18 Mart 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

18 Mart 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ve B ı - - SONTELGRAF — 18 Mort te3B AKŞAMCILAR -—118 — N : elde ede inden |tin beni altı sene için angaje etmiye '0'nun bana doğru geldiğini gördüm. 'etmekten bıe!n bir kydı H DÜLENEMTİÇN, ST L ei verdiğini ve mukavelenin ha- Yanında lli yaşlarında, gayet şık mezsiniz. - Çünkü Mösyö İştayner, Yazen : Osman Cemal Kaydaılı —alamalın Hey dedik; hanım ablalar: İçiyorsunuz amma bizde mangiz nanay. Daha gün batmadan kümesleri - ne giren tavuklar gibi SİZ İie gün batmadan — evlerinize dönün , Bu - raların tadı asıl şimdiden sonra ... Kısacık boylu Nâgüh olduğu yer de mp zıp zaplar gibi gülerek: — Aman Mazlumcuğum, onun ta- dı da senin olsun, tuzu da! Zira biz aldık ağzımızın tadını ve tüzünü de- min alacağımız kadar! » Nerede aldınız? Berikiler, demin çıkmış nlduşl.ı- rı yeri tarif ettiler. Mazlam, göz - lerini yukarıya doğru kaldırdı: — Orası, dedi, ne ise... Siz yine en namuslu yere Whnü;)l;: biz geçen akşam (Nakkaş l:ıımg'niî(ı.ı) =ht Ziya) (Feridun (Se mih Muzaffer,, “Bizim baba Refet,, ben, büyle sizin gibi dışarıdaki u - cuz listesine aldanarak böyle bir ye- re düştük. Hem biz oraay geç vıı:: dolgun kafalarla düştüğümüz işingıîîyüxünü farketmeden düblesi on ikişer buçuk diye o saatten son- ra veryansın etmeğe başladık pır « nayı! Bir de ne görelim anam ba - bam orası bir karı kız çiftehanesi , yahut çiftliği değil imiş? Kalkacağız, bırakmaz geçmişi t- nekliler... Şimdi hem biz içiyoruz, hem de bizim nam ve hesabımıza enlar... Ama, biz önce ölüsü kınalı- lara söyledik, — Hey, dedik, hanım ablalar içi - yorsunuz ama, bizde mangır na - nay... Biz olanını bitenini zaten baş ka yerlerde temizledik de ucuz di - * ye buraya düştük! Fakat, kime dinletirsin, onlar bo- yun siz sağ olun bey ağabeyler! diye fıkırdaşarak çekiştiriyorlardı. 'den bin dokuz yüz küsur kurüş is - temesin mi? Halbuki — ötekiler de dahil olduğu halde içtiğimiz rakıla - rın hepsi hepsi elliyi ya bulur, ya bulmazdı. Elli olsa çok çok yedi yüz elli e - derdi. Bizde iş bin dokuz yüz değil, |hepimizin ceplerini bir araya getir- İseler ancak dokuz yüzün arısı bile çıkacağı şüpheli idi, Bereket versin, tam o aralık ora- ı yeni tutmuş olan patron geldi de iş hallolundu. Herif, bizi taaa cski - den, başka yerlerden tanıyormuş. | — Üzülmeyin beyler, bu — hesap| borcunuz olarak kalsın, başka vakit teşrifinizde ödersiniz! Sizi her vakit bekleriz, burası bi- İzlm değil sizin, dedi, biz de yüzü - müzün akı ile oradan çıktıktı. Sizin şimdi oradan seksen beş kuruşla çık | mmuhmwuw-, dir, Mazlum o akşam kendilerile bir - likte gelmesi için Turhanı çok zor -| ladıysa da o gitmedi ve zaten gid- mezdi. Çünkü o, artık adına (Ak - şamcılık) denilen ve insanı boşu - boşuna pisi pisine ve bol bol yıprat- İmaktan başka faydası olmayan — bu çok üzüntülü hayattan — usanmağa başlamıştı. | O, artık adına (akşamcılık) deni -| Ten bu bin bir vartalı, bin bir ma. ceralı, üzücü, yorucu, insanı ser - semlettirici hayattan zaten bıkmış gibiydi. Hem bir vakitler içince ka fasıma, gönlüne, ruhuna cilâ veren içkiden de artık tad tuz almamağa başlamıştı. Sonra gitikçe ilerlemekte olan yaş da onu artık akşamları meyha- Ne ise uzatmayalım, bir de neden sonra aksi suratlı, kıranta bir he - rif hesap pusulasını toplayınca biz- | nelrin, birahanelerin kucağından a- ile sofrasına çekiyordu. (Devamı var) Umumi harbin Meşhur casusları (Dönrdüncü sahifeden devam) beri devamlı bazı yazılar neşredil - di, Fakat şunu söylemeli ki Umumi harbin fevkalâdelikleri içinde ıiş Örmüş, muvaffak olmuş veya ol - îm:ş'cuws!srın arasında öyleleri vardır ki kendilerinden şimdiye ka dar çok az bahsedilmiştir. Buna mu- kabil pek çok bühsedilenler de var- dır: Lâvrens gibi. Lüvrens girafın - daki neşriyat bu adamın bir takım hususiyetleri hakkında herkese çnk şeyler öğretmiştir. Fakat Umumi Harbin mühim casus simaları ara- sında daha başkaları vardır ki bun | ların faaliyet sahaları nereleri oldu u şöyle dursun belki adları — bile pek duyulmamıştır. Casus yetiştirmek için Almanla - rın mekfep açtıkları, çok seçme bir takım casuslar yetiştirdikleri ya - zılmıştı. Fakat Umumi Hı'rb!n ba- şında Alman casus faaliyeti, A!mıın yanın beklediği neticeyi veremiyor- du. — Çünkü, — casusun l:er:dir.ı_ tanıtmamak, kimsenin dikkatini üzerine celbetmemek gibi dikkat & deceği noktalar varken Alman ca - suslarının halleri tavırları kendile - rini belli ediyordu. Şimdi şu va - kaya bakınız: 1914 de Umumi Harp patlamış, Almanya imperatorünun etrafındakiler, İngilterenin esrarını öğrenmek için şimdiye kadar neler yapıldığını, ne neticeler - alındığını sormuştu, Aldığı cevap şu olmuş: — Majeste!,.. Bizim harp başla - dıktan sonra İngilterede bir tek bi- le casusumuz kalmamıştır!... İngilterede harpten evvel bulu - nan Alman casuslarını harp çıkar - çıkmaz nasıl ele geçirildiklerini Son Telgraf yazmıştı. Bu cevap üzerine İmperatar — şu emri veriyor: — Derhal İngiltereye bir casus gönderiniz. Zekâsı, cesareti, ciddi - | rilecek bir zamandır. - İmperator İgönderilecek adamın bilhassa vatan i#ever olması noktasına işaret edi- yyardu. Onun için bir çok vatanse - vver Almanlar arasından birisini seç mişler, İngiltereye doğru gizlice yo- la çıkarmışlardır. Bu birinci casus bir deniz subayı idi: Karl Lodi Karl Lodi, kendisine verilen emri harfi harfine yapmış, Almanyadan ayrılarak İngiltereye, İskoçyaya git mişti, Kendini gizlemek için sivil elbise giydiğini söylemeğe — hacet yoktur... Karl Lodi İngilizceyi - de biliyordu. Fakat ne olursa olsun ikim olduğu, ne maksadla — geldiği çabucacık meydana çıktı. İngiliz do nanmasına dair pek çok şeyler öğ - renmek merakı ile öteye beriye baş| vurduğu görülen bir casusun böyle | her yerde bir takım sualler sorarak | esrar kapmak istemesi hemen na - zarı dikkati celbetmiş ve artık za -| vallı Karl Lodinin kendi memleketi hesabına son derece hararetle — ve vatanseverlikle giriştiği bu işin ne- | hayete ermesine bir şey kalmamış- tı. Karl Lodi İngiliz donanmasına da ir bir takım malümat elde etmişti. jArtık bu malümatın ehemmiyeti ne! dereceye kadar büyüktü! Onu a - raştırmıya lüzum yok!... Edindiği, kendisine verilen tali - mat mucibince üstü kapalı bir su - rette memleketine yollamak - üzere bir telgraf çeken Karl Lodinin tel - grafı İngiltereye ayak bastığı gün- endisini takip edenler ta- rafından hemen ele Heçirilmiş, artık | bu ecnebinin Alman casusu oldu - ğunda şüphe kalmamıştı. Karl Loti bir çok İngiliz deniz su. baylarını meslekdaş görerek onlara donanmaya dair doğrudan doğruya Sü&İler sorarak öğrenmek istediği malümatı elde etmek isterken ken disine verilen malümat herhaldo ü yeti hamiyeti, bilhassa hamyieti her türlü şüphenin fevkinde olan bir a- dam: igüncü dördüncü derecede yani mey dana çıkmasında bir mahzur görül-| jmeyen şeylerdendi. lğldnd #Sınıftan bir casus gönde- — Fakat Alman Casisü derhal na - ğ : Hd | KAÇAKCILAR!. (5 inci sahifemizden devam) zar olduğunu söyledi »İLK FİLM ... bildirmeyi, dostum Magda üzerine aldı, Annem, evvelâ kızdı, hiddetlendi, isonra sükünet buldu. - Müukaveleyi . i ladıktan sonra İştayner bana: y — Talihiniz varmış, dedi. Yeni |bir komedi filmi çevireceğiz. Film- de size, ikinci detece bir rol verebi- Teceğimi ümid ediyorumi. Teşekkür etmemi bile bekleme- den beni, kâtibi ile beraber (Ber- lin) in en büz mağazasına gön- derdi. Elbise, şapka, manto, levan- ta, pudra ilâh. aldık, Üç gün geçti. Hans beni çağırdı: mekte serbest aşktan, Tuhşiyattan |nefretle bahseden bir ailet haya-! |tını tasvir eder. Fakat, ayni gece sa- at birde, bunları bir zevk ve eğlen- ce yerinde — görürüz. Anladınız /a « Artistik bir film.. , — Benim roölüm ne olacak?. — Randevu - evlerinin - birinde | yyaşlı bir adamla beraber buluna- caksınız — Acaba becerebilecek miyim? — Merak etmeyiniz. Size her şe- yi öğreteceğiz. Kâtibim Teo sizi, bu gibi kadınların bulundukları yer- ) leri — göürecek, nasıl yaşadıkla -| rTını gösterecek, sizi tenvir edecek- tir, | İştayner, kâtibine bazı şeyle söy-| ledi, bizi yalnız bırakarak gitti — | Teo, garib nazarlarla bana baki- yordu. Nihayet, birdenbire: — Demek, dedi, sizsiniz?, sordum: — Ne kurbanı?.. Kimden bahse- idiyorsunuz?.. Bir kahkaha attı: — Daha anlamadınız mı? — Hayır! Rica ederim, izah edi- niz... | — Söylenecek bir şey yok,. Hem sizi inkisarı hayale düşürmek iste- mem. Bonsuvar... Yolunu kestim, Hiddetle sordum: — Bir şey söylemek istiyordunuz. yeni kunrban | Bu haberi, anneme vo teyzeme rıyordum. Fakat İştayner'in söyle-|raşamazsınız. — Çevireceğimizi söylediğim ko- |& medi, gayet açıktır. Bu; akşam ye-| | ner'in, divan üzerinde çektiği £e- sizden hoşlandığım için ayrılmak İs- toğrafl. İömrümde görmediğim - bir adam lar çoktur. İveami vardı. O da benim gibi - çıp- * |sekilir, sonra her ikisi birleştirilir. nimden çıkmamıştı. Birdenbire Te-|da bir şey çıkmaz. Kendinizi teşhir ve tek gözlüklü bir adam vardı. — |maruf bir şirketin müdürü ve çok — Madmazel, dedi; ben de sizi a-'nüfuzlu bir adamdır. Kendisile uğ- diği yerleri gidip görmek için değil BİRKAÇ MEKTUP |Zira, dündenberi kendisinden âyrıl.| — Ne 0?, Ne var? Titriyorsun, dım. Müsaadenizle size y&fi müdü- rengin de solmuş. rümü prezante edeyim: Bir şinema| — İştayner'in nezdinde idim. Bu has şirketi müdürü Baron Eyşilinger, .|reketinin alçaklık olduğunu yüzü- Sizi şahsan tanıyorlar ve mühim bir|ne karşı ,bağırarak söyledim. Elim- teklifte bulunmak istiyorlar. (den gelse boğazına sarılıp boğacak- İkisi de teklifsizce mâsarlâ otur-|tım. du. Baron: O; sükünetle yanıma geldi, elle- — Ben, dedi, «Sinema ve sıbhat» (rimden tuttu: şirketi müdürüyütm Sözlerimi dik-| — Alçaklık mı? Azla. O setsem- iz, Teo, çok zeki ve|lenin sözlerine chemmiyet vermeyi çök kurnaz .bir iş adamıdır. İşte bu-|niz... ” nun için kendisini - yanıma aldıra,| Dedi. Sonra ellerimi bıraktı, asabi |Sizin yüzde yüz fotojenik ve çok|bir halde odada dolaşarak ilâve nütenasib bir vücude malik oldu- etti: Ni İ İsterseniz, koturatoyu feshede- üze teşekkür ede—llim. Sizi memnun bırakmak için bu- İzirn, Fakat, vücudümün güzelliğini tü yırtmıya hazırım. Fakat, yine nereden biliyorsunuz?.. söylüyorum, siz ço kgüzel, çok zeki — Bunlardan.. fb" kızsınız, İstikbaliniz açık ve par- Ve bir düzine. fotoğraf uzattı. — |laktır. Bu gibi şeylere ehemmiyet Şaşırdım, kaldım, Bu, mühtelif vermeyiniz. Beraber çalışalım, Her pozlarda benim fotoğrafımdı. İştay- halde çok memnun olacaksınız. Ben ç temiyorum, Yoksa Berlinde sizin Fakat, yalnız değildim. Yanımda, Kadar, hattâ sizden daha güzel kız- YENİ BİR HAYAT ... laktı, Ne oldu? Nasıl kandım, bilmem?. Çılgin gibi bağırdım: Bu adam, tatlı sözlerile beni teshir — Uydurma bunlar!.. Bu adamı;ttmiş, üdeta büyülemişti. Geniş bir hiç tanımam, kendisinle resim de Yatakta yatıyordum, Yorgun, bit - çektirmedim, kin bir halde idim, İştayner de ya- Baron, fotoğrafları masanın üze- Hımda idi. Saçlarımı okşuyordu., İş arayan, İşçi İsteyen veya bir müşkülü elup bizden fikir soran ve şikâyetini — bildirmek arzu eden muhterem karilerimizin mektub - larını her gün bu sütunda munta- zaman ve parasız neşredeceğiz, Bi- z20 gönderilecek iş ilânları 2 gün üs- tüste tekrarla neşredilecektir. 196 — Orta tahsilli 18 yaşında bir genç kızım, Resmi, hususi mü: e lerde kanaatkâr bir ücretle kâtiblik İarıyorum. Arzu edenlerin Son Tel- Rraf iş ve-halk sütünu — vasıtasile (P. H,) rümuzuna müracaat etme - lerini rita ederim, 197 — Lise mezunu bir gencim. Yaşım 30 der Biraz fransızca bili - |yarum, Edebiyat ve yazı İşlerinde mümarese sahibiyim, Herhanki bir ticarethane veya müessesenin bü - tün muhaberatını tek başına İdare (ederim. Anadolu'ya giderim. — Kefillerim vardır, 15 günlük bir tecrübe devre- sinden sonra beğenilmezsem — hiç İbir ücret taleb etmem, Arzu eden - lerin «Son Telgraf» iş ve halk sü « tunu vasıtasile (Galip) ismine mü - Tacaatlarını rica ederim. 198 — Tahsilim ortada derecededir. Franszcayı mükemmelen — biliyo - rum, Tercümeye muktedirim Dak- Mınlmııı,nihıvedbh işleri de biliyorum Herhangi bir ti- carethane ve yazıhanede çalışma - ğa talibim. Kanatkâr bir ücrete ra- zıyım, Arzu edenlerin Son Telgraf Bazetesi iş ve halk sütunu vasıtasi- le (Gülümser) e müracat olunma « sını Fica ederim. 199 —Lise mezunu bir gencim, Yazı ve hesabım kuvvetlidir. Untı Fransızca biliyorum, İş arıyorum | rine koydu, beni teskin etmiye ça | <Artık iş işten geçmişti, İştayenr lıştı : dâşıkım olmuştu!.. ğ | — Çocuksunuz!. Bunun bir hile-| Onu seviyordum, Kollarımı boy—ğîn';m"mmm"' mıml B den ibaret olduğunu — anlamadınız Huna doladım: mı? İşteyner, bu gibi hilelerin usta-| — Hans, dedim, beni mes'ud ade- sıdır.. ceksin, değil mi? Teo söze karıştı: — Bu gayet kolaydır. Ayni de- ciddi ve açıkça konuşmak istiyo- korda çıplak bir adamın — fotoğrafı rum; Seni, ilk gördüğüm dâkika- danberi seviyorum, İlk evvel seni aldatmak istemedim. Fakat, dinle! beni, Sen ve ben kuvvetlerimizi — Arkalarındaki etiketi okuma-| birleştirelim. Senin güzelliğin - ve diniz mi? Bekiniz ne yazılı: «Yeni Penim zekâm sayesinde rahat yaşa- yıldızımız. Greta d'Olnay- mühtelif Yacak bir servet temin edelim. Zen- — Rezslet bu!., Fakat, bu fotoğ- raflar sizin elinize nasıl geçti?. Fakat vazgeçtiniz. Söyleyiniz, söy- leyiniz nedir o? — Şimdi söylemem. İleride belki. Yalnız tavsiye ederim, bir Piyı sonunu — görmdden alkışlamayınız. İştayner, bidayette çök hazik ve Mmültefittir. Bilhassa sizin gibi güzel! kızlarla, yani beyaz kazlarla... Bâ-| kirelere karşı çok zafı vardır. Bon-| SUVar!, BARONUN FOTOĞRAFLARI dum, Fakat, şampanya içmek moc- burf olan locaların birinde: Öğleden sonraki garib sahne zih- Zarı dikkati celbetmiş olüyordu. 'Telgraf tutulduktan sonra — artık sahibinin de çok geçmeden yakayı ele vermesine bir şey kalmamıştı. Birinci sınıf casus diye gönderilen deniz subayı yakalanmış, etrafını a- lan İngiliz askerlerinin arasında me raklı gazeteciler tarafından resmi 'gekilmek istenirken şapkası ile yü- zünü kapamıştı. Zavallı Kal Loti yakalandıktan sonra Londranın eski zamanlarda bir çok kanlı vukuat ce; olan tarihi kulesine götür rada hapsedilmiştir. g Karl Lodi orada uzun zaman lml-| mış nihayet ölmüştü. Karl Lodi vakası ve bedbaht Al. man deniz subayının Londra kule - #sinde ölümü ile neticelenen muvaf - fakıyetsizliği Umumi — Harbin ba şında gerek casus teşkilâtmin — ne halde olduğunu göstermektedir. Sadece filün adamın filân yere gönderilmesi ile maksadın hasıl o « lamadığını Almanlar da anlamışlar- dı. Zaman geçtikçe Alman casus teş kilâtının ne kadar mühim bir faali- (yet safbasına girdiği de görülmüş - tür, İmperatorluk Almıı:yınnıııuşvı j etmiş lerek o - yasetin iCabı olarak uzak — yerlere gönderdiği bir takım casuslar da var dır. ki, bunların işi yalnız meselâ |Karl Lodinin İngiliz donanmasına dair malümat edinmesi şeklinde yal niz haber alarak bildirmek — değil, göstermektir, İşte bunların et meşllür — ölanı yarınki (Son Telgraf) ın bahsedece- Bi Vasmus'tur! — < — Yatımf harb esnasında tâkip ettiği gı1'9 Müracaat ediniz. Fak pozlarda...> gin, çok zengin olalım. Ve mes'ud — Grota yaşayalım... — Mödürünüzün - size verdiği 1-| — Benim de arzum o.. he — Yemin ederim sana, şimdiye Artık her şeyi anlıyordum. — Ba- ron: - Bunları İştayner'den aşırdığı mt zannetmeyiniz. Yüz elli marka satın aldım, biraz pahalı amıma, de- Ber,, Hıçkızarak ağlıyordum, Baron el- 'Timi tuttu, şefkatle sıkarak: senden başkasını sevmedim. Şimdilik benim metresim değil, ça- lışma arkadaşım olimayı kabul at? — Bütün kalbimle kabul ediyo- rum. .. Artık ben, İştayner'in metresi ve Te Dinle beni sevgilim. seninle * Her ne iş olursa olsun yaparım Eı-i Anado. Telgraf iş ve halk sütunu vıuııııl le( Rami) ye müracaatlarını rica - BUGÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı : Saat 1700 İnkılâb — tari « hi — dersi : Üniversiteden —nak « len Recep Peker, Halkevi gösterit kolu tarafından bir temsil, 19,15 Çocuk terbiyesi:” Ali Kâmi Akyüz, 19,56 Borsa ha « berleri, 20,00 Memleket şarkıları Nebil oğlu İsmail Hakkı 20,30 Ha- va raporu, 203 Ömer Rıza tarafın. dan arabca söylev, 20,45 İnci ve ar - kadaşları tarafından Türk muziki- Si ve halk şarkıları ,Saat ayarı) 21415 Mustafa ve arkadaşları tara- fından Türk musikisi ve halk şar- şeriki idim. Beraber çalışıyor, bera- — Ağlama yavrum, dedi, İştayner VT Yaşıyorduk — Dört seno İçinde kısa filmler yaptık. | Bunları merkezl ve cenubt Ame-! rikaya, Balkan memleketlerine gön- deriyorduk. Müşterimiz pek çoktu. İrandan, Arabistandan, Türkiyeden hattâ Uzak Şarktan birçok sipariş-! ler alıyorduk. — Fransa içia 10 - 50 :im;(lııuk amatör filmleri yapıyor-! uk, ! Açık filmlerin müşterileri kim! mi? Dansingler, hususi kulübler,| Tandevü evleri, yaşlı zenginler.. — | ... | Günün birinde Almanyanın ida-! Te şekli değişti. Yeni hükümet, açık film yapanları, gösterenleri şiddet. le takibe başladı. | madmazel, | İştayner tevkif olundu. Ve M:W — Evet!.. hafta sonra kürek cezasına çarpıl. — Fakat bu, bizi alâkadar ederldi. Ben, iki gün hapis yattıktan sön- bir mesele değil! Ortada vurulan |ra serbest bırakıldım. iyok, dövülen yok.. İki kişinin mu- Fakat vafakatile yapılmış bir şey, Mahke- İmı meye müracaatle sulistimal davası|mın açabilirsiniz.. Fakat, şunu söyliye- iyim ki çok fotojeniksiniz, sonra haf- tada yüz mark fena biy kazanç de- İğü,.. hetkesin elinde dolaşan bu bulunacağım. Benimle beraber ça- lışmak ister misiniz? Serbest, hile. siz ve namuskâr bir iş birliği yapa- lım,,. Haftada yüz elli mark alacak- sınız... Ne 0? Kalktınız, gidiyor mu- sunuz?.. Asabi bir halde bağ.rdım: — Bir adalet var.. - İştayner'i Şi kâyet edeceğim, Bütü Rizli işlerini meydana koyacağım, Baron bir kahkaha saltverdi: — Muvaffak olmanızı temetni e- NE YAPALIM BİZ? Ertesi sabah erkenden karakola Bittim. -Komiser beni büyük bir 'dikkatle dinledikten sonra sordu: — Şikâyetiniz bu mu? bülnlynı;?luıı_ Berlinde, hayatı- | en acıklı aylarını yaşıyordum. Geçici münasebetlerle hayatımı te- mine çalışıyordum. Adeta, âdi bir. isokak kadını olmuştum. 1935 senesi, Martının — soğuk bir — Ya, ü İştayner'in v fotoğraflar?, :h"ü' Komiser, yerinden kalktı. Masa- inan üstündeki dosyaları iterek: —, Söyledim size, madmazel. de- Salâhiyeti B0 h - | ai lt erikaya gitmiye karar ver- Bilmem oradı 'ne yapacağım görülebilir. İstekli olanlar 18 ile 21/3/938 Pazartesi — günü | liralik ilk teminat mektup veya makbuzu saat 14 de Daimi Encümünde bulun mahdi YKÜ arlar. (B.) (19ö0n .ıı 3 parasız idim, Ne yapacağı- ' kıları. :siıl aldattı. - Saflığınızdan istifade | Yifmiden fazıa film çevirdik. Ayrı-| îl.âo ORKEîssî'RAnI: Âyni gece (Reio) da yemek yiyor-|tti. Size daha mühim bir teklifte ©4 birçok ta SD veya 100 metrelik| | — Subert: Senfoni İnaşöve, 2 - Staub: Babel Uved. 3 . Çaykvski; Marş Slav, 4 . Langer: Grosmüt - terhan, 5 - Drigo: Leko, 2245 Ajans haberleri, 2300 Plâk- la salolar, opora ve öperet parçala. rı, 23.20 Son haberler ve rtsi gü « nfıı_ı WE' 23,20 SON, DNSN Şehzadebaşı TURAN TİYATROSU İN Bu gece — sast 20,30 da Sanatkâr NAŞİT ve arkadaşları Hakkı Rüşen, Rıfkı, Eyap Sabri birlikte Miçe - Pençef varyetesinin iştirakile (Kaplıca Dönüşü) komedi perde, x TEPEBAŞINDA ŞEHİR TİYATROSU Dram ve Piyes kısmı Bu gece saat 20-30 da FİDANAKİ * Eski Fransız tiyatrosunda ŞEHİR TİYATROSU KOMEDİ KiSWI Bu göce saat 20030 da ODalga z Parar günü gündüz saat 15,30'da * Ertuğrul Sadi Tek TİYATROSU Mart pazartesi (Kadıköy « Sürey « * ve) da büyük suare (Aktör ” Kin) perde,

Bu sayıdan diğer sayfalar: