* j Adalar kazası yüzme şampiyonası Bu Pazar günü havzunda yapılacaktır Her sene olduğu gibi, bu yıl da (Beyoğlu Halkevi tarafından) ter- tip ödilen Adalar arası yüzme şam- piyonası bu pazar günü Heybeli- ada plâjı havuzunda yapılacaktır. Müsabakada kazananlara madal- | yalar ve diplomlar verilecektir. | Yarışlara saat 18 de başlanacak tır. Yarış programı: Baylara 14 yaşa kadan' 50 m. serbest, S0 m. sırt üstü, 4X100 bayrak. M - 17 yaşa kadar: 100 m. serbest, 200 m. serbest, 100 m. sirt üstü, 100 m, kurbağalama, 4Xx100 bayrak. Büyükler: 100 m., 200 m., 400 m. serbest, 100 m. kurbağalama, 4Xx200 bayrak. Atlama: 3 m. tramplen. Heybeliada plâjı 100 m. serbest yarış, Aflama: 3 m. tramplen. Yarışın bütün safhaları filme &- hmnacaktır. İPazar günü mukauemet İkayık yarışı yapılacak 'T.S.K. İstanbul bölgesi su spor- ları ajanlığından: 1 — «/9/938 pazar günü Bey - kozdan başlayıp Modada bitmek üzere 4 tek klâsik tekneler ara - Bında bir mukavemet yarışı yapı- lacaktır. 2 — Yarışa Beykozdan sabah - leyin saat 10 da hareket etmek su- retile başlanacaktır, 3 — Kürek hakemlerimizin yarış | saatinden evvel Beykoza teşrif - leri rica olunur, 4 — Yarışa tam saat 10 da baş- Tanacağından muayyen saatte de- par yerinde hazır bulunmıyan tek- neler sonradan yarışa almmıya - caktır. ÜÇÜK HABERLER! & İtalya 1919 dan — İtalya ve müstemlekelerinde ikamete baş - hyan Yahudileri hudud haricine çıkarmıya karar vermişlir. * İtalyada evlenmemiş ve otu- zunu geçmiş memurlar terfi etti- rilmiyecektir. * İtalyada harb hukuku ve bahri ganaim için daimi meclisler kurulmuşur, * Almanyada oturan bütün Ya- hudiler erkekler İsrall, kadınlar Sara isimlerini taşıyacaklardır. *& Kıbrıs jandarmalığından mü-; tekald iken şehrimizde vefat eden Mustafa Nuri adlı bir hayirperver elli bin lirayı tecavüz eden serve- tinden dörtte üçünü Harbiye ve Müjkiyede pbirincilikle mezun ©- lacakların Avrupada tahsillerine, dörile “birİni de Lefkoşe islâm , mektebine terketmiştir. * Biş İtalyan şirket,, Napolyo- nun, batırılan — donanmasındaki muşzıam serveti çıkarmıya ko - yulmuştur. * İlk defa olarak Mısır hükü - | meti Filistin hududuna asker sev- | kine karar vermiştir. * Karacabey civarında büyük bir orman yangını çıkmıştır. Yan- | gın hâlâ devam ediyor. * İktisad fakültesinde ikmal imtihanarı 5 eylülde başlıyacak- tır, * İtalya ile aramızda yeni bir ticaret anlaşması akdi çin her :ki tarafça — gösterilen arzı üzerine yakında Ankarada müzakerelere | başlanacaktır. Yaş sebze B 0O6ĞDUM —H——0 ©—— — AŞK, HEYECAN ve Tefrika N. 92 Gültekin bir aralık Aytenin 0- turduğu şöyle bir göz attı. Ayten resimli meemualara dalmıştı. E- iğer o dakikada göz göze gelseler- | gi, Gültekin oyunun kendi leh No devam ettiğini işaret etmek- ten kendini alamıyacaktı. İsbet oldu ki, göz göte gelme- dik.. Diye mırıldandı. İlk seanstâ Gültekin beşyüz dolara yakın para kazanmıştı. Meşhur kumarbazın — oyunda yaptığı hileleri görebilmek için, — karşısındakilerin onun kadar ma- İstanbulun İmarına Doğru Nafıa Vekâleti Bebek - Dolm:- bahçe yolunun biran evvel geniş- letimesi ve ıslah ve imar olunma- sını kararlaştırmıştır. Vekâlet bu kararını Vali ve Belediye reisi Üs- tündağa tebliğ eylemiş ve bu yo- lun plânda gösterildiği şekle so- kulması için icab eden masarilatın nafıaca temin olunacağını bildir- miştir, Dolmabahçe - Taksim yoluda yapılmakta olduğundan bu süret-| le Bebek - Dolmabahçe - Taks'm arasında geniş, turistik ve zarif bir yol ve müteaddid meydanlar açılmış olacaktır. eee 4 Nafıa Vekâleti şehrimizle hü- kümet merkezimiz arasında yeni bir telefon hattı daha tesisine ka- rar vermiştir. 4 Türkkuşununun İnönü ve E- times'ud tayyarecilik kampların- da temmuz ortalarından 31 ağus- tos akşamına kadar olar. müddet zarfında 18872 uçuş yapılmıştır. *& İktisad Vekâleti İstanbul kon- trol dairesi yakında Liman ha - nınâ geçecektir. * Brüksel sefirimiz Cemal Hüs- nü bugün memuriyetine avdet et- miştir. * İktisad Vekâleti müsteşarlı- ğına maliye — nakid işleri emum müdürü Halid — Nazminin tayini yüksek tasdikten çıktı. İHTİRAS ROMANI yazan: lsken 'ar F. SERTELLİ hir kumarbaz olmaları gerekti. Oysaki Amerikalılarda, Petroviç- te zekâlarını sarfetmeden ve di- mağlarını yarmadan, sır? eğlence için, hoş vakit geçirmek için oye nuyaorlardı. Amerikalar karşısındaki kurdun ne müthiş ve teerübeli bir Tirşör olduğunu nereden bilsinlerdi? — | İkinej seansa başladıkları za- | man şaat ön ikiyi vuruyordu. Aytenin birdenbire uykusu gel- mişti., Genç kadın âyağa kalktı. Yavaş yavaş yürüyerek, oyun Maktu Alış Veriş Pazarlıksız satış şeklinin, Sü - mer Bank Yerli Mallar pazaria - Tında da tatbikı münasib görül « müş, Sümer Bank umum müdür- lüğü tarafından Yerli Mallar pa- zarlarile bunların şubelerine her mal için maktu fiat konulması hu- susunda emir verilmiştir. Pazar - larda dün sabahtan — itibaren bu geklin tatbikına başlanmıştır. — | Diğer taraftan Belediye riya - seti, İktisad Vekâletine gönder - diği raporda gıda maddelerile bir- Hkte ayakkabı, tuha ciye, cam, manifatura gibi eşya - | lara da derhal kanunun tatbi - kını istemişti. Alınan malümata göre, bu maddeler üzerinde derhal kanunun tatbik edilmesi şimdilik | yalnız İstanbul için kabul olun - muştur, Pazartesi gününe kadar hükümet merkezinden icabeden | , Zücca- emnirler gelmesi ve salı gününden | itibarn de filen tatbikata geçilme- | si kuvvetle muhtemeldir. Filt tat-| bikat başladıktan sonra Belediye riyaseti meyva ve sebzenin Ha'de toptan satışlarını her gün ve bak- kaliyeye aid şeylerin toptan fiat - arını da ön beş günde bir gazete- lerle ilân edecektir. İş bankasının kum- bara ikramiyesini kazananlar İş Bankasının küçük cari hesab- Tar arasında tertib ettiği ikramiye keşidesi dün yapılmış ve büyük ikramiyeleri şu numaralar kazan- Mıştır! 1,000 Tirayı İstanbulda — 18957 hesab numaralı Ayşe İsmet, 500 Hralık ikremiyeler: — İstanbulda 73172 numaralı Tarık ve Samsun- da 3221 numaralı Mithat Receb, Yaş sebze ve meyvala- rımızın daha iyi yetiş- » tirilmeleri likler yapılacak Bu kararlar sayesin HN | başlayıp gece yarılarına kadar ASFALT NAHİD SIR! Ankaradan gönderdiğim bu ya- zıların sonuncusunu asfalta tah- sis ediyorum. Devlet merkezinde bir hayli cadde ve sokak asfalt olmakla beraber, kısaca, sadece ve biraz da iddislica asfalt diye anılanı, Eskişehirdeki Ulus mey- danından Çankayaya kadar de- vam eden uzun ve güzel caddenin OÖrdücvinden — Vekâletlere kadar giden kısımdır. İki büyük kahve- sinin yol kaldırımı üzerine kon- muş masa ve iskemlelerile Parisin büyük Bulvarlarını da hatırlat - mak istiyen bu kısımda, şebrin en şık ve pahah apartımanları var- dır. Bu apartımanların bir taraf- takileri pek ziyade güneşe maruz ve öbür tarala isabet edenleri göl- ve serindir ve kabvelerin üs- tünde olanlarında bir kızım saat- ler, tahmin ederim ki, - oldukça bıktırıcıdır. Zira, her iki kahvede de radyo feryad ve figanı erken devam eder, Mezkür iki kahve arasında Meş- rutiyet devrindeki İttihad ve Te- rakki ile Hürriyet ve İtilâf veka- betinin için için âdeta mevcut bu- lunduğunu ve İstanbul pastaha- nesinde bir zamanlar kuruldu - gundan geçenlerde — bahsettiğim | Üdeba encümeninin de, âza ade- di daha az olmak şartile, hazan | birinde ve bazan diğerinde in'ikad eylediğini ilâve etmek isterim. Asfaltı bir apartıman pencere- | sinden veya bir kahve koltuk ya- hut iskemlesinden seyretmekle kanmıyarak her gün onun orta- S1 yeşil akasya ve çamlarla artık gölgelenmiş yollarında piyasa e- denler de az değildir, ve bunlar ortasında bu işe her gün iki üç saatlerini verenler de bir haylidir. İstanbul şehir * tiyatrosunun bil- mem hangi öperetinde — Semiha atlı ve'çok.gür sesli artistin dedi- Bi gibi: Gençlik büt için yeni- de bu mallar hem ucuzluyaçak,hemde daha iyileşecektri Yaş sebze ve meyvalarımız hak-| kında Ziraat Vekâletince yeni bir karâar verildiği, vilâyetlere teb - liğ edilen bu karara göre, yaş seb- ze ve meyvoların ihracından önce hangi mahallin malı olduğuna dair kaza ziraat mualliminden, mual- lim olmıyan yerlerde de bizzat kaymakamlardan birer vesika a- İmacağını ve vesika ibraz etmi- yenlerin mallarının memleket da- hilinde bir şehirden diğerine dahi ihrac edilmek istenilirse müma - naat edileceğini dün yazmıştık. Vekâlet, bu usul sayesinde yaş masasının başına yaklaştı: Ben yatmağa gidiyorum, Gül- | tokin! Birdenbire gözlerim ka- panmağa başladı. Bon şans... Gültekin: — Haydi git yat sevgilim! de- di, allah rahatlık versin. Ben de biraz sonra gelirim. Ayten, masanın etrafındakileri de başile selâmladı. Salondan çik- tL Ayten yatak odasına girdiği za- man, ilk gözüne çarpan şey masa- nın üstünde bir mektup oldu. Bu da kimden geliyor?! Aytenin buraya geldiğini kim- se bilmiyordu. Ona kim mektup gönderebilirdi?. Boreket versin ki, mektubu o- na Gültekinin yamında vermemiş- lerdi. Ayten mektubu litreyerek açtı Korktuğu başına gelmişti. İmzaya baktı: — Kapola... Ah, bu İtalyan delikanlısı da | sebze ve meyvaları iyi yetiştir - mek, ambalâj yapmak ve ucuz | vermek hususunda bir rekabet te- sis elmek maksadile — vermiştir. Bittabi bu rekabet het halk le- hine bir hareket — tevlid edeçek hem de daha iyi mahsul elde edi- hecektir. Esasen Ziraat Vekâleti yaş seb- ze ve meyvalarımızın yetiştiril - mesi ve ihrac edilmesile daha ya- kından alâkadar olmıya karar ver- Mmiştir. Yakında bu hususta yeni bir proje de yapılacaktır. | Su 'atle okumağa başladı: *Venediğe sizden önce gidiyo- rum, Size hangi otele ineceğimizi söylemiştim. Eğer benim dediğim otele gelirseniz, beni sevdiğinize Ananarak müsterih olacağım...» K.. | Ayten, gece yarısı gözlerini o- | ğuşturarak okuduğu bu mektubu | derhal yırtıp attı. Gültekin, Petroviçi sızdırayım derken, şimdi karşısına ondan da- ha kalantur iki Amerikalı çıkmış- tı. Onları çabuk birakır 10 gelir miydi? Halbuki, Ayten onun hemen dö- neceğini sanıyordu. Yatağa girdi. Ve sağa sola dönerek uyumağa çalıştı. Gözüne uyku girmiyordu. | Bu İtalyan delikanlısı da nere- den çıkmıştı karşısına..? Yavaş yavaş kalbinde iki erke- ıSuçl — Iyi veya (Birinci sahifeden devam) diğer bazı davetlilerden mürek - keb bir heyetin İmrfalıda modern bir şekilde tesis edilmiş olan «coza evir nin teşkilâtını, orada bulunan mahpusların çalışma — şekillerini tedkik etmek için, dün sabah, Köp- rüden «Kalamış» vapürile hareket ettiğini dünkü nüshamızda yaz - maştık. Takriben yüz elli kişiden mü - rekkeb olan bu heyet, dün saat T buçukta İmralıya varmıştır. Heyeti, Bursa valisi, Bursa müd- deiumumisi, İmralı ceza evi mü- dürü ve diğer bazı zevat karşıla- miş, mahpuslar dahi Vekil ve he- 'yete çok candan bir alâka göster- mişlerdir. İlk olarak bu ceza evinin yeni İnşa edilmekte olan tiyatro ve ey- ni zamanda yemek salonuna gi - rilip kısa bir müddet istirahat ot- tikten sonra sırasile tekmil kısın- lar kezilmiş buğday, soğan, arpa, zahire ambarları, yatakhaneler, gayet cazib ve güzel olan «misafir | köşkü» ve mahpusların her şeyi kendi ellerile yaptıkları modern | binalar takdir ve alâka ile görül- müştür, Öğle istirahatinden sonra sust | üçte Vekil ve heyetin hururunda, tekmil mahpuslar, — işlerine »ld alât ve edevatlarile bir geçid mes- mi yapmışlardır. Bu idare çiftçi- ler, marangozlar, duvarcılar, 10 - kumacılar, balıkçılar, demirçiler, berberler sıra ile, milli marşlar söyliyerek geçmişlerdir. Bundan sonra atölyeler gezil « miş ve çok beğenilmiştir. Saat 15,30 da tekrar vapurs bi- mnilerek <İtralı ceza evi» nin ada- nın diğer tarafında bulunan kıs - mına gidilmiş ve geç vakte'ka - dar orada da tedkikatta bulunul- muştur. «İmralı ceza evinin» merkezin- de 500 diğer kızmında 250 m pus bulunmaktadır. Adada tamamile serbest çalı - an mahpusların mem - fi muayyen zamanlarda edilen — mahpuslar adayı kendi köyleri sayarak sonsuz bir sürurla çalışmaktadırlar, ADLİYE VEKİLİNİN GAZETE- CİLERE VERDİĞİ İZANAT Adliye Vekili Şükrü Saracı gazetecilere «İmrali ceza evir nın tarihçesi ve takib - edilen — gaye hakkında verdiği değerli izahında ezcümle demiştir ki: «— Modern bir şekilde tesis & | dilmiş olan «ceza evleri» miz dört tanedir: Edirne, Zonguldak, İs - parta, İmrah. İmralı üç sene gibi kısa bir 2a- manda kendi gücile bugünkü hale gelmiştir. Bir arkadaşımız, burada iki yüz hapishaneyi gezdikten sonra Av- rupaya gönderildi. Orada tetkika- tımt bitirip de memlekete döndü- ğü zaman edindiği fikirlerle bu- günkü modern hapishanelerimizi kurdı tutmağa başladığını se » zer gibi oluyordu. Gültekin.. O, Aytenin ideal ve daimi ko- cası olacaktı: Asil nazik.. Prens, Bu evsafı hangi erkekte bulabi- lirdi?. Kapolaya gelince.. Ayten onu mühendisten ziyade bir aktöre benzetiyordu. Kapola biraz küstah ve cüretkâr âşıklar - | dandı. Ayten yatakta Hind şairi (Ta- gör) un bir vecizesini hatırladı: «İsrar, muvaffakiyetin yolu - dür.. Ayten bu söze inanır gibiydi. — Kapola da benim gibi (Ta- Bör) u okumuş.. Onun tavsiyele- Tine göre hareket ediyor. Diyordu. Ayten, bereket versin ki, (Ta- gor) un bu vecizesini eskiden 0: kumuştu. — O istediği kadar israr etsin, Ka Imralıdaki tedkikat ular ya tamamil daha az köt olarak kurtuluyorlar ef İmralıya evvelâ 30 mahpus gön- derildi. Zamanla bu aded (100), (200), geçen sene (400) ve bu se- | ne de (750) kişi oldu. Kendi Istih- gallerile «ceza evi» — kadrosu ve büdoeği her yıl biraz daha genişli- yar, Gelecek sene mahpus adedi- nin binl aşacağını umarım. Bura- ya alınanlar diğer hapishanelerden gelir. Ancak, şimdiye kadar mü- tebeki mabkümiyetleri dört sene- den aşağı olmamak ve 30 yaşından yukarı bulunmamak şarttı. Bunu da üç sene ve kırk yaş olarak ka- bul edeceğiz, Yeni eceza evlerimiz> in faali- yet esasını ziraatçilik teşkil edi - yor. Bu müesşeseler, ekmeklerin- den yiyeceklerine kadar her çy- lerini kendileri yapan dürüst iş adamları ve çiftçiler yetiştiriyor. Hedefimiz, bize giren — suçluları | tamamile iyi yahud daha az kötü | olarak çıkarmaktır. Şayanı memnuniyettir ki, bizde | profesyonel mücrim çok az yeti- şiyor. Bizdeki mücrimler - ruhan | bozulmamış insanlardır. — * Yeni hapishanelerimizde jandar- | ma ve gardiyan — teşkilâtı gayet mahduddur. Meselâ Edirnede 25- 30 jandarma bir gardiyan, İmralı- da 4 jandarma bir gardiyan var - dır. Buna rağmen evlerinden da- ha ziyade rahat eden mahkümlar tekrar diğer hapishanelere düş - mek korkusile kaçmak düşünce - sinden bile nefret ederler. Hulâsa; düturumuz; jandarma, demir, süngü olmaktan — ziyade iyilik ve hüsnü muameledir.> HEYETİN GEÇİRDİĞİ BİR KAZA «İmralı ceza evi» nde ancak geç vakte kadar tedkiklerini bitiren | heyet «Kalamış» vapurunun kuü- | ma oturması yüzünden gece saat 3 ten sonra Köprüye gelebilmştir. Vak'a şöyle olmuştur: Ceza evinin — merkezini gezen heyete 15,30 da vapura döndükten sonra «Kalamış» vapuru adanın diğer kısmına doğru hareket et - miş ve mesafe çok uzun olmadı - ğından kısa bir zaman sonra oraya vasıl olmuştur. İşte bu esnada vapur karadan çok uzakta olduğu halde kuma o- | turmuş ve bir metro kadar sap « lanmıştır, Vapurda bulunanlar çabuk kur- | turlar ümidile evvelâ telâşa düş- | memişler ve ceza evinin motörile sahile taşınmışlardır. Geç vakte kadar kadar vapurun kumdan kurtulmadığı görülünce Mudanyada bulunan Trak vapu- runa haber gönderilmiştir. Saâtlerce Mudanyadan Trak va- purunun gelmesi, yahud «Kala - mişe vapurunun — kendi kendini kurtarması — beklenmiş nihayet ikinci ümid tahakkuk — etmiştir. Fakat vapur ancak saat 22,30 da oradan hareket edebilmiş ve Köp-) rüye hemen hemen sabaha karşı varabilmiştir. Vapur hasara uğ - Ben de aldırmamakta israr ede- ceğim. Diye söylendi. Ve nihayet uyudu. * Sabaha karşı. Ayten gözlerini açtı.. Dudakları hararetten çatlamış- tı. Yataktan kalktı. — Bir bardak su.. Diye söylenerek etrafa şöyle bir göz gezdirdi. Gültekin hâlâ yatağına gelme- — Tuhaf şey! Bu zamana kadar merede kaldı?!. Zile bastı. Garson geldi. Ayten: — Bana bir bardak soğuk su ge- tir.. Dedi. Garson bu siparişten hiç de boşlanmamış gibi göründü, fa- kat bir şey söylemedi. Başını eğe- rek gitti. ü - (Devamı var) | Fakat bu mesele etral vakya ve Romanya tilâf iki nokta otııfı-l' mıştir: 1 — Macaristan'ın ı“" a hı—unüç.nuM“ car ekalliyetlerinin © Küçük Antunt Bled konferansında dt renin mevrwu bu iki kil etmiştir. Konfer: neşredilen tehliğe sa, bu iki meselenin ledilmiş.. İkincisi ı.ııvı*' verilememiştir. Küçük letleri Macaristanın sifâh vatını tanımamaktadırlar ristan da Küçükantant riyle bir saldırmazlık ı'" zalamıya muvafakat ctmif | İkinci meseleye gelincti liyet meselesi ra varılamadığı konfi Ta neşredilen tebliğde î nıunumı.ı.ııü'* vakyada altı yüz doksaf ğ manyada bir mnıoı dört Y gi mi altı bin, Yugoslavyadt, yüz kırk bin Macar 'j üt memleketlerdeki Macar lerinin mukadderatı müzakere bir _..A-H etmektedir. — Yalnız Goganın iktidara geçtiki F zaman zarfında taa uğramış.. rılııı bu istifa eder etmez, tekrar M G T n LAT ki Çekoslovakya bu nokl gaslanya ve Romanyadaf ha ileri gitmeye hazırdir | hüdiselerin garip bu defa Bled içtimaınd? le üzerinde bir mamasının sebebi g ._[ K i a İ ; na hak temin etmek PÜ ln Yugoslavya ve ha müşkülpesent ileri gelmiyor. Bıl:: nn Çekeslovakyal hak temini noktasındaki pesentliğinden ileri caristan her üç memlekt çarları aynı vaziyette Macaristana göre, Yugoslavyadaki uu-f" ? yet teşkil etmektediri aleyh bunlar için dd“" ğ rı temin edildikten Ü bir şikâyet mevzuu koslovakyadaki n-ı" Iılhyd- değil, «milliyet; M' .ıı.uıyıı ı..ııınıııı : - değildir. pokle ? Dikkate lâyık olab ki ekalliyet ile ki fark, ceın.ı.mu' koslovakyadaki .,i' caristan, Yugoslavya la beraber, Çekoslov! tant devletleri için ya arasındaki ihtilâfın mu ekalliyet değil, yadaki Macarlar B""' mu .“u.“ k. y manlarının _..w-l-"",f# r edilecek iki şik 594 ' A :| y kil etmektedir. südet milliyet etmektedir. nı-ııui devlet ile anlaşmıya _._,g; lamıştır. Bu vaziyt u,ı'l' bu vaziyette mış olurdu. 2 — Kendi