İL. Y*_"'âmı sar. Nq_ *Üe kırlarda dolaşan iki Ha Ve ğ D !"““dısım yetişerek: Çü" Yabancı durmüş. TukdOilarını b Tfdarmalar yere inince £ Tüvelver çıkarmış, ateş lamış.. 7 .NS'İ_'" tlini ceketinin iç cebine datmalardan Giget'i Böçmeri Vçasını alıp göt ada Bayd, TMa, mütemadiyen uteş W'-ıdun üzerine —atıldılar. s» * altalta, üstüste düşü, üşüp Y tra hakkından gelme- oldular. 'in ve kulaği- türmüştür. Zaman erika harbin başlangicında A- İyeş “Tek Nevyorkta mühim Wnım teşkil eden Al- G, rnin başı — Rintelen'in 'dan gu son günlerde bu Sök bahsedildi. Alman- Kada büyük bir faaliyet Ürür Palümdür. Fakat bu- N <U H Z, /’İğî?; T Muş İngiliz amiralı L Anlaşılmaktadır. Rintel' Rilizler tarafından yı n yakalanması üzeri- rwm.n bütün esrar ? — Ntümaş iş meydana çike "!ş:l&'—"yeüudıxi husu - yç'dan Avrupaya gide - mühimnuı gemileri - 1 temin etmekti, Al- Nkwıhllırkı-n büyük salâhi- N %:)_'ı’“m ile Amerikaya Ka alafda Şele isminde y X;b.hh bir kimyagerden si- L&,ı'ıı..._'_ biçiminde bambalar Bap iba SöMilere koymuşdur. gemiler «Son Tel - İn Adiya yazdı. '(ı..,_i" Mi )ı/ Sia Ylain ? c::t:î'“i”—ı Ve ifadesinde her vt K, İr. Bu esrarı İngiliz - ü bi ÖYt adı *raber çalış Üa CA Böster.. | ancak ramanla anlaşıl. (* Mumi Harpte bu işler- ©* 30 neşrettiği yazılardan | İNSAN AVIİ! Dö - Frans ormanında kanla yıkanan eller.. bertirim seni yoksa ge D Bu azılı ve çok küvvetli adam &z e 7 Motosikletli adamın (sonra jandarmaların elinden kur -|bur oldular. Haydud gerileye geri. alimatnamesi — hilâfına 'tuldu. Kaçmağa başladı. Arkasın -/leye sık çalılar arasına girdi, kay - ni görünce şüphelen. / dan atılan kurşunlardan yalnız bi-| boldu. risi koluna tesadüf etti. Ve kırdı. Haydud, motosikleti bıraktı. Ör - mana daldı, kaçmağa başladı. Jandarmalar, telefonla civar ka- rakollara haber verdiler, Her taraf- tan polis, jandarma kuvvetleri gön- derildi. | Az sonta, bir yüzbaşının kuman. |dasında 150 Jandarma takibe çıktı. Haydud, ormanı geçtikten sonra | |Mante vâdisi istikametine yöl &l - mıştı. Ayakkaplarını da yolda bi - rakmıştı. Bir çember içine alındı- ğını hissetmişti. Sant 10 a doğru ta. İkib hareketinin idaresini kumandan Juber ele aldı. Yolda tesadüf edi - len otomobillerden haydudun izini buldular. Casus! ve Para hesabına - lışmak daha kârlı Almanlarla uğraşan İngiliz Norman| raf ediyordu. Onun ifadeleri zapte- dilerek nihayet kendisine imzalat- tırılmak istenince bunu yapmıya - cağını söylemiş ise do kendi ifade- İsini imzalamaktan başka yapılacak bir şey olmadığını görmüştür. Ame- Tika zabıtasının elinde bu bir ve- sika teşkil ederek Mister Vayt tev- kifedilmiştir. Fakat şebekenin diğer adamlarını da bulmak için araştır- malara girişilince ilk iş Alman kim- İyageri aramak olmuştur. Basıl yakalandığı hi- — Ağızlık biçiminde bombalar ya - kilâtı olsun ve Amerikalıların teş < İpan kimyager doktor Şele daha © Sler Vayt ismindeki ' vel Rintelen'in İngilizler tarafın - yada uzun gaüddet rahat bırakaca- Amerika polisi tara- dan yakalandığını öğrenince Küba- ğa benzemiyordu. Şele Kübada ra- |ya kaçmıştır. | Kimyagerin Kübadı i hayatı da & takınan bu genç bir maceradır. Kendisi orada iki se- atlıyarak kendini Meksi %“e hRn:e».n ile beraber ne kalmış, Alman casus teşkilâtı he- mak istedi. Fakat iş haber al ğını iti-'sabna çalışmıştır. Lâkin İngiliz teş-| MARİAN YARAMI SAR! YOKSA GEBERTİRİM SENİ!. Ormanın kenarında koyunlarını otlatan 60 yaşlarında bir çoban, ko- lu yaralı bir adamın bitkin bir hal- de geldiğini gördü. Yabancı bağır- di: — Yaramı sar! Yoksa gepertirim| a | Çoban cevab verdi: Hayır! Saramam... Sana tavsi- ye ederim, hemen teslim ol. Çünkü 150 den fazladırlar. Nasıl olsa ele geçeceksin!, | Haydud, tabancasını çıkardı, ih.| tiyarın burnuna dayadı. Az kalsın ateş edecek idi : — İmdad! Yetişiniz.. Buradadır. Pek yakında bulunan jandarma- lar birdenbire meydana çıktılar.| Fakat, haydudun tehdidi karşısın- du ellerini havaya kaldırmağa mec- SON KURŞUN | Birkaç dakika sonra bir silâh sesi işitildi. Kumandan, ihtiyatla çalıla- rasına girdi. Haydud yerde in- liyordu. Sağ şakağından kanlar akı- yordu. Yakalanacağını anlayınca son kurşunu kendine sıkmıştı. He. men hastahanaye kaldırıldı. Ameli. yat yapıldı. AZILI BİR HIRSIZ | Üzerinde Almanca yazılı birç (: mektublar bulfundu. Fakat adresle- ri yoktu. Hüviyetini tesbit etmek mümkün olmadı. Bununla beraber, civarda kırk - tan fazla ev soyan ve birtürlü cle geçirilemiyen hırsızia bu olduğu zannediliyor. Acaba o mü?., 'Rovelver Kaynanamındır! Bir gece, polis müfet- tişlerin rovelverle teh- dit eden Rus güzellik kraliçesi, sergu hâkimi-| ne böyle diyer | Rus güzellik kraliçesi Madam Pa- | te, sorgu hâkimi huzuruna çıkarıl. | mıştır. Bu güzel kadının hayatı macera. | larla doludur. Kocası, bir sigara al- mak bahanesile çıkıp gitmiş ve bir daha görünmemiştir. | Bunun üzerine kaynanası, otur - duğu apartımandan kendisini kapı dışarı etmek istemiş ve muvaffak olamamıştır. Gecenin bitinde, sabaha karşı sa- at üçte, kapısını çalan polis müfet. tişlerine hırsız zannile - hakarette, battâ tehdidde bulunmuştu. Polis müfettişleri, kocasının tale. bi üzerine güzel kadının yabancı bir erkekle beraber bulunup bulun- madığını tahkike memur edilmiş - lerdi. Rus güzellik kraliçesi evinde yal- nız değildi. Hâkimlerin huzurunda: | - Rahatsız idim. Geceyi beraber | Bgeçindiğim doktoruma beni eve kaz | | dar götürmesi ve muayene etmesi ricasında bulundum. «Rovelvere gelince: benim değil. dir. Apartımanda, bir masanın gö- zünde buldum. Her balde kaynana- mın olacak.. Rus güzellik kraliçesi, mes'uliyetine karar emin görünüyor, —— JAN ademi verileceğinden gee S NDN —— —— kilâtı olsun Alman kimyagerini o - hat edemiyeceğini anladı. Bir gün kimseye belli etmeden bir vapura ikaya at - miş- “(Devamı 6 ıncı sahifemizde) n İşte Holivudun iki genç yıldızı Budâ Anlıyorum; dudak büküp: yemen — Gene ne yazmış bu adam? Diyeceksiniz?... Bırakınız şu bu yazılarımı amma; doğrusunu söy- lemek lâzımgelirse kaynana kıs - İkançlığı yazımdan ben bile kork « tum. Şaka değil; eli bayraklı birisi kal- kar da; kim imiş bu diye matbaaya düşerse ne yapabilirdim? Bugünkü yazımdan da korkuyo- rum!, Karı koca arasına girmenin ne demek olduğunu bilirim? ve hiç Şüphesiz okuyucularım da bilir! Fakat ne yaparsınız? Okutulacak Irından tutmüş, bir çekişte zavallı ! largın evine döndüğü zaman elindey mevzu lâzım!.. Yoksa; patron kolay İkolay para verir mi muharrire?. Biz muharrirler kaza, belâ san « dığıyız. Hem gazetenin patron ve tahrir müdürünü ve hem de oku . yucularımızı meşgul edecek mev - zular bulmak zaruretindey Görüyorsunuz ya?.. Kaç kişinin kuluyuz!.. Okuyucu, patron, tahrir müdürü ve.. Bayan, Bu, saydıklarımdan başka kuv .| Der... ve zavallı adamı; emektar vetler de vardır... Meselâ: ve sevdiği bir kediyi paraladığın - Gazeteyi tevzi eden bayi de bir|dan dolayı da alaşağı ederek verir kuvvettir... Bakarsınız bir gün pat. | İAYağı.. rona gelir şunları söyler: Anlaşılıyor ki karısına ilk gece Filân muharririn yazılarını o-|Bözüken erkek, kazanıyor.. Ve so- kuyucular tutmuyor... padan kurtülüyor. | Bazan da biz. muharrirler ara -| Fakat, bu devirde bu nasıl olur? JJmızda dedikodu yaparız ve söyle -|Eskiden, kadınlar erkeklerini ilk niriz: güvey girdikleri gece — Filân arkaadşın yazısı iyi de.| Şimdi böyle mi ya?. görürlerdi. İğil... Böyle muharrirlik olmaz...| - Hopluyorlar, mçrıyorlar... — Plâj, |Sişiriyor doğrusu... kafeşantan, / sinema... Dağ, bayır, Dedim ya... Muharrirlik çok na-| zik ve güçtür vesselâm.. . o Ne ise, gelelim kârıkoca &öğüşü- | ne bakalım kima kimi altediyor? Hepimizin bildiği bir hikâye var. dır, şöyle: Herifin birisi, evlenmiş... İlk güvey girdiği gece gelin odasına girer girmez, mamgal kenarında pi- İnekleyen bir kedinin üzerine hid- detli, hiddetli yürüyerek ayakla - leniyorlar şimdi!.. | Yıldızların İbayvamı ikiye ayırarak pencereden aşağı atmış... | Bu hal karşısında; gelin banımın İditi damağı tutulmuş... Ve bu vak'. (adan sonra da kadıncağızın koca - sından ödü koparmış... Aylar geçmiş, seneler geşmiş ka- dinin bu korku yüreğinden silin - memiş... | Kocası daha köşebaşından gözü - kür gözükmez, aşağı koşar, kapıyı vurmadan açarmış.. | Bu t berifin arkadaşların - | dan birinin nazarı dikkatini cel -| betmiş... Bu adamcağız ise yorgun çıkınlar dakikalarca kapıda bekler, üste de içeri girdikten sonra; Şu ek- |sikti, bu eksikti diye dayak yermiş.. Bir gün adamcağız arkadaşına sormuş: Kuzum; sen karını nasil kor- kutuyorsun? Bana da öğret şunu!.. Arkadaşı cevab vermiş: — Hiçbir suretle ben karıma kor. Barbara Peppor ku veren adam değilim... Hürmet | Sinema yılâ. — olmayı, hiç olmaz- ederim... Yalnız; güvey girdiğim 'sa onlara benzemeyi istemyien bir gece mangal başında yatan güzel |/ kadın var mı?. bir van kedisini, hiddetle elime a-| Birçok kadınlar da, yıldızların Jarak ayaklarından ayırıp ikiye böl- bu kadar güzel görünmek için ne (düm. Ve pencereden kaldırıp attım.| yaptıklarını merak ederler, öğren- İşte; o gün bu gündür, karım ben- mek isterler. den korkar. | | İşte, bu .meraklarını gidermek Zavallı adam; arkadaşından aldı- için yıldızlardan bazılarının güzel - ği bu çevab üzerine; o akşam evi. lik formüllerini kısaca yazıyoruz: ne döner dönmez, soyunduğu oda-| Janet Makdonala: Zayıflamaktan da hiddetli hiddetli birkaç defa da.'çok korkar. Bunun için her gün yo- laşır.. Mangal yanında duran kedi. Wm büyük bardak su içer. Fakat bu yi eline alır ve iki ayaklarından n-|su, bildiğimiz âdi su değildir. Hu - yırarak kaldırıp sokağa atar.. İsust surette hazırlanır ve çok mu - Kocasının bu halini seyreden ka-| gaddidir. rısı; uzunca bir kahkaha salrverdik-| Sayın okuyucuları merakta bi - tan sonra: rakmamak için bu suyun for — Şaşarım senin aklına!.. Geçtiİnü yazıyoruz borun pazarı, sür eşeğini Niğdeye!.| Arpa, buğday, mısır, mercim O, güvey girdiğin gece olurdu be bezelye ve fasulye. Bunların kı ru- ülA |herit! Jlarından büyük bir çorba kaşığ üç| |tedansan filân, filândan sonra ev. SİNEMA - |fırça ile kirpiklerine hinty SOÖNTELGRAFP — 13 Mayıs 1938 mı Moda? Karılarını döven erkekler artık tarihe karıştı, fakat?. Kocalarını döven e hergün sayısı artıyor Yazan: M.Sami KARAYEL rkeklerin Bu derece karışık ve birbirine gir- miş bir mevzu içinde mangal bulun san yırtmamazlık etme kediyil.. Bu devirde en çok dayak yiyen muhakkak kocalardır... Hem de; terlik ökçesile!.. Sebebi de kadını bugünkü âlemde o kadar ihtiyacı va ki: Bunlara erkekler yetişemiyor. Âciz kalıyorlar, Nihayet, dayağı ha ediyorlar... Karı ve kocadan hangi taraf âci |mevkide kalırsa; o taraf diğer tar: fin tahakkümüne uğrıyor. Meselâ kadın güzel, erkek zügür. | — (Devamı 6 ancı sahifemizde) sırrıni ifşa ediyoruz ! DANYEL DARYÖ litre suya konulup üç saat kaynat lacak, Sonra lüzumu kadar toz ilâ- ve olunacak. Şişmanlamak istiyen- lere müzde! Lâüiz Rener: — <Visoges d'Örent. h filminde çehresinin lâtafetine hay- ran kaldığımız, haset ettiğimiz gü- zel san'atkârın en büyük eğlencesi başı açık, saçları perişan kırlarda dolaşmıya, bir çocuk gibi koşup eğ- lenmiye bayılır. Fakat bunun ceza- sını çekiyor. Niçin mi? Rüzgâr, gü- neş cildini bozmuş. Şimdi, simasına eski taraveti vermek için geceleri yatmazdan evvel yüzüne sütle ka- rıştırılmış.ayva suyu sürmektedir. Don Grevfor: — Bilhassa - ağzının güzelliği | bulmuştur. Ba - kınız bunül. çin he yapıyor: Evve- lâ dudaklarının — kenarlarını ufak bir fırça ile boyuyor. Sonra içlerini kırmızı kalemle dolduruyor, daha sonra da parmaklarile düzeltiyor. Pricilla Lavson; Bakışlarına si - [ı,ıııı bir güzellik vermesi için kir - İpiklerinin uzun ve kıvırcık olması- İm ister, Geceleri yatarken ince bir ği sürür. |Bu, hem kirpikleri uzatır ve hem de İparlaklıklarını artırmış | Jan Briyan: Mukyajını kendisi .yapmaz, Mütehassıs birine yaptırır. |Fakat onu taklit etmek hiç te güç |bir şey değildir. Arzu ederseniz siz de yapabilirsiniz. Bu mütehassıs, güzel artistin yü- İzüne masaj yaptıktan sonra — hafif bir pomada, pornadanın üstüne de pudra sürüyor. | Dudaklarını, gözkapaklarını İyuyor. Barbara Reper: İri mavi gözlerin. (Devamı 6 ıncı sahilede) bo-