3 Temmuz 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

3 Temmuz 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ufuklarda yeni bir Avrupa har- bi'nin sarhoşluğu var.. Musoliniye göre, İtalyanlar İspanyada dövüşmüşler, harp etmişler, muzaffer olmuşlar, şan ve şeref kazanmışlar Asya işleri gittikçe safpa sarıyor, ademi müdahale muvatfak olamıyor mu?, Amm Kamarasmda Başvekil Ne- vil Çemberlâynin söylediği söz- ler Avrupa, Amerika gazetelerinde muhtelif dedikodulara yol açtı. İs- panya hükümetinin müşterek bir nümayiş yapmak için Almanların, İtalyanların ısrarı kar- şısında İngiltere ve Frânsânın bu- na taraftar görünmiyerek ona gö- Te cevap vermiş olmaları Berlin ve Romayı memnün elme İngiliz Başvekilinin sözlerindeki Csas şudur; İspanyada devam eden — dahili muharebe Avrupa devletleri ara - sında bir muharebeye malh, İspanya hudutları içinde kal- malı. Bu esastan hareket edilerek İngiliz Başvekili anlattı ki, İs ya topraklarına kimse sahip ç mâz. İngiltere olsun, Fransa olsun buna razı olamazlar. Harp çıkma - gını istemiyor. İngilterede pazar günleri çıkan Sandey Ekspres gazetesi bugünkü İngiliz.siyasetinin hedef) latırken diyor ki Edebi Roman No: 45 Zekeriyya Sofrası hillerinde | selesile alâkadar bütün - milletler | arasında bir anlaşma temin ederek | ademi müdahale siyasetini bir ha- | kikat haline getirmek; 2 — Alman- yanın tekrar Milletler Cemiyetine girmesini temin elmek. Almanya Milletler Cemiyetine girmeli ve yalngz başına olarak takip ettiği ik- tısadi siyaseti bırakmalı 3 — Ademi tecavüz misakları ak- tedilmeli: Almanya Garp devlet - lerile havai 'ademi tecavüz misak- ları akdetmelidir. 4 — Beynelmilel kanfera Bu be lel ticaret işleri düzi ceği gibi «Harbin iktısadi sebepleri> ortedan kaldırılmalı. bir sayede iktısadi toplunmalı eli Baldvin hükümeti, bırakarak çe- diği zaman Maliye Nazırı Çem- berlayn kabine riyâsetine gelince, İngiliz siyasetinde faal bir ral oy- namak istiyeoeği söylenmişti. Şu son zamanlarda hakikaten yeni Baş. vekllin şayanı dikkat bir f t sarfederek harici meselelerde de fikrini söylemek fırsatlarını kaçır- mayışı gözden kaçmamaktadır. Kra- lın mra da İngi | Yazan: AKA Gündüz baş başa, bir gazeteye bakıyorlar- dı. İçlerinden bir tanesi yüksek ses- le okuyordu. Mavişe zaktan tanıyorlardı. İrkildiler, yer- lerine geçtiler ve sustular, Arala- rında kendilerinin anladığı bir iki Böz işareti dolaştı. Benzi gözlerinin etrafı morarmış, halsiz Maviş bunların farkında olmadan bir kenara oturdu, Hiç bir şey dü- şünemiyordu. Yalnız yüzünün sarı- Tığını, halsi ni babasından nasıl saklıyabilecekti. Vapur büfecisi çatlak sesile dolaşmıya başladı: — Nane şeker! Limonata, gazoz! Küçük gazete satıcıları avaz avaz haykırıyorlardı: — Yazıyor! Anzavur paşanın mu- harebesini yazıyor. — Yazıyor. Ali Kemalin Mustafa İ Şmıle hücumunu Yazıyor, uçuk, | — İzmiri yazıyor. Ankarayı ya - î | zayor. Halife ordusu on bin milli - Ciyi esir aldı, hepsini yüziyor. İk- l dam, Sabah, Alemdar, Serbesti, Şe- | riat, | — Çocukların yartık sesleri arasın- da gözetelerin başka şeyler de yaz- dıkları işitiliyordu: Yazıyor! sarhoş kızın rezâlete lerini yazıyor! —Yamıyor! polise kama çeken paşa kızını yazıyo: Karakoldan kaçan sarhoş Nu- | riyeyi yazıyor! Köşedeki kadınlar biraz telâşlı, biraz he nlı, fiskos ettiler, Ma- vişin bulunduğu tarafa yan gözle baktılar. Mavişin dünyadan haberi | | yoktu. Ne çocukların yaygaralarını | işitiyor, ne kadınların telâşlarını Bgörüyordu, Bir aralık kadınlar kon- İmparatorluk Konferansının top - lanması “münasebetile Londraya gelmiş olan dominyonlar başvekil- lerinin fikirleri, Londra hükümeti üzerinde müessir olmuştur. İngil- | tereye düşman olabilecek bir ta- kım Avrupa milletlerile haş geçi - nerek sulhu devam ettirmek, do - arın ileri sürdüğü başlıca esas olmuştur. Onun için şimdi İn- | panyadaki dahili harbin bir gün olup bir Avrupa mühare - besi halini almaması için uğraşmı- | karar vermiştir. İngiltere sulhu muhafaza için ica- beden her türlü teşebi yeti göstermekten ger caktır. İngiltere, Fransa vı sında bugün tam bir anlaşma var - dır. Bu üç devlet icabında biribir- lerine yardım edeceklerdir. İngil- tere şimdi Almanyayı da böyle bir anlaşmaya iştirak ettirerek bir mi- sak yapmak istiyor. Bu takdirde İn- giltere Fransa ve Belçika ile Al- s ve kalmıya - bir ademi tecavüz tirileceklir. Bu mi- ikanın toprak- trol m T l ler. Memur una bir şeyler söy (herkesi rahatsız edi - yorsunuz.) diye çocukları çıkardı. Vapur da kalkmıştı, İki dakika son- ra solda Ayaspaşa sırtları göründü. Bir duvara! bir kâğıda, bir ağa- ca bakar gibi oralara bakıyordu. Ne kafasında, ne yüreğinde oraya karşı bir duygu yoktu. Bir tahta mankenden daha tahta idi. Şu yukarıdaki satırları ben mi yazıyorum, benim için başkası mı? Etzafımda hiç bir ayna bulur diğı halde beriki benliğim öteki ben- Tiğimi görüyor. Gözlerimi kapamı- yorum, hayır, gözlerim açık, işte görüyorum. Rodosun önünden ge- oruz. Deniz dalgalı, gök bulutlu. Evlenmek kuruntusu ile satılmağa giden iki mahalle kızı sol tarafta, Biri sakız çiğneyerek — konuşuyor. ötekisi sahifelerini çe muada gördüğü resimleri niçanlı - sına soruyor: — Köprü resmi mi bu? — Lââ! bu bir dikiş makinesi - nin reklâmıdır. — Dantelli fistan giyen bu ma- Belçika ara- | izdiği mec- | Tarı eriniyet bltma alınacaktır. Al- manya bu suretle Fransaya, Bel « çikaya taarruz etmiyeceğini taah - hüt edecektir. Buna mukabil Alman toprakları- | nın da her türlü taarruz ihtimalle- | rinden korunması için bir misak daha akdini, İngiltere çok düşün - mektedir. İşte İngiltere, Avrupa sul- için bunlârı yapmıya çalışacak- Diğer taraftan yine pazar gü:! | ri çıkan Sandey Dispaç gazetesi de İspanya meselesinde — İngilterenin bugün almış oldu; olduğunu söy man ve İtalyan noktai nazarlarını, n da Fransız nokt ırmak esasına göre- dir. İngiltere şunları teklif etmekte- dir: 1 — İspanyada bulunup ordu işlerini gören bütün yabatıcı egönül- lü, leri çekmek, 2 — Propagandacı ve saire suretile İspanyay, ancı gönüllüleri İspanya « nazarını uz dan çıkarmak.» r İngiliz gazetesi de şöy- imı 6 ner seyfidad HIKAY Yazan: Reşat Feyzi 15 Günlük izi * d gemiyordu. Bu budalalık olacaktı. Kapıyı vurdum. Oda: Patron, mükellef yazıha: şında bazi evrakı imz. Yetlere k ım. V Bi dedim maruzatım var efendim, Kaşlarını çattı. Yüzüme bakmı- yarak: r? dedi. Ma! Ne x Yutkuün anmıyacak mı idi, um. Efendim, diye malümu öliniz olan kâye ile sözüme ba: rum. Fakat sabır buyurarak bende- nizi dinlerseniz, minnettar olurum.. Patronun yüzünde her zamanki | câli tebessüm dola; —Söyle bakalım, dedi.. Bu sözlerden cesaret almıştır. Ceketimin yakalarını iki elimle üçük bir hi- | amak istiyo- | v çektim. Göbeğimin üstünde kolları- mı kavuşturdum. Anlatmağa buş- ladım: — Efendim, malümu âlileridir Ametikan gazetecileri arâsında Hörst zenginliği, yüzlerce gaze - tenin sahibi ve gazetecilik kralı | unvanile meşhur bir rattır. Bu zat, bir tarihte, tetkik seyahali için Av- rupaya gelir.. aylar süren Du seya- hat osnasında, işlerini uzaktan da- hi takip etmekten geri durmaz. Günlerden bir gün Höfst, Amerika- dan bir telgraf alır. Telgraf, müşa- rünileyhin gazetelerinden — birinin umum direktörü tarafından gönde- rilmektedir. Meali ise hülâsatan şu | yoldadır: tenin — başmuharriri erinde, som zamanlarda | hmal ve dik- | katsizlik gi ktedir. Vazifesi- ne nihüyet verilmesi hususunda emir ve irade olbapta efendin hazretlerinindir». Hörst, okuduğu bu satırlar ü rinde düşünür. Mevzuu bahsedilen başmuharrir, en kıymet lışkan, meşhür elema: ridir. Fakat şimdi?.. Ne karar ver- meli?.. Umum direktöre şu telgralı cevaben yollar: <Filân gı bay filân işl müth bir «Mevzuu bahs başmuharrir fi - lân baya üç maaş nisbetinde ikra- nuz olan bu meşhur fıkr ve vazife. bıkkınlık gelmiştir. Üç maaşi ramiye, iki ay izin, faal ve çalışkandı. Bir pom'bm işçi hâleti ruhiyesini bilmek © ik dilme; Bu ce hayret t patron dan başka, yapılacak bir tron, c ğ anın w:; kadar.. ikinci KIf me çok bağlıdır. aman yorulmuş VE u";k e onu yenl BZ urun At, O eskisinden çok daha € içie ve mühim biF meseledirr. Anlatacağım hiküye bi N niş bir nefes aldım. Mendilimle > zümün terlerinisildim. Bizim Pit başını önüne eğmiş, bir de sabit bir noktaya bakWÜ” du. Odanın içini derin bir $es$ kaplarsıştı. ç Asıl mavina, sedade gelik İ 1 Bütün cesaretimi topbyâ öze başladım: — Efendim, sobkat eden manzuru âlinizdir. Havalar da € ce ısındı. Bendenize eğer ©f k günlük bir mezuniyet Jütfede” yap” TC üzel meşali olursanız, hem biraz istirahat | ize Y | mış olür, hem de, müesseseni?? * ni enerji ile avdet eder, gazet€ daha müfit olurum, kanâati yim, saşlarını ç lemi masaya vuruyordu. beklemek ne zör.. Yine önü Tak ağır ağır konuştu: — Söylemeği zâit bulurum bay Reşat Feyzi, ne burasi ka, ne ben Hörast,'ne de sefi Am; kalı esef (Devnit 6 inci saylad? mışlar, sinema artisti mi ne? — Lââ! Bu bir madam değil yâ sitti, bu baharda çiçek açmış bir ağaç! — A, hiç te iyi basamamışlar, Evet bütün bunları nasıl nöktası noktasına görüyorsam, bunların arasında öteki kendimi de öyle görüyorum. Bazı iki benliğim birleşiyor, bazı -şŞimdiki gibi- ayrı- hyor. O zaman ben iki ayaklı bir oöbjektif oluyorum da öteki kendi- mi olduğu gibi tesbit ediyorum. İş- te; Maviş ayağa kalkıyor. Kadınlar manasız gözlerle bakı - yyorlar. En son o çıkıyor. İskelede | bulunanlardan bir çoğu bakıyor. Her vakit ba lardı. — Zevkle, sempati İle, işt e bakıyorlardı. | Fakat şmdi öyle değil! Şimid bir az hayret, biraz fiskos, biraz bu - | ruşmuş bir yüzle bakıyorlar. Kim bilir niçin? Maviş bu bakışları gör- r. Görse bile anlayacak halde . Her zaman bindiği bir araba | yaklaşıyor. Arabacı saygı İle ayağa değil kalkıyor. Biniyor, Atlar'tırısa kal- kıyor. Arabacı bir kaç defa yan dö- nüp kendisine bakıyor. Dayanamı- yor, çekingen, fakat saygılı bir ses- le yavaşça söylüyor: — Geçmiş olsun küçük hanım. Maviş duymuyor. Faytonun kö- şesinde dürülmnip, bağlanmış bir bobça gibidir. Arabacı kızarıyor, | konağın kapısına kadar bir şey söy- liyemiyor. Kaç para verdiğini bil- meden içeriye giriyor. Alt katta kimseler yok. İki hizmetçiye de sesleniyor: — BHacer, Eleni. Yukarı sofada ihtirazlı bir ko - şuşma, merdivenlerden gürültü çı- karmamıya çalışan dikkatli bir iniş. Hizmetçilerin kıp kırr dolu gözleri, küçük hâhımlarımı gö- Tünce büyüyor. Hayret mi? Korkumu? Ne? Bel- li değil. İkisi binden larına sarılıyorlar. Ağlayorlar. püyorlar v maklarını dudak - | larının uçlarına götürerek gürültü edilmemesi lâzım geldiğini anlat - mak istiyorlar, — Ne var, ne oluyor? 4 —__-mı.— banımefendiciğim, şey, | paşafendi biraz rahatsız d — | — Rahatsız mı? Yatıyor MÜ i. Maviş biraz kendine geli zeredir. Babasının hastalık hö onda bir kamçı testri yopıYOF: Hir şafını çıkarırken izahat istiy OK metçiler kısa kesiyorlar: £ Bu sabah birdenbire birAf T? hatsızlardı. Korktuk. Dokttor ğırdık. Doktor da başka döki? Durunuz, gitm tenbih ettiler, izin vermi seyi yarına hıv,—.kmx_va_mî“'z, Kot 4m çıkmayınız” eden atılı ce Filr a çarp dar çarpa, nefes ala ala çık' “:",,,ınl“ da durup kulak veriyor, 8e odasında ses yoktur. Yaklâflİ gar riden hafif bir mırıltı KEİİ” " yae pıyi açıyor ve adımını & vişi gören dört doktor P ( e ak yor, Dizlerinde çabuk ç'“:.: man yoktur, Trabzanlarâ z yor ve yavaş yavaş, Kat

Bu sayıdan diğer sayfalar: