#—SON TELGRAF Sarrafın / Ağustos 195 - hikâyesi Hâkimi elde edecek kadın ve bir plân Farkında olmadan kafese girdiğini söylüyor. İki sene evveline gelinceye ka. | dar Londr ileri gelen sar. | raflarından — biri sayılan — Edvar Harold, uzun boylu, kırk beş yaş. | larında bir adamdır. Kendisi sah- tekârlıktan mahkâüm olmuş, şim. di hapishanede bulunuyor. Lond- Ta'ceza mahkemesin'n meşgüul ol. duğu diğer bir dava daha vardır ki bunun görülmesi için mahkü . Mün ifadesini almak üzere şeha. detine müracaate lüzüm görül . müş ve — kendisi hapishaneden mshkemeye getirilmiştir. Dava, şayanı dikkattir Bir zaman Lon- dranın pâra piyasasında ehemmi. | yetli rol oynamış olan Haroldün | muhakemesi — görlmeden evvel kendisine müraczat edilmiş ve e. er istenen paray verirse kurtula. cağı söylenerek elinden parası a. hnmak istenmiştir. Bu cihetler, lana çıkınca ona bu suretle müracaat ederek para |j nler hakkında da — takibat iştir. Fredrik Jojef ismin. at İle Frank Rönald isminde diğer birisi bu meseleden | maznun mevkinde bulunuyorlar, Müddelumumi muavini bu se. ferki muhakeme esnasında şahid olarak dinlenen Haroldden bahsi. le demiştir ki: — Bu şahidin evvelce eşine yaz. dığı bir mektub vardır. Bunun 0- konmasnı taleb ederim. Bu mektub okunmuştur. Bun. şöyle deniyordu: — Fredtik Jojef bir sabah bana şunu sordu: NMuhakeme başlama, dan evvel şunu bilmek lâzım. Si. zin muhakemenl ngi hâkimin bakmasını istesin! nn HMi nasıl se. Çebilir? Benim ceza işlerinde hiç tecrübem yoktur. Bu işi tamamile sizin elinize bıcakacağım. Bundan senra o bana bir hâkimden bah- setli. Onunla işi halledeceğini söy-) ledi. Beni bu işten kurtaracağnı anlatlı. Benden aldığı paralarla bu işi kanuni şekilde haledeceğini söyledi. Sonra istediği hâkimi de bir kadın — vasıtasile bulacağını söyledi.. Bu mektubu Harold karsına Hapishaneden — yazmştı. -Onun mahküm olmasından evvel böyle mürscsat ederek para koparmak istiven iki kişi, zengin Harolddan 6,100 Lra almakla maznun bulu - nuyorlar. Fakat onlar bunu red. dediyorlar. Mahküm şahid mah. kemeden içeri girdiği zaman üze. rindeki elbisenin kendisine bol geldği görülüyordu. Daha geçen sene Martta tevkif ve mahküm &- dilerek hapse girdiği zaman üze. rindeki elbisey! çıkarmş, teslimi etmiş, şimdi de be vesile ile hapis. haneden çıkarılrizken - giymişti. Elbisenin bolluğundan, bir zaman | pek zengin olan bu para adamı - nın şimdi zayıflamış clduğu anla- şılıyordu. İfadesinde şunları söy. lemişt'r — Fredrik Jozef benden evvelce 3,000 İngiliz Nras aldı ve «Müd - delumumt dairesinde bu işi halle. deceğini» söyledi. Sonra da gaze. telere verilmek üzere 1,000 İngi- Niz Tirasını aldı. Burada maznün avukatın mü. kemeye getirilmeden evvel bana söylenen şeylere tamamile inan - maştım. Benden istenen paraları verdim. Fakat bir gün polis gele. rek beni tevkif edince şaşırdım. Daha tevkif edilmeden evvel bir gün Fredrik Jozef benim evime geldi. Yanında genç bir de kadın vardı. Bunun, kendi karısı oldu. ğunu zannediyordum. Bana böy. le takdim otti. Ondan sonra kadın gitti. Arkasıdan Trank Rönald geldi. Bu adam bana: 2,000 Kira lâzım, dedi.. teker. lekleri yağlamak için! Fredrik Jozef de bunu tasdik etti. Para - ların hemen verilmesini söyledi, Sonra kefalete bağlanarak tahli. ye edilmem için de para istiyor. lardı. Avukat Fredrik Jojen — Bu paraları rerelere verr - ceklerini söylemediler mi? — Mahkemede bulunanlara, di. yorlardı. — Size bunun için ne demişler. dit. — Bana şunu sormuşlardı: han- gi hâkim tarafından muhakeme edilmeyi istersiniz? ? Sizi muhake. n bir hâkim seçebil. — Hayr. Ben, herhangi bir hâ: kirni diğerine tercih etmeğe se - beb görmüyordum. — 'Tercih etmek üzere size bir hâkimin isminden bahsetti mi? — Evet.. hâkim Viterley, dedi. Bu isimden bahöetti. — Bu hâkim nasıl olup ta bu işi tanzim edecekmiş? Bunu da söy. lediler mi? — Evet, öonun bu işi halledece. ğini söyledi. — Bu muhterem hâkim adliye. de bu işi halledecek yegâne hâ . kim mi imiş?. — Etfendim, bunların hepsi şim. Devamı 7 inel <ahitemizda — Yok canım... Sen.. dal memiştir. — © halde Refik delirmiş!, — Belki de... — Yahu. Bu oğlan intihar filâr: etmiş olmasın?. Hani yapar mı, yapar!. Çünkü muztarib ve dolgun ruhlu bir adam. Bu seferki müzakereler ne- ticesiz kalacağa benziyor İngiliz Kral ve Kraliçesinin Fransayı ziyareti iki memleket arasında yenidden başlıyan sıkı teşriki mesai devrinin ilk ve mühim tezahürü oldu. Onun için bugünlerde politika ziyaretten b ahsetmemek hemen olmuyor ir. Çünkü Paris ziyareti vesilesile iki taraf arasında çok şeyler görüsüldü. Ne münasebet?. Ben bü- tün kadınlar ihanet ederler demedim ya, — Öyle söyledindi amma neyse geriye alıyor. sun demek! Fakat, monşer inan! Ferhunde çok sa- bir kadındır. Kocasına kıl kadar bile hıyanet et. Kralın ziyaretinden sonra.. LONDRA - PARİS, BERLİN. âlemine dair - yazılan yazılarda bu Diğer taraftan Alman devlet reisinin bir yaveri var ki son gün lerde kendisinden çak bahsedili. yör. Geçenlerde tayyare ile Lond raya giderek İngiliz Hariciye Na. zıri ile husus' surette konuştuk. fan sonra tekrar memleketine dö. nen yaver Priç Vaydman bu gi- dişle daha uzun zaman kendis'n. den bahsettiriceğe benziyor. Ye« ni gelen İngiliz gazetelerinin yaz. dığına göre Her Hitlerin yaveri yakında yine İngiltereye gelerek bu sefer Başvekil ile görüşecek, diyorlar. İngiliz gazetelerine bakılırsa ortalıkta konuşup anlaşmak için büyük bir cereyan vardır. Her Hitlerin yaveri tarafından ilk ya. pılmış olan temaslar boş değil. dir. Bundan sonra da temaslar, konuşmalar birbirini takib ede. | cektir ve saire.. Fransız gazetelerine gelince; bunlar ortada öyle el ile tutulur henüz birşey mevcud ol. madığını söylüyorlar. Bununla beraber ne olurs: tün bu ded'kodulardan bir netice çıkar. ’ mak imkânsız değildir. Berlin ile Londra arasında bir anlaşmıya | varmak fçin uğraşılıyor. Bunun neticesi hemon elde ediliverecek mi?, Bunu söylemekle acele edil. » Her Hitlerin ği bir dostu olan yaveri Friç Vaydmanı İngiliz payıtahtı. na yollamış olması ve daha da yollıyacağı gösteiyor Kü Berlin ile Londra arasında bir anlaşma zemini hazırlamak arzusu artık kondini göstermektedir. Her Hit. ler Ho Friç Vaydman arasındaki dostluk Umum! Harbden başla « mıştır. Priç Vaydman bügün na. zi fırkasında ehemmiyerli bir mevki sahibidir. Nazik temaslarda * bulunmak, inceden inceye konuşup görüş - mek lüzim olan yerlere gönde . rilmek icab edince —yaveri Friç Vaydman gönderilmektedir. Friç Vaydman Aimanyada bulunduğu zaman nazi motosiklet bölüğüne mensub olduğ'u için o bölüğe men gub olanlar gibi giyinir, kimse o. nu farkedemez. Fakat yabancı, larla temas etmek, seyahate çık. ak icab edince iş defisir. Bir de Friç Vardman Her Hitlerle çok olduğu için onun mektublarını yazar, kabul edece. ği ziyaretleri tayin eder. Yaver Friç Vaydman kırk ye. di yaşlarındadır. Biri kız olmak üzçre üç çocuk babası, evli bir adamdır. Uzun boylu, siyah saçlı kara gözlü, kuvvetli bir çehreye malik bir adamdır. Kendisi her- Edebi * 8. M. George VI ve Majeste. Elizabet Pariste kesle konuşürken güler, iyi ko. nuşur ve herkese şu intıbar ve . rir: Sade bir asker. Diplomat de. ğil, politika adamı değil. Bunlar olmadığı gibi battâ kendisile u. zun uzadıya konuşulabilecek gibi ; hiç konuşmazmış. Her Hitlerin | tam: itimadına mazhar ol « muş pek az kimselerden n mü. himmi olan bu yaver şimdiye ka. dar mühim momuriyetler teklifi karşısinda kalmamış değildir. Çünkü Her Hitler iktidar mev. kiini ele aldıktan sonra yaverine mühim işler vermek — istemiştir. Fakat o sıralarda Friç Vaydman çiftlik işlerine dalmıştı. Politika işlerine karışmıyordu. Fakat 934 senesi haziranında Almanyada bir takım vukuat olmuştur. Ölenler, öldürenler vardı. Her Hitler için tamamile itimad edebileceği Vayd manı çağırttı, İşte o zamandan - beri yaver Friç Vaydmanım Al. Taanyanın devlet reisinin bulun. duğu yerde bir datresi vardır. Fa. kat çok zamanımı bu dalreden dı. şarıda geçirmektedir. Çünkü ya.. ver Priç Vaydmanın işi orada a. turup beklemek değil, kendisine verilecek hariçteki işleri görmek ve hatiçtekilerle temas edebil . mektir. Şimdiye kadar Friç Vaydman nerelere gitbi? Söylendiğine göre Her Hitler Kral George ve Kraliçe Elizabet Madam Lebrönle... muhteltf mevzulardan bahsede . bilecek de deği. Londra gazetelerinin yazdığına bakılırsa Her Hitlerin Londraya yolladığı yaveri ingilizceyi az an. larmış. Fakat meebur olmadıkça No.64 onu bundan evvel Amerikaya yol. lamıştır. Orada lâzım gelen - te. maslarda bulunmuş, Amerikaya dair birçok malfimat elde ederek gelmiş, Almanyada devlet reisine anlatmıştır. Friç Vaydman Ame. (Devamı 7 inci de) Etem İzzet BENİCE Kardeş katili k: Yazan : M. SEVİL — Hikmeti.. | — Ne var — Biraz gelir misin? — Bir dâakika Sadi yıkayayım da mdi bırak fincam filân gel. — Gliyorum. İki senedir evli idiler. Bugüne kadar aralarında hiçbir fevkalâde cereyan 3»tmemişti, Birbir- lare etmesini bilirler ve çok| ahbabdan da hoşlanmazlardı. Gü. rültülü vücudu rüh yıpratıcı sos. yete hayatından daima uzak kal- mağı tercih etmişlerdi. Birlikte kalkarlar, birlikte gezmeğe gider. ler. Hatta.. hatta birlikte yemek | pişirip yatak toplarlardı, Herkesin yapamadığı her insana müyesser olmıyacak nezih bir aile hayatına maliktiler. Onlacı kıskananlar pek çoktu!... Şimdi... Ne olmuştu da bu güzel yuva, bu seasiz her köşe. sinde bedil bir zevk taşıyan bu o- da karışmıştı? Sadi mutadına ay. Fincanları | kırı olarak bu akşam erken hem pek erken gelmişti. Cebinde dajma | taşıdığı anahtarile kapıyı açmnış | Hikmete bir sürpriz yapmak mak. sadile ayaklarının ucuna basarak | | odaya girmişti. Lâkin bu odaâ ka. | rışmıştı. Hikmet tşini ihmal eden tam yerinde bir söz olarak cinsi- yetlerini bilmiyen kadinlardan de. | ğildi. Bir an için bu perişan man-| zaranın her noktasına — gözlerini | gerdirdi. İşte masanın üzerinde blr | gigara paketi vardi. Ve Sadi bu ne. vi sigara kullanmazdı. Acaba ka. rısı,.. Oool... Bu çok fena bekle - nilmesi hiç de hoş olmtyan bir hâ. dise idiz Çatılan kaşları altında siyah gözlerile karısına baktı. Bu bakış | bir kadın için çok tehlikeliydi. — | Hikmet evvelâ sarardı. Dudak. ları titredi. Gözleri yere doğru eğildi Şey... Cemal gelmişti dedi. Sonra kendisini toplamak ister bir hareketle saçlarını arkaya silk- tü Kocasının boynuna atılmak is. tedi. Sadi ellerile iHi — Niçin her vakitki gibi daha eyvvel sarılmak İstemedin Muaz. zezt — Konuşuyordük. — Peki., Cemal ve zaman geldi? — Saat ikiye doğru gelmişti, Se- ni sordu. Evde yok dedim. Oturdu. | Yorulmuştu. Bir sigara içti. Son. ra da gitti. — Fakat senin yanında sigara | içmeğe terbiyesi müsaade etmez. di Muazzez. — Ne bileyim bu sefer içti — Bu oda niçin bu kadar karı- şık. Vaktile neden toplamadın? İşim çoktu. — Peki öyle ise seni bu kadar Sual karşısında bıraktığım — için beni mazur gbr. Ben şimdi geli . rim. — Neteye gideceksin otur da istirahat et yorulmuşsundur. — Mecburum. Sadi sokağa fırladı. Şakakları | dikten sonra yine dikkatlt " aç susuz iki gün iki gece echennemlik " | ceberutunu iliklerine kadar içerek bekledi. akll insan yüzü görmedi. Fakat, yumruklarını | lerini biribirine geçirdi: — Müdür efendi ben de ölebilirim. rada kimseye sezdirmeden hançerletebili vatan davası yürüyecektir. Zafer bizimd'!- * Dedi, bir lâşe gibi lâğım kokusunun, *” gınlarının, su birikintilerinin içinde uzand! gol İkinet gecenin sonunda sabaha karşt, I| dürünün seçip aldığı iki cenavud yüzlü adaf Yi HİKÂYER b zonkluyor. Vücudünü ııır;:, harı istilâ ediyordu. O B gevrilen nazarlara, sokaktâ bir oynıyan çocuklara bül yürüdü.. Yürüdü. Cemal. Ü p deşi Cemal. Onu çok severd ğ şesinden kısarak ve birçok a rumiyetlere katlanarak OSU'Ü, du, Bu sene liseyi b:ıiıMBM vetli — emellerinden on ÜĞŞÜ Cemalin yi bir mevki '| ması idi. Kardeşi annesile BERİR Pan oturduğu için eve sık sik 9#7 ü4 Pi di. Sadi epeyce yürüdü. HaW almıyor, dimağı işlerniyi şid, çeşid fikirler birbirl seyrediyorlar ve bir di dıramıyacağı, tahammül ©& t yeceği görünmez darbeler "gi riyorlardı. Öz kardeşi SİN şüphelenmek... Bu bütüt & ahlâk kaidelerine muhalif işti, Nasıl olurdu? Nasil İ Cemal karısile düşüp kal) | di. Kanından, canından O kardeş böyle bir” atçaklı | edobilir miydi? Şüpheslz O halde.. O halde niçin B Evet Cemale hiçbir şey kdi. Ve geri dönecekti. F ri tabil hâdiseler, . gayfi hareketler doğurur. ; bu temiz düşüncelere rağiff ne yürüdü. ğ * 4 — Söyle Hikmet.. Suşmi rum sana söyle. — Ben bilmiyorum. BUf gara içti ve gitti. Belki sef | kusundan söylemiştir. İ — Fakat beni yalnız sorduğunu ve içeri gl yledi. Buna ne darsin. — Dalgınlık derim. Sadi geniş bir nefes aldi. fes bu güzel yuvaya kat gârlarının geleceğini habtf bir öncü idi. — Peki öyle :se dalgınlık ve beni affet Hikmet. x Henüz uyumuşlardı. DA? ge) Tusu ikisi de uyur gibi ampt yf Bi lardı. Kırmızı gece donuk ziyası altında kö köşelere çarparak kısa aS gİN pan mışıltılardan - başka BF İ yok. Hi Genç kadın usulca yats tf y B t ruldu. Kocasına bir kef€ Dinledi. Uyuduğuna kanaltt tı. Konsolun altında bir P A 4 kardı. Sonra kapıya doğrü 'W dü. Çıkmak üzereydi, BU 3ö N J gıcırdama oldu. Sadi bir Mğee PT yolasında doğrulmuş ve : tin üzerine atılarak elindef almışlı. Kendinden geçitek | olan kadın, ihanet — B*f bar) solurken Sadi gece ampül' LAf da mektubu. okuyordu. Tigef| döndü. Karısına baktı. BU | yuvası bozulmuş bir kartâ vardı. (Devamı 7 inci SLLİSLCİLA A Beni yi 4 dafaa-vekili olan avukat, mahküm şahide şunu sormuştur: Siz, verdiğiniz porayı hâki. — Zantetmem. Fikret Bey, belki Anadoluya git. miştir... diyor. Bana, kalırsa karısına kızınca bir eve filân düşmüştür. Neredeyse meydana çıkar! larını tuta tuta bu bodruma girdiler. y& inliyen Refiki zorla doğruttular. Koilarma rükliye sürükliye herkesin gözünden "Nıı;’ yetin arka kapısından sokağa çıkardılar, ga — Refik neredet.. Karısı dâ bunu soruüyor: Ve... hüngür hüngür ağlıyor, çocuğunu göğsüne — Necmi böyle düşünme vallahi fena halde içer. liyorum sana. Niçin kadından mutlaka şüphelenmek istiyorsun?. ZST ŞT FŞ min alacağına ihtimal veriyor | — — Yok efendim... Yok!. Refik, ya İstanbulda de. ——— K Y AAr Kocası hiyanetini yüzüne çarp. — bastırıyor, onun Refiki andıran gözlerinden teselli rarel ğ gildir, yahud da yaşamıyor. Bundan ötesi yoktur. (pi L L ne bile etmiyeyim?. O, — ariyor... mobile koyup rıhtıma getirdiler. Yine PU | T ürr eeit bamzmrar a İzr eç dedikodüya sebeli- Güzel kadını hiç Refike bırakırlar mı?, Böyle olacağı — — Bin tahmin, bin söz, bin dedikodu. Bön görüş. Kesten gizli, hiçbir göze göstermeden DÖĞ FU M a ı”î“:"' aü 'k ; besbelli Idi. Refik sabahleyin evden çıkıyor. gece ya. — Sonra polisin rı, adliyenin habers'eliği, bütün YAYa gidecek vapura bindirdiler, körü ” ya. Hayır, burada mevzubahs o. | tanbulda hiç kimse kalmadı!. İstanbuldaki kuvayı »— v e A A emin edilebilir mi? — bir bilgisizlik!... ki tayfa kamaralarından birine klp'd*""k,ıi £ lan hâkim değildir. Çünkü hâki. | milliye grupuna Anadoluya geçip geçmediğini sor. — — p L ... Çok fena düşünü. Halbuki, ne o, ne öteki... Ferhundeninki de yan. İkİ Saat sonra, vapur «Mudanya> ya haft mih para alacağ-iddia edilmiyor. | dunuz mu?, eee : yorsun. Eğer, her kadın hakkında böyle düşünürsen —lıp: Nadirinki de yanlış. Necmeddininki de yanlış — Refik yanındak; izbandud herite ©TOERRE Bir kadın vasttasile hâkimin üze. —Sormuşlar. Fakat Mün'im Bey haberim yok... Yarın sen nasıl evleneceksin?. Hepsi yanlış düşünüyorlar. Refik bir kasabın elin. — — Beni nereye götürüyorsunuz?. a rinde nüfyz tera “dücceği söyle. | demiş! Srkeeslre a den kurluldu, daha gaddar bir kasabın eline düştü. — — Polis cevab verdi: ) ğ& miyordu. — Tuhaf şey! Polis müdüzü: — Berseya « / M Bundan sonra mahküm şunları — Azizim kadının hali de fena. Para yok. pul yok, — Bu münakaşanın sonu şedid bir ağız kavgası ol — Bekir al götür... Aç refik, susuz Rafik, bitkin ve Pf “»y" #a görlemişter kaç gün dayanır buna! Eğer, Refik meydana çıkmaz. du, Nadi tahrir heyeti odasında Necmeddini yalnız Dedikten sonra, Refik hakiketen götürüldü, en hayalmeyal hatırladı: Bursada Kürd M ati . vali. İhanet hâkim, Sonra düşündü? berbad bir yere tek başına tıkıldı. Binanın alt ka. tında, bodrumdan dühka aşağı. Lüğım kenarında gul. vabani mağaralarını atıdıran bir dehlize atıldı. Burada — Sahtekârlıkla maznun olarak geçen sene martında beş sene ağır hapse mahküm olmuştum. Mah. bırakıp çıktı, Fakat, mesele bunların kavgasında. münakaşa. sında değil, herkes soruyor: #a o çocukla Ferhundenin hali ne olacak. Haydi, ga. zete sahibi bir ay filân baksın... Sonra?. — Elbette bakacak biri cıkar! Mükemmel kadın. götürülebilir?. Siyasi bir mücrimse keme de var, divani harb de var,