Meclisi Sğazın Eödikli sakinlerindeh | Hum vardı. Göçenlerde sek. İşç''Eden rahmeti rahmana ka- “’—0 yattıkça Allah sizlere u. Ürler versin, yaz kış ? sevgili gibi Boğazın €'n ayrılmazdı. * zamanlarda Kurüçeşmenin | deposu, bilmem — nerenin ç diyesi, haline — konulması, Sn yer, yer harab bir yalı '!rkedı!zıek rağbetten düş. xırmmdı, Şirketihayriyeyi de bırakan bir telâş ve te - Ğfllkrvn rahmetli şöyle K Fi smrresii : Boğazın ölümü İstanbulun İk, ü demektir. Boğüzsız İstanbul &' Z insana benzer, ş Mzın sönüklüğü İstanbulun tini sarartacak yüzünü ka. Mıım Nitekim, kömür kasderedek, kararma. | ı"h ü ; ğ Nu âlemşümul şöhreti kar- kunam.k yalnız bizim N değil, dünya için —lâzımdır. İügür barikulâde olan bir ye. Ürmeğe hakkımız yoktur. * K, Ceymis Stuvert vaktile ta - ç Xen armonik çalmağa me - Smişti. Bugün bu merakını * ilerletmiştir ki evine da» Bi misafirlere her akşam havalar çalabilmektedir. lerikanın tanınmış müncc. | j Si yıldızlar için bir takım “ülerde bulunmuştu. Ameri, Hbuatı bunlardan hangi - Nç İSabet etmiş, hangilerinin | etmemiş — olduklarını bir ,, Balinde yazmaktadırlar. Kçtla, Dick Povel! ile Joan M'in evleneceğini, Ginger Lev Ayres'in ayrıla . e Mayrna - Loy'un - izdivae Sini, Robert Taylor'un bir İlik, #veceğini (Barbara | İK .Dî::f Raymoni'la Janette ı% id'ın — evleneceklerini Şti. Bunların hepsi çık - | Bi N, : | k at S h JYean Harlov'un da tek - *heceğini tahmin etmişti Müaatteessüf öldü Povell'in 1888 senesi iİnema ——— Sinema âleminde neler oluyor?.. Ömrü vefa etmedi; yaşamalı i. dide, —görmeliydi. İki pazardır şirketin bütün tarihi vapurları . nın asırdide ömürleri içinde asla rastlamadıkları bir rağbetle hay - retten adeta başını omuzları ara. sına kıstırmış bir insan gibi su - yun içine gömen kalabalığı gör - seydi, muhakkak ki dostum bu sefer sevincinden yüreğine ine - ! rek ölürdü. p Şirketihayriyenin, teşhissiz bir hastanın başı ucunda çırpınan bir operatör gibi, bu günden güne sö- hüşün sebebini — araştırmak için derd üzerinde neşterlemediği yer kalmadı. Cansız Boğaziçinde can. h balık lokantasına kadar neler yapmadı zavallı.. Gişelerin önün. de biraz canlılık yapmak, Bo . ğazı kuş Uçmaz, kervan geçmez bir yer olmaktan çıkarmak için bir: — Ey ahali Boğaza bedava ta. şıyoruz. Diye gazetelere ilân vermediği kaldı. Fakat mübarek şirket ga. zasında muvaffak — olmuştur. Memnuniyetle işitiyoruz ki, bu sene Boğazın maşallahı, varmış. nihayetinden evvel neceğini bildirmişti. Daha bekle.....niz lâ- zim. Greta Garbonun sinemadan çekileceğini söylemişti. Keza Nor. ma Shcarer'in beyaz perdede gö- Tünmiyeceğini beyan e'mişti, İsa. bet gösteremedi. Bundan maada Norvell başka bir keramet göstermiştir. Vaktile Frederiç March'la iyi bir filimde oynamış olan Evelyn Venable ken- disine müracaat — ederek falına baktırmıştı. Ona sekiz ay sonra bir| çocuğu olacağını bildirmişti. E - | velyn falcıdan çknca doğru bir | doktora gitti. Doktor güldü, böy. le bir ihtimalin kat'yyen mevcud olmadığını söyledi. Lükin ne der. Biniz, sekiz ay sonra. hakikâten artistin bir çocuğu dünyaya gel . di. Maamafih bunları kerametlen ziyade birer tesadüfe hamletmek daha doğru değil mi? * Pariste temmuz ortalarında yeni bir filim çevrilmeğe baş - | lanacaktır. Bu — kordelânın adı | «Foci üşıklar. dir. | aziçi!. yfiyede; başınızı dinlemiyi mi Viş?'de buluşacaklar oksa Safiyede şarkı dinlemeyi mi tercih edersiniz Pazar günkü boğazın kalabalığını Şirketi Hayriye Idare| âzaları görselerdi seviniçlerinden oyna rdi: 'Ooğaz yavaş yavaş canlanıyor.. Yazan: Nusret safa COŞKUN Ev sahiblerile beraber şirketin de | yüzü gülmüş. Boğaz suları şimdi eskiye olan hasretini biraz hafif « leten bir tebessümle sahilteri ya. ! lıyormuş. Cumartesi günü akşamı geç va. kit matbaada çalışırken bir arka. daş sormuştu: — Yarın neredesin?.. — Köyde ve evde.. Her pazarı İstanbulun bir eğ- lence yerinde geçirmek mutadı 0. lan, keyif ehli arkadaşım — Köyü ve evi bırak da seninle Boğaza doğru bir uzanalım! Dedi. Başımı dinliyeceğim!.. Cevabını verdim. — Sayfiyede başını dinlemeği mi tercih edersin, yoksa Safiyede sea dinlemeği mi?.. Diye sorunca: , — Elbette Safiyenin sesini din. leyerek baş dinlemek tercih edi. lir, dedim. Yalnız, tabiatten bahsedilmez derler.. Ben kalabalıktan, gürül . tüden pek hoşlanmam. Şair ve ö. şık değilim amma, sessiz, sadasız Xgerleri daha ziyade severim. Zunu yakından - bilen muhata. tam: — Vakıa dedi.. Seni ürkütecek kadar kalabalık 'epe gidece . ğiz. Lâkin orada yalnız denişle mu. siki konuşuyor. — Gürültü ya!'nız onların gürültü, ses yalnız onların sesi.. — Nereye gidiyoruz. — Çubukluyı Dudağımı büktüm. Bildiğim bi. leli Çubuklu sessiz, sakin ve ten. ha bir yerdir. Sanmam ki böyle göz kurkutacak bir kalabalık ve gürültü olsun!.. Biz de gidelim, dirilmeğe baş - lıyan, şirketin uğurlu elile genç - lik aşısı yiyen rahmetli Boğaziçini bir görelim dedik. Pazar sabahı Köprünün Boğa. ziçi iskelelerini gelin çeyizi götü- ren kadınların mübalâğalı telâşı içinde bulunca şaşırıverdim Allahım, o ne mahşeri kalaba - hi ketihayriyenin idare meclisi azaları bu manzarayı görselerdi Köprünün üstünde sevinçlerin - den kıvıra kıvıra şıkırda şikir öye narlardı. Ellerinde sepetler, su testileri, zenbiller, paketler babayani kı - lıklıdardan tutun da, Cemal Na - | dirin ebaldırı çıplaklar»a adile kari. katürize ettiği çorapsız ve şapkasız | kadınlardan, kolları sıvalı, ceket siz delikanlılara kadar ve mezhebden müdhiş bi yığını!.. Güç halle motör azma! bu vapura binebildik. Hava pek âham şâhım değil amma, haf. fa.tatilini çoluğile, çocuğile bir mesirede geçirmeğe, mevsimin garantisi içinde karar vermiş o. | (Devamı 6 ıncı sahifede) Prenses Fevziye nisanlısı İle Mısır Kralı Majeste Faruk'un ortanca hemşiresi Prenses Fevzi. ye ile dost ve kardeş *ranın Veli. ahdinin nişanlandığını yazmıştık. Son aldığımız malümata göre, Prensle Prensesin akidleri, önü. müzdeki Şubat veya Mart ayla- rında Rıza Şah Pehlevi'nin huzu. rile Kuhirede El Ezher'de icra 0 lunacaktır. Düğün merasimine gelince, bu iki veya iki buçuk ay sotıra Tah. randa İcra olunacaktır. Ana Kra. liçe Nazlı, Prensesin düğünden evvel tahsilini ikmal etmesi ar . zusunu izhar etmiştir. Prons, bu yaz sonuna aplıcalarında biribir. ki olacaklardır. iküye 5 Milli Müdafaa için İngiltere hükümeti 14 milyar istedi. Halk 20 milyar verdi. Mill$ Müdafaa için açılan istik. raz kaydı kapanmıştır. Hükümet, 80 milyon İngiliz lirası istemişti. Fakat ahali 120 milyon vermiştir. Fransız frangı ile 21 milyardır. Çarşamba günü saat 9 da başlıyan kayıt muamelesi ertesi gün saat 15 de kapanmıştır, Ray Milland; güzel İngiliz yıldızı hiç din- lenmeden çalışıyor ve.. bu çalışmalarile her gün biraz daha parlıyor. Holivudun bol yıldızlı se- parlak ismi almak onun için ko - masında en laylaşmış bulunuyor. Son staj devresi sayılan birçok sıkı imtihan 5—SON TELGRAF —22 Haziran 1923 muş sayılabi Yeni filmini rısı hazırlanmış Ah şu parasızlık derdi! Lordu kaçıracaklar diye kendisi ne haber vermek ve bu yolİle.. Para çekmek hatırınıza gelmedi mi? İngiliz milyoneri Lord Nofildi kaçırarak kendisinden 100,000 lira koparmak maksadile plân kuran- Tarın muhakemesine devam edil. diği yeni gelen Londra gazetele . rinden anlaşılmaktadır. Şimdiye kadar cereyan eden muhakemeyi «Son Telgraf» hulâsa ediyordu. Plânı kuran ve Ramsden ile bera. ber harekete yeçen Trontonun a. vukatı tarafından sorulan sualleri dünkü «Son Telgrafe yazınıştı. Bonra birleşmek üzere ayrıldık. Tronton kıyafetini değiştirecekti, Ben de değiştirecektim. Bu işi git. tim, polise haber verdim. Sonra otele döndüm. Kıyafetimi değiş . tirdim. Yüzümü boyadım, bıyık- larımı, saçlarımı karartirm. Sa - bahleyin 5,30 da otomobil ile gi. derek Trontonu aradım. Lorddan alınan randevuya göre Tronton o. raya gidecek, Lordu kaçırmağa teşebbüs edecekti. Bu iş eğer tat. hlıkla olursa çok iyi olacaktı. Pa. kat olmazsa tohdid edecekti. Fa. kat saat boş buçuk'a Trontonu gör düğüm zaman kıyafetini değiştir- miş değildi. Bana başına koyacağı takma saçın ateş alarak yandığını söyledi ve onun için Lordu kaçır. mak plânının tatbiki de geri kal. dığın: söyledi. Bünü — şöylerken kullandığı kelimeleri hatırlıyo « rum. Fakat plânın ancak başka bir zamana kaldığını söylediğini an. ladım. Bana Lordu gidip görmek saati yaklaştığı için hemen te'e. fon ederek otomobilir. bozulduğu, onun için randevu saatinde gele. miyeceği cihetle itizar etmemi . söyledi. Plânin tatbiki zarnanında kendisinden ayrıca randevu alına- cağını düşünüyordu. Bana da ar. tık oralardan uzaklaşmamı söyle. di. Bunun üzerine ben ayrıldım. Gittim. Lordun kâtibine telefon ederek randevuya - gelinemiyece. Hini söyledim. Diğer taraftan da polise telefon ettim. Sorulan suallere cevab olarak Ramsden şunları da iİlüve etmiş . tir: Lordu kaçırmak p'ânı | tatbik edilseydi, Lordu yatla doz. doğru Fransa sahiline getirecek . titn. Tronton & Fransada bulu - şacaktık. — Asla böyle birşey söyleme - di — 1930 ile 1938 seneleri arasında Bunun üzerine Trontonun avu. | hiç Tronton ile muhabere etme . katı Ramsdene şu suali sormuş . tur: — 927 ile 930 seneleri arasında geçen müddet zarfında &iz namus. köârane bir surette mi yaşıyor, ka. zanıyordunuz? — Evet, öyle idim. Cevabını veren Ramsdene karşı avukat şu suali de sormuştur: — Ondan sonra Trontonu ancak bu senenin aisan ayıda tek- rar görmüş öldunuz değil mi? — Evet. — Otunla görüştüğünüz zaman acaba kendisine böyle bir projed> yördımcı olacağınızı ona zannet. tirecek birşey söylemediniz mi? siz diniz mi?, — Hayır... Kendisile görüşün . € kadar böyle birşey olmadı. - Tronton şimdiye kadar sizin nerede olduğunuzu, ne İş yaptığı. nizi bilmiyor muydu?. — Asla bilmiyardu. — Kendisile birlikte bir otomo. bil gezintisi esnasında geçtiğiniz yer için ne demişti?, — İşte Lord burada yaşıyor, demişti. Fakat bana Lordu kaçır. mak tasavvurundan bahsettiği za. man şaşmış kalmıştım. Bana bun- dan tekrar bahsetti, Bon de iki dostuma söyledim. Ne yamam zam olduğunu sordum. Rana bu işi polise haber veremiyeceğimi, çün. | kü elimde kâfi derecede delil ol. madığını söylediler. — Bu dostlarınızın adlarını bi. ze söyliyemez misiniz? — Dostum Varlov ile eşi, Muhakemenin yeni safhasında Trontonun avukatı tekrar Rams . dene sualler sormağa devam et - miş ve demişti ki: — Siz Trononu bu plündan vaz- geçirmeğe hiç uğraşınız mı? — Evet, bunu çalıştımn. Bunun hayali bir plân olduğunu söyle - dim. Ona bundan — vazgeçme: söylediniz mi, söylemediniz mi? Bunu yapma demesim!, Bu plânın sizi alâkadar edip etmediğini hiç söylemediniz mi? — Zannediyorum ki ona esizin bu projeniz beni alâkadar ediyor» Bihi birşey söylemiştim. — Siz Lâdi Ansin isminde bir kadın bilir misiniz? — Böyle bir kadının ismini bile duymadım. — Sizin bir mektub adresiniz . den bahsediliyor?. — Böyle - birşeyden haberim yarecilik ettiniz mi? geçiren genç artist artık emeline muvaffak ol- Hattâ bu işin ilâhi mevkiine de geçmesi beklenmektedir. in adı (Holivud Perisi) dir. Ya- olan bu filmin son le bilhassa dekor ve müzik çok kuvvetlidir. Kral Boris Ve halefi Bulgar Kralmın oğlu Prens Si- meon bir gün Bulgar tahtına o « taracaktır. Prensin birinci yıldö. nümü, Kralın sayfiyesinde tes'id edilmiştir. Kral Boris, sevgili oğ. luna iki zeytin dalı hediye et . miştir, Her köyde bir Foza dolabı Buluna_ca_k Birçok yerlerde diszpanserlerde açılıyor Sıhhiye Vekâleti, bütün köyle- rimize kendi büdeelerinden bir «Ecza dolabı» yaptırmalarını te . menni çetmiştir. Bu dolapların içerisine reçete. siz kullamılabilecek ve müstscel Hobi müdahalelere yarayacak ee za konulacaktır. Ayrıca köylerimizde hasta © « lanlarla da sıkı bir surette slâka- dar olunacaktır. Yakında yeniden bazı kaza ve nahiyelerimizde dispanserler de tesis edilmesi için, birçok vilâyet. lerimiz yeni yıl büdeelerine tâh. sisat köymuşlardır. ——— nizcilik ettim. Yüt kullandım. — Trontona teklif edilen pro . Jeyi kim hazırladı?. Bunu Lord ile beraber polis serkomiseri — Arborton hazırla - mıştı. Lord bize dedi ki: Ben iş, güç sahibi bir adamım. Böyle şey- lerle uğraşmağa vaktim yoktur. Yalnız üç gün içinde herşey olup biterse ben de karışırım.» Bundan sonra Trontonun avu. katı Lorda verilmek üzere hazır. lanan mektubu kimin yazdığı tah. kikatına girişmiş ve demiştir ki -- Eğer Lordun yanında birisi varsa o zaman bu mektub kendi. sine verilerek hemen Trontonu ta. kib etmesi lüzumu tehdid ile bil. diriliyordu değil m: — Evet, öyle idi. <- Siz ne zannediyordunuz? Lord bu mektubu alır almaz he- mon orada yazılanlara riayot oda. cek mi idi?. — Tronton öyle zannediyordu ki bir adam silâhla kâfl ve mües. sir surette korkutulursa o adama — MHayır tayyarecilikle bir mü. nasebetim yoktur.Ben valnız de. | herşey. yaptırılabilir. (Devamı 7 inci de)