(Mühkeme, maznunların hepsini Gözasına mahküm eyle - Fakat Abdülhamid, bu ce. fatbikten-çekinerek idam hü- i, (müebbed kalebendlik) Manna te hisset - Si tebdil zaruretini Bu m ':”ıı ve bunun teferrüatına da- ııe pek mühim vesikalar Ancak, gerek bunlardan Ki *tııı, ve gerek Sultan Ha- cezalarını mücbbed Ş k'“*maıı.gı tahvil eylemek me- I-_ bu eserimizin mevzuun - —“.h"'ınııı bulunduğu için, bu- SÖzü uzatmaktan içtinab edi- | ::" ve bu esrarengiz hâdisenin a 'Etikalarını, başka bir yazı - ı— tutmayı müvafık gö - 'Wluumu mahkümların sür. | ,_:ım.ı için, (Taif) kalesini ÜRMaP etmişti. Bunun için de, “Azizin eski (taht vapuru) GN (İzzettin) ismindeki yata, der. emri verilmişti. Wumhr Yıldız sarayı müş- itından, (Çadır köşkü) nde =ııı bulunuyorlardı ve muh- haleti ruhiye gösteriyorlardı. t Paşa, oradan oraya sü - ı“llı için, artık kendisine adeta __1 gelmişti. Buna bi- tam bir sükün içinde idi. ylakat damad Mahmud ve Nu k:'lllu büyük telâş içinde - h'nlld Mahmud Pasanın Trab- ne süretle sürüldüğünü w Paşa, refikan Seni- Sultanın şefaati sayesinde Trab-, | pek uzun zaman kal - Yarak menfası İzmire tahvil ,:':lş Bir müddet de orada liktan sonra, büsbütün afla "haı, olarak İstanbula gelmişti. #kat bu avdetin üzerinden çok Kxıq-meden bu hâdise zuhur talihi onu yeni bir felâ - ». Mahküm etmişti. Bundan do h. *0n derecede müteessirdi. (a) X Meşhur muhakemenin fera mukavemetsiz olan bu zat : "::ğ.":mm şuurunu tamamile yti beyinci Fahri Bey ise, kaza h karşı boyun eymekten ğ" Çare göremediği için, tevok-) şx Babına sarılmaktan başka ça- mişti, j 'hu vaziyette bulunan mah- a ', Muhakemeden sonra bir Bün daha çadır k:şkumie ala. —o '—ıunınuı Gidiyorsunuz. Üü g _l.,,._ hiç kimse — bilmiyordu. ’75.. in vapurunun süva- h Uzüri bir söfer için ha d&il!yurdu.'.. t 'k 'kwm güneş batarken, Ça. Şi ttirilmişti. Arabaların pen- perdeler, sımsıkı Ş birinel arabaya ü erlerinden n giti. İkinci Yü da, iki damad paşa ile a âr yaverlerinden Çer- n Bey yerleşmişti. LA Hamidin ea emniyet et GülSMRi bendelerinden, (tüfen- İğÜ kumandanı, miralay (1) de, diğer arabalar. 'ııııomıın nezarete me - Tercüme ve iktibas hakkı ıııhhıniur. Yalnız Son 'Tel, lecektir. in önüne yedi sekiz a. İrini indirmesi üzerine Melek sine - İherkesi şaşırtacak bir surette kır - mur edilmişti. Bu kafilenin refakatine, muha- fız olarak da yirmi nefer Arna - vud tüfekçi verilmişti. yının kapısından, sa- hile kadatf asker noktaları dizil- miş; halkın bu cadde üzerinde da. laşması, bu noktalar, ve devriye- ler tarafından menedilmişti, Böylece tertibat alındıktan son ra, bu malhikümlar kafilesi, Çadır köşkünden hareket ederek, halk tarafından görülmeden sahile in- dirilmişti. Ve, tersane sandalla - rie derhal İzzeddin vapuruna nakledilmişti. Vapur, gecenin derin zülmetle- ri içinde hareket ederek, yavaş yavaş İstanbulu terketmiş, Ça - nakkale Boğazına doğru ilerle - mişti. F Mahkümlar, iyi vaziyette de. ğillerdi. Vapur, esasen deniz ge- zintileri için yapılmış, yandan çarklı bir yat olduğu için, uzun yolculukta kalabalık bir kütlenin istirahatine kâfi değildi. Kıç taraftaki büyük salon, Ta- bir Bey ile malyetindeki muhafız Yazan : Ziya Şakir başka çare görülemiyordu Dünun için tevekkül babına sarılarak hareket etmekten başka, tutacak yol kalmamıştı tüfekçilere tahsis edilmişti. Gü « vertedeki , yaver Süleyman T işgal etmişlerdi. rdan birine Mithat 'aşayı; karşısındaki kamaraya da, Damad Mahmud ve Nuri Paşsala- rı yerleştirmişlerdi. Akdenizden, Şap denizine doğ. Tu devam eden bu yolculuk, kolay olmamıştı. Bu felâket yolcuları, vapurun darlığından, çok zah « met çekiyorlardı. Vapurun am - barında kendilerine birer min edilen mabeyinei Fahri Beyle askerikten tardedilmiş olan kay- makam Ali, binbaşı Necib Beyler © boğucu hava içinde fena halde bunalıyorlardı. Hele asıl katil ci- mak üzere mahküm edilen Peh. livan Mustafa, Hacı Mehmed, Ce. zayirli Mustafa, biraz nefes almak için güverteye bile çıkarılmıyor- lardı. Mevsim yaz ve hava sıcaktı. Ce nuba doğru inildikçe hararet bir kat daha artıyor, o boğucu hava içinde nefes almıya imkân kal - miyordu. . (Devamı var) Melek sineması|!!KAYE (4 üncü sahifeden devam) dığı şayanı dikkat malümat var- 9—FENA YOL: DANİELLE DARRIKUX. 10 — SÜT KARDAŞLAR: HEN - 'RY GARAT - MEG LEMONNTER. 11 — DELİ KANLILAR: ROBERT. 'TAYLOR - MAUREEN O'SULLİ-| VAN, 12 — MANUELLA: — DOROTHY LAMOUR. 13 — NAPOLİ GECELERİ: JEAN| KIEPURA - GLADYS SW ART - HOUR 14 — KAANOYA: HANS AL - nıas — SUVEYŞ KANALI: ANNA- BMLLA - TYRONE POVER, 16 — KADINLAR HAPİSHANE- Sİ: (Venedik film müsabakasında birinciliği kazanan film). 17 — ANALARIN GÜNAHI: GLA 18 — BARONES ve UŞAĞ: AN- 'NABELLA - WILLIAM POVELL. 19 — ÜÇ ARKADAŞ: ROBERT| TAYLOR - MARGERİTE SUL - LAVAN, 20 — BÜYÜK ATEŞ: CHARLES| LAUGHTON., 21 — TAŞ BEBEK: JEAN CRAV- FORD - SPENCER TRACY. 22 — KIR ÇİÇEĞİ: SHİRLEY, TEMPLE, 23 — PARİS BÜLBÜLÜ: SIMO - NE SIMONE, — KADIN OYUNLARI: RETTA YOUNG. 25 — ŞANTÖZ JOSETTE:; Sİ - MONE SİMON. 26 — VERTHER (Gothe'nin meş- hür eseri) Piezre Richard Villim. 27 — ALTIN MABUT: MİRELLE, BALLİN, Hükümetimizin sinema vergile- LO - ması müdiriyeti bu sene fiatlarını muştır: HUSUSİ KOLTUKLAR: 50 ku -| ruş - BALKON ve BİRİNCİ KOL -! TUKLAR: 35 kürüş - İKİNCİ: 25 kurüş - LOCALAR 250 kuruş ola- rak tesbit edilmiştir. Ayrıca Melek slneması şehrimiz- de'ilk defa olarak, sesli makine ter- fibatını, Amerika ve Avrupanm en, DIES GEORGES. | LÜKS, en PAHALI sinemaların : ile techiz etmeğe başlamıştır. “Cinsi cazibe!, (4 üncü sahifemizden devam) haverelerine kulak misafiri olu- yordu. “Biraz daha alımlı çalımlısı di- ğerine: — Ah.., Azizim, dedi. Beni teb- rik et. — Hayır ola, piyango mu vur- du?.. — Hayat piyangosu vurdu, ha- yat... Bir kadın kazandım... — Kadın mı?.. — Evet, harikulâde bir kadın... — Allah aşkına.. — Vallahi... Amma «harikulâ- de» dodiğim kaşı, gözü, saçları, yüzü güzel, vücudü mütenasip ol- duğu için değil. Onda bu güzel- liklerin hiç biri yok... — O halde «harikulâde» Hiği ne- resinde?.. — Azizim bu kadında insanı kendine meftun eden bir «husu- siyet» var... Buna frenk dilinde «Sexe - Appel» yanl «cinsi cazi- — Ha,, şu mesele... E.. nasıl ba- ri muvaffak olabildin mi?.. — Oldum azizim... Geçen gün hayatımın en mes'ud dakikaları- m onun kollarında yaşadım. Sa- atlerce beraber kaldık... Bu ka- dına hatta «çirkin» denilebilir. Fa- kat ah.. o Sexe - Appel... İnsanı kudurtuyor... Bu son kelimeler Cemilin bey-. nine birer kurşun gibi saplandı; söylenen adres kendi evinin ad- resi binaenaleyh tarif odilen ka- dın da kendi karısı idi! Cemil, karısındaki «keramet» n ne olduğunu kendisini bir koca» diye tavsif eden gencin ağzından Mxrmıniıu «Cinsi cazi- | bel. Cemil kıruuıı boşadı. Bir da- ha evlenmeğe cesaret edemedi; çünkü «ecinsi cazibe» mevzuu bah- olunca, çirkin bir kadınla evlen- mekle de insan kendini «Enayilik ve yaldız tehlikesi» nden kurtul- muş saymaz, diye düşünüyordu- kulludığı WESTERN ıı.mmc yeni tekâmülü on beş yitmi güne şirketinin en son sistem unıhul Bu, kadar mükemmel bir şeküde görüp dinliyebileceksiniz, «Enayi | öa işEnd a eai . y Vefalılar Ankarada 2-1 mağlüb oldular stadında yapıldı Ankara 10 (ALA.) — Şehrimize | iki-maç yapmak üzere gelmiş bu- | lunan Vefa İdman Yurdu, ilk kar- şılaşmasını bugün Gençlerbirliği takimlle Ankaragücü stadında ka- dabalık bir seyirci önünde yaptı. Saatf 16,50 de yeşilbeyaz forma ile Vefa İdman yurdu seyircilerin alkışları arasında sahaya çıktı. Bir kaç dakika sonra da Gençlerbirliği | göründü. 'Takımlar — karşılaştığı zaman Vefayı şü kadro ile görüyoruz: Azak, Vahid, Sefer, Abdüş, Lüt- fi, şeref, Hüseyin, Muhteşem, Sul- hi, Şükrü, Haydar, Gençler de, şu şekilde teşkil e- dilmişti: Rahim, Nuri, Naci, Mümin, Ha- san, Keşfi, Şeref, Ali, Nur, Basri, Bahri, Hakem Bilâi, ana-Gençlerin vuruşu ile baş- landı. İlk anlarda Vefa kalesini sıkıştırıyorlardı. Üçüncü dakika - da sağaçık Şeref bir gol fırsatı ka- gardı. Vefalılar topu kendi kale - lerinden uzaklaştırmak istiyorlar- | &a da bir türlü muvaffak olamı - | yorlar. Gençlerbirliği çok güzel bir oyun çıkararak Vefa kalesini | şüt yağmuruna tutuyorlar. Nite- kim sekizinci dakikada Bahri Gençlerin birinci golünü, on ikin- ci dakfkada da Basri ikinci gölünü gaptılar. Bu göllerden sonra Genç- lerbirliği daha serbest oynamağa başladı. Vefalılar bütün güayret - lerine rağmen hiçbir netice elde edemiyorlar ve oyun daima Genç- MİZAH lerin hâkimiyeti altında geçiyor. Vefalılar Gençlerin tehlikeli akın- larını durdurmak için hayli zar - luk çekiyorlar. Devrenin sonlarına doğru Ve - falılar Gençleri biraz sıkıştırdı ise de gol yapmağa muvaffak olama- | dılar, devre böylece 2 - OĞençlerin | galibiyetile bitti. İkinci devre başladığı zaman Vefalı Muhteşemi sağaçıkta gö - acuz. Takımlarda başka bir de-| Bişiklik yok. Oyun iki tarafın da biribirlerini sıkıştırmaları ile de- vam ediyor. Muhteşem sağdan gü- zel inişler yapıyor lakat bir ne - tice elde edemiyor. Gençler yine çok sıkıştırmağa | başladı, Şerefin Vefa kalesi önün- de ortaladığı topu Bahri ayakla- rına dolaştırarak bu gol fırsatını kaçırdı. Devrenin ortalarına doğru Ve- falıları biraz daha gayretli görü - yoruz ve bu gayretleri boşa git - ayağile birinci Taedi. Sulhinin göllerini kaydettiler. Z- vaziyete gelen Vefalıların daha canlı oynuyarak beraberlik sayısını da yapmağa uğraşıyorlar, | ipi açık eksillmeye konmuştur. Gençlerin kalesini sıkıştırıyorlardı. | Devrenin sonlarına doğru Muh- teşem sıkı bir frikik çekti ise de top kale direğini yalıyarak avuta gitti. Oyun bundan sonra vaziye- tini değiştirmeden 2-1 Gençler - birliğinin galibiyetile sona erdi. Vefa takımı ikinci maçını yarın Ankaragücü takımile yapacaktır. du mu? — Otuz senedenberi. — Günde bir buçuk liradan otuz senede mühim bir yekün tutar, sanırım. © — Elbette! — Şu karşıki bahçeli büyük köş- kü görüyor musunuz? — Evet, — Eğer otuz senedenberi içki- Aksilik — Çocuk, kumla oynasın, diye çölün ortasına geldik. Yumurcak şimdi suda kayık yüzdüreceğim, diye tutturdu! ye o kadar para vermemiş olsay - dınız, bugün böyle bir köşkünüz olurdu. — Siz, içki içer misiniz? — Kat'iyyen. Katrasını ağzıma koymuş değilim. — Karşıdaki bahçeli büyük köşk| sizin mi? — Hayır! — © köşk, bendenizindir. e Bir kahraman Bay D., kazak geçinen kılıbık- (l—l“dın-)l lardandır. Arasıra evde karısına kafa tutmak, meydan okumak is- ter. Geçen gün, yine bir mesele- de, üst perdeden konuşmağa baş- lamıştı. Karısı; — Susl Diye bağırdı. Bay D., yine aldır- madı. Karısı, büsbütün kızdı, s0- ba maşasını alınca, üzerine yürü- dü. y Bu vaziyet karşısında, Bay D. in aklı başına geldi ise, iş işten geçmişti. Maşadan korunmak için, hemen karyölanın saklandı. Karısı, maşayı sallayarak bağı rıyordu: — Çık karyolanın - altından... Çık, diyorum sana... Sonra karış- mam, fena olur, altına girdi, Bay, D., karyolani naltından sc4- lendi: — Hayır, çıkmıyacağım. Bu ev- de senin emrin yürümiyecek. Evin erkeği ben im, benim emrim ola- cak! Soguk kanlılık ” — Karımı, haydutlar - kaçırdı. Yarın, polise hir tezkere yazaca: ğımı, Tütfen bana hatırlatınız. Berlin Roma mihveri iki mühim mesele karşısında (4 üneti sahifeden devam) İngiliz - İtalyan anlaşmasının tatbiki geciktikçe bu tasdik işi de sürüncemede kalmaktadır. Vazi- yet böyle olunca ortaya başka rı. vayetler de çıkıyor: Milletler Ce- miyetinin bu seferki toplantısına Habeş imparatoru tarafından bir heyet gönderileceği Avrupa ga- zetelerinde yazılmağa başlamış. tır. Bu rivayetler İtalyan gazete- lerinin tabiidir ki hoşuna gitme- miştir. Habeşistan mestlesinin Millet. Ter Cemiyetinde bir kere daha mevzuu bahsolacağı, hattâ 936 da- ki ilk teklifin tazeleneceği sözle- ri orlaya çıkmıştır. Bu teklife gö. | % İnhisarlar U. Müdürlüğünden: I — Şartname ve projesi mucibince Adanada yaptırılacak tuz am- barı ve Başmüdürlük apartımanı inşaatı kapalı zarf usulile eksiltmeye 1 konulmuştur.  II — Keşif bedeli 22917 lira 15 kuruş ve muvakkat teminati 1718.79 —— liradır. i TIT — Eksiltme 19/9/938 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 11 de Kabataşta Levazım ve Mubayaat şubesindeki Alıra komisyonunda yapıe lacaktır, IV — Şartname ve projeler 115 kuruş bedel mukabilinde İnbisarlar Levazım ve Mubayaat şubesile Adana ve Ankara Başmüdürlüklerinden alınabilir. V — Eksiltmeye iştirak etmek istiyenlerin fenni evrak ve vesaikini ihale gününden üç gün evveline kadar İnhisarlar Umum Müdürlüğü İn- şaat şubesine ibraz ederek ayrıca ehliyet vesikası almaları lâzımdır. VI — Mühürlü teklif mektubunu kanuni vessik ile V inci maddede yazılı inşaat şubemizden alınacak ehliyet vesikası ve 94 7,5 güvenme pa- rası makbuzu veya banka mektubunu ihtiva edecek olan kapslı zarfları eksiltme günü en geç saat 10 a kadar yukarda adı geçen Alım komisyo- nu başkanlığına makbuz mukabilinde verimeleri lâzımdır. — «60Me ** I— İdaremizin Çamaltı tuzlası iskelesinde şarlname ve projesi mu« eibince yaptırılacak tamirat ve inşaat işi kapalı zarf usulile eksilimeye konulmuştur. Il— Keşif bedeli 15.386 lira 67 kuruş ve muvakkat teminatı 1154 li radır. j MI— Eksiltme 22/1X/938 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 11 de Kabataşta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. IV— Şartname ve projeler 76 kuruş bedel mukabilinde İnhisarlar — Levazım ve Mübayaat Şubesile İzmir ve Ankara Başmüdürlüklerinden abınabilir. V — Eksiltmiye iştirak etmek istiyenlerin fenni evrek ve vesaiki — 10000 on bin liralık bu gibi işleri yapmış olduklarını gösterir cssiki ihas le gününden 3 gün evveline kadar İnhisarlar İnşaat Şubesive ibraz ede- | rek ayrıca fenn! ehliyet vesikası almaları lâzımdır. 7 Vi— Mühürlü teklif mektubunu kanuni vesaik ile 5 inci maddeda — yazılı inşaat şubemizden alınacak ehliyet vesikası ve 94 7.5 güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kas — palı zarfların eksiltme günü eft geç saat 10 a kadar yukarıda adı geçen Komisyon Başkaylığına makbuz mukabilinde verilmesi lâzımdır. «6184e ** H I — Şartname ve nümunesi mucibince satın alınacak 18000 kilo baş, I1 — Muhammen bedeli beher kilosu 60 kuruş hesabile 10800 lira ve muvakkat teminatı 810 liradır. N1 — Eksiltme 26/1X/938 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 10,30 da Kabataşta Levazım ve mubayaat şubesindeki Alım komisyonun- da yapılacaktır. IV — Şartnameler parasız olarak her gün sözü geçen şubeden ali- — V— Mühürlü teklif mektubunu kanuni vesaik ile 9, 7,5 güvenme pa- rası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiya edecek olan kapalı şarflarını eksiltme günü en geç saat 10 a kadar yukarda adı geçen ko- misyon başkanlığına makbuz mukabilinde verilmesi lâzımdır. — «630T» İstanbul Bö'ge Sanğat Okulu Artırma ı' Ve Eksiltme Kemisyenundan : l A : : Fiyatı lk T. “Nevi Mikdarı Kr, S. Ek.T. GS L K, Şekli Salça 400 kg 26 İnce tuz 1300 » 450 K. Soğan 4500 » 650 Yumurta 30000 ad 1 80 21/9/938 18293 — Açık Patates 6000 kg 7 Çarşamba Beyaz peynir 1800 » 42 — Saat 14 40 » 67 1B00 » 34 2000 » 47 » 156,90 . 1500 36 2300 > 12 A p 2000 » 2050 » 5445 » 800 ad 5 5000 kg 29 > * 12450 » 40 » » Okulun mayıs 939 sonuna kadar yukarıda yazılı 15 kalem erzakı ek- siltmeye konulmuştur. Eksiltme Cağaloğlunda Yüksek Mektepler Mu- — hasebeciliği binasında toplanan komisyonda yapılacaktır. Eksiltmeye gi- — recekler 2490 numafralı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı şartla- rı haiz olmaları ve Ticaret odasının 938 yılı belgesini taşımaları lâzım- — dır. Eksiltmeye girecekler belli gün ve saatte sözü geçen muhasebeciliğe — ve şartnameyi görmek istiyenler okula baş vurmaları ilân olunur. (6178) ADEMiiKTiDAR VE BEL GEVŞEKLİĞİNE KARŞI HORMOBiN Tabletleri Her eczanede arayınız. Posta kutusu 1255 rlormobin)Galata,istanb İtalyayı artık alâkadar etmemek- tedir. ! Artık Ortada bir emrivaki vare — | | ki ihtilâfın halli Lâheydeki mil - letlerarası mahkemesine havale edilmesi istenmişti. İtalyan mat. muatı şunu tekrar ediyor: 12 ma- yıs toplantısında Milletler Cemi- yeti Habeşistan meselesinin ken. disine taallâk eden cihetini kesip atmıştır. Milletler Cemiyeti azası Habeşistanın İtalya tarafından a- ğanı tasdik etmekte serbest bulunuyorlar. İtalyan matbuatı | işte bu rivayetlere karşı bu ceva. bı verâyorlar. Şunu da ilâve edi- yorlar; Milletler Cemiyetinin tek rar Habeşistan meselesini mev. zuu bahsedip etmiyeceği zaten gır. Bu emrivaki artık tanınmış bulunuyor. Bununla beraber her vesile ile Bgörülüyor ki Habeşistanın İtalya — tarafından alındığının tasdik e. dilmesi cihetine Roma büyük bir ehemmiyet vermektedir. Bunun — tekrar herhangi bir suretle mü - nakaşa edilmesi ihtimalinden bah solunması Roma mehafilini memnun etmemektedir. Neceşi. — den İngilizlerin eİmparator» diye bahsetmeleri İtalyanları memnua etmediği gibi.