&—SON TELGRAF — 2 Hariran 1938 Birfacıanın son perdesi (Beşinci sahifeden devam) | yette kasdi olmadığı meydana çı- Kıp çıkmadığını düşünmelerini söylemiştir. f Ondan evvel maznunun avukalı uzun müdafaasında Caplin'in böy- le bir cinayette lüç kasdi olmadı- ğimı söylemiş, gene adamın ahlâkı zaten iyi diye tanındığını anlata- rak jürinin vicdanına müracaat etmişti. Hulâsa jüri çekilerek yetmiş da. kika sonra geldiği zaman kanaa- tini bildiriyordu. Buna göre Çap- lin mücrimdir. Fakat kasıd görül. müyordu. Höükim on iki sene ağır hapis kararımı tebliğ ederken Çap- lin sarsılmamıştı. Fakat onu dışarı çıkarırlarken diğer taraftan mah- kemeye getirilen gene gebe ka - din banız işitmiş, fenalaşmışlır. Kadının avukatı hâkime demiştir kiz — Ümid ediyorum ki zatıâliniz bu kadar ıztırab çeken bir kadın hakkında daha ağır cezalar tayini tihetine gitmezsiniz. Bu kadın şimdiye kadar çok ıztırab çekti. Bundan gonraki senelerde de da- ha pek çok çekecek görünüyor. Bikim bunun üzerine kadma bakarak demiştir ki: — Eğer isterse bundan sonra kendisini tophyabilir. Sizden bu- günlerde bir kabraman gibi hıh. sedildiği görülüyor. Hali hattı hareketiniz pek gi muştur. Kocanızı öldürdüğünüzü söylü- | yemem. Buna dair hiçbir. alâmet yoktur. Jüri beyetinin kadın hak. kındaki kanaati de onun kabahatli | olduğu merkezinde idi. Onun için | hâkim gebe kadını n bir gün hap- | se mahküm ctmiş, fakat şimdiye kadar mevkuf bulunduğu için he- men tahliyesini emretmiştir. Kadın mahkemeden çıkarılma. dan evvel düşüp bayılmıştır. Bü - | tün muhakemeyi dinlemek - için birikmiş olan kadım, erkek kala- bakığın gözleri ona dikilmişti. Fa. kat hâkim öna kararı bildirdikten sonra gâyet soğuk bir vaziyette: — Haydi çıkıp gidiniz!. Dediği zaman kadının koluna girmişler, mahkemeden çıkarmışlardır. Ka - dın başı önünde, kimseye bakma- dan çıkmıştır. Kadının öpkı olan Caplin inşa. at ustasışdı. Kadın da vaktile ma- Bazalarda çalışan hir kızdı. İngi- liz gazeteler. Kaserleyin karısı hakkında şu malümatı veriyorlar: On dürt yaşında bir bızdı. Taş. radan Londraya gelmis, bir ku - | yumcu dükkânma pirmişti. Ora- da hizmet ediyordu. Haftada bir İngiliz lirası alıyordu. Senelerce hayatı böyle geçmişti. Fakat bü- yümüş, yaşı yirmi yedi olmuştu. Tesadüf onu Kaserleyle tanıştırdı. Kızın dul bir anası vardı. O da fa- kirdi Kızın babası dahâ evvel öl. | müştü. Kaserley bu kız: sevmiş, almıştır. Bu suretle fakir kızcağız hali vakti yerinde kumpanya di - rektörünün karısı olmuştur. Yal- niz Kasorley yaşlı tdi. Bu izdivaç 927 de olmuştar, Yi. e ayni sene Çaplin de bir kızla evlenmişti. Çaplin sonra karısın- dan ayrilmış, kaç senedir bekâr yaşıyordu. Eski karısı bir kocaya varmıştır. ü cn'l. Muhakemenin cereyanı sırasın- da kadının avukatı ile bâkim ara. sındaki sözlerden bütün bu haya- tan tafsilâtı öğreniliyordu. Kadı - nan avukatı müdafaa ederken şöy. le demişti: — Bu kadının hiçbir kusuru yoktu. 927 de Kaserley ile evlen- di. Gayet aadık bir kadın - oldu. Fakat kocası sonradan içkiye baş- lamıştı. Bunun üzerine kadın da değişti. — Peki onun hiç bir kusuru olmadığını söylüyordunuz? — Evet, demek istediğim sene. lerce sadık bir kadın olarak yaşa- dı, Fakat 936 senesindenberi bu karı koca artık karı koca olarak yaşamıyorlardı. Kocası çocuk is- temezdi. Kadın ise çocuğu olsun istiyordu. Bundan sonra göçen 937 senesi başında Çaplin ile ta- nıştı. Onu sevdi. Kadın kocasmın öldürülmüş olduğunu da bilmi - u. İşte bu aile faciasının adliyeye, Jüriye, hâkime, avuketa taallük eden tarafları bu suretle neıw.—- lenmiş oluyor. Fakat bu hakikt roman bununla bitmiş olmuyor. Yarın da son tarafı yazılacaktır. Matbaamızdan Çalınan makinenin Muhakemesi Matbaamizdaki yazı makinesli çalan Mustafanın muhakemesine bu sabah Sultanahmed sulh ceza. da bakıldı. Davacı mevkiinde ida- | re müdrüümüz Kâzım bulunuyor- Suçlu makineyi çalmadan bir gün evvel Yusuf adlı bir elbiseci. ye satmış, 125 lira kaparo almış, ertesi gün makineyi çalmış, 8,30 da çarşıya girmiş, Yusufu bulama- mış, başına birşey gelir korkusile Çarşıda rasladığı Halici adlı diğer bir elbiseciye satmış. Halid kefil istediği için Musta- fanın yanına bir hamal - katılıp gönderilmiş, Mustafa da Mimar Tevfik adlı birisinden kefilim di. ye imza ularak bu hamala verip Halide göndermiş. Kefaletnamede palto yazılı ol- duğu halde bu kelime silinmiş ü- zerine makine yazılmıştır. Muhakeme, makinenin kıyme - Hini takdir için bu işle uğraşari bir ehlivukuf tayin edilmesine, kefil olan mimar Tevfikin bulunması - sına ve suçlunun doğum kaydının çıkarılmasına, elbiseci Halidin sa- bıkasının tahkikine karar vermiş, suçlunun tahliye talebini reddet . miştir. Af kanunu (Birinci sahifeden devam) haddüs eden bazı münakaşalar l yüzünden, yahud da bazı kanunt kayıdlar karşısmda gaflete düşül- mesinden dolayı işlemiş olduk - ları bu suçların affı cihetine gidi- leceği ve bu yoldaki affın da ka- nuna ekleneceğine muhakkak na. zarile bakılmaktadır. Halen birçok gazete sahibleri, neşriyat müdürleri ve muharrir - lerin mahkemelerde davları ol EDEBİ Yazan : tekrar gözlerini açmıştı. Şimdi | etrafını görebiliyordu. Burada ne | de çok kimsiz kimsesiz, yersiz | yurdsuz kadınlar vardı!. Yurdun | içine, kenarına, ucuna bucağına yani yapılar kurmak için harıl | harıl çalışıldığı halde yine yatak- | lar doluydu; o kadlur doluydu ki | bazı bir tek yatak iki, üç kadın | vücüdile taşıyordu. Evet bir ya. | takta yatan iki üç doğumlu ve- | ya doğurmuş kadın olduğu vardı. Temiz kokulu beyaz koğuşlarda | et hırsı, kan hâlinde köpürüyor- | du!. Yataklarda yatanlarm çoğu da, Peyman gibi, sırtlarında bes. TZemelik ştzusacak eli . BOMA N27 rımlara düşmüş, çamurlardan top- lanarak buraya getirlimiş veya sığınmış âvate kızlardı. Bu, alın yazısı kararar. zavallıların duy. güları da körleşiyordu. Bazan hastabakıcınır. — veya yardımcı kadın bekiminin, narin, şefkatli, kadın sesi Peymanı ürpertirdi: — Üstüne abanma! Çocuğu eze- ceksin! Bu hitabı işiten bezgin ana, ka- rarmış duyguların körleştirdiği boş gözlerle yılışarak yine dölü. nün üstüne «banırdı. Yavrularını :ıın canavar diıl bir kedimiydi iL Çanl:ında mahsüs de- Başvekil Ankarada (Birinci sahifeden devam) ' İstasyanda kendisini karşıla - muya gelenlerin birer birer elle - rini sıkan ve kısa bır müddet has. bihalde bulunan Başvekilimiz is- tirahat için doğruca ikametgâhma gitti. MUAMMER FRİŞ DE ANKARADA Ankara 3 (Husmi Muhabirimiz telefonla bildiriyor) — — Londrada kredi müzakerelerini idare eden ve muvaftfakiyetli bir mukavele » name imzalıyan İş Bankası U - mum Müdürü Muammer Eriş de bu sabahki ekspresle buraya gel- di. Dostlarile banka erkünı ve bazı meb'uslar tarafından karşılandı. Kendisi bugün saat 14,30 da top- Janacak olan Meclis içlimamna ilk defa iştirak edecek ve tahlifi icra olunacaktır. Zelzele recede devam ediyor Çankırı 3 (Hususit mühabiz mizden) — Son 36 sant zarfında mintakamızda 10 a yakın zelzele oldu. Zelzele en şiddetli olarak Ilgazda hissolunmuştur. — Tlgazın şarkı cenubisindeki Dengi köyün.- de 15 ev tamamen ve birçok ev de kismen yıkıldı. 13 hayvan da enkaz altında kaldı. Bu mıntaka evleri kârhilen boşaltılmıştır. Vilâyet merkezinde de halkı . mızın bir çoğu halâ çadırlar al - tında veya bahçelerinde, kırlar - da gecelemektedir. 'Posya kaza - sında da evlerin bacaları yıkıl . mıştir. Çankırı Ulu camlitsin içinde de çatlaklar peyda olmuş ve sıvaları dökülmüştür. —— Gemiler, tayyareler Bir çocuğu Arıyorlar Florida 3 (A.A.) — Petrol Kra. | h Ceymis Kaş'ın beş yaşındaki | oğlu Skigi Kaş'ı dağa kaldırmış olan «Çocuk kaçırıcılars : ele ge- çirmek için halihazırda Florida. nn şimdiye kadar görmemiş ol - duğu çok büyük bir insan av - culuğu yapılmaktadır. Donanma. nın tayyarelerile hususi tayya - reler de araştırmalara iştirak et. mektedir, 65 gemi 175 mil uzun. luğunda bir sahili tarassud etmek. te ve — buralarda — araştırmalar yapmaktadır. İçlerinde bir de ka. dın bulunan birçok müsellâh gö. nüllü mıntakanın — dahalinde ve nehir baylarında ve ormanlarda dolaşmaktadırlar. Çocuğun — kaçırılmış — olduğu Princeton şehri, — müsellâh bir kampa benzemektedir. Müsellâh gönüllüler, o kadar çoktur ki kıs zalhaç bunları iaşe için mutfaklar tesis etrtek mecburiyetinde kal - miştir. mah. duğu gibi haklarında asliye | kemelerinde bir, bir buçuk, iki se- | nelik mahkümiyet kararları ve - | rilmiş gazete sahibleri ve neşri. | YAT KÇÇN gayretler sarfediliyor (Birinci sahileden devam, anlaşması gibi bir İngiliz - Alman itilâfi vücude getirmeğe — karar | verdiği muhakkaktır. Bu yolda Alman mehafilile sun. | daj mahiyetinde ilk temaslar da | yapılmıştır. Paris 3 (A.A.) — İspanyada ta- vassutta bulunmak ve Almanya ile de umumi müazkereleri aç - mak hususunda İngiliz hüküme - ir Londra matbuatında intişar e- | den yarıresmi yazılar — Parisde | derin bir alâka uyandırmıştır. Daimi sivaseti sulhun, idamesi. | me hâdir ( »bilecek her türlü te- şebbüsler aramak ve teyid etmek olan Fransız — hükümeti bu gibi projelerin hakikat şahasına gir - diğini memnuniyetle görecektir. Ancak salâhiyettar mehafile, Paris hükümetine şimdiye kadar böyle bir telkin yapılmamış ol - duğu beyan edilmektedir. İCAB EDERSE, Prag 3 (A.A) — Çeköslovakya Demiryolları Nazırı, sosyalist de- legelerinin bir toplantısında söy- lediği nutukta Çekoslovakyanın içab ederse üç senelik askerligi tatbikte tereddüd — etmiyeceğini ehemmiyetle kaydeylemiştir. Smema Bugünün yıldızı... (5 inci sahifemizden devam) livudda nasıl — karşılanacakları bahsi idi. Katerin, bir mekteb kızı — gibi giyinmişti. Saçlarını - gelişigüzel | toplamış, üzerine en eski şapka. larından birini koymuştu. Ark: sında sade bir ko vardı. Kendisini bu renlerin, bunun Holivudda şüh - | ret kazanmağa giden bir yıldız olduğuna ihtimal vermiyecekleri tabil Idi. Katerin, bir aralık göz yaşları. ni zaptedememişti. Trenden İn - diği zaman elinde wslak biy v dil vardı. Kimseye görün istasyondan çıktı. Kumpanyanın memurlarından biri, — kendisini karşılamağa gelmişti. Bu sade gi. yinmiş kızı görünce kendi kendi. 'ne: «Eğer Cükar'un tavsiye ve medhettiği- kız bu ise epey alay var...» diye mırıldandı. Katerin, ertesi gün stüdyöya Tüke bir otomobile ile gitti. Gayet şık giyinmişti. Yanında kocaman bir maymun — vardı. Doğrudan doğruya müdürün odasına girdi: — Ben, dödi, Kalerin Böbbden. | Çalışmağa geldim... EVLİ DEĞİLİM AMMA ÜÇ —| ÇOCUĞUM VAR! | Katerinin stüdyoya gelişi ga - zetelere aksetti. Artık neler ya. zılmıyordu... Bunlardan birisi: «Bu, sinemada şöhret aramağa gelen zengin bir kızdir..» diye a. kıl ve hayale sığmıyan — şeyler yazmıştı. Kâterin, kendisile görüşen ga. zetecilere çok garib şeyler anla. tıyor, gülüyordu- Los Angeles sc. kaklarında pantalonla veya pija. ma ile dolaşıyordu. Kendisine: — Evli misiniz?. Diye sorulduğu zaman: — Hayır! diyordu. Evli değilim, fakat Öç çocuğum var — Doktor Hepbürn dö Harfo. run kızı masınız? Brin Mari kol. lejinde bulundunuz mu?.. Diyenlere de şu cevabı veti . yardu: — Hayır!.. Asla... Beni, bir baş. kasına benzetiyorsunuz... ANLAŞILMAZ BİR KADIN Nezihe Muhiddin Gazeteciler ve halk merahtan Allah rizası için bunu evlâd yapl. Bak ne güzel, ne şirin! * Diye çırpınarak yalvarırlarken Peyman, buzlarda kayarak kaldı. rımlara düştüğü gece karnında | ağuılu kan kesilen ve anu ölümün kenarına kadar getiren yavrusu- nun acısı yüreğinin batında sış - lardı. Halkevinde kendisini bakıp ko. ruyan © öz yürekli kadın Peymanı | yat müdürleri de vardır  K IZLAR Peyman ourada neler görüyor- du. Ne tüyler üzpertici sahneler | seyrediyordu: Çunutmamıştı. Arasıra geliyor — bir Bazari, iyilik seven — hatunlar, | kenarda konuşuyorlardı. Peyman | tabiatin kendiler'nden analığı e- (o günül anlıyan, aydın ruhlu kadına sirgediği kısir kadınlar cıvılda - lhzr sırrını açmıştı. Doktor Zehra şan yavruların seslerini —gözleri | ömrünü iyiliğe adaklamış temiz, yük parıldıya parıldıya dinliyerek, &- |sek bir Türk kadınıydı. Peyman gi-| nalıktan bezgin düşkün kadınla. |bi birçok kayırdığı, teselli ettiği ta- rın çocuklarını evlâd edinmek — | lisiz kızlar vardı, onun gönlünü ya- çin buraya gelirlerd. O zeman bu |kan duyguları bir kadın gibi duyu. bezgin, şaşkın üvare kızlar, bir |yor, acılarını bir kardeş gibi yatış- /mezada mal sürer gibi babasız Ço- | tırıyordu. cuklarını uzatarak: — Hele buradan bir kere çık.. — — Benimkini al! ıDıyuıdu—hı.lg evinin güzel san'at- — Ben de - besliyemiyeceğim.. “lar koluna yazılırsın... Sende büyük Benimkini de al! (Devamı ııı) çatlıyor, bu genç kadının karak. terini bir türlü anlayamıyordu ©, halkım gösterdiği bu alâkadan memnun oluyardu. yaber r. 'Ürisler) Git çevrilip biZ tince hemen Tene atladı. yorka gitti. Bu ilk filmin kaz: dığı rağbeti, alkışı gazetelerden öğrendi. Kalerin, büyük bir şöhr mıştı. Holivuda döndü. (Kristo. fes Lonj) filmini çevirdi. Avtık Holivud havasma alışmaştı. Gü. zel bir köşk satın aldı. Zevkine öre döşetti. Lora ile boraber bu küşke yerleşti. Arasıra tayyareye atlıyor, Nevyorka, kocasının ya - nına gidiyor. (Doktor Marş'ın dört kızı) h. minde artık şöhret inen yüksek | derecesine çıktı. Herkes, Marlen, Garbo ayarında bir artist olduğu. | ğe başladı istemiyorum, çocuğu istemiyorum bırakın Bu sabah saat dokuza — doğcu | Kapalıçarşının dışında ve Bit; zatı önlerinden geçenler bir ka « labalığın bir kadının — etrafında toplandığını ve mütemadiyen ba. iaran çağıran bu kadının az ileri. l sinde de küçük bir kız çocuğu - | nun ağlamakla olduğunu göre - 1 rek dürmüşlardır. cuğu — birkaç hayıc ' tularak annesinin yanına götürmek istemişlerse de kadının onu kabul etmediği ve | bilâkis kalabalığı yararak: | — İstemiyorum... Çocuğumu ix. temiyorum... Avazelerile kaçmak | istediği görülmüştür. Filhakika bu söğlerden sonra genç kadın bir kolayını bulatak çocuğunu orada bıirakıp sokağın kalabalığı arasındandan sıvışmış- sa da, biraz sonra yakalanmış' e. J | | Ağlıyan sahibi eli Genç kadın kendini yakalıyan. lara kin dolu nazarlarla bakatak büyük bir heyecan - içinde haykırmış ve: — Beni niye — tutuyorsunuz?.. Ben çocuğumu — reddediyorum. İstemiyorum.,. — Bırakın - beni diye yalvarmıştır. Bunun üzerine — hâdise polise aksetmiş ve göz göre göre çocu - ğunu sokağa — atmak istiyen bu bedbaht kadın oradan geçen bir polise teslim edilmiştir. Genç kadının yaşlı gözlerle po- lise ayni ifadeyi vermiş ve ma - “cerasını şu süretle anlatmış! — Benim ismim Sabiha... Gör. düğünüz gu çocuk da kendi öz yayrum biricik kızımdır. Bitpa . zarında koltukçu Ahmedin zev . cesiyim... İlk zamanlar — onunla çok mes'ud yaşadık. Fakat sonra nedense beni ve kızını ihmal etti.. Reddetti... Uzun zamandanberi e. ve gelmiyor. Çocuğuna hiç bak . miyor... Kimsesiz namuslu bir kdınım. Muhtelif yerlerde çarna- Kızlar, Dilşadı kim ga Ve., Dilşad, büsbütün üryan D gelince; ellerile göğsünü ve K tülünü parçalarsa Of ihsanım bol olacaktı! yetişdiği kadar örttü Padişah elile işaret etti. İradei | bütün üryan bir ha şahane ile kızlar ellerindeki ku- | için elinden gelen M pilanı bir Kenara bırakarak Dü- İ vikliği Ibraz e0t Tür havuza atıldılar. bir yana koşuyordu. AÇW Soğuk suya alışmamış olan bu | — Padişah; zevk vt M körpe ve gün görmemiş vücud. | bağırıyordu: ı lar, bazan havuzdan dışarı firh . |— — Kızlar, Dilşedi! yorlar. Bazan da, aceleye gelerek | tülünü parçalarsa, ” muvazeneleri bozlup mermer taş.. | bol olacaktır. lar üzerine biçimli biçimsiz dü . | — Kızlar, ef şüyorlardı. üzerine tekrar Dil Sultan Aziz neş'eleniyor, bol | miş bnıunuyorıııdt Bol kahkaha salıveriyardu. Nihayet Dilşadı Mat renkli kızın diğer arka - | nünde abluka ettiler daşlarma mütefevvik olduğu gö- | şağı tülünü yırslılaf' züküyordu. Ö, durmadan oynu - Dilşad, büsbütün yör, dışarı çıkıp bütün gövdesinin | kuüvvet ve hizile avuza atlıyordu. Hatta bir aralık öyle bir atlavış | yaptı ki; darbesile havuzdan çı kan sular Sultan Azizi bile 1s! Sultan aziz; tenine değen so - gek su darbelerile kamçılanmış | bir küheylân gibi şahlandı. Ve dayanamıyarak bağırdi — Kızlar!.. Dilşadın üstündeki ipekli tülü yırtın!. Kızlar, bu iradeyi alır almaz Dilçada hücum ettiler.. Dilşad yakalanımsmak için o tadan oraya koşuyor, sıkıya ge - lince; havuza atlayıp öbür tarafa geçiyordu. Bu didişme ve kova. lamacanın verdiği sıkı hareketler vüdüdünü daha cazibeli, daha renkli bir hale getirmişti. İpekli, kısa etekli Tüller, kız - ların islak vücudlerine yapışmış, - €en mahrem yerlerine - varıncıya kadar ayan kılmıştı. Kızlar, bir türlü mat güzeli ya. kalıyamıyorlardı. O, sırtaa bü - ince tülü parçalatıp büs- Ve olduğu yerde Hf haykel gibi kald ralı bir kuş ksl yordu. İ“' ve cazib çeveleyen uzun KİF tan ürpermiş bir C bi kıvrımlar yaj Neden korkmus? denbire hareketsiz F sa pusuya yatıniş, F yen bir kaplan kâ Güözleri ön: dikilmiş de bir put gibi y ISPA Lonüra 3 (Son panyada barb kanlı ve faal bir müştür. lenmiyen şiddetli M ri karşısında bir lyan — Frankistlefi | tiyat kuvvetleri za geçmiş bulunm kistlerin bu | rudan doğruya dir. | Sultanahmed $ el mahkemesinden: — — hu pra, tahtaya giderek — yavruma baktım... Fakat son günlerde iş bulamıyorum... Çocuğuma da ba. kamıyorum... Nihayet bu sabah onu getirip babasının dükkânı - nn civarına birakmağı kararlaş- tırdım... Erkenden geldim... Al medin dükkânını açmasını bek - ledim... Kızıma: nüye evvelce taylil * metin vesayet Uf? çektirilmesine Ve barosu ıvuıı.ı |ralı Behçetin muvt t |yin edilmiş olduğu «— Sen biraz burada dur.- Ben Adalar sulh TAST şimdi gelecoğim.. dedim ve kaç- | Heybeli — sanat! tım., Fakat o da ağlıyarak arkam. )Mhlllrm Sül dan beni takib etmiş... Ortadan den İbrahim "——"" kaybolamadım... İçim sızlıyar Naciye, Kadıküy Yi — Seni istemiyorum.. Git.. Tibar apartımanı zim... |Karamanlı oğlu. Dedim. Fakat yine gitmedi... |bıyık mahallesi Ben onu alıp nasıl bakayim? Ba. 'numaralı sakinle! bası kazanıyor.. O baksın..> |nsmur maliye Bu ifade üzerine civar halkı İyi, Bandırmanın ? ge ve dükkâncılar, geçen sene de bü suretle bir hâdise cereyan et. tiğini hatırlamışlar ve ayni kadı. zın o vakit de bu . çocuğu, f yerde sokağa birakmak istedi fakat muvaffak olamadığını söy . Temişlerdir. Etraftan yapılan nasihatlere ve mahkemeye müracaat ederek na- foka bağlatması yolundaki tav - siyelere rağmen genç kadın gene çocuğunu almak istememiştir. Bu vaziyet üzerine kendisi Beyazıd merkezine götürülmüştür. Bir 'a la4kuş (Birinci sahifeden devamı) miktar ercin tutulmuştur. Ahmedden sonra Batlal ve Şe. hab da yakalanmıştır. Tam bu sı. rada Halid isminde bir eroln içi. cisi de Ahmedden — mal almağa Memurlar kendi ayağile gelen | bu ersin müptelüsını da yakala - mışlar ve bu suretle bir taşla iki * kuş vurmuşlardır!.. KBi İkesine et Bgelmiştir. v'l numarada Beyoğlu Hamam * da kayıdlı Heybellada Dağ RİŞ cib onbaşı sokak yıdkı Niyazi kezt S yenin Seateci baba oğlu İbrahim, hallesinde 180 HUF |ki caddesi 69 nuMd” |dullah b N ımi" Tahman mahal de kâyıdlı cat, Büyükada © den İstan! 49 numarada Kf resi gayri Taset idi İve alacaklılarla