—— — -' Su ezeli derd!.. dütün İstanbul sütlerinin | şarıyanlar sütunu | İş ve Işci isteyen karilerimizin bi- 'ze göndermiş oldukları ve göndere- cekleri mektubların parasız neşrine devam edilmektedir. Bu mektubla- rın, bizim elimize geçiş sırasma gö- re her gün ikinci defa neşredilmek ürere | ilân ve 2 de yeni ilân neşre- dilecektir. Elimizde birikmiş ve ge- İlecek bütün mektublar busuretle (muhakkak neşredilecektir : 42 — İşsizim. Eski ve yeni Türkçe- yi bilirim ve ilk okul mezunuyum. Anadoluya giderim, On senelik çiko- latacıyım. Şekenden anlarım. Elim- de çikolataya aid diplomam var, Ma- aş 35 - 40 lira olsun razıyım. Anado- Tuda köy kâtibliğine, ne olursa hazı- rim, Adresim: Beyoğlu Çukurcuma Cami sokak No. 13 Mustafa Seyfi. 43 — Lise talebesiyim. Riyaziyem ve edebiyatım kuvvetlidir. Her han- gi bir yerde çalışmak arzusundayım. Mahalle aralarındaki seyyar |ütcüler; daha sık ve ansızın | L kontrol edilecek! mzun zamandanberi tamamile ıslaht bir mesele olan süt — bu sefer, kökünden halletmiye karar vermiştir. Bu maksadla ha fabrikası kurulması ve sütcülerin yalnız bu fabrikadan çıkacak Satmaları için yapılan tedkikler sona ermiş, proje hazırlanmıya ınuprvjeyegöremküsur bin lira sarfedilerek şehrin mü- Vağı " ttinde büyük ve asrf bir süt fabrikası kurulacaktır. Her za - KA 1 Veren bütün hayvanlar da kontrollar altında bulundurulacak, || (tSraya da giderim. Talihlerin Be. yödilen sütler doğruca bu fabrikaya götürülecek, burada takim | Siktas Küçük hamam arkası Şair Yi N sonra satıcılara dağıtılacaktır. Bu fabrika, bir ecnebi firma- Ö'Cy—"' “ORUA Ha 4) SŞ ÜaK | 4& — İyi derece ile mektebimi Ik- mal etmiş lise mezunu bir gencim. Eski harfleri mükemmelen okur ve İyazarım. Biraz Fransızca da biliyor İve anlıyorum. Bütün gün ve gece serbestim. En uzak vilâyet ve köy- tinağt faraftan mahalle aralarında seyyar süt satmakta olan sütcü- —-hh. her vakit ve sık sık yâpılacak olan âni baskınlarla tahill İ ——E edilmesi Belediye Reisliği tarafından alâkadarlara tebliğ ——üüzerhemıhkımpışıdmmdıkl—yynmb- Trakyanın şah damarı! falt yol; 939 sonunda hududa dayanacak! 'Daha 3 milyon lira; bu iş için Nafia vekâleti adına tahsis ediliyor!... Geçenlerde (İstanbul - Lüleburgaz) arasındaki ilk kısmının açılma töreni bizzat Nafa Vekilimiz Ali Üctinkaya tarafından fera edilmiş olan ve İstanbuldan başlayarak bütün Trakyayı yeni bir hayat ve refaha ulaş- | tıran (İstanbul - Edirne - Londra( asfalt yolunun teknik çalışmaları ma- hallinde deva metmektedir. Bu ikinci ve son kısımının inşastına pek ya- | kında büyük ve kalabalık bir ekiple başlanacaktır. Bu iş için, yeniden Nafıa Vekâleti emrine her sene birer milyon lira olmak üzere (3) milyon lira tahsis edilmiştir. İkinci kısım yolun temelatma merasimi için, yakında bir tören icra edilecek ve ilk kazmatı merasimle vurulacak olan bu kısım da, tam iki yıl sonra muhakkak tamamlanmış olacaktır. 250 kilometre gibi büyük ve milyonlarca liraya mal olacak olan bu beton asfalt yol, 939 senesi sonunda, Edirneden geçecek veBalkan hudü- duna dayanmış olacaktır. Bu büyük vo osaslı yolun, geçenlerde ikmal edi- len ilk kısmı ile (Çorlu), (Babaeski) vo (Lüleburgaz) ın siması değiş - Miş, gençleşmiştir. 250kilometrelik beton as- 3 -SONTELGRAĞ-12Birincikânund37 Halk Flilozofu diyor klI : ZEVK ,Haddini bilmiyen münek | kidlere tthaf olunur. 1 Bir şiir okursunuz. Beğenmez, bir Timari eser gösterirsiniz beğenmez, bir tablonun karşısında hemen men- fi hükmünü verir. Bir heykelin bo- zuk olduğunu, bir piyesin kötülüğü- nü, bir muzik parçasının yanlışlığıı hemen, hiç tereddüid etmeden söyle- yiverir. Ona bir şey beğendiremez- siniz. Hernen tenkid eder, Bir san'at eserinden anrlayabilmek için lTüzem- gelen bilgiye sahib olup olmadığını düşünmeksizin hemen menfi hük - münün damgasını yapıştırıveren bu adama hangi salâhiyetle konuştuğu- nu sorsanız şu cevabt alırsınız : — Zevkime gitmedi. Zevk, dünyada insan adedi kadar tehâlüf eden bu nesne, eğer san'at- kârın eserini yaratırken düşünmiye borclu olduğu bir mecburiyet olsa idi, herkesin zevkine göre ayrı ayrı eser vücude getirmesi için kim bilir ne kadar yorulması icab edecekti? ©O size yine diyecek ki: — Mutlaka resimden anlamak için Tessam mt olmalı? Ben işkembe çor- bası pişirmesini de bilmem amma, ü a B B hepsi çevrilmiş ve güğümlerindeki sütlerden nümtuneler alın- _;lnnümunclcnn tahlilleri neticesinde, güğümlerin üzerinde, kır- : üzerine ve koskocaman bir (Halis süt) etiket ve yaftası bu- & rağmen satılan sütlerden birçoğunun (Kaymaek altı) olduğu Jerimize kadar da her vakit seve se. ve giderim. Cüz'i bir aylık ve kanaat- Avrupa Türkiyesinin bağrından, bir şah damarı gibi Balkanlara ve fena pişmiş olursa anlarım. Tuzu az, kâr bir ücrete memnuniyetle Tazı- yım. Muteber ve maruf kimselerden oradan tâ Londraya da uzanan ikinci kısımla tekmil yolun tamamlan- Masile beraber, gerek şehrimiz ve gerek Edirne ile bütün Türkiye ve Trakyallar için yeni bir ekonomi ve yeni bir turistik hayat ve hareket lezzeti kötü, ekşimiş bir yemeği kim enlamaz ?.. Düşünmez Ki bir esöri som'at, bir istenildiği takdirde kefil ve kefalet vermiye hazır bulunmaktayım. Bir (aylık bir tecrübe devresinden sonra mesaim, tatmin edici bir kıymette | görülmediği takdirde hiç bir ücret Lve hak dermeyan ve taleb etmiyece. ğimi de şimdiden vadederim. Adre. Parti İsim için (Soni Telgraf iş ve hâlk sü- N . tuntu vasıtasile Muammer Galib) e "Nahiye İmüracaat edilmesini rica ederim. '“Kongreleri!. SA Çıkarılmıştır. h Üzerine sütcülere yapılan bir tebliğatla (Ka) Tthakkak (Kaymak altı) yaftasının ve etiketinin gü Otması bildirilmiştir. Bu kabil âni kontrollar her semtte ve her Sllacak, hileli süt satanlar hemen cezalandırılacaklardır. | Bi; Fransız Ârtist heyeti celigor!.. 45 — Ortamekteb mezunu bir gen- . cim. Güzel yazı yazarım. Hesabım Evvelki akşam İcra edi- ten Fatih kazası Merkez ve kitabetim kuvvetlidir. Ailem ve ibâmim yoktur, Bana bir iş vetmek nahiyesinin kongresinde neler görüşüldü?, _ı:’h'nıı tiyatro heyeti | Nş&lüne kadar şehrimize çok w, ” Fransız tiyatro heyetinin | Böige38 İntizar edilmektedir. |ha g Berier ve Genevieve' in ida- « ::"H bu heyet, geçen sene Suriye, Filistin ve Mısır- Cumhuriyet Halk partisi nahiye | köngrelerinin yapılmasına evvelki akşamdan itibaren başlanmıştır. Bu 'meyanda Fatih kazası merkez nahi- süretile kimsesiz bir genci sefalet ve perişanlıktan kurtaracak hayır sa- hiblerinin iyiliğini bekliyorum. Ad. İyes : (Son Telgraf iş ve halk sütunu vasıtasile Muzaffer Datm). ihracatçılar | ve canlılık devri başlayacaktır. Yümmamscmi ci n el Umumi Hizmetlerin |ifası!. Ve yeni inşa edilecek , Mmuazzam, modern bir sanatoryoml, İstanbuldaki, umumun hizmetleri- ne yarayan mücsseselerin ve büyük İnakil vasıtalarının Belediyeye devri etrafındaki baberler — kat'ileşmekte- dir. Başta tramvay, elektrik olmak (MMAb ü a mes N uendinikelinÜe eei H ANÜNi süHEmi NK siNemeNÜNA AM EaEK Ni NıNe işkembe çorbast ve kokmuş bir ye- mek değildir. Sonra, eğer yemeğin | Şinemalarda — <0 gee Siyamar'nı | Ordstihal mü * Ve ae e a bir yemeğe yanaşmaz bile amma ©o nun tenkidini yapabilir mi acaba £ San'atten anlamıyan münekkid, kuk: muş bir yemek karşısındaki köpek- ten farksızdır. Bir mimari eserini beğenmek veya beğenmemek — için mutlaka mimar olmak lüzimgelmez- se de mimerinin ne olduğu hakkında | Yapılıyor?. Bazı Darülâceze bilet kontrol memurları hak- kında tahkikat Icra ediliyor!. İ | Darülâceze memurlarından bazı - larının ihmalleri görüldüğü ve bu lessese namına sinemalardan tah- icab eden resimleri tamamile ve | İmü jÜzere Akay, Şirketi Hayriye ve Ha- <ulü dairesinde ve bilet satışı nis- Hç idareleri Belediye tarafından iş- betinde yapmadıkları hakkında bir |lelilecektir. Diğer taraftan aldığımız malüma- 'rine Mülkiye Müfettişleri tahkikata teknik fikirlere sahib olması ve kül-| türü ile zevkini iyi akord etmiş bu- Tunması lüzimgelir. Yoksa herkes zevkine güvenerek bir san'at eserini kötülemiye kendinde hak göremez. yesinin kongresi de ayni akşam icra edilmiştir. Kalabalık bir halk kitlesinin hazır bulunduğu bu toplantıda evvelâ baş- kanlığa Sırrı Enver Batür. sekreter- liğe Saim ve Kadri seçilmişler ve (nahiye parti başkanı Rüşdü Diktürk, x— Vermiş ve bu sene de , Polonya, Romanya, ve Yugoslavyada çok Ve alkışlar toplamıştır. Filibede bulunmakta olan ;nhım, şehrimizden sonra Elderek orada yaluız bir Venecekti Hakkında _Tahkikat ! İPİPE Iktısat vekâletinin DŞ E (bir senelik faaliyet raporunu oku - bir emri!.. | q L vi muştur. Bundan sanra delegelerden l Ötedenberi ve uzun zamandır ih- Y başmda bazları, okunan rapor hakkında ti- | SAt işlerile uğaraşan hracat tacirs j kirlerini izah etmişlerdir. Ezcümle |'S'ine, - ruhsatname- verilirken * bu k ntfol Sarıgüzel ocağı delegesi Nafiz; ra- Ti gözönünde tutu. İ porda geçen (Fatihlilerin yüz karası larak _lııklmışıı.ber hıngı bir tahki- llyor!.. silindi) cüntilesinin yerinde olmadı. |*Ata Tüzum görülmemişti. : | Bını söylemiş ve <Fatihliler bu it . | Son günlerde bazı ihracatcı tüc- p yerlerdeki nok- hamdan münezzehtir..» demiştir. U. 'carlar, şimdiye kadar iştigal ve ihrac tamamlanacakl.. içun münakaşaları mucib olan bu Jettikleri maddelerden başka ve muh- ğmeaıleiın sonra hayır müessesele- ;ıe!ll çeşidlende mal ihrac etmek için K ;ruuıı faaliyetlerine temas edilmiş ve müsaade istemiye başlamışlardır. /Bç ' bsus yerlerde Hat Histe- İbu ara, Aksaray Kızılay Kurumunun ' Bu münasebetle dün İktisad Ve- .dş'î:nln y t 30En |bes ayıda 2000 lira gibl - öühim bir Ti alâkadarlara gönderilen "ü:::d““'d ğ h..l.k:riınz mikdarda hasılat yapmış olduğu öğ- |yeni bir emirle, kendi iştiyal madde- : hakkındaki "::m:ı bu renilerek takdir edilmiş; bu muvaf- 'leri haricinde yeni çeşidler müsaa- ÇA hde bişeelak Mühleti - bu İtikiyet, Kızılay tarihinde bir rekor İdesi taleb edenler hakkında yeniden Aöötdan atibaren şiddetli bir Şolarak Kabul edilmiştir. Mütcakıb |tahkikat yapılması ve alınacak ne- N.ı Yapılacak, buna riayet etmi- |Gileklerden ve münakaşalardan son- İticeye göre hareket edilmesi tebliğ *x cezalandırılacaklar- |ta'da seçime geçilerek yeni idare he- |edilmiştir. Yeyip içmesi, yatıp kalk ÇEP eğlenmesi ve tuvalet l ta göre; İstanbuldan başka, diğer bü- tün şehirlerimizde de bu kabil hiz- metlerin yalnız Belediye tarafından |ifa edilmesi ve bu kâbil işlerin Bele- diyeler marifetile görülmesi bir İprensip meselesi olarak kabul edil- (miş bulunmaktadır. Ezcümle İzmir- İde de, geçenlerde satın alınan (İzmir |ommıuk telefon şirketi) nden sonra 'bu defa da (İzmir su şirketi) İzmir Belediyesi tarafından satın alınmak üzeredir. | Ayrıca (İzmi rsu şirketi) nin, İz- İmir halkından evvelce Yazla tahsil fettiği (81) bin lira ile yine bu şirket- ten bükümetin taleb ettiği (110) bin İlira da geri alınacaktır. Bu paraların bir kısmı ile İzmirde veremli ve zavallı hastalar için mu- azzam ve modern bir sanatoryom İn- şa edilecektir. | Yeni bir yol ve bir istimlâk işi!... İstinye - Bebek yolunun betan as- 'falt olarak inşası ve bu yola isabet Halk Fllozoru İihbar vaki olmı ş uştur. Bu ihbar üze- ! Açık başlamışlardır. « | Bu ihbara göre, güya bazı Darülâ- | IŞ VE geze memurları bazı sinemaların sa- | M . İsübtee e gügeksedlrüün detayar | Memurüyetler R şarak biletleri kapıdan içeri giren halkton aldıkları vakit ortadan kes- memekte ve tekrar geriye ve müşte- İ çiye iade etmemekte imişler !.. | İzmirde sağırlar, dilsizler ve kör-' Bu kabil biletlerin üzerinde yazılı 187 Mücssesesi dahilinde çalışmak ve 'bütün rüsum bu takdirde zayi oldu- Körler Muzik dershanesinde keman, piyano, filüt dersleri verebilmek ü- zere nazariyata vükıf ve notada da Bir musiki muallimi va ğuna göre sinemaya giren herkes verdiği para mukabilinde ve ayni | İ yi KA düynelt aönün, Ve M b iymet » İteb lllmaktedir; Simun. üzerinde yazılı bilet almalı ve bunu ( CAi Haiz olanların medkür müce kapıdan içeri girerken ortasından İsese müdürlüğüne müfacaat etme- yırlmalıdır. * |leri icab etmektedir. - Tütün fabrika ve depoları yeni yıl Hazineye ait emlâke nasıl kıymet tekdir edilecek?. Hazineye aid olup satılığa çıkarıl- maları kararlaştırılan bütün emlâ - kin, kıymetlerini takdir etmek üzere iyapılacak Mmuamele hakkında Mali- ye Vekâletinden Defterdarlıklara ye- 'ni bir emir gönderilmiştir. ) Bu emre göre, badema, kıiymet mahsullerini işlemiye başlayacaklar- (dır. Ezcümle İzmirdeki mağazalarda dünden itibaren yeni tütün amelesi kaydedilmiye başlanmıştır. Şehrimizdeki bazı tütün na da bugünlerde, yeni yıl tütün mahsullerini işlemek üzere yeni e- mele ve işçiler alınacaktır. & yetine : YA aa ae süenmaninmman b benresANnÜAArinecammANİ el Wle her milessase, di- w H da bir an evvel it- der, Zır ve meşgül bulün. 9 ÂSKA & bile okunsa inanılmıya- tlen bu maceranın, daha Tüman birinci perdesi ka- %Wlnn yoruldu. Fa- . ı..ğ::mlyomm. Nezahet Ş Te Tn misin?.. :t.ıhb":nmı geldi. h 'ı:,ğn'ü;ıunuı_ Bedia Ha - ondan gizli değil.. j teselli buluyorum çalmıyor. OfEL, bu » de yazıyorum. %— dimda bir koltuğa o- h.t bir tüvalet çok yakış- lap,, GÖzeleşmişti ki. Fakat “Sa, uykusuz gecelerin Zehra ile yoldayız. | İNANDIM! , 3 Szreyen l (rak dikiyor. Rüşdü 'Diktürk, Rıza Paray, Akif (intihab edilmişler ve Ulu Önder A- |eden bazı bnaların istimlâki hakkın- Lâtif Boyar, Cavid Benstu, Hüseyin |tâtürk'e ve büyüklerimize şükran |daki proje bitmiş, tasdik edilmek ü- Tavil. Yedek üyeliklere de Mehmed |tezahüratı arasında kongreye niha- İzere hükümete günderilmiştir. 'diki müteakıb faaliyete geçilecel — Sana yavaş yavaş kıziyorum.. — Neden?.. — Hikmeti o kadar yalnız bıraktın | yanımda, onu sımsıkı tutuyorum. İn- son herşeye alışıyor. Koğulduğumuzu — söyledikleri ©o gün zavallı Zehra düşüp bayılmıştı. Allah razı olsun.. İki gün revirde yatmasına izin vermişlerdi. Köprüde dubaları döğen dalgaları seyrediyoruz.. Konuşamıyoruz. Ge- Tenler, gidenler bize bakıyor.. Biz onları görmüyoruz. Vakit geliyor: vazan: Halil — Onları mahsus başbaşa bırakı- yorum.. anlaşsınlar diye... Biz vazi- Ellerimizde valizler.. nereye gidece- |femizi yaptık... Bimiz belli değil.. — Asıl mühimmi bunda: — Neler yazıyorsun Bedia?.. :yön'imcellk kolay nıııî.. Üa t — Başımızdan geçenleri yaziyo- |— ee DU e bi Gürünecek de- rum... İğiliz ya... Fırat — Kime?. — Peki, peki.. üzülme. — Bilet alalım muı Zehra? — Nezahete... Zoyneb sustu. Ben yazıyorum... ' — Zavallı kız sanki sayıklıyor: — Benden de selâ myaz.. Yazılarımı gözden geçiriyor. Onu | — Nereye.. Bedia., Nereye.. — Olur... günden güne daha çok seviyorum.. | Susuyorum.. Göz yaşlarımı belli — Sen de bana uzun mektublar |Zavallı günden güne soluyor. Sıkın- |etmemek için, başımı denize çevi- gönder Nezi. İstanbul karışıklık İtıdan zavallının kolunda çıbanlar |riyorum. Zehra içten içe hıçkırıyor.. içinde <Ordular, ilk kedefiniz Akde- |çıktı... Dalgalarla konuşuyor.. niz.. ileri!..» sesi her yeri titretti.. | — yarhı ben yazayım mı?.. Dalgalar Zehraya © kadar yakın, dağlar, taşlar, denizler inledi.. Akm | — Aaresi bniyor.mu:un?. Zehra suların sesine o kadar vur - var, Nezahet akın.. akın... Zeynöb | — yoruldum.. Kalemi bir lâhza e- (gün ki.. onu teselli ediyorum: anlattı. Kan gövdeyi götürüyormuş. İlimden bırakiyorum.. Sana gönde - | — Fikrete gideriz diyorum.. Elbet |Dikiş makineleri gece gündüz baye / l O DA zarfını yazaca - biZİ evine alır.. ğam. Biraz dinlenmiş olurum. Susuyor.. Cevab vermiyor.. Gişeye — Pek daldın Bedin., — Bu iadeli tashhüdlü mü gide - |yaklaşıyorum.. Üsküdar vapurunda- — Başlamışken bitirmek istiyo - (cek.. yız.. Bir kımıldanma oluyor.. Fakat — Evet bitmesine gz kaldı. Zehrayı yakalıyorum.. Dalgalar ba- | rum... Ne diyordum. Bir akşam elimiz- Ja kızıyor.. İstediklerini vermedim de çantalarla köprüye geldik, Zehra |& 'tahminlerini tadilât komisyonları ie- ra edecek ve bu suretle işler, daha emin bir şekdde yürütülmüş olacak- e., Güneş çoktan batmış.. Gece tür. sessizliğile Şemsipaşa kıyıla- rını kucaklarıştı.. Son yolcudan son- ra biz de vapurdan çıkıyoruz.. Ka « ranlık kaldırımlarda yanyana biri. | birimize girmiş gibi yürüyoruz.. Korkuyoruz.. Konuşmuyoruz.. Ö- lâm sanki bizimle beraber.. Canlı bir iskelet gibiyiz.. Zavallı kızın bir | kaldırım taşı ayağına takılıyor.. Dü- şerken dudakları inildiyor: — Yazık, şimdi düştüm, diyor. Kaldırımlarda biz, kaldırımlar gi- 'bi felâketin altında eziliyoruz.. Si. yah boyalı bir kapı eşiğindeyiz, Fik- retin evi.. Beraber bir kapıyı çalıyoruz.. İçe- riden çok içli, tittek ve okşayıcı bir kadın sesi: — Kim.. o.. Cevab vermek için hazırlanan dü- daklar, hıçkırıkla boğuşuyor. Beyaz |baş örtülü, nur yüzlü bir kadın ka- İpıyı açıyor: —Zehra.. Zehra.. — Amne. hi “Devam: ver) * * x e Trenden atlayıp Kaçan mevkuf Yakalandı?. Elleri kelepçeli olmasını rağmen firar eden hay- dut bir kaç gün evvel nasıl derdest edlildi?. Abdullah isminde bir sabıkalı hır- sızın, muhakeme edilmek üzere bir- kaç gün evvel trenle İzmirden Bur- 'dura gönderilirken, ellerinin kelep- çeli olmasına ve yanında muhafız- ların bulunmasına rağmen trenden atlayıp firara muvaffak olduğunu haber vermiştik. Dün aldığımız mütemmim malü- mata göre cür'etkâr haydut, bu su- retle serbest kalınca, dağların ve tar laların arasına doğrüu yöl almış ve ellerindeki kelepçelerin kilidini, seri kayalara vura vura parçalamıştır. Fakat biraz sonra, o civar köylü. leri, muhitlerinde hiç tanımadıkları bir adamın serseriyane dolaştığını görünce şübhelenmişlerdir. Esasen derhal şeririn takibine mül- rezeler çıkarılmış olduğundan, çok geçmeden jandarmalar da arkasın.- dan yetişip firari hırsızı kıskıvrak tutmıya muvaffak olmuşlardır. Abdullah, Burdura sevkedilmiştir.