%;îğğğ:;nmı başk âtibi İhsan ve gizli vesikalar, | miral Dorebek inadında Israr ediyor; neye maloluras olsun tahtelbahiri tahribe çalış bir kayan iyük bir hızla, projek - Aydınlatığ hedele doğru şi itti, buldu. Ve. Patladı.. » bu son teşebbüs, Amiral Do - Ün koygusunu sildi, inadcı Fakat A Geodhin €Zerek 'Pide bü, örlerin Otu, gi karanlığında akişiyle — suya Bundan ân İnç N emrini yerime getirdi. nte & Marmarayı ği Sevirmek, Sak — yollarına 1..:' n'e.ı. n_,_d:'.'"' “Zülki filosü yola çıktı. fd".““"de bulunan ; ’âııb::ı.,m hatlarının — arasında, ifindan T8 tahi hava ) , Oldu.. i Sohra, vaziyetten cür'et Elliz donanması, ateş Ve ka- anın akim kaldığını gö- cehenne - nakliyatı dur - baş vür - Bu maksatla harır- veİngiliz tahtelba - ürekkeb muhtelit de - kaptan Janın| ilk — Fransdız yolda Türk topları ta - kıstırıldı, açılan — ateşle, € çıkmağa mecbur ka-) Helbahir bir tam isabetle ber| lmesii bekliyen E 12 isim-| Whhıeıwuı_ yarıda kalan| ikmal etti, gizli geçidden Marmaraya girmeğe mu- Ve. iki ay kadar sak- Marmarada yapmadığı- Ramiz, Sevkiyat kumandanı Şükrü Boğaz muharebeleri sıralarında İn, | | gemilerinden Mafe stik'in bir salvomu 'Torpilin isabetiyle başlıyan vel -| vele arasında, tekbir sadaları, can- hiraş feryadlar da duyuluyor; bütün bunlar, bir galgale sütunu hâlinde ayuka çıkıyordu. Gemide, bir panik, bir ana baba günü başlamıştı. Vazife başında, top taretlerinde kilitli kalanları düşü - nen yoktu... Onlar, kimsenin hatı- rına gelmiyorlardı. Herkes, can kay- gusuna düşmüştü. — Ve... herkesin müştereken düşündüğü bir şey var- rahneyi kapatmak... Herkes telüştaydı... İtidalini mu-, hafaza eden yalnız bir kişi vardı... Si yn b L Barbarosu da batı-| Geminin ikincisi, Tekirdağlı Meh - Diğogi' bunun mermisi, E 12nin tor- med kaptan... _.m"a':: ::_mm ilk mühim| / Nöbetçi yüzbaşısı Hifzı, önce, bir- denbire şaşalamış, bir an için, di ıığ""lnıun sonra Peyki batıran,|tutulur gibi olmuştu. Fakat, sonra-, lej .":k“ bir çok taka/ve motör -|dan kendisini toparlamıştı. koşuyor-i 'un dibine indiren, Haydar -| dü- z m““**m beyaz boyalı (Ü -| Bir aralık, Hıfzı, Tekirdağlı Meh- ..Nmmn garkeden, Haydar.|med kaptanla karşılaştı. Mehmed Tinin ildırim ordusu cepanele-; - ğ İa ve aa Tühim bir ni e| Aşkın sahtesi dn a gel Köprüsünün altına te| Ve hakikisi &a Ka Berdirten, Marmarayı hara- ç B denizaltı bu Hi ve Na pi nasee| Olur mu geralarla dolu mesalsinde mu -| — (5'inci sahifemizden devam) "'u.:::“” #önra sağ ve salim|cinsiyeti dinlenmiş normal şahsi -| Yüti iltihak etti. Süratle)yetlerde olur. biz gy “Samaklarında yükseldi... Ve /— Peki, hakiki aşk ile sahte aşkı bir Kesini Şil sonra, Mondros mütare-|birinden nasıl ayırmalı?... İlta gakalCakib — İstanbulun kara| Kolay... Acele etmemeli, kadın İi gülerinde —Boğaza yaslanan e erkek birbirlerile biraz uzunca İrendğ, :u—nıı.m.m amiral gemisi| yaşamalı ve birbirlerini çok yakın- fan ağıa GöYAriliği ile vaktiyle alt-|dan tanımalıdırlar. denizlerin yü vük Esnasında kaçak girdiği de- Beçirmişti... İ böbürlenerek geçtiği İstanbula çıktı ve... büyük ve indi gururla dolu İşt Yaşıyarak!... & Bn 'abah Barbarosu Marmara- ve müsaid firsat- lı;â:',f_fhm kanaat getirince Barba hak kazanmış zavallı V öçmiş 'n bordasında büyük bir ya, —"Jh,%:' bu öldürücü yara onu M..z_&' yakaşını bırakmamıştı. Mermi Ooradaki bi: dt çarpmış, ir gemi İ Patlamıştı... Barba -| a patlıyan mermi tü Toğunduğu dehşet çok uıunç'. Güvertelerde duyular bu deh — kan “Takadan tonra bir velvele, bir. Bemida — “* Fargaşalık başlamıştı T z Tişti l İakele bordasına isabet et- hâı.,,,:*"'e dairesinde iki büyük N, ı.__:v-::qu_ Öldürücü ya ünü _A-ııvıu.ı oldu. Hem de tekan “Hğı torpito eski ve çok- Eğer, bu yakınlık bir soğuk - huğa, antipatiye sebeb olmuyoc da,| daha üste koyar bir şekil almış o- luyorsa, o vakit evlenmelidir. Böy- le kurulan bir yuvanın, zırıltısız - 'ca devamı, ve daha normal olacajlı muhakkaktır. Yalnız şu noktaya dikkat nazarı- nızı celbederim: Tatmin demek, ha- İyatı dinlendirmiş insan demek de - iildir,. Daha ziyade kendini bulmuş| 'adam demektir. Hayatın binbir cil-| vesile yıpranmış yuğrulmuş bir a —| İdamda; hakiki aşk var denemez. Asıl aşk tipini; hem hayatın cil- veleriyle yuğrulmuş ve bağdaş - İmış ve hem de; kendini bulmuş in- 'sanlarda buluruz. M. Sami KARAYEL 'TASHİH Gazetemizin 2/4/938 tarihli — ve| 384 numacalı nüshamızın son sa -| hifesinde neşredilen İstanbul 5 incil icra memurluğundan serlevhalı ve 937/569 dosya numaralı ilânın — 26| ancı satırında (kıymeti muhamme- nenin 9 7 1/2 'nisbetinde pey ak -| çesi) cümlesindeki (967,5) rakka mi sehven (96 Y) şeklinde dizil miş olduğu tavzih ve tashih olu inur. Yazanı Rahmi Yağız dı... Umumi halâs da ona bağlıydı: | 'ercüme ve Iktibas hakkı mahfuzdur. giliz donanmasına mensub saffıharb |kaptan, sakin, fakat düşünceli gö- rünüyordu. HıHfzı gibi telâşlı de- |ğildi... Ağır adımlarla yürüyordu. Hıfzı telâşla: — Beybaba! dodi. Batıyoruz... — Ey? Ne olacak?... Ne bu telâş? Kendine gel! — Beybaba... batıyoruz... Can ye-| lekleri... Can yelekleri!... — Kendine gel Hıfzı!... Ne olu- yorsun? Efradın maneviyatiyle oy - Jonun için tabiat bizi su ile karşıla-| (4 üncü sahifemizden devam) burada huyunu ve tabiatını gös -| terdi. Büyük Adanın son kıyılarına ka- dar en sakin bir denizde, en tatlı bir| bahar güneşile gelen Kalamış'ın et rafını; birdenbire çıkıveren dalga- İar sardı... Ve biraz sonra denizin bu ezeli oyununa iştirâk etmek is -| tiyormuş gibi Bursa — ufuklarından| koşup gelen siyah dumanlar birer| ikişer çabukça pirleşerek üzerimiz- de kayu bulutlar halinde toplandılar sonra semaya koyu bir örlü çek - tiler... Sonra bu siyâh'örtünün al - fına saklanan gizli bir elin insafsız- ça gönderdiği müthiş bir yağmur başladı... Böylece bir an içinde ne mavi gök kaldı ne yeşil deniz... Tabiatin bu hain ve insafsız oyu- nu bütün güvertedekileri bir sani-) iye içinde üst kışlık salona, aşağıya Mmevkilere topladı... Şimdi artık tahminler başlamış -| t — Hava açacak... — Yaz bulutudur, geçer. Burada bir Yugoslavyalı murah -! has şu güzel nükte ile söze karıştı: — Madamlar... mösyöler unut - mıyalım ki bir su şehrine gidiyoruz.. İşte böylece halâ üzerimizi saran simsiyah bulutlara, rüzgâra ve müt- hiş yağmura rağmen tatlı lâtifeler- le Yalova'ya gelindi. Yalovanın büyük ve muntazam meydanmına sıralanmış otobüsler mi- safirleri bekliyorlar... Ve şimdi kasabanın bütün halkı burada... Balkanli misafirlerin ge - leceğini haber alan köylüler, yağ- nanir mi böyle? — Beybaba... Rahne büyük... Can yelekleri!... —Hifn!... Denizde en büyük teh- likeleri önliyecek itidaldir. Senin bu telâşın, bu cebanetin, hiyanet dere- cesine varabilir. Ne yapyorsun? Can yeleğinin sırası değil... Rahneyi ka- Pıyabım... Haydi... Marş!. Efrad, henüz ne yapacağını bilmi- yordu. Telâşla itidal arasında tered- düddeydi. Yalnız, koşuşuyorlardı. Koca sefine, sola doğru meyillen- mişti... (Devamı var) değiştirir. Ruhu, yeni doğan bir ço 'cuğun cesedine girer, İşte iş bu çocuğu bulmaktır. Bir çok dini merasimdon, araştrmalar- dan sonra çocuk bulunur, (Lahsa) ddaki mabede getirilir. Tahtına otur- tulur: Tibette, yortu günleri bek parlak merasi myapılır. Meselâ, yılbaşı günü 4 şubatta tes'id olunur. Ve birçok dini ayin yapılır. Sabahleyin, beraber dağla - Tin tepesindeki manastırlarda me - şaleler yakılır, çanlar çalınır. Güneş doğunca yeni sene başlar. Danslarla, horalarla geçen senenin kötülükleri def olunur. <Tahiding> Mmanaslırında yapılan yeni sene me- Fasimi bir mucize ile nihayet bulur. Nehirden alınan bir miktar su, es- ki bir tahta kupaya konulur. Sonra, umumun huzurunda sıkı sıkı kapa- dür. Bir sene sonra, yal başı günü şa fak sökerken saklı bulunduğu yer- de çıkarılır. İçindeki suyun miktarı ölçülür. Bazan yarı yarıya, bazan da hiç su kalmadığı görülür. Bu, şerre alâmettir. Cihan harbi senesinde ku- pada- hiç su bulunmadığımı hikâye ederler Bu manastırın biraz ilerisinde Pa- ma Sambay'ın heykeli vardır. Bu heykelin arkasındaki kayalıklarda küçük bir kapı görülür. Rivayete gö- re, Lama, mukaddes şeyleri buraya saklamıştır... KORO DERSLERİ mura, rüzgâra aldırmıyarak onları! görmek karşılamak için buraya top| lanmışlar.... & İki yana sıralanmış bütün halk va purdan çıkan misafirleri, Balkanlı kardeşlerini hürmet ve muhabbetle selâmlıyor. Kadin, lerkek misafirle- rimiz tatlı birer gülümseyişle vd el işaretleriyle bu Yelâinlara mukabele, ediyorlar, v) Biraz sonra otobüsler hareket et- ti. Şimdi birbiir arkasına sıralanan İs atabüs halâ durmadan yağan yağ- murun parlı Uzun asfalt yoldu büyük bir hızla koşuyor... iki yanı-, mizda yeşil tarlalar mor yamaçlar| uzanıyor... Tavuğunü, yümurlasını, zatmış pazardan evlerine dönen gu- rup gurup beyz başörtülü munta - zam kıyafetli köylü kadınları yolun! iki yanlarında durarak otobüsleri selâmlıyarlar... Köy delikanlıları el allıyorlar. Otobüslerin için şen bir. süğün yeri gibi... Arabalardan ta - şan şen kahkahalâr; hafif çığlıklar| sessiz ymaçlarda Kaybaluyorlar... Yalova kaplıcaları Otel 'Termal, Daha üç yıl evvel bozuk ve geçilm si çok müşkül olan Yalova - kaplı -| calar arasını Cumhuriyet Nafıası nın yapıcı eli şimdi Beyoğlu - Şişli yolundan daha muntazam ve rahat bir hale koymuş... Yalovaya bundan üç bahar evvel çok mes'ud bir günümde gitmiş - tüm... Fakat o vakit küçük otomo - bilimiz ancak büu mesafeyi yarım sa| itte müşkülâtla alabilmişti. Halbu- «i şimdi ayni yolu; koca otobüs 12 dakikada kat edebiliyor ve hem de asfaltın üzerinde uçar gibi... Bu üç yıl içinde güzel Yalova ©| kadar değişmiş Ve Şirinleşmiş ki... Kaplıcalrda misafirlerimizi - Otel Termal'in müdürleri, memurları ve, kaplıcanın doktoru Bay Nihad Re - şad karşıladılar. Otelin kapalı bulunduğu bir sıra-| da böyle 150 ye yakın misafirin gel -| mesinin onları hiç şaşırtmadığını bi-) BALK Dost meslekdaşlar kucaklaşma- sının en heyecanlı tezahürü Yer e AN BA ma kadar böyle vakit geçirildi. Bir aralık yağmurun dindiği bir. fasıla arasında yaşlılar dinlenirken| genç kızlar ve erkeklerden bir. kaçi grup etrafi gezmiye çıkıyor.. —Biz| de yukarı gazinoları ve aşağıdaki) (sıra banyoları) geziyoruz... Ve gu-i ruplar terasa girerken biz bir kaçl. arkadaş (sıra banyolar) dan ayrılar-| miyor, ilik sularda üsabımızı din - lendiriyoruz. Saat 19 a doğru kaplıcalar müü -| dürlüğünün büyük bir ihtimamla ha| zırladığı zengin (aperetif) büfesini takih eden yemek ssatleri gecenin en tatlı anları oluyor ... 'Yemek için bir (Balkan protokul usulü) tertip edildi: 'Yemek, dört, beş kişilik masalar- da yenilmek üzere — hazırlanmıştı. Her masaya bir bayan riyaset edi - (yor ve her bayan kendi masasında dört Balkan devletine aid bir mü - messil bulunmasına itina gösteriyor.. bu suretle bütün masaların her bi - rinde bir Türk, bir Yugoslav — ve bir Yunan mümessili ile bir Romen murahbası başbaşa toplanıyor. | Bu vaziyet, ekanomi ve basın kon feranslarının bütün murahhasları -| man karışık bir halde salonun içine| dağılarak birbirlerile yakından ta - nişmalarını mümkün kılıyor. Ve... saat 20,30 da başlıya yetmek böylece Çok samimi bir hava içinde, şen Tâti- feler, tatlı müzik arasında saat 24 e| kadar devam ediyor... Yemeği takib eden suare — türlü «ürlü Balkan oyunları, Romen zey - bek rakısları, Yugoslav (Horaları), Yunan ve kasap havaları ve ımuh - telif danslarla sabahin saat 4 üne kadar sürüyor... Bu şen gecenin sabahı saat 11 el kadar devam eden ziyaretlerden son| ra Otel Termalden ziyaretçileri a - lan otobüsçüler iskeleye ve orada| bekliyen Kalamış vapuruna getiri -| yorlar... saat biri on beşte Büyüki Adaya Yat Kulübe geliyoruz... Bü-| yükada içinde... (gün içinde hazırlanmış, ahçılar, a yemek sofrası misafirleri bekliyor. AŞK RESMİ GEÇİDİ büyük tiyatrosunda Sanatkâr NAŞİT ve arkadaşları Hakkı Ruşen, Eyüb Sabri birlikte Kendi düşen ağlamaz ... Ertuğru! Sadi Tek TİYATROSU EDİRNE Cumhuriyet sinemasında raz sonra anlıyoruz.: 150 kişi büyük| bir intizamla 5 dakika içinde (Otel 'Termal) in büyük ve lüks odalarına tevzi ediliyor, herkesin yeri ayrılı-| yör. Yağmur... Adadan bizi bırakmı -| yan müthiş sağnak ne yazık herke- Şişli Halkevinden: Evimizde koro dersleri açılmış - 'teklilerin her gün saat 16 dan sonra Si kaplıcaları, bu güzel yeri doya doya gezmek imkânından mahrum lin büyük salonuna — toplanılarak HALK OPERETi Temsilleri KURULUŞU 1036 ASTANBUL. Bu akşam AZAK sinemasında BAY—BAYAN Yazan : Mahmut Yesari tır. Bayanlardan 16 yaşından, bay-| bıraktığı gibi ötelden yukarı çıkmı -| Beste : lardan 18 yaşından yukarı olan is-|'ya bile meydan vermedi. Hep, ote- Seyfettin Sezai Kardeşler 13 Nisan Çarşamba günü akşamı|zulu bir konferans — verilecektir.miz bürosuna müzacaatları İsonra sekreterliğe müracatleri, tatlı musahabeler, oyunlarla akşa - Bakurköy Çankaya Sinemasında — |Herkes gelebilir. Te K ae yi reisi Trabzon saylavı Bay Hasan Saka'dan bir nutuk rica ettiler. Ha san Saka sesinin kısıklığını ileri sâ rerek şampanya kadehini kaldırı -| iyor ve Balkan devletlerinin şefleri- nin şerefine içiyor. Ve sonra Er -| 'cümend Ekrem Talü söz alarak gü- zel bir hitabe irad ediyor. Sözlerine muhterem madamlar mösyöler ne-| rede bulunduğumuzu biliyor musu- nuz? Diye başlıyanErcümend Ekrem 'Talâ bu sualini cevabını yine ken-i di veriyor: Büyük Adadayız diyor... Büyük Adada Bizanslıların karıla- rını bıktıkları zaman sürdükleri yer| Evet Bizanslılar karılarını bi-. kınca bu adaya sürerler ve - sonra| iyenisini alırlar... Fakat şimdi dün- için korkarım ki ayni iddiada bulunamu- | ni koca- larını Büyük Adaya sürerek Bi - zanslı kadınların öcünü almıya kal -| de. .ya tersinc çevirlimştir. Onun yacağız. Kadınlar bıktil karlarsa sonra halimiz ne olur! Ercümend Ekrem'in bu tarzda de-| den lâtifeli hitabesi salondaki |£ 1 a neş'eye en taşkın bir - hal|ilk teminatı 3209 lira 40 evsaf ve vam umun veriyor; sürekli alkışlar hatibin nut| kunu sık sık kesiyor: Ercümend Ekrem bundan sonra iktisadçılarla gazetecilerin — burada! bir masa etrafında toplanmış olma -| larına da işaret ederek ayrı ve gü-. İzel bir nükte yaptıktan sonra sözü |murahhaslardan eski Osmanlı Nafıa, Bay Nazırı ve üniversal muharriri Besarya'ya terketti... Bay Besarya da çok güzel bir| nutukla arkadaşlarının hissiyatına| tereiman olduktan sonra kadehini AVRUPADAN AVDET Şehrimizin maruf ti - carethanelerinden Be - yoğlunda BAK E R ma ğazaları Direktörü Bay Bornştayn, İngiltere ve Fransanın en ik merkezlerini ziyaret et- tiği Avrua seyahatin - den avdet etmiştir. Mübayaa ettiği külli- yetli mıkdardaki mev simlik mallar eksprı şehrimize — gelmiş Ve gümrükden çıkarılmış tr, Baker mağazaları, eskisi gibi her yerden i- yi ve ucuz fiyatlarla sar tışa devam etmektedir. Harici Askeri Kataaü İlânları Her bir tanesine tahmin edi - len fiyatı 240 kuruş olan 17830 tane firenk gömlekliği kapalı İzarf usulile münakasaya konul- |muştur, İhalesi 28/Nisan/938 Perşembe günü saat 11 “dedir. şartname bedeli 214 kuruş mü- kabilinde M. M. Vekâleti Satın alma Komisyonundan alınır, Eksiltmeye gireceklerin 2490 sa yılı kanunun 2 ve 3 üncü mad « delerinde gösterilen vesaikle te- minat ve teklif mektublarile |birlikte ihale saatinden en az bir saat evvel Ankarada M. M. Ve.- kâleti Satınalma komisyonuna vermeleri <793> «1844. Her bir metresine tahmin cdi- len fiyatı 24 buçuk kuruüş olan ve kadehleri ATATÜRK'ün sıhha - tına, şerefine kaldırmıya davet edi-| iyor.... Hep «Ö» nun şerefine içiyo - 185 bin ilâ 240 bin metre ça - maşırlık bez kapalı zarf usulile ruz. Bu şen yemekten sonra murahhas| lar hazırlanan arabalarla güzel A- danın güzel yollarında tbüyük ture) münakasaya konulmuştur. İha- Tesi 30/4/938 Cumartesi günü sâa' 11 dedir. İlk teminatı 4190 liradır. Evsaf ve sartnamesi 294 kuruş mukabili.ide M. M. Vekâ- jti Satınalma Komisyonundan kulüb çiçek, ve — güneş, Yalovadaki muvaffakıyetli ağırlayışın bir örneği de burada ya- pılmış Aylardanberi kapalı duran Yat Klüb misafirlerimiz şerefine bir damlar bir araya getirilmiş zengin bir içki büfesi ayrıca mütenevvi bir Çok samimi bir muhit içinde ge- çen yemeğin sonlarına doğru Bal- kanlı murahhaslar Ekonomi Konse-! CEMAL SAHİR Büyük Paramunt operetini terasil | 'Jodiyor, Pek yakında şehrimizin en veline kadar n " || Şehzadebaşı|dan Bostancı başı defteri, — 1055 Vekileti W,f';î,î_',?*;ğ_ğ P | TURAN — Pikla dans müsikisi, 19,5 Kon -İnuna vermeleri. «803» L ferans : Beyoğlu Halk evi namına| a «1996. ;'YATRÜSU Ahmet Hamdi Başar (Buhranlar), ... Şi gece saat - )19,55 Borsa haberleri, 20,00 Vedia eti 20,3) da Rıza ve arkadaşları tarafından 'Türk Tei iaye B B aahir. Eksiltme»» gireceklerin yapıyorlar... D 2490 — sayılı — kanunun 2 Tepede Luna Park'ın önündelve 3 üncü maddelerinde gösteri- merkepsuvar kafileler halinde re -| simler çıkartılıyor sonra vapura dö- nüyoruz. Ve biraz sonra — akşamın İsoluk örtüsü yavaş yavaş Marma - lJen vesaikle teminat — ve teklif mektublarile birlikte ihale saa- tinden en az bir saat evel An- |ra'nın hareli sularına iner, akşamlma Komisyonuna vermeleri. -/gölgeleri yollarda, çamlıklarda ö - <B0de <1997> lürken Adadan ayrılan — (Kalamış) ... İbu iki günlük tatlı seyahatin — en canlı neş'e ve hayranlığını taşıyan| Balkanlı yolcularını İstanbul'a ge-| İtiriyor... dönüyoruz... Halük CEMAL BUGÜNKÜ PROĞGRAM Her metresine tahmin edilen fiyatı 630 kuruş olan 20500 met- re kurşuni kaputluk kumaş ka- palı zarf usulile satın alınacak- tır. Şartnamesi 646 kuruş bedel mukabilinde her gün M. M. Ve- kâleti Satınalma komisyonun - dan alınabilir. İlk teminatı 7707 lira 50 kuruştur. İhalesi 28/Ni- ::ı/â.'wı Peş(şambu günü saat 11 ğ yapılacaktır. Eksiltmeye gir - Akşam neşriyatı : —. İmek istiyenlerin2490 sayılı Kan Saat 17,00 İnkılâb tarihi dersi : ü AA t 1T ppi *|nun 2 ve 3 üncü maddelerinde ya Üniversiteden naklen, Mahmut E -İzılı vesikaları ilk teminatlariyle sat Bozkurt, 18,30 Konferans Şeb-ibirlikte teklif mektublarını iha- remini HalkEvi namına : Reşat Ek-İle saatinden en az bir saat ev - rem Koçu (İstanbula ait vesikalar-| taat için 12000 kilo Sadey: kapalı zarfla eksiltmeye ş(?n:ıgl: muştur. Eksiltmesi vizede askeri satın alma komisyonunda yapıla- caktır. Şartnamesini görmek ix- teyenler her gün komisyona mü racaat edebilirler. Eksiltmesi 26/4/938 Salı ğünü saat 16 da yapılacaktır. Muhammen fiya - ti 10800 lira ilk teminatı 810 musikisi ve halk şarkıları 2045 Ha-| 'va raporu, 20,48 Örner Rıza tara - fından arabca söylev, 21,00 Tahsin Karakuş ve arkadaşları tarafından| 'Türk musikisi ve halk — şarkıları! (Saat ayarı) 21445 Orkestra : 1 — Veber : Oberon uvrtür, 2 — Çay - kovski Şan dotom, $ — Transla -| tör Hohzayizuk in lili pud, & — Aylenberg : Lö mülen, 2215 Ajansi haberleri, 22,30 Plâkla sololar, O Çera ve öperet parçaları, 2230 Son ve ertesi günün programı 23,00 Son. YARINKİ PROGRAM Öğle neşriyatı: Saat 12,30 Plâkla Türk musikisi, 12,50 Havadis, 13,05 Plâkla Türk mu sikisi, 13,30 Muhtelif plâk neşriyatı,| 14,00 Son, liradır. Münakasaya iştirâk e - deceklerin eksiltme saatinden bir saat evvel teminat ve teklif Eminönü Halkevinden : 19/Nisanda başlamak ve üç ay de- 'vam etmek üzere Evimizde bir (Ste- — nografi kursu açılacaktır. Kurs za- manları Salı ve Cuma günleri saat — (18 den 19) za kadardır. Kursa de- Şehremini Halkevinden : vam etmek için Orta tahsili bitirmiş — Evimizde 12/4/938 Salı günü saat|olmak şarttır. Yazılmak isteyenle - 17 de öğretmen İlhami Cebeci ta-İrin hergün mekteb şehadetnamaki rafından (İçtimal coğrafya) mev -İve ikişer vesika fotoğrafi ile Evi . y ai « lunur,