F-SONTELEPAF-27İkincikânun 698 £-SONTELEPA P 271İkincikânun es8 JAKŞAMCILAR v TEm aNN NeMA aNİN mamantmeninız mame fi | JESKkİ bir ekşarnmcının detterinaden) Osman Cemal Kavaılı « .. Meğer içinde kadınların bulun” v . .- . duğu arabanın şoförüde içer” « -a & e ğ K . dekiler gibi fitil değil mi imiş. — Onları tanıyan genç hemen fır- |ham kendi fazla işti ladı, arabaya yanaştı ve onun ya - (dakiler ona boyuna: Haşınasile birlikte arabadan bir kah- | — Aldırma, bas gazı! kaha, bir cıvıltıdır koptu, İçerideki | Kumandasını veriyorlardı. Bir a- fakat Şadi ile İralık Trabya ile Yeniköy arasında bir yanına geldi- |kıvrıntıyı dönerken ön taraftan acı ler. Haydi oradı fasıl daha! bir çığlıktır koptu. Arka acabalar he- Şaför şimdi boyuna korna çalıyor; |men istop ettiler. Bir de ne baksın- kadınlar içeriden: |lar öndeki kadınlı araba denize uç- — Geç kaldık ayol, haydisenize! I ş mi? Artık avaz avaz haykır- Diye sızlanıyordu. İkişer üçer ra- imdad istemeler.. kı ve bira daha çekildikten sonra ka- Yetişiniz!. Ölüyoruz!. İmdaad! rar verildi, Oradan iki otomobil da- |İmd>ad!. . Can kurtaran yok muu? ha bulunacak ve hep birlikte arka |Sesleri ayuka Ççıkıyordu. Arka ara- arkaya gelin alayı gibi alayla gidi- |badakiler çoktan arabalarından in- lecekti. Otomobiller kolay bulundu. |mişler: fakat bir şey yapamayıp bağ- Fakat bu sefer de çalgı aranılmıya İrişarak aşağı yükarı koşuşuyorlardı. başlanıldı. Buradan şimdi üç araba | Durum çok acıklı, çok fecidi. Ara- çalgı ile kalkacak, Feridiyeye kadar İha oldukca sığ bir yere düştüğü hal çala söyliye gidilecek, hatta Hacı İde içeridekiler hâlâ kendilerini dı- Osman bayırında bir mola - vetilip İşarıya atamamışlardı: yolnız sarhoş oradaki kır kahvesinde sesi pek gü- İşoför suyun içinde acemi acemi ça- zel olan Nigâra bir iki de hey hey İbalanıp duruyor ve boyuna haykırı- çektirilecek ve işin sonuna sabaha İyordu. Bir kaç dakika sonra polisler, kadar Feridiyede devam oluncaktı. İbekciler, daha biraz sonra da iskele- Bu vakit çalgı nereden bulunurdu? İlerden sandallar, kayıklar yetiştiler Nihayet garsonun birine yüklüce bir (Bir balıkçı kayığı tarafından ilk bahşiş adanınca o koştu. Büyükdere |kurtarılan şaför oldu. Arkasından çayırının arka taraflarında oturan |bir küçük yalı sandalı kadının biri- kıptilerden bir klârnetle bir çifte İni aldı Daha sonra bir başka büyük- nâra bulup geldi. ce sanda! Şadi ile öteki kadını bin Böyle şeylerden hiç de hoşlanmı- İgüçlük içinde arabadan çıkarıp rıh- Yezan : i, hern araba- t m YOSMA Beraat etti 15 inct savfadan devam) — |behimi hissiyatını tahrik maksadile in umumi revişinde figüran 6- Yazılmış olan ve şehvet duygularını zliğine maruz |İstismar isteğini güden ahlâkt kasd taşımıyan, edebi kıymetten âri eser- |lerdir! Etem İzzet'in Yosma kitabın- ise böyle bir mahiyet ve maksad ilmemektedir. Kudretli bir görüşle eseri tahlil İeden ve Yoşmanın hakiki damgası- ni alnına vuran müddelumumi po- |lis hakkındaki hakaret Isnadımı da reddediyor ve Etem İzzet'in berae- tini istiyordu. MÜDAFAA Etem İzzet Benice'nin — vekili Mahmud Even müdafaa günü müd- deiumuminin iddianamesi karşısın- da söylenecek söz olmadığını kaydet- tikten gonra sözlerine şöyle devam we(lîî e— Kitabım edebi eser olduğ 936 senesinde Maarif Vekâletinin |neşrettiği bibliyografi ile ve diğer antolojilerdeki fıkralarla isbat ettik. Ehli vukuf raporları da eserin müs- tehcon değil, bilâkis ahlâksızlığı ten- kid eden ve bu suretle ahlâka hiz- met eden bir eser olduğunu göster. di. Zabıtaya hakaret meselesinde de © kışım tamamen okununca hakare- tin varid olmadığı müddeiumuminin |de gayet yerinde izah etiği veçhile iyor KARAR İmiyeti İlarak bulunmak tali ür kız hayatının anla' |'de arzusu haricinde ve iztırar halin- fuhşa sevkettirilen bir kızın ge- (& çirdiği hayat ve safanatı bütün bu ya- şayışın müncer olduğu nedamet ve bu yola düşenlerin bu yoldan kurtul- ma güçlüklerine dahi maruz kaldığı gösterilmekte ve böyle genç bir ka- diınim cemiyetin hey'eti üumümiye - sinde yalnız kalışı ve kendisine ba- anların yalnız behimi bir insan hü- viyeti gördükleri ve bu acıyı tadan bir insanın duyguları — canlandırı!- İmaktadır. Ayni zamanda böyle bir ziyetin ne kadar elim ve müşkül bulunduğu ve bu vaziyetten kurtu- İluşun da büyük bir nimet olduğu dâ vuzuhla tesbit edilmektedir. Kitabın | umumi hey'eti, rücü, nedamet, is- | yan duygülarını ifade — etmektedir. Ve cemiyetin verdiği namus damga- sını taşımanın ne büyük bir mazha- riyet olduğunu göstermek — itibarile İde ahlâkt bir vasfı taşımaktadır. Kitabın tetkikinden bu netice ha- Sıl olmakla beraber keyfiyet muha- ikemenin cereyan ve ve safahatı ve suçlu Etem İzzet'in kasdını tavzih e- den beyanı ile de tceyyüd etmektedir. Dijer taraftan ehli vukuf raporları bu eşerin müstehcen ve hayasızca bir maksadla yazılmış olmayıp ha- | * Ka a yatta mevcud sahneleri bütün çıp- |MİZ seyir 'l')“ L:""ı'“_' **;'"""l“'*: Se- ai n başkanlığında — taplanan SAA ldeka DA SÜ CEReN F0 | h S Birinc’l c.-ı: Mahkemesi de lundaki realizm mesleki edebisine 4 kararını tebliğ etti: uygun bulunduğunu ve edebi bir | — »i kıymeti ihtiva ettiğini bildirmekte- Bütün, yukarıdanberi kaydettiği- | Şimdi Yosma bir kere de adaletin | İzenlesdii | B lr ÂYE | yr4 Boyun Atkısının İfşaatı ( 4 önecü seyfadan devam harflerle mânalı bir kelimeyi bece- Üyen acaib bir boyun atkısı idi. Kollarını bu sarışm şiirin boynu |dolamış bu ipekli kumuaş bir koza bö ceğinin başına yemin ederek benim- le de dostluk ittifakı yaptı. Genç arak ona sarıldım boöyün âat- |kısı anlatıy — Dostum! diyor. Benim iasan bidi: İ ar- | dan döstum hemen hiç yok gi Bana sahib olan şu sarışın kız il İle öyle sıki fikLbir dostluğumu |Amıma sanâ -gözlerindeki mühaya | bakarak m. Bütün istedikleri vereceğim. Bütün tiyaçlarını ben latmin edeceğim, D di. Ona inanıyorum. Hirpaanlmakta onunla talilerimiz müşterek, Yalnız şu farkla ki. Ben tepukları hizasın- davım O yumuşak çenestle oynu - yor. | İnanma!' diyor. Ne o, o kadar enç ve teerühesizdir. ne de sen o udar ihtiyar Ne onun yaşındakiler söylediği gibi uslu, ne de sen ona dil ve el uzgatmış ilk yaşlısm. Ne o (edebiyatı senin bildiğin mânada ân- b bede edehiyat senin bildiğin gi- bidir. Ve şehvet bir ergenlik sivilcesi ka- |dar bile kırmızı değildir. | — Saçmalıyorsun! dedim. | — tnan bana dedi. Benim yeşilim Janun gözlerindeki yeşilin cinsinden değil Benim boyam İletindeki kadar öz, ka | — Anlamıyorum dedim, | — Anlatayım dedi, Beni ilk boy- İnuna doladığı gün biraz şişmanca kalın enseli, güzel paltolu, elbisesi resine bakılmaz. deki ışığı kett leri içili gençlerifi d kalan lerinde görmedim. Bir gün yerli bir delikanlı gözü şöyle bayi-ı r gibi oldu da cebin- bir sinema parası bile bulunmad gı için hemen içi yaşla doldu ve Bğ* ladı. Sahi derler ki onun için ağlı * inlar çokmuş? — Yalan! kendileri için " ağladığı insanların mükdarı daha çoktur. — Öyle mi? Demek hassas bir kul cağız. — Yok canım. Hassas değil talih- |siz. Kırk beş yaşını geçtiği halde hi İlâ kendi çıkardığı mecmuadaki re- simlerinin allında .«genç şair» diye yazılı. Kart bir şatr ona «Sen benim endişe muhalimsin» dedi de o da ©* na ilk kandıran erkek kendisi ol duğunu söyledi. Ve öteki odada git memeği evvelden kararlaştırdığı bif randevu için <unutma üçte. Ammâ mutlaka gelmel iyordu. — Bak! hele... — Ya. Dahası var. Çok öksürük* lü bir kitaber on: — Ha onu bi — Bir gün bir mürettib.. — Şu tokat yemiş hani! — Evet! Sen bunların hepsini bi” liyorsun? | b M — O halde sana timsahlı bir kur- şun kalemile yazılmış bir - yazısınl okuyayım da dinle: «Aşk bir kaplumbağa gibi kabu * ğuna büzüldüğü zaman bir arslan yö lesindeki sinekten farksız olur. Aşk, > dir. İimtihanından geçen ve ak alnı ile | yan Turhanın şimdi o kadar canı sı- İtıma©getirdi. Şoför de, — ötekiler de kılıyordu ki şimdi oracıkfa yeni ba- rışmış olduğu arkadaşına Tarlabaşın- daki randevu evinde yapmış olduğu aksiliğin bir eşini de hemen hemen burada yapmıya kalkışacaktı. Ne isa, şimdi baygın bir halde idiler Fakat dışarıdakileri telâşlandıran asıl me- sele delikanlının birisinin hâlâ mey- danda olmaması idi. Gittikne kaya- rak suya gömülmüş araba şimdi ta- Kanunun tayin ettiği ve cezaya müstahak gördüğü müstehcen ve ha- |yasızca neşriyat mahza okuyucunun Türk Millet ve edebiyat huzuruna kat'iyyet kesbeden mah- keme kararile çıkmış bulunuyor. tarihinin Z senin gözlerindeki dedi, O da ona kendi çok ütülü octa yaşl ıbir adam, tıpkı münaya be bir bakışla baktı ona. Ve egüzelsin!» r yaşındakilerin le konuşmadıklarını söyledi. Ya- bir tahta kurusu kadar müz'iç oldu- gu zaman muvaffak olur. Her an 0* nu didikler, kanını emer ve insafi | dunda dilediği gibi dolaşır. Kö* küusu pis bile olsa atomnbillere doldular, şoförlere e- — Güzel dedim çok orijinal bir bür mirleri verdiler: mamile gözden kaybolmuştu. Fenerler yandı. denize dalan bir — Çekin bakalım! kaç balıkçı her tarafı aradılar. tara- — Zart. zart. zart! |dilar: lâkin zavallı delikanlıdan bir Arkasından çalgı ile bir ey gazi- (tz hulamadılar. O gitmişti artık, gi- ler... Bir dakika sonra Büyükdere İdeceği yere. kâprüsü geçilince arabalar Kireçbur-| Araha soldan denize uçtuğu 2a- nuna büküldüler. Haydi içeriden ba-İman bir müddet o daracık sığlıktan ğırtilar! yan yatmış, bu sırada önce şoför ken- — Oradan gitme sşaför, Hacı Os - İdisini denize fırlatmış: sonra. Ate mandan gideceğiz, Hacı Osmandan! İkiler de can havlile üst tarafta kalan — Hacı Osman bozuk, yuvarlanır, ikapıyı zarlayıp kendilerni suya nta. parçalanırız! bilmişlerse de sal israfla ve en altta — Ne olursa olsun Hacınsmandan! İkalan ve hepsinden fazla kürkülfik — Olmaz vallahi billaht bevağa- İnlan Cemal kendisini bir türlü kur- biler, oradan şimdi beygirle bile ge- İtaramamış ve otomnbil biraz sonra çilemez! bulunduğu yasunlu verden kavarat — Çek diyorum sana be yukarıya İuçurum aşağı gidince o zavalh da a- doğru! raba ile birlikte denizin dibini bul- — Gidemeyiz, imkânı yok, hem de İmuştu Bu çok feci vak'a 6 göce Tür- yolda jandarmalar geriye çevirirler. İhana tam bir us pahası olmuş: bir Gürültüye gelen bir polis: daha da bu gibi. kimselerle. değil 'mış olması Amerika gazetecileri için — Hacıosmandan olamaz dedi, ya- İböyle tehlikeli Alemlere — girişmek; İaz ehemmiyetli bir mevzu değildir. saktır, çünkü yol çok berbaddır, a- İhattâ bir koltuk meyhanesinde kar- İBalnimurda bulunduğu — öğrenilir şağıdan gideceksiniz! sı karşıya oturup bir kadeh bile iç İöörenilmez gazeteciler hemen *hti- Haydi yine: y |(meğe tövbeler tövbesi etmişti. yarı arayıp bulmuşlardır. Kendisile — Zart, zart, zart! z -N - Rörüşen gazetecilere söylediğine gö- Ve arkasından çifte telli ile Kireç (RALIKPAZARINDA BİR EDEBİ - İre Ppein geçen yaz Fransaya gelmiş, burnuna doğru hareket! Meğer için- YAT AKADEMİSİ Vaydman kendisile görüşmüş ve bir de kadınların bulundüğu arabanın | Hepsi orada idiler Bu akçam çok İgün Amerikalını nda söylediği üze- şoförü de içeridekiler gibi fittil de- İgarib bir tesadüf, şimdiye kadar şu ire Vaydman sevimli, kibat lavırlı; ğit mi imiş... Arkadaki arabaların |tefrikanın içinde gecen bir çok belli İgenetir. Bu kadar nazik olan bir şoförleri, en önde giden kadınlı ara- (haşlı ve gayılı akşamcı'lardan hemen İdamın teklifini reddetmiyen A banın Trabya rihtımında yaptığı İhepsini sonbaharın çingene palamu- İkalı onunla beraber otomobile bine- |İUAUNA tekrar şükretmektedir. zikzakları gürdükce Ürküyor ve İ- İt mevsiminde oraya toplamıştı. Sanlceği sırada kıyafetinden — olsa olsa | Eğer o gün mahud otomobil gezin- kide bir öndeki arabaya avaz avaz |bahar sanlarına, havalar serinleyip İbir uşak olacağını tahmin ettiği di- |tisine deva medilseydi ihtiyarın ba- bağırıyorlardı: yağışlar, esişler başlamıya başladı- adam daha belirmiş, bu da (N3 ne gelecekti?. — Dikkat yahu, yavaş git yahu, İğ) zamanlar rökiyı meyhanelerde ol- Zengin Amerii tiği halde anların bacak- Belki de yaşlı bir. | İşına denk ar: talih onu hep e Alt tarafı Şekispirden bir kaç sa* r. Poliyüs, Hamlete soruyor: Ne okuyorsunuz efendimiz? kelimeler, kelime- Şimdi sahnede Ameri- kalı zengin var gencin ve gerek şoförün yanında o- turan ve gene genç olan uşağın al- | |maş oldukları vaziyetten kuşkulan- | mağa başlamıştır. İhtiyara öyle ge- liyordu ki uşak ile efendisi arasında |bir takım esrarengiz işaretler geçi- yordu!. Artık gezintiye lüzum görmiyen ihtiyar Amerikalı otomobilin yolda bir aralık durmasından istifade ede- | |rek kendini dışarı atmış ve... kurtul- müştur! Yolda bir yer tamir edildiği için bir taş yığını karşısında — otomobil durmuş, Amerikalı kendini dışarı at- tıktan sonra ise Vaydman ihtiyara | ne bir şey sormuş, ne bir şey söyle- | miştir. İhtimal ki Amerikalıyı kuş- | kulandırmak için Vaydman yoluna devam etmesini şoföre söylemiş, şo- för de arabayı bir taraftan geçirdik- ten sonra alabildiğine uzaklaşmış - lardır. İhtiyar Amerikalı o gün böyle o- tomobilin durmuş olması yüzünden kendisini dışarı atmağa fırsat bul - nin mirasıne konae — Peki! söylediklerine ne buyu- rulur? Bakma O bir işti: desidir. Aldı; kta nüfuş tezke- FİLE İ eÜ AA me YNYÜ reate lAYEİR e vermEN AYA DerEET e TİT YAK SAT a NAK eat üAi ASA NM Kat ÜN bameriE ea LnArlanme Ka SA | Fransa bizim olacak ten silâh ve cephane tedarik etmiş olan bu teşkilâtin asıl başları dâ Fransa hududu haricinde olması ak* laâ en yakın gelen ihtimaldır. Tahki* i kat yapanlar bu cihete dair son de“ | rece ketum bulunuyorlar. Bugün vaziyet hülâsaten şuduf' Gizli teşkilâtın asıl başları kimleriti olduğu belli değildir. Ortada bulu* nanlar yalnız sulkasd ve cinayet va* | İsıtalarıdır. Hele faşist düşmanı olduğu için İtalyada sürgüne gönderilmiş ve ©* radan güç hal ile kaçarak Fransayâ gelmiş olan Karlo Roselli Fransadâ da takib ediliyordu. Nihayet Karlö | politika ile hiç meşgul olmıyan kar” deşi Sabatiyo Roselli ile birlikte ge“ | çen yaz öldürülmüş ve cesedleri vö” | İlun kenarında bulunmuştur. İ — Kelimeler, ler... (5 İnci sayfadan devem) be suretile ifadesini akdırmağa teşeb-, büs etmiştir. Vaydman'ın adını artık Amerika- da da duymuyan kalmadığı için A « merika gazeteleri de Fransadaki tah- hikala dair okuyucularına malümat vermek mecburiyetini duymaktadır. lar. Vaydman'ı Amerikada meşhur eden cihate Amerikalı dansöz Jan Koven'in Vaydman çelesi tarafın » dan öldürülmesi olmuştur. Şimdi di- ğer bir Amorikalının ihtiyar ve zen- gin Spetn'in de bu meseleye karış- ması ve haydudla geçen yaz tanış- (5 inci sayfadan devam ) öleye beriye sakladıkları sorul- — Komünistler tarafından bir ih- tilâl hazırlandığı söyleniyordu. Biz ide onlara karşı böyle mukabil bir teşkilât yaptık. Cevabını vermişler- dir. Fakat bu safhaya kadaâr gizli teş- kilâtın silâh saklamak gibi ve dev- letin emniyetine karşı suikasd ha- zıtlamaktan fazla cürmü görülmü- yordu. Lâkin Etual mahallesindeki | bormbalar ile Roselli biraderlerin öl- | dürülmesinin de bu teşkilâtim men- | subları tarafından yapılmış birer su- | ikasd ve cinayet olduğu anlaşılınca tahkikat başka bir safhaya girmiş- tir. Çünkü Btual mahallesindeki bombaları koyanlar iki polis aa runun da ölmesini sebeb olaMbir | v - Ki feği 4 sulkasdin komünistler tarafından | Pt *kğ:k"d!îş'"ı 5'“":“":: Vayd ” ğer b yapıldığı ileri sürülerek tahrikâta .':"'I"" w*: e :::.,P;:ğn _;f;m" _,."- İyol açmak ve sağ cenah ile komünist- H"!makta ise b oyemea y |lendirecek ber hangi bir delil orta” İşoförün yanına geçerek oturmuştur. bunu düşüne - denize uçacaksın arkadaş? sun, evlerde olsun veni iskaradan Fakat kim dinler, öndeki sa (Devamı var) irün Petle ->-—r>1N>,43 ONU KiM ÖLDÜRDÜ? Yazan: Moris Löblan Nakleden:fa, Raul'ün sesi gayet sakindi. |da kimseler yoktu. Bu kattan da yu: Valteksin göğsünden bıçağı çıkar- |karı çıktılar. Burası tavan arası idi. dı, Telefonun üstündeki parmak iz- Küçük pençereden dama çıkılabilir- lerini itina ile sildi, cesedi kapıdan |di. Raul, dışarı çıkarken, Klâra el'an: girince görülecek bir vaziyete getir. | —. Ölgürdüm.. Adam öldürdüm.. di, kapıyı yarı açık bırakarak K_x:a. Diğe murildaniyordu: ya Butup yukarı kata doğru sörükte- | —— Artık beni sevmiyeceksin!.. n Diyordu, Telefonun zili durmadan çalıyor- | » £ dü. Raul, Marki'nin kapısını kolay- | D” Sinayetin Klâra üzerindeki te- hkla açtı ve tam İçeriye gireceği sı- |SiT Södece Raul'ün aşkımı kaybet - rada alt katta kapıcının feryadı du- ;'v*;k' î"ıgîx:_'î_fkî:'m ;ğı:ğ"' Üi e A gör- Polis, n d yuluyordu. Demek kapıcı cesedi gör- ge: ğelmişardüz ahai B şüncelerini değiştirmek, dikkatini İbaşka tarafa çekmek ümidile: mişti: — Bak, diyordu. Taliimiz varmış, — Her şey yolunda, dedi, artık ka- yanımızdaki ev de bulunduğumuz düşünsün, biz mes'uliyetten kur- | gibi beş katlı. Doğru itiraf et ki.. luk. Klâra hiç bir şey itiraff etmiyor- | Bulundukları yer, Markinin hiz - İdu. O zaman Raul doğrudan doğ- Aaetçilerinin katı idi, Pok tabit orta- İruya hâdiseden bahsetmeyi münasib soğukkanlılığını ve ehzi tavrımı takın- |Fakat yolda giderken ihtiyar Ame- İrek şimdi ikinci defa dünyaya gel - kibar ve terbiyeli İmis gibi sevinmekte im 'rikalı gerek bu buldu: sında beklersin. İki dakikaya — Hem, dedi. Valteks bize hücum | gelirim. ediyordu. Kendimizi müdafaa mev- | — Raul, Klârayı tutlu ve öperek: kilnde idik, Tamamile «Müdafaai Cesaret, dedi, cesaret. Bu ke - nefs> halinde idik. Binaenaleyh va- halini bırak. Biraz gül, Düşün ziyelimiz iyi, ayatımı kurtardın. Evet yalan Müaamatih, vaziyetin iyiliğine rağ- |değil. Tabanca dolu idi... Vallahi do men selâmete erişmek daha münasi'*|lu idi. Ben o zaman mahsus öyle söy- folduğu için, raul, pencereden çekti- |lemiştim, ği Klârayı evin damından öteki da- | Raul bu yalanı kat'iyyetle söyle- ma geçirerek yine bir tavan arası |mesine rağmen Klâra değişmemişti. penceresinden içeri soktu. Girdikle- |Başı önünde çıktı. Raul onun sola ri yerde kimso yoktu. saptığını gördü. Yüze kadar saydı. Burası esasen boş bir hizmetçi o- |Sonra o da, şapkasını bir kaşının Üs- İdası idi. Kapıyı açınca önlerine bir |tüne eğerek, lâkayd bir hal ile çıktı. merdiven çıktı ve sanki bir arktdaş- | Ve Klâraya tarif ettiği otele geldi, 1- larmı ziyaretten iniyorlarmış gibi içeri girdi.. inmeğe başladılar, Alt kata gelince, | Bekleme odasında kimseler yoktu. Raul Klâraya: İRaul büyük bir endişeye kapılarak — Canım, dedi, her evde olduğu |tekrar dışarı çıktı, sokağa baktı. Kim- gibi burada da muhakkak bir kapıcı |seler yoktu. Otele döndü. Biraz bek- İvardır. Bizi beraber görmese daha - |ledi. Yarım saat bekledi. Yok.. Kim- | iyidir. Sen önce çık. Volter rihlimina |se yok! Ne gelen var, ne giden, amud bir başka sokağa çıkacaksın. | — Hayır olamaz.. Bekliyeceğim.. Sol tarafı takibeder, sağıdan üçüncü |Bekliyeceğim... sokağa saparsın. Orada, beş numara- | Bir saat kadar bekledi, yine kim- (da küçük bir otel var. İsmi Japonya |se yok... otelidir. Girer, beni bekleme oda - (Devamı var) (ler arasında patırdı çıkarmak mak- sadı güdülmüştü. Fakat hükümetin bu işlerden haberi var mıydı, yok muydu?, Bundan evvelki kabinede nazırların bu gizli teşkilât mesele- sini gayet ketum bir surette takib e- derek vukuatın inkişaf etmesini bek- lemiş oldukları da anlaşılmaktadır. Demek kı hükümetin, Frensa dahi- linde bir takım tahrikât ve tertibat yapıldığından haberi vardı. Fakat ü silâh depoları meselesi, İsviçre silâh taşımırken yolun üzerine dö - külen bir takım fişeklerin bulunma- sile yavaş yavaş meydana çıkmıştır. Fakat teşkilâtın asıl başları kim- ler olduğuna dalir ortada söylenen bir şey yoktur. Fransada türlü tür- Jü karışıklıklar yapmak için hariç- 'ya çıkmamıştır. İ Yalnız bugün Roselli biraderlerifi | birer birer medhaldar olan adamla* rın eskidenberi bu gibi menfur İŞ ” | lerde kullanılan bir takım sabıkali” | lar olduğu anlaşılmıştır. Halbukt bi | kabil sabıkalıların ise gizli teşkilâiş | taki rolleri ağır cinayetlerde kulları nılacak birer kör âlet olmalarındar |ibaret bulunmalarıdır. Bütün bu t Ubat idare eden ve kimler olduğ! İmeydana çıkmıyanlarla bu. çeşif | maznunların arasında daha kimbilif kaç türlü vasıtalar olduğu aranmak” © tadır. Bundan sönra tahkikatır girectl safhalar, alacağı renkler çok şey3?i idikkat olacaktır. Baş, diş, nezle grip, romatizma ve bütün ağrıi- larınızı derhal keser. İcabında günde 3 kı alınabilir.