| Mlah öldüğümü İstemiyor | 4 Bırakınız Beni!. Katil cürmile idama mahküm o- lan Jolin Vauğh elinde üç gül ile bir ei U o Hİ İncil tutuyordu. Dudakları arasında N'Zameddı'n Nazif Hayat Arka- daşı Suad Dervi şe Cevab Veriyor Ha nağelir aai çergi - “Erkekler taş çatlasa günleri geldiği zaman evlerinden ayrılacaklardır!,, ANKETİ YAPAN: SUAD DERVİŞ 2 — Evlilik hayatın fet ve ağırlıkları Üçüncü defa olarak oturacaktı. İlk ikisin bir sakâtlık ârız olmu: sandalyeye dinamoya | idam hük. | dan, işterllmediğine kanaat getir -| mişti. Ölüm sandalyesine — bağlanırkcen | nunda bulu Ükeş ';ı. N:]:'" izdivaç hayatında, a- —— k pp FAMazlık edişini herkes eni bu | akiki kül- YY 1 mümkün olduği umum, Allah bi cak, Bu Ben mas de kur sefer ErN erden SAĞ Geçen 5- SONTELÖĞRAP — 6 Mayis 1938 DB A A yaz şehir dışına Tabillikle karşılar. Hattâ | Büleegiş SA hususi bir isim de ver — | Bak,, “Yana : n;'k,“ Bu bir ""'_"" Ke Körün, İf iki tanesi tel h tehıik YEna sıçrayışl 'Hcc.,_ Öliketi olması pek muhte- Üekü map, L'la iki Pelüm yal. Bir sıçrar çe ua A üde bir baş- t üN e göğlüde kapanır — kalır. İtmz ÇETU yola avdet edemez. erkekle, kaçırı- kadar hafif gi 3 — Erkeğe evinden başka yer- de şefkat samimiyet, itina ve met bulamıyacağı hissini 4& — Çalışmış bir adamın yorgun| — Bu luğunu gidermek için mümkünse 0- mü nu eğlendirmek, yaktı. 5 — Erkeği yuvaya bağlamak i- ha imanından, v çin çocuk yapmak, madığındân bah NİZAMETTİN NAZİF Nizamettin Nazifle Haber gaze- Körkmüyorum. İki defa oti tesinde konuştum. Üstad bir başka #İlAh beni muhafaza edecek, k moclektaşa anket cevabı. vermekle "*Sak moşguldü. Buna rağmen beni de| Vaugh, böyle sölenirken gardi - birisi kızımın, birisi Beni yaradana he ylerken sigarası sön- anlardan birisi bir ahküm, Alla- ölümden kork : yordu. Bü sandalyeye — oturmaktan um. . : taşınanların sayısı.. Geçen yaz, mi larınm pazar gün htelif nakil vasıta. şehir dışı 100 bini geçmiyordu. Tatil gününü, açık ha vada, kırda, bayırda, bir deniz ke- narında geçiren - İstanbullular bu |kadardır. Halbuki yazın, İstanbul taşıdıkları insan mikdarı & BOR TDRİE AA ölamışlardı | daha kalabalık bir şehirdir. Anado- NM Yuya AY arabası arkasından mf:üm“' Ve Bünlimü ga, cel KA TRa T O a aai aa aa l e yerlerden gelen birçok Nakgay aK istemez. Arkadan Üa | Er kimseler de, güzel Boğazın havası- bir başkası gülir.. — Hayatta iki erkek tipl vardır. - Yüzürme bir mendil örtünüz... nı teneffüs etmeğe koşarlar, Yuvar- kiy n)_':m’" TÜt Hdnisi pek Bunlardan birisi zaten ebediyen e-| - Dedi. Güllerini sıkı sıkı tutuyor.|lak bir hesabla şehrin nüfusu öel k Tük bu kadı o vinden soğumak — hasletile doğar.| elinden bırakmıyordu. evsimlerinde 700 bl: im lar da sık sık ko- TrlkreBÜüZ n d e mevsimlerinde ini aşar, diye "'*tw Mektem ürkerler. Vakıa Ve t erkek) denir. — Ev-| , Cellâd; düğmeye bastı. - Dinamo| iddia edilebilir. ÜÇ HYt bir söz vardır; (Devamı 7 inci sahifemizde? | bu seför işledi. l, deniz kenarında değil, ——— dj'"-v'ı bardağı biri olmaz-| '—ıâ"'“î- bu. | SÖzü söyliyenler her/ ,, Hadınlarıdar Nizameddin Nazif BURHAN FELEK NE DİYOR? gör- $ blr mesüketle.kan| şıladı ve sorduğum süale hemen şu! İcevabı verdi - Nedendir erkeği ev Butan şey, evvelâ kavgadır, yani ta- TESRE Ş ağım?» Sözü- Ve bi korku ile söy- ir y N 3 kere evlendi mi, iyi me- Ve YA ka UK Kurmayı ister y K e Tağım İzafeynin müsamahasızlığı. Büka Taalrlatimiz- — 5. yane geründkdü'dakii pollü-| alarin maalesef yıkıl- Büyür OTyanların içinde he- nde y bir kısmının'da mesut Şd? ZZ O İksiri saadet,, arıyanlar baharın ilk gününde kırlara dökülür, Hızır İlyası beklerlerdi Rların yıkılışında — Amil ? ütemadiyen vukubulan talep- Sepeti nevale ile dolduranlar soluğu Kâğıthanede alırlardı 4 — Herhangi bir âmille erkeğin! YAZAN: M. SÜLEYMAN ÇAPAN den so-| VA Va < " Eekegye” erkeklerinden b gözünün dışarida oluğ * g ö niçin yuvalarından| 5 Ey sevgisi ale 4 A Merak ettim arkadaşlarla muhat bulunuşu. BE. — Üstad sözü pek kısa kesmişti, ak- Niçin evlerinden soğur-İhima gelen şu suali ona — soruver dim; —M,:::nm aldım. Ve münev-| — — Bir kadın erkeği evine ısın- ize müracaat ederek| dırmak için neler yapmalıdır? N Bunu sordum. quum' Yine şöyle cevap verdi; _Gınılrrılıîı beri, Xadın odasına.. Orada her şey var-| Sirasile yazıyorum: 1 — Her şeye röğmen - güler yüz _kgıı yağmurlu, di Le—-_ıq kahkaha, eğlehce, gürül: kâh — buludu ve tü, sükünet, neş'e ve nihayet: tıpkı kara kış gün — Öpücük!,, leri gibi — geçen İstanbulun baharı!.. Arzu, şehvet, ( günler, — dün »- temellük taşan gözlerde ihtiras gi- İlk bir. sicak- bidir. İhk içinde kalb Bunun içindir ki, İstanbullular, baharın geldiğini, Hızırilyasın geli. şinden anlar ve © gün akın akın kır- lara taşınırlar. lerimizi ve sırtla. rımızı isitmiya baş Tadı. Puslu ve sisli gecelerden, rutu « betli ve karanlık gündüzlerden ar - tık kurtulduk. De mek yaz geldi . Fakat bu — sev- YZ ge ! modeller &"şün ne yiyebilirsiniz İ giç Siyah satendon öğlenden ""k'ıîe"üîb .:nııhıuı rnb.ğkofsı- j ö ' Y belde mühtelif Rönün lular!.. Çantasını, sepetini” enevale» ile dolduranlar, Kögthaneye koşa- cak, Fenerpahçede eğlenecek, Çam- hıcada, Okmeydanında, Mecidiye köyünde, Beykoz çayırında, Fikirte-; İ inde, — Veliefendide, rpıcıda, e t ! 3 ü pesinde, , cıda, Vp”:'ı”' süsler vardır. â“' l’,“_y'; ;:; ka Yuşada, Ramide, velhasıl İstanbu- a Slzdür yiları — işlemelidir. |dar geç geldi. Çi- lun birçok güzel köşelerinde güle. “'» Bu rob için, 1 met- Hüğ yaağtan 4 metre 60 san- ik S £ bir ha ! â'h,ı > Dön rça kâfidir. ş;l:krlım göğsünde cek, oynayacak, zurna çaldıracak, ler çingene kızlarını oynatarak eğlene- e Dötuk v | cek, kırlar şen ve şakrak akisler Glarlş Kazak :fîlîz:îtadlî Sik'iş Mi ke ile bir cennet köşesini andıtacak.. V npi Delidir. Kollar darca kuytu ağaç altla . e n - ilmm Hayamiağam yamn b eler yoktu. ü ; çi atar, a':.:' Velür : Çiş kebâbı sel- , Bu gün Hızıril - yeşil çimenler üzerinde oyunlar öy- Y bi y yas mi? Öyle ise nar?.. '*m'.'-“kı *Vrek Veyahüt kefal bas İbahar başladı de - Anlatayım: AAT a P Yıkıdıktan mek.. Kızıl dü - Hızırilyasın menşeini efsanelerde b eli aklı, genç kiz ruh aramak lâzımdır. Binlerce ve bin -| Ve lu İstanbul baharı. lerce efsanelerden birine göre, Hıç e Yine her zamanki zar aleyhisselâm 23 Nisanda « rumi “2e yumurta- gibi, bin bir renk T kâsze içine Köyup, içinde, baştan ba - imon Fabiber ve bir tat| f yo-| şa süslü karşımız. i ve bir tatlediniz. Zeytinyağı koydukça mayo-| şa Sü Ş xı.':’";ımı:: Ve bir kahve kaşığıİnez kabarır. da gülümsedi de - | N fürafa Gümüş bir kaşıkla| — Zeytin yağının miktarı 250 gram| Mek... L S0ia e lmak üzere karış-olacaktır. Mayonezin - tutması için| — İstanbulun ba - * Zeytinyağ ilâve (Devamı yedincide) |harı neye benzer bilir misiniz? Bol,| bayıltıcı kokularla dolu, aşifte Nr! takvime göre bugün - kırlara çıkar, çimenler üstünde oturur, yeşil ya- maçlarda dolaşır, rastladığı insan - lara saadet ve neş'e eksiri sunarmış. Rahat ve huzur dileyenlerin ricala- rıni reddetmez, «Ebedi saadete in (Devamı 6 ıncı sahifede) Bugün de öyle yapacak İstanbul-| 100,000 kişiyi geçiyordu! YAZAN: RESAT FEYZİ denizin örtasında bir şehirdir. Fa -|den, tuzlu gu kıyilarında güneşle kat, sıcak yaz günlerinde bakınız :|nen, banyo alan 7 bin kişi yoktu Görürsünüz ki, bu 700 bin heraşeri.| Pazar günleri haric, maalesef, haf tanın bütün diğer günleri, içimiz de olan deniz bizden kilometrelerer uzaktır. Bunun iki sebebi vardır: Birincisi, güneş, deniz ve açık ha va ihtiyaclarımız arasında yör et memiştir. İkincisi, içimizde olan de niz, ayağımızda değildir. Denizi hal kın ayağına getirmek, sıhhat, sağ. lamlık için en zaruri unsur olan bı iyodlu suyu Terkos kadat halklaş tarmak Tâzımdır. SEYYAHLAR VE İSTANBUL İstanbula gelen yabancılar, bi zim denize karşı bu lâkaydimize v. istiğnamıza; hayret ediyorlar. Deniz İstanbullu için bir lüks, bir züpp sporu, bir avantüriye eğlencesidir Halkın sağlık ve istirahat vasıtas değildir. y Yaz geliyor. 700 bin nüfuslu İs - tanbulda, denize hasret duyacak va- tandaşların'sayısı, bu rakamın yarı- sı kadar bile değijdir. Çünkü, bu i. tiyad, henüz yerleşmemiştir. Has . ret duyacakların yarısındab çok faz- lası da, içimizde olan denizin, biz- den çok uzak olması dolayısfle, bu hasretlerini dindiremiyeceklerdir. Tuzlu suya kavuşmak ve bir ban- yo almak, güneşlenmek, vücudümü- Zü açık havaya vermek, orta kazanç- h İstanbulluların bir günlük yev - miyelerini harcatır. Daha mütevazı büdeeli hemşeriler ise, böyle Bir hovardalığı (!) asla düşünmezler.. NAKİL VASITALARI Bizi denize götüren nakil vası- taları çok pahalıdır, Plâjlar çok pa- balıdır. Tuzlu suyun bu kadar yük (Devamı yedincide) SİNEMA 'Bir yıldız Doğuyor. Mişelin Fransey artistine vermişlir. Mişlin yalnız güzel ve sevimli bir kız değil, san'ste büyük bir sevgi ile bağlı bir san'atkârdır. Kendisile görüşen bir gazeteek — Çoktanberi sinema veya tiyal ro artisti olmayı arzu ediyordum. Komedi oynamayı çok severim. Ek. ser defalar anneme, rnahzâ kendisini kızdırmak için, sahte bir tavırla şu. raya gittim, şunu yaptım derdim. O, kızar, hiddetlenir ve söylenirdi. Sonra mahsus söyledim, der, boy- nuna sarılırdım. — Sinemaya nasıl karar verdiniz? — Anntın, sinemadan beni soğut- iyordu. Sahne vâzılarından *Buna bir figüran rolü niz, belki bu suretle sinemadan ğur..» demişti. «Bir şey demeğe hakkınız yok» filminde figüranlık İyaptım. Bu, bilâkis hevesimi arttır- z İdı- Az sonra «Gece - şarkıcısır fil - SAT Gime eriedki L GK l ml!:ldı.. &Şat - adlı yeni filminde baş rolü Madma- / v L L L baş rolü zel Mişlin Fransey adlı bir sinema| <Devamı yedincide) Mişelin Fransey