9 Temmuz 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

9 Temmuz 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RUED Gazete imtiyazı 5,000 lira! Mevcud gazete ve mecmuaların böyle bir kayıd altına konmaları ve icabına göre kapanmıya sevk edilmeleri Türk matbuat münte- sibleri kadar iktidar mevkii için de büyük bir talisizlik olacaktır. gea AT Yazan : ETEM İZZET Benlce tirkiyede gazete çıkartmak için hükümete beş bin liralik teminat vermek lâzımdır. Siyasi meemualar için de bu böyledir. Peyami Safa dün bundan sızlanıyor; Nadir Nadi de dün ve bugün yine matbuat hürriyeti ve mes'uliyellerine temas ediyor. Yeniden gazete çıkaracak vatandaşlar için mesele yok, Çıkarmazlar — ve çıkarmıyacakları, çıkarmadıkları için de kendi hesablarına en akıllı, a tedbirli mali ve iktısadi işi yapmış olurlar. İnsanın parasını kaybet. memesi ve muhafaza edebilmesi de yerine göre en büyük kazançtır. Büyük Millet Medlisinde Başın Birliği Kanunu müzakere edilir ve Kazeteciler için, o gün, bir şeref günü sayılır ve meslek öğülürken asıl matbuat, yani basın kanununa da ek maddeler Meclisten geçirilmiş ve bu maddelerin me olduğunu ne efkârı umumiyenin, ne de hattâ gazele. cilerin bile öğrenmesine vakit ve fırsat kalmamıştır. Mütefekkir olduğu kadar da mahir ve yüksek bir politikacı olan Parti Genel Sekreteri ve İç Bakanı Şükrü Kaya dünya politikacılarına taş çıkartacak bir zekâ ve dirayetle hakikaten Türk matbuatma istika. met vermektedir. *Türk gazelesi medir ve., ne olmalıdır?» Gazetelerimizin umum! havası ve karakteri Kemalist rejimin telâkkileri içinde veçhesini almış olmakla beraber henüz bu sorunun şümulündeki vuzuh tamamile tebel. lür etmemiştir. Basın Birliği Kanununun, yani fikir ve matbuat işçile. rine haklar tayin eden kanunun Meclisten geçtiği gün matbuat ve matbuat hürriyeti hakkında söz söyliyen Bay Şükrü Kaya dahi bu hu. susta kat'i bir ifedede bulunmamıştır. Fakat, kendişi muhtelif hususi ırıechd-ieilbqıuı ve Meclidleki nutkundaki teması ile de daha ç AF YA OŞT /— gşariları ve Kemalist demukrasinin karakteri icabları ile güçtür, Moc. Tisten son çıkan kanunun da böyle bir temayülü yoktur. —. Türkiye gazeteleri Yüksek Vekilin Büyük Millet Meclisinde de teyid ettiği .gibi Kemalist rejimin çizdiği bürriyet içindedirler, ten . /— kid hakkına sahibdirler; istediklerini diledikleri gibi yazabilirler. Ancak, — buna mukabil de kanun, muharriri serbeslisi ile hâkim arasında muhay. — yer hirakmıştır. — FPakat, Türk gazetecisi kendisini sayın Şükrü Kaya'nın ifade etüiği | — bütün bu geniş hürriyet çerçevesi ve havasına rağmen Hükümetin ve | — Partinin arzularına uygun bir halde bulundurmayı ve tutmayı bilmiş. | — tir. Gazetelerimizin pek azı müstesna hemen bepsi hususi sermaye sa. hiblerinin olmukda beraber tıpkı devletin malı imiş gibi hareket etmek. | tedirler, Çünkü hiçbirisinln herbangi bir hâdise üzerinde hususi men. faatleri ve görük farkları elmadığı gibi hepsi de Partidendirler, Aykırı birşey düşünmelerine inikân yoktur, memleketin umumi menfaateri kendi menfaatleri, memleketğn davaları kendi davalarıdır. Ve.. bepsi de gazetelerini herşeyden önce memleketin malı saymışlar ve yaptıkları hizmelin mömleketin hizmeti olduğumu takdir etmişlerdir. Ve.. bu ne — korku, ne disiplin, ne kanun zoru ile değil, şuurun ve milli idrakin sevki “ile ve kendiliğinden büyle olmuştur ve. Türk gazetecisi dalma kendisini Kemalist ideolojinin en vefakâr, en ferağalkâr ve sadık bir işçisi saymıştır. Buna rağmen niçin çıkmakta olan ve çıkacak olan siyasi gazcte ve | mecmualardan 5000 liralık teminat isteniyor ve niçin yeni yeni madde. | lerle Matbuat Kanunu ağırlaştırılıyor ve gazeleciler yeni yeni lakyid. | / Jer altına nlwnıyor? 5000 lizalık feminattan sonra Peyami Safa'nın işaret /— ve mevzuu bahsettiği herhangi bir şahsın gazete ve mecmua çıkarmasına ğuhu_ı.ıu—wp—m—uh-w ÇA güden sermayedarlar ve gruplar bundan sonra — güzete çıkarabilirler, 'anlar için de 5,000, 10,000 lira bir değer ifade elmez. Fakat, bülen çık. makta olan gazetelerin coğu için 5000 liralık teminat verebilmek haki. _ıııl;tk" bugünkü mecmua ve gazetelerin iktısadi ve mali bün. buna hiç de müsaid değildir. Kendi yağlarile kavrulan ve istencn ve kanuni nizam içinde intişar hizmetlerini gören ve karşılarına ı—uwmuı—_—ıuwm—au.wı.m /— gok ağır mali taahhüdler ve mukaveleli borçlar altında bulunan gaze. | telerin durup durürken böyle bir kayıd allına konmaları ve icabına | *mwwm-ı—.ı-mwmımm’ — dar mevkiüi için de büyük talisizlik olacaktır. Bilhassa yüksek demekrasi — mülâhazalarına ve geniş düşüncelerine yakından şahid olduğumuz ve “Amandığımız Celâl Bayar'ın Başvekilliği zamanıda!. Belki Bay Şükrü Kaya bu kanun maddesini Meclisten çıkartmak gareleciliği kuvvetli mali ve iktışadi bünyelere hasretmeyi düşünmüş olabilir ve bu tasfiye, tahdid, hasır ile birlikte yeni gazete ve mecmua çıkmasına fırsat bırakmamak da kendilerinin Türk matbuatına vermek islikamet ve veçhe bakımından mükemmel bir taktik olabi. lir. Fakat, bir kere bu işe girmiş olanların ne suçu, ne kabahati vardır? “Niçin onlardan büyük sermayeler lehine iş ve güçlerini terkedip çekil. — meyi beklemeliyiz?. Oular da küçükten başladılar ve.. büyüdüler. Eğer |— güreteler şahıslara aid Virer ticaret mücsvesesi iseler hiçbir şahsa müs. gakbel tısavvurlar için ifa edemiyecekleri nisbette yeni külfetler tah. amil cimek İnsalfa uygun gelmez. Bir manifatura tücearına -Avrupadan gelirteceğin malların bedelini ödememen İhtimali karşısında ticaretha. i işletmen için peşimen bükümte 10,000, yahud da 1004000 Tiralık te. Minal veroceksin demek neyse mevcud bir gazete müessesesinden de ni şeyi İstemek tıpkılıpkasına odur. Bu takdirde her mücsseseden her 14 Mhtimadi mazarı dikkale alarak deminat istememenin ne mahzuru me mânli kalır ve mevcud Ticaret, İcra, Borçlar Kanunu neyi İstih. eder? Wem, hiçbir zaman, hiçbir kanunun neşrinden önceki vaziyet. e şamil olacağı akla gelmezken yalnız bu tahmilin matbuata yapılıması matluatın bunca ve sayısız hizmeti karşısında bele Halay zaferinin aka. binde bir nevi bedbahtlık piyangosu gibi mali ve maddi bir ağırlık ifade mer mif.. p d T 2 inel yeni ve — |Bayram geceleri, Modern maliye — Muazzam bir Şubesi de Hazırlandı Geçecek G *” Kırkçeşme suları Mimar Sinan tarafından Şehri âyin içinde | yapılan su yolları olduğu gibi muhafaza edilecek Yeni bina pazrtesi Cumhuriyet bayramın-| Camilerdeki 40 çeşme sularının kesi- da şehirin tenviratına aid proje tasdik ediliyor Cumhüriyetin 15 inci yıl dönü. mü münasebetile 29 teşrin Ev. velde şehrimizde yapılacak olan büyük şenliklerin programı ha- zırlanmaktadır. Bayram gecesi, İstanbulda şimm. diye kadar görülmemiş derecede büyüklükte tenvirat yapılacaktır. Böylece; İstanbul, Cumhuriy bayramı şehrlayin içinde geçirecektir. Ba. yazıt, Fatih, Sultanahmet ve Tak- sim meydanları ile biyük ve kü- çük çamlıca tepesi, Haydarpaşa sırtları, Üsküdar, Şemsipaşa sa. hilleri ve Kızkulesi; uzaktan gü- rülecek iir şekllde ve şimdiye kadar misline tesadül olunmamış | güzellikte gündüz göb: aydınlatı. lacak ronk, renk elektrik #mpal. lerile Gonatılacaktır. Bu işe hemen başlanmak üzere belediye; İstanbulun el tenvir olunması hakkında hazır. ladığı ve tasdik olunmak üzere Nafın Vekâletine gönderdiği pro. jenin; bir an evvel tasdik edile. rek iade olunmasını Nafın Vekâ. letinden rica etmiştir. —a dü çok akılllı ve dü delikanlısı idi beni afalamak için | aramıza girmiş bulunuvordu, kavgaya değer bir inesele de or. tada yoktu. Fakat bir sinir neti. cesi bilmiyorum, nasıl vurdum. Kendim evliyim, üç çocuğum vardır bakacak hiç bir hâmüleri de yok. Fakat kardeşime çok acı. yorum, keşki ben ölseydim. O çok gençtiçok gençtls Bu sözlir ken katilinin gözleri kararmmış ve et. | günü açılıyor Maliye Vekâleti — tarafından | şehrimizdeki Maliye şubelerinin asri bir şekilde inşa olunmasına karar verildiğini yazmış ve bun. lardan birincisi olan Samatya Maliye Tahsil şubesinin inşaatı- nın ikmal olunduğunu heber ver. >miştik, İkinci yeni bina olan Hp. ca poşa Maliye Tahsil şubesinin de bu kerre iİnşaatı ikmal olun. muştur. Pazartesi gününden itibaren, Demir kapı. düki şube evraki buraya nükle. dilecektir. —— Anormal bir Adamın işlediği Kanlı cinayet Öz kardeşini öldüren katil höngür höngür ağlıyor Ceyhan'ın Kevrikli köyünde, bir tarla yolu meselesinden kav. ga çıkmış, Mustafa Karabilek a. dında bir adam kardeşini kama | ile yaralıyarak öldürmüştür. Ka. t zahlısı Mustafa Karabilek a. | normal bir adamdır, deli gibi et- | rafına bakınmaktadır. Katil zan. hısı bir başkasiyle kavga ederken kardeşi bunları ayırmak İstemiş, fakat Mustafa Karabilek kaması. n çekerek hem kavga ettiği ada- ma hem de kardeşini yaralamış. tır. Mahallinden bildirildiğine gö. re Karabilek hüdiseyi şöyle an- latmaktadır. #ilinde sara hastalığı da mevcut. — Kardeşim benim küçüğüm. | m ——— ÖCÇç —ocrca<cı mevcud gazeteleri vaktile vapurculara filân yapıldığı gibi devlet hesa. bına tasfiye etmiş ve devletleştirmiş bulunsaydı belki gazete sahibleri muhurrir ve müstahdemleri böyle bir neticeden daha çok memnun ola. bilirlerdi ve.. Türkiyede de elemanlarının bütün gayret, ferağat ve fariletine rağımen bir dürlü memntn edemedikleri anlaşılan bazı zevat | için de bir matbunt meselesi kalmazdı. Küçük sermayeleri ile dürüst mesnide bulunan, henüz tutunan — ve keudi sâylerile ilerleme yoluna girmiş bulunan gazeteleri bu şekilde mesai sahasından zengin ve büylük sermayeler Tehine uzaklaştırmak ve bir tahdide tâbi tutmak yerine mu. hakkak ki, işaret ettiğimiz böyle bir tedbirin daima isabeti vardır. Malbuat Kanununun hafiflemesi yerine bilâkis ağırlaşması keyliye. tine ve birçok yeni kayıdlar konulması scbebine gelince bu da bizim kansatimize güre muhükkak «Türk gazetesi nedir ve. ne olmalıdır?..» Mevzuunun halledilememesi gibi *Türk gazetecisi nedir ve nasıl idare edilir? .» Mevzuunun da bizde muamma halinde bulunmasından ileriye gelmektedir. Gazeleyi ve gazeteciyi sevk ve idare edememek mütema. diyen onun üzerine mes'uliyetler ve ağırlıklar yüklemeyi davet ediyor ve.. onu mefessiz bırakıyar. —. Gazeleyi ve gazeleciyi idare etmenin sırrını keşfettiğimiz veya öğ. rendiğimiz gün muhakkak ki, Matbuat Kanunu tek maddeye inecek ve memleket büyük, en büyük, en yüksek idealin cbedi seyir ve tahakkuku içinde bulunacaktır: «Malbuat hürriyetini vine matbuat hlıı-ııııi korur..» Pakat ne çare ki, yeni kanun da bir emrivakidir. Etem İzzet BENİCE ONU BEN çe -— ROGDUM GANFCMADERAN DT TTTT Ü TEZ ST AD AŞK, HEYECAN ve İSTİRAS ROMANI | söy kardeş- | rafı inletici boğuk sesle yerlere yuvarlanmıştır. Meğer kardeş ka. j Tefrika Yazan : lsken.er F. N. 39 SERTELLİ — Ne dediler? arkadaşı Naci Demirele tarif et. meğe başladı: — Tirişörlükte çok ileni giden bir erkek ile iki kadın vardı, — Kadın orla boylu muydu? — Evet.. — Sol dudağının üzerinde kü - | çük siyah bir beni var miydı? #— Polise haber verirsen, seni mahvederiz!» dediler.. Emin ol ki yine sana resmen müracaat et - miyorum hat Dostça derdimi, ba- gıma gelenleri anlatıyorum. Nerede idi gittiğin yer? ı — Bvin numarasını söyliyermem | Parmakkapıda 1di. Faruk şaşaladı: | — Kimler varâı? Şöyle kıyafet. — Yardı amma.. Tuhaf şey! Sen | derini tarif ediver bakayım! merden biliyorsun? | Resim muallim; — Faruk Bey, Sonra söylerim. Adı neydi bu | Parmakkapıdaki gizli kumarha - | kadının? ne müdavimlerinin belli başlı şah- Vallah' hiç kimse ona adile mı-nıu. polis ıımamxmm. | hitab etmiyordu. Bütün oyuncu - | | mim malümata yöre lerek yerlerine şehir suyu verilmesi için yeni borular döşenmesine başlanyor nan kesilerek y verilmesi hakkındaki biki için faaliyote geçilmiştir. İlk iş olarak vakıflar idaresi maksadla camilerde yaptırmaktadır. Bu kadar sular idaresi t camilere kadar yeni su boruları da Göşenmiş olacaktır. Diğer taraftan evvelce de ha - ber verdiğimiz gibi Kırkçeçme suları kesilirken tarihi çeşmelere dokunulmu, Bu hususta aklığımız mütem - Kirkçeşme sayuna aid çeşmelerden mauda bu suya aid tesisata dokunulma . ması ve bunların olduğu gibi mu. bısfaza Glunması kararlaştırılmış. tır. bazı tadilâl Mimar Sinan tarafından Kirkçeşme su yollarının muhafazasını belediye arı, ta. unacak; plünları hazırla « nacak ve yine Sinan tarafından evvelce yaptırılan çeşmeler bil - hossa muhafaza olunacaktır. Diğer taraftan müzeler idaresi Kırkçeşme suyu tesisatının relö. vesini hazırlamıştır. O vakte aid bulunan çeşmeler de birer birer tesbit olunmuştur. İleride seyyahlar şehrimizin su ihliyacının nasıl önlendiği renmek ve görmek istedi kitler bu relöve ve plânları ken. dilerine gösteriletek ve isterlerse Mimar Sinan zamanına ald olan bu tarihi su yolları da ayrı ayrı gezdirilecektir. Leyli mekteblerde Busane taleb>den Kaç lira alınacak Bu der$ yılında pansiyoner ta. lebeden alınacak ücretler şu şe. kilde tesbit olunmuştur: Adana Kız lisesi 165, Adana er. kek lisesi 165, Afyon lisesı 160, Balıkesir lisesi 175, Bursa Jisesi 165, Denizli lisesi 130, Diyarbakır Tisosi 165, köy kız lisesi20ü, Erzurum lişesi YT0, Gaziantep lisasi 150, Galata. saray İisesi 240, Haydar paşa li. sesi 200, İzmir kız lisesi İz. dir erkek lisesi 225, Kandilli kız | Tisesi 200, Kastamanu lisesi 150, Kayseri lisesi 160, Konya lisesi 155, Kütahya Hisesi 140, Sıvas li. sesi 195, Trabzon lisesi 170, Yor. gad lisesi 140, İsmetpaşa kız Ens. tilüsü 200, Bilecik erta mektebi 130, Buca orta mektebi 225, Ça. nakkâle orta mektebi 190, Mani. sa orta mektebi 150, Bursa kız öğretmen mektebi 165, Üsküdar kız sanat mektebi 200, İstanbul kız öğretmen moktebi 200, Kars lisesi 150, Muğla orta mektebi 155, Bolu orta mektebi 140, Niğde orta mektebi 140. Bu fiatlarda geçen seneye göre ucuzlama vardır. ! Baesve'itlimizin Teşekkürü İstanbul 8 (AA.) — Başvekâ. uıwmmıuon. den: Boan Hatay anlaşması ve bunun neticesi olarak askerimizin Ha. taya gicmesi vesilesile gerek yur. dumuzdaki gerek Hataydaki va. tandaşlarımızdan alınan ve mülli lar «hanım» efendi» diyorlardı. | — Pekâlâ. Ben sana söyliyeyim: | O kadının adı Melâhattir. Ve res. | sam Gültekin Beyin kızkardeyi | diye maruftur. - Bunm Gültekin de kim ya- hu? — Meşhur bir kumarbaz. Nisde, Montekarloda bile eşi bulunmu - yan bir hilekâr. Neyse manasız Tâfları bırakalım. Ötekileri tarif €et bana! Faruk: — İri yarı bir adam daha vardı, dedi, doğrusu bu adamdan ben bile şüphelendim amma.. İddia e. debilirim ki hileli oynamıyordu. Çök dürüst ve namuslu bir ada- ma benziyorndu. Hatta onunla be- ni tuzağa düşürmekte kumarbaz. lar yarışa çıkmışlardı desem mü- balâğa etmemiş alurum. — İri boylu mu dedin? — Evet, Hem uzun boylu, hem de geniş göğüslü, kırklık bir a - | damı bu. Çok heyecanlıydı.. M"l Trak vepuru bir Yelkeniyi batırdı Deniz Bank tarafından Alman. yada yaptırılan ve 1 aydanberi İstanbul - Mudanya hattında iş. liyen *Trak» vapuru dün ilk ka. zasını yapmaştır: Limanımıza mensub olan ve İnebolulu Yusuf oğlu Salih kap. tanın idaresinde bulunan 20 ton. luk Namik Kemal ismindeki yel. kenlisi, İzmitin Di iskelesinden aldığı kumu Beşiktaş iskelesine boşaltmak üzere sahile yaklaşır. den, saat 1245 de, Kızkulesi açık. larında Trak vapurile karşılaş - mıştır. Bu sırada yelkenli Fındik-| hi istikametinde — ilerlemekte — ve| Trak da Tophane rılıtımından kal. kıp Dolmabahçe — önlerinde de- mirlemağe gitmektedir. İşte bu sı.| Tada musademe olmuş ve iki ge- mi, birdenbire karşılaşınca yel - konli ikiye bölünerek sulara gark olmuştur. Başta Salih reis oldu - ğu balde yelkenlinin bütün tayfa, ve hamulesi denize dökülmüştür. Etraftan yetişenler, derhal deni - ze düşenleri toplamışlardır. Fakaf; bu ara; yelkenlinin kap. tanı Salih reisin yeğeni; 10 yaşın. da Cemal isminde bir çocukla| yıımuniıı tayfalarından — Satıl . ta bir cinayet işlemiş gibi, müte- madiyen de sağına soluna bakı- “yordu; herkesten şüpheleniyor gi- Biydi. Hasılı çok garib tavırları vardı bu adamım. — Adı geçmedi mi hiç? — Bir iki kere «Şeref Bey» di- ye hitab ettiler amma. Öndan sonra bu adı da kimse tekrarla- madı. — Uydurma bir isim olduğu için.. Çok para kaybetti mi? — Yüz lira kadar... — Ya kadın? — Melâhat dediğin kadın mi? — Evet.. —0 a kazançta idi. Ve bu iri yarı adamın yanmda oturu - yordu. — Konuşmaları nasıldı? — Ne gibi? — Samim mi idiler? Yoksa.. — Kadının samimiyeti pek cali görünüyordu. Fakat erkek ona karşı çok samimi idi. Naci Demirel isE birdenbire heye. Iıpınyı devletinif altınları Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Paris istinaf mahkemesi, Ispafa | ya devletine aid olup da Fransâl | bankasına mevdu olan bir buçuk milyar frank kıymetinde ve kıflk ton ağırlığındaki altın hakkındaâ merak ve alâka tle beklenen Kâk | rarımı nihayet vermiştir: Dün 46 | jans telgraflarının -- bildirdiğli öre, İspanyanın bu altınları şil dilik, Fransa bankasında mah# fuz kalacaktır. Davanın mahiyeli şu idi: panya devlet bankası, yedi evvel cumhuriyetin ilânmdanbd elindeki altın stokunu muhafi için Fransa devlet bankasına $ di etmiş bulunuyor. Bu altınlat karşılık tutarak İspanya Fran piyasasından bir istikraz yapmllk fakat istikraz kıymetten — düşeli franklar ile ödendiğinden ıxwkâ üçte biri bu borcun tediyesine fi gelmiştir. Binaenaleyh vektili j Fransiz bankasına - tevdi edi altınların üçte ikisi kâlâ İspanjf | is hangi İspanya dev!letine? yanın isevzüu budur. Malâ: ki 1936 genesi yazındanberi, İs panyada bir ihtilât devam eti tedir. İhtilâl çıktığı zaman İsp ya bankasının direktörü, Nikd d'Oiver idi. Muavinlik vazifesiti de Pan Gömez görmekte buluü © nuyordu. İhtilâl çıkmasından V kaç ay sonra, tam yirmi altı rinievvel 1936 tarihinde Fran bankası, hakiki — İspanya devl bankası müdürü olduğunu 1ddi eden Gömez'den bir mektub aldi | «Yeni müdür» bu mektubundi İspanya altınlarının kendi emril amade bulundurulmasını ve İ bir salâhiyeti haiz olmuyan müdürün emrine - verilmemesi çünkü hakiki İspanya devlet billif kasını kendisinin temsil ettiğini diriyordu. Faka: 1930 son bahil rında Franko ihtilâli henüz inki şaf etmediğinden Fransa bani Gomez'den gelen bu mektuba *t lak asmamış, altınların — Nikı &' Olver emrinde bulunduğu münâkaşa etmemiştir. Yakın Zâ0 manlarda, d' Olver, ihtilâlin büğe langıcındanberi münakaşa edi miyen salâhiyetini kullanmıya, Y ni kırk ton altını vermeğe karâf vermiştir. haber alan Burgos hükümeti — bankasının müdüfü Gomez, altınların hakikt İspanyf | devlet bankası olan kendi bankile | sına aid olduğunu iddia ederdk | Fransa bankasını protesto etmi tir. İşte bunun üzerinedir ki sele Fransız adliyesine intikal miştir. Fransanın adliye tarihindi | bir «Cour des Refdrâs, nin bu & rece büyük davayı gördüğü (Devamı © acı sahili Bağlık Kuponu Bu kuponun yirmi ( toplayıp idaremize getiren kuyucularımız SON TaLOR! P'ın birinci sınıf mütehası v tarafından meccanen edileceklerdir. - Kuponlar, | Rr d gün iderehanemizde değiştiril | mektedir. ZI canla ayağıkalktı: — Eyvab! Deliyi yine kaçırd Aksi şeytan. ğ — Hangi deliden bahsediyor © sun, Naci? — Yahü sen gazete okumüyü musun? — Okuyorum, ne ölecek? — Ç| — Tmarhaneden kaçan şu surün hikâyesini takib etmiydl musun? — Takib etmez olur müyül Her gün okuyorum.. Hâlâ y hyamadılar şu serseriyi. Kud köpek gibi herif kimbilir nert önüne gelene saldırıp duruyor! — Saldırdığını zannetmem. başında olmıyan bir adam b oşnıyabilir. mi? — Ay.. Bu tarif ettiğim a hakikaten Mansur mu sandın? — Elbette. Ta kendisi.. Man Ve işte bunun için çırpınıya ya. Demek ki onu da tuzağa gürdüler. (Devamı

Bu sayıdan diğer sayfalar: