27 Mart 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

27 Mart 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ FONTFELECPPAFPF — 27 Mart 1028 Harbiye Galatasa- rayı 3-0 yendi Güneş de İzmirde Alsancağa galib Milli küme futbol maçlarına bu - / kânını bulamadılar. — gün de Taksim stadyomunda devam | Otuzuncu dakikadan sonra oyun edildi. Çok müsald hava şeraiti | - bızını kaybeder gibi oldu. İki taraf ginde, üçbine yakın bir seyirci küt- da tesadüfi oynamaya başladılar, Ga |İesi önünde, Ankara'dan Harbiye ta latasaray muhacimleri gevşek oy - kımı ile İstanbul'dan Galatasaray fakımı u, Sat 1530 da iki takım sahaya çık- fılar. Hakem Nuri Bosut, Rakipler — karşılaştığı zaman Galatasaray'ı ha- V kiki kadrosundan çok eksik bir şe - kilde görüyoruz: F yordu. Sacid, Selim, Eşfak, Haştm, | Danyal gibi en kıymetli beş oyun - | Süsundan mahrum bir halde oyna- — yan Galatasarayın kuvvetli bir ra - " kibe karşı hakim bir oyun çıkarması . Vaziyetin bu şek - Wine rağmen Sarı - kırmızılılar gü- Zel bir anlaşma ile oyunu Harbiye — Yari sahasında yerleştirmiş — bulu- | » Büyorlar ve Ankara takımının kale- Sini sık sık tehdit etmek imkânını | , Şurasını bilhassa kayd | ttmek icab eder ki, Harbiyenin ka- Jesini müdafaa eden Fethi, ilk anbeş nuyor, bütün gayretiyle çalışan mu- avin ve müdafa hatları, ileri ver - dikleri topun derhal geri geldiğini görüyorlardı. Buna mukabil Har - biyelilerin de Galatasaraylıların bu balinden istifade edebilecek kadar iyi oynamadıkları göze çarpıyordu. 41 ci dakikaya kadar devam eden , |bu vaziyet, sağldan gelen bir şande- le Galatasaray kalecisinin yanlış çı- kışı yüzünden değişti ve Harbiye- nin sağiçi Zeki yerinde bir kafa vu- ruşu ile kalecinin hatasının cezası- nı verdi. Bu suretle devre bittiği za- man Harbiye 1 - 0 galib vaziyette i- di, İkinci devre tamamiyle Harbiye - lilerin lehinde geçti. Galatasaraylı- lar ilk onbeş dakika içinde biraz mu kavemet eder gibi oldular. — Fakat anbeşinci dakikada Habibin ve iki (dakika sonra da İzzetin — çıkardığı /,göller üzerine maneviyatları bozul- du. Harbiyeliler de galibiyeti garantı ettikten sonra biraz gavşediler - ve maç 1 - 0 Galatasarayın mağlubiye- tile neticelendi. Oyunun umumi hâlasası şudur: Galatasaray eksik bir kadro ile oynadı, İlk dakikalardaki tefevvuku h dakika içinde mükemmel bir oyun- ü olduğunu isbat etmek fırsatları- ni müteaddid defalar buldu ve çok 'eğer sayı neticesini verseydi takı - | Alkış toplayan muvaffakiyetli oyu- V u fle takımının moralini kuvvet - netice üzerinde bu suret- le eidden müessir oldu. İlk onbeş dakika içinde Galatasa- Tayın hakimiyeti barizdi. Sarı - kır- Mizı muhacimler Harbiye müdafan Ai arasından cıva gibi kayıyorlar, Her an tehlikeli vaziyetler ihdas e- Giyorlardı, Bu aralık Süleymanın, Bülendin ve Necdetin müsaid va - Ziyetlerde attıkları güzel şütleri har biye mükemmel keşişlerle tuttu ve gok alkışlandı. Önbeşinci dakikadan sonra Har- biyeliler açıldılar. Bu açılışın te - “in ettiği üstünlük, otuzuncu da - kikaya kadar oyunun mukaddera - | | kaçıranlar beher kilosu için dört hnııhılu_hııınuııqde— Bildir, herkes bilir. Hükümet te gö- :îıiyumu. görmemezlikten ge- «İspanya harbı başlayınca kaçak- çılara kârlı bir iş daha çıktı: Adara| — kaçırmak... Fakat, tarife değişme- -. Bidayette, Fransadan İspanya- — a gidenler çoktu. Son zamanlar-. da aksine cereyan başladı. İspanyadan — Fransaya - kaçıyorlar | Birçök zayıf, dermansız, bitkin| Adamlar hududu geçiyorlar, devri- Ye kollarına teslim oluyorlar, Bun- darın hallerini ” görseniz yüreğiniz| / Parçalanır, Hepsi — aç, çıplaktır. | 3 Ankara kalecisinin çok muvaffaki- iyetli oyunu karşısında elde edilen sayı fırsatları kaçınca Galatasaray kendisinden emin olmayan takınıla- rın perişan ve tesadüfe bağlı şekli- 'ine döndü. Birinci harbiye golü, e- 'ğer haftayımın son dakikalarına te- sadüf etmeseydi Sarı - kırmızılılar İdaha Müşkül vaziyete düşebilirler- di, İkinci devrede Galatasarayın mü- temadiyen şekil değiştirmesi müs- tekir bir oyun çıkarmasına mani ol- du, Üst üste iki gol yenmesi de mı neviyatı büsbütün bozdu ve mağlü- biyet emri vaki halini aldı. Harbiyelilere gelince, bilhassa i - kinci devrede rakibin bozuk haleti Tuhiyesinden istifade edemediler. Güneş İzmirde galib Milli küme maçlarının İzmirde yapılan kısımlarına dün de devam - ledilmiş, Güneş - Alsancak maçı he- yecanlı bir oyundan sonra Güneşin Kilosu dört frank!. ili «Bunlar, çaresiz — gizli teşkilâta «Bunları, hududun öbür tarafına| tSYürurlar.. Ve gece karanlığın-| Erkenden uyandım, yanımdaki dan istifade ederek Fransaya doğ- ru yola çıkarlar, Bunları kaçıran- lar çok para kazanırlar. Eşyanın ta- rifesini söylemiştim: Kilosu dört frank... Meselâ, 70/ kiloluk bir şeyi hududun öbür ta- afına geçirenler 280 frank alırlar, Adamları da, teraziye koyarak tar- tarlar, kilosuna göre para alırlar. Fakat, mühim şahsiyetlerin kaçırıl- masında tarife değişir, binlerce frank aldıkları olur, «Hududu ekseriyetle geceleri ge- çerler. Bazan, muhafızlar — görür, Yakalananlar da na dizilir...» “YARASA,, yı Yaratan | San'atkâr (5 inci sahifeden devam) raber geçen sene Şehir operetinde temsil edilen «Yarâsa» isimli meş- hur opereti oynadı.. Çok muvaffak oldu, alkışlandı. Sanatkârlarımız da bu beynelmilel kaymeti haiz artistten hiç aşağı kalmadılar, Ve «Yarasa» bir sanat hâdisesi oldu, Lotte Sehonne hakikaten sanatkâr bir kadın... Sesi harıkulâde güzel- dir. Bayan Lotte Sehönne temsilden İevvel kendini otelde ziyaret eden muharririmize demiştir ki: — «Yarasa operetini - Avrupada, dünyanın en tanınmış sanatkârla- riyle beraber oynadım.. Fakat sizin artistleriniz kadar içlerine sindire- rek ve kendilerini tamamen vere- rek oynayanlara tesadüf etmedim. sanatkârları «Yarasa, yı harıkulâ- de güzel oynuyorlar, Meselâ Avrupada bu operetteki| Prens Orlavski rolünü iyi oynayan Treuildir.. Fakat bu sanatkâr — Or- lavskiyi çok efemine temsil eder Halbuki rolün bu kadar müfrit bir efemineye tahammülü yoktur. Ya- ni pek fazla incelmeğe, kadın gibi olmak lâzım değildir. Refik Kemal Kala bir Rus prensini tamamen eanlandırıyor. Bu demektir ki, Re fik Kemal Treuilden çok daha mu- vaffak oluyor.. Sonra fevkalâde güzel Almanca | konüşmaktadır, Ayzelştayn rolünde, Vasfi Rıza; Frak rolünde Hazım; - gardiyan Froş rolünde Behzat, kelimenin tam mânasiyle mükemmeldirler. Sonra rejisörünüz Ertuğrul Muh- sin kadar teknisiyen bir rejisöre Avrupada çok az tesadüf edilir Her halde ümit ederim ki, Yarasayı Türk dostlarımla çok iyi temsil edeceğiz.» Hakikaten —Yarasanın — temsili mükemmel olmuş ve sanatkârlar şiddetle alkışlanmışlardır.. Can Kurtaran! (5 inci sahifemizden devam) İyatak komşusu... Gözlerini tavana dikmişti. Dimdik ve hareketsiz yas tayordu, Kendi kendime: Allah ve-|" re de, bu gece üzerime — atılmasa |boynuma- sarılmasa... diy söylen. dim., Biraz sanra gözlerim kapandı. De- rin bir uykuya daldım, HASTANEDE BİR GECE Birdenbire büyük bir gürültü ol- u, Gözümü açtım. Deli kadın ya- tağından fırlamış, beyaz bir heyulâ | | İgibi kapıya doğru koşmaya başla- mıştı. Hasta bakıcıların - elinden kurtulmak için çırpınıyor, bağırı- yordu: — Birakınız beni! Gideceğim... Kızımı öldürdüğünüz gibi beni de ,öldüremiyeceksiniz!... | Ve korku ile yataklarında doğ - rulan hastalara dönerek : | — Biliyor musunuz?... Bunlar he- Pimizi öldürecekler,.. -Doktorlara, tedkikatta bulunmak için kadavra lâzım!... Bu, şüphesiz deli saçmasından baş ka bir şey değildi. Fakat, hastaha- nenin loş salonunda yatan hastalar üzerinde fena bir tesir husule getir- l tti Bu acıklı komedi, sabahin — saat üçüne kadar devam etti. Baş heki- /min ernrile ayrı bir odaya naklolun- 'du Hastalar da geniş bir nefes al - dılar. Ertesi gün güzel kadına bakıyordum. Tuvale- tine o kadar ehemmiyet veriyor - iduk ki yüzünü potraladı, dudakla- rını boyadı. Sanki bir baloya gide - cekmiş gibi... Salonda, yirmiden fazla hasta var, Bazıları arka üstü yatıyor, - kımıldanamıyor. - Bazıları Bazete okuyor, ihtiyar bir kadım, ça- cuklarının kendini aramamasından İşikâyetçi... Komik bir şey : Yaşlı, saçları kar- makarışık bir kadın, başından ya - ralı, İfadesini almıya gelen polis, Memuruna: | (8 inci sahifemizden devam) 'de kaşsız, kirpiksiz, sarı bir Yahu- di otururdu. Anam, Hayim efen - diyle alışveriş ederdi. Bazan para verip kâğıtlar alırdı. Bazan kâğıt - lar verip para alırdı, Ben bu alış ve- rişin ne demek olduğunu anlıya - mazdım, Komisyon hanında yüzlerce ki - şi vardı. Bu yüzlerce kişi bazan birden harekete gelirdi. O zaman eller kalkar, kollar oyn herkes kavgaya tutuşmuş gibi bir vaziyet alırdı, Bazıları : — 35 alırım, beş yüz, — 77 vâar beş yüz. Diye avazı çıktığı kadar haykır - dı. Çocukluğuma rağmen anlardım ki bu, bir alışveriştir. Fakat alman Konsolitci kadın! Umumi harbin «« En çetin de kabil olar k haller o devir- a K GvökealBa ati Mücadelesi Fakat inanız bana; size- samimi söyleyim : Ben — entrikayı, —da - lavereyi, yalanı, hileyi şimdiye ka- dâr iki yerde kullanmışımdır : Borsada, politikada... Eğer entrikacı, dalavereci, yalan- € olmasaydım 40 sene borsada ya- şayamazdım. Eğer borsada daha 14 yaşımda öğrendiğim entrikayı, da- lavereyi, yalanı, hileyi; henüz 18 yaşımda iken; Bulgaristanın Fili - İbesinde 316, 317, 318 senelerinde çı- kardığım Gayret gazetesile girdi - |ğim politika hayatımda kullanma- (îayu.m_ Şimdiye kadar çoktan har- |Jsanmışdım. — Halbuki — hususi ha- hrdı, Ve sarı altınlar kundakta ço- (8 inci sahifemizden devam) nihayet bir yerde yakalıyarak onu İçırçıplak bir halde soymuştu. Al - man casusunun düşündüğü şu idi : — Fransız kığı her halde Al - manların düşmanlarile muhabere e diyor, Şimdiye kadar yazdığı mek- tublar, yolladığı kârtpostallar hep muayene edildi, Şüphe edilecek bir kelimeye rastgelinmiyor, fakat bu kız asıl yazacağı şeyi kimyevi bazı (göze görünmez mürekkeplerle yaza- rak berkesin önünden kaçırabili - y Alman casusu kadın eline geçir- diği Madmazel Luiz ile mücadele kolay olmadığını öğrenmişti. Fa - İşarayan, İşçi isteyen veya müşkülü olup bizden fikir Öörün ve şikâyetini bildirmek arzu odeğ Müuhterem karilerimizin Wektih < larını her gün ba sütunda müğta- zaman ve parasız neştedeceğiz, Bi- ze gönderilecek iş ilünlafi & g: tüste tekrarla ıaşıdueîŞı.ı 205 — 20 yaşında genç Bir k: Yeni ve eski türkçeyi Daktiloda pek seri yazıyı k hususta derhal imt hazırım, Resmi ve Büyri resmi Müesseselar- de çalıştım, Elimde bonşervislerim |vardır. Kanaatkâr bir Ücretle — iş arıyorum, Arzu adresim için «Son Telgraf> iş ve Halk sütunu vasıtasile «F. Z» ya müracaatları- ni hürmetle rica ederim. 208 — Evvelce muhtelif mek - Provalarda hayretle gördüm, Türk|Yalnız o yüzlerce kişinin haykır - ve satılan mal meydanda olmadığı|cuk taşınır gibi taşınırdı. için bu gürültülü alışverişin — iç * yüzü benim için müphem kalırdı | Meşhur Galata barsasının en par- lak, en zengin devri; ikinci Ab - dülhamid'in ilk saltanat seneleri i- rederdim. miş... O zamanki âyandan Abraham Meğer kader dahi dediğimiz ta- paşanın, Kara Kâhyanın, Banger lih; 8 yaşımda iken hayretle seyret- Zarifi'nin borsaya hâkim oldukları tiğim bu gürültülü yere henüz 14(0 devirde; Galata borsasında — her yyaşımda iken beni de atacakmış, 14/gün milyonlarca konsolid (1) alı - yaşımdan 54 yaşıma kadar, işte bu- nır, satılır ve sarı altınlar çuval- güne kadar, 40 senelik, tam 40 se- larla götürülüp getirilirmiş; Bunu nelik bir ömür; dima helecanlar, sa o devre yetişmiş olan borsa- tırablar, buhranlar içinde geçecek - (cılar anlatırlardı. Miş de benim haberim yokmuş. Ne-|/- Benim borsaya düştüğüm tarih- reden bileyim ben bunu? Keramet ge de Galala borsası yine zengindi, sahibi değilim ya? |Her gün milyonlarca değilse — de Beni dört yaşımda iken yetim bı-| yüz binlerce konsölid alırır satı - rakan baban, borsa işlerinin bir kur lırdı, Ve sarı altırlar 'du imiş. Usta bir konsolitçi imiş, — İkundakta taşınır gibi ÇnmkluğundıCvıhubunıımıgi:m B AA rip çıkarken anama da (Konsolitçi kadın) dediklerini çok iyi hatırla - rım. Anam beni yanına alıp da Ko - misyan hanındaki Şişman Hayim e- fendiye götürerek: — Hayim efendi! Asaf'ı sana tes- lim ediyorum, alışverişlerine dikkat malarını, gürültülerini hayretle sey Abdülhamid vükelâsı, Yıldız. sara- iyı erkânı kaim olmuşlardı. Seras - ker Rıza Paşa, Dahiliye Nazırı Mem- duh Paşa, Şurayı Devlet âzasından Mazlum Memduh bey, Kâtibi sâni- eti dediği zaman henüz 14 yaşıma yi Hazreti Şehriyari Arab İzzet Pa- 'yeni girmiştim. Elimdeki sermaye; 'a (İzzet Holo), Selim Melhame, 10 adet Rumeli demiryolu tahvilin-İNecib Melhamne paşalar, kuyumcu 'den ibaretti, O sıralarda bu tahvil- ) lerin fiyatı; yalnız 7071 Fransız ? Hmmîwjğdü"?kn: frankından “ibaretti, | (Frankın — o| Ce a bar bülyasta, ai zamanki kıymetile velo'günkü altın | n t para ile bir tahvilin $fatı üç — lira| Üa gee ve 10 tahvilin İtatı İSe $0 Sarı altm| lira tutuyordu. İşte Bön, o Mmeşhur Galata Borsasına 30 şart altın )ira-! lık bir sermaye ile girdim. 5 -6Gay kadar ©o on adet tahvili sa- * sİstanbul Borsası — kapanıyor» dedikleri zaman içimden en nazik, en hissi bir damarım — koptuğunu duymadım desem yalan söylemiş o- Hlurum, tap almakla, 20, 25 Jira'kadar bir pa-| " ra kandıktn sonr kafsolit işine, ha-| | ÜS Sene; beş sene kira ile otur - lâsyonlardan başlıyarak büyükler- !© İhSan müteessir olur, ine de giriştim. Ve entrikacılıkta, j 14 yaşında girdiği, 40 senelik bir. dalaverede panik yapmakta yalan Ömrünü geçirdiği bir yerden çıkan fa, Paris borsasından fiat telgrafı ihSanın, hususile — benim gibi çok almakta, bankalara, bankerlere aid|Bisli bir adamın acı duymaması ka- telgrafları - sahiblerinin eline mibi! midir? meden evvel çaldırmakta, - 41 ke-| Hükümet merkezinde bir borsa! Te Maşallah - çekirdekten yetiş - tesisini memnuniyetle — karşılamak 'tim |vazifemizdir. Bir hükümet mer - Bazan gıyabında benim için en -|€zi borsasız kalamazdı. İnsanın bi- trikacı, jesimist, dalavereci diyen -| Fifci günü Ankara borsası açılır - ler olduğunu işitirim, Gücenmiye K€n; İstanbulda (Borsa harici) o - 'ne hakkım var? Borsa demek; en- YUNU, — spekülüsyonu — hükümetin trika, dalavere demektir, Entrika-| Menedeceğini gazetelerde okudum. cılık, yalancılık, yalan havadis işae- N€ Zararı var? Muvakkat bir za - si, yalan havadisle borsada panik ya|Maf için biz de borsa oyunu oyna- Parak fiat farkından istifade etmek, TAYIZ. Hem önümüz yaz... Mak « telgrafhanede bir el tutarak ban -(59d oyun değil mi? Biz de Suadiye- kaların ve bangerlerin telgrafları-|d6 Floryada, Kızkülesi - plâjında 'nı çalmak, tanınmış bir gazeteyi pa-| YUMda oynar, zararsız çıkarız, a kuvvetile tutarak borsa üzerine Mehmed Asaf tesir yapacak havadis yazdırmak,| (1) O zamanki devlet borcu tah- yani ahlâk mevhumlle telif pek vilinin ismi konsolid idi. | EBAŞINDA $ Hİ TİYATROSU Dram - ve Piyes kısmu Bu gece ssat 29-39da | — hy, K Saat 1830 Plâkla dans müsikisi, 19.15 Konferans: Prof, Salih Murat (Radyo dersleri), 20 Müzeyyen ve) FİDANAKİ Pazar güaü gündüz saat 15,30 da ——— mem, ayağım kaydı, tepe üstü düş- tüm... arkadaşları tarafından Türk musi- 0 kisi ve halk şarkıları, 2045 Hava) 'çüncl gün raporu, 2048 Ömer Rıza tarafın- Yaralarımı muavene eden doktor: dan Arapça söylev, 21 Cemal Kâ- mil ve arkadaşları tarafından Türk Musikisi ve halk şarkıları (Saat ayarı), 2145 Orkestra: — Meyerber: Rober 18 diabi fan- tezi. ğ vals, 3 — Ganne: Le saltenbank, 4 — Bizet: Antrakt dö Karmen. 5 — Siede: Papiyon dor. 2215 Ajans haberleri, 22.30 Plök- — Hararetiniz yak, değil mi?... Alâ... bugün çıkgbilirsiniz... dedi, Sargılarımı lar. Elbiseleri - mi getirdiler. Giderken karşımda - ki yatakta yatan bir kız : — Talihiniz varmış... ucuz kur- tuldunuz. Ben boyum kadar yüksek bir yerden düştüm, ayağım kırıldı. Alçıya koydular, 8 ay burada kal- mıya mahkümum, Waldtenfel: — Estüdlantina la sololar, opera ve operet parçala- rı,am&mhbcrkrvımıü- va oyununa başladım, Ufak spekü- YÜĞU, alıştığı bir evden çıkarken bi-| teblerde muallim vekilliği etmiş ve bir bankada ransenyeman şefi ola- rak çalışmış yeni ve eski harflere vakıf, hesabı kuvvetli, yazısı düz - gün lise mezunu bir genç her hangi bir üeretle her hangi bir yerde iş aramaktadır. Kimsesizdir. Kefil ve- tebilir ve her yere gider. Arzu c denlerin «Son Telgraf» iş ve hı sütunu vasıtasile Sadiye müracaa' lerini rica ederim. 207 — Lise mezunu bir genç 1ş aramaktadır, Sekiz sene evvel liseden mezun olmuştur. Eski ve yeni Türkçesi, hesabı ve yazısı çok kuvvetlidir. Arzu edenlerin Son Telgraf iş ve Fakat vücuduna çeşit çeşit kim-| halk sütunu vamtasiyle (Remzi) ye iyevi su dökülmesine rağmen Mad -| müracaatleri rica olunur. Mazel Luizin derisi üzerinde hiç bir| 208 — 18 yaşında ve orta mektep iz bulunamamıştır!. Hülâsa — bu| tahsili bulunan daktilosu çok kuv- şüpbeleri kuvvetlendirecek sağlam | vetli ve ayda 25 Tiraya çalışma : bir alâmet görülmemiştir. Madma -| hazır bir Türk kızı İş aramaktadır. ıh(hd.ınmiğndıınmühimnh' rak şu şüphe vardı: Kimyevt mü - |rekkep! Onun için Madmazel Lüizi çır « İçıplak soymuş, vücuduna bir ta - kım kimyevi sular döküyor — ve (şöyle diyordu: — Sizin vücüdunuzda bir ta - |kım yazılar olduğunu zannediyo - rum. Vücudunuza göze görünmi - 'iyecek bir takım yazılar yazıyorsu » nuz, bunları sonra kendi teşkilâtı. inizın adamlarına — gösteriyorsunuz, (Alman ordusunun harekâtını böy - lelikle bildiriyorsunuz, Biz — bu ya-| zıları meydana çıkaracağız. kızdı. Şimdi mürebbiyelik etmiye-| Olunur, 'rek seyyar satıcılığa kalkmış olma- " bugün Almanları döşündürüyor.| MA E du. Fakat tahsil görmekle mutlaka, Di z mürebbiye olmak lâzım — gelir?... Şehzzdebaşı Hayatını kazanmak için bu kız da| şimdi satıcılık ediyordu!... İşin za- =şk= hiri tarafı böyle idi, Madmazelin -|4 © leyhinde Almanlar tarafından bes - Bu a arir lenen şüpheler de maddi bir alâmet M ile sabit olamayınca onu yine ser-| m:“"'"’“““'m' best bırakmayı muvafık görmüşler- BN e &_Mhmwımâî—“' yelllee kib etmek daha kolay olur. Ve bir| ” iştirâkile & ip uçu yakalamak daha ziyade im - Gündüz - Yerebatan serayı ko- kân altına girerdi. eĞ £ Tötda Madmazel Luiz yine satıcılığa do-| Gece — » Âyanbaba ş rkili ko. 'vam etti, Fakat arkasında kim bilir| Medi $ perda 29 Mart Sah akşamı Tusan tiyat- rosunda sanatkâr Eyüb Sebri jübile Si (Büyük bestekâr Necip Celâl) Şe- hir tiyatrosu sanatkârları, Naşit ve arkadaşları halk opereti, Ertuğrul Sadi 'Tek heyeti, Turkuvaz varyete- si, Macar balesi, Türkiyenin en kıymetli okuyucusu birlikte bir ge- meyi bir pulun altına yazıvermek - ge 'ten ibaret değildi. Onun başka va -| Sede bir sahnede, bu muazzam ve sıtaları vardı ki yarın da onlardan | Sörülmemiş programın bitleri şim- bahsedilecektir, iden gişede satılmaktadır. İne kadar Alman casusu bulunduğu- inun farkında idi, Bununla beraber kendisi Jâzım gelen malümatı öğ - İreniyor, yine bildireceği yere bildi- riyordu. Bu nasıl oluyardu? Madmazel Luiz'in ihtisası yalnız. renksiz mürekkeple binlerce keli - Eski Fransız tiyatrosunda ŞEHİR TİYATROSU KOMEDİ KISMI Bu gece saat 20430 da Löte Şöne'nin Iştizakile Yeşilay Gençler birliğinin fevkalâde kongresi Üç ay evel toplanan Yeşilay genç- ler birliğinin 7 ci kongresinde ni - zzamnamenin değiştirilmesi hakkın - da vaki teklif üzerine seçilen komi- :_::,A Tei te tarafından hazırlanan ve kongre- v X den evvel heyeti umumiyenin tetkik , edebilmesi için tabettirerek Üyele- mı rin ikametgâhlarına gönderilen ni - Ertuğrul zamname projesi dün İstanbul hal - Sadi Tek kevinde toplanan fevkalâde kongre- TWATED de madde müzakere ve münakaşa ' n dilerek bazı değişikliklerle kabul e| " Pazartesi (Kadıköy - Süreyyada) |dilmiştir. Kabul olunan yeni nizam | büyük suvare : name ile mevcut olmıyan mürakip-| ler heyeti ve divan haysiyet ihdas| SETDULRN Jedildiği gibi talebeler arasındaki fa- Na aliyetin genişletilmesini ve cemiyet |faaliyetine yeni bir hız verilmesini AHLK |temin eden hükümler ve şimdiye kadar içki düşmanlığile birlikte u - OPERETi yuştürücu maddelere karşıda savaş| —— * Temsilleri açmış ve bu yolda çalışmış olan Ye -| — “Yüşuğülese gilay gençler birliğinin bu faaliyeti 29 Mart Salı akşamı Pangaltı Kur 'de nizamnameye kaydedilerek ce - tuluş Sinemada ç miyetin gayesi üçüncü maddede — şu ŞİRİN TEYZE İsuretle tarif edilmiştir. (Sağlık ve a0 v örmde düşmatı içki t oyuş Öperet 2 perde 1 tablo furucu maddelerle mücadele etmek| 30 Mart Çarşamba akşamı Bakiye çe bu ülküyü yayarak sağlam vü - köy Çankaya Sinemasında tehir cutlu sağlam iradeli bir gençliğin ye- İdilen süvare : $ 'tişmesine çalışmaktır ) 31 Mart Perşembe akşamı fi Yeni nizamname hükümlerine 8ö'Süreyya sinemasında büyük mü « bit Alingra Kerim At ee mi Atanç GühYıA.MSAH.IHMümim Ündeğer ve idare heyetine de ilâ-| * b türküleri Halk Operetf ——— —— EMİR İveten A. Nurata Kutsi Beğde Kadri,| ... ee nün programı 23 Son, İCeli intihab edilmişlerdir. Büyük operet

Bu sayıdan diğer sayfalar: