim bulunan bir lıvhl“ı’.p' İhtilâl, bu alaycı krala VÖY geldi. Bazı vatanseverler he fanın yenl prensiplere ı! duğunu ve eski devri yd'ı ğim iddia ederek saati kaldırdılar. Zaman geçti. İhtilâl bitti. y Ver yatıştı. Saat de yerine GL 3010 ân Hen ll y At müzeye naklolundu. N SATRANÇ OYNIYA! OTOMATLAR 18 inci yüz yılda — «V adlı bir san'atkârın fen misine gösterdiği bir otomül gu, kesin hayretini mucib o“;“’ 1 metro 60 santimetro BO e- bir flâvtacı idi. nua.uın’:. gl i oynatarak muhtelif hava çalıyordu- — pyar Tambura çalan otomat d? dan aşağı kalmaz. Zira, DF Üğar tuttuğu çığırtma ile yır r_ la kontrvals çalıyor, Sef? lan elile de küçük bir d!"" ruyardü. «Fredrik dö Knasr, «Leonar Maczel» de © otomatlarile o devirde şöhret kazanmışlardı. «Kempelo»r nın nır;m' ”'nç makineli adamının hil” kesin malümudur. süv"*d' otomatın içinde bir adati bCA w '