&€ - SONTFLGPRPAFP — 2 Şubat 1028 AK ŞAMCILAR -— 85 — JESkI bir akşamcının defterinden Yezen : Kerimin elindeki kalın saplı | Osman Cemal Kayaılı şemsiye herifin kafasında hemen iki parça oluvermişti. Öteki ses: se anlıyalım! Zaten bir sıkım nı olan Sait Hikmet bu son sözü du-) yunca apışır gibi oldu. Başı kalpak-| h, ve gömlek yerine kalın yünden spor fanilâli Turhanm yüzüne bak - tı, Turhan: lsüğgicdi, baydi bakalım, de atalhım, yürüyelin vakit geldi. Hep birden son kadehler dokuştu- rularak çekildi. Yine hep birden mer- diveni indiler. Aşağıdaki masalar he-| nüz doluca id. Çalgı şimdi susmuşlu. | lerdiveni en önden inenler daha zi-| le zaif nahif soluk benizli, üstleri ları şık gençlerdi. Said Hikmet en| rkada inmekte alan Turhanla Ke - Neod min aşağıdan yul araba sürücüsü başın n pa yordu. Önden inen şık, çelimsiz zübbe kıyafetli gençler görünce : Barba! n ar kilıklı her - Burası meyhane be, buraya & - lem keyif çatmaya gelir, keyfimin İkâhyası mısın sen? Sahl Hikmet sokağa fırladı. Ar - kasından Turhan da öteki ge peşine takıp çıktı: İçerde yalnız Sa bahattin Selis, Tesalyalı Şevki. Ke -| im Necdet kalmışlardı. Biraz son- ra onlar da çıktılar. Dar sokağa geç- iler, köşe başında hararetli hara retli - birbirlerile — vedalaşıyorlardı. İŞimdi meyhane tarafından doğru sal lana sallana ve kol kola iki karal - 'tı üzetlerine yanaştı. Bunlar demin - ki çamur herifle orada peydahlamış olduğu yampuru omuzlu biri Çamur bherif orada da — sulanmıya başladı: — Bizim kravalımız yok amma, kravatı bugün sokaktaki kâpekler ta- kiyorlar! Said Hikmet yine Turhanın yarıma sokuldu. Kerim Necdet herife — Arkadaş, tedi, haydi çek arabanı un ler bunlar mıydi Barba gayet ciddi - Hayda şimdi sus, hayda şimdi sus, iç rakını efendime soyleyeyim, | şurasında, bak keyfine! — Yok hani onlarsa anlıyalım... Yani ya, biz de oldukça mumdan | kandilden çakarız da | Gençler hep kapıya doğru sıra - landılar ve bi görmek i; zi erim Necdet, Sebah is tezgâha sokuldular. Hikmet hâlâ Tw kolunun altı da tez- le görür - ü kılıklı - herif/çında etrafa ağız dolusu küfür savur- | duğu için tokatlıya tokallıya ve sü -| ; Elindeki - boş ni tempo ile tezgâha vura-| e in takapukasına mum di « keriz Ebenin takapukasını mum di- keriz!... Said Hikmet soluğu sokak kapım- D nda aldı — Dışında aldi Tez- hesap işi biterken herif bir daha çamurlaştı, zurnacıya döndü: — Gider ayak, dedi, beylerin şe -|"dülar. Ötekiler evlerinin yollarını |Vüyük ve as cefine, Malkara Keşan Hoppala paşam-, | Havası çalsana, | ne duruyorsun î z? K ya, sağır mism, maçe | inin şerefine bir | Malkara Keşan Hoppala paşam! | Şevki herife döndü: — Arkadaş dedi, hesap görüyoruz| şaşırtma bizi | Kopuk birde nsertle; barut ke —L 48 t şuradan; zaten olmuş: olacağın kadar, b n başını be ek belâ, ara - Necdet : dedi. Al öyle ise! Kerimin elindeki kalın saplı şe herifin ka lüvermişti. Kopuğun sonradan peşine takılan avnacı kıyafetli herif derhal sessiz z oradan cizdam etti. Öt varlanmış, ağız dolusu külür için - iye sında hemen iki parça o- İ yere de kalkmıya ui ken çamurda a; lanıyordu. le kaldırdı. Ve gece rükliye sürükliye karakola götürdü K r de onun daima se: Şirndi Tur rim Necdet Saba. hattin Seli: daima iz, daima düşü dalma gözleri meçh ğru baygın siyah fesli, bol paçalı, pek az bıyıklı ve çok amma pek çok içen arkadaşı Faruk ötekilerden ay -| tuttular; Beriki dört kafadar da Ye - aşka bir .. miş iskelesindek meyhanesinin yolu Dört kaf: de oraya gelince 'ne görseler beğenirsiniz? Şahap Nu - reddin İTevfik orada değiller mi? İi 'adar adına Tevfik denilen kalender Meş- reb, Serseri Mezhep adamı hem - bir kamış parçasımı tıpkı bi rinsan — gibi nasıl dile getrdi küinatı kendi te) e kendisinden a - Sonrada içinden: 'nası? tasvir etti dam akıllı dinle — Boş adam değilmiş, yaman a- (dammış bu kıvırcık saçlı kara yağız İzmir uşağı! dedi. (Devamı var) ONU KiM ÖLDÜRDÜ? Yazan: Meris Löblan Raul mektubu patrona — vererek, yüz metro uzakta buluman otomobili- ne bindi ve dans salonunun kapısını tarassuda başladı. Raul aldanmıyordu. Muayyen saat- | te görjore geldi, yanında bir sürü pe-|. lis vardı. Onları dans salonu etrafına | dizdi. Sonra yanında muavini Fla - man'la beraber içeriye girdi. Raul! kendi kendine: deşmiş olduk.. İyi ki düşün -| im. Mü, ve: — Maamafih, diye düşündü, hiç ol- mazsa bu saatten sonra Klâra'yı ra - hatsız etmezler, Raul, Zozot'u bıraktığı arkadaşının Nakleden:fa, haber yoktu. Mektup verilmiş di? Meçhul, Raul arkadaşına: — Zozot'u, dedi, yarm öğleye ka- dar alakoyayım. — Hiç olmazsa Jar - jöreyi kızdırmı: kapatınız ki, nerede oldu; etmesin. Eğer bu gece bir şay öğre- | çleri| koltuk| ve yükleme, Binek hayvanlarının şehir içinde ratliye veya dört rala kaldırılma - ları yasaktır. Binek ve yük hayvanları da yolun sağ tarafından gitmeğe meeburd İlar. Bunlar ancak kat'i bir zaruret İhalinde şehir dahilindeki y bileceklerdir. Şehir içindeki yollardan başıboşi İlinde yük taşımaları yasaktır. Sokaklarda binek ve yük hayvan |larını dövmek yasaktır. | Şehir içindeki ve sürü halinde yollardan maşıbbş er |geçirmek | geçirilebilecekleri beledi; rü halinde sevkedilecek hayvanla- rın ne vakit nerelerden ve ne süretle v tenbih - İlerile ilân edilecektir. Bunlara aykırı İhareketetmek yasaktır. Carlı kü | hayvanlarının ayakla- arkıtılmış ola-| ve şehir içinde sürü |halinde götürülmeleri ve kafesle nak İjııılıhrkcn kafosle rulmaları yasaktır. | Vahşi hayvanların şehce şehir n sımsıkı doldu- kulma- ları veya bunların fçinde bir! | Istanbulun yeni Toptan sebze - Satış yeri | 75 bin lira sarfile yen! | pavyonun inşasına başlanıyor |. Unkapanındal halinin genişletileceğini evvelce ha - |ber vermiştik. Belediye reisliği bu kararımı tatbik İbin hıra ayırmış | Bu para ile şimdiki halin yazına i bir paviyan ilâve olu- İnacaktır. Yeni paviyonda yalnız sebre salış- ları lera olunacaktır. İnşaata; şubatın |16 sından sonra başlanacak ve sürat- |e ikmal olunacaktır. , Bedevi Zade Suad, Necdet| halin bitişiğindeki arsada, toz ve top- rak çI yapılmakta olan sebzi ları da muntazam ve m, but bir çatı altına alınınış olacakt Erzincanın kurtuluşu kurtuluş bulda yüksek tah- genclerle şehrimizde Erzincanın ldönü, bulunan Erzincanlılar 13 şubat pazar İgünü saat 16 da Eminönü Halkevinde İmerasim yapacaklardır lodada disiri | — Yeter, diyordu, yeter. Aklını ba İşna topla.. Meseleyi yeniden tetkik Şedelim. Bakalım vaziyet nedir? Jor - jöre ile boşu boşuna uğraştık. Her halde, acele ettim, muvaffak ola - miy -| madım. Zaten insan İşık oldu mu| — Öldi hep böyle sersemlikler yapar. Şimdi bunu baırakalım. Jorjöre'den hımcır sonra alırım. Sâkin oluğm ve bir İplân yapalım. itarmak için dünyaya alt üst edip mu- Belediye yasakları! W Binek hayvanlarile nakliyat aid. hükümler bu kabil işler için belediyece vaz <.47. olunan esaslar ve yeni memnuiyetler tır. Birer ikişer veya| İbaptaki dar boşaltmaya | yerden,başka bir yere götürülmeleri | için belediyeden izin alınmak ve nak- le aid tertibatın keyfiyeti belediye -| İnin mütehassıs memurlarınca tasdik| a hareket et-/si mek y | rdan| yükler yükleme, taşıma, boşalima (€ Yükletme; yükün bir kasımnun ve-| ya hepsinin yolda dökülmesini, ara - yvanının — devrilmesini, b ol İbanın ve ha [şuı. mıy |fak bir zarar dahi v te yapılacaktır. Yüklerin genişliği 2,80 ve yüksek- İBği yerden itibaren 3,10 metreyi geç- İmiyecektir. Bu hadden fazla genişli ve irtifada olan eşya ancak beledi ce tayin edilen zâmanlarda”nakil o- lunabilir. | içi- Her türlü eşyanın, yenecek lecek şeylerin yüklenilme, taşınma |ve boşaltılmalarında / temizliğe son) derece riayet edilmesi şarttır. (Gıda |maddelerini taşımaya İaraba ve kapların nev |belediye tenbihlerile Iıvdileb ir.) mahsus ve gekilleri| tesbit ve ilân İsi kel vekili dan Beşiktaş'ta hamam İL7 No: lu hanede mükim Nazım Şa -« İbabettin aleyi aleyhin İstanbul 5 inci icra dairesinin 930/ yasile mückkilinin al-| etmenlik maaşına 1043 lira 80 kuruş alacağı olduğun - meyva ve sebzejdan bahsile hacız vaz etmiş ve ev- İrakı büyük yangın da yanmış rılılı:-','u“' ince | ve kanunu mez-| kurun tayin ettiği zaman dahi mü- rur etmiş aolduğundan haczi mevzuu- İnun fekkile masarifi muhakeme - ve ücreti vekâletin tahsili talebile ika- me edilen davadan dolayı müddci a - leyh namına mezkür — ikametgâha gönderilen davetiye borçlunun bu kametgâhı terk ederek bir — semti meçhüule gittiği elyevm nerede bu - hunduğunu bilen olmadığı beyanile bi- dâ tebliğ iade kılınmış ve müddei ve-| İkilinin kanuna uygun görülen tale- i veçhile hakkında ilânen tebli -| İğat ifasına ve tahkikatın 5/2/938 ta-| rihine müsadif Cumartesi günü saat | 10 da icrasına kara rverilerek — bu| ye varakası mahkeme divankanesine talik kılınmış oldu -| gundan müddeialeyh Nazım Şaha - bettin bugün ve saatte bizzat hazır bulunması veya vekâletnameyi — haiz bir vekil göndermesi aksi takdirde kanun! muamele ila edileceği malüm olmak üzere H. U, M, K, nun Mi, 142! inci maddeleri mucbince ilân olu-| jdar metin yaralılışta idi, amma, bir[ adam öldürmüş olmak fikrine mu-| kavemet edemezdi. Raul, onun, iri Pol'u vurduktan sonra halini hatırlıyor: düm... Bir adam öldür - İdum Artık beni sevmiyeceksin! Diye feryadını duyuyordu. Genç İkızın otel gitmiyrk bir. halde İsokakta dolaşmasını da ölüme doğru | Saat 12 y Belki bu saat Kl: İsalınca titredi. nirsen bana Otöy'ye telefon et. O -| vaffak alacaktı. Fakat meselenin mü-|ra'nın ölümünü işaret ediyordu. Sor Taya gidiyorum. Otöydeki evde kimseler müuştu. Başta Kürvil olduğu halde hepsi çalışıyorlardı. Raul odasına çekilerek bir — saat uyudu. Bir saatlik uyku, — ekseriya, aklı başına toplamasına kâfi gelirdi. evine gelerek baktı. Zozot onu w’r.h.,,hmu,nı"ı_m hayli aradıktan sonra nihayet uyu - |sıçtratarak uyandırmıştı. muştu, Polis müdüriyetinden hiç bir Raul kalktı, ayaklarını yere vurarak himmi asıl istikbali değil, o gün- ha yoktu. |Kü vaziyeti halletmekti. Zira, teh -|kendisini öldürdüğünü, ne gibi va- Diyerek otomobilini hareket ettirdi| Raul'un bütün adamları seferber 0l-|like vardı. Bu tehlika dakikadan da- Sstalara müracaat etmek ihtimali ol- İkikaya — büyüyardu ve Klara, ancak tahkikat hâkiminin buzuruna çıktı- İi zaman kurtulabilirdi. — Zira, o za- man irf Pol'un ölmediğini öğrenir vicdanını müsterih edebilirdi. Halbuki o zamana kadar Jorjöre 'olsun başkası olsun kendisini sıkış- |tırabilir zavalla kızım da elinden bir Akaza çıkabilirdi va saat biri çaldı. Rawl, onun nas duğunu tasavvur ediyor, müthiş bir fazap duyarak silkiniyor.. | — Hyır, olamaz. ölmemeli!... İdiye bağırıyor, sonra tekrar Şeyleri düşünüyor, adetâ bundan be- Bimi bir zevk duyuyordu. | Raul, bu çektiği azapları, mesele |halledilip de bütün hakikati anladı-| ğt zaman hatırladıkç kendi kendisin-| cenin k olan HİKÂYE Hayattan bir Yaprak (4 üncü sayfadan devami hasta öksül bir anno, âciz ba - kışlarla odanın ortasında kımildayan öksüz çocuklarına dalmış düşünü - yor Süheylâ penicerenin önünde ge- mülen zavallı hasta anneye kaldırıyor... iktıktan gsonra: ne düşünüyorsun, şii gözlerle kızına bakı - rar zun uzün b diyor. yor: — Hiç Süheyiâ!. — Hiç olur mu. Bir şey düşünme, demedi mi? doktorun enibüyük tav- çekerek — gözlerindi yaşlarını ince zayıf par - silerken kendi damlayan maklarile söyle kadar sor bana Sühu kol. irebilirim? Has bir anne düşünmekten ağırır ne yapalı Senden kaç gündür — saklıyordum Süheylâ üç gecedir yediğin yemek Vedat ve emekleri komş yor. ça koparan bakmaktan yerleştirdikten 5 Tarın — S0 e yaklaşlı kendi kendine düşünüyordu. Gece bahtı kadar ka ranlıktı — Bu gece yediğimiz yemek bir daka öyle mi. Talibsizlikle başl. bu örmür bakalım ne a k? Bir lokma yiyecek ek yok yarın n hanındaki avuka bece miz t Muhsin son sözü si â liyecekti, gelmiyen onu alacagına kat'i söz ya- erleri- fa verecek bir mucize gibi bek- yarının muva raz © yi olmasını varıyordu. Gece bu karanlık odaya bir mez: e çökerken talihsiz insanla- ardığı acı nefeslerle korkunc- bu tal leri sanki müebbeden kendi rengine yüyordu. Pai zen değil gözlerile Süheylâyı sü - genç kızın — yüzüne Te bakarak son sözünü sö; Evet Süheylâ hanım, tali küsün, kâtibim Mmuhakkak gelece - ni ih kimseye verilmemesini yalvararak yazıyor, senelerdir ya - pımda çalışan bir insanın bu arzu - sunun yerine getirmezsem — bilmem nasıl olur. Fakat maamafih belki ha- yalta en az tesadül edilen bir tip - siniz hoşuma gittiğinizi ede 'er kendine| « |&nuu bilmemi ine bakan| bi |d |mem, Sizi kendime bir arkadaş ola- rak yanıma alsam muvalakat edet misiniz? Bu son kelimeyi Sükeylâyı bakarak bitirmişti. Süheylâ titriyen dudaklarını zı açarak: — Nasıl mese Vedat gene — ayni devam ediyor. Sözün Dele bakışlarla nema ve |de sizin büt karşılayacağım. Hem de bol bol a1 kabül mü?. Ba, h şlarla örtülen gi | — Son sözünüz bu muydu — de - Acı acı gülerek. — Peki kabul z sizin sefahat arka - dad'a l bir lokma ekmeğe ta bir anneye, üç feda ediyorum. Teklifinize peki diyo- rum Bay Vedat!. Allaha ismarladık ederim iheylâ sendeliyerek kendini kal- arımların üstüne atıyor. H ti bu son acı silleyi şuursuz- ca karşılayarak O hayatın- da ge k ve bilmek te iste - ur kız yalnız ins: dan kaçmayı onlardan uzaklaş - mayı düşünen Süheylâ, bu yükün bu hayat yükünün altında daha çok ka- lamıyacağımı gözlerinin evdeki sefa - et Manzarasını uzun müddet daha -|seyredemiyeceğini anlamıştı, Silkin- İdi, kendini Karaköyde hırçım dal - gaların tokatladığı boş ve tenha rıih- t neden i? Bunu düşünmeğe vakit |kalmadan, veremli anneyi, yetim anneyi düşünmeden “kendini on - İların kendisine uzanan dalgalarını bulan genç kızın kü- vücudü dalgaların kucağında |güneşli bir hayat yolundan serin bir İgece olan ölüme doğru kayboldu İgitti, Dalgalar rıhtımın yıkık taş - ına bir şapka ile bir eldiven te - çarpıyordu. Metiha Madencioğlu Yeni neşriyat çük Yeşilay 18 yıldanberi memleket sağlığı yo- İlunda verimli çalışmalarına devame- İden Yeşilay Kurumunun neşretmek- te olduğu Aylık (Yeşilay) mecmuası. Ja (81) inci sayısı yeni bir kapak - |serisinde zengin münderecatla çık - (mıştır. 16 sahifeden ibaret olan bu Aylık Kültür ve sağlık meemuasını okurla- rımıza tavsiye ederiz. Merkez satış yeri Ankara caddesi A7 No, lu Remzi kütüphanesidir, 100400004000 600000000000 : 7 $ | Zührevf ve cild hastalıklırı Ş i Öm Dr. Hayri Ömer Öğledensonra Beyoğlu Ağacami â karşısında No, 133 '?âelou 43585 -“”“““““»»“ Baş, diş, nezle grip, romatizma ve bütün ağrı- larınızı derhal kaser. İcabında günde 3 kaşe mabilir. da hakikati öğrenme- i, yımadığını maheup olacaktı. Halbuki bu hakikat gayet basitti. Hem onu görmemek için insanm kör olması lâzımdı — Bir sürü küçük te- ferrudt, her an meselenin iç yüzünü düşünerek un yüzüne haykırıyordu. ibi gayet basit, sade, he timali olan bir bakikat... Mantıki Ş oluruz. Yarın gelip| Fakat ne bu sözler ne de düşün-|bir karar olarak telâkki ediyordu. |Pf hakikat. Fakat meseleler bazan ben kendisini alırım.. Siz, perdeleri|celeri Raul'u teskin etmiyordu. El -| — Bu düşünceler Raul'un bütün man- ğunu fark|bette bir plân yapacak, Klara'yı kur-|fakını altüst ediyordu. çok ba: mek güçleşir. Raul bu dakikanın yakınlaşmı: anlıklar ve esrar içinde zannediyor. Iztırabı ve bu deti ona gizliyordu. kolay — hakikati Kendi kendini top- |lamak için büyük bir kabiliyeti ol-| ayni|madığı halde, Raul kabil değil sâ «| kin olamıyor ve uzun dakikalar geç- Ükçe ıztırabı. artıyordu. Saat ikiyi sonra üçü çaldı... Raul açık pencereden sabahin ilk ışıklarını seyrediyordu. Kendisin, olmakl berber öyle cephe- | |lerden görünürler ki, onlrı hallet -| ol- masına rağmen kendisini mütbiş ka- iztırabin — şid - olunca, diyordu, Kla- ra her hâalde kendini öldürmiye ce saret edemerz. T Ne çocukça mar sellit | Saat dört! | Raul saatine bakarak. nasıl işle - diğni, akrebin nasıl işlediğini seyre İdakir. Dördü beş... on:.. on beş geç- ik! Ne çocukça te- İgün yüz tanesine tesadüf etmek ih-| ** Raul birdenbire titredi. Bahçenin kapısı açılmıştı Bu saatte kim gele- bilirdi? Bununla,boraber alelâde zaman - larda olduğu gibi, Raul, soğuk kan- hlığını kendi kendine de ispat için sında bulunan kapısının düğmesi- ne bastı, açtı. Kapıdan içeri bir gölge girmiş &- lerliyor. Kimdi? Karanlıkta fark e- dilmiyordu. Sonra merdivenden ayak — sesleri duyuldu. Ağır ağır çıkan ayak sesle- | | | Raul, be meçhul ziyaretçinin kim lolduğunu bir an evvel anlamak için Egldlp kapıyı açmıyordu. Hayatında İ (Devamı var) aat üüü . Si