- ÇEeemCcaı 6 - SONTELGRAF — 132 Ağustos 1937 Tefrika No:43 — Yazan: M. Sül 'X"".'Lî!&.!l KT Ü D “Ahlat ağa,,,“An çiz,, , “Paçoz,, ne Tercüme ve Iktibas hakkı mahfuzdur demektir, bilir misiniz? “Okşarı,, çekersem kııışınzm hal.. Haydi #“zadegân alayi,, gelm Küçük beylerin kendilerine mah- sus bir konuşma tarzı vardı. v*) İki kopuk, üç palavracı, sekiz on ha- camatçı, bir kaç kıyakçı, sekiz on tu- lumbacı, dört beş hırsız ve yanke - sici bir araya geldi mi, konuşma ara- sında, muhakkak kendi (argo) ların- dan kelimeler kullanırlardı. Esrar kahvelerinde, küçük, toprak döşemeli, tavanında sigara dumanın- dan bulutlar uçuşan - bodrumlarda, Jar arasında, yüzde yir- fazla külhanbeyi argosu söy- Kırık, dökük masaların başında, sarı yüzlü, sakallı, sakalsız, siyah | eden «cızlam!l» edelim | — Yok ben öyle açmaza (28) ge - |lemem. Bana geçmez bunlar. Doğru oyna, doğru konuş.. — İnsan biraz kımıldar. Yanıma geldin geleli bir oyun alamadım. Bi- raz saygı lâzım... Haydi aç başı (29) bakalım. —Dün Knpnıo(' bir gaco mı gör- |düm. Bayıldım, az daha sıfırı tüke- tiyordum (31). — Görüyorum ki, bugün yine si- İvilsin (32), öteni berini denge mi |koydun' gömlekli, yamalı pantalonlu, yırtık | ceketli, fesli, fes narlar, zar sallarlarken, dükkâna ya- bancı bir kimse girdi mi, masalarda- ki iskambil kâğıtları, zarlar gizlice ceplere girer, başlar kapıya doğrı göner, gözler merakla yeni gelen - lerin üzerine dikilirdi. Kahveci gelenlerle konuşur, hoş beş eder, sonra, müşterilerinin te - cessüsle, dikkatle, babazcıya -babaz- cılara- baktıklarını görünce, onlara seslenirdi: — Ulan korkmayın, işinize bakın. adamımdır. (1) Yabancı olsaydı çok- t sepot havası (2) çalardım. Külkanbeyi argosuna birkaç mi- k k beylerin ko nümune kay gal v nuşmalarından b söyledin. Yoksam aval (3) yüzüne bakıp duracaktık. — Recebi her akşam balozda gö- Paçoz (4) lardan birine a- 5) galiba?, Amma yaptın ha?.. Recebi bil- (6) dir, Aftos (7) pa- 7 (8) yüz verir mi? rüyorum y vaktı T h zil V ez mizi e gürültü var. Zade- galiba (9) geliyor arasında 'dum. Baktım bir aynasız (18) anladım ki burada iş yok, hemen mos (19) ettim. (21) bi ellendireyim, ıde mal (2 22) uç Nuri ortalıkta gö Yoksa ançı — Evvelki gün kaşı yarık Haydar- la Fatihte kahvede oturuyorduk. Bir de baktım; uzaktan bir son posta(24) Beliyor, belki, cenaze cemaati ara - r vurgun vururuz diye, biz ik, Edirnekapıyı boyladık. oldu mu bari?. İki Arnavut kesesi içinde yet- miş kuruş, iki gümüş kordon, bere- ket versin dedik, sektik. (25) Görüyorum ki bugün vapur (26) Bun... Ne çene be!.. beşte bir makasla Bugün memleketimizde külhan - teyi adile maruf haşarat pek azal - vuş, hükümetin kuvvetli takip ve tefehhüs propektörlerik arşısında he- men hemen kalmamış gibidir. Vuru- Tum, keserim, döverim, biçerim, ya- karım, öldürürüm, gözünü patlatırım diyenlerin, afi kesenlerin, hallenen- lerin hepsini, kanun) un mühterem hhar şahsiyeti — susturmuştur. görünenler arasında da, bu- gün de yine eskisi gibi söz arasında, lâf ortasında kendi argolarını kulla- mirlar, (27) bakalım. Kafa bu. bep seni mi dinleyeceğiz?.. insanlar kılıç öy- | — Dün akşam dayı Mıgırın mey- | hanesine bir delikanlı geldi, bayıl- |dam. Tam adadiyozdu. (34) 'Top Ömer, Fitil Rıza, Kömürgöz Rozanın evinde toplanmışlar, cüm - büşlenirken fasafiso (35) dan, bir çıngar (36) çıkmış, kamalar, kara - kulaklar çekilmiş, millet biribirine girmiş, hanım evlâtları (37) tüymüş (88) fakat, bu arada Fitil, Top Öme- rin gobegım»m ı;Ienmış (9) . çekince Hepsi Z Ridvan ok: |danda kimse kal (41) etti. ı (40) ey sızlan (Devamı () Dostumdur, ahpabımdır. kovmak, atlatmak, uzaklaştırmak; 3) aptal eptal, (4) kadın, umumhane rmayesi, (5) sevdalanmak, tutul- mak, 6) aç, (7) sevgill, yör, caman, dost, metres, (8) mangır, para, 9) kokoz, kopuk, (10) zar, (11) hilebaz, (12) â (13) hile yapmak, (14) mankafa, ahmak, yontulma - ayı gibi adam, (15) bara, almak, (17) — dört (28) polis, (19) mak, kaçmak,j irar, (20) pı (21) yök, aa gibi t igara, (23) (24) cenaze, (2 (26) sarhoş, (27) lâji uzatma, trapı kes, (28) dalavere, hile, (29) oradan çekil, (30) kadın, (31) ölmek, baş açı (33) kayafeti var) (2) tirmek miş, satuiş » 'a, esyar, temizim, (22) sürülm yürü mak defol, çe |banı, lun, etsiz şan adam, ) kailik » (40) su alamı: NERDESİN?» Rüstem gemiye gelir gelmez ka- marasına koştu. Jüzetta. Jüzetat.. nerdesin? Jüzetta meydanda yoktu. Gemiciler Rüstemi görünce güver- leden koşuştular: — Dümenci Hüseyin, karaya çıkardı. Dediler. Rüstem birdenbire şaşaladı. — Hüseyin bana sormadan Jüzet- İtayı nereye götürebilir?. Diye bağırdı. Gemiciler de garip bir şaşkınlık içinde biribirlerine bakışaral — Tuhaf şey! - diye gülüştüler » Hüseyin dayı size sormadan bir şey yapabilir mi? Rüstem hiddetle bağırdı : — Nereye — götürdüğünü - biliyor. musunuz? Gemiciler : — Hayır, dediler, bilmiyoruz. Ka- yyığa bindiler.. sahile çıktılar. niz mi — Yokuşu tırmandılar.. sonra bir- den gözden kayboldular. — Giderken neler konuşuyorlardı? — İtalyanca konuştukları için bir şey anlayamadık. Rüstem tekrar kayığa atladı.. Sahile çıktı. Kumsaldaki yerlilerden birine sır- du : Bugün gemiden çıkan dümenci |Hüseyinle bir İtalyan kızının nere- ça hisar izmıni taşıyan Aydın ki dünyanın en zengin toprağına ma- lik olan ik Menderes ovasının e- hemmiyetli bir merkezini teşkil e- der. Dağların eteğinde milyonlarca | nsamı mahsulile besliyebilecek ka- |dar mümbit toprağile, vaktile çarşı- İsının cazibesile şöhret -bulmuş İşehirdir. Fakat düşman bu şirin bel- İdeyi harap etti. Çok ıstırap çekm lolan Aydın halkı, şehrin aşağı ma - İhallelerinin birinde bir şehitler anctı dikmiştir. Amıt üzerinde Ergenli vaşında kanlarını feda edenlerin ruh rı için yazılmış güzel ve heyecanlı sözler vardır. Oturduğum otelin sa- İhibi ve onun arkadaşı 86 yaşındaki Enver ağa bizzat müdalâaya iştirak etmişler, bana, korkunç sahneleri bi- kâye ettiler. Jüzettayı | — Ne tarafa gittiklerini görmedi- | | —Düşman ordusu firar halinde ric'at öldürülmüş, şehir üç dela yangına Aydına bir bakış Aydın şenrinin umumT Jzönüne almak | | | | k Sü- | bulunduğu gibi, bir çok y manzerası Mende! vâdizinin yalnız Türkiyenin değil,bel- İzenginliği hakkında bir fikir verir. | harrir bu yerleri şöyle tas- |tâ Bir vir etmiştir *Ovanın aşağısına bakıldığı vakit, güneşin altında billürdan dağ gibi İpir h göz kamaştırıcı kümeler- İden mürekke Zzara bir atr görülür, Man: yeti karşısında hayrete düşenler, Yu- karılara çıkıp efsan şahit olunca, büsbütün hayret eder - ler.» Bu bir kaç cümle, Aydının güzel liği hakkında bir fikir verir zi lerim. Şehir civacında büyük zeytinlik! büyük bah- anın um İçeler de vardır. ettiği sıralarda çocuklar süngü ile | verilmiş, tayyareler bir çok defalar | |bombardımana tutmuşlar, şehri ha- İrap etmişler. Cumhuriyet hükümeti 'bu vâdinin zenginliğinden iyice isti- fade etmek için Menderesin ıslahına başlamıştır Ho;mı su altında bır burada taşan suları ana 1rm mek için büyük bir tahl çılmıştır. Bu kanal & gin ovanın bu Birça Kurtuluyor. Pamuk lar sulanmış oluyor. H |de de açılan kanal, 40 bi İl asını temli Irmak a Nazilli o- ordu. Şimdi altından tiştiren tarla- lu önün- dönüm tar- etmiştir. Bu na alınan mahsulün isline çıktığını |kat yang n kökü, zeytinyağı, pam n bunlara fazla'zarar ve | Nüfusu 211,7 7860 metredir. Bozdoğan, Çine, Söke, Nazilli |Jzaları yardirı —— Çevresinde — zengin Gntin krom, kurşun, demir, gümüş maden- leri vardır. Türkiyenin bir çok yer- lerine incir (kuru ve yaş) üzüm, zey- tinyağı göndermektedir. Son zaman- larda kuru inciri İzmir vasıtasile Avrupaya sevkedilmektedir. A, Kaylân İ | J hası Aslanım! Seni bekledik. gelmedin. Kızcağız sı duramadı. aldım, buraya getirdim.. İye gittiklerini biliyor musunuz? | Yerlilerden biri: bir sahneye | ! Aıırueada Sulh Ü Habeş meselesi I'Ik iş ispanya değ *Ingıltere,Habeşın ilhakını hukukan tanımıya hazırdır. Yalnız mesele 1Mılletler Cemiyetinin reyine bdglıdı acar basınının mütaleasına göre lain ara- edilen mektuplarda çok e ifade bulan tanzim ve etraflı bir mesâinin ktedir. İtalyada ihtllâf ve zıd- n kaldırmak niye - inde doğ- aşma husulü ığı cihetle İngiltere şimdi bilvasıta Avrupada umumi bir anlaşma yolu ile İspanya meselesini beynelmi panya meselesi mek yor, tehlikesinden âri kılmak isti - İNGİLİZLERE GÖRE... nelmilel matbuatın ve bilhas- selesinni değil, Habe; inin hallidir. Daily Telegraph diplamasi muhabirinin müsbet bir şekilde formüle ettiği gibi İngiltere, stan meselesinde şimdiye ka- ırduğu noktai nazarda deyam * miüzalleriyet ve hâ- yetinin ancak fiilen tanımaktan Ti geçmediği Mmüddetçe Hariciye Nazırı Ciano, Eden ile zakere için vâki daveti kabul ede- ez. Maamafih İngiliz hükümetlinin Şarki Afriksdaki İtalyan İmparator- loğunu hukukan da tanımıya âmâde olduğu muhakkaktır. hitap ettiği mektubunu gandeıım—ı ı evvel pı 4 bil HALK UPERETİ Bu Akşam Heybeliada, plâj gazinosunda Eski Hamam Eski Tas 13 Ağustos Cuma akşamı Büyükdere aile bâhçesinde Şirin Teyze ordu k YeTAKBUL Rüslem gemide _İüzetta yı aradı, bulamadı. Acabd Venedik dilberini kaçırmışlar mıydı? Rüstem telâşla sahile döndü., Bize balık ısmariadı.. getir!) dedi. birdenbire göğsünü. şişi- rerek geniş bir nefes aldı - Demek bi Elbette b gidecekler?! Reisin evine. — Balıkları götürdün mü? — Çoktan.. götürdüm de pişirdiler bile. (Rüstem im eye gittiler m.. başka nereye Ya sizin, yahut Murat Rüstem sevinçle yokuşu çıkmıya | başladı. Fakat, hiddeti geçmemişti. Dümenci Hüseyin eski gemiciler- dendi. Rüsleme saygı ve sevgisi vârdı. Cna sormadan böyle işlere karışmaz- di amma, nasıl oldu da - Jüzettayı - Rüstemi beklerneden - gemiden çı- karmıştı? Rüstemin şakakları atıyordur Kaşları çatık.. suratı asık.. run delikleri hiddetinden & Tp kap ve bu- k sık rdu Acaba evde neler © c İyeti azala | ihtilâtlara sebebiyet ver- giliz matbuatının fikirlerinden | İtalyan | Başvekil Chamberlain Musoliniye | |gütere ile İtalya arasındaki karşılık izalardan ı—.,_.:n lah ve tahkim İçil Tenin İtalyaya yapacağı teklif ancak İngilterenin bu ilk şartı kabul ve ilfaya â ması halinde bir mana ve kıymeti haiz olabilirdi. |Bununla beraber İngilterenin Mületler Cemiye * |hukukt no |hayli güç ol cından bir çoğı ük devletler menfi nokta; 1 görülmektedir. Bu noktai nazalarr, bu devletlerir İbugün mevcut hal ve vaziyeti ne tar İnımak ve ne de onu: edikleri $ |hassa kü mamile ermli lı akameti iz politikası menfiliğin İbi Milletler Cemiyetinde aza de |terin İngüterenin — isto İkonstrüktif bir Avrupa » İyol açıp h me | bbüslere girişile- miyeceği cihetle anlaşma aksiyonu- nun muvaffakiyeti hakkında bir hü Gçin — Evvelemi: 'Küllletler Cemiyetinin eylâl içt ını beklemek Vâzımdır. » İlik, İngilterenin de Bgibi, İspanya devletleri arasındaki ihtilâf saha - sından — uzaklaştırılması - lâzımdır. Müsbet vazifeler önünde devletler İspanya meseletine k: |vaş bâriz bir hattı ler. Zira hetice, ania; olan Avr edeme: meselesi! hilen tehdit —.——— —— ZAYİ narası 3933 İbrahim oğ- Mus- r. Yenisini çıe inin hükmü yok- maaş tat « Yenisini y zmıau_;ır:—.d:r cskısmın yoktur. ğa yokuşunda 2 ede müteveffa Mehmet Remzi eşi Ü ardı hdukça n yanındaki birkaç Arap ailesi terne evlât gibi bakarlar; çama- Jşızlarımı yı kar ve yemeğini pişirir- lerdi. Zaten Rüstı den başka bir yere gi di. O, akşamı bekli; batıncaya kadar mezse, limandaki gemisinin ve ni şişirip Feluceden uzaklaşacak sahillerde Murat R: iya çıkacaktı. İşte Rüstem, ve arai Zettayı mıştı. Rüstem yokuşu tırmandı Evin kapısı önünde durdu. Küçük pencereden bir kadın başı uzandı * Rüstem.. Rüstem.. Rüstem başını kaldırdı.. bunün için Jüzettayı kendi evinde — görünce tlümsedi. Ve içeriye girerek, se - vinçle bağırdı | Nerdesin, Jüzetta? Seni de aradım.. bulamadım. — Bulamayınca merak mı ettin? — Elibette. Merak etmez miyim'! — Nerede kaldın şimdiye kadar?» Rüstem oturdu.. Geniş bir nefes aldı : Buraya hâkim olan kabile rei Jsini görmiye gitmiştim. Yanındafi Tayrılamadım. geri - (Devamı var)