£ Tüyasında bile görmeyi Beçirmediği bu hâdise bitkin bir hale ge- N.. Bir müddet, ne yapacağına N,ı'trememuıı Fakat ilk ser. Beçip te biraz şuur ve mu- Ni kuvveti kesbedince, aklı- | Na toplamış; Bu böyle olmaz. Bunun bir Haa Pakmalı, Hattâ, yılgınlık Te Miyerek biraz celâdetle ha- #tmeli, Karar vermişti. Sithar, ayağa kalkmıştı. Tehli. 4.;ıoımda iktisab edilen cesa- Nabaz ltan Hami- B*T göndermek için, gözle: q'::libmuu birini aramıya B Trada, gözüne Vükelâ oda. ı:;ıım: duran kapısı ilişmişi *;._Vükc-u heyeti ietima ha- z !ı GUT WT AT A WT ŞÇ AT A _hl”lud Paşa, bunu iyi bir fır- n İ 'ek, aralık duran ka- Şt |öm öru ierlemiş.. istizana lü- y &'ü'meden. kapıdan içeri gir- © |a Ve doğrudan doğruya, - #İm de (Başvekil) unvanını taşı- » S—.E'Ylnddm Paşaya hitah e. Aralarında şu muhavere ;Ğ ':Anı: Paşa Hazrotleri!.. —Trablus. g* |N he *İlliğine tayin edildiğime. ö | &g Pen azimetime dar, emirna- yi |Me ŞöPinizi aldım. Fakat müsa- qîı:u-, bazı maruzatta S Buyurunuz, efendim. q'bhumbı. hakikaten me- 4, TÜ gidiyorum.. yoksa, men. SA ni? "*hl-.:'d" seniye, memuren azi- Merkezindedir. ASA a Ekâla, efendim. Memurlar, 'k““:mek hakkını haizdirlı Z de memuriyetimden 'Ç,i':ymum N% ü heyeti, şaşırmıştı. Hay. &ç © Paşa, birdenbire söyliye- z bulamamıştı. Sonra, ken- < SParlıyarak: ; :ı Sliniz var, Paşa Haz. Üü Ancak, iradei seni H“dığ;xuz için, mahatli w:!nnize kadar giderek ocada | iz lânmgelir. 45:;:;—: de şaşalamak - sırası | MpA Paşaya gelmişti: B Ö * efendim.. hakkı devi * Madem ki (zâti şahano e- ) böyle münasib gürmüş- y İradel seniyelerinin hük - AŞ bir ubüdiyet vazifesi o ç Yerine getirilecektir.. An- N'ı':l istirham ederim ki; gi- MK Ü yer, uzaktır. Burada bir .ı:*%mn_ vereceklerim var. Üy Amanda, sultan hazretlerine da etmeliyim... Bu sehebler Me, müsaade — buyurulsun 'mne kadar gideyim... İs - ASA A AAA Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur. Yalnız Son Telgraf'da SÜÖPrgün *lG'm ilecektir. istirhamını sultan Hamide arzet- mişti. Aradan — yarım saat kadar bir zaman, yine korkunç bir sükün ve intizar ile geçmişti. Sonra, bir ya.| ver koşa koşa gelerek: — Buyurun... Efendimiz sizi is-| tiyor. Demişti. Damad Mahmud Paşa, büvük | bir sevinç içinde odadan fırla . mıştı. Sarayın alt kat sofasında, hün- kâr datresine doğru, koşarcasına yürümeğe başlamıştı. Fakat, o afor vücudile, yuvarlana yuvar - lana giderken, birdenbire Sultan | Hamidle karşılaşmıştı. Sultan Hamidin arkasında, saray erkânından ve musahiblerden mü- Tekkeb, beş kişi vardı, Damad Mahmud Paşa; Hünkârı görür görmez, tazlm makamında yerden temennahlar etmeğe; istir. hamını arzetmek g — Velinimetim!. Şevketlü efen- dim!... Diye, söze başladı. Te Fakat Sultan Hamid, birdenbire| mişti. (1) Mahmud Paşanın üzerine atıldı, Sol elinin bileğinden yakaladı. — Bus!... Diye, bağırdı. Yalnız damad Mahmud Paşa de- Köl... Yalnız oradakiler değil... sen rüzgürlar bile durmuş ve muştu, Bütün başlar, göğüslerin üzeri- ne eyilmişti. Fakat firari nazar - Tar, damad Mahmud Paşanın üze- rine çevrilmişti. Paşanın, siyah çember sakallı olgun çehresi, bir benzi gibi sapsarı kesilmişti. Ensesini, lâdın kılıcına uzatan mütevekkil r idam mahkümu gibi, başı, niş göğsünün üstüne düşüvermi. Abdülhamid; büyük bir dü: ni karşısında, tamamile metanet ve iradesini kaybetmiş olan bir adama benziyordu, Rengi gittikçe kızararak, kalınve gür sesi, pürüz- lene pürüzlene bağırmakta devam ediyordu: — Utanmıyor musun?,. Karşıma -l-îop Elmasının Son kurbanı (8 İnci sahifeden devam) h eline geçen paraları sefahatle yedi ve parasız kalınca kendini öldürdü. Hop elması, Eliyason isminde bir Yahudi kuyumcunun — eline geçti, ve 1890 da Mösyö Hopa sa- tıldı. Mösyö Hop, 18,000 İngiliz lirasına aldığı bu kıymetli taşa kendi ismini verdi. Vefat ettiği zaman May Yohe- nin sabık zevci Lond Fransi Hopa N“:dmm. elmdimini böylece ln. *'“ Moşrü ve haklı idi. Fakat qnb'“ün doğruya Hayreddin Na Ne de vükelâ heyeti, bu LE haktı tatebi kabul ede lerdi. )o ASA a. Büyle bir meseleyi arzetmek K_nııınm—eı.mzmn haricdir, 'aşa hazretlerine müracaat İ Fülka, belki maksad hasıl o- B N.qhd Mahmud Paşanın mak- N a1 zevcesi Cemile sultanın V, " giderek onu sultan Ha- ak Ç Tmek... Yalvarıp ya « İ İ bu cehennem yolculuğun- Tülabilmekti. İd ile, Osman Paşaya mü. geçti. Lordun mali vaziyeti bozul- du. Taşı, Rus milyonerlerinden Prens Kanitovski'ye sattı. Az sonra Prons, hırsızlar tarafından hançerle öldürüldü. Hop elması, neden sonra şark- ta meydana çıktı. Ve bir küyüm- cu tarafından Sultan Abdülkami- idı. Kuyumcu, iki gün sön- ra karısı, çocukları ile beraber ü bulundu. Sultana gelince: Â- kıbetini herkes bilir... DÜK DÖ NEWCASTLE NE DİYOR? İngiliz gazetecilerinden birisi, Lordla görüşmüş. May Yohe'nin sabık zevci, taş üzerinde bulun- duğu müddetçe meşhur san'atkâ- ra hiçbir felâket getirmediğini kat'iyetle söylemiştir. Peki amma, zavallı san'atkârın G ee — * A Lord ile ayrıldıktan sonra çekti- ği sefalet ve zarureti neye atlet- melit. Yazan: Ziya Şakir Sultan Hamid gazaba gelmşi, Damad paşayı haşlıyordu ! Mahmud pş. Trablusa nasıl sürüldü ? ne yüzle çıkıyorsun?... Artık se. | nin kırdığın koz. bini geçti... Am- camın katillerinin birincisi sensin. Bütün haredanımızın kadın! sıraya çektin... Bana ihanet için, Osman Paşayı kandırmaya teşebbüs ettin... Fuad Paşaya gin dip, sefendimize inanma. Onun koynuna aldığı karısına bile cm- niyeti yoktur» dedin... Hangi bi. rini söyliyeyim, bilmem ki... Gi- deceksin... Şimdi, vapura binip gideceksin... Hiç, lâm cim din. Temem....Derhal gideceksin! Sultan Hamld, hiddet ve gaza- bından bayılacak hale — gelmişti, Arkasındaki cemaat içinde bulu. nan (feraşti çerife) vekili Seyid Esad Efendi, vaziyete müdahale etmişti. — Aman efendimiz... Kan, ba- şınıza sıçradı. Allah göstermesin, bir hal olursunuz. Allah, Resu - | Tüllah aşkına sükütunuzu muha - | faza buyurunuz. İradel seniyyeniz şimdi husul bulur. Diye, sultan Hamidin koluna | girerek odasına avdete teşvik et. (Devamı var) (1 Bu Esad Efendi, Sultan Ha- midin nezdinde çok mühim bir mevkie malikti. Onun için, Pi - dişahın hiddetine müdahale ede- cek ve onu koluna girip odasına sevkedecek kadar cesaret göste- rebilirdi. Esasen Abdülhamidin | garib bir tabiati vardı. Birine böy- le fena halde hiddetlendiği zaman * araya birinin girerek hiddetini tes- kin etmeğe çalışmasından hoşla - mırdı. Fakat bunu, herkes yapa. mazdı. Ancak, pek mahdud kim « seler, bu cesaretle bulunurlardı. ü Evlenmek ve mes'ud olmak (5 inci sahifemizden devam) — | idi. İdeal yuva da artık tamir e- dilemez surette yıkılmıştı. Kadının ismi Mari Pikfora'dur. Bundan sonra kadın bir de kitab yazmıştır. Bu adam almış — olduğu fel - sefe — tahsili ile çok mağrurdu. Öyle ki kendisi gibi tahsil görmüş bir kadın bulamadıkça izdivaç et. | miyeceğini söyleyip duruyordu. Nihayet bu gayestne muvafık ola- rak bir kız bulmuştu. Her iki felse. lerile evlendi, İkisi de izdivaçlarından mes'ud larına dair çok ümidler besliy lardı. Fakat birkaç gün sonra bun. ların samimt pek samimi dostla- rından biri anlatıyordu: — İki kediyi birbirinin kuyru- ğundan bağlayınca bunlar nasıl geçinebilirlerse bu felsefe öliml karı kuca da öyle geçiniyordu!. Birkaç sene sonra bu felsefe â. limi — erkek ile başka bir yerde rasgelen bir dostu onun hatırıni sorarken şu cevabı alıyor: İyiyim, Dünyanın en mes'ud | adamıyım!... — Felsefe âlimi olan eşiniz de ayni suretle mes'ud mudur?. — Hayır, hayır... Ben ondan ayrılalı seneler geçti! — Sonra aldığınız kadın da fel- gefe tahsili etmiş mi?, — Hayır, etmemiştir. Benim şim. di bu ikinel izdivaçta mes'ud ol - mamın sebebini de bu teşkil edi- yor. Felseteden hiç arflamıyor Dostunun ısrarı üzerine yeni hâ. yatına dair daha bazı şayanı dik- kat tafsilât vererek diyor ki: Benim ilk karım tam mana- sile eş olacak bir kadındı. Eş ol. mak için onda üç şey eksikti.: Ka- ganlık, analık ve ev idaresi, Şim- diki karım ev idaresini bilir. Şı . marık olmadan sevmeği bilir, sah- te vazyetler almadan vazifesini görür, çocuğuna iyi bakar!. Doktor bunu anlattıktan sonra mes'ud çiftlerden büyük felâket- ler görmüş olan bir aileden bah - sediyor. İşi çok yolunda giden bir. | adam varmış. Bu adam nihayet ik-| tısadi bir buhran yüzünden piya- sanın altüst olması üzerine iflâs etmiş, borçlarını verememiş, niha. yet mahküm olmuş, hapse girmiş- | tir. Bunun gayet güzel ve genç bir | karısı vardı. Bu kadında fedakâr- lik düygüsü çok kuüvvetli idi. E . n her şeye üstün gelirse ©o zaman arada halledilmiyecek bir ae dava ve ihtilâf kalmıyacağını, adetin çabuk birleşerek devam e- deceğini bu da gösteriyı ve güzel kadın kocası hapse gir - dikten sonra ona karşı olan deda- kârlık duygularından ayrılmamış ve şuna kanaati hiç bir zaman sar- sılmamıştır. Kocası kurtulacak ve | tekrar eski mevkiini kazanacak!, Kadın hergün hapisanedeki ko- casına bir mektub yazardı. Kadın kle çok yorucu bir Bevdi. Dok! bundan sonra hküm koca — hi imış, başka bir y ülmüş, fakat kendisi onu muayene ederek hastasının ağır | Bu- olduğunu hâkime söylemi; nun üzerine o zamana kadar yat- 'tağı kâfi görülerek geri kalan müd- detinin affedilmesi cihetine gidil- miş, adam hapshaneden çıkmıştır. Ondan sonra bu karı kocanın ha- yatı en mes'ud bir hayat olmuştu. Onun çok çalışmış ve muvaffak ol- muş, zengin olmuş borçlarını öde- miş, eski mevkiini tekrar almış - tir! Doktor İrvin fedakâr karı koca | nümünesi olarak daha başka mi> saller de sayıyor. Fakat maksad sözün uzaması değil herşeyde ol. duğu gibi izdivaç — hayatında da karşılıklı fedakârlığın saadet için asıl temeli teşkil ettiğinin lâyıkile anlaşılmasıdır. Doktor bir kere şöyle bir şey dinlediğini anlatıyor: Kalabalık bir cemaate hitab eden bir adam şöyle demiş: — İzdivaç haaytındaki geçim - sizliğin büyük bir sebebi de şu- dur: Bir kısım erkeklerin karıları başka kadınların kocalarile sevi. şiyor, Bir kısım kadınların kocas ları da başka erkeklerin kadınla- rile sevişmektedir!. Doktor karı koca arasındâ fe. dakârlık, sadakat ve sevgi duy- guları eksilmedikçe halledilmi . yecek bir zorluk olmadığı netice. sine varıyor. Para biriktirenlere 28,800 lira ikramiye verecek Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsız tasarruf besablarında en az 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a ile aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktırı 4 Aded 1,000 Liralık 4,000 2,000 1,000 4,000 5,000 4,800 3,200 5GÜ » » » » » DİKKAT: Hesablarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşağı düşmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde ©4 20 fazlasile verilecektir. Kur'alar senede 4 dela, 1 Eylül, 1 Birincikânun, 1 Mart ve 1 Haziran tarihlerinde çekilecektir. Bu genç ştu. Fakat kocasma olan iti- madı hiç sarsılmadan onu daima | SON TELGRAF— < Sulhu korumak için. Üncü sahifeden devam) kip etiğini sâylemiye lüzum olma. sa gerek. İtalyanın son derece ih- tiyatla hareket ettiği anlaşılıyor. İtalyan mahafili olsun, matbuat olsun, bu işlerde İngilterenin va- | ziyeti bitaraf olduğunu, yalnız sulhun muhafazası için tavassut etiğini söyliyorlar, Yalnız bir şey var ki o da Almanları istedikleri çok yerinde olduğunu ilâve edi- yorlar. İtalyanın Londra - elçisi kont Grandi mezün olarak mem- leketine gitmişti. Şimdi elçi tek - rar Londraya dönerek şe başlamış. tır. Bundan anlaşıldığına — göre Londrada- yeni bir faaliyet başla mıştır.İtalya da Çekoslovakyanın sih yolunda hlli hususundau ken- sull yolunda — halli hususunda kendisine düşen işi görmesi isten- | mektedir. dönüp dolaşarak | şuna geliyor: İngiltere Orta Av - rupa meselesini mutlaka sulh yo- kunda halletmek azmindedir. Sul. hu muhafaza yolunda İngilterenin söyliyeceği söz son söz olacaktır. Onun çin Berlin - Roma mihverine göre Almanya ile çok dosi olan İ- | talyanın da bu işlerdeİngiltere ile teşriki mesai ederek Berlinde lâ - zimgelen dostane teşebüslerde bu. lunması bekleniyor. Romadaki Avrupalı muhabirlerin çıkardığı neticeye göre Çekosla - vakya meselesi artık son noktası. 'na gelmiştir. Sulhü korumak yo- lunda Avrupanın büyük merkte lerinde bugünlerde mühim bir fa- aliyet başlamış oluyor. İngilterenin Roma elçisi şimdi mezun olarak memleketinde bu - lunmaktadır. Onun yerine masla- hatgüzür olan Sir Noel Çarles ile İtalya Hariciye Nazırı arasında cereyan eden bir mülâkattan bah. sedelmektedir. Fakat bu mülâkat ancak bir çeyrek sürmüştür. Bun-| dan evvel İtalya Hariciye Nazırı nezdinde iki defa daha teşebbüste Üsküdar İkinci Sulh Hukuk mah-| kemesinden: 'Terekesinin resmen - tasfiyesine| karar verilen ölü İsmail Alpagotun gayri menkul terekesinden Üskü- darda İhsaniyede Yeni Çatmacılar sokağında 24 numaarlı ahşap bir ev| ile karşısındaki 27 numaralı arsa-| 'nın açık arttırma ile satılmasına ka- rar verilmiştir. 1 — Sekiz odalı olan bu evin cep-| İhesi tamamen ve yan kısmı kismen çinko kaplıdır. İçerisinde elektrik ve Elmalı suyu tesisatı vardır. He- yeti umumiyesine ehli vukufca tah- min edilen değeri (1750) liradır.| Karşısındaki arsanın değeri de(100) liradır. Arsada on meyva ağacı var-i dır. 2 — Satış peşindir. .“i'ıza_v(-dry:—! iştirak edecekler muhammen kıy-| metin ©6 7,5 nisbetinde pey akçesi| vermeleri lâzımdır. Rüsumu tellâli- ye ve yirmi senelik evkaf taviz be-| deli alıcıya ve vergi ve rüsumu ve| evkaf icaresi mal sahiplerine ait- tir. 8$ — Satış 6/10/938 perşembe gü- 'nü saat 14 den 16 ya kadar Üs. İkin-i ci Sulh Hukuk mahkemesinde yapı- lacaktır. Kiymeti mühammenenin $t 75 gini bulmadığı takdirde en çok| artlıranın taahhüdü baki kalmak) şartile müzayede on beş gün temdit olunarak 21/10/938 cuma günü sa- 'at 14 den 16 ya kadar devam edecek ve en çok arttırana ihalel kat'iyesi ' yapılacaktır. İhale bedeli beş gün bulunulmuştu. Bu teşebbüslerdeni daha evvel «Son Telgrafe bahse- diyordu, İspanyada — İtalyanların müdahalede bulunarak İspanya iş. lerinin haltedilmesine möni olma. ları hascbile İngiltere kükümeti buna nihayet verilmesi için Roma. da teşebbüslerde bulunmuştu. İ . talya Harciye Nazırı bu rivayet - lerin doğru olmadığını, İtalyanın İspanya işlerine müdahlae etme- diğini, yalnız İspanyadaki İtalyan askı e mühimmat — ve saire gönde: ü söylemştir. Fakat şu son bahsedlen mülâkatta İngi- liz maslahatgüzarının tekrar İtal. e Nazırından bu husüse lüzmat istediği yazılmaktadım İtalya Hariciye Nazırı cevab o. larak İspanyaya yeniden asker gönderilme; fakat oraya eve velce yollanmış olan İtalyan as - kerlerinin muhtac olduğu mühim- mal vesajreyi yollamamak olamı. yâcağını söylemiştir. Politika âlemin'n son dedikodu. larından bahsedilirken Papanın Roma - gazetesi olan Öservatore 'nın vaziyeti nasıl gördü,; rak edilebilir: — Papı diyor ki: Eğer Çek, t olan muahedesi mucibince Fran- secbur olursa İn. sa ona yardıma giltere buna karışmaktan kendini alamıyacaktır. Çünkü Pragın yar. dımına koşanların mağlüb olarak haritasının değişmesine razı ol » miyacaktır, İşte Papanın gazetesi hulâsa o. Jarak bu fikirde bulunuyor. İngil- terenin Avrupada bir kavga çıkan ga neden dolayı buna seyirci ka - Jamıyacağı Vatikan gazetesince bu suretle izah edilmektedir. İn « gilterenin Avrupa harbine seyirci kalamıyacağı kat'i surette anla- şıldıktan sonra ise sulhün koru - ması yolundaki siyasi münasebo ler neticesiz kalmıyacak demektir. TİYATROLARE EGE Tiyatresu Nuri Genç / 6 Eylü! salı akşamı Üsküdar Beyleroğlunda Kapanan gözler Sabriye Tokses Ertuğru! Sadi Tek TİYATROSU Bu gece (TAKSİM - ALTINTE- PE) de (Karmakarışık) Vodvil 3 perde ve ARTİSTLER REVÜSU ve fark ve faiz ondan tazmin etti- rilecektir. 4 — Gayri menkulleri görmek ( tiyenler mezkür haneye ve daha fazla malümat almak - istiyenler mahkemenin 938/163 numaralı te« reke dosyasına müracaat edebilir- ler. Talip olanların satış günü mah- kemede hazır bulunmaları lüzumü ive adresi malüm bulunmuyan vere- içinde mahkeme veznesine yatırıl- madığı takdirde ihale bozularak bundan hasıl olacak zarar ve ziyan ll yapılacağı 4-14-24 ağustos ve 7 eylül S1 talep etmeleri lâzımdır. caktır. 43258 «50074 iseden Osman Nuriye de tebliğat ma- kamına ksim olmak üzere ilân olu- 'nur. Nafıa Vekâletinden: 1 — 19/9/938 tarihinde saat 11 de kapalı zarf usulile münakasasının tarihlerindeki Ulus, Son Posta, Tan, Jurnal Doryan, Türkişepost ve Resmi Gazete ile ilân edilen Sivas - Er- zurum hattının 499 uncu kilometresindeki Serçme demir köprüsü inşaatı için gerek bu münakasanın eksiltme şartnamesinde ve gerekse mezkür gazetelerdeki ilânlarda aranılacağı ilân olunan «Müteahhit vesikası» ara- nalmıyarak onun yerine «ehliyet vesikası» aranılacaktır. 2 — Bü münakasaya girmek için ehliyet vesikası almak istiyenlerin referanslarile diğer vesikalarını bir istidaya rapten münakasa tarihin- den en az sekiz gün evvel Vekâletimize müracaat ederek ehliyet vesika- 3 — Münakasa tarihinden en az sekiz gün evvel müracasi ederek ehliyet vesikazı talep etmiyenlerin müracaalları nazarı itibare alınmıya.