İspanya meselesi diplomatlar arasında yeni bir safhaya girdi. Kaç gündür gelen telgraflar hep Londra ademi müdahale komite. sinin kararlarından, nihayat İn. giliz projesinin kabul edilmesin « den bahsetmektedir. Yeni gelen Avrupa güzetelerine göz gezdire. Tek buna dair söylencz geylerden bir hulâsa çkarmak lâzım geldi. ği de kendini gösteriyor. Çünkü işin dedikodulu tarafı — muhtelif gazetelere göz attıklan sonra meydana çıkıyor. Hele şu son bir senedir, vüd müdahale olitikası çetin imtihan. lar geçirdi, durdu. İspanya dahfli harbine haric « den ve açktan açığa — karışanlar oldu. Bunlar kuvvet gönderdiler. Yardım yolladılar. Fransada, İn. gilterede iktidar mevkiinde olan bükümetler dahildeki siyast fır. kaların mühtelif suretlerle hü - cumlarına uğradı. Hulâsa İspan. ya işlerine karışmamık için iki sene evvel verilmiş olan karar sar sıntılar geçirdi, durdu. “ Geçen gün nihayet ademi mü. dahale komitesi İngiliz Hariciye Nazırının riyasetinde toplandı ve 268 devletin murahhaslarının işti. 1— İspanyadaki gönüllüler çe. Kilecek; 2— İspanyanın kara ve deniz hududlarına kontrol konacak; 3- İspanyada birbirlerile çar. pışan Cumhuriyet hükümeti ile ona karşı isyan etmiş olan Gena. ral Franko hükümetinin birbir. lerile harbeden iki hükümet ol. dukları bazı mertebe tasdik edi. Tecek. İşte bilhassa bu sonuncu mad. de ademi müdahale politikasın . da mühim bir adım sayılmakta . dır. Hatırlarda kaldığına göre İn. giltere tarafından bu teklifler da. — Çıkardılar.. Hayret — Çıkardılar mı?.. söylendi: — Ne münasebet?.. 'Tekrar Ferhundeye döndü: — fiğin gözleri içine baktı, söyledi: peki... demişt.. rakile İngiliz plânını kabul etti: | Ferhunde önüne baktı, sustu. Refik, işaret pas. Mağını ağmına götürdü, düşündü ve kendi kendine Niçin çıkarıyorlar?., Sizin — kimsesiz olduğunuzu bilmiyorlar mı?. Bu olamaz... | — Peki, sizi durup dururken mi çıkardılar?.. Ferhunda bütün suç Refikte, sonra-da kendinde “imiş gibi belki; hiç istemiyerek, manalı manalı Re. — Hayşır. Dün gece çoksıkılıyordum. Aksi de bir hasta getirdiler. Onunla daha sonra doktorla kav. ga ettim. Cevdet beyxser tabibe: «Ben böyle terbiye. Sizlik istemem. Ya o, ya ben..» demiş, Ser tabib de 4—SON TELGRAF —12Temmuz 1935 İSPANYADAKİ GÖNÜLLÜ- LER GERİ ÇEKİLECEK!. İspanya Taciası — Avrupanın büyük devletleri ara- — sında şiddetli ıhtılaflar çıkardı. İspanya harbinin başlangıcındaki mitinglerden biri ha bundan bir sene evvel o zaman ki Hariciye Nazırı Eçen'in zama. nında yapılmıştı. Geçen senenin temmuzunda ademi müdahale ko. mitesinde bunlar hep konuşul . mıiya başlamış ise de o zamandan beri iş türlü türlü safhalar ge . Çirmiştir. Ademi müdahale ko. mitesinin kararlarını torpillemek için çok şeyler yapıldı. İspanya meselesinin şimdi dip- lomatlarca girmiş olduğu yeni safhasını gözününde tutmak için şunu unutmamak Vâzım: Ademi müdahale komitesindeki 26 devletin murahhasları tarafın. dan ittifakla kabul edilen İngiliz İspanyada gönüllüler cepheye sevkediliyor plânına göre İspanya dahili harbi artık tamamile İspanyanın kendi işi olmuş oluyor, buna dışarıdan kimsenin karışmasına yer kalmı. yor. Şimdi bunun tatbikine gelince; İspanyaya kömisyonlar yollana . cak, oradaki yabancı gönüllüleri sayacak, bunları memleketlerine yallanmaları temin edilecek. Bu komisyonlar işe başladıktan on yorum... İki kafalı dört kollu insan garibesi Moskovada doğan bu mahlük yaşıyor. Bir kafa uyurken öteki kafa uyanık bulunuyor.. oskova kliniklerinin birinde iki kafalı, dört kollu ve tek vücudlu bir kız çocuk dünyaya gelmiştir. Bu garibel bılkati muayene eden doktor, bunun iki kafalı bir çocuk değil, biribirine bitişik bir ikiz olduğunu görmüştür. Kızların birine İren, diğerine de Galina ismi verilmiştir. Maruf Rus doktorlarından İsperanski, bu garibelerin büyümesine Edebi Roman No. 42 reketimin bütün mes'uliyet ve netayicini kabul edi. ve deniz-hududlarına kontrol «on muş olacak. Hududları da söyle. mek lâzım: Fransa - İspanya ve İspanya . Portekiz hududları, Şimdiye kadar İspanyada Cum. huriyet hükümetinin F sene dağ- larından Fransanın yolladığı yar. dımları aldığı söyleniyordu. Fran ko tarafı da Portekizden bol bol istediğini getirtmekte idi. Şimdi. ye kadar Pirene hududunun ka. panmasını ileri sürüyorlardı. Lâ. kin Fransa tarafı bunu kabul e. derken Portekiz hududunun da | kontrol altına alınmasında ısrar etmiştir. İşte bu suretle karşılıklı ola - rak kontrol konmüş oluyor de. mektir. Denizde de kontrol köna. cak, İspanyanın belli başlı liman. larına heyetler yollanacaktır. Ya. bancı askerler çek-ldıkten sönra nezarete memur edilmiştir. Yedi aydanberi, ikizler normal bir şekilde büyümektedirler. İştiha. ları yerindedir. Kendilerine bakanlara külüyorlar, isimlerile çağırılınca başlarını sallıyorlar. Fakat, garibi şu ki ayni zamanda uyumuyorlar. Biri uyurken öleki Dedi ve gözünden bir damla yaş daha sızdı, ya. naklarından aşağı yuvarlandı. Sonra, sesi yumuşadı yumuşadı bir viyolensel nağmesi gibi derinleşti, damarlarındaki kan ateşe tutulmuş gibi kaynadı ve sözüne devam etti: — Ferhunde tekrar hastahaneye götüreyim. Bu Posta vapuruna Çarpan Balina balığı İngiliz posta vapurlarından Man- tüket büyük bir kaza geçirmi; Gece yarısına doğru vapur şid detle sarsılmış, yolcular, ve mü- rettebat güverteye fırlamıştır. Kaptan haritada işaret olun - , Sarsıntı . anlaşılmış. an bir balina ba. lığı bütün süratile vapura çarpmış. tır. Balık bu müthiş müsademe | neticesi ölmüşlür. * e FÖ da İspanyada hör iki tarafa bazı mertebe muhariblik hakkı tanına. caktır. Fakat söylemeğe hacet yol Bu kararların tatbikat — sahası çikması, yerine getirilmesi için zaman lâzım gelecek. Yaz ayları bununla geçecek. Ademi müdaha. le komitesi tarafından gerek İs . panya Cumhuriyet hükümetinin yanına, gerek General Franko ta- rafına birer heyet yollanacaktır. İlk iş her iki taraftaki yabancı gönüllüleri saymak olacaktr. Gö. nüllülerin hakikaten geri yollan. masına başlarnmak için en aşağı bir ay geçeceğe benziyor. Bu müddet zarfında ise İspan. yadaki harekâtin nasıl safhalara gireceği merak edilmektedir. Avrupa matbuatının İspanya | Cumhuriyetçilerine taraftar olan. ları var, olmıyanları var. General Franköya taraftar olanlar şimdi. ye kadar hep onun galebe ederek işi bitineceğini ileri sürüyorlardı. Her iki tarafın davasını güdenle. rin ileri sürdüğü tahminler baş - ka başkadır. Bununla beraber ademi müda. hale komitesinde kabul edilen İn. giliz plânı İspanya dahili harb'nin Avrupaya sirayet etmesine mâni olmak üzere elde edilmiş mühim bir notice diye karşılanmaktadır. (Devamı 7 inci sahifemizde) | Fakat Yazan: Etem İzzet BENİCE coşkunluk - ve alâka karşısında kalması içini bir. denbire alt üst etti. Bütün mesnetleri birdenbire yı. kıldı, Şimdi ne diyecek, he yapacak, ne cevap vere. Halbuki o, Refikten tamamile ümidini kos. Günün birinde ona rast gelirse, yüzüne bakmıyacak, adamdan bile saymıyacak... cek?. mişti Değil mi?, — Sen sahte bir adamsın.. Sen altatıcı bir insansın,.. Siyah Perdeler «Bir hatıra defterinden» « Mayıs... Onlar küçük zarif, ve temiz bir evin pencarelerine asılmış - lardı. Hepsini saymadım amma galiba sekiz, on tane kadar vardı. Ve perdelerden köşe penceresine isabet eden bir tanesi sade ve ses. siz geçen günlerimin . geceleri de dahil olmak şartile . yegâne süsü ve yegâne meşgalesi olmuştu. O. na meclub gibi âşık - olmuştum. O perde bana hem acı günleri ve hem de en mes'ud anları yaşat - miştir, Tühaf şey — diyeceksiniz. Bir perde insanı bu kadar meşgul edebilir mi? Evet uyalandırır, ba. kınız hem de nasjil... * Sabah saat beş. Sanki birisi be. ni zorla ve telâş! gibi gözlerimi açar, daha çapak. larımı Bilkmeğe meydan bırakma. dan yalan yanlış ayağıma bir pan. talan geçirdim mi derhal sokağa fırlarım. Bu tarifimi beni. iş başına yetişecek bir tütün amele- si veya dükkânını erkenden aç - miya mecbur bir esnaf veya gü - nün erken saatinde yola çıkacak bir yölcu veya bir iş adamı zan - netmeyin, Ben günün herhangi bir saatinde olursa olsun daha zi. yade öğleden sonra işlerini göre. cek bir meslek adarnıyım. Peki ama birader bu kadar erken ve telâşla sokağa çıkmıya ne dü. züm var? Ne lüzum mu var dediniz? Haniya o köşe penceresinde. ki perde yok mu, işte onu yokla. mıya gidiyorum. Anlamadınız mı İzah edeyim.. Küçük, zarif ve te. miz evin - köşe penceresindeki o siyah per'de yok mu, onu ziyarete | gidiyorum. Eğer o perde bana küs. | Müş ise tamamen iniktir. - Eğer | değilse arkasında gizlediği beyaz tül porde, kara suratlı açık Sğızlı bir arabın kavu kızıl dudakları a. rsından görülen zarif, kar gibi beyaz ve lekesiz dişler gibi sırıtır. İşte bu sırıtış bana neler müjde. ler bilseniz!.. © gün, yıllardır hasretini kal. binde taşıdığı sovgilisine kavu « şan bir âşık gibi şen, şakrak, yal. niz gülen ve ağlenen bir adam o0. Turum; Çünkü o bana dargın ol. madığı günler böyle. sırıtırdı. Ah © sırıtış... *ve *«« Haziran ... Tam yirmi gündür © kadar su. ratlı perde bir defa olsun sırıtmı. yor. Her gün, her saat ve her da. kika onu yokluyorum. O kadar kalbsiz ve o kadar merhametsiz ki-bir dakika olsun beyaz dişleri. ni göstermiyor. O bana arasıra darılırdı amma, dargınlığımızın bu kadar uzun sürdüğünü gör - medim. Çıldıracağım... .. v« Temmuz ... Aylardır. o kara suratlı perde benimle dargın.. bilseniz onun bu dargınlığı beni, benlikten çıkar. imış, başka bir Reha yapmıştı. Mmi?,.. TTTT YU Yazan: R. O. Huysuz, en ufak mesle yüzünden kavga eden bir adam olmuştum. Eve geldiğim zamanlar bazan an. nemin fısıldıyan sesini işitirim: — Aman çocuklar.. Rehanın yi. ne babaları üstünde.. sakın ses çıkarmayın da göürültü olmasın. Bazan sakin gördüğü zamanlar yavaşca yanıma sokulur, her 24. manki müşfik sesile: Reha., yavrücuğum, bu bir. kaç aydanberi dikkat ediyorum.. sen çok, amma pek çok değiştin. Ne neş'en, neş'e.. ne de teessürün teessür... Sana ae oldu? bır türlü anlıyamadım gitti. Annenden baş. ka senin yakın kimin var Sakla. ma, söyle banı; seni böyle değiş. tiren sebeb nedir? Derdini sak. lıyan derman bulamaz. O zaman ben, zavallı mi de endişeye düşürmemek için onu ikna edecek şöyle sudan bir ce . vab verirdirm. — Benim ne derdim olabilir an neciğim. Bu son günlerde biraz fazlaca yoruluyorum. İşte bütün neş'esizliğim ondan ileri geliyor. Sevgili annem, benim bu sudan cevablarıma kanar, arkamı o ha. yat verici ellerile okşıyarak an. lıyamadığım birçok dualar oku . duktan sonra: — Haniya ben sizin saadetiniz için yaşıyorum. İstiyorum ki ha. yatınızın şu İlkbaharı — bulutsuz, güllük, güneşlik olarak geçsin... İşte şu ufak ana oğul müsaha. besinden başka beni © siyah per. deden hiç bir suretle, hiç bir şey, hiçşbir hâdise ve kiçbir kimse u. zaklaştıramazdı. Ben acaba bu perdenin neden bu kadar meclübu olmuştum. OL. ar. tik tahammül edemiyeceğim. O kasra perdenin arkasındaki tül, bana çılgın bir sevgi, sonsuz bir sandet vadeden güzel gözlerin sa. —— bir vaziyet, silâhlarının hep birdenbire çarpıldığı bir Saniye, hazırlıksız kaldığı bir an. O halde, ne yapa. cak, Refiğe ne diyecek?, Refik cevab bekliyor. Has. taneye dönecek mi? Dönmek istiyor mu, dönmiyelim Karar veremiyi — Döneyim mi' Dönmiyeyim mi Dönersem ne olacak? Dönmezsem nereye gideceğim?. Refik sualini tekrar etti: — Ne diyorsun istiyor musun?. Genç kız kat'i Dedi. Genç kiz Ferhunde?, Hastaneye dönmek bir cevab veremedi: — Bilmem ki.., Bu cevab Refiği düşündürdü. duraklamadan sonra birden ve cesaretle: — Ferhunde hastaneye gitme... Fakat, kasa bir masum bir soruşla: — Ya nereye gideyim, Refik Bey?. Tekrar mu. hibini gizlerdi. Evet.. © arkasında bugün dahi anlayi dığım, tahlil edemediğim, nı birtürlü çözmeğe muvalli lamadığım bir sebebden bana darılan, kalbsiz ve bir sevgili vardı, İnsan, bir sevgiye, kalbsiz bir bu kadar tapar mı idi? — İşte ona tapıyorum, benonü daha çok seviyorum, Çünkü bir sevgili değildi. Çunkîl vefasız bir sevgi — vadetmelii İşte bunun çin onu seviyorult veceğim.. o perdenin arasit kendini göstermemeğe - çalı beni seyrettiğini hissediyü İşte 6 bunu hissettirmese onu bu kadâr çok sevmi Sevim, tam beş aydir banâ rünmüyordu. Dün yöne kara F” deye gözlerim! dikmiş, onu S7İ) rediyordum. Aylardanberi hasret kaldığım o kapı tatlt © gıcırdayışla açıldı. Arasındafi vet, aralığından onun başı dü. Yanılmıyordum. O idi. bim şimdi stimi fazla gelmiş zuk bir piston gibi muvazı işliyordu. Tıkanacaktım, Kaf ne ayni tatlı âhenkle Kap Hayır, kat'iyen aldanmıyorut evet o bana doğcu geliyordu. ? zaman gülen o gözler birâz bakıyor, o kaşlar biraz çati! ne ziyanı var? gelsin. Onlar B sonra yine bana gülecektir. bana eski saadeti verecektir. * ter ki gelsin. Yanıma yaklaştı. Yine .,ıl çehre ile: — Reha, seni seven — başkâ kadın varken ve sen de —Of kâfi derecede meşgul olurket ha benimle neden hu kadar kadar oluyorsun... Afalladım, Sevim; - beni ve benim de onunla kâfi dereti meşgul olduğum hangi kadifii bahsediyordu. Ya ben, rimi ve meşgul olduklarımı bi liyamıyacak kadar. bunamift| | yahut o kaçırmıştı,, Şaşkın şaşkın afalludığım Tünce izah etti: — Haniya ......) gazino yanyana oturduğunuz o genç * dın.. batırlamadın mi? Ben de nemle birlikte sağ tarafimıs” masada oturuyorduk. © daha cümleyi tamamlar idi ki ben, tâ dudaklarıma gelen tiz bir kshkahayı tutMi muvaffak olamadım — GülüYE gülüyor, gülüyordum. Bu * | 0 şaşkın şaşkın yüzüme baktt dü. Çünkü Sevim, beni seven * benim de onunla kâfi deref ** meşgul olduğum genç kadını!! kardeşim olduğunun bilmi! hacirin misafirhane... sine mi?... Dedi, — Hayıt.. Bizim eve gidelim... Bu sarih cevab Ferhundeyi şaşırttı: — Sizin eve mi?, Sen âdi bir yaradılışsın.. Diyecekti. Bu saniyede bunların hepsi suya düştü. Refiğin gösterdiği heyecan, derin rabı! hümmalı alâka ne bir sahte, ne bir aldatıcı, ne bir ödi insanın heyecanı, rabıtası, alüksar değildir. Bu, gönlün bütün samimiyeti, bir aşkın ilk ve kuvvetli tezahürüdür. Böyle olmasa; hemen “hastaneye koş. — P'fik derhal kat'llaşti; maz, hemen sevdiğini atamıya çıkmaz, hemen ilk — —— Evet... Bizim eve. Seni seviyorum. Ve... Fer. tesadüfte renkten renge girmez, gözlerinden yaş ak. hündenin cevab vermesini beklemeden elindeki çan. mbukıduderhwhrhun&nhuw "H'lKlIdnut getiren bir âşek halile değil, f*ıt. haksızlığı tamir edeyim İstiyor musun?.. Ferhunde tıpkı Refik gibi. Hem, daha heyecanlı. Dilinin tutulduğunu, göğsünün ortasından bir sam yeli gibi kopup savrulan sıcak bir rüzgârın bütün vü. cüdüne yayıldığını, zihninin başaldığını ve yalnız aş. kınin hümması ile bulutlandığını, kalbinin sızladığını bissediyor. Hele, Refiği Nimete tamamile bend ol. du ve kendini bir kere bile: — Seni seviyorum... Demeden terk etti bilirken bir anda bu kadar Sıkımtı.. Dün geceki sıkıntı! Bu kelime ve bu — cümle Refiğin zihnine birdebire yerleşti. Ve ona hi. — küyenitf mabadin! dinletmedi bile. Hemen hükmünü verdi: — Bu, sıkıntı, ben olacağım. Nimet hâdisesi olacak.. Sofradan kalktım. Ağır ağıf divenlerden yukatı / çıl (Devamı 7 inci