Erie Von Stroheim Büyük film sanatkârla- rının hayatından gizli kalmış safhaları.. Ünun cesareti hakiki — ölçüsü fümlerde ve sosyete hayatında anlaşılmamıştır. san bir levha üzerinde. elektrik ambalarile reklâm yapıyordu: «Ü - versal filim şirketinin Erie - Voen| öheim'nin nezareti altında çevir- (kadın delilikleri) fil-| inin bugünkü ma Ve her şam dolarların miktarı yükseliyor- 50.000 dolar... 300000 dolar... a 00 dolar... 600.400| 'et 750.000 dolar... İlâ - te olduğu jde bir mahzur görmiyerek en sonun- da (Kadın delilikleri) filmi için bir milyon di sarfolunü ilân jetmişti. | O zaman için bu para pek mühim İidi. Diğer kumpanyalar geride kal- mak istemediler. Çok masraflı filim- ler yapmak istediler, Bu filimler - den 2 milyon dolara mal olanları da vardır. Hattâ daha ziyada Ernest Lübiç, Rüben Mamulyan, Jozef Von İstrenberg veyahut Sesi! dö Mil'in çevirdiği filimlerden bazı- ları milyonlarca dolara mal olmuş - (Devamı 6 ıncı sahifede) (Makdonali) n Kızı Genç ; Nak- (Mart Bigar) Erik fon İste rahayn fliminde ohlan Zzabiti üniformaslıe çek o kadar şeyler yazıldı; kendisine öyle hayali şeyler atfolun- du ki bunlar, fena bir şöhret kazan -L masına sebep oldu. | Sinemaya (tamahkâr), (Kadın de -| kaşla evlendi Hlikleri), (Tahta beygir), <Zifaf sen-| Londranın — şimal — tarafındaki| fonisir, «Kraliçe Kelli» gibi şaheser-| k 5 M |Hamptsted mahallesi evlenme dalre-| ler hediye eden san'atkâr, —adetâ | ğ 3 ibi telâk. (Si önünden geçenlerden birisi genç «şayanı nefret bir adam» gibi telâk-| ” K a |bir kızın telâşla merdivenleri çıktı-| ki olunmıya başladı. | > N Bını gördü. Kendi kendine: Atlantik'in öte tarafındaki gazete- Budkan tüniyücüm BC d ler «Erle Von Ströhtim- şüphesiz bü-| , —, .A fan;Yörum, fekât #cebel yük bir san'atkârdır. Fakat kendişile| y Diye söytendi. Arkadan bir deli - Heçinmek, çalışmak imkâbı olmuyan Bd Teit y bir sahne Vazadır. Kâtâkteri çok fe- Kanlının geldiğini görünce son za nadır, Tok sözleri, dürüşt mnamel _'mnnkıxd.'ı pek çok babsolunan bir aşk lacile herkesin kalbini kırar, herke- Püttrasını hatırlattı: Genç kız, ge. gü dirir. Sonra, çok Mmüsriftir. çenlerde Cenubi Amerika'ya gider - gibi para sarfeder, Ortaklarımı if ken vapurda vefat eden sabık İngiliz Yisa'sürükler .» Başvekili Makdonald'ın kızı, deli » Derler. Ve (Kâdin delililderi) HK kın!ı ve nişanlıtı Norman Ritgley ad- mine dair bir vak'a naklederek: Ü -!" bir nakkaştı. e F niversal Siti de, stüdyonun yanındaki | - #ladmazel Makdonald'ın. işleti boş bir arsada, Montekarlo gazino. Sünüb, uyni büyüklükte bir modeli| yapılmıştı. Yan taraflarındaki (Otel ve Kale dö Pari) binaları da aynen inşa olunmuştu. Bunları yapmak i « çin de bir çok paralar sarfedilmişti. Eric, geldi, binaları dikkatle tet | kik etti. Sonra: Pe olmuş, dedi, - Fakat iki metre daha geriye almük lâzım, Hemen işe başlayınız. Eric'in yaptığı filimlerin çok, pek çok paraya mol olduğu inkâr edile- mez. Fakat, bu filimler, sarfoluna: nin bir kaç misli kâr temin etmiş ve| ortaklarımı çok kazandırmıştır, De- mek sarfottiği paralar havaya gitme- miştir. Üniversal Film kumpanyasının ilk büyük filmi (Kadın delilikleri) dir, bu kumpanya, ikinci derecede — idi. Büyük kumpanyalar sırasına geçmek i Eric'in senaryosunu — kabul etti, islediği kadar para sarfetmek « te sarbest biraktı. Eric işe başladı. Her şeyin hakik! olmasını istiyordu. Meselâ, kapıla » ra, pencerelere hakiki cam konulma- tiyordu, İtiraz ettiler : «Ya pa- Tiltıiları? Fena görülmez mi? ... Eric tabil bir halde cevap verdi «Hayır! dediğimi yapınız. Başka u büyük san'atkârim hayatı- hgilterenin sabık Başvekili Mak - donald'ın kızı İzabel Makdonald *Eski sapan» otelinde tanışmışlar, se- | vişmişler ve evlenmiye karar ver -| mişlerdi, Bir kaç dakika sonra iki genç ev- lenme dairesinden çıktılar, ve güle- rek merdivenleri indiler: Artık Mad-| imazel Makdonald, Madaı Norma geye karışmayınız...> O vakite ge -İritgley olmuştu. L Hinciye kadar Üniversal Siti stüdyo- M d ü R; - Z < sundaki pencere ve kapı perdeleri| Madam Rilgley, izdivaç — gününü Bizli tuttu. Halkın birikmesini, Ba- İzete muhabirlerinin fotoğraf maki - nelerile. sinema âletlerile karşısına idikilmesini hiç istemiyordu. Bu sebeple yalnız hemşiresi Şeylâ ve Makdonald silesinin samimi dostu doktor Bonar'dan başkasına — haber kalın ve kaba bir bezden yapılıyor - du. Erik bunları halis ipekli kumaş- tan yaptırdı. Masaların — üzerindeki vazolara sun'i değil, hakiki çiçekler koydurdu. İlk evvel lüzumsuz görü - len bu şeyler sonradan çok muvafık bulundu ve takdir olundu. Y aydman meselesi efkârı umu-| miyede derin bir tesir uyan - dırdı, Kadın aycılarına, kadın katillerine karşı büyük bir. , nefret hüsüle getindi Hakikaten eski ve yeni tarih araş-| tırılırsa bunların gözlerine kestir -| dikleri kadınları (izdivaç vadi) — ile kandırdıkları, bir müddet beraber ya| şadıktan sonra ya paralarını, elmas-| larını alıp kaçtıkları, ya da kendile -| rini öldürdükleri görülür, Bunlardan düzinelerle kadın öl - düren ve zabıtanın eline geçmiyen -| ler çoktur, Fransada sevdiği kadın - ları öldüren, cesedlerini furunda ya- kan (Sakallı Landro) nun macerası henüz hatırlardadır Biz, Amerikada, Nevyorkta (Ka - dıin avcısı) namile şöhret alan bir ka- dın katilinin, ve bu kadının penç sinde can veren zavallı kadın macerasını, sayın oküyücularâ zetmek istiyoruz, Bir canavar | ar - yaâlnız kalmığı zamanlar bu- aklına İkıwermesi ihtimalini düşündükçe vü- “İğunu, bir aile hayatı geçirmek iste « Totomobili olacağını, bala S -SontTEacın 8 . MMart. nn t sürd yazık ki (balayı) an- gün tevsiyesile, Bir gün öğle yemeğinden — sonra gezmiye çıktılar, Konuşuyorlar, kol- kola gidiyorlardı. Nihayet yoruldu - lar Kocası: — Mini, dedi, Yorulduk, İster mi - sin, şurada oturalım, biraz dinlene - dim, Bak uçurumun altındaki — dere ne güzel akıyor, suların - hışırtısını dinleriz olmaz mı?, Dedi, Yere oturdular, — ayaklarımı uçuruma doğru uzattılar, Tatlı tatlı konuşuyorlardı., Düklo, birdenbire kodını toşluğa Htti, Aşağıya düşünce kayalara çat « pacağını, kafası parçalanacağını he « Ssap etmişti. Fakat, uçurumdaki çalılara takıl « dı, kendini topladı, çılgın gibi bağıra- rak kaçmağa başladı, ve az — sonra gözden kayboldu, Vefasız kocasının n faşlar bir yerine te - üşti Yalnız, vücudunun Ötesi berisi çürüm Muhakkak hir ölümden kurtı Hedviğg, kadını uçuruma yuva: yap öldürdükten sonra otle dönecek, karısının kazaen uçuruma düştüğ nü söyliyecekti. Plünı buydu, Kadı « nın, kurtulacağını hiç aklına getir « memiş, buna ihtimal vermemişti. Şimdi ne yapacaktı? Hemen kararı « ni verdi, Acele ötele döndü, Çanta « sını, otel kasasındaki pa: aldı, bir mektup yazdı, mazanın üzerine biraktı, “çirkin kadın,, diye başladığı bu mektupta eğer herkesin islihzası - na maruz kalmak emmezsea suküt &t- mesini, geçen; vakayı kimseye söyle- memesini, şayed söylerse kendisini öldüreceğini yazıyordu, İlk trenle Nevyorka geldi, Ertesi, ve daha ertesi gün çıkan gazeteleri Amerikalı Kadın Yamyam Nihayet Feci Akibetine Kavuştu ! tetki ketti. Mini ve Dükloya — dalr bir şey yazılı değildi, Ganavar- B” a An Titağı * tallkl Korkunç Macerala- rıni ! Anlatıyor bidayetinde.,, Bazı geceler odasında | daşı kaybolur rafı velveleye ve « receğini, polise müracaat — edeceği gelir, uykusu kaçar, Bu kadını da öl-|muhakkaktı. Sonra, hernedense vak- idüremediğine teessüf ederdi Elin -|tiyle öldüremediği kadının, — Mini den kaçıp kurtulmaya muvaifak o -| Moyerin hayali gözlerinin önüne ge- lan bu kadın ekseriyetle rüyasına gi-|liyordu, Tamamiyle unuttuğu — bu rerdi, Bu kadının bir gün önüne çı-|vakayı batırlıyordu kimseye söylememişti. Hedvig o zamandanberi kendisini görmedi, Fakat korkunç hayaleti de bir türlü unutamadı, Yolda gider « ken kendi kendine: -- Adam sende! diyordu, O vakit. ler genç, zayıf, kumaral saçlı bir de « likanlı idim, Aradan yirmi sene geç ti, Şişmanladım, saçlarım - kırlaştı, Farzırnahat olarak karşılaşsak — bila beni tanıyamaz!... Tesadüf izli adımlarla — yürüyordu, H Gözlerini dükkânların lovha - | Jarınâ diğmişti, Küçük — biz |bakkal dükkânmın önüne geldi. Ka- piyı açtı, içeri girdi, Eliz — oradaydı, ISevmçlc: Bu kadını, Nevyork civarında bic| — Fredrik, şimdi seni konuşu cudu ürperirdi, köyde görmüştü, Kendini Jül Duse|duk, Acaba ne zamün gelecek Hedvig, son zamanlarda bir parm;vu bir Fransız muhaciri olarak ta -|yorduk... kadını gözüne kestirmişti. Bu, kır -'mtmıştı, Mini Meyore, ölen anasın -| Dedi, Ve elindon tutarak dükkâ « kını çoktan geçmiş, fakat güzelliği|dan yedi bin dölar miras — kaldığımı|min arkasında bdaya götürdü, Mağa « yerinde, sirma gibi saçlı bir kadın -'kaldığını haber almıştı, lnın önünde bir kadın oturuyordu dı: Eliz Frenzel. Mini, belki o vakitler yirmi yaşın -| — İşte Fredrik, sana dairsâ bah « Hedvig, kendini Fredrik Şimit is-/da idi. Ateş almak için fırsat arıyor- settiğim sevgili dostum Mini. miyle tanıttı, Ve az zamanda kadının|du, Düklönin evlenme teklifini cani- Dedi, Sonra Miniye dönerek ilâve gönlünü çekmiye muvaffak oldu, A-|ve gönülden kabul etti, Evlendiler ,|etti. rasıra dükkâna gidiyor, konuşuyor -|balayına çıktılar, Kocasının tavsiyesi| — Nişanlım Fredrik!... lardı; İüzerine bütün parasını, elmaslarını| Kadın avcısı, senelerdenberi h Kadın derdlerini anlatıy İda beraber aldı, yalini bir türlü unulamadığı k: sizlikten usandığını, işten Zavallı kadın, sevinçten deli . gibilbir gün karşıjaşmak ihtimali kimse- ruldu - | diğini söyliyordu, | Hedvig, ona bol bol İunüyor: Güzel bir köşk aidlerde bu « üçük bir! nasıl ge #rabbi kadınlar ne kadı tırlar!... tatlı bir bakış, okşayıcı bir söz le gönüllerini çekmek, istenilen ş yi yaptırmak mümkündür. Hole kır- kını geçmiş kadınlara... Biraz iltilat Kösterdiğiniz, güzelliğinden bahset - tiniz mi?... Hemen tuzağa düşer Bu gibi kadınlara kendinizi sev - dirmek istiyor musunuz, daima tatlı| sözler söyley Nezaketle mua - mele ediniz, Sözlerinç itiraz etmeyi-| niz Ne derse, evet, cevabmı veriniz | Saçlarım, zlarını okşayınız, el -| rini ellerinizin içine alınız, gözle - rinizi süzünüz, en tatlı sesinizle ya - yaşca kulağına fısıldayımız: Sen, ru -| vinecek, memnun olacak... humsun, hayatımsın! yaşayamam! Sensiz - biran Bunları söylemesi: kadım yüzde yüz cunuzün içine alırsınız | Hedvig Şitlen, bunları pek iyi bili-| yordu, Biraz da yakışıkl: İdi, İşi ve| gücü kadın avcılığı idi, Belki yirmi senedenberi, muhtelif imlerle bir çok adınlarla nişanla -| nıyor, sanra paralarını, elmaslarım alıyor,kendilerini öldürüyordu, Ce -| bildiniz. mi, , Gder avu - çiteceklerini, nasıl mesi kuracaklarını uzun uzun, şilr okur gibi anlatıyordu. Zavallı kadın! Bu sözlere inanı - yordu, Nihayet bir gece ayrılırken, dükkânın başka birine devredece « ğini, evlendikten sonra da seyahate maya hazır olduğunu söyledi. ve sırma Saçlı güzel başını Fredrikin o- müzuna dayayarak ilâve etti: Fredrik! Sözlerini dinledikçe kendimi, rüyada sanıyorum, Bu ka - dar saadete lâyık olduğuma ibtimal veremiyorum, Söyle bir daha tekrar et, Beni mosud yaşalacak mıscın' Ah! Bunu Mini duyarsa ne kadar â bir yuva adeta — bir | se- Mini! Fakat o, bir akrabası, sami - mi bir dostu olmadığını, yalnız aşadığını söylemişti Halbuki şimdi bir (Mini) den bah- yordü, Sonra bu isim, yirmi se - ne evvel elinden kaçıp kurtulan ka - dının ismine benziyordu: Mini Me - yer,.. Acaba 0 mu?... Kayıtaz — bir. tavırla sordu: Mini mi? Biricik dostum, Mini Müller ... Karşt sırada bir bakkal dükkânı tu - ve sında itidalini mubafaza — edeceğini zannediyordu, Buna rağmen Miniyi Börür görmez tanıdı, Bu, uçuruma atmak istediği kadındı, Fakat çok değişmişti, Zayıflamış , Kele'i hakikaten musrif ve para -| larını lüzumsüz yere sarfeder san - mayımız. Üniversal kumpanyası, bu. filmi yaparken sarfettiği parayı hal- ka bildirmek için (Brodvey) cadde - #inin en kalabalık bir yerinde, ko- vermedi. Merasimde ne dominyon -| Tar umum kâtibi Melkom Makdonald, ve ne başkaları hazır bulunmuştur. Dinf merasim Makdonald ailesi he- nüz matemde bulundukları için bir müddet sonra yapılacaktır. | sedlerini ortadan yok ediyor a, kimsesiz nız yaşayan yaşlıca kadınlar dan seçiyordu. tuyor. O da benim gibi kimsesizdir, - İyalnız yaşar, Bazı geceler ya & bana arasın -| gelir, ya ben ona giderim, Derdleşiriz; Erkekler S Hedvig, çok zeki çak kutnaz bir a-|Fakat herhalde gzık ı;ıırıîî:- şıc::ıı“ıî 2 damdı, Hiç yakayı ele - vermemişti, |nacak, İhtimal bana haset edecek... z bir defa, o da işe başladığının| — Düşünüyordu, Bu kadının” arka -| d saçları beyazlaşmış, rengi sararmış - tı, Yalnız gözleri eski 1 — Fredrik, Şimit mi?... Diye tekrarladı ve sonra sordu: — Bir yerde korgılaştık zannede « (Devamı 6 mcı sakifemizde' y n a ddd