İtalyadan Habeşistana | mütemadiyen genç kız gönderiliyor Orada bu kızlarla evlenenler ev ve arazi sahibi oldular ÂAltı yılda tatbik edilecek plân iç 12 milyar liret s l Habeşistânda tatbik dünya- im- B ir se beri Muüazzam çalışma pi arı hşi hayvanlar — ve timsahlarla bo- *tistanda b Manzor isi ve azami der edebilmek için iklisadi ça- 1 gösteren bir plân hazırla - bi İanda muh Gen iti Ördü Yolları yapılıyor ve uza geçiliy Nıîckinş bu 4 N zarfında Habeşi Orluğu çöktü. İtalyanlar b ZİYİ işgal ettiler. Bundan sonra Oom, obil yolları yapılmıya devam Sdildi, Bugün, lam bir yıl soh- Aşmara ile Adisabeba 1000 ki- trelik bir otomobil yolile biri- Hirine bağlanmıştır. H yolun geçtiği Ylerini ürperterz içtur. 3000 metre irtifada tam u- Sürum kenarlarına betonlar üstün- tutturulmuş yoldan erken hiç kimse otomobi! nden dışarı bakmak cesareti- Vö Rösteremiyor. arfede 'alyanlar Habeşistanda ilk işler arastnda mahabere vasıtalarını temin etmiye koyuldular İtalyanlar en ziyade Avustur- valı mütehassıslara güveniyor- lar ve onları işe alıyorlar. Bu- nuda Avrupada güttükleri si- yaset icabı sayıyorlar AA Çalışma plânmın ikinci madde - Bini iskân toşkil etmektedir. Fakat mak si- miktarda Habeşistanda İtalyanlaşlır ya yasetini temin için kâfi İlalyan yoktur. Bunu nazarı dikkate alan İtalya hükümeti ordu ile Habeşistana gi- den bütün askerlere isledikleri ka- dar arazi verdi. olanlara da ayrıca evlen - mek için para verdi ve İtalyadan kız d, Dünya tarihine bu şekil- mek ilk defa İtalyada cudü Habeşistarı iklimine olanlar içinden 2000 kiz seçildi. Bu lâr Habeşistana gönderildi. Orada- ki bekârlarla evlenmeleri temin e- dildi. enen çiftlere derhal ev ve a- di. Bu suretle bunların iş- ânı tamamlanmış oldu. at iş asıl bu Muntazan bir şekilde ve teknik bakımından ziraat, maden iş- tmek ve nihayet ticaret yapmak bediyordu. İlalyanlar arasında kâfi miktar- da mühendis, çiftçi, maden mühen- disleri yoktu. İtalya hükümeti bu vaziyet karşıdında fevkalâde ola- rak yaptığı bir toplantıda Habeşls- tanda Avusturyalı teknik adamla - rından istifadeye karar verdi. Esasen Habeşistan İtalyanların e- line geçince bir çok memleketler « den, bilhassa Macaristandan, Al « İtalyada, kocaya var- | dan sa; | le neşrettikleri makalelerde (1918 ceklermiş! manyadan, hattâ İsviçreden işsiz « 1 ler Habeşistana dolmuştu. İtalya Hükümeti son günlerde verdiği bir kararla bu adamlara Ha- beşistandan çıkıp gitmelerini bil - dirmişti. Avusturyalılara yapılan müsaa- deden sonra bu ecnebiler de Habe- şistanda çalışmak için hükümetten izin istediler. Bütün ecnebilerin Habeşistanda iştihasını uyandıran İ metinin son Habeşistan ve diğer mıntakalar. da imar plânını tatbik için İtalyan hükümeti tam 12 milyar lirct tahsi- sat vermiş ile yapılacak imar almak için çırpınırken İtalyan Hü- nız Avusturyalılara aha etmesi hepsini mütees- sir etti. Maamafih bunun bir siy set icabı olduğunu söylemiye lü « zum yoktur. Avusturyalılarla İtalyanlarn ara- sı çok iyidir. Hattâ Ayusturyayı Avrupada İtalyanın yarı kolonisi vardır, diye iddia edenler de bu - lunmaktar Filvaki İtalyanların Avusturyada yaptıkları büyük otomobil yolları ve bir çok mühim sanayi işlerine koydukları sermayeler Avusturya | hakkında ne kadar müsamahakâr davrandığını gösteren misallerdir. Avrupada işsiz kalan Avusturya- hlar, bu vaziyetten ister istemez memnundurlar. Hele İtalyan h metinin Avusluryalı mühendis, mi- mMar, ziraatçi, maden — mühendisi, falar için verdiği karar » a Avusturyalılar, İtalyan lera karşı daha çok bağlanmışlar- | dır. Bu hareket, Avrupalı politika adamlarına göre, Musolininin yeni usta bir siyasi zaferidir. Avusturya hükümeti bu karar » dan sonra muhtelif gazetelere ver « diği ilânla Avusluryalı mübi leri ve teknik adamları iş başına davet etmektedir. Viyana gazeteleri bu münasebet- den 1935 e kadar Avusturyadaki teknik okullarından 11.000 mühen- dis çıktı. İş hayatı Avusturyalı tek- nik adamlarına kollarını açıyor. Teknik adamlarile başlıyan hare « ket, Avusturya ve İtalyan Afrikası arasındaki iktısadi faaliyetin bir te- meli olacaktır. Bu, Avusturyanın iktısadi hayatının istikbali için bir fali hayırdır) diyorlar, Pasis sergisinde Mareşal Peten'in İhtira ettiği bir Makine Paris sergisine gi- denler daha neler görebilirler ? P aris (Hususi Muhabirimizden) — Büyük ihtiralar sarayının içinde ufacık üç makine duruyor. Bunun birisi otomobil, tayyare ma- kinesidir. Otomatik şekilde olan bu makine, fuzuli şeyleri atmakta ve faydalı esasları muhafaza etmek - tedir. İkinci makine yine bir olo « mobil, tayyare makinesidir. Üçün- cü makine, en modern bir tayyare makinesidir. İlk günlerde gayet ba- sit gibi görünüp geçilen bu makine- ler, bütün sergi binalarını gezip gö- rüldükten sonra birdenbire meşhur oluverdiler. Çünkü bu basit gibi görünen ma- kineler, bir makine mühendisinin ihtiraı değildi. Bu, Fransız ordusu- nun tanınmış mareşallarından Pö- tain'in © idi, Fransız ordusunda hayatını çürütmüş olan bü kuman- dan, orduların makineleşme siya- C düşmana karşı yapmaları sları düşünmüş, 0- zım olan © na göre bu gibi görü: n üç ma- hariçten lay kurşun veya D si noktasından çok uğu anlaşılı f mühim roşalın bu ihtirar vil tayyarecilikte h fenalıklara karşı v vetli olması meselesinde çok mü - akinenin kuv « himdir. Maresal P&taln'in ihtiramı yak ş-"’î'"",—_' GR z Mareşal — Peten e imzast nız askeri değli, Insahiyete en bü- yük hizmet olarak kabul edenler vardır. Sergideki ikinci yeniliklerden bi- risi de, bir mühendisin, dişçilerin işine yarıyacak ihliraıdır, Altın köp- rüler ve altın ruron için milyonlar- ca altinin mahvolup gittiğini gö - | Ten mühbendiş, altinın hizmetini gö- recek madde bulmuştur. Sergideki garabetten birisi de meşhur inek çanıdır, İsviçre pav - yonuna konmuş olan bu çan, İsviç- re pavyonunun tavanına asılmış « tır. Yere kadar boyu vardır. Yüz binlerce seyyah bu çanı görmeden geçmiyorlar, Fransızlar, Paris sergisine bütün dünyanın devlet reislerini de da - vet etmişlerdir. Bu daveti kabul €eden majestelerden ilki geçen haf ta Paris Sergisini ziyaret etmiştir. Bu Yeta TI dır. Afrikada Zambe- zide ierayı saltanat eden siyah hü- kümdar, ilk defa olarak Avrüpaya gelmiş ve Londradan Parise geç- miştir. Hükümdarın en ziyade ho- Şuna giden Eyfel kulesile Afrika kabileleri pavyonu olmuştur. Hükümdar, Pariste iki gün kal- mıiş olup tekrar Londraya dönmüş- tür. Oradan doğruca Afrikaya gi - decektir, Hükümdarın bü kadar acele et- Mesinin sebebi, Afrikada fil avı- Ma mevsiminin gelmiş ol- “—adar, tanınmış fil avcısı ol- u güzel mevsimi kaçır- akineleri hazırlatmış- | lerce öldürd Derilerile güzel .—. tıkları zehirlerle | S leri vardır. Fakat bu güzellik içinde ne müthiş mahzurlar oldu - hât etmiş olan- ğunu oraları lar pek iyi bilirler. | — Bu mahzurlar nelerdir, diyecek- | siniz. Milyanlarca sinekler boyları izim bildiğimizden çok iri kırkâ- yaklar, akreplor... Bunların en müthişi de hiç aklımıza gelmedik yerde pusu kurmuş olan yılanlar- dir. Bu sıcak memleketlerden biri o- lan Malakka'da yüz otuz sekiz çeşit seniz bu yılanlara tesadüf eder « Taşıyorsunuz, — yılanın Mmutlaka işitirsiniz. İrilikleri ve uzunlukları değişir. hışıltısını Bazılarının boyları on metredir. Bir taraftan öbür tarafa geçerlerken, yolu kapatırlar. Hattâ sahil sula - rında dolaşan zehirli yılanlar bile vardır. Hindistanda her sene yılanlar binlerce insan öldürüyor. Eğer Ma- lakkada yılanlar bu kadar İnsan öldüremiyorlarsa, sebebi, Hintliler gibi evlerini toprağın üstünde de- ğil, direklerin üzerinde inşa etmiş olmalarıdır. ZEHİRSİZ, FAKAT MÜTHİŞ BİR YILAN Malakka'nın en müthiş yılanla « rından biri on ve daha ziyade met- re boyunda olan ve Piton denilen yılandır. Bu yılan gerçi zehirli de- Bildir, fakat bir defa ısırdı mı, in- lay kolay kurtaramaz. Bu yılan şi- Kkârının vücudüne dolandıktan sön- ra, bir insanın kemikleri kırılma - dan ve nefesi kesilmeden kurtul - masının imkânı yoktur, Bu yılan 8$ -SONTELGRAF — 1 Tommuz 1937 üğü birer zinet teşkil eden ne yılanlar var ki, bazıları üç metreden fışkırt- ebediyen kör ederler xcak Mmemleketlerin hiç şüphe- siz kendisine mahsus güzellik- yılan sayılmıştır. Hemen nereye git- siniz. Bir gül mü koparmak isti - yorsunuz, tarlada mı, yolda mı dö- l Banyodan evvel ı Yılanların her sene bin- insan ü diyarlar kadın ayaklarıncda avcıların gözlerini Güneş altında mes'üt uyuyan ÖU gue arlir.cce Ki aşrila | yalnız ehli hayvanlara değil, vahşi | hayvanlara da saldırmaktadır. Fakat insanlara saldırışı nadir- dir. Ancak gafil uykusunda yatan | insan müstesna! Onun için Malak-* kada gece bekçiliği zor bir işdir. Bu yarımadada oturan bu yılanın yediklerişetine büyük bir kıymet verirler, KOBRA YILANLARINDA SEVDA Halbuki zehirli yılanların hemen hepsinin boyları daha kısadı beş metreyi geçmeyen bir ci daha vardır ki, bil sa çiftle; leri zamanlar, son derece korkur.ç- turlar, Meselâ kobralar!.. Bu lar çiftleştikleri zaman, kol kola de- nilecek şekilde tenezzühü severler. Eğer bu sırada erkek olsun, dişi ol- (Devamı 7 nci sayfada)