I-FONTELGET Hnmanyaya para!, Frausızlar Romanya- dasilâh fabrikası yaptıracaklar | B. Delbos Bükreş (Hususi) — Fransız har ciye nazırının burayı ziyareti üzeri- ne ortaya bir çok şayialar çıkmıştı. Hattâ İtalya diplomasisinin bugün- lerde çok çalışarak Belgraddan son- ra Bükreşi de kendn tarafına çeke- ceği çok söylenen sözler arasındadır. Fakat Romanya devlet adamlarile üzun uzadıya görüşen Fransız hari- siye nazırı Bükreşten ayrılırken el- leri boş olarak dönmüş değildir. Bu ziyaretin üzerinden vakit geçtikce mesele daha etraflı bir surette anla- şılmağa başlamıştır. Fransanın dost- luğunu kolay kolay feda etmeği gö- ze almak Ramanya için kabil ola - muyacağı şundan da - anlaşılıyor ki M. Delbes'un bu ziyaretinden sonra duyulan haberler arasında Fransa - Romanya askeri anlaşmasının daha genişletileceği sözleri de vardır, Frahsız sermayesile Romanyada bir tank fabrikası yapılacaktır. Fransız mütehassısları Romanyaya gelerek bu fabrikayı yaptıracaklardır. Bun- dan başka silâhlanması için Fransa Romanyaya —.emden pâra verecektir.| Taliin garip Gilveleri bitmez! Fransız bahriyelisi mli- yoner olduktan sonra şimdi üç sene hapse mahküm edildi. Fransız bahriyelilerinden Donsiö- 'nın macerası bir zamandanberi ga- | zetelerde hayli yer tutmuştur, Dön- iyö bir akşam parasız pulsuz geerr- ken aklına bir piyanko bileti almak geliyor. O kadar parası varmış. Bi- leti alıyor. Fakat bir kaç gündenberi iznini geçirdiği için aranan Donsiyö (6inct sayfadan devam ) Polis romanı No.12 ONU KiM ÖLDÜRDÜ? Yazan: Moris Löbl. Buna gürültü demek de caiz de - | ğildi. Hafif bir gıtırtı. O kadar hafif ki, Raul'den başkasının bunu duy - mak ihtimali yoktu. Bu hafif ses, a- çılan bir kapının gıcırlisi idi. Birisi kapıyı açmak istiyordu. Anahtar de- liğine bir anahtar sokuldu. Çevril- di, kapı hafifce itildi. Adımlar, ha- fif sessiz adımlar Raul'ün bulundu- Bu iş odasına doğru ilerlemeğe baş- ladı. Demek oraya göliyorlardı. Ra- H bir saniye içinde Çekmeleri yer- leştirdi. Elektrikleri söndürdükten sonra bir paravanın arkasına çekil- di, gizlendi. Bu gibi hâdiseler Raal için bir eğ- lence, hattâ bir neşe vesilesi idi. Son- koydu. Raul içinden: radan belki bu hâdiseden bir şeyler öğrenirdi. Nihayette buraya gizlice |yı giren bir adamın elbette bir maksa: dıv—q.ggempwmım—nr sat. P- 17 Birincikânun 927 italya çekildikten sonra siyasi işlerin iç yüzü mey- dana çıkacak ! Japonlar hâlâ İtalya ve Almanyayı ele geçirmeye çalışıyorlar ! hayet Milletler Cemiyetini bıraktı, jsekildi. Cenevrenin kaldesince ora- (dan çekilen bir devletin ayrılması kati bir mahiyet almak için iki sene beklemek lâzımgelir, Bu müddet zar- fında tekrar dönmek caizdir. Fakat |faşist İtalya tekrar Milletler Cemi - İyetine hiç de döneceğe benzemiyor. İOnun için iki sene daha beklemeğe lüzum kalmadan şimdiden denebilir |ki İtalya hükümeti katiyyen Cenev- İreyi bırakmıştır. İtalyan Mmatbuatı İsöylemeğe lüzüm yok ki bu kararı hep bir ağı: alkışlamaktadır. İ talya mehafilinin dediğine göre, Ce- nevredeki vaziyet şöyledir: — Bir tarafta Fransa, İngiltere ve Rusya vardır. Bir tarafta da İtalya duruyor. O üç devlet İtalyaya karşı vaziyet almışlardır. İtalya yalnız kal- mıştır, Onun için artık daha ziyade | Milletler Cemliyeti Içilma halinde 'orada kalmağa lüzum yoktur. Fakat İtalyanın Millet Cemiyetinden ayrıl- ması öyle tesirsiz bir hâdise olarak kalmıyacaktır. Bilâkis.. Ttalya git- #ikten sonra Millet Cemiyeti de te- (Devamı 6 ncı sagfamızda) —e aKocasını bırakıp | | | İngilterede Levesde genç bir ka- İdının muhakemesi görülmüştür. Bu kadın şimdiye kadar geçirdiği hayat |itibarile şayanı dikkat bir takım saf- halar geçirmiştir. Hut ismindeki büu İkadın aylarca evvel on yedi yaşla - rında bir kız iken elli yaşlarındaki kocasından kaçmıştır. Hut genç bir kız olarak bu yaşlı adamın dükkâ » nında çalışıyordu. Yaşlı adam kitabcıdır. Genç kız bu kitabeıya varıyor. Fakat nikâh- ları olduğu gün kocasını bırakıp ka- çıyor. Hut'un tanıştığı başka bir erkek vardır, Vilson ismindeki bu adamın yanına gitmiş ise de bu Vilsan bir zamandanberi polis tarafından aran- makta idi. Vilson kendisine kaçan bu kadını ison adında başka bi- rile tanıştırmıştır. Halbuki Harison da zabıtaca aranan adamdı ve geçenlerde tutularak mahküm ol - muştur. Tahkikata n: 1 kocasın- dan kaçan genç kızı iğfa İson olmuştur. Li muhake- n iİsminde kemnede başka bir cürüm İme edilmektedir. Gi otuz beş yaşlarında bir adam ile be- raber olarak bir bankadan sahte - kârlıkla 22 İngiliz lirası çalmakla maznun buluünuyordu. Grâkam ban- kada memur bulunuyordi Grahamın avukatı demiştir ki: Bu adam içki içtiği zaman & dine malik alamamakta ve kolayca ir altında kalmaktadır. Bu sahte lık da öyle olmuştur. Graham neticede oön iki ay ağır | hizmet cezasına mahküm edilmiştir. | Kadma gelince; hâkim onun böy- le bir takım mücrimlerle bir. daha beraber maması şartile kendisi- ni iki sene müddetle zabıta nezareti n n çökmüş ve Ranl'ün Nakleden: fa. Kapının tokmağını tedbirli bir el tuttu, açtı, İtti. Hiç bir ses düyulmu- yordu. Fakat Raul oturduğu yerden bunu hissediyordu. Sanra ük bir elektrik lâmbasının ziyası görüldü. Raul, paravanın arasından ilerliyen bir şekil gördü. Fakat bu şekil, bir erkekten ziyade bir çocuk veya bir kadın şekline bönziyordu. Başında şapka yoktu. Esasen bu hissi, gölge- nin mütereddid yürüyüşü ile de te- İeyyüd ediyordu. | Gölge biran durdu, elektriğini sa- Yonda gezdirdi. Sonra, yazıhaneyi gö- ünce durdu. Doğruca oraya gitti. sanın üzerjne kirik lâmbasını - Muhakkak - gizli çekmecenin erini biliyor, her halde yabancı bi- risi olmasa gerek. Diyerek düşünüyordu. Filhakika e kaçan kadın Bankadan sahtekârlıkla para çe- ken adamı avucunun içine almış Kocasındadan kacan kadın altında Bulunmak ye karar vermiş ve: — Onu hapse göndermiyorum, de- ir. Çünkü bu kadın hâlâ kü bir çocuk kafası taşıyor. Kendi: küçücük bir deli haline koym: Harekâtı bunu gösteriyar.> süretile tahliye bulduğu - gizli çekmeceyi açmıştı. O da - paralarla meşgül olmadı ve fotoğrafları al - mağa başladı. Kadın, bu bir kadın- dı. Acele ötmiyor, yalnız asal e ile arıyordu. Raul, bulunduğu 4 den-bu elin beyazlığını görüyordu. Nihayet aradığını buldu. Bu,24x18 ebadında bir fotoğraftı. Kadın fo - toğrafı çevirdi, altındaki yazıyı oku- (du ve bir <oh> çekti. Bu işle o kadar du ki, Raul, fir - düşündü. Kadının görmesine ve duymasına imkân ol- miıyan sessiz hareketlerle elektrik düğmesinin olduğu yere gitti, elek- triği bindenbire yakarak kadının ü- zerine atıldı: — Korkma yavrum, kaçma sana bir fenalık yapmam. Bu âni ışık ve söz karşısında ka- İdan şaşırıp kalmıştı. Raul kadının bileklerini tutmuş ve zorla onun ba- şını aydınlığa çevirmişti. Fakat yü- zünü görür görmez: — Antonin, sensin ha! Diye haykırdı. Filhakika bu, o gün öğle üzeri is- Vaziyeti Berlin (Hususi) Eskidenberi serbest bir şehir olan Hamburg için yeni yapılan Manun Alman kabine- sinin son içtimaında kabul tir, Bundan saonra Hamburg serbest İşehir olmaktan çıkacak ve Alr İnin diğer yerleri gibi tâbi olacaktır. ayni Amerikanın elçileri değişiyor Nevyork (Hususi) — Yakında A- İmerikanım hariçteki elçileri arasın İda bazı değişiklikler olacaktır. Lon dradaki Amerika sefiri Bingam te - ki odil le Varşova sefiri Bidel de nt vermişlerdir. istifaları- n aa — Sehh MAD Mübteşem İilini ile VE KANLI HÜKÜMLİ Herkes Baş rollerde İlâveten : İBiran bile olsun - Rauf'ün aklından Saf ve masum hal- etmiş olan bu bu le eçmem kendisin yüzü Körku ve he- İyecandan sapsârı kesilmiş, duruyor- du. Fakat bü netice Raol'ü o kadar sinirlendirmişti ki, acı acı: — Ya, dedi, demek Marki'yi ziya- retinizin sebebi bu idi. Gelip mev- İkü tetkik etmek istiyordunuz. Son- İra da, akşam üzeri Genç kiz anlamamış gibi keledi: | — Bir şey çalmadım.. Bakınız na- İralara dokunmadım bile.. | — Ben de öyle, Fakat her halde İburaya dua etmeğe gelmedin ya Raul, genç kızın kolunu şiddetle sı- . Ke- kıyordu, Antonin bu çelik pençeden | kurtulmağa çalışıyor ve: — Siz kimsiniz, diyordu, sizi tam- miyörüm, Raul, kahkahalarla güldü: — Doğrusu bu pek höş.. Nasil.. Bu Lg—.'u-.ı:ü garib tesadülümüzden, o- damda sizi sakladıktan sonra beni Hamburg şehrinin edilmiş- | d edilecek, yerine Kenedi tayin | lecektir. Moskova sefiri Davis i- sz temposuna uymuştu. İşte, MARLENE Önümüzdeki Pazortesi akşamından itibıren en son ve en müksmmel temsili KİIİZİL Vahşi ve medeniyetten uzak yaşıyan insanların KÖR RÜYA VE Kenan koltuğa yaslanmaş, sından çıkan dumanların büküle tavana yüksel yor ve Safn ha Y t sebebini düşünü - yordu. Maamafih Saimenin âdeti i- di. Böyle ikide bir kayboh her se- de Kenanım biraz daha ciddi i bir tavırla çıkar zeret göstermeğe bile kalkışmazdı. Fakat hiç Bü kadar ara verdiği ol - mamıştı. Kimbilir belki h idi, Je Kenanı unutmuştu pek ihtimal verilemezdi.. kadın bu, hiç güven olur mu?, Kenanla Saime, iki sene eKızılay> balosunda — tanışmı: O gece renga: ime başlı ba: riydi. Bütün göz! cudünün her zerresinden fışkırân gençliği' ve güzelliği hayran hayran seyre dalmıştı. mâ- ta Saimenin sayısız âşıkları vardı, 1â- kin o, bunların hiç birine maşuka olamamıştı Caz, yeni ve güzel bir tango ile boşarken, Kenan asabında cesaret | İyaratmağa çalışarak genç kadının önünde ağır bir reverans ile durdu. Saime, ilk defa dansedeceği kaval » eden Kenan bedil bir güzellik kar- şısında mestolan bir insan |vaffakiyet kazanmış kimselere mah- sus bir edâ ile gülüyordu. Bu arada Saime Kenanın ayağına bastı. Ki İveh, dedi, iskarpi: ime gizliyemediği bir. nide | AC buyurun.. salım dedi. yenisini alırım yaklar yavaş Saim bu-şekilde elde ıılıL miş- Şimdi biribirlerini son r, cazib ve gö DİET iZDi SAKARYA BIÇAĞI - M ERİ - MÜ KURKUNÇ MACEİ TABİL RENKLİ şaheserlerin tor yaptığımı Genç kız, dişlerinin arasından: — Benim ismim, dedi, Antonin de- | - Ya.. Benim ismim de Raul de- . Bizim meslekte insanın bir sü- ismi olur. — Hangi meslekto? — Bırsız. |ğir rü Genç kız isyan etti: — Hayır, hayır ben bırsiz deği - lim. — Ne demek ha para çalmışsınız, ha resim.. Bu, şunu isbat eder ki, bu resmin -sizin için daha çok kıymeti vardır. Onu ancak hırsızlık suretile elde edebilirsini: öster bakalım İşu resmi güzel kız. Raul, genç kızın cebine koyduğu resmi zörla almak istiyor, onu kol- ları arasında sıkıyördü. Genç kızın çırpıntısı ise Raul'ü tahrik ediyordu İve şayet, büyük bir gayretle kolla- rından kürtulsaydı onu öpecekti. Raul onun kurtulduğunu görünce: — Vay canına, dedi, İri Pol'ün ge masanın öre tarafına geçti, diz demiyerek ziyaretine ı:ekıı kızdı. İunuttunuz mu?. Halbuki, gdrel An- lmııesınuı bu kadar dâa Mafif olahi- kadar mükemmel dans İranmıştı, Saime —— HİKAÂYE HAKıKAT sla F5' Yazan: Mazhar Sensu$ iyorlardı. Saime Kenanı hâ ünce, kimt d Kenan böyle uzur koltukta rinden sıçradı üzerinde duran an! lellerile içinde etrâafına bal ne biçim rüya.. B oön olsa gerek, teşin Bir sigtfü gel e gülüyordü y elinde d günümün sen ekerim, Mi almak bıırc'“;' vir istediğin hediyeyi İdiğinden ladım şim bir maske İmiş, kalbin r'!’ nağı imiş. Hain, hain. Kenana sıra bımkmıvcrd“'aa me hırsla ağzına geleni savt Kenan da mutadı Üzere -y"' ı.ı vay» kelimlerini müstehzi ile sıraladıkça, büsbü aki bu Kenanın # ge bir mevzuu tatlı M 5a , Kenan arada bir lk'w > dedi mi, Saime sof DĞ çe Münakaşa adamakıllı ıı"îî,v Kenan içinden: h, dedi. geçenlerde gön n rüyü ?J dacak... ime hırsını ı!nmlf'_; etrafına bakndı, aile yadigâf' | ka vazoyu kapınca Kenanın Kö'le fırlattı. Bereket versin ıhııvı—”' fırlattığı * zerinden ııı.î“"“f gö Kenanın baş e birlikte bik duvar parça oldu,, 5: müthiş bir ay İnaşda AA şaheseri KAN DAVASII etecek Muazzam bir filmde canlandı. Bu muazzam filmi herkes görmeli. Fransızcı RİCH VA BU AKŞAK (İP E K) Sınemasmda İDDİALARI * HÂ baştan NFUR ALARI aşağı SiLViA SiDNEY #evry Fonba - FRED MAC MURRAY FOX JURNAL : | Futbol m leceğini ümid etmiyordum- ald 1 | Genç kız bu sözlerden âlt Mmüuştu: B W — Ne dediniz! dedi, nc;r,n? İri Pol mü? Bu da kiım? snz:r nizi anlıyamıyorull- | “Raul ona «sen> diye bitaP Wbaşıam.:n — Nasıl bilmezsin, pek âlü : Cici Klara! p ı a — Klara.. Klara. Klara 'Ö? gf — Biraz düşün, hatırla! Klara! — Sarı Klara kim? ,ıd/— seni yi ıan' — Jorjöre demin B zaman bu kadar hey' din. Haydi, Klara veyahüt doğrul bakalım. Seni iki dlb: ğ lelinden kurtaran adam € / manın değildir. Haydi bir H güzel kız.. Genç kız 'bir buhran #ÖL |Solgün yanaklarından t)":u'. İyordu. Artık ellerini tu' esl3 tane bir surette okşıyan İcek hal kalmamıştı. ü