Yonl bir ihtilâf Belediye su parası istiyor Senede 60 bin İira vkaf, camiler için fı_lıfıacak Ssuy para veremiyeceğini yeni vkafla Belediye Mmımx bir ihtilâf çıkmıştır. Bu E şudur Camilerdeki bütün Kırkçeş- | me suları, tifo dolayısile Belediye ta- rafından kesilmiştir. Camilere de Ter- kos suyu alınması takarrür etmiştir. Lâzımgelen tesisat için de, Evkaf, Belediye Sular idaresine müracaat etmişlir. Fakat, Sular idaresi, camlere ve d- ğer vakıf müesseselerine Terkos suyu verebilmesi için yılda 60 bintlira üc- r. Bu talep karşısında i iliraz etmiş, böyle bir ret, iste ş Evkaf idar Doktorların . Ihmalinden y aA Şikâyet Türk Hekimleri dostluk ve yardım cemiyet! 'Türk hekimleri dastiuk ve yardım cemiyeti eylül ayı içinde kongresini yapacaktır? Bu kongrede, mayıstaki içtima devresinde verilen kararlar görüşülecek ve o zamandanberi gö- ler müzakere edilecektir. Yaptığımız tetkikata göre, cemiyet idare heyeti, azanın, kongrelere kar- şı Tâkayt olduğundan şiküyet etmek- te va doktorların içtimalara m zam gelmediğinden bahsedilmekte- dir. Bu mesele, evvelki toplantıda mev- zuba tu. Öğrendiğimize Rgö- re, bu ki içtimada, tekrar bu İş görüşülecek, doktorların, toplantıla- ine daha yakın- olmaları istenccektir. yeti, bu toplantıda ökünâ- cak yeni faaliyet raporunu hazırla- tadır, Cemiyet, kendişine bir fa- o mı çize E 5 olmi olacağı da * gramra ne $ de görüşülccoktir. SAA K AŞIŞAARA LA evkafta .XI J: bildirdi 'su parası veremiyeceğini bildirmiş- tir. Bilâkis Evkaf, yaptığı itirazda, İtapu senetleri, vakfiyeler vesair ka- yıtlara, şehirde bir çok sulara ve İbu arada Kırkçeşme suyuna - sahip bulunduğunu ileri sürmüş. su için |para veremiyeceğini iddia etmiştir. Evkaf, kesiler suların mukabili ola- İrak TTerkos suyu verilmesini iste - İmektedir. Sular idaresi, Evkafın bu İtaleplerini tetkik etmektedir. | Aldığımız malümata göre Beledi- ye sular idaresi ücrelsiz su vermeyi kabule meyyaldir. — | Bugün Adîı:lakî Eğlenceler Atletizm, — sutopu müsabakaları da var kan fostivali tle açılmıştır. Muhtelif Balkan devletlerine mensup ekipler ile Türk ekipleri kendi milli dansla- rını oynamışlar, şarkılarını söyle - mişler, kalabalık bir halk kütlesi t rafında tekrar tekrar alkışlanmışlar- dır. Bu ekipler bugün saat 10 da Bü- vükadada Lüna parkta ikinci müsa- merelerini vereceklerdir. Sonuncu haftanın birinci günü mütenevvi eğ kan festivalinden maada bugün Fe- merbahçede atletizm, Modada su u0- İpu ve gece Taksimde - beynelmilel İgüreş müsabakaları — yapılacaktır. Yarın istirahat günüdür, Yugoslav gemisi g_eliyor Döst Yu harp gemi Dubrov a İst İtmanını ziyare Kırkçeşme sahipleri bedava su istiyorlar Kırkçeşme suyuna batapu olan lar ne ammın önünü al suları da &hirde tifo hastalı Kırkçeşme ve Halkalı #asuz kalmıştır. Belediye Sular İdaresi bazı ma kismen süsuzluğun önüne geçmiştir. Fakat bu Kırkçeşme sü! âf çıkmıştır. Suları kes T bir — Biz şimdiye kadar Timiz için, gerek bahçelerimiz için n kel len halktan bazıları di) kçeşmi suyu kullandığımızdan gerek evle : diyor ? mak için alınan tedbirler arasında kesilmiş, bir çok mahallerde halk allelere Terkos çeşmeleri yaparak le halk arasında orlar ki: silmesile Bele depolar, su hazinelerimiz havuzlar, vardır ve su yollarına ait hususi şekilde tefriç edilmiş su borularımız Binaenaleyh — neelerle doludur. Bal- y LAİT EARA A Vardır ve biz bu suya tapu senedile sahip bulunuyoruz. Belediye Kırkçeşme sularında hastalık var diye kesti. Kabul ettik.. Fa- kat bizim yıllarca sahip olduğumuz suyumuza mukabil Terkos suyu l- zımdır ve ayni zamanda bu tapu senedile sahip olduğumuz bu suyun hazine, depo, havuzlarile birlikte istimlâk edilmesi icabettiği gibi istim- lük yapılıncıya kadar da bize su ver. Tnesi lâzımdır.> Edebi roman:151 Sen de seveceksin! Diye arandım. Hemen hemen hiç bir yerde yoktu. — Salih almış olacak her halde.. caktım?.. Çıkmazsam, m“:: Kapıyı aralık bıraktım ve: — * — Beş dakikada 'gider gelirim.. Diye çıktım. Eve geldiğim vakit, kapıyı kapalı buldum. Kafamın için- den geçen cümle şu oldu: kapamış olacak! Zile bostım. Ses çıkmadı. Uzun u- zun tekrar çaldım. Bir müddet daha bekledikten sonra Salih somurtkan bir yüzle kapıy — Çarşıya kadar gitmiştim! Dedim, — İyi etmişsiniz. Diyerek hemen yukarıya çıktı. O- faya girdiğim vakit, söze başlamak Salih her halde gelmiş, kapıyı | nica Etem İzz: fırsatını kazanmak için : — Anahtarı bulamadım. Kapıyı aralık bırakmıştım.. Dedim. Bir müddet hiç yüzüme bakmadan durdu. sonra : — İsabet olmuş.. Diyerek ilâve eti — Cenabı hakkın iyi kulu olmak fırsatıma mazhar olduğum için çok Wb—ılıııy....m_ Allah hiç bir vakit beni |'darda bırakmadı. Yine de öyle oldu. Bu kelimeleri söylerken çok tok ve sert konuşuyor, âyakta habire yü- |rüyor, dolaşıyordu. Mühim bir şey İSöyleyeceğini, Iyi bir haber verece- ğini sanmıştım. Meğer, ne kadar al- danmışım ve ne kadar bön davran- mışım, Saf saf : — Terfi mi ettin?.. Dedim. Gözlerinde zorlu bir ateşin İalevi parlar gibi idi : | Şöhret | — Şerlo, Napoleon için bir film yap- | mayı tasarlıyor. Filmin mevzuu şu: Napolcon Sent Elen adasınden da kaçıyor. Fakat belli olmasın - diye, yerine, tıpkı kendine benzer bir a dam birekiyor. Parise geliyor, eski arkadaşlarını bularak gizlice, bir ih- tilâl hazırlıyor. Çalışıyorlar. —Artık her şey tamamdır. İki gün sonra ih- tilâ yapılacak, ve muvaffakıyot yü: de yüz. Lâkin tam bu sırada, sahte Napı leon ölüyor. Kimse onun asıl Napo- leon olmadığını bilmediği için, bütün dünyaya «Nepoleor öldü diye haber 'veriyorlar. Nopoleon, sehici Napo » leon, havadisi öğrenince — şaşırıyor, nevmit oluyor ve yüreğine inerek o da ölüyor. Çünkü biliyor ki, kendisi sağ olduğu halde, şöhreti ölmüştür. Ne harikulâde ve beşeri mevzu! Her şey şöhrettir, ve insan bir de- fa meşhur oldu müu, ne yapsa kera met diye kabul olumur. Fakat, diyeceksiniz, bir adamın şöhrete sahip olabilmesi için, muhak- İ kak bir kabiliyeti, kuvvetli bir şah- giyeti olması lüzem değil mi? Lümm. Fakat her zaman için değil, Öyleleri var ki, kendilerine, Ab - durrahman çelebi kabilinden şöhret temin etmişlerdir, meydanı boş bul- muşlardır. Bazan da, hâdiselerin yar- dımt, onları şöhret dağına çıkar - mıştır. Bana bu düşünceleri veren, son günlerde matlmat âleminde gördü. güm bazı yazılar oldu. Meselâ, co; | İstanbul festivalinin dördüncü haf- | / afya üstadı diye geçinen bir <mü - | tası dün gece Taksim bahçesinde Bal- İbeyyiz> in bizzat gidip gördüğü yer- İler için bile, seyahat acenteleri ta- rafından propaganda için neşredilen mecmualardaki yazıları aşırdığına ve altlarına meşhur(!!) imzasını at- maktan çekinmediğine şahit oldum. Matbuata bir daha ve tekrar dü - men bir başka eski meşhurun, on se- İfir, yirmi nazırm bulunduğu bir ye- ve nasıl kaçak girdiğini ballandıra esinde, sa: k tmühim miş gibi #hsetmekle iktifa et dryı Ali yal tiğini hatre e gördüm, Babanın mağarasına şısında parolayı unutan gi sım'a benzettim. Ne olurdu, bunlar Tan Jak R glara el v yan yazılarını k 4 de bir o- kuselar da; Napoleori gidi yaparlar. hretlerini olsun kurtarsalar. Fikret Âdil Si ve ş5) durmayacak Evvelce yasak edildiği halde hâlâ Karaköy köprüsü üstünde bazı oto- mobillerin durdukları görülmüştür. Verilen bir emirle, Köprü üstünde her kimo ait olursa olsun, hiç bir o- tomabilin duramıyacağı bildirilmiş- tir, Mekteplere talebe kaydına başlandı Lise ve orta mekteplere yeni taleb |kayıt ve kabulüne başlanmıştır. Ka- İyıt muamelesi bir ay sürecektir. İMekteplere bu yıl geçen senelerden fazla bir tahacüm vardır. Müracaat eden bütün tlebeler kabul edilmek- tedir. Her mektebe, hangi semtlerin talebesi kabul edileceğine dair olan liste terfi etmedim. H: selâmlar getirdim!.. .. bir tek kelime daha söy- demeden göğsünde ne kadar müzah- rafat varsa hepsini yüzüme boşaltı- yormuşcasına suratıma bir tükürük İsavurdu. Bu vaziyet karşısında bir- |den dondum, kaldım. Ne yapacağımı, na söyleyeceğimi şaşırmıştım. An - İcak: — Halil Necip. 'e bu adı ağzımda bir kere tek- rarlıyabildiğimi hatırlıyorum. Ve a. İgayet zebunkeş bir tavırla — Ya İşte Allah insanın aya- Bına böyle dolaştırır. | Dedi ve.. bir kere daha yüzüme tü- |kürdü. Bu ikinci tükürme hâdisesin- den sonra kendimi toparladım. Ka- famın içinde vonklıyan bir ses san- ki: — Kendine gel, metin ol Emrini veriyord: min ucuna gelen İlk cümle * Necip kim? en tanıyorsun sen onu? No münasebet? landıra yazdığımı, fakat bütün ma- Köprüdeotomobiller maktadır. ltncı Şube bize şu malür mişti» de sigaradan sigara ni yakan 102 kuruş, sigaradan sigara | Sıhhate muzır Gazozlar / Satılıyor | 270 Gazoz şişesi toplanıldı İmeveut üç çivili geçidin haticinden İgeçenlerden ceza almıya devam et- |mektedir. Bunlardan evvelki gün 93 kişi, dün İ108 kişi olmak üzere (201) kişiden İpara cezası almıştır. Bundan başka zabıtanın geceli gündüzlü çalışması dolayı tayanlar azalmıştır. Ancak günde 2 veya 5 kişiye tesadüf edilmektedir. s1 dahilinde hamamlarda yapılan kontrol neticesinde evvelki gün 9 ha- İmam kirli görülmüş ve ceza veril - | Fatih mıntakasında evvelki gün kahvelerde yapılan kontrol netice - inde 270 gazozun içmeye gayrisalih jolduğu görü ve imba edilerek ği ma mü bir şoför yakalanmıştır. ( Sergi için Prost | Ne diyecek? Daimi sergi binası için | birkaç fiklir var Şehcimizde bir daimi sergi binası bmişti. Bu hususta yapılan tetkiklı neticesinde Ticaret Odası, Gülhane parkında, Sanayi Birliği de İstiklâl |caddesinde yeni kurulacak bir bina- da büöyle bir serginin açılması müna- sip olacağı "nütalefsında bulunmuş- lardır. Hattâ Topanede Merkez Ku- mandanlığı binasının oldı bir sergi binası yapılması fikrinde 6- lanlar da vardır. Fakat bu hususta her şeyden önce mütehassıs Prostun |mütalcası sorulmuştur. Prost bu va- dide tetkiklerine başlamıştır. Onun vereceği karara göre hareket edile- İcektir. Dik âik, canımı alacakmışcasına gözlerimin içine baktı — Hâlâ yalan söylemiye çal: İsun değil mi kahpo?! Diye haykırdı. Kükremiş, kudur- muş, hiddetten boğaz damarları çat- acakmış gibi büyümüş bir hal - deydi. Sadece : — Teessüf ederim. Dedim. İzaha çalıştım : Bana kahpe dedirlecek bir şey yapmadım.. ancak, Fakat Jâkırdımı kesti ve ; | — Sus. gux. bir tek kelime iste - | miyorum! Diyerek ilâve etti: — Mektubu bana hei -- Hangi mektubu?. 1 ö | — Halil Necibin sana gönderdiği |mektup, | Birfikir kalamın içinde simşek gi- İbi parladı : — Al © mektubu ond Ve.. bu fikri kuvveden mâk için : — Ben öyle bir mektuptan haber- İdar değilim. çıkar» Belediye zabıtası, Köprü üzerinde | ile tramvay ve vapurdan at- | Bunlardan başka Eminönü kaza - | |kurulması esas itibarile tekarrür et- | — BONTE ceza var! Dün, bu şayiayı tahkik ettik. Şehirde seyrüsefer inlizamına bakan ti verdi Evet, verilmiş böyle bir karar vardır. Sigaradan sigara yakmanın yasak olduğu yolundaki şayiaların asli şudur: Bazı kirmselı bilhassa kalabalık yerlerde, yolda giderken duruyorlar, veya arkadaşlarından sigara yakıyoclar. Tabii bu hal, caddeyi işgal edi- | yor. Bundan başka, sigaradan sigara yakmak gayri sıhhidir. Tifo dola- | yısile, bu gayri sıhhi vaziyetin önüne geçmek için, böyle bir karar veril- caddelerde, p geçenden, B Ayrıca öğrendiğimize göre, geçenlerde Beyoğlunda Galatasaray önün- yakan iki kişi cezalandırılmıştır. Bunlardan sigarası- iktıran da 202 kuruş para cezasına çarpılmıştır. Bu oarijinal yasağı duymıyan okuyucularımız varsa, haberleri olsun.. Avcılar Bayramı Bu gün İstanbul avcılar kurumu her sene olduğu gibi bu sene de avcılar bay- ramını yapmıya karar vermiştir. Bu karar mucibince bayram festi- vale dahil edilmiştir. [ Avcılar ve davetlileri bu sabah İtrenle Küçükçekmeceye, ve burada kurumun husus? otobüsleri ile bah- 'ram yeri olan Ambarlıda Çobançeş- İmesine gidilmiştir. Davetliler sabah İsaat 9 Gan itibaren toplanmıya baş- |lamışlardır. Avcılar sabah erkenden çıkarak vlaya avlaya, aat 11 de bayran A yapılmıştı n sonra kürüm t ammış olan 200 kiş yefeti verilmiştir. Öğleden sonra İyapıl: | eli LA ! Belediyenin 'Yeni |Hâkimleri l Bunlar izalel şüyu işlerine bakacak | Şehir plânınin tatbikı esr İhalkı ve hükümeti en ziyade yakın- |dan alâkadar edecek işlerden biri de Jizalei şüyu işleridir. Bu cihet nazarı dikkate alınmış, bu hususta Dahili- yece yeni bir proje kaleme nlınmıya başlanmıştır. Bu projeye göre İstan- bul Belediyesinde yalnız izalel şüyu İsşşlerine bakmak üzere bir veya iki Ilane hâkim bulunacaktır. Halk, Adliyeye nit hiç bir masraf vermeden bu hâkimlere müracaat e- derek işlerini halledeceklerdir. Bu |hâkimler bu gibi işleri en geç üç ay- da ikmal edecektir. Adliye Vekâleti de bu şekle muvafakat etmiştir. Ka- |nun projesi Meclisin bu devresinde İMeclise verilecektir. nda | — Tabüi bu mektuptan haberin |yak. Çünkü onu ben posta müvezzi- Jinden aldım ve. ben açtım, okudum. — Yalan söylüyorsum.. Dedirn. Ne yalanı?. Diyerek mektubu cebinden çıkar- Nahhhhh... İgarip bir ruh tezadı içinde kaldığı - İrm ömrümün sonuna kadar ifnde &- demiyeceğim. Bir tar | —Ele geç ğ | Rezil oldum | Böyle olmasını istemezdim. | | | Diye seviniyordum. Mektubü he- |men yerden kaptım. Okumak iste - o sanki |dim, Ve Jmuş gibi : — Alçak karı. Oku ve. bana her şeyi itiraf et. Bekliyorum! (Devamı var) — YENiİ BİR YASAK Sigaradan sigara yakmak menedildi; Yasaktan haberleri olmuyan bazı kimseler ceza ödediler ir müddettenberi, şehirde, halkın ağzında bir şayia dolaşıyordu: Si- gara içenler, sigaralarını mutlaka kibritle yakmalıdır. Sigaradan si- gara yakmak yasaktır ve atsi hareket edenlerden de Belediye ceza al- | -— —— ——— —| | j #htiyacı kat'iyyen karşılamıyor. yüzüme fırlattı, O anda nasıl | ırzumu biliyor« Halk Filozofu diyor ki : Türk kızları Türk havalarında İlk kadın tayyarecimiz Sabiha| Gökçen'in Trakya manevralarında yaptığı büyük ve değerli hizmetlerin talsilâtını gazetelerde okuyoruz. Bu kıymetli Türk kızının yaptığı son bie bava keşfi ve kırmızı ordu kuman- danlığına verdiği rapor, emsalsiz bir askeri muvaffakıyettir. -Atatürk'ün de buyurdukları gibi, «Sabiha Gök- çen tam asker oldü. Burada kaydetmek istediğimiz şey İşudu! P Türk kizleri du erkak kürdeşteri gibi, yurt müdafaasında her türlü vazifeyi üzerlerine altp başarabile - İcek kudret ve kabiliyettedirler. Yeni rejimle eski köbne saltanat arasında- ki farklar, her gün gözümüz önün - idıwdu Saltanatın kafes arkasına hap- İsettiği kadına mukabil, bugün Türk kızını, yürt müdafsası hazırlığında, höva kartalı halinde görüyoruz. Sabiha Gökçen, bütün 'Türk kızla- rina bir nümune olmalıdır. Yarın, yurdun müdafaası lâzım geldiği da- |kikada, havalarımızda uçan sayısız, İyüzlerce, binlerce Türk kırı görme- liyiz. x 'Türk kadını, Cumhuriyet rejimi- nin bütün nimetlerinden istifade et- mektedir. 'Trakya manevralarında gördüğü- müz Türk ordusunun kudret ve aza- meli karşısında yalmız biz gurur ve Hühar duymuyoruz. Bütün eenebi- ler de hayranlık duyuyorlar.. Atatürk Türkiyesinin bugünkü ha- li çelik bir kaledir. Bu kalenin taşı toprağı, bu memlekette yaşayan 18 milyon kadın ve erkektir. Bu kaleye kazaen başını çarpacakların vay ha- line!.. Halk Filozofu Hai nnni eli v ai ç iaainmenem Belediye Nizamlarına A ykırılık Gayri sıhhi yapnan börekler var aykırı hare- . esnaf, 1 kurşun mühürsüz su satan, |4 dilenci, 53 sırtta hamallık yapan, 2 ruhsatsız inşaat yapan, & etiketsi 11114[ n, 33 cadde ve humi yer l eden, 11 104 Köprüde çiviler haricinden geçen ve 1l kişi 'de muhtelif suçlardan cezaya çar (pılmıştır. Ayrıca, 302 kedi, 6 köpek ir. Ayrıca, 571 simit ve tram' imha edilmi; |börek te sıhhafe muzir olduğundan |müsadere edil, tir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Kapalı çarşının Bir sıkıntısı Kapalıçarşı Esnaf Cemiyeti İ - dara Heyeti azasından Bay Sait matbaamıza geldi; şunları söyledi: <Nuruosmaniye camü bahçe - | sinde evvelce iki halâ vardı. Biri kadınlara, diğeri erkeklere. Ka || dintera mahsus olen nedense, ka- || petlai. Kapalıçarşıda da bir tek ı halâ yoktur. Şimdi, bütün bu ei- | var halkı, hep eyni halâya gidi- yorlar.. Kadınlar da, erkekler de.. Tabil bu vaziyette bazı imünase - betsizlikler oluyor.. ve bir halâ, $ Bu civarden sık sık geçen yahlar da, bu vaziyeti görü, K Onlar da, ihtiyaç halinde bu ha- | lâya giriyorlar. Burası zaten pis, | berbat bir şeydir. Kadısilar halâsk bir hale yola konup tekrar açılsa | olmaz mi? Va bu halâya bakmak B € fakir bir kodıncağız dâ me- — r edilse, hu civarın büyül bit sıkıntısı defedilmiş olur. Kapalıçarşı ve civarı esasen ka- dadalık bir semt olmakla beraber, bir çok kimseler de buraya alış, veris etmiye gelirler. Binaen - aleyh, burada bir kadınlar halâsı açılması Tâzım değil, elzemdir.» Bu meseleyi temizlik seferber- Tiğile uğraşanların nazarı dikkâ - tine koyuyoruz. | |