6 -SONTELGRAFP- 1 Temmuz 1937 — ——— — © Tefrika No : 1 Yazan : M. Süleyman Çapan ——— ——— —— | _ışM_WJ 'ESRAREN GİZ <L İSTANBUL “Ebülhüdayı yazıyor, Elüfürük, Elüfürük!, Sürgünler, yıllarca ayaklarında zincir, boynunda demir halkalarla yatan — Avnullahıkâzımi'yi LEsrarengiz İstanbul, günü gününe ahnmiş, toplanmış, seçilmiş motlardan çıkarılmığ 30 yıllık bir yazı silsileridir. Bu silsilede, 324 h£rtice ilk günlerindeki heyecamı, fırka- cılık ihtiraslarımı, o günlerin güazeteciliğini okurken, bir ta- Tafın da o devirdeki tulumba yarışlarını, sandık kavgaları- mı, semai kahvelerini, külkan> beylerinin yaptıklarını, esra- Tengiz cinayetleri, Mahmut Şevket paşanın katillerinden Kör Eminlerin, Topal Tev- fiklerin, Nazmilerin macera- larını, Turgucu Cemalin mari- fetlerini, hayret ve heyecan- Ta takip edecek , hursızların, yankesicilerin nasıl manitacı- lık, kaldırımelıik, dezdizcilik yoptıklarını öğrenecek, ve yi- ne, bir takım masum kızların umümhanelere nasıl düştük- lerini, esrar kahvelerinde, en | gizli — fuhuş — ocaklarında geçen vakayü, İngiliz polisle- tinin pencerelerden kumarhanelere girip bastıklarını ve daha bir çok heyecanlı, garip hüdirele- Ti bulacaksınız. (Esrarengiz İstanbul) son otuz yılın siyast, nç; fe- ci, kanlı bir tablasudur.) . 824 | 00.2R ilüninı takip eden günlerde idi, Trablusgarp ve Fi - zandan, Akkâ ve Rados kelelârin- den, Arabistanın haşin ve ateşin çöllerinden, velhasıl vatanın uzak, yoksul ve yetim köşelerinden bir çok menfiler, siyasi sürgünler ko- Şa koşa İstanbula geliyorlardı Sait bey (*) ile Kasideci zade Zi- ya Molla Yemenden, Ebüzziya Tev- fik bey Konyadan, Ahmet Rıza bey Fransadan, Prens Sabahattin Mar- silyadan, Müstafa Fazıl paşa ile (Karagöz) gazetesi sahibi Ali Fuat bey Paristen, Çürüksulu Bahri paşa Vandan gelmişlerdi. Bir çok vatan- severler, anayurda kavuşmuşlar- di Vapurlar, dükkânlar, resmi dai- veler, şehrin bütün köşe ve bucağı donatılmıştı. Muzikalar çalıyor, da- vullar gümbürdiyordu. Hürriyetin istirdedi ve sürgünlerin avdeti mü- nasebetile günlerce ve günlerce şehriâyin yapıldı. Nutuklar söylen- di, hasret ve sevinç göz yaşları bir- birine karıştı, bayraklı, zurnalı is- tikbal alayları tertip edildi, sürgün- den geleceği haber alınan her va- tandaş alkışla, takdirle, tâzimle kar- pılandı. Hele müşir Fuat paşa - İn- €ir köylü Hüsnü paşa zade zasından deli Fuat paşa - ile er patrik İzmirliyan efendi çok par- lak ve mutantan bir merasimle kar- şılanmış, Galata rıhtırı yizmi an a- İ binden fazla insan toplanmıştı. Va« tana kav sürgünlerin hemen 1 bir mahkemenin n, manâasız hir le İstanbuldan uzaklaştırılmış za- vallılardı. Halkın coşkünlüğü, samimi te- zahürat günlerce devam etti. Ge- celeri fener alayları tertip edili- yor, Rıza Tevfik -şimdi yüz ellilik- lerden- ve Selim Sırrı beyler sokak — Ü Kemal paşa zade Sait bey, «Lâstiks namile maruftur. Eski (Vakit) ve — (Filip) ta da muharrirlik etmi bügili, zarif, nükteden, güz. nuşan bir adamdı. Ve her evvel mütekâmil bir insandı. Hü- cumları çok kuvvetlidir. Mülge Şü-| Tayi devlet Tanzimat dalresi iken Mütareke yıllarında öldü. Seit be- yin Galatat tercimeleri adlı kitap- ları ve (Tarik) gazetesinde ,gıkan #iyasi icmalleri pek meşhurdur. itfaiye merdivenlerile | Sinop başlarında konferanslar veriyorlar, bir taraftan da âsayişin temini için âzami gayret göstçriyorlardı. Hafiyeler, jurnalcılar, birer kö- şeye sinmişler, büyük bir korku ve heyecan içinde yaşıyorlardı. Sansürün kalkması matbuata de- rin bir nefes aldırmıştı. Korkunç kâbus Babrâli caddesinden çekil- miş, mes'ut ve münevver bir gü- neş doğmuştu. Herkeste bir gaze- tecilik hevesi uyandı. Biraz eli ka- lem tutan bir gözete çıkarıyordu. Bir çok günlük, haftalık gazeteler, mecmualar, mizah gezeteleri çık- maya başladı. Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi ve Tüccar zade İbrahim Hilmi bey- ler (Boşboğaz) isimli bir mizah ga- zetesi çıkarmışlar, halkın yıllarca | hasret kal min ediyorlardı. Merhum Sait Hikmetle, Sermet Muhtar ve Osman Kemal -şimdi e- lektrik şirketi müşteriler Bürosu (El'üfürük) adlı bir mizah gazetesi çıkarmışlardı. Bu gazete, iz- tibdat ricslini çöp arabalarına dol- Gurmuş, halkın yuha sesleri arasın- İ da, mülevvesat ve müzahrefatla denize dökmiye götürüyor, Abdül- hamidin rüya tâbircisi ve sihirbazı Ebülhüda Efendiye şiddetli hücum- larda bulunuyordu. Müvezziler bu gazeteyi: — Elüfürük, bol tükürük? Diye bağıra bağıra satıyo lardı. Resimler çok iptidali, mizahın in- celiğini taşıyan bir şekilde yapıl - Mamış olmakla beraber, halk alâ- kadar oluyor, bu kabil gazetelerin sayısı günden güne çoğalıyordu. (Karagöz), (İncili Çavı ze), (Hökkabaz) bupgü: kan mizah gazetele Günlük olarak çıkan gazetelerin h adlarını sıralamak ve hatırlamak oldukça güç bir işdir, Bir taraftan her gün bir kaç ga- zete çıkarken, diğer taraftan da bir takım siyasi cemiyetler teşekkül etmiye, faaliyete geçmiye başla « mıştı. İstanbulda meşrutiyetin İlünm . dan sonra kurulan ilk siyast cemi. yet (Fedakâranı Millet) fırkası ol müuştür ve cemiyetin teşekkül va teessüs kararı (Sultanahmet) mey- danında verilmi; Hürriyetin ilânından bir ay son- ra, menfalarından İstanbula dö - nen sürgünler, Sultanahmet Mil- let bahçesinde (Şimdi tramvay du- Tak yerindeki park alan yer ki, vak- tile orada yine böyle güzel bir bah- çe ve bir de kirasihane vardı) bir zindanında kendilerine reis seçtiler! içtima terlip et mişlerdi. Bu içti- madan — mâaksat, bütün sürgünleri tanıştırmak, arak larında bir tesa. nüd vöcude ge- tirmekti. O gün Sultanah- metteki Millet Bahçesi bötün sürgünlerle dok muş, yıllarca mene falarda çekilen azap vo felâketin acıları birer birer sayılmış, — baykı- rılmış, göz yaşla. rı, sevinç kahka. balarına karışmış. f heyecanlı nuütük- lar biribirini takip etmişti. Son sözü söyle. yen Doktor. Saip Beyden sonra Necip Nadir Be; söz aldı, oldukçi Uzun süren güzel ve i bir hitabeden sonra, si « yasi mağdurların hukukunu müda- faa etmek maksadile bir cemiyet teşkilini teklil etti. Bu teklif alkış- larla ve büyük bir ekseriyetle ka - bul edilmiş ve (Fodakâranı Mil « let) namile teşekkül eden cemiye « *Elüfürük, gazetesinin başlığı tin ana bhatları, programının esas- | Tarı o gün hazırlanmış ve «Binlerce menfinin ittifakı ârasile teşekkül etmiştir.» (12 Ağustos 1324), Cerniyet neşrettiği bir beyan - namede maksadı teşekkülünü şu suretle ilân ediyordu: «Menfa va firar #amanlarında çekmiş olduk- ları ıstirap ve yoksullukları İmkân (Devamı var) Bir tavzih Bir şebekenin tevkif edildiğini haber vermiştik. Bu münasebetle tehdide uğrayan Sürmeneli Hasan Tahsin ismi etrafında bazı iltibas - AD | lar olmuştur. Sürmeneli bir çok | Hasan Tahsin olduğu anlaşılmak- tadır, Hâdisede ismi geçen Hasan Tahsin Şişlide Celâl Bey apartma- nında oturan ve Bahçek; pıda Cer- manya hanında kemisyonculuk ya pan Hasan Tahsindir. A e y j n Otobüs Sahiplerine: Otobüs talimatnamesi mucibince camların dağılmaz — ciasten olması şarttır. Memlekette bu cins cam tedariki imkân dabilinde girmiş oldu. gundan bilümum otobüslerin birinciteşrin 1937 tarihine kadar camla. rını dağılmaz şekline sokmaları olunur, - (3836) —. MA A İstanbul Gümrüğü Müdürl ğünden: Gümrük satışından: Sarayburnu numarasız 654 sandıkta 37605 kilo daralı ağırlıkta ve 5641 lira değe. rinde bulunan kaçak kesme şekerli ile Sirkecideki satış salonunda satılacaktır. Satış Müdürlüğünden parasız alınır, makbuzlarını ve ticaret odası vesikalarını usulü daireslade zarllar koymaları lâzımdır. Tekli mektoplarını kadar Satış Müdürlüğüne makbuz BCi e ilemi li ğ e , |K akâve || 1! Kemancıya âşık | (* özcü seyfadın devam) — Seni bi : ün mevcudiyetimle se- viyorum, güzelim! | |— Dedi ve sözüne ekledi: ı — Sensiz yaşıyamam. artık! | Ya kocan?! Onu düşünmüyor kadın, başını delikanlının | süne dayadı ve Aşk ateşi gönlü kuşattıktan k sevgiliden başka kim - seyi düşünemez, dedi, Yine güzel bir yaz akşamı. Mar- bir Maranın mavi suları üstünde Boğaza doğru ke; rine kavuşan irinin olan iki sevgiliyi taşı - dalı gören iki genç- | oruyor! satıdaldaki kadını tarar miı- | — Hayır. — Tüccar Necdetin karısıydı. — | | — Ya şimdi? | — Şimdi de kemancı Vildanın â- | | şıkı. — Demek kocasını terketti? — Evet 1 genç, âşıkı mi? Boğarzda se!: yor, Delikanlı, sevgilisine: — Üşüyeceksin güzelim, döne - lim, diyor. Fakat genç kadın onun bu teklifini kabul etmiyor, | — Hayır, sevgilim, dönmiyelim, Bu güzel akşamdan, bu güzel ha- vadan ve bu güzel denizden İsti - | fade edelim. Delikanlı sevgilisine sokuluyor, onu kolları arasıma alıyor, yeşil | gözlerini, onun tatlı bakışlı, lâci- vert gözlerine dikiyor ve dudakları, onun cazibeli düdaklarındaki ne- | is şarabı kana kana içmiye başlı- yor. İki âşıkı taşıyan sandal, Boğaza doğru süzülüp gidiyor. Liman memurları Yardım sandığı Rıhtım ve Liman İşyarları Yar- dıim ve Tasarruf Sandığının sene - lik genel toplantı ve heyeti idare | seçimi için yapılan toplanlıda aşa- ifdaki üyeler yeni heyeti idareye seçilmiş ve bu sene hissedarana 9b 16 küsur nisbetinde bir temettü bı- rakmıştır. Yeni idare: İşlelme servisi Şef muavini Bay Refik Alpman (Reis), Muamelât gişesi âmir muavini Bay Ahmet Canıtez (aza), Manifesto Bürosu baş memuru Bay Haydar Yüksel (aza), Muamelât Gişesi Em- tla baş memuru Bay Salm Aktan (aza), Anbar baş memuru Bay Rüş- tü Özyener (aza), Koöntrol Servisi memuru Bay Süheyi! Açbağ (aza), Muamelât Gişesi emtla memuru Bay Faiz Payzin (aza), Mürakıpliğe: Teftiş servisi mü » fettişi Bay Nihat Emengen, Mua - melât Gişesi âmiri Bay Kâdri Çif- ter, Muhasipliğe: Muamelât Gişesi emtia Memuru Bay Ferruh Ayral İstanbul 2 ci İera Memurluğun- dan Paraya çevrilmesine karar ve - rilen İstiklâl caddesinde 110 da ga- zinocu Nako Çangopoloya ait bilard 7-1-97 tarihine düşen çarşamba gü- nü saat 12 den itibaren satılacağın- dan ismi geçen yerde bulunacak Memuruna müracaat olunması ilân | olunur. (935/30 iyesi” İlânları lâzimgeleceği ehemmiyetle ilân $ 4 sayılı ambarında S. R. markalı ler 19.7.937 günü kapalı zarf usulü Şartaamesi aynı yerdeki lilerin 425 lira teminat akçesi » İstek rına havi zarfların tam saat 12 ye İ karşılığında verilmesi mecburidir, Zarflar saat 13 de Salış Salonunda usulü dalresinde açılacaktır. (3654) ] | ma, kazanç saklıyan bir adam oldu- Eski İstanbul batakhaneleri: KUM İkinci k AR.. —HBH yazan M. S. ÇAPAN — 112 — Trotvar yapan gençler, sokakta bulduk” ları adamları bildikl ler ve trişörlere koydu. | sepeti ağrına | iluk, ellilik banknot- | alı r de görür Diyerek sepeti ortaya Hakikaten ça: aşır (500) Bu güzel manzara da, oyuncula- | £ rın iştahasını çekmedi, oynamadı - | lar; — Çok yorulduk, uykusuz kal - | dık! Diye itizar ettiler. F sonra röndevü vermeyi unutmadı- | Tar. Dokter (R.), (HL) ve (M. S.) & dalla İstanbula geçerlerken, S.) doktora sordu: — Memnun musun? kat, iki gün n.. Ben bir şey ka- zanmadım, paraları hep size dev- rettim, sandım, le, pek mühim bir şey de- Ancak (50) lira... (M, S.) az daha aklını öynata - caktı. Şaşkın şaşkın. sordu: — Ne?.. Ne dedin?. — Ancak (50) lira canım!.. İlk yarım saatte kaybettiklerimizi kur« tardık, ger ialdık, bunları da mı kâr sayıyorsunu?. (M. 8.) bir şey demedi. Desede ne olacaktı. Paracıklar — bir kere yerini bulmuş, doktorun cüzdanı- na girmişti. Dünya bir araya gel- | se, onların yerinden çıkmasına im- kân yoktu. Şimdi, Doktor (R.) nin zulacılı- ğimı, arkadaş parasını arakladı Büunu bildiği halde, ihtiyatlı davran- madığı için kendi kendine kızıyor- du. Bu işde, biraz da — kabahati kendinde bulduğu için bir şey de- medi. süstu, (R.) nin verdiği (10) İrayı cebine attı. İki gün sonra, Doktor (F.) nin evinden çıkıp, iskeleye doğru iner- lerken, Doktor (R.): — (F.), dedi, yüzden fazla tek li- ra ile, (50) ye yakın beşlik çıkardı. Halbuki, meydanda ancak (15) ta- ne bir Hralikla, (10) beşlik — var. Bunlar ne oldu?. (M. 8.) hiç istifini bozmadı, gü- lerek şu cevabı verdi: — İki gün evvel olduğu gibi ak- tarma oldu. Fakat bu sefer başka cebe... Kadın oyuncular içinde de tri- şörlük yapanlar vardır. Abdülhami- | din paşalarından (K.) nın kızı Ba- yan (N.) trişör kadınların içinde sayılı fırtımalardandır. Trişör kadınlar, bizzat masaya | geçip oynamak, fendbazlık yap - | maktan ziyade, evlerinde, apart - manlarında poker oynatarak, bir- takım zengin oyuncuları, Anado- ludan İstanbula gelen paralı adam- ları, köyün tüccarlarını falan av » layarak, paralarını soydurmıya va- sıta olurlar ki, bu işin bir ucu da gizli fuhşa dayanır. Bu gibi yer - lerde, genç kadınlarla, içki ve ko- kain, trişörden daha faal rolü oy- nar, | Güzel bir kadın, genç bir kız, er- keğin yanına oturur, bacaklarını sıktırır, baldırını tutturur, içk nar, kokain koklatır, velhasıl cil vesile, içki ile, kok e oyun: | ŞİRKETİ HA | çocuklar da di eri evlere götür temizletirlerdi gaA sarhoş ederek paralarını çal oğlun” vazıtalık eder, Bugün, Bey' Köelet f da böyle bir çok evler, köşelef A tmanlar vardir çund Bayan (T) :parhn;v.'vlf:g böyle poki ri çok ı'—';;_ hattâ Beyoğlunun meşhur HF Jerinden (R.), poker masasımdi İT lerken, Anadoludan gelen biT ? yuncu tarafından yakalanmıştir. (T.) nin apartmanına uygül | ve alâksız güruhundan bir "*'" etmiş, bunlar ar yaparken yakaladıklifi uncuları getirerek evdeki İ şörlere temizletmişlerdir. .. Kumar, bazan bir iptilâ, bİr l':_ tiras halini de alabilir ve bür Y mz süfli, pespaye, « kumarbâf * bin yaması kirnseler için de; en yüksek içtim. eden kimseler için de vandır. kat, bunlar, ekseriya boğulmai Çünkü, böyle batakhanelere meleri ender olabilir. X Muhittin Birgen'in Son M& tofrika ettiği İttihad ve Tertk de on sener den aldığımız şu fik ? bir sadrazamın bile poker OYt? Banı tesbit eden hakiki bir Vi dir: «Yalta'dan dönerken Talât P€ yin halini görmek, İttihad ve int rakkinin ©0 zamanki devi "#_ Suymak için kâfi Idi. Biz zaman olsun Rusya yükünün bafiflem” bulunmasını hissetmek, önü b*;» denbire sevindirmiş, — kendistlli korkunç bir kâbusun ağır yükü tından kurtulmuş olmak ı»:"*;’;' vermişti. Bu rahatlıkla onull çocuk gibi poker oynamak için F rar edişi hâlâ hatırımdadır. GÖU güf gestt el düş" rimin önünde duruyor. Bir kâğıt bulamadığımız için bir * kart dö vizit üzerine İzzet Paşü (67 çenlerde ölen Sadrazam Ahmet ” zet Paşa) ile birlikte kâğıtlark *9; retler yapmış ve sonra bu kâğ” larla poker oynamışlık.» 144 gi İstanbul — batakhanelerinin P?" ker bahsi burada bitti. Şimdiye F” m ve anlattığım şeyli anızı çekmiştir. dar yazı her halde a! eskiden, kibar kimseler arasil poker, bakara gibi, halk ve 8V? arasında da hatıra gelen ve ge? yyen binbir türlü oyunla kumaf © ğ nanır ve her yerde, haline gört T” le ve hud'a yapılır, safdillerin P” raları alınırdı, ; Kumar oynamayı, kimseye, İ yen tavsiye etmem. : Yalnız *l şey insan başından geçer!» defTi Şayet, siz de bir gün bir yerdt P: rasına, bildiğiniz bir oyunu o.'"'d_ manız teklifi karşısında kahıf © oynumak gafletini de gösterirs bu yazdıklı layınız. y olmazsa, bi , çalınması tehlikesinden kurt! olürsünüz. e Boyoğlu 80, 6, 997 M, s. Çapit —— YRİYEDEN: İ SON Boğaziçinin Sayın Halkına Yeni ve fevkalâde kolaylık 1 — Şimdiye kadar fevkalâde tenzilâtli bir aylık ve İki Iy'.k abonman kartların mücerred sayın halka daha ziyade sühuleli temin maksadile bu kere yalnız bir aylık olmak üzere terlip V" satılmasına karar verilmiştir. 2 — Bu bir aylık kartlar dahi eski İki aylıklar gibi Rumelihisit ve Vaniköyüne kadar iskelelerde 9 bukluya kadar ©, 30, Kavaklara Va 25, Emirgün, İstinye ve adar 9, 35 ve bu sön minlâkâ kış ayları tenzilât nisbeti / 40 dır. 3 — Bu kartları hamil olanlar ay hakkını haizdir, 4 — İşbo kartlar Pazar günleri maksızın şirketin bi 'nı günde mükerrec gidip gEP” he mintaka - ve kısım farkı OrANI cağından arzu buyuranların 3 Toemmuz 937 tarihinden bıalır'."f: Köprüde Enspektörlük dairesi Müdüriyetine müracaatle karilarını veya İdarel merkeziye Kot tedarik etmeleri ilâr. olundf ni