SON TELGRAF — 17 EYLÖL 1938 1914-1938 ARASINDA Ozama İIngiltere harbe gireceğini son dakikaya kadar belli etmemişti. Bugün Fransa'nın girece- bir harbde Ingiltere onunla beraberdir Eski ingiliz hariciye nazırı neşret- tiğibir mektublapolitika âleminde kendinden bahsettirmiye başladı İngilterenin eski hariciye nazırı M. Eden unutuldu mu?, Geçen sene bu mevsimde yine ortalıkta şiddetli gerginlikle hüküm si düğü aylarda onun genç Hariciye mazırının faaliyeti etrafında ve- rilen tafsilât ile, muhtelif vesile- ylediği nutuklarla dünya bahsedip duru - n senenin bu ayla - politika 1 eden meaelenin ne oldu- ak kadar uzun bir geçmemiştir rlardadır ki geçen sene bu Vakitler İspanya meselesi yüzün- den bir kat daha gerginlik art - mış, Akdenizde meçhul tahtelba- hirler türemiş, Akdeniz ile alâ - kası olan devletler müşterek ted- rınd. birler almışlardı. O zamandan bu zamana kadar geçen aylar zar - fında tse İspanya meselesinin hal- ledilemediğini, İspanyada dahili harbin hâlâ devam ettiğini tek- rar batırlatmağa lüzum — olmasa gerek. Politika âlemini bugün en ziya- de moşgul eden mesele Orta Av- rupa, Çekoslovakya meselesidir. Daha Eden çekilmemişti ki Al - mya ile İngiltere arasındaki mMünasebetleri düzeltmek için ko- nuşmak üzere Lord Halifaks - şim diki Hariciye Nazırı - Londradan Berline gönderilmişti. Bu suretle Çemberlayn — Almanya aşmak, diğer taraftan da İlalya ile konuşmak, İngiltere ile Berlin - Roma mihveri arasında devamlı bir anlaşma faaliyeti te- sis etmek istiyordu. İşte İngiliz | Böşvekili hep o faali zerinde bulunuyor. Eden çekilı Yerini Lord Halfaksa bıraktı. U- zun zamandanberi sabık hariciye nazırından bahsedilmiyordu. Lâ- kin Taymis) gazetesinde bir mek tub neşretmesi ve bu mektubu neşretmeden evvel Lord Halifaks | gidip görüşmesi Edenin poli- | Başveki ile ninder yine görünmesi de- | mek olmuştur. Sabık İngiliz hari- tiye nazırı mektubunda eğer bir harb olursa İhgilterenin buna se- yirei “kalmiyacağımı, — Fransanın iştirak edeceği bir harbde İngil- terenin de onunla beraber ola - cağı, çünkü İngilterenin em yeti Fransanın emniyeti demek olduğunu yazıyor. İngiltere poli- tikasının esası bu olduğunu zaten Başvekilin, Maliye Nazırının Çe- Koslovakya meslesif çıktı çıkalı söylemiş oldukları — nutuklardan da anlaşılıyordu. Sabık hariciye nazırı da Almanların yanlış dü- şüncelere saplanmamaları lâzım geldiğini anlatıyor. Yani bir harb çıkarsa İngiltere seyirci kalacak değildir; diyor. | İngiltere harbe gireceğini ev - | velce anlatmış olsaydı hiç Alman- ya 1914 felâketine yol açar mıy- dı?, Fakat İngiltere son dakikı ya kadar birşey söylemedi. Al - manya da İngilterenin harbe ka- rışmıyacağını düşünerek Belçi - kaya taarruz etti. Belçikanın dev <e kefalet altına alınmış 0- | lan bitaraflığını çiğnemiş oldu. İşte Almanların iddiası budur, Umumi Hazbin mes'uliyetini her taraf birbirine yükletirken Al - | manlar da İngiltereyi harbin da- ba evvel önünü almadığı için böy lece kabahatli göstermekten geri kalmamışlardır. Fakat bu sefer öyle olmuyor, İngilizler bu sefer işi daha bış- ka türlü tutmuş oldular. Elleri: de olan her vasıtaya müracaat e- derek herhangi bir harb ihtima- linin önüne geçmeğe çalışıyorlar ve tekrar ediyorlar ki Çekoslo - vakya meselesi yüzünden bir harb| çıkacak olursa bu yalnız mahdud | bir sahada kalacak değildir. Harb etrafa da sirayet edecektir. İngil- | (Devamı 7 luci sahihemizde) KN Lard Eden Almanya ve propaganda... Hitler Almanya'sı dünyanın dört köşesindeki hemşerilerine nasıl hitab ediyor? Bir Fransız gazetesi, Almanya hin propaganda işlerine dair dik- kate deger bir yazı yaşmıştır. P- | ropagandanın yer yüzünde ne ka dar ehemmiyetli bir yer tuttuğu- nu göstermek için bu yazıyı kısal- tarak alıyoruz. Almanyanın silâhlanma işinden sonra en fazla ehemmiyet verdiği mesele propagandadır. Bu propa- ganda, tabü, silâhlanmanır. ya - pudiği gaye için yapılıyor. Fi: landiyadan Brezilyaya vadar bü- in cenebi memleketlerde yaşıyan Almanlara meccanen binlerce rad. yo cihazı dağıtılmıştır. Bu tadyo- lar sayesinde her Alman doktor Göbelsin programını öğrenebili - yor. Milliyetçi İspanyaya ve cenu bi Amerika memleketlerine gön- derilmek üzere İspanyol lisanında filmler çevrilmiştir. Ramanyada, Ancak düşünüp düşünüp de halledemediği bir nokta var: - Haydi Merali hatırlayabileyim. Nihayet ka- . O, benim de çocuğum!. bu Ferhunde ne diye ikide bir nında benim de kanım var. Fakat, içini dolduruyar?. Bu suale kat'i bir cevab vermesine imkân yok! Bulamıyor, tahlil edemiyor! Hisleri sadece Forhun- deyi hatırlamak olsa: E tabil. Diyecek. Fakat, hatırlay dul kadın ve. arkadaşını hatırlayabilir sonra: Adam sen de! ve. geçer! Refik bhatırladı mı, Hayatımdaki en müthiş sademeler- den,biri. Hatırlamamak mümkün değil böyle değil ki.. ya erkek bu şekilde geriye bıraktığı heyecan ve pür gaşiy unutamıyor! Lord Halifaks Almanyanın Propaganda Nazırı Dr. Göbels gözlerimin Her TiN K  Y E Bir kaç yüzlü kadın !.. YAZAN: MURAT KAYAHAN Onu üç dört sene etvel tanıdı- ğün zaman eşin, dostun — sözleri, etraftan duyduklarım beni tam kararsızlığa sürüklemişti. Yüzü a- leyhinde söylenenleri tekzib et - mek salâhiyetini ifade eden dai- mi ciddiyeti içinde insana «Allah sahibine bağışlasın, ne ağır Ba- yan» cümlesini söyletmek kudre- tine sahibti. Bir gün.. insana hayatın tatlılı- ğinı tam manasile anlatan bir yaz günü onu mayosu koltı a ban- yoya giderken gördüm. Yalnız yapacağı şeyleri hesab eden mü- him bir iş adamı gibi ağır h ketlerle banyonun kapısından gir- di. Etrafına bakmadan locasına çe- kildi. İçimdeki —mı gençliğin verdiği cesaret fın sözlerinde ne kadar değruluk olduğunu anlamak hevesine & Pildim. Sarışın uzuna yakın bo- yu, masumane gözlü, ciddi baya- nı tetkike girişmenin belsi de ba- na pahalıya malolacağı: meden heyeci tılmıştım. Sevgi ile merakın ka rışık tesirleri böni gece yarıları kırlarda paket paket sigara sar- | fetmeye, uykusuz kalmıya mecbur | etmişti. Hele arkadaşlarımın - o ağır başlı, ciddi bir kızdır. Kimse ile konuşmaz. Hattâ bir çok evlenme tekliflerini bile reddetti.. Boşu -< na zahmet etme! - demcleri bürr n hislerimi. kamçılıyorda, c braz da hesab et. li bir macera; Macaristanda Almanlar tara! açıkça himaye gören ga:etel kıyor. Çocuklar spor klüplerindi Nasyonal sosyalizm dersi alıyo: İlân acenteleri bile bu maksat I. çin çalışıyor Finland körfezinin kenarında kâin ufacık bir köyde yirmi ka , | dar adam bir radyonun etrafında | ce duyduklarımın tamamıen toplanmışlardır. Estonya vatanda- Ş1 olduklarına dair ceplerinde bi- rer hüviyet varakası bülunan bu | adamlar Alman şefinin #özlerini dinliyorlar. «Orta Avrupada 80 m'iyon Al - | man rastgele çizilmiş hudutlar i- | çerisinde biribirinden ayrı olarak | sıkışık bir vaziyette yaşıyorlar,» —| Hitlerin bu hararetli sözlerini | yalnız Estonyadaki Almanlar d" lemiyorlar. Danimarkada, Leton- : 7 inci “ahifemizda Edebi Roman No. 107 niyelerlerce kalıyor' Bir de aklından çıkmıyan bir nokta var. Mektupları yakala- dığı ve Ferhundanin yüzüne çarpıp da bir daha yü- Der, bir dakika, bir saniye, bir lâhzada unutur züne bakmadığı gün; dayak, tekme, tahkir ve küfür kalbi, bütün hatıraları, bütün zdafı ile hatırlıyor! A- da: deta, hâlâ onu severmiş gibi, hâlâ onda gibi batırlıyor; nefret ederek de olsa teessüfle, tı hüfle, pişmanlıkla, zayıf hislerle hat: de gözüne öyle görünüyor,evindeki la bir âbid muhabbeti ile: — Oh Refik... Diyip saçlarını ği zamanlardaki edasile görünüyor. Bu görünüş kar- şısında, Refik hiyaneti, eline — geçirdi çekmecesinin gözünde veya cebinde sakladığı fotoğ- Ay raliyi her şeyi her şeyi unutuyor, tepeden Uurnağa pür ilc görünüyor, bir anne şefkati, çıgın bir üşık, muşak, narin ellerile akşadır — Evet... zü varmış Bütün karşısında, genç ve güzel kadın bir dela uğrını açın Hepsi doğru. Ben, onunla sevişiyorum. - Onu seviyarum. Niçin bana vuruyorsun?, Neden kü- | Ferhun- für ediyorsun?. k toy ve masum — Demedi. Bütün cevapları: —A. A —- Bilmiyorum... — Hiç de haberim yok!, mekupları, - a) — Yapma Refik. — Günah Refik — Refik, çocuğuna vurma.. Ondan ne istiyorsun?.. Demekten ile-ive geçmedi. Bu bilmemezlik, bu < eee Ben. büyük bir faaliyat içir müstakbel sevgilimi elde etmeye irken bir kaç tanidık evvel- aksi- | ne şöyleyiverince büsbötün ça - | şırmıştım. Bir akşam ben meşhür tepeni: yolunu tutarken karşır niyetinden tamamen © oldu- Bum bir arkadaşım çık:vermesi: mi? Ben suç üzerinde yakalan - mış bir çocuk gibi ürk kirin ağız açmasına m Takmadan: Haluğa gidiyorum; biraz i- Şim'Vara, Deltiştim Fakgt S aki ve o yolun nereye Çıklığır benden iyi bilen Şakir; öncelgükdü, sonra da kaştarıni Birden bire Çatafak — İlk evvel inanmamiıştım am- ma, seni bu saatte ve. görünce vallahi mütcessir ol - | düm | Başını önüne eğdi, müthiş bir hâdise ile karşılaşmış gıbi derin derin içini çekti. Ben bu hareket- | lerin manasını “anlayamamıştım O 'da birdenbire susuve-mişti. | Allahini seversen söyle ne - | den müteessir oldun. bu yolda | — Bir şey mi oldu? | bel sevgilimi belki : iz ıomAII;I;r LOREL — Yahu konuşsana, — Haydi geri dönelirn. - Yolda ! söylerim, dedi. İşte işimi bozan bir teklif, Bon nasıl geri dönebilirdim. Müstak- | görebilirim Öyle ya geceleri uykuma giren ka- dinı görmek fırsatını kaçırırsam ne olur benim halim? Vakit geçirmek korkusu ile a- cele acele cevab verdim: Yok. Yukarı doğru çıkalım, hem konuşuruz hem de ben Ha- luğa uğrarım. I — Peki öyle olsun. | | Yolu yarıladığımız halde h bir şey söylememişti. o. . (Devamı 6 ıncı sahifede) ) Bugün MELEK Sinemasında Beğenilen-sevilen ve alkışlanan bir şaht! | c gü Haydi a kar müteessi y rek yüzüme bakt! SN - Uçuruma gidi e münasebel — İşte böyle. — Bir şey anlamıyorum söyle yahu.. — Bana itimadın var değil o — Tamamile. — Öyleyse sözlerimi gb dinle ve.. iyi karar ver. — Peki, haydi başla. — Acele etme.. — Meraktan Çatlıyacağın” ija Hem konuşuyor hem dt ) SÜT KARDEŞLER Fransızca büyük komedi. Baş roilerde HENEİ GARAT - MEG LEMONNIERU Filme ilâve olarak: S. M.VI nci JÇR.I’ım Pari: Bugün saat 1245 Hüususi 30 ucuz B.ık..u RA İNGİLTERE K 'erl ziyaretle! HALK ve TALEBE matineltf birinci 20 — İkinci 17,50 kuruştur” Yeni kanun mucibince başka seanslarda kimseye farklı bi verilemez. THARDY'ön n dare A LOREL - HARDY İŞ ARIYOR TÜRKÇE SÖZLÜ Komedileri Salonu kahkaha tufanlarile çınlat maktadır. İlâveten Parisi ziyaretleri bütün teferrüat BUGÜN SAAT | ve 230 da, yarın saat 11 ve 1 de tenzilâtli Fiat larla HALK !.1.&1“1[1[5[—5'—"l Yazan: Etem İzzet mütehayyır görünüş, bu mazlum eda neden ve.ni Eğer Ferhundenin talak için hapishaneye mektub da olmasa Refik için mutallakasını dan: — Eveti, Diye kulağına gelen tek bir kelime yok!, Var e- sonsuz bir süküt, va zallüm!. Refik bu süküte, bu tazallüme bir türlü a- kal erdiremiyor! Zaten bu sahnelerdir ki Ref' uzun düşündürüyor lan: hayret, var olar dilerini hatırlattıkça onu uzu: ve damarlarına şeytani birer kıpraşıyorlar! phe En son bir nokta da: Nimete bir türlü ısınamaması! lduruyorlar. Bir defa cuük dudaklarında biriken sıcak, taşkın bir buse 'le Halbuki böyle mi öpüyordu, şuh ve dilber kadını kollarının arasına alıp böyle mi sıkıyordu?. Nerede o aşk, heye- Üçüncü se eyi onu öptüğünü hatırlamıyor. SARAYSİNEMASINDA ** FOKS Jurnal le gösteren tam film yapılı hoyrat fikren, kalben ve rından dişarış yukarı üç seneyi Retiği seviyor, bu — Bu kadın, Diyor. Bu da muhakkak. Fakat, hepS! bu kadar.'Kâfi mi f Hem, artık Nimetin Refik için dW '“"nl" netle karışık sevginin ayni ihtirasla devati Genç çocuğun Jakaydisi, dNT BE NİCE yarar? temin edileme olan: ta- raz oluverince: ken- Yahut da: kurdu gibi girip - Ben öyle ist meyuş ediyor. le genç ço- can ve gençlik nöbeti; nerede dudakların nışı, isteksizlik ve zaruret! İmkânı yok Ki taşsınlar! Nimetle evleni: madılar! Böyle giderse ısmamiyacaklar karşısında kaptan kaba taşan bir su gibİ line tutulan muhteris kadın hiç şüphe yok | kel kasını sevebilecek istidat ve temayülüâ di dir. Hele, dikbaşlılığı, tahakkümü, en küÜS' işleri gün geçtikçe artıyor, Reftli Ferhunde.. Ferhundenin aşkı!. lak ııııvı"l'"'. kııımııd:f ##. ve İngiliz Kralı ve _..::;: y bu kadınla hassas ve muzta' ııı*f; hissen bırlik olup zevkin, | vğA dolduruyor, hâlâ birbirleri" dâ. u muhakkak, Refik de: heni ölümden, ipten KUT vW ::,ı z İS girr Sevgi mütekabil olma? l di ” e"'_,:_î NW' — Canın isterse. tiyorum efendim... * Thündeyi yaneti! Meral. Meralin piçliği! Meralin V' ;4 | Met... Nimetin sevgisi! Kuduz bir ihtirat! Öi teklifi! Red...... Zindan... Sehpa! Ölüm D Di e E a e B İ