Halk san'atkârları arasında: - Tulüat ve kanto niçin ölüyor ?.. (€ Peruz hanımın bez patıklerını ve: kırmalı fistanını görmeği kimse arzu etmez,, Ispanya, Fransa | Hududunda ölüm | Yerpigandan — bildirildiğine göre, İspanya - Fransa hudunda bir cina- ?m—m İsponyollar endi. düşmüş « |tür. Sebastiyen isminde hir Fransız delikanlısı yanında kız kardeşi bu- |t halde gezmeğe çıkmışlar - |dır. Bunların yanında bir de İspan- yadan Fransız hududuna iltic: Jakrabaları olan bir İspanyol vardı. |Akşam saat yedide gezerek ondan sonra baloya gitmeğe hazırlanan bu üç kişi dolaşa dölaşâ hududdaki İs- pânyol askerlerinin bulunduğu hat- ta kadar ilerlemişlerdir. Fransız gen- ci ile kız kardeşinin yanında İspan- yolu gören hudud İspanyol askerleri ona seslenerek: — Bizimle buraya gell.. Demişler- (dir, Bunun Üüzerine genç Fransız Mmeseleye karışmış ve İspanyol as - kerlerine onu çağırmağa hakları ol- Tulüat tiyatrosu eski ve harap bir konak gibi gıcırdıya gıcırdıya çöküyor. Sebebi var :Çünki halk basmakalıp sözlerden bıkmıştır. Tulüat da ayrı bir san'attir. Ehlitarafından yapılabilir Yazan : Nusret Safa Coşkun madığını söylemiştir. Bu sırada İs- |panyol da hemen oradan kaçarak u- İzaklaşmış, göze görünmez olmuştur. Fakat Fransız delikanlısı ile İspan - yolların arasındaki w büyü- bu sırada birdenbire lamıştır. Genç delikanlı o anda yeı Şi de neye uğradığını bilemiyerek korkusundan donmuş, kalmıştır. İs- pânyol askerleri hemen oradan u- İzaklaşmışlar, evvelce sokulmuş ol - |dukları Fransız toprağından uzak- |lara gitmişlerdir. Tahkikat netlce . Dü kan '& okuyuculara halk san'aikâr- | — Tulüat ve kanto ölüyor, diyor- Arasında isimli serinin iki nu » |lar!, İsinde genç Fransız ile yanındakile - 'ası olarak aktör Eyüb Sabriyi | San'atkâr hiç düşünmeden cevab İrin İspanya hududunu aşmadıkları, k; etmiştim (*). Yazıyı sada - |İverdi: ancak Fransız toprağı dahilinde bu - Allahülazim diye bitirip sez mü - | — İkisinin de öldükleri muhak » İlundukları ve İspanyol askerlerinin verdikten sonra bir eksik his Allah, allah, diyordum, ben ıyı bir şey ilâve edecektim ,NAuıh'r bildiğini kuldan feye sak- #yım? Kafam bir kadının yatak ı *dâsı kadar dağını! Bazan hafı - Tarihin hoş yaprakları ; sensaamz Eski devirlerde b u'çeîîî;.eî'îgîğ*"_ği”" yaptimci | tercemanlar h'lummavn arsa arıyan bir doktor | dar müşkülât çeke Ve ekses Va aradığımı bulmak, Sultanahmed nındaki Bizans eserlerini mey- Ş'”- çıkarmak kadar mesele olur. &y &Nn hemen mürettibhaneye in- Öti Acabettiği için uzun uzun ka « e içinde sondaj yapmak fırsatını k [; e lamamıştım. Fakat gelin şimdi ra- L edin de göreyim. Yunusun he - Bt Yahu ben o ilâve edecektim iya. âsreddin hocanın sakalın yör - | flin üstünde mi yatarsın, yoksa ;&aî'nı yorganın altına mı sokarsın ae Si gibi, kafamın içinde Âdeta bimı bozan bir ihtilâl çıkardı. Ev- TMasanın başına geçtiğim zaman | kak.. Ve bu ölüş de gayet tabildir, İcraya gelerek bu kanlı vak'ayı çı - (Devamı 6 ncı sayfada) — 'kardıkları anlaşılmıştır. bu yaz, aa a lsönlzsirie e Bi n eee DRy gea Terceme işlerinden çıkan ufak tefek yanlışlar büyük mese- lelere vesile olurdu. nıdıkları, saygı gördükleri, hürmet eder göründükleri ricalin, ekâbirin, İstanbulun önde gelen zenginlerinin saraylarına, konaklarına, yahlarm:ı girip çıkarak, harimlerine kadar so- kulmuşlar, işiti leri, öğrendikleri lere bildirmekten Be- | ri kalmamışlardır. Ve bu hal yıllarca etmiş, maalesef ne böyle devam sadrazamların, j “““ım arasından düşen küçük bir f Kİ Parçasıydı. Ve Eyüb Sabri ile | ll bustüğum eneydi acaba> diye beye| dürrezak) efendi bu işle alâkadar olmuş, tercümanların oynadıkları yıkılmış, ölmüştür. Genç kız karde- | y“"' ihanet eden küçük: mücrimi ne iktidar mevklinde bulunan kim- | D Çitalamağa müvaffak * oldum. Bu selerin nazarı dikkatini çekmemiştir. Yalnız 1191 de reisülkitab olan (Ab- | SOÖONTELGRA - SİNEMA #—12Birincikanun 937 e ASA N GA Z Son senelerde yıldızların muvaffakiye :, Merdivenindeki dereceleri nedir ?. Meşhur sinema münekkıtlerınden | FRED BRUS ne | İ Bir vakitler bir artistin yıldızlık hayatı 3-4 sene devam ederken bu- gün bir sene nihayet iki sene devam etmektedir. Bu hususta başlıca âmil wvetli - rakiblerin — fazlalaşması, klerin değişmesidir. Bunlar ar - Il.:llırm çevirdikleri her film ya da- ha fazla yükselmelerine veya büs - bütün gözden düşmelerine sebeb ol- maktadır Şüphesiz bu kaidenin müs- |tesnaları da mevcuddür. Bu müstes- na yıldızlar, çevirdikleri her fazla bir filmle, şöhretlerinin namütena- kiliğe doğru artmasıns vesile 'olmak- |tadırlar. Bunlardan meselâ Garbo Norma Sherer, Ronaâld - Lobnan ve İGay Loper'i sayabiliriz. Bu dört ar- İtist sinema bayatında kaldıkları müddetce şöhret merdivenitin en |yüksek- basamağında kalacaklardır. Goan Tanford'du da bu grupa dahil ledebiliriz. Yalnız Joan bugün sine- ma hayatında bir intikal devresi ge- ç.ımkıem Bir çok seneler (Se - | diyor? —— e |vimli kız) ünvanını taşıyan Joan ge- çen senedenberi çevirdiği filmlerde gayet ağır elbieler içinde adetâ bir Jhanımefendi haline geçmiş eski se- (vimliliğini nsbeten kaybetmiştir. 1937 senesinde sinema sahasında €h çok muvaffak olan üç ürtist gö- rülebilir. Bunlar Lora Fonbard, Gray Kront ve Jol Mecrendir. | Ayni senede muvaffakiyetsizliğe uğrıyan yıldızların başında Janet Gayner gelir. Ondan sonra sıra ile |F. Mareh, Montjoney gelirler. Bun- lardan başka herkesin takdirini kas zanmiş olan Elânded Collert için da» İhi bu sene iyi gitti denemez, Wilian Vovel'le gelince, bu artiş- tin istikbalini pek aydınlık gör: hata olur. Bülhassa komedilerde pek | aptallaştığıi üşikâr bir hakikattır. Plice Feye gerek komedi ve gerek emek hususlarında mu « vaffakiyetli b.r artist olmakla beras 1937 senesinin en 'cok muvaffak olan üÇ artisti; ber ilerki senelerde ondan tazla bir şey ummak doğru değildir. Çünkü bu sahâdaki rakibleri hem çök fazla ihem de çok kuvvetlidirler. Annabella yavaş yavaş enternas- yonal! bir arstist olmıya başlıyor. Kendisi bilhassa Fransızca filmlerde fazla bir muvaffakiyet göstermekte- |dir. Her ne kadar Holivuddaki mu- |vaffakiyetleri tarihe karışmışsa da, diğer memleketlerdeki muvaflaki- yetleri berdevamdır. Yukarıda bülâsasasını - yaptığım sinema dünyasındaki şahsiyetlerden belki de mübim bir kısmından bah- |setmedim. Meselâ dans ve şârkı sa - hasındaki artistlerden veya sex-apel igibi artistlerin işimleri burada zik- rolmamıştır. Benim bu husustaki in İtihabım da esas olan maksad sine- yha dünyasında sinema artistliğini bilfül bir meslek olarak seçenler « iden sivrilmiş olanlarıdır. 'Dteli dinamitle Katil anlaşılacak mı? ; Bgmava etmişler Hırsız ve katil izini kaybetmek W Toloni (Hususi) — Buürada gece - |leyin bir infilâk olmuş ve şehrin ci- varında büyük bir otelin dinamitle İberhava edildiği anlaşılmıştır. İnfi- Jâkın gümbürtüsü çok uzaklardan duyulmuş ve civarda bir çok evle - rin camları kırılmıştır. Tahkikata na- zaran büyük oteli berhava etmek i- çin en aşağı yirmi kilo dinamit lâ - | zım olduğu anlaşılmıştır. Otelin sa- hibine garez olan bir adamın bu su- ikasdi yaptığı tahmin edilmektedir. p__ 4 bir kurd gibi kemirtdiğim; re- | — © Uğursuz ve menfi roller hakkında, V Bi ilâve edilecek olan -tulfat ğ padişahın dikkat nazarını çekmek, $ nto hakkırda san'atkârın fik - |— © devlet ricalini daldıkları, ehavvabi ı ihtiva eden kısımdı. (& gafletten bidar eylemek> kaygısile d!;“(ılx-ı başın derdini aya 7 ;bir takrir yazmış, alâkadar kimsele- 'Ner. Bibi, bizlem akıl Tercüman kıyafeti İre göndermiştir. T 5 aler İ KÇ erdini bi seler' Kalemimiz Çök. Kaki devirlerde, (Reaya) adı veri- | SA A TT Ğ Eyüb len yerli gayri müslimlerden ecnebi Babrı ü B daln Te düne yardlanaa ee Limler İstanbulda bulunan fiyap flaktan sonra dereden tepeden, ÜB T teRNN SARİNDUNN vüz iııo,ı,,, tulüstten Konuşmamıza | İSilerin yanlarında tercâmanlık Ü etmiştik. /parlardı. Bunların arasında devlet Sırada tahrede kanto oynanı-.| '€Peümanı olarak vazife görenler de Bti ir mitüsrirtardar'tü vağdı. Babiâli tercümanları, devlet KOU çolişmiş: olan , esitt. ka işlerile yakından alâkadar n BC Seki tuldatcıları çok yi bütün bükümet sırlarını bilirlerdi. Ka Ğİ |Tercümanların kemen yüzde sekse- AA İni, öğrendikleri, duydukları ve bil- dikleri haberleri, serhad havadisle- , devlet askeri işlerini, mali va- saray entirikalarını te İrek pullıyarak, bire bin katarak el- çilere, sefaret adamlarnına yetişti - | rirlerdi. Bu hizmetlerine mukabil | para alanlar olduğu gibi, din birli- ği dolayısile para almadan, fisebilil- lah casusluk yapanlar da vardı. Te- | İvekkeli şair: Çünkü, çünkü hem cinsi çeker bir- birinin gayretini! Yugoslav Yar, bilen dememi; Tereümanların bu nankörlükleri memlekete çok zararlı olmuş, hükü- metin başına sonsuz gaileler açmış- tır. Onlar yalnız iş başında iken zarar- h bir unsur olarak kalmamışlar, ha- riçte, işden uzak kaldıkları zaman - larda, elçilerin nazarında bir kudret 'ak tanılmış, onların indinde her T“'Dqtcılann piri K. Hasan ya - ıtalya Eski nvayetler birbirini takibediyor ile Musolini arasında neler konuşul- duğuna dair dedikodular - biri takibetmektedir. Eskiden İtalya ile Yugoslavya arasında ne ka rılık olduğunu henüz unutmıyanlar | bugün Belgrad ile Romanın arasın- dan su sızmadığını görerek hayret- lere düşseler yeridir. Romanın ileri gelen gazetelerinden biri olan «Tri- bona» gazetesi bugün iki tarafın mü- nasebatını şöyle anlatıyor: çİtalya artık Yugoslavyaya el u- Zattı. Artık üçüncü bir takım dev - letler araya girerek manevralar ya- parak bundan sonra İtalya ile Yu - göslavyanın münasebatını bozamıya- caklardır. Bu üçüncü devletlerden maksad | ne olduğu gizli değildir. Bununla Fransızları demek istiyorlar. «Tribona» — makâlesine şunları ilâve ediyor: «Şimdiye kadar hayli modası geç- miş bir siyaset takib ederek yıkılan bu münasebatın bugün enkazı top- | devamla (u | whmı tarafından Fransada Senklo'da Mönplejir adı verilen köşkü satın almak için dellâl Lesobre ile birlikte kelli, felli bir 3- damın oraya gittiği, fakat dellâlın sonradan köşkte ölüsü bulunduğu ,Fransız gazetelerinden naklen yazıl- İmıştı. Pransız zabıtası bu esrarlı ci Jnayetin failini aramaktadır. Kelli, felli adamın kim olduğu meydana çıkamamıştır. Dellâlın yazıhanesin- de bulunan ve üzerinde Loşot ismi yazılı olan bir kartta bu Loşot ara - nıyordu. Fakat Nisde oturduğu kar- tında yazılı olan ve Parise geldiği zamanlar hangi otelde bulunduğu anlaşılan Loşot bulunamamıştı. Nihayet Loşot meydana çıkmış ve istintak hökimi tarafından dinlen - miştir. Loşot'un kendisini öyle kel- H, felli bir adam süsü vererek köşk almak için dellâla müracaat edecek Bibi olmadığı anlaşılmıştır. O halde | inayetle neticelenen bu vak'ada bü- jyük bir sahtekârlık olduğu meyda- na çıkmaktadır. Meçhul adam bir gün Loşot'un Nisteki yazıhanesinde ona ald kart- İları aşırmış ve bunlardan birini kul- |lanmak suretile dellâl Lesobre'yi âl- datmağa affak olmuştur. O gün Senklodaki satlık köşke gitmek için müşteri ile dellâl birlik di malıdır. Sahibi kaybolduktan son- tor. Fakat otomobilin meçhul katil ve kullanılmıyacağı | Çi bununla n kü aktadır. balin imkânlarını düşünerek yeni yeni teşriki mesai çareleri aramak- tadır.» Gene söylemeğe bacet yoktür ki otomobile | binmişlerdir. Otomobil de!lâlın ken- | ra otomobilin de izi bulunamamış - | için otomobili de yok etmiş ydana çıkmak, yakalanmak ihti - |mali daima göz önündedir. Onun i- Çin içerisine her vakit girilemiyen İbir ormana sokularak orada bırakıl- |dığı tahmin edilmiş ve ona göre ci- İvar ormanların aranmasına başlan- 'n—ışıır | Loşot'un istintak hâkimine verdi- Bi ifadesinden meçhul katilin bulun: ması için bir ip ucu çıkacağı tahmin otunmaktadır. Almınyıdı bir infilâk Berlin (Hususi) — Payitakt civa- |rında Rayinkendorfda bir fabrikada mıı,- olmuş, dört amele ölmüştür, Bc—< kişi mecruh vardır. nın Sofya elçisi iya elçili- ğine tayin edilen Riyestelhober kral tarafından kabul edilmiş, itimadna- v N— "kcaaç.mum bu yazısı dün- z gL—ııqıır. B türlü hareketleri bir mâna ifade et- miştir. v: Romua (Hususi) — Buraya gelen | İş başında bulundukları zaman ta- |Yugoslavya başvekili " Stoyadinöviş İnuyor. Halbuki genç Avrupa istik- larimak için büyük bir devletin ha- |bu hariciye nazırı Pransız hariciye |mesini vermiştir. Başvekil ve hari- iye nazırı Seyahata çıkmış bulu - |nazırı M. Delbos'dan başkası değil- 'ciye nazırı Köse İvanof da bu mera- dırl. [sımde hazır bulünmuştur. miillilişi Si “